Mekânın Üretimi - Henri Lefebvre Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Mekânın Üretimi kimin eseri? Mekânın Üretimi kitabının yazarı kimdir? Mekânın Üretimi konusu ve anafikri nedir? Mekânın Üretimi kitabı ne anlatıyor? Mekânın Üretimi PDF indirme linki var mı? Mekânın Üretimi kitabının yazarı Henri Lefebvre kimdir? İşte Mekânın Üretimi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Henri Lefebvre
Çevirmen: Işık Ergüden
Orijinal Adı: La Production de L’espace
Yayın Evi: Sel Yayınları
İSBN: 9789755706764
Sayfa Sayısı: 447
Mekânın Üretimi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Mekânın Üretimi, büyük dava adamı ve teorisyen Henri Lefebvre’in başyapıtıdır. Mekân üzerine, mekânı düşünen, mekân felsefeleriyle tartışan, mekânın tarih içindeki yolculuğuna dair kavrayıcı ve kapsayıcı bir tarih yazımı sunan ama bütün bunları sosyal ve siyasal pratikle ilişkili bir şekilde yapan, yaparken de felsefeden tarihe, fizikten metafiziğe, psikanalizden sanata, dilbilimden ilahiyata kadar çok birçok disiplini eleştiriye tabi tutan, kendinden önce bir eşi benzeri olmadığı gibi, kendinden sonraki kitaplara da devasa bir alan açan, peşinden koşulacak birçok soru işareti bırakan, 20. yüzyılın en derinlikli, en incelikli, en ustalıklı eserlerinden biridir. Marksizm içinde de ayrıksı ve önemli bir yere sahip olan bu kimi zaman zorlayıcı ancak heyecan verici “proje”, yayınlanışından otuz yıl sonra, kent, kentleşme, mekân politikalarının toplumsal, pratik ve politik yönleriyle hiç olmadığı kadar güncel olduğu bu “moment”te Türkçede…
“Mekânın Üretimi’nde Lefebvre, felsefeye olan derin bilgisini, Hegel, Marx, Nietzsche ve Freud üzerine tefekkürlerini, şiirle, sanatla, müzikle ve şenlikle olan tecrübi tesadüflerini, sürrealistler ve sitüasyonistlerle olan ilişkilerini, hem bir düşünce akımı hem de bir siyasal hareket olarak Marksizm’le olan yoğun bağını, hayatın kentsel ve kırsal koşullarına yönelik sosyolojik soruşturmalarını, bütünlüğü ve diyalektik metodu özgün bir şekilde kavrayışını kullanır. Okuyucu bu kitapta yalnızca takip edilecek sayısız düşünce çizgisini değil; ayrıca, yapısalcılığın, eleştirel teorinin ve yapısökümün, semiyotiğin, Foucault’nun beden ve iktidar hakkındaki görüşlerinin ve Sartre’ın varoluşçuluğunun zımni veya üstü kapalı eleştirisini de bulacaktır.”
David Harvey
Mekânın Üretimi Alıntıları - Sözleri
- Oysa söylenecek pek az şey vardır ;yaşanacaklar ise daha da azdır. Yaşanan, ezilir. Tasarlanan, baskın çıkar. Tarihsel olan, özlem şeklinde yaşanır ;doğa, pişmanlık konusudur, ufuk geridedir.
- "Sanki insan varlığının derin gecesi aniden delinmişti, sanki doğal zorunluluk mantıksal zorunlulukla bir olmaya rıza göstermişti de, her şey tam bir şeffaflığa teslim edilmişti..."
- Günümüzde sınıf mücadelesi, her zaman olduğundan daha çok, mekanda yaşanır. Doğrusu, soyut mekanın farklılıkları kelimenin tam anlamıyla silerek gezegene yayılmasını tek engelleyen şey sınıf mücadelesidir. Sadece sınıf mücadelesinin farklılaştırıcı bir kapasitesi vardır.
- Hegel 'in dediği gibi, bir kavram ancak belirttiği şey tehdit altında olduğunda, sonuna - dönüşümüne- yaklaştığında ortaya çıkar.
- Şehir ve kent, kullanım değerine bağlı olmalıyken, sanayileşme yoluyla metânın genelleşmesi bu tarza göre yaşanan şehrin yıkımına yol açtı.
