Manves City - Latife Tekin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Manves City kimin eseri? Manves City kitabının yazarı kimdir? Manves City konusu ve anafikri nedir? Manves City kitabı ne anlatıyor? Manves City kitabının yazarı Latife Tekin kimdir? İşte Manves City kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Latife Tekin

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750738807

Sayfa Sayısı: 152

Manves City Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

… bizim gelincik tarlamız da bir dahaki bahara yok, Manves almış orayı da, üst yamacından çevirmeye başlamışlar bile, telefon fabrikası kuracaklarmış, Erice’nin yoksulu, sahipsizi bol nasıl olsa, işçi bulmaktan yana sıkıntı çekmiyorlar.

Manves City, Türkiye’nin büyük şirketlere teslim olan bir beldesinde, Erice’de yaşananları gözler önüne seriyor. Yıllar sonra hapisten çıkıp memleketine dönen Ersel, dev üretim tesislerinin ve fabrikaların ele geçirdiği bir Erice’yle karşılaşır. Yuvası dağılmış olan Ersel kayıplara karışan üvey kızının peşine düşer. Bu dokunaklı yolculuğunda, yerel bir gazetede yazılarıyla halkın sesi olan çocukluk arkadaşı Nergis, ona eşlik edecektir.

Sürüklenme’yle aynı anda yayımlanan Manves City, yoksullaşan insanların, yok edilen doğanın, katledilen kadınların, kirlenen derelerin, acımasız holdinglerin, günümüz Türkiye’sinin romanı. Latife Tekin, Sürüklenme’yle birbirine el uzatan Manves City'de yepyeni, duru bir dille işsizleri, yoksulları, ağaçları, çocukları; bu büyük yıkıma direnenleri yazıyor.

Manves City Alıntıları - Sözleri

  • Fakir­lerin evi olmaz, yuvası olur.
  • Zaman ka­natlanmış, nereye demişler, yeniye demiş."
  • Kiraz çiçeklerinin uçuşup her yeri kar beyazına bo­yamasının tarifi mümkün değildir, meyvesinin tadına do­yum olmaz, hayatta göreceğiniz en güzel küpedir kulağa, takanı saf temiz öpücüğe davet eder, kirazdan daha se­vimli bir meyve biliyorsanız söyleyin, beni sınamak için.
  • Solup gitmeden sırtınızı bir ağaca, yüzünüzü bir çiçeğe yaslayıp baharı yaşayın doyasıya, açın gözlerinizi gönüllerinizi, dışarıda renkler sönmeden içinize çekin sevginin kokularını. Çiçek yaşayan en renkli canlıdır, unutmayın bu söy­lediğimi.
  • Çadırlarda söylendiği gibi ucuz ömrün kahkahasına gözyaşına kıymet biçilmez.
  • İşçi ada­ma hapislik koymaz o kadar, ha tezgaha mahkum ol­muşsun ha üstüne kilit vurmuşlar. Fabrikadan alışığız sürgülü kapıya, gardiyana...
  • Öksüz erkek kalp yakar hayat söndürür, öksüz kız yuva yıkar mal süpürür.
  • Fakirlerin evi olmaz,yuvası olur.
  • Acıyı sızıyı dindirmeyen söz kulağa işlemez, savrulup gider .
  • Kadın sadece evladına, sevdiğine emek veren biri değil, bir hayattır, ömürdür.
  • Tutunmak, ayakta kalmak üzerine bir hayattı onlarınki, kaderlerinde avutmayan sözü dinlemek yoktu. -Acıyı sızıyı dindirmeyen söz kulağa işlemez, savrulup gider.
  • Sevinç gramla, dert kiloyla
  • Yaşadıkları film değil ki sonu gelsin.
  • Acıyı sızıyı dindirmeyen söz kulağa işlemez, savrulup gider.

