Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar - Metin Altıok Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar kimin eseri? Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar kitabının yazarı kimdir? Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar konusu ve anafikri nedir? Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar kitabı ne anlatıyor? Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar PDF indirme linki var mı? Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar kitabının yazarı Metin Altıok kimdir? İşte Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Metin Altıok
Yayın Evi: Kırmızıkedi Yayınevi
İSBN: 9786055340933
Sayfa Sayısı: 120
Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Sevgili kızım, biriciğim;
Uzun bir süredir sana mektup yazamadım. Nedenleri vardı. Aramızdaki kopukluk duygusal değil, bir iletişim kopukluğuydu. Senin için canımı bile verebileceğimden kuşkun olmasın. Özlemin taş gibi göğsümde duruyor. Düşlerime giriyorsun. Sokakta bir kız çocuğunun baba diye bağırması yüreğimi kanatıyor. Kaç zamandır bana baba demene hasretim. Bu yazı seninle birlikte geçirmeyi ne kadar isterdim bilemezsin. Ama olmadı, olamadı.
Edebiyatımızın acıya kiracı şairi Metin Altıok'un, kızı Zeynep'ten çok uzaktayken ona yazdığı mektuplar sadece sevginin ve dindiremediği bir özlemin değil; onun şiirinin de aracısı. Altıok'un mektupları kâh Bingöl'den gönderiliyor, kâh İzmir'den, sevgili meleğine, biriciğine. Felsefe öğretmeni olarak atandığı Bingöl'den haberler verirken, iç dünyasının iniş çıkışlarını, sarsıntılarını, sitemlerini yine de en çok özlemini yazıyor Altıok. İçtenlikle yazıyor, ruhunu açıyor, onca uzaklıktan kızına ulaşmaya çalışıyor. Bu mektuplarda bir babanın duyguları, özlemleri olduğu kadar öldürülen Cavit Orhan Tuütengil'e ne oldu sorusu da, kendi yaptığı Kibele heykelciklerinin gözaltına alınışları veya Bingöl'ün yoksulluğu da var. Kısacası yalnız kalmış bir şairin dünyası. Şair Metin Altıok'un yanında, baba Metin Altıok'u da tanımak isteyenler için bu mektuplar eşsiz birer ipucu...
Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar Alıntıları - Sözleri
- Düştü düşecek yüreğim. Bir an önce gel buraya Karpuz, kavun yiyelim.
- Kadınlar da oldu elbet yaşamımda, Biri hariç hepsini bağışladım. Sınadım kendimi karşılıklı acıyla, Ben hep ölüme ve aşka inandım. Bir şey var dokunur bana; Yüzüme uymayan iğreti adım.
- Seni bilmem ama ben hayata karamsar bakıyorum ve bu karamsarlığımın nedenleri gittikçe çoğalıyor. Çünkü her saati pislik ve kan, konserve kutusu, naylon poşet, şampuan; her saati gırtlağımızı zorlayan bir curuf yığını oldu şimdilerde yaşanan.
- Gözümün bebeği; işte ben burada ödün vermemenin, boyun eğmemenin, yani onurlu bir yaşamanın faturasını ödüyorum. K.D.V.'si içinde olaraktan.
- Yeni çekilmiş bir dişin Yadırganan boşluğu Dilimin ucunda ismin.
- "bir yarım umuttur elimizde kalan, göğüslemek için karanlık yarınları"
- Bilsen seni ne kadar özledim... Ama ne yapalım dünya bu. Hasret de, ayrılık da var içinde.
- İnsanların çifte standartlarını, "aydın"ların ikiye bölünmüşlüğünü, havada uçuşan ve içi boşalan yaftaların yaralayıcılığını, kini, nefreti sanki en özgürlükçü en liberalmiş gibi yapanların besleyişini, karşı nefreti, hoşgörüsüzlüğü sindiremiyorum artık.
- her saati gırtlağımızı zorlayan bir curuf yığını oldu şimdilerde yaşanan.
- Öyle ak, öyle ak ki teni; İpekten biçilmiş sanki. Duyulmamış bu yüzden Üstünü örtmek gereği. Çırılçıplak, incecik Sedyede bir kız ceseti. On parmağı boyalı; Bulaşmış ıstampa mürekkebi. Bir kızım sağsa eğer; Bir kızım morgta şimdi.