- Egemen sınıflar günümüzde mekanı bir enstrüman gibi kullanıyorlar. Çok amaçlı bir enstrüman:İşçi sınıfını dağıtmak, belirli yerlere bölüştürmek, kurumsal kurallara tabi kılarak çeşitli akışlar düzenlemek, dolayısıyla iktidara tabi kılmak, mekanı kontrol etmek ve kapitalist üretim ilişkilerini koruyarak bütün toplumu teknokratik bir şekilde yönetmek.
- Yeni bir mekan üretmeyen bir devrim sonuna kadar gidemez; başarısız kalır; hayatı değiştirmez; sadece ideolojik üst yapıları, kurumları, politik aygıtları değiştirir. Devrimci bir dönüşüm, gündelik hayatta, dilde, mekanda eser yaratma kapasitesiyle doğrulanır.
- Paradigmanın büyülü gücü şudur : Karanlık olanı şeffaf olana dönüştürmek, karanlığın "nesnesini" şekilsizleştirmeden -yalnızca formülasyonu sayesinde- aydınlığa taşımak. Kısacası, deşifre etmek. Bilgi, direnişleri, gölgeleri ve "varlıklarını" ortadan kaldırarak, hayranlık verici bir bilinçdışıyla iktidarın hizmetine girer.
- Başlangıç sonda bulunurken, son da başlangıçta kendini gösterir.
- Gül nedensizdir, çiçek açtığı için çiçek açar. "Görünmeyi dert etmez" (Angelus Silesius). Güzel olduğunu, hoş koktuğunu, 'n' düzeninde bir simetri gösterdiğini bilmez. "Doğa" insanla aynı ereklilikte işlemez.
- Düzen ilişkileri, dolayısıyla eşzamanlılık ve senkronizm ilişkileri, aktif idrak gücü sayesinde, maddi olarak sürdürülen eylemin öğeleri arasına yerleşirler. Bütün üretici faaliyeti tanımlayan şey, değişmezlerden ya da sabitlerden çok, zamansallıktan mekansallığa bitmek bilmeyen bu geçiştir.
- Ölçülen (ortak bir ölçüye, paraya indirgenen) şey ve ürünler kendi hakikatlerini söylemezler; şey ve ürün olarak, bu hakikati gizlerler. Ürün ve (mekan içinde) yarattığı dolaşımlar fetişleşir, üretim faaliyetini ele geçirerek, bu faaliyetten, yani gerçekten daha "gerçek" bir hal alır.
- Bir mekanın doğanın parçası olması, onun toplumsal üretim ilişkilerine girmesini engeller.
- Anıtsallık her zaman okunur, bir kesinlik dayatır; istediği şeyi söyler; daha fazlasını gizler.
- Hegel'in dediği gibi, bir kavram ancak belirttiği şey tehdit altında olduğunda, sonuna -dönüşümüne- yaklaştığında ortaya çıkar.
Mekânın Üretimi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Mekânın Üretimi PDF indirme linki var mı?
Henri Lefebvre - Mekânın Üretimi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mekânın Üretimi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Henri Lefebvre Kimdir?
Henri Lefebvre ( d. 16 Haziran 1901 – ö. 29 Haziran 1991) Fransız sosyolog, entelektüel ve felsefecidir. Daha çok Neo-Marksist olarak bilinir.
Biyografi
Lefebvre, Hagetmau, Landes, Fransa'da doğdu. Paris Üniversitesi (Sorbonne)'nde felsefe okudu ve 1920 yılında mezun oldu.
1924 yılında beraber çalıştığı Paul Nizan, Norbert Guterman, Georges Friedmann, Georges Politzer ve Pierre Morhange ile "Philosophies" adlı felsefe grubunda bir "felsefi devrim" arayışındaydı. Bu çaba, Fransız Komünist Partisi (FKP)'ne doğru kaymadan önce, Gerçeküstücüler ve diğer gruplarla temasa geçmelerini sağladı. Lefebvre 1928'de FKP'ye katıldı.
1930 - 1940 yılları arasında Lefebvre, felsefe profesörü olarak çalıştı ve 1940'da Fransız Direnişine katıldı. 1944 - 1949 yıllarında Radiodiffusion Française'de yönetici oldu ve Toulouse'da Fransızca radyo yayıncılığı yaptı.
Gündelik hayat eleştirileri ilk olarak 1947 yılında basıldığında, COBRA ve Durumcular arasında entelektüel bir etki oluşturdu.