Manves City İncelemesi - Şahsi Yorumlar

“Güle güle ilkbahar, bulutları koluna taktın gidiyorsun öyle mi? Bir dilim kuru ekmeğe muhtaç çocuklar, çöp karıştıran analarının babalarının yolunu gözlerken söyle hadi, sen ne yaptın çiçekler açmaktan başka!? Aklımızla oynanmasına göz yumup gidiyorsun demek ki, kuşlarını kelebeklerini de al git o vakit” Okuduğum ilk Latife Tekin kitabıydı. İşçi sömürüsü, kadın istismarı, çaresizlik, fakirlik gibi koca koca konular, insanın ruhunu okşayan, akıp giden bir bir Türkçeyle ve merak uyandıran bir kurguyla çok güzel işlenmiş. Tekin’in diğer kitaplarını da heyecanla okuyacağım. Okumayı düşünen herkese gözü kapalı öneriyorum. (betil)

Kelimeleri seçe seçe, yazım kurallarına dikkat ederek vurucu cümlelerle önce Latife Tekin’ in hayat hikayesini anlatıp ( ki ilk kitabı Sevgili Arsız Ölüm’ de kitabın ana kahramanı Dirmit’ in ta kendisidir Latife Tekin) edebi kişiliğinden söz eder, Türkiyede’ ki en önemli büyülü gerçeklik yazarlarından biri olduğunu söyler ve Manves City ; İşçi eylemleri nedeniyle iftira sonucu hapse giren ve beş yılın sonunda hapisten çıkan Ersel’ in bu beş yılda küçük bir kasaba olarak bıraktığı Erice’ nin büyük şirketlere nasıl teslim olduğunu ve hem Erice’ nin kentleşmesini hem de bu kentleşme ile birlikte işçilerin sosyolojik ve psikolojik değişimlerini anlatan bir roman der incelemeyi bitirirdim. Ama Manves City tek başına bir kitap değil. Latife Tekin’ de öylesine bir yazar değil (hoş O kendini ne yazar ne de edebiyatçı olarak görmüyor). Latife Tekin ilk romanı Sevgili Arsız Ölüm’ den başlayarak Manves City’ e gelene kadar, görmezden geldiğimiz, kenarda köşede kalmış, eğer görürsek te umursamadığımız espirilerimize konu ettiğimiz hayatı ucuz olan insanları yazıyor yıllardır bıkıp usanmadan. Kitaplarını yayınlanma sırasına göre okursanız görmezden gelinen İç Anadolu insanının nasıl bir değişim süreci geçirdiğini (ya da belki de hiç değişmediklerini) göreceksiniz. Film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçecek . O nedenle; Sevgili Arsız Ölüm’ de köyden kente göçen bir kızın köyle kent arasına sıkışan, derdini ancak tulumbası ve kuşkuş otuna döken, büyülerle, cinlerle büyütülen Dirmit’ in ‘’şiirlerimi yırttılar, şiirlerimi yırttılar’’ diye çırpınışlarına kulak verebilseydik, Berci Kristin çöp masallarında ‘’Sabah naylon leğenden çatıları, eski kilimlerden kapıları, muşambadan camları, ıslak biriketlerden duvarlarıyla çöp yığınlarının çevresinde, ampul ve ilaç fabrikalarının alt yanında, tabak fabrikasının karşısında, ilaç artıklarının ve çamurun kucağına bir mahalle doğdu’’ dediğinde o gecekondu mahallesini gidip görebilseydik, Rüyalar ve Uyanışlar Defteri’ nde ‘’Birbirimizin ağzını kapatıp susma siyaseti yapmassak akabilir, kurumuş göllere su yürüyebilir, renklenir çiçekler’’ deyişine kulak tıkamasaydık, Gece derslerinde "Bizi şiirle kandırdılar!" diyenleri dinleseydik belki bugün Latife Tekin Manves City’ i yazma gereği duymayacaktı … Kitabın ana kahramanı Ersel’ e dostu (nasıl bir dost ise) Serco’ nun akerdeonla çaldığı Makedon şarkının orjinali. Belki dinlemek istersiniz. https://www.youtube.com/watch?v=cTeQk7VMzNQ Ve son zamanlarda seyrettiğim en güzel tek kişilik oyundu Nezaket Erden’ in ‘’Sevgili Arsız Ölüm-Dirmit’’ adlı oyunu. Nacizane tavsiyem seyredin fırsatınız varsa…. https://www.youtube.com/watch?v=Xa2N8q0s2wg Latife Tekin’ i daha yakından tanımak istiyorsanız; https://www.youtube.com/watch?v=rg-fThXdsLI Son bir not: Manves City ve Sürüklenme adıyla iki kitabı aynı anda piyasaya çıktı yazarın. Ortalama 6-7 yılda bir kitap çıkardığını düşünürsek son iki kitabından sonra uzun yıllar yine beklemek zorunda kalacağız Latife Tekin’ i. İyi okumalar... (İlknur Demir)

