Mahalle Kahvesi - Havada Bulut - Sait Faik Abasıyanık Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Mahalle Kahvesi - Havada Bulut kimin eseri? Mahalle Kahvesi - Havada Bulut kitabının yazarı kimdir? Mahalle Kahvesi - Havada Bulut konusu ve anafikri nedir? Mahalle Kahvesi - Havada Bulut kitabı ne anlatıyor? Mahalle Kahvesi - Havada Bulut kitabının yazarı Sait Faik Abasıyanık kimdir? İşte Mahalle Kahvesi - Havada Bulut kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Sait Faik Abasıyanık

Yayın Evi: Bilgi Yayınevi

İSBN: 9789754940509

Sayfa Sayısı: 232

Mahalle Kahvesi - Havada Bulut Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sait Faik'in otuz üç hikayeyi içine alan iki eserinin bir araya getirilmesiyle oluşan kitap, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulunca okullara tavsiye edilmiştir. Sait Faik, sokakta gördüğü insanlara iyice bakıp, gördüklerinden sonrasını kafasında yaşatıp öyküleştirmeye yönelir. 'Mahalle Kahvesindeki bazı öyküleri, ilk yıllardaki yazma biçimini sürdürür ise de hemen hepsi İstanbul sokaklarındaki insanların ve özellikle kendisinin öyküsüdür. Bazılarına göre roman sayılan 'Havada Bulut' ise, birbirine bağlı öykülerden oluşan bir kitaptır. Beyoğlu'nda aylak gezen, bohem yaşamı sürdüren bir öğrencinin, dünyayı umursamayan, sevilere ve cinsel ilişkilere dönük maceraları anlatılır öykülerde.

Mahalle Kahvesi - Havada Bulut Alıntıları - Sözleri

  • - Öyle bakma, derdi, öyle bakma bana! . .
  • Ah şu dünya yüzü, ah şu insan! . .
  • "Çam altında oturur, mektuplar yazar. . . Kimbilir kime yazıyor? Ne yazıyor?"
  • Ben hiç gülmedim demem: güldüm. Güldüm ama, şöyle içten, candan gülmedim.
  • Kim, nasıl, hangi bahane ile onu bana tanıştırdı, unuttum gitti. Çünkü unutulmayacak yalnız o kaldı.
  • İnanmakla inanmamak arasında bocalar dururuz.
  • Adamın yüzünde manalı hatlar vardı. Sevil­memişlerin, çok üzülmüşlerin, sarhoşların, bir za­man güzelken çirkinleyivermişlerin, okumuşların, hasılı içi rahatsızların yüzlerindeki ifade.
  • Ben böyleyim işte. Kederimi unutmak için sanki kedersizmişim gibi yaparım.
  • Sevgilim sen, sen de mi şu havayı kokluyorsun?
  • Yazmanın çok enstantane bir düşünce olduğunu biliyorum.
  • Ondan öte göklerde yıldızlar mı vardir?
  • Bir zamanlar deli gibi aşıktım. Bana hak ve­rin! İnsan ona, nasıl aşık olmazdı?

Mahalle Kahvesi - Havada Bulut İncelemesi - Şahsi Yorumlar

33 farklı hikayeden oluşan eserin dili yalın akıcı, bir solukta okunacak cinsten. Sait Faik, zaman zaman olayların içinden anlatırken; zaman zaman da üçüncü dilden anlatım tekniği ile yazmış hikâyelerini. Hem iç betimlemeler hem dış betimlemeler oldukça ayrıntılı, okurken rahatlıkla bahsedilen sokağı, kahveyi, tekneyi yahut kahramanları kolay bir şekilde canlandırabiliyorsunuz zihninizde. Hikâyeler arası konu bağlantıları mevcut, birbirinden bağımsız unsurlar değil de iç içe ya da art arda olaylar söz konusu. Kahramanlar genel olarak günlük hayatta rastlanacak, sokağın yadırgamadığı insanlar.. İnsanların yüzüne bakıp hikâyeler yazmaktan bahsediyor çoğu yerde Sait Faik, bunun insanı bir başka şekilde rahatlattığı hissine hakim olarak, yazarla ortak bir zevkin verdiği coşkuyla, keyifle okudum. (â.)

