Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen - Ahmet Şerif İzgören Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen kimin eseri? Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen kitabının yazarı kimdir? Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen konusu ve anafikri nedir? Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen kitabı ne anlatıyor? Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen PDF indirme linki var mı? Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen kitabının yazarı Ahmet Şerif İzgören kimdir? İşte Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Şerif İzgören

Yayın Evi: Elma Yayınevi

İSBN: 9786059367417

Sayfa Sayısı: 240

Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ahmet Şerif İzgören’in yeni kitabı Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen raflardaki yerini aldı.

Öğretmen, aile, öğrenci, sistem ve ülke kültürü başlıklarında eğitim sistemini irdeleyen İzgören, kitabında sistemin tüm paydaşlarına öneriler sunuyor. Ülke geleceğiyle ilgili en önemli başlığın eğitim olduğunu, sistemin doğru kurgulanması durumunda değişimin başlayacağını savunan İzgören, çalışmasında “Eğitim sistemimiz nasıl daha iyi olabilir?” sorusunun da yanıtını arıyor.

Keyifli okumalar.

Gerçek örneklerle, çok güzel mesajlarla, doküman ve sayısal verilerle “mutlaka okunmalı” dediğim bir kitap olmuş. Bu kitabı okuyan öğretmenler mutlaka kendileriyle yüzleşecek ve mesleki geçmişlerini, ürettiklerini ve tükettiklerini gözden geçireceklerdir, eminim. Bir öğretmen olarak karşılaştığım örneklerden yola çıkarsak kitapta vurgulanan başlıkların ve içeriklerinin çok yerinde olduğunu söyleyebilirim. Hocamın emeğine, görüşüne, kalbine sağlık.

- Gülistan Ekiner/Bahçeşehir Koleji İlkokul Eğitim Koordinatörü-Öğrenme Stilleri Eğitmeni -

Şerif Hocanın bende yarattığı en büyük etki ülkesine olan koşulsuz sevdasıydı. Okudukça ve tanıdıkça sevdası anlam kazandı, o bu ülkenin güzel çocuklarına olan inancından hiçbir şey kaybetmeden çalışıyor. Şimdi de Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen kitabıyla çalıyor kapılarımızı. Kitapta buram buram Anadolu kokan anılarla bezenmiş öğretmen, anne-baba tutumları da yer alıyor. Şerif Hoca bir şey öğretmeye çalışmıyor, sadece bıraktığı duyguyla yaşama yeniden dört elle sarılmamız gerektiğini fısıldıyor küçük harflerle büyük izler bırakarak…

-Müjdat Ataman/Eğitimci-Yazar -

Öğrenci, öğretmen, yönetici ve bir veli olarak geçirdiğim bütün süreçleri tekrar sorgulamamı sağlayan, bitirdiğimde “iyi ki böyle yapmışım, keşke böyle yapsaydım ve mutlaka böyle yapacağım” dediğim bir başucu kitabı.

-Metin Altun/İzmir Türk Koleji Bornova İlköğretim Müdürü -

Ahmet Şerif İzgören birçok öğretmen ve öğrencinin model aldığı bir yazar. Kitabı okuyunca neden böyle olduğunu çok daha iyi anladım. Tüm okul yöneticilerinin okuması gereken bir kitap.

-Ali Mahmut Akça/UKEB Okulları Müdürü -

Bir öğretmen olarak diğerleri gibi bir solukta okudum bu kitabınızı da. Yine müthiş gözlemler, hayata dair eğitime dair yaşanmışlıklar, iyi yapılan ve yapılamayan işleri tespit ederek sunulan öneriler, örnekler… Herkes kendi yaşamından satırlar bulacak bu başucu kitabında… Ve düşünecek yapması gerekenleri, yapılması gerekenleri; diyecek ki “umudun olduğu yerde mucizeler çiçek açacak”.

