Marco Polo'nun Geziler Kitabı - Marco Polo Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Marco Polo'nun Geziler Kitabı kimin eseri? Marco Polo'nun Geziler Kitabı kitabının yazarı kimdir? Marco Polo'nun Geziler Kitabı konusu ve anafikri nedir? Marco Polo'nun Geziler Kitabı kitabı ne anlatıyor? Marco Polo'nun Geziler Kitabı PDF indirme linki var mı? Marco Polo'nun Geziler Kitabı kitabının yazarı Marco Polo kimdir? İşte Marco Polo'nun Geziler Kitabı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Marco Polo
Çevirmen: Ömer Güngören
Yayın Evi: Yol Yayınları
İSBN: 9789757569756
Sayfa Sayısı: 208
Marco Polo'nun Geziler Kitabı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Venedikli Marco Polo (1254-1324), on üçüncü yüzyıl ortalarında Batı'nın hiç denecek kadar az tanıdığı Asya'ya serüvenli bir yolculuk yaptı. Adım adım ipek yolunu izleyerek Büyük Kağan Kubilay Han'ın başkenti Hanbalık'a (bugünkü Pekin) ulaştı. Kısa zamanda Han'ın güvenini kazanmayı başardı ve gönderildiği görevler ve elçilikler sırasında Çin'in ve Hindistan'ın büyük bir bölümünü tanıma fırsatını buldu. 25 yıl süren bu geziden dönüşünde bir savaşta Cenevizlilere tutsak düştü. Tutsak kaldığı dört yıl içinde gezi notlarına dayanarak hücre arkadaşı Rusticano'ya 'Harikalar Kitabı' diye adlandırılan bu kitabı yazdırdı. Geniş ilgi gören kitabı Kristof Kolomb da okudu ve elindeki nüshanın üzerine notlar yazdı. 1492'de gemilerinin burnunu Batıya çevirdiği zaman amacı Marco Polo'nun söz ettiği ülkelere ulaşmaktı. Yeni Çağ'ı muştulayan ve çağdaş okuyucunun da zevk ve merakla okuyabileceği bir biçimde yazılmış olan bu önemli yapıtın ayrıca, ipek yolu, Türklerin anayurdu, Orta Asya'da yaşayan Türkler konularında pek çok bilgiyi içermesi bakımından Türk okuyucu için özel bir yeri ve önemi de var.
(Tanıtım Bülteninden)
Marco Polo'nun Geziler Kitabı Alıntıları - Sözleri
- Cengiz Han’ın soyundan gelen bütün Büyük-Kağanlar ve Hanlar Altay dağına gömülürler.
- Tatar kadınları dünyanın en saygıdeğer ve erdemli kadınlarıdır. Kocalarını çok sever ve sayarlar. Evlilikte eşlerini aldatmayı aşağılık ve onursuz bir davranış olarak bilirler.
- “Dünyadaki dört ayrı insan soyunun saydığı ve taptığı dört peygamber var. Hıristiyanlar İsa’yı, Müslümanlar Muhammed’i, Yahudiler Musa’yı, puta tapanlarsa Sogomombar Han’ı ( Buda’nın Sakya Muni adının çarpıtılmış biçimi) Tanrıların en büyüğü olarak görüyorlar.”
- Katay bölgesinde topraktan siyah, parlak bir ağaç çıkıyor. Daha doğrusu ağaca benzer bir şey çıkarıyorlar toprak altından. Artık siyah taş mı desem, ne desem bilmiyorum. Yalnız bütün Katay bölgesinde çok bulunuyor bu siyah taş. Bu parlak ve siyah taşı ateşe atın, öyle parlak alevle yanıyor ki, göz kamaştırıyor âdeta. Sonra odundan da çok sıcaklık veriyor. Bu siyah taşın bir özelliği de şu: Akşam bu siyah taştan ateş yakıyorsunuz, o bir güzel yanıyor, ısıtıyor etrafı, ama sabah uyandığınız zaman bile o siyah taşın iç ten içe yandığını görüyorsunuz.