İnsan ruhunun otopsisini çıkartacak derecede gözlem gücüyle Sait Faik bir kez daha kendine hayran bırakmayı başarıyor. Yanı başımızda ki hayatı olduğu gibi, derinliklerine inerek fevkaledenin fevkinde bir edebi zevke dönüştürüyor. (Erkan Demirci)

Tanıtım Yazısı. Yok yok Spoiler! Aman şikayet geliyormuş sonra. İlk kitabımız Mahalle Kahvesi. Bu arada Toplu Eserleri diye 15 kitabını aldığınızda diğer kitaplarına kıyasla çok daha ucuza almış oluyorsunuz ve tek bir yayınevi ile kitaplığınızda da güzel duruyor tavsiye ederim. Mahalle Kahvesiydi sanırım. Orada bir tahlil vardı, tamam dedim bu 'Deli' ben olmalıyım. Keza Kestaneci Dostum adlı hikayesi de o kadar güzeldi ki eğer aranızda isteyen olursa ciddi ciddi alıntı olarak ya da paylaşım olarak o hikayeyi buraya yazarım. Öyle manidar öyle göndermeli bir eserdi yani. Bir de ilk kitabın bir kısmını yolda okudum. Şansa 14A geldi bindim Kadıköy tarafından. Şu dörtlü koltuklara oturdum yakın yer nasılsa diyerek başladım okumaya. Kafamı bir kaldırdım. 3 tane de hanım hanımcık kardeşimiz oturuyor. Ellerinde kitaplar. Kalabalık otobüste demek ki bizi de o halde görenler kıyamamış bir bizden yer istememişler. Bu da böyle değişik bir anım, anlatasım geldi sıcağı sıcağına. Hikayelerimiz arasında "İki Kişiye Bir Hikaye" diye başlığımız var. Kitabımızın bu konuda farkı şu: Sait Faik'in bu konuyu ilkin bu isimde sonradan da müsveddesini kaybettiği için 'Ermeni Balıkçı ile Topal Martı başlığı altında yayımlaması. Bunları da biri Mahalle Kahvesi, diğeri Alemdağda Var Bir Yılan isimli iki farklı kitabında yayımlaması ve bu iki yayındaki hikayenin birleşimi de burada veriliyor. İkinci kısım yani Havada Bulut kitabı da oldukça güzeldi. Bir çok hikaye ve bu hikayelerin birbiriyle bağlantılı olması da cabası. Aslında tek romanı diye geçen gün yorum atmıştık da bu kitap ondan daha Roman be. Ben çok etkisinde kaldım diyebilirim. Evet arkadaşlar bugün işlerim yoğundu kitabımı bitirmem uzun sürdü. Yarın güzel bir Zweig eseriyle daha görüşmek üzere, Allah’a emanet, mutlu akşamlar.. (Sadık Kocak)

Kitabın Yazarı Sait Faik Abasıyanık Kimdir?

Sait Faik Abasıyanık ya da Sait Faik (18 Kasım, 22 Kasım ya da 23 Kasım 1906 -11 Mayıs 1954), Türk öykü, roman ve şiir yazarıdır. Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından sayılan Abasıyanık, çağdaş hikâyeciliğe yaptığı katkılarla Türk edebiyatında bir dönüm noktası sayılır. Modern Türk hikâyeciliğinin öncülerinden olan Sait Faik, getirdiği yeniliklerle "kökü kendisinde olan" bir yazar olarak kabul edilir.

Klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit, samimi, hem iyi hem kötü taraflarıyla oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlatmıştır. Bunu yaparken diğer çoğu Cumhuriyet sonrası sanatçısı gibi Batı'daki gelişmelere bağlı kalmamış, hiçbir edebî anlayışın etkisinde hareket etmemiş ve belli bir tarzın takipçisi olmamıştır. Toplumun problemlerine değil bireyin toplum içindeki sorunlarına yönelen yazar, öykülerinde çoğunlukla kendisinden yola çıkıp bireyler hakkında yazarak insan gerçeğini anlamaya çalışır. Çoğunlukla şehirli alt sınıfın hayatını yazan Abasıyanık, balıkçı, işsiz, kıraathane sahibi gibi karakterleri anlatır. İnsanların yaşama biçimlerini, isteklerini, tasalarını, korkularını ve sevinçlerini irdeleyerek, toplum meselelerinden çok "insanı ele alan sanatçılar" sınıfında yer alır.

1930'larda başladığı yazı hayatı boyunca "sorumlu avare", "gözlemci balıkçı", "çakırkeyf sirozlu", "küfürbaz şair", "müflis tacir", "züğürt yazar", "hamdolsun diyemeyen rantiye", "anadan doğma çevreci" gibi sıfatlarla anılan Abasıyanık'ın tüm yazdıkları bir şair duyarlılığı içermektedir. Hikâye, roman, şiir yazan, çeviriler ve röportajlar yapan sanatçı bütün bu türleri kendine özgü tarzı ile kaynaştırmıştır. Yazarın, anlık heyecanlarını yansıtan izlenimci ve fovist ressamların üslubunu anımsatan bir tarzı olduğu söylenmiştir. Kendi özgün dilini oluştururken André Gide, Comte de Lautréamont, Jean Genet gibi isimlerden etkilenen Abasıyanık, kendisinden sonra gelen Ferit Edgü, Adalet Ağaoğlu, Demir Özlü gibi pek çok yazara da öncülük etmiştir. Ölümünün ardından Burgaz Adası'ndaki evi müzeye dönüştürülen yazar adına her sene öykü ödülü de verilmektedir.

