Lunapark Kapandı - Mario Levi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Lunapark Kapandı kimin eseri? Lunapark Kapandı kitabının yazarı kimdir? Lunapark Kapandı konusu ve anafikri nedir? Lunapark Kapandı kitabı ne anlatıyor? Lunapark Kapandı PDF indirme linki var mı? Lunapark Kapandı kitabının yazarı Mario Levi kimdir? İşte Lunapark Kapandı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Mario Levi

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786051115511

Sayfa Sayısı: 646

Lunapark Kapandı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hayalleri, masalları ve yenilgileri olmayan insan, bu hayatı yaşadığını söyleyebilir mi?.. Ya o tutku hikâyeleri?.. Bizi bir yerlere götüreceğine hep inanmak istediğimiz, ancak kapımızı çaldıklarında her zaman dilediğimizce yaşayamadığımız, haklarını veremediğimiz o aşklar, sevgililer?.. İlişkilerimizde 'yasaklı' olan nedir, duvarı ören ve bize hissettiren kimdir aslında?..

İnci, zorlu, terk etmeler, terk edilmeler ve tuzaklarla dolu yolunda, tek başına ayakta kalma savaşı veren, otuzlarında genç bir kadındır. Yaşadıkları, bir laneti sonuna kadar, her ilişkisine taşımanın hikâyesidir. Aramızda yaşayan, konuşulamayan, üstü örtülmek istenen bir yalnızlıktır onun da yaşadığı. Dışarıya gösterilen kadın, içeride yaşatılan kadından çok farklıdır. Onu tanımak için, aslında sıkı sıkıya kapalı bir kabuğu aralamayı bilmek gerekir. Kabuğun derinlikleri çok yumuşaktır, çok sıcak ve hassastır. Ama kabuğu gerçekten aralamayı göze almak, yaralanmaya ve parmaklarını kanatmaya her zaman hazır olmak da gerekir. İnci bunu bilir de, kendisiyle ilişkiye giren erkekler ne kadar bilir?..

Geriye, kendilerine bir düzen kurduğuna inananların, hayatın neresinde olduklarını sormak kalıyor. Doğruyla yanlışın, haklıyla haksızın, suçluyla suçsuzun birbirine karıştığı bir dünyada, her an yıkılabilecek bir köprünün üzerinde yürüdüğünüzü, kendinize en son ne zaman sordunuz?..

Lunapark Kapandı' Sadece Bir Aşkı Anlatmıyor

Mario Levi, 'Lunapark Kapandı' adlı son romanında, yasak bir aşkın dünyasına giriyor...

Kırklarında, durmuş oturmuş bir hayatı, bir işi ve bir ailesi olan bir adam, genç bir kadına aşık olur... Hikâyenin çıkış noktasıdır bu. Ancak roman zamanla, otuzlu yaşlarında, bekâr, tek başına bir ayakta kalma mücadelesi veren bir kadının hikâyesine dönüşür. Hikâyenin baş kahramanı İnci, aslında çok büyük bir trajedinin kahramanıdır da aynı zamanda. Birçok kadının yaşadığı, ancak günümüzde kolay kolay konuşulamayan, dahası ısrarla örtülmeye çalışılan bir trajedidir bu.

Zamanla da tüm yerleşik değerlerin sarsıldığı ve tartışıldığı bir yere gelinir. Roman bu değerleri de tartışmak ve sorgulamak istemektedir. Bize öğretilen ve benimsetilmeye çalışılan bu değerler de kadar ve nereye kadar, üstelik kim için doğrudur?.. Aileler bizi her zaman dışarının tehlikelerinden korur mu? O kadar özlediğimiz aşkı, kapımızı çaldığında, gerçekten yaşayabiliyor muyuz? Kendimizi, özgürlüğümüzü yaşamakla, konforumuzu seçmek arasındaki sınır nerededir? Ya mesleklerimiz? Her zaman kendimiz için doğru bur yerde olduğumuzu söyleyebilir miyiz? Hayatımızı özlediğimiz ve istediğimiz gibi yaşayabiliyor muyuz gerçekten? Yaşayamıyorsak, neyi, ne adına sürekli erteliyoruz, ertelerken de neleri farkına vararak veya varmayarak ıskalıyoruz?.. Roman bu soruları soruyor, zaman zaman yanıtlıyor, zaman zaman da yanıtları okuyucuya bırakıyor. Çünkü bu yaşananlar bizim hayatlarımız, bu sorular bizim sorularımız...