1958'de Lefebvre FKP'den ayrıldı. Daha sonraki yıllarda Arguments ve New Left dergisinde yayın kuruluna katıldı.
1965 yılında Nanterre'deki üniversiteye geçmeden önce, 1961 yılında başladığı Strasbourg Üniversitesi'nde sosyoloji dersleri verdi.
Fransızca, İngilizce ve Almanca yazdı.
Lefebvre 1991 yılında öldü.
Henri Lefebvre Kitapları - Eserleri
- Kentsel Devrim
- Modern Dünyada Gündelik Hayat
- Mekânın Üretimi
- Şehir Hakkı
- Gündelik Hayatın Eleştirisi 1
- Sosyalist Dünya Görüşü Marksizm
- Ritimanaliz
- Diyalektik Materyalizm
- Marx'ın Sosyolojisi
- Gündelik Hayatın Eleştirisi 2
- Gündelik Hayatın Eleştirisi 3
- Tarih ve Tarihçi
- Vladimir İlyiç Lenin
- Yaşamla Söyleşi
- Sosyalist Dünya Görüşü: Diyalektik Maddecilik
- Marx'ın Sosyolojisi
Henri Lefebvre Alıntıları - Sözleri
- "(...)İnkalar'da veya Aztekler'de, Yunanistan'da veya Roma'da, en ufak detayları; davranışları, sözleri, aletleri, alışılmış nesneleri, giysileri, vs. belirleyen bir üslup vardı. Kullanılagelen, alışılmış (gündelik) nesneler, henüz içlerindeki şiiri yitirmemişlerdi. Düzyazıda yansıyan hayat ile şiirsel hayat birbirinden ayrılmamıştı. Bizim gündelik hayatımız ise, üsluba karşı duyulan nostalji, üslupsuzluk ve inatla bir üslup aranması gibi özellikleriyle öne çıkar. Üslubu yoktur; eski üslupları kullanmaya veya bu üslupların kalıntıları, yıkıntıları ve anıları içine yerleşmeye yönelik çabalara rağmen kendine bir üslup yaratmakta başarısız kalır. O derece ki, üslup ve kültür, birer karşıtlık olarak tanımlanacak denli birbirinden ayırt edilebilir. Gündelik hayata ayrılan toplam, gündelik olanın ticaret ve para ekonomisinin genelleşmesinden, XIX. yüzyılda kapitalizmin kurulmasının ardından edindiği özgüllüğü açmayarak, kavramları muğlaklaştırır ve birbirine karıştırır. Böylece, dünyayı anlatmayı üstlenen düzyazı her şeyi, metinleri, yazılanları, yazıların yanında nesneleri istila eder; ta ki şiir bu yayılmanın önünde geri çekilene kadar(...)" (Modern Dünyada Gündelik Hayat)
- Burjuva ekonomistlerin nesneler (emtia, para, sermaye) arasında ilişkiler gördükleri yerde, Marx insanlar arasında ilişkiler keşfetmiştir. (Vladimir İlyiç Lenin)
- Yaratıcı kapasitenin(hayal gücünün) öncelikle varolanla hem kavramsal hem de gerçek, ideolojik ve pratik bir kopuş gerektirdiği bellidir. Bu kopuş nevroza, şizoide, paranoyaya kadar gidebilir. (Gündelik Hayatın Eleştirisi 3)
- Kral Davud Ahit Sandığı önünde dans etmişti;Doğu'daki dinlerde (Budizm? Şintoizm?) kutsal danslar vardır ;insan bedeni, ilahiyatçıların tasvir ettiği üzere, evrenin doğumunu ve ölümünü aktarır... (Ritimanaliz)
- İkincisi, ahlâklar davranış ve düşüncelere, aslı-astarı olmayan değerler yakıştırdılar, onları allayıp pulladılar. Meselâ ferdi faaliyetin sınırlı oluşu karşısında ya da bir acı karşısında gösterilen sabır, bir erdem kılığına sokuldu: stoacıların ya da hıristiyanların tevekkülü gibi... Pek basit bir durum ya da başka türlüsü mümkün olmayan bir boyun-bükme (edilginlik) o zaman gerek ahlâkçı için, gerekse o ahlâkı benimseyen kimse için büyük bir önem, bir değer aldı. Bu durum ile ahlâkî büyüklüğü duymak için isteyerek acı çekmek ya da nefsin gemleyip sınırlandırmak durumu