-Nihal Sav/Öğretmen -

Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen Alıntıları - Sözleri

  • “Dünyayı değiştiremiyorsan, dünyanı değiştirirsin.” Stefan Zweig
  • "Benimle beraber yürü ama benim ayak izlerime sakın basma, ancak o zaman toprakta kendi ayak izlerini bırakırsın can yavrum."
  • - Kızım, çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane, nedir bu? + Islak mendil! Sessizlik... - Hayır kızım ıslak mendil değil. + Patlamış mısır da olabilir anne. Bir tane alıyosun bin tane çıkıyor. Sessizlik.. - Kızım yok nar o, nar. + Niye anne? Cips de olabilir. ... Defne şimdi okullu oldu eğitim aldı, testlere girdi TEOG, MEOG, sınav şu, bu. Şimdi sorun Defne'ye çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane. Cevabı nar olur. Müfredata uygun hale getirilmiştir artık.
  • Bu ülkenin vıcık vıcık siyasetten,yalandan, rüşvetten,her konuda bölünmüşlükten uzak, şahane bir ülke olmasını istiyoruz...
  • İyi bir öğretmen müfredatın çatır çatır dışına çıkar, uygulatır.
  • "Bir öğretmen dünyayı değiştirir, dokunduğunu güzelleştirir ve hedefi ço­cuklarıysa engel tanımaz, olumsuzlukları umursamaz, ba­şarma duygusuyla tanıştırır evlatlarını."
  • Önce kendi gideceğin yolu öğren, sonra öğretmeye kalk. Buddha
  • Aslında masallarda kahramanın karşısına sihirli bir lamba, uçan bir halı, konuşan kedi, her neyse, tüm hikayeyi değişti­ren bir mucize çıkar ya. Gerçek hayatta karşınıza çıkabilecek mucize, iyi bir öğretmendir.
  • İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız, kendi kendini öğütür durur. İbn-i Haldun
  • Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Zümer sûresi
  • Şimdi dönüp bakıyorum da hayatımda fark yaratan öğretmenlerimin hiçbiri öğretmeye çalışmamışlar; değerli hissettirmişler, beni birey yerine koymuşlar, kocaman sarılmışlar ve mesleklerini tutkuyla sevmişler...
  • Bir eğitim sistemi düşünün, size 10 liralık hesap makinesi mu­amelesi yapan.
  • İyi bir mühendis, iyi bir hukukçu, iyi bir doktor değil, iyi bir insan olmaya çalışın.
  • "Biz istiyoruz ki, bu memlekette yapılan her iş, üç beş kişinin çıkarına değil, bu toprakları dolduran milyonların yararına olsun. Herhangi bir karar alınırken, İzmir’deki ortak tüccar, İstanbul’daki ortak milyoner değil, bu kararların altında beli bükülen, çoluk çocuk inleyen yığınlar göz önünde tutulsun. Biz istiyoruz ki, bu topraklar üzerindeki insanlar, kafalarında taşıdıkları fikirlerden dolayı değil, bu yurdun ve bu halkın yararına yahut zararına yaptıkları işlerden hesap versinler. Bu iş incelenirken, koltuğuna ısınmış beş on hazır yiyicinin menfaati, keyfi değil, milletin hayrı düşünülsün. Ve insanları sahiden insan eden ve o en büyük nimet hürriyet, riyakar ağızlarda ‘adam avlama yemi’ olarak kullanılmasın." (...) -Sabahattin Ali

Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Aslında lafa öğretmenlerin ve öğretmen adaylarının okuması gereken bir kitap diyerek başlamak isterdim ama bu şekilde bir girişin çok da doğru olmayacağı kanaatine vardım. Öğretmenliği sadece parası için Ya da tatili bol diye seçenlerin değil, bir öğrencinin, bir kişinin dünyasını değiştirmek için bu mesleği yapan veya yapmaya aday olanların okuması gereken bir kitap. Öğretmenlik sadece bilgi öğretmek değildir öğretmenlik hayatı öğretmektir aslında… Şimdi size soruyorum sizin hayatınızda sizi etkileyen(olumlu anlamda) hayatınıza yön vermenize yardımcı olan öğretmen sayısı kaç ? Bir, iki, üç… Geri kalan öğretmenlerimizi ya kötü bir şekilde hatırlıyoruz ya da hiç hatırlamıyoruz. Tıpkı kitabın kapağında yazan gibi öğretmen bir çocuğa sihirli değneğiyle dokunan kanatsız bir melek bir peri ‍️ Kitabın içerisinde bazen gülüyorsunuz, bazen oturup düşünüyorsunuz, bazen de geçmişe giderek benimde böyle hocalarım var mıydı diyorsunuz. Eğer ki bu mesleği seçtiyseniz veya seçecekseniz ve bu işi hakkıyla yapmak yıllar geçse de öğrencileriniz tarafından hatırlanmak istiyorsanız işte bu kitap tam da size göre. Ama size ufak bir uyarım var eğer ki çocukları sevmiyorsanız, onlarla gönül bağı kuramayacaksanız, öğretmenliği sadece ders anlatmaktan ibaret görüyorsanız siz ne bu kitabı okuyun ne de bu mesleği seçin..! (Ayşegül ÇAĞAN)

Her öğretmenin okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap diye başlayacaktım söze lakin vazgeçtim. Bazı insanlara öğretmen demek yersiz benim görüşüme göre. Hatta daha da iddali ve acımasızca olacak ama önüne gelen öğretmen olmamalı diyorum. Her zaman öğrenci destekçisi bir öğretmen oldum. Psikolojik sorunlarını küçüçük çocukların üzerinde yaşayan öğretmenler , anneler ve babalar okusun desekte okumayacaklar zaten. Ahmet Şerif İzgören benim hayatımda şu anlama geliyor ; ne zaman ülkeden yorulsam bunalsam, işimi yaparken önüme insanlar taşlar doldursalar , umutsuzluğa düşsem o zaman aç bir kitabını oku Merve! diyorum kendime. Merhametli , dürüst , vatansever , çalışkan çocuklar yetiştirebilmemiz için nelerin değişmesi gerektiğini çok güzel ifade etmiş. Yeniden umutlandım yer yer çok üzüldüm. Etrafınızda işini hakkıyla yapan öğretmen yakınlarınıza ve öğretmenlerinize hediye ediniz , eminim çok sevineceklerdir. Anlaşıldığını hissetmek dünyadaki en güzel şey. Bizleri çok iyi analiz etmiş , anlamış ve anlatmış. Yüreğine , kalemine sağlık... (MerveT)