- Bunların dışında, Tatarlar savaşa girdiğinde düşmana karışmaz, çevrelerinde dolanır, bir o yandan, bir de bu yandan ok atarlar, bazen de kaçar gibi yaparlar ama kaçarken kendilerini kovalayan düşmana, geriye doğru ok atmaya devam ederler, yüz yüze savaşıyorlarmış gibi atları da, insanları da öldürürler; böylece düşmanları zafer kazandıklarını sanırken yenildiklerini fark ederler, Tatarlar da düşmana zarar verdiklerini görüp yeniden üzerlerine saldırırlar, onları yiğitçe yenilgiye uğratırlar. Tatarlar atlarını ani dönüşlere o kadar eğitmişlerdir ki, atlar bir işaret üzerine istenilen yere dönerler; Tatarlar bu şekilde çok savaş kazanmıştır.
- Erzincan çok geniş bir şehir. Dünyanın en güzel ve en kaliteli kitap ciltleri bu şehirde yapılıyor. Buranın halkı da zanaatkâr ve çeşitli el işleriyle uğraşıyor.
- Kentin müslüman halkı güvenilmez ve niyeti bozuk kimselerdir. Başka dinden olan kimselerden birşey çaldıkları zaman dinsel öğretilerine göre bu suç sayılmamaktadır.
- Bu hükümdarın saldığı korku komşu ülkelerde de etkisini iyice duyuruyordu. Biri Şam'da diğeri Kordestan'da oturan ve onun izinden giden iki adamı daha vardı... Kocamış Dağlıyı kızdırıp da gizlice öldürülmeyecek denli güçlü bir hükümdar kalmamıştı.
- Yolunu bir kere kaybetmiş insan artık her sesin ardından gider. Güneş doğup ortalık ışıyınca bir de ne görsün uzaklarda garip kılıklı kişiler, atları tozu dumana katarak geliyor. İşte o zaman: “ Ya haydut ve eşkıya ise?” diye bir şüphe takılır kafasına. Başlar kaçmaya.
- İleri gelenlerden biri öldüğü zaman karısı dört hafta boyunca her gün günde bir defa arkasından ağlar, burada aglama eğitimi almış kadınlar vardır, başkalarının ölülerinin arkasından ağlamaları için kendilerine ücret ödenir.
Marco Polo'nun Geziler Kitabı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Cok seyahat etmeme rağmen ve aynı zamanda bir çok Asya ülkesini görmeme rağmen Çin'i ve gezmediğim Asya ülkelerini daha da merak etmemi sağladı bu kitap. Coğrafya ve tarihe meraklı olanların mutlaka okuması gerekir. Kitap harika... (Gürkan)
Sahtekar gezgin: arkadaşlar adam ilk bölümden Türkiye ve Azerbaycan topraklarını Büyük Ermensitan ve Gürcüsta n diye anlatmış. Hazar denizi sahilinde olan Baküyü Tiflis diye anlatmış. Ağrı dağı Ermenistanın merkezinde diyor. Öyleyse sınırlar Ankaradan Genceye, Demeşkden Trabzona kadar uzanmış olmalı. Salakmış adam. sevmedim ve okumayı yarıda bıraktım. (Taha Camal)
Oryantalist Kafa: Seyahatname eserleri her zaman ilgilimi cezbetmiştir, bundan önce ibni batuta rahmetlinin kitabını okumuştum, karşılaştırma da yapmak isterim..Batı dunyasında o kadar uzağa doğu dünyası için..Yolculuklarında her gittiği yeri anlatmaması, çok farklı nüansların olması( tabirler, yer isimleri, kral isimleri, melik veya han isimleri gibi), uydurma diyebileceğimiz hikayeler, meşhur kral onların deyimine göre rahip John ve en önemli su gitmediği yerleri ikinci veya üçüncü kişilerin ağzından aktarması gibi ve buna benzer bir çok eskiklikler var ve bir eklemede (serazen )müslümanları küçük görmek gibi bir huyu var tipik oryantalist kafası demek istiyorum..Onun haricinde doğu alemi, batı alemi için her zaman bir gizem, olağanüstü olayların yaşandığı, bazen ulaşılamaz bir yerde ve örüntü de olmuş( dipnot yunanlılar, Kızılırmak tan ötesi için dünyanın boş ve barbarların diyarı diye tabirleri vardır) antik çağda da ve yeni çağda da doğu her zaman barbar, insanlık dışı, medeni olmayan, sefil, bağnaz, putperest gibi tabirlerle anılmıştır.. İbni Batutanın seyahetnamesi daha düzenli, detaylı gördüğünü aktaran, ikinci veya üçüncü kişilerin ağzından sözlerle anlatıma gerek duyulmamış,daha hacimli ve daha çok yeri gezmiş bir seyyahtır.. Oryantalist mantalitesine sahip olmayan gördüğü ile yetinen bir serazendir...İbni Baturanın eserini daha çok sevdiğim çünkü insanları yargılanıyor, küçük düşürmüyor, oradaki insanlara ki dindaşlarına nasihat etmiş bu konuda bir çok çabası olmuş birisidir.. Eğri oturup düzgün konuşup haklıya hakkını vermek lazım gelir..Tabii yine renkler ve zevkler demek gerekir.. (Mete Hun)
Marco Polo'nun Geziler Kitabı PDF indirme linki var mı?
