Mesleğim Yazarlık - Haruki Murakami Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Mesleğim Yazarlık kimin eseri? Mesleğim Yazarlık kitabının yazarı kimdir? Mesleğim Yazarlık konusu ve anafikri nedir? Mesleğim Yazarlık kitabı ne anlatıyor? Mesleğim Yazarlık PDF indirme linki var mı? Mesleğim Yazarlık kitabının yazarı Haruki Murakami kimdir? İşte Mesleğim Yazarlık kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Haruki Murakami
Çevirmen: Ali Volkan Erdemir
Editör: Handan Akdemir
Yayın Evi: Doğan Kitap Yayınları
İSBN: 9786050966381
Sayfa Sayısı: 208
Mesleğim Yazarlık Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Roman yazmak yüreğinizdeki karanlığın dibine dek inmektir. Yalnız yapılan bir iş olduğunu söylemek sıradan bir ifade olur ama roman yazmak –özellikle de uzun bir roman yazmak- gerçekten de yalnız yapılan bir iştir. Bazen derin bir kuyunun dibinde tek başıma oturuyormuşum gibi bir hisse kapılırım. Ne kimse yardım edebilir bana, ne de biri çıkıp “Bugün iyi iş çıkardın” diyerek sırtımı sıvazlar. Neticede ortaya koyduğum eser birileri tarafından (elbette iyi olmuşsa) övülebilir ama kimse roman yazma işinin kendisini değerlendirmez. Bu, yazarın tek başına sessizce sırtlanacağı bir yüktür. Yaşayan en büyük edebiyatçılardan biri olan Haruki Murakami’den bir meslek olarak “yazarlık”... Tüm yazma heveslilerine ilham verecek tespitlerle dolu, “yazma dersleri” olarak da okunabilecek bir metin.
Mesleğim Yazarlık Alıntıları - Sözleri
- Eğer kitap diye bir şey olmasaydı, yaşamım muhtemelen şimdikinden daha soğuk, gerilimli olurdu.
- “Ümit etmeden, ümitsizliğe de düşmeden.”
- Yazmanın ıstırap verdiğini bir kez bile düşünmedim.
- Kuşkusuz sözcüklerin gücü vardır. Ancak bu güç doğru olmak zorundadır. En azından adil olmak zorundadır.
- Okuldaki beden eğitimi derslerinin insanları spordan soğutmak için var olduğunu söyleyebilirim.
- Her zaman nereye varacağını bilmeden, kesin dayanağı olmadan kafasına göre konuşan insanlar olacak bu dünyada demek ki…
- İnsanların yüreklerindeki duvarlarda yeni bir pencere açıp oraya taze hava doldurmak isterim.
- Kendi “gerçek hissimize” her şeyden çok güvenelim.
- Ümit etmeden, ümitsizliğe de düşmeden
- Roman yazabiliyor olmanız başka bir gezegendeki insanlarla iletişim kurabilmeniz demektir.
- “Kaynağa ulaşmak için akıntıya karşı yüzmeli. Akıntıyla yüzüp giden şey çöptür sadece.”
- Neticede böylesi bir gayrete girmemek kesinlikle benim ihmalkarlığımdan kaynaklanıyor.
- Ancak her halükarda, roman yazarı olmaya devam etmenin ne kadar çetin bir iş olduğunu, ancak bir roman yazarı bilir.
- Zamanla kazanılan şeyin değerini zaman kanıtlar.
- "Demek öyle, yaşam öylece geçip gidiyormuş yani."