Okur bir de romanın sonunda büyük bir sürprizle karşılaşıyor. Bu sürpriz de bu soruları hem daha anlamlı, hem de bir daha sorulur kılıyor.

(Tanıtım Yazısı'ndan)

Lunapark Kapandı Alıntıları - Sözleri

  • Hayatımızda yer etmiş hiçbir acıyı, hiç kimseyi öldüremeyiz aslında. Sadece zamanla onları bir yere koymayı öğreniriz.
  • Birdenbire onu böyle utandırdığıma üzüldüm. İşte ben birçok kez böyle çıkışlar yapıyor sonra da kimi insanları üzdüğüm için üzülüyordum. Birini durup dururken dövmek gibi bir şey bu. Kimi yumruklarını, kimiyse sözcüklerini konuşturuyor.
  • “Suç, suçluların sayısı arttıkça hafifleyebilir miydi?”
  • Ben insanları hiçbir zaman öyle hemen, kolayca anlayamadım zaten.
  • Hayalleri,masalları ve yenilgileri olmayan insan yaşadığını söyleyebilir mi ? Ya o tutku ilişkileri? Bizi bir yerlere götürebileceğine hep inanmak istediğimiz o aşklar,o sevgililer ? İlişkilerimizde duvarlar ören ve bunu bize hissettiren kimdir aslında ? Kendini kazanmanın bedeli,birilerini kaybetmeyi göze almak mı ? O hayalleri yolun neresinde bitiriyoruz ?
  • Suç, suçluların sayısı arttıkça hafifleyebilir miydi?
  • Şöyle bir soru da takılıyor örneğin aklıma: hayalleri, hataları ve yenilgileri olmayan insan, yaşadığını gerçekten söyleyebilir mi?..
  • Tutku, bir sevgilide ölmekti, ölmekten başka türlüsünü yapamamaktı.
  • Yaşadıklarımı düşündüm... Haklıydı... Anneler bazen çok haklı olur...
  • Hissettiğin ve düşündüğün şeylerin kontrolünü bir başkasına bırakırsan, insanlığından uzaklaşırsın.
  • Hayatımızda yer etmiş hiçbir acıyı, hiç kimseyi öldüremeyiz aslında... Sadece zamanla onları bir yere koymayı öğreniriz.
  • “… O anlarda, tıpkı o yakınlarımızın cenaze törenlerindeki gibi, İnci’nin ölümüne olduğu kadar, kendi ölümüme de ağlıyordum elbet.”
  • Hayatımın bu kadar kısa süreceğini bilseydim, daha çok çılgınlık yapardım. Ama ancak bu kadarını yapabildim. Hayat, sen de bilirsin, hiç ertelemeye gelmiyor... Romanını benim için de yaz... Tüm bunları yazıp yazmamaksa sana kalıyor. Haydi bakalım...
  • Zor zamanlardı o zamanlar. Zor ve çok yaralayıcı zamanlar... Kendimi bu kadar acıtmamalıydım belki... Ancak insan, ne yaparsa yapsın, kendini kendinden kurtaramıyor, gerçeklerini hayalleriyle ancak bir yere kadar örtebiliyor.
  • İki tip insan vardır... Gidenler, gitmeyi bilenler ile hep aynı yerde kalanlar, kendilerini aynı yere ve birbirlerine tutsak edenler...

Lunapark Kapandı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir kitap 646 sayfa boyunca hiç sıkmadan tutkuyu anlatabilir mi?Böylesine edebî bir dille...Güzel kitaptı, son 50 sayfayı gözyaşlarıyla okudum.Anlatıcı roman yazmaya çalışan reklam ajansında çalışan 40'lı yaşlarda bir erkek ama asıl hikaye İnci'nin hikayesi.Evli ve bir kız babası adamla İnci arasındaki yasak aşk etrafında başlayan olaylar çok başka yerlere de akıp gidiyor.Yazarın psikolojik tahlilleri,dikkat çekmek istediği gerçekler,yaptığı tespitler çok güzeldi.Kabuk bağlamayan yaraların, zincirlerini koparmaya çalışmanın, hapsolduğumuz toplumsal normların,ailelerin, terk edişlerin,terk edemeyişlerin, aniden önümüze fırlayan hatıraların, geçmiş travmaların,yine kadın olmanın bedelinin ama en çok tutkunun romanı.Ada,elektrikli tren,lunapark gibi varlıkların sembole dönüşerek bizi alıp götürdüğü düşünce denizinde yüzmeyi sevdim ben.Ve yine bir kez daha kadın olmanın zorluğu en hüzünlü haliyle gözyaşlarıma dönüştü,bu eril düzene lanet okudum.Biraz da çok sevdiğim İstanbul'un sokaklarında gezmeyi sevdim,belli ki yazar İstanbul'u seviyor.Bu karanlık süreçte hasret kaldığım Beyoğlu, Kadıköy gibi güzel semtlerin sokaklarında keyifleve özlemle dolaştım.İnci'nin hikâyesini sevdim ben yüreğime işledi. (Devrim Özgür)