Merhabalar, Ahmet Şerif İzgören ile ilk kez bu kitabı ile tanıştım ve daha önce tanışmadığım için çok çok üzüldüm. Ahmet Hoca bu kitabında bir öğretmenin bir öğrenci üzerinde ne denli etkiler yaratabildiğini öyle güzel, hayattan, içten ve akıcı anlatmış ki. Kitap elinizde bir anda bitiveriyor. Üstelik hiçbir basın organından duymadığımız, hiçbir bilimsel, eğitim, kültür dallarında rastlamadığımız çok önemli bilimsel verilerle bize eğitim sistemimizin(!) sistemsizliğini vurguluyor. Aslında kitap 5 bölümden oluşuyor; öğretmen, aile, öğrenci, sistem ve ülke kültürü. Hepsi hakkında birbirinden önemli bilgiler var kitapta ama ben özellikle "öğretmen ve öğrenci" konusunda bir anımı paylaşarak kitap hakkındaki görüşümü belirtmek istiyorum. ***** Kitabı okumaya başladığım andan itibaren aklımdan birkaç anım geçti. 20 yıl öncesine ilkokul birinci-ikinci sınıfta olduğum zamanlara götürdü beni. Şimdiki okullarda bu beslenme durumu var mı bilmiyorum ama benim ilkokula başladığım 97 li yıllarda sınıflarda her güne bir beslenme listesi yapılırdı. Mesela hiç unutmam Pazartesi günleri beyaz peynir-zeytin günü idi. Mesela muz yasaktı. Pahalı diye herkes alamaz diye yerine daha uygunu mandalina, elma vardı. Neyse ben o yaşlarda zeytin yemiyorum, sevmediğimden ziyade ne bilim tercih etmiyorum. Görüntüsü hani siyah buruş buruş ya sanki tadı da kötü gibi hiç tadına bile bakmamışım. Annemde bu yüzden peynir-zeytin günlerinde bana peynir-domates koyardı. Bunu fark eden ilkokul öğretmenim bir gün veli toplantısında anneme sormuş Betül'e neden zeytin koymuyorsunuz da domates koyuyorsunuz diye. Annemde zeytini yemiyor ben de doysun diye peynirin yanına domates koyuyorum demiş. Ve benim biricik öğretmenim bana zeytini sevdirecek ya anneme demiş ki sen koy ben yedirtirim ona. Annemde sevinmiş tabi evde biz söz geçiremiyoruz ama siz öğretmenisiniz sizi çok seviyor siz sevdirirsiniz zeytini diye. Neyse okula gittim beslenme saati geldi öğretmenimiz çıkarın beslenme kaplarınızı yemeklerinizi yiyin dedi. Çıkardım kabımı bir açtım ki peynir zeytin. Tabi ben şaşırdım kaldım, kendi kendime diyorum herhalde annem ablamın beslenmesi ile karıştırdı. Neyse benim niyetim peynirle ekmek yemek derken öğretmen geldi yanıma yiyeceksin o zeytinleri dedi. Yemek istemiyorum, sevmiyorum diyemedim aval aval yüzüne bakıyorum, bu kez daha yüksek sesle yiyeceksin dedi. Ben iyice sus pus yanaklar al al ne olduğunu anlamaya çalışırken öğretmenim ağzımı zorla açtırdı, açmazsam parmak uçlarıma cetvelle vuracağını söyledi. Mecbur açtım, avucunda tuttuğu zeytinleri ardı ardına doldurdu ağzıma. Çiğne çabuk yut diyor. Ben iyice kızarmaya başladım, nefes alamadığımı hissettim, çekirdekleriyle birlikte ağzımda gram nefes alacak yer yok, resmen burnuma kadar zeytin dolmuşum. Allah affetsin ama sanki zeytin değil de başka bir şey yiyormuşcasına bir iğrenme bir öğürtü derken bir kustum. Sanki zeytinler burnumdan çıktı, öyle boğuldum öyle öksürdüm ki öğretmen ölüyorum sandı sırtıma falan vurdukça vuruyor. Bir yandan da nasıl söyleniyor sanki ne verdik de bu kadar iğrendin sokakta bu zeytini bulamayan onca aç çocuk var diye. O bunları söyledikçe ben ağlamaya başladım. Sonrası mı? bu olay olurken 7 yaşımda çocuktum. Şimdi 28 yaşında bir bireyim ve hala zeytin yiyemiyorum, yememeyi geçin yine Allah affetsin görüntüsüne tahammülüm yok. Belki o zamanlar öğretmenim zeytinleri zorla ağzıma tıkayıp beni boğulmanın eşiğine getirmeden önce usulca konuşup zeytinin yararlarını saysaydı, belki bir zeytin fidanının yetişmesi 20-30 yıl kadar sürdüğünü, verilen emeği, hasatı, hepsinden önce verilen nimete şükretmem gerekip bu şekilde tadını bile bilmeden ön yargılı olmamam gerektiğini anlatsaydı bugün belki zeytin manyağı olabilirdim. Ve ben daha 7 yaşında iken kendisini çok seviyorken, okumayı sökme günüde bana okuttuğu satırları aslında içimden okuyabilirken yanlış olursa yine dövecek misin ya da zorlayacak mısın diye korkup dışımdan okumamazlık yapmazdım. Hatırlar mısın öğretmenim? İlkokul ikinci sınıftayken herkesin içinde bana ve anneme daha okumayı sökemedi, okuyamıyor, siz en iyisi bunu birinci sınıftan tekrar başlatın dediğini. Keşke bunun yerine benimle biraz konuşabilseydin. Yazmak okumaktan daha zor iken ben yazıp ama okuyamıyorken (içimden okuyordum sesimi bir türlü çıkaramıyordum) bunun üzerine gidip, bana yardımcı olsaydın. Öğretmenim, Ahmet Hocanın kitabında öyle değişik anılar, olaylar var ki. O gerçek yürekli öğretmenlerimizin bir çocuğu nasıl çiçek edip bu ülkeye ağaç olarak döndürdüklerinden bahsediyor. Öğretmenin öneminden bahsediyor. Ama ben sizin hakkınızı yemeyeceğim. Ben de sizden bir şey öğrendim. Tek başıma mücadele etmeyi. Siz bu okuyamıyor alt sınıfa verin dediğiniz gün sömestra girdiğimizde ben evdeki tüm ders kitaplarını ince hikayeleri bağıra bağıra okumayı öğrendim. Ve siz benimle 3 sene daha geçirmek durumunda kaldınız, okuyamaz bu dediğiniz kızı mezun ettiniz. Sizin bana yapmadığınızı ben kendime yaptım ve size inat okudum. Okumaya da devam ediyorum. ****** Çok uzun bir yazı oldu farkındayım. Ama kitabın içeriğini etkinlikte yer alan diğer arkadaşlarım öyle güzel ifade etti ki ben üzerine pek bir şey eklemek istemedim. Sadece 2 gündür içimden taşan 20 yıllık bu anımı paylaşmak istedim. Öğretmenler, lütfen öğrencilerinizi sevin, lütfen değer verin, yapamaz demeyin. Işıkları olun, aydınlatın onları. Ve en önemlisi çocuk olduklarını unutmayın, korkutmayın, sınıfta rencide etmeyin. Ne demiş Henry Adams; "bir öğretmen sonsuzluğu etkiler, etkisinin nerede sona ereceği bilinmez." Ve ne demiş Atamız; "eserinin üzerinde imzası olmayan yegane sanatkar öğretmendir." Bu şahane kitapla bizleri buluşturan Ahmet Şerif İzgören Hocaya sonsuz teşekkürler. (Betül Aslan Kurtulmuş)

Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen PDF indirme linki var mı?

Ahmet Şerif İzgören - Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Şerif İzgören Kimdir?

1965 yılında İzmir’de doğdu. 1983 yılında Kuleli Askeri Lisesi’ni, 1987’de Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dilbilimi Bölümü’nü bitirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde üsteğmen rütbesine kadar görev yaptı.

1991 yılında ordudan istifa etti. Aynı yıl Ankara Üniversitesi TÖMER Bursa Şubesi’ni kurdu ve bu şubenin müdürü olarak dört yıl görev yaptı. Bu dönemde, Bursa’nın ilk kültür merkezini açtı. Türkiye’nin tek çeviri dergisini çıkarttı. On altı tiyatro, müzik, resim kulübünün fahri başkanlığını yaptı.

1995 yılında özel sektöre transfer oldu; iki ayrı firmada genel müdürlük yaptı. 1996 yılında AIESEC Yüksek Danışmanlar Konseyi Üyesi olarak hizmette bulundu. İngiltere (Sunley Management Center) ve Türkiye’de zaman yönetimi, finans, liderlik, beden dili, işletme yönetimi ve yönetim modelleri, satış ve pazarlama, iletişim, şirket fonksiyonları, karar alma teknikleri, stres yönetimi, motivasyon, yaratıcı liderlik, benchmarking vb. konularda birçok seminere katıldı ve eğitim aldı. Daha sonra bu alanlarda yurt içinde ve yurt dışında eğitimler verdi. Liderlik, takım çalışması, yönetim ve iletişim alanında yurt dışı da dâhil olmak üzere birçok üniversite ve platformda 500’ü aşkın seminer verdi. Hâlen bu konularda Türk ve yabancı birçok kuruluşa, eğitim ve danışmanlık hizmeti vermektedir.