Mesleğim Yazarlık İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yazar olmak.: Murakami'nin tüm eserlerini okumak için başladığım bu yolda, (büyük eserleri hariç) en ağır okuduğum kitabıydı diyebilirim (bu durum benden kaynaklı). İletişim ve yazı şekli oldukça akıcı ve netti. Kafamdaki bazı sorulara cevap oldu bu kitap. Eğer "Kitap yazmak istiyorum ama ne yazacağım? Nasıl yazacağım? Buna sabrım yeter mi?" gibi düşünceleriniz varsa, Mesleğim Yazarlık'ı okumalısınız. (beth)
Murakami'nin eserlerini çok seven bir okur olarak "Mesleğim Yazarlık" kitabını da büyük bir merakla alıp okudum. Deneme tarzında olan bu kitap adından da anlaşılacağı gibi Murakami'nin yazar olma öyküsünü anlatıyor ve yazar olmak isteyenlere tavsiyeler diyebileceğimiz nitelikteki yazılarından oluşuyor. Aslında bu yazılar Murakami'nin çekmecelerinde zaman öldürürken bir dergide yayımlanmak üzere basıma verilmiş ve ardından Murakami kitap haline getirmiş. On bir kısımdan oluşan kitabın kısımlarından ve aldığım notlardan bahsetmek istiyorum biraz. İlk bölümde roman yazarlarının hoşgörülüğünden bahsediliyor. Buradaki hoşgörü roman yazmaya başlayan birisine verilen destek ve hoş karşılama. Çünkü kendisini de "basit" bir insan olarak niteleyen Murakami her insanın yazı yazabileceğini söylüyor. Oyuncu birisinin şarkı söylemeye başlaması, şarkıcı olan birinin sergi açması her ne kadar sanatçılar arasında rekabet ve ağır eleştiriler ortaya çıkartsa da herhangi birisinin dahi yazdığı roman ya da hikaye bu durumu ortaya çıkartmıyor. Çünkü şarkı söylemek ve resim çizmek yetenek yanında teknik bilgi isterken yazı yazmak için herhangi bir eğitime ihtiyaç duyulmuyor. ikinci bölümde roman yazarı olduğu ilk zamanlarda işlettiği caz bardan ve o zamanlarda geçim derdi bir yandan okulu bitirme derdi bir yandan derken mutfak masasında yazı yazmaya başlamasından bahsediyor. Üçüncü bölüm edebiyat ödülleri hakkında. Burada ödüllerin hem teşvik edici olmasından hem de gereksiz olmasından söz eden Murakami açıkçası tehlikeli sularda yüzdüğünü fark edip fazla yorum yapmak istememiş gibi bir hissiyat verdi bana. Dördüncü bölümden itibaren yazı yazma, özgün olma, nasıl ve ne hakkında yazmak gibi daha çok roman yazımı hakkındaki denemeleriyle karşılaşıyoruz. Elbette dünyada yüz yazar varsa yüzünün de yazım şekli çok farklıdır. Burada Murakami'nin notları sadece yazmaya olan perspektifimizi genişletebilir. Her sabah erkenden kalkıp kendisine koyduğu hedefi yazmadan yerinden kalkmamış Murakami. Burada yazı yazmanın oldukça bireysel olduğunu ve fiziksel bir güce de sahip olmamız gerektiğini çok fazla vurguluyor. Roman taslağını bitirdikten sonra kendisine bir hafta süre verip ardından tekrar okuyup düzeltmeler yapıyor, düzeltmenin ardından tekrar iki hafta mola verip son bir okuma yapıyormuş. Şu an bu cümleyi kurarken bile yorulmuşken Murakami'nin nasıl bir sabır ve sukunetle romanlarını yazdığını hayal edemiyorum. Ayrıca bir detay daha Murakami ilk başlarda romanını İngilizce yazıp bunu Japoncaya çevirerek yazmaya başlamış. Böylece bildiği İngilizce kelimelerle bir sınır çizerek bir yazma stili oluşturmuş. Okullar hakkında bir eleştiri getirmeyi de unutmamış Murakami. Okulların hayal gücünü öldüren bir yer değil aksine hayal gücünü nasıl kullanılacağını öğreten bir yer olmasını dile getirmiş. Son bölümlerde de Japonya'da aldığı ağır eleştiriler sonucu yurtdışına açılmasını ve kitaplarının Amerika'da basıldıktan sonra nasıl dünya yazarı olduğundan bahsediyor ve çevirmenlerine teşekkürlerini sunuyor. Murakami'ye kendimi bir adım daha yakın hissettiğim sıcak ve samimi bir deneme kitabıydı. Eğer sizler de bir Murakami sevdalısıysanız okumadan geçmeyin derin. kitap/meslegim-yazarlik--183699 yazar/haruki-murakami (teto)
Otobiyografik metin olarak değerlendirebileceğimiz fakat yazarın öyle bir bilinçle yazmadığını söylediği bu kitap, 2015 yılında basılmış ve bize de geçen aylarda ulaşmış oldu.Yazarın sanıyorum okuduğum 9. kitabı ve kalemini olağanüstü buluyorum. Mesleğim Yazarlık adlı bu kitapla o beğendiğim enfes yazıları nasıl, ne zaman, nerde, hangi duygularla yazmış olduğunu okudum, canım yazar,bunları bir tek benimle paylaşıyormuş gibi özel hissettirdi.Böyle de mutavazi,böyle de samimi.. Şimdiye kadar Murakami okumayanların bir şansı var; bu kitap..Karışıklığa düşmeden, anlayarak yazarı okumak için ilk sırada yer alması gerektiğini düşünüyorum.İlk, sahilde Kafka yı okurken 5 okuyup 3 geriden geldiğimi anımsadım. :) Son olarak,yazarı anlamak okuma geçmişi ister, bu kitapla işiniz kolaylaştı.Tavsiye ediyorum elbette.. (Sadece Okur)
Mesleğim Yazarlık PDF indirme linki var mı?