Marco Polo - Marco Polo'nun Geziler Kitabı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Marco Polo'nun Geziler Kitabı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Marco Polo Kimdir?
Marco Polo (d. 15 Eylül 1254, Venedik - ö. 1324) İtalyan gezgin. Ünlü kaşif ve tüccar Niccolo Polo'nun oğludur. Bazı kaynaklar Marco Polo'nun aslında Macar olduğunu ve Dalmaçya'nın Korcula adasında doğduğunu bu ada o zaman Venedik protektorası olduğu için Venedikli ve İtalyan bilindiğini söyler. Çocukluğunda, Karadeniz ve Akdeniz'deki ticaret merkezlerine uğrayan babasıyla yolculuk yapmıştır.
Marco Polo Kitapları - Eserleri
- Marco Polo'nun Geziler Kitabı
- Dünyanın Hikaye Edilişi
- Marko Polo Seyahatnamesi - 1. Cilt
- Kubilay Han Üzerine Notlar
- Marko Polo Seyahatnamesi - 2. Cilt
Marco Polo Alıntıları - Sözleri
- . Evlenme hiç de bizim anladığımız manada kabul edilmiyor burada. Evlilik, kadın erkek münasebetlerini anlattılar da ağzım bir karış açık kaldı doğrusu. Tibetli erkekler, evlenmeden önce alacakları Kadının cinsi bakımdan tecrübeli olmasını, istiyorlar. Yani, bâkire olmamasını, cinsi münasebette bir hayli tecrübeli olmasını istiyorlar. ... Bana göre, hiç de fena bir ülkeye benzemiyor burası, hele onaltı ile yirmidört yaşları arasındaki gençler için ziyaret edilecek bir memleket. . (Marko Polo Seyahatnamesi - 1. Cilt)
- Yolunu bir kere kaybetmiş insan artık her sesin ardından gider. Güneş doğup ortalık ışıyınca bir de ne görsün uzaklarda garip kılıklı kişiler, atları tozu dumana katarak geliyor. İşte o zaman: “ Ya haydut ve eşkıya ise?” diye bir şüphe takılır kafasına. Başlar kaçmaya. (Marco Polo'nun Geziler Kitabı)
- "Bu Tatarlar¹ kendi topraklarında hangi yaratıcıya tapıldığını bilmeye önem vermezler. Tek önem verdikleri hepsinin Efendi Kağan'a sadık ve çok itaatkar olup olmadıkları, belirlenmiş vergiyi ödeyip ödemedikleri ve adalet içinde hareket edip etmedikleridir. Ruhunuzu istediğiniz gibi kullanmakta serbestsiniz." (Dünyanın Hikaye Edilişi)
- "Çok iyi silah kullanırlar ve çok yiğittirler. Yaşamlarına pek az önem verirler ve hiç çekinmeden her türlü tehlikeye koşarlar ve çok acımasızdırlar." (Dünyanın Hikaye Edilişi)
- Gerektiğinde at üstünde erzaksız ve hiç ateş yakmadan ,sadece atlarının kanıyla beslenerek on günlük yola düşebilirler; her atlı, atının damarını delerek kanını içer. (Kubilay Han Üzerine Notlar)
- Cengiz Han’ın soyundan gelen bütün Büyük-Kağanlar ve Hanlar Altay dağına gömülürler. (Marco Polo'nun Geziler Kitabı)
- Tatar kadınları dünyanın en saygıdeğer ve erdemli kadınlarıdır. Kocalarını çok sever ve sayarlar. Evlilikte eşlerini aldatmayı aşağılık ve onursuz bir davranış olarak bilirler. (Marco Polo'nun Geziler Kitabı)
