Meme - Philip Roth Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Meme kimin eseri? Meme kitabının yazarı kimdir? Meme konusu ve anafikri nedir? Meme kitabı ne anlatıyor? Meme PDF indirme linki var mı? Meme kitabının yazarı Philip Roth kimdir? İşte Meme kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Philip Roth

Çevirmen: Seçkin Selvi

Orijinal Adı: The Breast

Yayın Evi: Hilal Matbaacılık

İSBN:

Sayfa Sayısı: 111

Meme Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Philip Roth’un Meme adlı kitabı onun yazarlık hayatında ilginç bir dönemeci belirliyor. 38 yaşında, sağlıklı, aklı başında sayılabilecek, görev düşkünü bir edebiyat öğretmeni hastanede kendine geldiğinde, doktorlar ona bir memeye dönüştüğünü bildirirler. Bir hastane odasında, özel olarak hazırlanmış hamağına gömülü yatan, gözleri görmeyen, elleri olmayan, 1.80 boyunda, 70 kilo ağırlığında bir meme. Böyle başlıyor Philip Roth’un gerçeğin sınırlarını zorlayan, özlü kitabı.

Meme Alıntıları - Sözleri

  • İnsan yapı­sını daha iyi bilmem gerek. Bunu bilecek kadar Dostoyevski okudun.
  • Ya kendim olmaya devam ederim, ya da çıldırırım.
  • Bir tuhaf başladı. Hoş, nasıl başlarsa başlasın tuhaf olacaktı ya. Güneşin altındaki her şeyin "bir tuhaf" başladığı ve "bir tuhaf" bittiği ve de "bir tuhaf" olduğu çok söylenmiştir elbet. Di­kensiz bir gül "tuhaf"tır, dikenli gül de "tuhaf"tır, komşunuzun bahçesinde boy veren sıradan güller de öyle. Dilenirse her şeyin dehşet­engiz ve gizemli göründüğü bir bakış açısı var­dır, bilirim. Sonsuzluğu düşünün, sonsuzluk üze­rine fikirler geliştirin, isterseniz sonsuzluğu unutmayı deneyin; o zaman her şeyin şaşılası olduğunu göreceksiniz.
  • Ya kendim olmaya devam ederim, ya da çıldırırım.

Meme İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Psikolojik, sürrealist, absürt ve orijinal. Bir kimlik romanı. Ben kimim? Sanırım ben bir memeyim. Belki de bir deli. Evet, epey etkilendiğimi söylemeliyim. Bir yanda “Ben olduğuma eminim, ama ben neyim?” diyen Descartes, diğer yanda “Ya kendim olmaya devam ederim, ya da çıldırırım.” diyen Kepesh. Hakkında çok şey yazılıp çizilmiştir diye düşünüp araştırsam da umduğumu bulamadım. Yazarla tanışma kitabım oldu. Diğer kitaplarını merak ediyorum. (Melisa Parlak)

Son derece farklı bir kitap. Her ne kadar Kafka'nın Dönüşüm, Gogol'ün Burun kitabına benzesede işin iç yüzü öyle değil. Sadece karakterlerin başına gelen olaylar benzer. İnsanın bilinç altının böylesine bir olayda ortaya çıkması, karakterin yaşama tutunması aynı zamanda komik ve strese sokan bir anlatım. (Murad çirçil)

Meme PDF indirme linki var mı?

Philip Roth - Meme kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Meme PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Philip Roth Kimdir?

19 Mart 1933'te New Jersey'in Newark kentinde doğdu. Bucknell Üniversitesi'ni bitirdikten sonra Chicago Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrenimi gördü. Ardından Chicago'da İngiliz edebiyatı, Iowa ve Princeton üniversitelerinde yaratıcı yazarlık dersleri verdi. 1959'da, altı öyküsünü bir araya getirdiği ilk kitabı Goodbye Columbus yayımlandı (Kucak Dolusu, Çev.: Ülkü Tamer, Sander Yayınları, 1971). ABD'li Yahudilerin yaşamını son derece kişisel, keskin ve ironik bir dille tasvir ettiği bu kitapla Roth, 1960'ta Ulusal Kitap Ödülü'nü aldı. Ardından iki roman yazdı: 1962 tarihli Letting Go (Libby, Çev.: Seçkin Selvi, Sander Yayınları, 1973) ve 1967'de yayıımlanan When She Was Good. Şöhret ise 1969'da, ABD'nin nezih edebiyat çevrelerini karıştıran Portnoy's Complaint (Portnoy'un Feryadı, Çev.: Özden Arıkan, Ayrıntı Yayınları, 1999) ile geldi. Bilinç akışı tekniğinde eşsiz bir monolog olarak nitelenen bu eser, çağdaş, Amerikan edebiyatının en komik, en unutulmaz karakterlerinden birini yaratıyordu. 1972'de Ernest Lehman tarafından aynı adla sinemaya uyarlayan Portnoy'dan sonraki kitaplarında Roth, hep değişik anlatım teknikleri denedi, her seferinde değişik konulara el attı, ama ana temalarından ya da "takıntıları"ndan hiç uzaklaşmadı: Yahudi olmak, erkek olmak, bir ananın oğlu olmak, aydın olmak; ve bütün bunlardan doğan her türlü marazilikle uğraşmaya devam etti.