Öncelikle şunları söylemek istiyorum. ''Okuduğum en iyi romanlardan biriydi. Harikaydı. Yazılan tüm duyguları, aşk, zevk, şehvet, pişmanlık, kırgınlık, öfke, hepsini tek tek hissettim. İçime işledi resmen. Son zamanlar da okuduğum en iyi romandı. Mario Levi'nin dili edebidir. Edebi ve çok akıcı değildir. Edebiyatı gerçek anlamda sevmeyenler için daha doğrusu edebi dili gerçekten sevmeyenler için okunulması zor bir kitap olduğunu kabul etmek gerekir. Lakin... Eğer okuyabilirseniz, duygu hissetmelere doyamayacaksınız. Levi, iyi ki varsın.. İyi ki bu topraklar da doğmuşsun.. Var ol.. (Enes ŞENTÜRK)

Yine eskiden okuduğum fakat gerek karakterlerin gerek olayların hafızamda yer ettiğini söyleyebileceğim bir kitap. Olaylar erkek kahramının dilinden anlatılıyor olsa da roman kahramanı bir kadın (İNCİ) ve onun yaşamından kesitler... Evlilik dışı yaşanan bir aşk hikayesi, o aşk içinde adamın kızının yer alması, tutarsız davranışlar sergileyen kadın kahramanın geçmişinde yaşanmış olan travma ve hüzünlü bir son... Yeniden okuyabileceğim bir kitap. Tavsiye ederim (Yaselimin)

Lunapark Kapandı PDF indirme linki var mı?

Mario Levi - Lunapark Kapandı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Lunapark Kapandı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mario Levi Kimdir?

Mario Levi, 1957 yılında dünyaya geldi. 1975’te Saint Michel Lisesi’nden, 1980 yılında, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. İlk yazıları “Şalom” gazetesinde yayımlandı. Bu yazılarını daha sonra “Cumhuriyet”, “Stüdyo İmge”, “Milliyet Sanat”, “Gösteri”, “Argos”, “Gergedan”, “Varlık” gibi yayın organlarındaki yazıları izledi.Yayımlanan ilk kitabı “Jacques Brel: Bir Yalnız Adam” (1986) adını taşır. Bu kitap üniversiteyi bitirme tezinin romanlaştırılmış şeklidir. İlk hikâye kitabı “Bir Şehre Gidememek” ise 1990 yılında yayımlanır. Otobiyografik özellikler taşıyan bu kitap, yazarın hem aşkları, hem de çocukluk ve ilkgençlik yıllarıyla hesaplaşması gibidir. Kitap o yılın Haldun Taner Öykü Ödülü’nü kazanır. 1991 yılında yayımlanan ikinci hikâye kitabı “Madam Floridis Dönmeyebilir”de İstanbul’un azınlık çevrelerine ve topluma uyum sağlamakta zorlanan insanlarına yer verir. 1992 yılında “En Güzel Aşk Hikâyemiz” adını taşıyan ilk romanı yayımlanır. Sonra araya uzun bir sessizlik girer. “İstanbul Bir Masaldı” adındaki hacimli romanı 1999 yılında yayımlanır. Bu kitap da yirmili yıllar ile seksenli yıllar arasında İstanbul’da yaşamış bir Yahudi ailesinin hikâyesidir. Şehrin öteki azınlıklarından kahramanlar bu hikâyede de görünür. Mario Levi, yazarlığın yanı sıra, Fransızca öğretmenliği, ithalatçılık, gazetecilik, radyo programcılığı, reklam yazarlığı gibi işler de yapmıştır. Halen Yeditepe Üniversitesi’nde ders vermeye devam etmektedir. Ayrıca yazı atölyelerinde, bu yola gönül vermiş insanlara Yazı Yaratımı dersleri de vermektedir.