Latife Tekin adını sıkça duyduğum modern Türk yazarların başında geliyordu. Kendisiyle Manves City ile tanışma fırsatım oldu. Kitabın genel hatları ve anlatmak istediği ile bir çizgisi olduğunu belirtebilirim. Fakat, kitapta ve öyküde maalesef bir olmamışlık var. Belki kitaptaki karakterlerin altyapısı, öyküsü anlatılmadan bir anda önümüze konulması, belki çok fazla ve bir anlamı olmayan yan karakter olması, belki de ana karakterlerin bir duruşunun sizi kendisine bağlayacak bir özelliğinin olmaması kendinizi kitaba vermenizi engelliyor bence. 149 sayfa boyunca hapisten çıkan Ersel’in üvey kızını bulma amacıyla Manves City’de çıktığı yolculuğa konuk oluyoruz ama Ersel nasıl bir adam nelerden hoşlanır, kızıyla öyküsü nedir onu bile tam bilemiyoruz. Kitapta en çok bilgimiz olan karakter Nergis ama onun da nasıl bir rol izlediğini kitabın sonunda anlayamıyoruz. Öykünün sonuna biraz hızlı ve langır lungur geliyoruz. Genel olarak bence bir olmamışlık var kitapta. Fakat zevkler ve renkler tartışılmaz. Belki de kitabı siz çok beğeneceksiniz ama maalesef (belki de öncesinde inanılmaz bir kitap olan Petrol’ü okuduğum için) benim için vasata yaklaşamayan ve ne istediğini anlayamadığım bir roman oldu. (Barış Şahin)

Kitabın Yazarı Latife Tekin Kimdir?

Türk edebiyat yazarı.

1957'de Kayseri'nin Bünyan ilçesine bağlı Karacahevenk köyünde doğdu. 1966'da 9 yaşındayken ailesiyle birlikte İstanbul'a geldi. Ortaöğrenimini Beşiktaş Kız Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Telefon Başmüdürlüğü'nde kısa bir süre çalıştı. İlk kitabı "Sevgili Arsız Ölüm" 1983'te yayınlandı. Anadolu'daki köy yaşamı ve insanlarını masalımsı bir atmosferde ve "Yüzyıllık Yalnızlık" (Gabriel Garcia Marquez) tadında anlattığı bu ilk romanıyla büyük ün kazandı. Büyülü gerçekçilik akımına da yakıştırılan bu romanının ardından peş peşe diğer romanları geldi. Eserleri İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Farsça ve Hollandacaya çevrildi. Değişik üslubu ve yaklaşımıyla kuşağındaki edebiyatçıların önde gelen isimlerinden biri oldu.

Latife Tekin Bodrum Gümüşlük`te bir `Ebediyat Evi` projesi başlatmıştır. Garanti Bankası tarafından desteklenen proje, mimar

Hüsmen Ersöz'ün 1998 yılında hazırladığı mimari proje ile inşaata başlamıştır (1999). Ressam Hale Arpacıoğlu'nun, Koç Grubu şirketlerinden aldığı destekle, aynı mimari projenin bir parçası olarak Sanat Evi'nin yapımına başlanmıştır. Latife Tekin, Bodrum Gümüşlük'te, herkesin yazabileceği, tartışabileceği, sanatçıların büyük şehrin dağdağasından uzak eser üretebileceği bir mekanın tamamlanması için çalışmaktadır.Son olarak 2010'da "rüyalar ve uyanışlar" kitabı yayımlandı.

28 Aralık 2011 akşamı Sabit Fikir ve İstanbul Modern işbirliğiyle düzenlenen Sözünü Sakınmadan etkinliğinde usta eleştirmenler Ömer Türkeş ve Semih Gümüş'ün konuğu olmuştur.