- Sen beni unuttun mu yoksa Bir tek mektup yazmadın. Babacık hasretle senden haber bekliyor. nasıl unutursun beni nar çiçeğim, Öpücüğüm yanağında duruyor.
- ben eğilmem gündüzleri ama geceleri kanatırım kendimi
- Bir yanda sürek avı, bir yanda çılgın fiesta. Dünya kupası ve savaş. Binlerce insanın öldüğü, çocukların sakat kaldığı bir dünya. Kekre bir yaşam. Payımıza düşen sadece acı.
- Hasretin canıma yetti. Ama ne yaparsın eninde sonunda ekmek parası işte. Kimse kimseye boşa lokma vermiyor. Geçim derdi insanları oradan oraya savuruyor. Babayı çocuktan, karıyı kocadan ayırıyor.
- Yeni çekilmiş bir dişin Yadırganan boşluğu Dilimin ucunda ismin. Somunu yitik bir vida Düştü düşecek yüreğim. Biran önce gel buraya Karpuz, kavun yiyelim.
Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar İncelemesi - Şahsi Yorumlar
“her şeyin üstünde sulusepken bir kar; bir aşkı delik deşik ediyordu/lar. bense inatla susuyordum ve kızımı seviyordum ekmek kadar diyen şair Metin Altıok'un kızıyım." Zeynep Altıok " Sevgili Meleğim; Seni ne kadar özledim bilemezsin. Hasretin canıma yetti. Bilmem gelecek günlere sensiz nasıl katlanacağım. Nazım Hikmet'in deyişiyle; hayatım elini içinden çektiğin bir eldiven gibi boşaldı. Yaşama sevincim kayboldu. Aramıza derya-deniz koydular ve beni senin yüzüne hasret bıraktılar. Veballeri büyüktür." Metin Altıok Uzağı yakın etmeye çalışan bir baba Metin Altıok.. Kızından uzak felsefe öğretmenliği yaptığı yıllarda, ona mektuplarıyla ulaşmış. Bu uzaklığı hissettirmemek için elinden geleni yazıya dökmüş.Yaptığı resim ve heykellerden de göndermiş küçük kızına.(İleride başına sorun açacak olan heykeller.) "Bir Acıya Kiracı" adlı şiir kitabıyla tanıştığım şairi, yazdığı mektuplarla da tanımak ayrı bir zevk verdi. Şair kimliği dışında bir baba olarak yazdıklarının verdiği hisle kitabı okumanın tadı bambaşka. Bir evlat, bir kız için ne büyük şans böyle bir babaya sahip olmak. Ayrıca ömrü boyunca ona anı bırakacağı bu sözler, duygu ve anlam dolu. Böyle babaların artmasını umuyorum. Keyifli okumalar. (eda)
Bir baba ne kadar uzağı yakınlaştırırsa kızını sevmek için, o kadar yakınlaştırmış kendisini. O yazmaktan nefret ettiği mektuplar ucunda Zeynep, ucunda hasret olunca ve başka çaresi olmayınca aralarındaki bağı korumak için; en sevdiği şey haline gelmiş. Eleştirmiş de Zeynep' i daha donanımlı hale gelmesi için İngilizce kitapları yollamış.Kısacası kızına uzanmak için mektupları kol eylemiş Metin ama maalesef o kol onları birlikte tatil yapmayı, Bostanlı boyunca sohbet ederek yürümelerini,kol kola, sağlayamamış. " Zeynep çiğim seni bilmem ama ben hayata karamsar bakıyorum ve bu karamsarlığın nedenleri gittikçe çoğalıyor. Çünkü her saati pislik ve kan,konserve kutusu, naylon poşet, şampuan; her saati gırtlağımızı zorlayan bir curuf yığını oldu şimdilerde yaşanan" Dilerim her çocuk, naif yürekli babanın ruhundan doğup,ondan feyz alır. Lütfen okuyun. (marco stanley fogg)