Mario Levi Kitapları - Eserleri

  • Bir Şehre Gidememek
  • Bu Oyunda Gitmek Vardı
  • İstanbul Bir Masaldı
  • Yanlış Tercihler Mahallesi
  • Madam Floridis Dönmeyebilir
  • Karanlık Çökerken Neredeydiniz
  • Lunapark Kapandı
  • Size Pandispanya Yaptım
  • Bir Cümlelik Aşklar
  • İçimdeki İstanbul Fotoğrafları
  • En Güzel Aşk Hikayemiz
  • Bir Cuma Rüzgarı Kadıköy
  • Bir Yaz Yağmuruydu
  • İstanbul Öyküleri
  • Bu Salı ve Her Salı Şişli
  • Bir Yalnız Adam: Jacques Brel
  • O Pazartesi Eminönü
  • Pazarın Yalnızları Beyoğlu

Mario Levi Alıntıları - Sözleri

  • Farklılığın bedelini ödemek kimin için kolay oldu ki?... (İstanbul Bir Masaldı)
  • Sevilecek değil, İstanbul aşık olunacak bir varlıktır. İstanbul ile bizimkisi eski bir kara sevda ve ihanet meselesidir. (İstanbul Öyküleri)
  • Hayatımızda yer etmiş hiçbir acıyı, hiç kimseyi öldüremeyiz aslında... Sadece zamanla onları bir yere koymayı öğreniriz. (Lunapark Kapandı)
  • 'İyi' bir insana giden yol, birçoğumuz için çok kirlendi artık sanırım. (İstanbul Bir Masaldı)
  • Sözler bir mirastır. Duygular da. Onlardan geriye kalan nefesler de. (Bu Oyunda Gitmek Vardı)
  • “Cehennem” sadece “başkaları” değildi, içine düştüğümüz hayattı da çoğu kez… (Karanlık Çökerken Neredeydiniz)
  • Kendi küçük tarihimde kelimelerden ve ket vurmalardan örülmüş bir duvarı bir şekilde aşmaya çalışıyorum anlayacağınız. (Madam Floridis Dönmeyebilir)
  • Bugünlerde hepimizde bir keyifsizlik var . (İstanbul Bir Masaldı)
  • Ancak her hüsran, her çıkmaz, kendince bir yaratıcılığı besler. Her yoksunluk, her yenilgi ve eksiklik aslında bir kapıyı açar. (Bir Yaz Yağmuruydu)
  • Bir yalnızın Bir başka yalnızın yalnızlığına Hiçbir zaman tahammülü olmadı. (Bir Yaz Yağmuruydu)
  • "Sarmadımsa da belden, geçmedim bu emelden... Bir haziran maceradır, onu aldılar elden... Başkasına yar oldu, eller bahtiyar oldu... Gönlüm hep baştan viran bir diyar oldu..." (İçimdeki İstanbul Fotoğrafları)
  • "Nerede yaşıyorsunuz?" "Benim her yere taşıyabildiğim bir bavulum var." (Bir Cümlelik Aşklar)
  • Sevdiğiniz insana neden kavuşamıyorsunuz ki ?.. (Bir Yaz Yağmuruydu)
  • "Geceler soğuk, geceler dingin ve yapayalnızdı. Bir gece rüzgârı çıkardı, dalgalardan eser, sazlıklardan eserdi kimileyin. Kış geceleriydi. Eve tutsak, yerleşikliğe tutsak ilişkilerdi yaşadıkları." (Bir Yalnız Adam: Jacques Brel)
  • İnsan en çok kaybettiklerine kazanıyordu galiba. Gerçek öğrenmeler, gerçek bedelleri gerektiriyordu. (İçimdeki İstanbul Fotoğrafları)
  • Yağmur, o şiirlerdeki gibi, sadece hüznü mü anlatır, dile getirir ?.. (Bir Yaz Yağmuruydu)
  • İnsan hiçbir yere yalnız gidemiyor, hüsranları ve ayrılıkları da hep beraber götürüyor. (Bir Şehre Gidememek)
  • Bir zorunlu suskunluğun ya da daha doğru bir söyleyişle gerçekleştirilemeyen bir rüyanın hikâyesi de diyebilirdiniz buna, bekleyişlerden, kendini ve yankısını aramalardan örülü yılların sessiz, pişmanlıkları bol anlatımı da. (Madam Floridis Dönmeyebilir)
  • Doğruyu çoğu kez yanlışlardan geçerek bulmuyor muyduk?... (Karanlık Çökerken Neredeydiniz)
  • Çünkü insanın hakikatleri daha iyi görmesi birilerinden tokat yemesine de bağlıydı. (Bu Oyunda Gitmek Vardı)