Philip Roth Kitapları - Eserleri

  • Öfke
  • Portnoy'un Feryadı
  • Ölen Hayvan
  • Sokaktaki Adam
  • Aldatma
  • Nemesis
  • İnsan Lekesi
  • Pastoral Amerika
  • Hayalet Yazar
  • Bir Komünistle Evlendim
  • Meme
  • Hoşça Kal, Columbus ve Beş Öykü
  • Ve Hayalet Sahneden Çekilir
  • Amerika'ya Tuzak
  • Sabbath'ın Tiyatrosu
  • Karşıt Hayat
  • Baba Mirası
  • Shylock Operasyonu
  • Bir Erkek Olarak Yaşamım
  • Arzu Profesörü
  • Libby
  • Kucak Dolusu
  • Pourquoi écrire ?

Philip Roth Alıntıları - Sözleri

  • ''Buldum. Buldum. Son soru. Sen hâlâ, bir nebze dahi olsa kalbinin herhangi bir köşesinde evliliğin bir aşk ilişkisi olduğu yanılsamasını taşıyor musun? Eğer taşıyorsan, bu birçok sorunun nedeni olabilir.'' -sf. 9 *** ''Çok içen insanlar genellikle ilk içkilerinden önce saate bakarlar. Ne olur ne olmaz diye.'' -sf.11 *** ''Seksten hiçbir şekilde zevk almıyorum. Ya kendimi çok yalnız hissediyorum ya da zor geliyor. Zaten hayat da böyle değil mi?'' -sf. 15 *** ''Belki de yasak bir ilişkide sadece bir tarafın ailevi tatminsizliklerini dinlemek daha iyidir. Çünkü eğer ikisi birden anlatacak olursa, ilişkinin kendisi için vakit kalmayabilir.'' -sf. 36 *** ''...Çünkü içinde bulunduğum sınıf için fazla eğitimli biriyim ve ait olmam gereken sınıf için de yeterli param yok. Bu insanlarla aramda, maddi nedenlerden dolayı ait olduğum sınıftakilerden çok daha fazla ortak yön var. Yanlış yerdeyim. Tamamıyla.'' -sf. 46 *** ''Bir evlilik için elinde fazladan yaşlı bir erkek arkadaş bulundurmaktan daha iyisi yoktur.'' -sf. 48 *** ''Annem bana asla amımı açıkta bırakacak şekilde oturmamı öğretmişti. '' ''Ve şu anda bacakların bir beyefendinin omuzlarının üzerinde duruyor.'' ''Bana bu konuda hiçbir şey söylemedi. Sanırım bunu alışkanlık haline getireceğim aklının ucundan bile geçmemiştir.'' -sf. 48 *** ''Asla daha iyi olmaz. Kumar gibidir. Hiçbir zaman daha iyiye gitmez. Eğer oyunun arasında terk etmek istiyorsan terk et çünkü daha iyi olmayacaktır.'' -sf. 55 *** ''Ben İsrail karşıtı değilim. Araplardan tiksiniyorum. Bir zamanlar bizde de gelip evimizin etrafındaki kaldırımlara sıçan, malların fiyatlarını yükselten ve buna benzer işler yapan Araplar vardı. Yahudilerin asla yapmayacağı türden şeyler.'' -sf. 62 *** ''...Eğer bir beyaz olsaydı hayır diyebilirdin ama bir zencinin gözünün içine baka baka, hayır burada yemek yiyemezsin diyemezsin....'' -sf. 65 *** ''Başka erkekler düzmeye giden yolda, baştan çıkarma sürecinin bir parçası olarak sabırla dinlerler. Bu nedenle erkekler genellikle kadınlarla konuşurlar -onları yatağa atabilmek için. Sen ise onlarla konuşabilmek için yatağa atarsın. Başka erkekler onların hikayelerini anlattırmaya başlarlar, yeterince nezaket gösterdiklerini düşündüklerinde de ağızlarını sertleşmiş aletlerine doğru kibarca aşağı iterler...'' -sf. 67 *** ''... Hatırlıyorum, o A'lık öğrencilerin hepsi Kafka'nın Babaya Mektup'unu okuyordu ve onun Dava'yı ve Dönüşüm'ü yazarken tamamıyla babasıyla ilişkisinden yola çıkarak hareket ettiği türünden açıklamalar getiriyorlardı. Sen ''Hayır,'' dedin, bıkkın bir ifadeyle, 'Tam tersine. Babasıyla arasındaki ilişkide ''Dönüşüm ve Dava'dan esinlenmiştir.' Bunun onlara söyledikten sonra, yumruğunu havaya kaldırdın. 'Bir yazar otuz altısında değerli hale gelir, artık tecrübelerini hikayelerine aktarmaya gerek duymaz, hikayeleri onun yaşamına girer.'...'' -sf. 91 (MonoKL Yay. - 1 Baskı - Didem Hızkan Altunbey çev.) (Aldatma)