- ... fetihlere ve krallıkları devirmeye en uygun insanlardır. (Kubilay Han Üzerine Notlar)
- Birisi öldüğünde ruhunun hemen bir başka bedene geçtiğine inanırlar, bir önceki hayatındaki iyilik ve kötülüklerine göre daha iyi veya daha kötü bir hayata geçerler. (Kubilay Han Üzerine Notlar)
- . Yalnız şunu da ekliyeyim. Bazı suçlarda mahkum olmuş suçlular, büyük hakanın ihsanıyle affedilseler bile, yahut cezalarını çekip bitirseler bile, çenelerine bir işaret yapılıyor. Kızgın demirle bir nevi dağlıyorlar suçluların çenelerini, bir işaret koyuyorlar. Böylece suçlular çenelerindeki dağlanmış gibi duran işaretten tanınıyor. . (Marko Polo Seyahatnamesi - 1. Cilt)
- . Bu yüksek memurlar Kubilay Han'ın mührünü bu kâğıt paraların üstüne vuruyorlar. Yalnız bu memurlar kâğıt paranın üstüne adlarını ve kendi mühürlerini de vuruyorlar, Ondan sonra Kubilay Han'ın mühürünü en üst orta kısmına basıyorlar. Kubilay Han'ın mührü kırmızı, daha doğrusu tüm al renkte. Bundan sonra artık kağıt paralar tedavüle çıkarılacak hale geliyor. Bu para, oldukça kıymetli; böyle uzun ameliyelerden geçiyor ve pek de taklit eden yok. Çünkü hükümdar parayı taklit edenlere çok ağır cezalar veriyor. . (Marko Polo Seyahatnamesi - 1. Cilt)
- Kaybolan mallar , kayıp malların koruyucusu anlamına gelen bularguci barona götürülür. (Kubilay Han Üzerine Notlar)
- . Karacan'da garip bir adet var. Tesadüfen birinin evini güzel, yakışıklı bir insan ziyaret ederse, ne yapıp edip o adamı geceleyin öldürüyorlarmış. Bu adeti işitince tüylerim dikenlendi adeta. Nasıl olur bile diyemedim. Donmuş kalmışım. Neden sonradır ki tanıdığım bir Karacan'lıya sormaya cesaret ettim. ... Sonra konuşmaya başladı: «Yakışıklı, güzel, kültürlü bir adam evinizi ziyarete gelirse, zehirle veya başka şeylerle onu öldürürsünüz. Sebebi nedir bilir misiniz. Çünkü bizde bir inanç vardır. Böyle evimizi ziyaret eden yakışıklı ve bilgili kültürlü bir adamın ruhu daima evimizde kalır. İşte bunun için böyle bir ziyaretçiyi öldürürüz.» . (Marko Polo Seyahatnamesi - 1. Cilt)
- . Size Kubilay Han'ın yaşını anlattım. Şimdi kumandanlarla olan münasebetini anlatayım. Ordusu 100 ve bin esasına göre kurulmuş. Yüz kişinin, bin kişinin ve on bin kişinin bir kumandanı var. Her kumandana Kubilay Han yetkisini gösterir bir gümüş veya altın madalya (tablet) veriyor. Yani şöyle: her yüz kişinin kumandanı gümüş bir tablet ve tabak taşıyor. Bin kişinin kumandanı altın bir tablet alıyor, Kubilay Han'ın yetki ve otoritesi o altın tabletin üstünde yazılı; yüz bin kişinin ki tümen diyorlar buna, kumandanı altın bir tablet alıyor, fakat tabletin üstünde bir aslan kafasının resmi işlenmiş. Bütün bu tabletlerin üstünde şunlar yazılı: «Kubilay Han adına, Büyük Allah'ın hükümdarımıza verdiği lütuf ile; O'na itaat etmeyenlere ölüm.» . (Marko Polo Seyahatnamesi - 1. Cilt)