Latife Tekin Kitapları - Eserleri

  • Muinar
  • Aşk İşaretleri
  • Sevgili Arsız Ölüm
  • Buzdan Kılıçlar
  • Berci Kristin Çöp Masalları
  • Gece Dersleri

  • Unutma Bahçesi
  • Ormanda Ölüm Yokmuş
  • Rüyalar ve Uyanışlar Defteri
  • Manves City
  • Sürüklenme
  • Altınçayır Vadisi'nin Çocukları
  • Buzdan Kılıçlar

Latife Tekin Alıntıları - Sözleri

  • “Bütün korkumuz, ya uyuyup uyanamazsak!” (Ormanda Ölüm Yokmuş)
  • Kirpiklerimi usulca sol yanıma bükünce denizi görüyorum. Uzakta ikizkenar üçgen gibi donmuş tuzlu sular. Bana ilgisiz ve yabancı kalışlarıyla, bu şehri ilk gördüğüm geceki halden anlar rüyamı hatırlatıyorlar. Gözlerimin alabildiğince yüksek, dikine kurulmuş bir şehir.. Parıltılarla, yanan kırık camlarla kaplı, sokakları gökyüzüne açılan, korkutucu, geçit vermeyen, bitmez bir duvar. Saçlarımın sağ siyah uçlarını izleyince ninemin ölüm atına binip gittiği akşamın alaca bulutlarına gömülüyorum. Bulutların on adım ötesindeyse asfalt yol boyunca yan yana sıralanmış yedi gecekondu mahalleme insan çığlığı taşıyan yedi minibüsüm var. (Gece Dersleri)
  • İki ağacın arasından geçip toz inceliğinde uçuşan bu son damlacıklara yüzünü verenlerin ümitleri boşa çıkmaz, hayalleri gerçek olurdu. (Altınçayır Vadisi'nin Çocukları)
  • Parasızlar her istasyonda donarlar. (Buzdan Kılıçlar)
  • Ben şu anda gücenme kabiliyetiniz olup olmadığını hesaplamıyorum. Çünkü arkadaş olduğumuzu kabul ediyorum. (Buzdan Kılıçlar)
  • Yaşadıkları film değil ki sonu gelsin. (Manves City)

  • “Her şey gibi mekanlar da ölüyor.” (Unutma Bahçesi)
  • - Tulumba, Elmas geline gitsem o da beni taşlar mı? + Taşlar mı hiç, Dirmit kız. - Ama gitmem. + Niye gitmezsin? - Taşlarsa diye gitmem. + Çok mu özledin Elmas gelini? - Çok özledim. + Öyleyse git. - Gitmem. (Sevgili Arsız Ölüm)
  • “Dünyada kuşlar olmasaydı göğe nasıl bakardık bunu hiç bilmiyoruz…” (Unutma Bahçesi)
  • İnsanların hayvanlaştığı, hayvanların insanlaştığı, canavarane dünyada... (Buzdan Kılıçlar)
  • "Evini evlikten, annesini annelikten, kardeşlerini kardeşlikten, babasını babalıktan reddetti. Sokakları evi etti. Ağaçları, duvarları, bulutları, evleri kardeş, denizi anne, göğü baba." (Sevgili Arsız Ölüm)
  • Kendilerine dair olanı kendilerine ait olmayan seslerin yankısını giyinmek suretiyle korudular. (Buzdan Kılıçlar)
  • Dünya birçok insan için karanlık bir mahzenden farksız, hayat çirkef bir katil gibi acımasızdı. (Buzdan Kılıçlar)

  • Gözlerim gözleriyle dolduğu an, sonsuzluktan çıkaran çekici bakışıyla ömrüm işaretlenmiş. (Aşk İşaretleri)
  • İnsan karanlıktan geliyor ama gözlerini ilk kez açıp baktığında ışık onu çalıyor, gün ışığında görünen varlıklar dünyasına katılmasıyla birlikte karanlığı unutmaya başlıyor, geceyi bile aydınlatarak karanlıktan kurtulmak istiyor. Bebekler ışık yüzlerine çarpınca korkup ağlarlar, sonra bunun tam tersi yönde bir gelişme... Yaşlılar niye çok az uyuyor? Gördükleri karşısında insanın gözleri açıldıkça açılıyor çünkü, büyüleniyor, ışığın esiri oluyor... (Ormanda Ölüm Yokmuş)
  • Sevinç gramla, dert kiloyla (Manves City)
  • Gogi'nin deyişiyle kendini ne kadar sakınırsa sakınsın, insan denen canlının içinde dostluk arzulayan nurlu bir kutu vardı. (Buzdan Kılıçlar)
  • Hem ışığa esir olduk diye üzülüyorsun, hem de ışığı kendinde tutmak istiyorsun. (Ormanda Ölüm Yokmuş)
  • Fakir­lerin evi olmaz, yuvası olur. (Manves City)
  • "Su içmeden yaşamak Allaha vergidir!" (Berci Kristin Çöp Masalları)