Haruki Murakami - Mesleğim Yazarlık kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mesleğim Yazarlık PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Haruki Murakami Kimdir?
1949 yılında dünyaya geldi, 1975'te Tokyo'daki Vaseda Üniversitesi'nden mezun oldu. 1986-1995 yılları arasında Avrupa ve ABD'de yaşadı. Yazarın ilk ve Gunzou Edebiyat Ödülü'nü alan romanı "Kaze no oto vo kike"dir (1979). Onu "Hitsuci vo meguru Bohken" (1982) isimli romanı izledi. Yazar bu eseriyle Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü'nü aldı. Ardından "Sekai no ovari to hahdo bohrudo" (1985) geldi ve bu kitap da yazara Tanizaki Ödülü'nü kazandırdı. Ama ona asıl ününü kazandıran 16 dile çevrilen "İmkânsızın Şarkısı" (1987) oldu. 1995'te yayımlanan "Zemberekkuşu'nun Güncesi"yle 1996 yılında Yomiuri Edebiyat Ödülü'nü de kazanan Murakami, daha sonra baştan çıkarıcı bir aşk hikâyesi olan "Supuhtoniku no Koibito"yu (2001) yazdı. Yazar ayrıca, "Zoh no şohşitsu" (1993) ve "Kami no Kodomotaçi-va mina adoru" (2002) adı altında öykülerini de kitaplaştırmıştır. Japonya'nın XX. yüzyıldaki en büyük edebiyatçılarından biri olarak kabul edilmesine rağmen, Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olduğu eleştirilerine maruz kalan yazarın edebiyat dışı tek kitabı "Andahguraundo"dur (2001). Murakami'nin son eserleri ise "Kokky no minami, taiyou no nişi" (2003) ve "Dansu dansu dansu"dur (2003).
Ödülleri :
- 1996 Yomiuri Edebiyat Ödülü ("Zemberekkuşu'nun Güncesi"yle
- 1985 Tanizaki Ödülü ("Sekai no ovari to hahdo bohrudo"yla)
- 1982 Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülü ("Hitsuci vo meguru Bohken"le)
- 1979 Gunzou Edebiyat Ödülü ("Kaze no oto vo kike"yle)
Haruki Murakami Kitapları - Eserleri
- 1Q84 (Tek Cilt)
- Sahilde Kafka
- Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu
- Zemberekkuşu'nun Güncesi
- İmkansızın Şarkısı
- Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
- Yaban Koyununun İzinde
- Koşmasaydım Yazamazdım
- Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları
- Uyku
- Kadınsız Erkekler
- Sputnik Sevgilim
- Tuhaf Kütüphane
- 1Q84 - 2. Kitap
- 1Q84 - 3. Kitap
- Underground: The Tokyo Gas Attack and the Japanese Psyche
- Wind/Pinball
- Blind Willow, Sleeping Woman
- Karanlıktan Sonra
- Fırın Saldırısı
- Rüzgarın Şarkısını Dinle
- Dance, Dance, Dance
- Kumandanı Öldürmek
- Doğum Günü Kızı
- Mesleğim Yazarlık
- Efter Skælvet
- The Elephant Vanishes
- Pinball 1973
- First Person Singular
- Sadece Müzik
- After Dark
- Birinci Tekil Şahıs
- Desire
Haruki Murakami Alıntıları - Sözleri
- İnsanın yaşamı nasıl oluyor da böylesine değişip, tam tersi bir hal alabiliyor.. (Uyku)
- Yaş almak ya da alamamak değil konu; doğum günü senin için yılda sadece bir gün, gerçekten de özel bir gün o; ona gereken önemi vermelisin. Ve bu biricik eşitliği kutlamalısın (Doğum Günü Kızı)