arasında, sık sık ve çarçabuk geçiliveren bir adımlık bir ara vardır. O zaman insan kendi zincirlerini doğru atılmış olur ve bunu yaparken özgürlüğe, kavuştuğunu sanır. İmkânlarının sınırına vardığı ve varlığının çemberli ve sınırlı olduğunu acı bir şekilde duyduğu zaman, ahlâkın sonsuzluğuyla yüz yüze geldiğini sanır. "Ahlâken büyüklük" deyimi aldatıcıdır, çünkü ahlâk hiçbir zaman, belirli bir andaki ortalama sosyal uygulama'yı -ferdin içinde vicdan biçiminde, ferdin dışında öğüt ve müeyyide biçiminde- onaylamaktan başka bir iş yapmaz. (Sosyalist Dünya Görüşü: Diyalektik Maddecilik)
- "(...)Felsefeci, felsefeci kimliği dolayımıyla tamamlanmış bir aklın vücut bulmuş hali olmayı istediği andan itibaren, bir hayal dünyasında yaşamaya başlar. İnsanın olanaklarını felsefi araçlarla gerçekleştirmek istediğinde, bu araçlara sahip olmadığını görür. Felsefe, felsefi olmayanı dışlayarak, kendisini tanımlanmış ve tamamlanmış bütünlük olarak ilan ettiğinde, ancak kendi çelişkisini gerçekleştirir ve kendi kendisini ortadan kaldırır(...)" (Modern Dünyada Gündelik Hayat)
- Maraziliğin şiddetlenmesi, yaratıcının gündelik hayatın üstüne çıkmasını sağlayan tek şeydir. Fakat güçlü bir endüstri halini almış kültür üretimi bu maraziliği olumsuzlar ya da inkar eder. Bu yüzden yeni bir sanat tipi türer; Güvenlik içinde mutluluk sanatı. Oysa ki eser, hakim olunan ya da olunamayan kaygıdan meydana gelir. (Gündelik Hayatın Eleştirisi 3)
- gündelik hayat inşasının, egzotik ya da kendinden geçirici ritimlerin devasa başarısıyla birlikte, toplumsal hayatta müziğin büyüyen rolüyle birlikte ölümün kendinden geçiriciliğine varana dek bütün kuralların ihlali içinde 'uyuşturucu etkisiyle bilinci yitirme' ve gündelik hayatın dışına cıkma arayışıyla birlikte gelişmesi tesadüfmüdür?... (Ritimanaliz)
- Formel mantık asla içeriksiz olamaz, yalnızca içeriğinin bir parçasını kopartır, onu incelte incelte iyice "soyut" hale getirir ama ondan asla tamamen kurtulamaz. (Diyalektik Materyalizm)
- Üretim sadece işgücü ve üretim araçlarının değil, toplumsal tahakküm ilişkilerinin de yeniden üretimini içerir ve kapsar. (Gündelik Hayatın Eleştirisi 3)
- Demek ki, toplumsal ilişkilere somut anlaşılabilirlik [kavranabilirlik] kazandıran şey devrimci praksis'tir. Devrimci praksis, tasarımlar ile gerçeklik; kurumlar (üstyapılar) ile üretici güçler (temel) ve formlar ile içerik arasında çakışmanın ortaya çıkmasını sağlar. Burada, temel bir kavramla; aşma (depassement) kavramıyla yeniden karşılaşıyoruz. Aşma, toplumsal-olanın akliliğini ve insan zihinlerinde canlı bir düşünce olarak anlaşılabilirliği yaratmaktadır. (Marx'ın Sosyolojisi)
- Oturduğu evden çıkıp yakındaki ya da uzaktaki gara, tıklım tıklım dolu metroya, büroya ya da fabrikaya koşturan, akşam olduğunda aynı yolu gerisin geri teperek evine gelen ve yeniden başlayacak ertesi güne hazırlanmaya çalışan kimsenin gündelik hayatını anlamak için insanın gözlerini açması yeter. (Şehir Hakkı)
- Paradigmanın büyülü gücü şudur : Karanlık olanı şeffaf olana dönüştürmek, karanlığın "nesnesini" şekilsizleştirmeden -yalnızca formülasyonu sayesinde- aydınlığa taşımak. Kısacası, deşifre etmek. Bilgi, direnişleri, gölgeleri ve "varlıklarını" ortadan kaldırarak, hayranlık verici bir bilinçdışıyla iktidarın hizmetine girer. (Mekânın Üretimi)