Sait Faik Abasıyanık Kitapları - Eserleri

  • Mahalle Kahvesi
  • Semaver
  • Şahmerdan
  • Havuz Başı
  • Lüzumsuz Adam
  • Seçme Hikayeler

  • Havada Bulut
  • Sarnıç
  • Kayıp Aranıyor
  • Alemdağ'da Var Bir Yılan
  • Son Kuşlar
  • Büyüyen Eller
  • Hikâyecinin Kaderi

  • Mahkeme Kapısı
  • Karganı Bağışla
  • Şimdi Sevişme Vakti
  • Kumpanya
  • Sevgiliye Mektup
  • Medarı Maişet Motoru
  • Bir Sonbahar Akşamı

  • Semaver Sarnıç
  • Yaşamak Hırsı
  • Balıkçının Ölümü / Yaşasın Edebiyat
  • İstanbul Öyküleri Antolojisi
  • Tüneldeki Çocuk
  • Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler
  • Havuz Başı - Son Kuşlar

  • Alemdağda Var Bir Yılan / Az Şekerli
  • Az Şekerli
  • Açık Hava Oteli
  • Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası
  • Tüneldeki Çocuk - Mahkeme Kapısı
  • Müthiş Bir Tren
  • Mahalle Kahvesi - Havada Bulut

  • Kumpanya - Kayıp Aranıyor
  • Bütün Eserleri
  • Toplu Öyküler 1
  • Öyle Bir Hikâye
  • Stelyanos Hrisopulos Gemisi

Sait Faik Abasıyanık Alıntıları - Sözleri

  • Gelmeyeceğini çok iyi biliyorum. Onu beklemek , bilhassa güzel… (Az Şekerli)
  • “Kafa dediğin eskir, ihtiyarlar, ölür bile insan ölmeden, dedi. Sonra kalbini gösterdi: — Eskimeyen, eksilmeyen şey buradadır.” Alıntı: Sait Faik Abasıyanık. “Alemdağ'da Var Bir Yılan”. Apple Books. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
  • Dünyada her şeyle alay edilir , şaka yapılır ama şiirle asla ! (Az Şekerli)
  • Sevgilim sen, sen de mi şu havayı kokluyorsun? (Mahalle Kahvesi - Havada Bulut)
  • Gülmek, dünyanın en güzel şeyidir. (Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası)
  • Zaten dünya kan ağlıyor, birde biz ağlatmayalım. (Kumpanya)

  • Atatürk'ü Niçin Severiz? Atatürk'ü, 'niçin severiz' diye düşünmeden sevmeliyiz... (Açık Hava Oteli)
  • Ben bir acayip oldum. Gözüm kimseyi görmüyor, kimsenin kapımı çalmasını istemiyorum... (Lüzumsuz Adam)
  • O sevilmek için yaratılmışların en mükemmeliydi. (Kumpanya)
  • Yalnızlık dünyayı doldurmuş.Sevmek,bir insanı sevmekle başlar her şey.Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
  • Keyfim kaçmış, üzgün, ağlamaklı gibiydim. Canım bir taraftan acı bir türkü söylemek çekiyordu. (Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler)
  • ' Mühim ' diyoruz ama, bu kendi kendimize verdiğimiz bir peşin hükümden başka bir şey değildir. (Medarı Maişet Motoru)
  • "Bırakın beni ey hakikatler! Yürümek istiyorum." Cennetlerin olduğu yere doğru." (Bütün Eserleri)

  • "Uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibisin..." (Bir Sonbahar Akşamı)
  • "İnsanın içinden bir başka insanın kalkıp yürüdüğü görülür." (Mahalle Kahvesi)
  • Aklıma sanki bir yerde bir şey unutmuşum, birisine bir söz vermişim, hani bir ismi unuturuz da ararız bulmadan rahat edemeyiz. Öyle bir hal oldum. Evet bu unutulmuş bir isim değildi, ama bunun ne olduğu hakkında da kafamda hiçbir fikir yoktu. (Müthiş Bir Tren)
  • Anası: -Ali be, günah be yavrum, dedi. Günah yavrucuğum, yapma! Ali: -Allah affeder ana, dedi. Sonra saf, masum sordu: -Allah hiç gülmez mi? (Öyle Bir Hikâye)
  • Kimse kimsenin aslını, kafatası içinin meselesini anlamak için uğraşmıyordu. (Kayıp Aranıyor)
  • - Nasıl bir dünya arzuluyorsunuz? - Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya... İnsanlarının hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya... Sokaklarda sefillerin bulunmadığı bir dünya... Kafanın, kolun çalışabildiği zaman insanın muhakkak doyabildiği, eğlenebildiği bir dünya... İçinde iyi şeyler söylemeye, doğru şeyler söylemeye salahiyetle kıvranan bir adamın, korkmadan ve yanlış tefsir edilmeden bu bir şeyleri söyleyebildiği bir dünya... (Havada Bulut)
  • Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmem. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalı. (Kayıp Aranıyor)