- Ben çok sıradan bir insanım. Ben sadece kitap okumayı seviyorum (1Q84 (Tek Cilt))
- Ben aslında insanlarla iletişimi iyi olan birisi değilim. Bir yerlerde kendi özüme dönmem gerekiyordu. (Koşmasaydım Yazamazdım)
- İnsanlar erken, pek erken yaşlanmaya başlarlar. Yaşlılık silinmeyen bir leke gibi, bedenlerinin her yanına yavaş yavaş yayılır. (Yaban Koyununun İzinde)
- "Ama aralarında belirli bir mesafe bırakarak da insanlar birbirlerine yakın olabilirler, öyle değil mi?" (Karanlıktan Sonra)
- . Bazen insanların kalbinin derin kuyular gibi olduğunu düşünüyorum. Altta ne olduğunu kimse bilmiyor. Yapabileceğiniz tek şey, arada sırada yüzeye çıkan şeyleri hayal etmek. ... (Blind Willow, Sleeping Woman)
- Bekleyen hep ben oluyordum (Yaban Koyununun İzinde)
- Anılar ne kadar canlı olursa olsunlar zamanın gücüne karşı koyamazlar. (Birinci Tekil Şahıs)
- Fakat ilerleyemiyorum işte. Kayıkta ırmağın akıntısına karşı kürek çekiyormuşum gibi. Bir süre küreklere asıldıktan sonra dinlenip bir şeyler düşünürken, bir de bakıyorum, kayık tekrar eski yerine dönmüş. (1Q84 - 3. Kitap)
- . Bugünlerde ne demek istediğimi söyleyemiyorum. Yapamam... Ne zaman bir şey söylemeye çalışsam, asıl noktayı kaçırıyor. Ya öyle ya da ben demek istediğimin tersini söylerim. Ne kadar doğru yapmaya çalışırsam, o kadar karışık hale geliyor. Bazen ilk başta ne söylemeye çalıştığımı bile hatırlayamıyorum. Sanki vücudum ikiye bölünmüş ve birim diğerini büyük bir sütunun etrafında kovalıyor. Çevresinde daireler çiziyoruz. Diğer bende doğru sözler var ama onu asla yakalayamam. . (Blind Willow, Sleeping Woman)
- • Kendimi bazen bir hiç gibi hissediyorum (Kumandanı Öldürmek)
- Herkesin kendine göre bir savaş alanı vardır. (Karanlıktan Sonra)
- "Fakat yine de ölene kadar bir şekilde yaşamımı sürdürmekten başka yolum olmadığı gibi, yaşarken de kendimce yöntemlerle yaşamaktan başka yapacak bir şey yok. Pek övünülecek bir şey olmasa bile, benim bundan başka bir yaşam biçimim yok." (1Q84 - 3. Kitap)
- İki benden birbirinin içinde erimiş, tek beden olmuş gibi, çok güçlü bir sarılmaydı. Bir an bile gevşetmedi kollarını. Bir kez ayrılırsak bu dünyada bir daha asla bir araya gelemezmişiz gibi. (Karanlıktan Sonra)
- Herkes bir gün ölür. Ama ölene kadar bir şekilde elli yıl falan yaşamak zorundasındır ve bir sürü şeyi düşünerek elli yıl geçirmek, açık konuşayım, hiçbir şey düşünmeden geçireceğin beş bin yıldan çok daha yorucudur. (Rüzgarın Şarkısını Dinle)
- Güzel olan güzeldir, bu yeterli değil mi? (Uyku)
- "Hayal dediğin kuş gibi özgür, deniz gibi geniştir. Kimse buna engel olamaz." (Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu)
- Bir bakıma, benim için son durak olacak yere ulaştım. Kendimi, varmam gereken yere gelmişim gibi hissediyorum. (Yaban Koyununun İzinde)
- "Şarkı bitti. Ama melodisi havada asılı kaldı." (Yaban Koyununun İzinde)