İnceleme Kitabın Kendisinden;: Edebiyatımızın “acıya kiracı” şairi Metin Altıok'un, kızı Zeynep’ten çok uzaktayken ona yazdığı mektuplar sadece sev ginin ve dindiremediği bir özlemin değil; onun şiirinin de ara cısı. Altıok’un mektupları kâh Bingöl'den gönderiliyor, kâh İzmir'den, “sevgili meleğine, biriciğine.” Felsefe öğretmeni olarak atandığı Bingöl'den haberler verir ken, iç dünyasının iniş çıkışlarını, sarsıntılarını, sitemlerini yine de en çok özlemini yazıyor Altıok. İçtenlikle yazıyor, ruhunu açıyor, onca uzaklıktan kızına ulaşmaya çalışıyor. Bu mektuplarda bir babanın duyguları, özlemleri olduğu kadar öldürülen Cavit Orhan Tütengil’e ne oldu sorusu da, kendi yap tığı Kibele heykelciklerinin gözaltına alınışları veya Bingöl'ün yoksulluğu da var. Kısacası yalnız kalmış bir şairin dünyası. Şair Metin Altıok’un yanında, baba Metin Altıok'u da tanımak isteyenler için bu mektuplar eşsiz birer ipucu... SONDEYİŞ Dolaştım yıllardır şurda burda, Ucuz otellerde kaldım. İğne iplik taşıdım yanımda, Bir düzen tutturamadım. Kadınlar da oldu elbet yaşamımda, Biri hariç hepsini bağışladım. Sınadım kendimi karşılıklı acıyla, Ben hep ölüme ve aşka inandım. Bir şey var dokunur bana; Yüzüme uymayan iğreti adım. (İ. Derviş BAKIR)
Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar PDF indirme linki var mı?
Metin Altıok - Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Metin Altıok Kimdir?
14 Mart 1940 tarihinde Bergama'da doğdu. Karşıyaka Lisesi ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdi. Bingöl Lisesi'nde Felsefe Grubu Öğretmenliği ve daha sonra sürgün olduğu Bingöl'ün Genç ilçesinde, ayrıca Karaman Lisesi'nde felsefe öğretmenliği yaptı. İşçi Partisi üyesiydi.
Sivas katliamından (2 Temmuz) ağır yaralı olarak kurtuldu ancak komadan çıkamayarak 9 Temmuz 1993'te Ankara'da vefat etti.
Şiirleri 70'li yıllarda yayımlanmasına karşın Metin Altıok, şiirlerinin kaynakları bakımından 60'lı yılların geç ürün veren (ya da geç yayınlanan) şairlerinden biri olarak nitelendirilebilir.
Gezginde Servet-i Fünun'dan, Ahmet Haşim'den, Dranas'dan, İkinci Yeni'ye, ve 60'lı yıllar şiirinin bazı ortak söyleyişlerine kadar çeşitli etkilenmeler bulunmaktadır. Bu kuşağın en romantik, duygucu şairleri arasında olan sanatçının dili yalındır. Benzetme yapmayı, anlaşılması güç olmayan simgeler kullanmayı sevdi. Bu kitabında halk şiiri biçimlerinden de yararlandı.
Yerleşik Yabancı'da tüm şiirleri tek bir şiirmiş izlenimi uyandırmakta, söyleyişte ve konularda benzerlikler bulunmaktadır. Buna karşın, Kendinin Avcısında kendine özgü bir ses, romantik, acılı ve yalın bir söyleyiş gözlenir. Simge, alegori ve mecazlardan ölçülü bir tutumla yararlandığı bu şiirleriyle Türk şiirinin lirik geleneklerine bağlanmaktadır.