- Marksçılık gerçeklerin dışından bir takım değerler koymayı reddederek, dolayısıyla ahlâkî değerlerin temellerini gerçeklerin içinde arayarak, ahlâkî yabancılaşmadan ve ideolojik yanılsamalardan sıyrılımış yeni bir törebilim(ethique) kurmak gerektiğini söyler. (Sosyalist Dünya Görüşü: Diyalektik Maddecilik)
- Marksçılık duygulu ve gözü yaşlı Blbir hümanizma getirmez. Marks proletaryayla, bu sınıf baskı altında ezildiği için, onun ezilişine acımak için ilgi duymamıştır. Marks, proletaryanın baskıdan nasıl ve niçin kurtulabileceğini, insanları bekleyen imkânlara varacak yolu proletaryanın nasıl ve niçin açabileceğini göstermiştir. Marksçılık proleteryayla, zayıf olduğu için değil, bir kuvvet olduğu için; cahil olduğu için değil, bilgiyi kendine mal edeceği ve zenginleştireceği için; burjuvazi tarafından gayrî-beşerîlîğe itildiği için değil, insanın geleceğini proleterya kendinde taşıdığı ve o övüngen burjuvaziyi gayrî-beşerî bularak reddettiği için ilgilenir. (Sosyalist Dünya Görüşü: Diyalektik Maddecilik)
- İyi bir tarihçi, efsanelerin canavarına benzer: insanlık onurunun kokusunu aldığı yerin avlanacağı bölge olduğunu bilir. (Tarih ve Tarihçi)
- Şehirciliği hem maske hem de araç olarak ifşa etmek gerekir: O, devletin ve politik eylemin maskesi, bir strateji ve sosyo-mantık içinde gizlenmiş çıkarların aracıdır. Şehircilik, mekanı bir sanat eseri olarak yahut öne sürdüğü teknik nedenlere göre biçimlendirmeye çalışmaz. Gerçekte bir politik mekanı biçimlendirmeye çalışır. (Kentsel Devrim)
- Logos yalnızca bir iletişim aracı değildir. Onu teşvik eden ve onun düzenlediği duygular ve heyecanlar için bir filtredir. Bu sıfatla bir tür varlıktır, bir varlık biçimidir. (Gündelik Hayatın Eleştirisi 2)
- Birkaç günde eski Rejim sosyal, ahlaki ve psikolojik bütün sonuçlarıyla değilse de objektif temelleri ve kurumlarıyla yok oldu: Serfliğin artıkları, asillerin toprak mülkiyeti, yarı derebeyi kastlar rejimi, erkekle kadının eşitsizliği, milli azınlıkların ezikliği, Kilisenin resmi olan imtiyazlı durumu, vb. Ortaçağ geçmişinin dev bir arıtılması ile aynı zamanda bankaların, demiryollarının, ağır sanayinin millileştirilmesi sağlanıyor ve üretim ile dağıtım üzerinde işçi kontrolü kuruluyordu. Böylece iki devrim oluşmaktaydı: Fransada 1789-1793'de yapılan, feodaliteye karşı yönelmiş ihtilale uyan demokratik burjuva devrimi, üstelik bu devrim son raddesine kadar güdülmekteydi ve üretim sosyal ilişikilerinin sosyalist dönüşümünün başlangıcı, objektif ön verisi, şartları ile, sosyalist devrim. (Vladimir İlyiç Lenin)
- Fethedilmemiş iğrenç huzur göz ardı edilen ve küçümsenen tüm yoksunluklar, tüm çatışmalar, yetkin doğrulanmış çocukluk seni tanıyorum. Çocukluğumun iğrenç huzuru! Kurtulmak için, bu külü söndürmek için ne kadar sıkıntı çekmek gerekiyor. "Gerçek mümin çatışmasız değildir. İnanç kaygıdan doğar." böyle mi diyecekler. Hangi kaygı? Evet batak bir huzur içinde çürüten kaygı. Derin yoksunluklar mistik kesinliklerden ayrılmaz olduğu için huzurla karışmış kaygı. (Gündelik Hayatın Eleştirisi 1)