  • Cüretkarlığın bir amacı olmalı yoksa değersiz, basit ve bayağı sayılır. (Bir Komünistle Evlendim)
  • ...Babamı ilk kez ağlarken görüyordum. Başka 1inin gözyaşlarının insana kendininkilerden daha dayanılmaz geldiği o an, çocukluğun dönüm noktalarından 1idir... (Amerika'ya Tuzak)
  • And in the everyday world, nothing to be done but respectably carry on the huge pretense of living as himself, with all the shame of masquerading as the ideal man. (Pastoral Amerika)
  • Bildiğimiz her şey, zalimlerin zulmünden değil, insanların açgözlülüğünün, cehaletinin, gaddarlığının ve nefretinin zulmünden doğmuştur. Kötülüğün zalimi herkestir. (Bir Komünistle Evlendim)
  • Sanıyorum insanlar felsefi açıdan ikiye ayrılıyorlar. Umursayanlar ve umursamayanlar, yapanlar ve sürekli erteleyip asla yapmayanlar. (Baba Mirası)
  • hepimiz eşitiz, hepimiz özgürüz(...) (Ölen Hayvan)
  • İnsan bazen ani karar verdikten sonra pişman olur. (Sokaktaki Adam)
  • “Çocukken bir bilge gibi yaşardım, büyüdüğümde ise ağaçlara tırmanmaya başladım.” (Hayalet Yazar)
  • “Orospu çocukları da ölürler,” dedi babam. “Ölüm için söylenebilecek tek iyi şey bu –orospu çocuklarını da haklar.” (Baba Mirası)
  • Gülüşünüze ilişkin duygunuz, kendinize dair duygularınızın ve diğer insanlara sunduklarınızın bir yansımasıdır. (Karşıt Hayat)
  • “Herkesin çaresizliği zordur, bir çocuğun, bir arkadaşın, fakat bir zamanlar o kadar zinde olan yaşlı bir insanın çaresizliği…” “Özellikle bir babanın.” (Baba Mirası)
  • Senin bulunduğun yer o kadar güzelleşiyor ki. (Sokaktaki Adam)
  • Fakat bu benim başıma hayatımda birkaç kez gelmişti; geleneğin davranışlarımı yönlendirmesine izin vermeyi reddederek kendi yoluma gittikten sonra sarsılmaz duygularımın bazen şaşmaz ahlaki zorunluluk algımdan daha geleneksel olduğunu keşfetmiştim. (Baba Mirası)
  • Kelimeler de birer bomba ve mermi de­ğilmiş yalnızca - aynı zamanda küçük birer hediye paketiymiş, içinde anlamlar olan! (Portnoy'un Feryadı)
  • "Ne bunlar?" "Bilmiyor musun?" dedi buketi burnuma doğru tutarak. "Ben betonu bilirim. Asfaltı bilirim. Çiçekleri bilmem." "Bunlara gül denir, hayatım." (Öfke)
  • Ciddi bir oku­ma­nın gerek­tir­diği konsant­ras­yon, odak­lanma, yal­nız kalma, ses­siz­lik artık ula­şıl­ması zor şey­ler... (Karşıt Hayat)
  • yaptığım hiçbir şeyi yapmayı bırakamıyorum ve yaptığım her şey asabımı bozuyor. (Ölen Hayvan)
  • Yasaklar ağaçta yetişmez ki - sabır ister, dikkat ister, kendini adayan ve feda eden bir ebeveyn ile çalışkan ve dikkatli bir küçük çocuk buldunuz mu, gerçek an­lamda kontrollü, büzüğünü sımsıkı tutan bir insan yaratmak birkaç senelik iştir en çok. Yoksa niye etliyle sütlüyü ayrı tabaklarda yi­yelim? Yoksa neye yarar koşer sabunuyla tuzu? Yoksa ne diye, so­rarım size, hayatın, şayet bir anlamı varsa, bu anlamın tamamen sı­nırlar ve kısıtlamalardan, Hiç Kimse'den başka hiç kimse tarafından koyulmuş olamayacak yüz binlerce mini mini kuraldan ibaret olduğu her gün üç kez hatırlatılsın bize? O kurallar ki ya, ne kadar salakça olduklarına bakmadan, sorgusuz sualsiz boyun eğer­sin (böylece de, boyun eğdiğin için Rabbin inayeti üstüne olur) ya da, muhtemelen infiale gelmiş sağduyu adına ihlal edersin - ihlal edersin çünkü bir çocuğun bile hoşuna gitmez tam bir gerizekalı ve süzme şmuk gibi dolaşmak. (Portnoy'un Feryadı)
  • Bağlılık yıkıcıdır ve senin düşmanındır. (Ölen Hayvan)