Yayımlanmış eserleri
Yerleşik yabancı (1978)
Kendinin avcısı (1979, Ahmet Telli ile 1980 Ö. F. Toprak şiir ödülü)
Küçük tragedyalar (1981)
İpek ve klabtan (1987)
Gerçeğin öte yakası (1990, Cemal Süreya şiir ödülü)
Dörtlükler ve desenler (1990)
Süveyda (1991)
Alaturka şiirler (1992)
Şiirin ilk atlası (1992)
Hesap işi şiirler (1993)
Bir acıya kiracı (1998-Bütün Şiirleri)
Metin Altıok Kitapları - Eserleri
- Bir Acıya Kiracı
- Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar
- Küçük Tragedyalar
- Şiirin İlk Atlası
- Kendinin Avcısı
- Yerleşik Yabancı
- Süveyda
- Gezgin
- İpek ve Kılaptan
- Soneler
- Hesap - İşi Şiirler
- Yel Ve Gül
Metin Altıok Alıntıları - Sözleri
- Bunu unutamam, Aklımdadır hâlâ. (Küçük Tragedyalar)
- Sevgilim aşk da çevreye uyar, Susuzluk,kaktüsü dikenle kaplar. (Kendinin Avcısı)
- Seni beklerken yüreğimin ufalanıp dökülmüş yarısı.. Sevgilim ne zaman, ne zaman Bir dosyaya koyacağız bu yası.. (Kendinin Avcısı)
- İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlıyayım derken, Var olan aşınıyor azar azar zamanla. (Bir Acıya Kiracı)
- "bir yarım umuttur elimizde kalan, göğüslemek için karanlık yarınları" (Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar)
- Ama gördüğünün gerisinde, görmediğin bir şey var. (Şiirin İlk Atlası)
- Ben Sevda ve dünya, ardarda üç noktaydık. Önümüz boştu, ardımızsa zaten boş; Önümüze ardımıza üçer üçer yayıldık. (Soneler)
- Bilsen seni ne kadar özledim... Ama ne yapalım dünya bu. Hasret de, ayrılık da var içinde. (Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar)
- Bir yanda sürek avı, bir yanda çılgın fiesta. Dünya kupası ve savaş. Binlerce insanın öldüğü, çocukların sakat kaldığı bir dünya. Kekre bir yaşam. Payımıza düşen sadece acı. (Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar)
- Kadınlar da oldu elbet yaşamımda, Biri hariç hepsini bağışladım. Sınadım kendimi karşılıklı acıyla, Ben hep ölüme ve aşka inandım. Bir şey var dokunur bana; Yüzüme uymayan iğreti adım. (Metin Altıok'tan Zeynep'e Mektuplar)
- Böyle garip bencileyin, Böyle yayan yapıldak, Yani amaçsız bir gezgin. Geldiğim şu dağlar boyuydu, Yüzünüz kadar ırak gittiğim. (Gezgin)
- Bir ben kaldın şimdi Tek yakın bana. (Küçük Tragedyalar)
- Ben bir boşluğa düştüm; Düşerim, düşerim hala. (Süveyda)
- Şölensiz, sevinçsiz yaşıyoruz şimdilerde, Bir iğdiş ve buruşuk zamanı. Kimsenin türküsü yok dilinde Karşılayacak yağan karı Coşkulu ve sarhoş sesiyle. Bıçak açmıyor ağızları; Acı, yalnız acı var yüreklerde. (Hesap - İşi Şiirler)
- Kendi kendini gören bir Göz gibi oldun mu hiç, içe dönük bir göz gibi? Gözünün bebeğinden Kaç fersah gördün içini? Nereye kadar sürdü yolculuğun, Dehlizin sandığından derin miydi? (Kendinin Avcısı)
- Kusurlu dünyamızda Yer yoktur kusursuzluğa. Demir pas tutar, Gümüş kararır, Kurtlanır kar bile, Alev is yapar Ve insan içinde Bir kafesle yaşar, İnilti gibi kimi zaman Bir garip ses duyar. Bunun için intihar Parçasıdır hayatın. (İpek ve Kılaptan)
- Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli... (Yerleşik Yabancı)
- Özgürlük ve refahın olmadığı, yarın endişesinin kol gezdiği bir ülkede şiir kendi yalnızlığında, kendi sesiyle avunacaktır elbet. (Şiirin İlk Atlası)
- Toprağın da vardır bir kişiliği, Her insanın nasıl bir iklimi varsa. Bir toprağı anlatmak değil mi ki, Bir insanı anlatmaktır biraz da. (Yerleşik Yabancı)
- Çektiğin bunca acı Kefareti değil unutma Yaşadığın çaresizliğin. (İpek ve Kılaptan)