- "Benim kanımca, dünyada erdemleri bakımından övülmeyi en çok hak edenler bu kadınlardır.(Türk-Moğol kadınları)" (Dünyanın Hikaye Edilişi)
- Erzincan çok geniş bir şehir. Dünyanın en güzel ve en kaliteli kitap ciltleri bu şehirde yapılıyor. Buranın halkı da zanaatkâr ve çeşitli el işleriyle uğraşıyor. (Marco Polo'nun Geziler Kitabı)
- . ...Hülâgü Kaan, günlerden bir gün korkunç şeyhin yaptıklarını duyar. İrkilir önce, haberi kendisine söyleyenlere inanmak istemez pek; birkaç kere üstü üstüne anlattırır. Adamları, bir bir, şeyhin yaptıklarını sarayı ve bahçesini Hülâgü Han'a naklederler. Büyük bir ilgiyle dinler. Sonunda emir verir: «Yerle bir edilecek bu saray» Büyük bir ordu kurulur, ordu şeyhin sarayına doğru yola çıkar, şatoya varınca muhasaraya alır. Üç uzun yıl, muhasaraya aldıkları kaleden ses çıkmaz; şeyh direndikçe direnir, bir türlü de teslim olmaz. Hülâgü Han'ın ordusu da üç uzun yıl kaleyi almadan çekilip gitmez. Sonunda kalede yiyecek içecek tükenir, teslim olmak zorunda kalırlar. Şeyh ve adamları kılıçtan geçirilir, kalede taş üstüne taş bırakmazlar. Böylece şeyh ile kiralık katillerinin hikayesi de sona ermiş olur. . (Marko Polo Seyahatnamesi - 1. Cilt)
- İsa'nın vücut bulmasından 1275 yıl sonra Bağdat'ta çok acımasız ve gaddar bir Sarrazen halifesi olduğu doğrudur. Halife, Hristiyanların başına en büyük kötülüklerin gelmesini istediğinden, gece gündüz topraklarındaki Hristiyanların nasıl Sarrazen yapabileceğini, aksi takdirde onları nasıl soyup soğana çevirebileceğini ve hepsini öldürtebileceğini düşünüyordu. Her gün alimler ve din adamlarıyla bu konuyu konuşuyor, onlara akıl danışıyordu, çünkü hepsi de Hristiyanların en büyük düşmanıydı. Dünya'daki tüm Sarrazenlerin Dünyadaki tüm Hristiyanların kötülüğünü istediği de doğrudur. (Dünyanın Hikaye Edilişi)
- Bunların dışında, Tatarlar savaşa girdiğinde düşmana karışmaz, çevrelerinde dolanır, bir o yandan, bir de bu yandan ok atarlar, bazen de kaçar gibi yaparlar ama kaçarken kendilerini kovalayan düşmana, geriye doğru ok atmaya devam ederler, yüz yüze savaşıyorlarmış gibi atları da, insanları da öldürürler; böylece düşmanları zafer kazandıklarını sanırken yenildiklerini fark ederler, Tatarlar da düşmana zarar verdiklerini görüp yeniden üzerlerine saldırırlar, onları yiğitçe yenilgiye uğratırlar. Tatarlar atlarını ani dönüşlere o kadar eğitmişlerdir ki, atlar bir işaret üzerine istenilen yere dönerler; Tatarlar bu şekilde çok savaş kazanmıştır. (Marco Polo'nun Geziler Kitabı)
- "Tanrıların iyi bir başarıyla donattıkları bir kimseye ters gitmek uygun düşmez." (Dünyanın Hikaye Edilişi)