İzgören, çalıştığı kurumlarda değişim yaratması ve sistem oluşturmasıyla tanındı. Kurucusu olduğu Academy International / İzgörenAkın Eğitim ve Danışmanlık firmasının 1996’dan beri; ELMA Yayınevi’nin (Akademi Artı Yayıncılık AŞ) 1999’dan beri Yönetim Kurulu Başkanlığı görevindedir. İş ve yönetim ile kişisel gelişim konularında kitapları yayınlanmıştır.

Türkiye'de konusunda çalışan bir bilirkişi.

Ahmet Şerif İzgören Kitapları - Eserleri

  • Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır
  • Avcunuzdaki Kelebek
  • Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı
  • Dikkat Vücudunuz Konuşuyor
  • Hıdır Kişisel Gelişiyor
  • Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır 2
  • Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen
  • Süpermen ve Uğur Böceği
  • Moks
  • İş Yaşamında 100 Kanguru
  • 40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk
  • Kara Oklar Çetesi - Büyük Macera
  • Uçan Halı Babam
  • Geleceği Yönetmek
  • Küçük Beyaz Uğur Böceği
  • Kara Oklar Çetesi
  • Eşikaltı Büyücüleri
  • Bir Türk Zabitinin Anıları
  • İş Hayatı Futboldan Ne Öğrenir?
  • Kanatsız Arı Mu
  • Geleceğin Organizasyonunu Yaratmak
  • Kanatsız Arı Mu 2 - İlk Uçuş
  • Bandırma Roket Kulübü
  • Po: İyilik Pata Pata'ya İniyor
  • Kanatsız Arı Mu 3 - Büyük Saldırı
  • Po: Şehirdeki Yabancı
  • Po: Koyunlar Kralının İzinde
  • Po: Tapatapa Macerası - Haris'in Saldırısı
  • Kanatsız Arı Mu / Dev Mülteci
  • Mu, The Wingless Worker Bee
  • The Butterfly Inside Your Palm

Ahmet Şerif İzgören Alıntıları - Sözleri

  • "Kendi doğrusu olmayan adamlar başkalarının doğrularının peşinden giderler." (Geleceği Yönetmek)
  • Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Zümer sûresi (Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen)
  • Iletişim denilen şey doğal ve kendiniz olmaktır. İçinizdeki ışığın dış dünyaya yansımasıdır. İnsanlarla kurduğunuz ilişkinin içine yapayşık girerse dostlukları, içten ve insanlık dolu bir hayatı unutun. İletişim insanlar arasında köprü kurmaktır. İnsanları yönetmek ve insanlara baskı kurmak değil. İnsanların anlık hareketlerine bakarak sakın kişilijleriyle ve duygularıyla ilgili kararlar vermeyin ve kendiniz olun. Sevgiyle, insanlıkla, içtenlikle dolu kendiniz... Bırakın, ışığınız dışarı olduğu gibi yansısın, değişmeden... (Dikkat Vücudunuz Konuşuyor)
  • Ne kadar zengin olduğunuzun, neye sahip olduğunuzla hiç alakası yoktur; neye ihtiyacınız olduğuyla ilgisi vardır... (Süpermen ve Uğur Böceği)
  • "Devletin işiyse, çalışsan da aynı maaş çalışmasan da duygusu olur kimi insanda." (Bandırma Roket Kulübü)
  • "Neredeyse hiç kitap okumayız. Sevdiğimiz olur, o bizi sevmezse öldürürüz. Kadınla yaşamayı bilmeyiz, yalnız bırakırız onu. Çalışma hayatına sokmayız, ona gereksiz parlarız. Sporun spor olduğunu unuturuz, sıraya girmeyi bilmeyiz." (40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk)
  • “Hiç kız arkadaşın yok mu senin?” diyeceksiniz. Var ama onlar başka. Onlar bu ortamlara uymaz. Bu adamların yanına yazılmaz, bunlar sırdaşım benim. Kızlarla ağaçtan meyve çalamazsınız, kızlarla kampta sürünemezsiniz, kızlarla birbiriniz için dayak yiyemezsiniz... (40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk)
  • ...yapılan bir araştırma er­kek­le­rin ya­lan söy­ler­ken göz­le­ri­ni aşa­ğı­ya, ka­dın­la­rın ise yu­ka­rı­ya ka­çır­dı­ğı­nı gös­te­ri­yor. (Dikkat Vücudunuz Konuşuyor)
  • İki defa viski tadımına katıldım. Birinde konuşmacı on dakika hangi imbikten nasıl süzüldüğünü, nasıl süper olduğunu anlatıyor.” Bu artık süper bişi” diyorsun, bir yudum al, berbat bir şey. ... En son kıllı sırtlı bir konuşmacı anlattı, anlattı. Kiraz, çilek aromalı ve çikolata tadında bir viskiymiş. Bir yudum aldık berbat bir şey. Katılımcılardan bir delikanlı ağabey kalktı. “ Ya ben alırım bir kilo kiraz, yarım kilo çilek, bir de madlen çikolata yerim üzerine, bu eziyete dayanılmaz” dedi. Gülmekten yerlere yattık. (Eşikaltı Büyücüleri)
  • “Ben ileride sevdiğim işi yapacağım. Ne yapar ne eder başarılı olurum, en önemlisi kesin mutlu olurum.” (Küçük Beyaz Uğur Böceği)
  • ‘Poşet ister misiniz?’ Diye sordu kasiyer. ‘Hayır efendim, filemi yanımda getirdim, ülkemizi kirletmeyelim değil mi?’ Dedi ‘Başka bir isteğiniz var mı?’ ‘Var efendim’ kısa bir sessizlik, ‘ sağlığınız’ :)) (Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır 2)
  • "-Abi bakma, bunların öyle iri olduğuna, kof abi bunlar. -Oğlum kof dediğin adam üç metre, kodu mu oturursun." (40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk)
  • “Bil­gi bir ışık gi­bi­dir, sı­za­cak bir yer bu­lur ve içe­ri gi­rer.” Pab­lo Ne­ru­da (Dikkat Vücudunuz Konuşuyor)
  • Kanatlar sizin değilse yükselmek felaketinizdir. (Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır 2)
  • Bırak hakikat incitsin seni, bir yalan avucatacağına... (Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır 2)
  • Bizde çocuğa karşı sevgi, feci bir korumacılığa dönmüş durumda. Anne babanın çocuğuna bakışı, çocuk beş yaşındayken de, velet kırkına geldiğinde de aynı. (40'ının da Kulpu Kırık 40 Türk)
  • "Bazı kitaplar vardır sizinle konuşur. Okumaya başlayınca fark edersiniz." (Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı)
  • ..."İskandinav ülkelerinde iş adamları üzerinde araştırma yaptılar, ihtiyaç maddeleri sıralaması. Tüm ülkelerde iş adamları arasında kitap hep ilk yirmide çıktı." (Geleceği Yönetmek)
  • Hiç kimse sizin izniniz olmadan kendinizi değersiz hissettiremez. (Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır)
  • Gereksiz bilgiler kaybolur gider, diğerleri bi­ linçaltına yerleşir. Bilinçaltınıza yerleşenleri de­ ğiştiremezsiniz. Bilinçaltınızdakileri yargılayamazsınız ve kolay kolay unutamazsınız. Bilinçaltı bellek, davranışlarınızı ve kararlarınızı etkiler. (Eşikaltı Büyücüleri)