Mezarlar Ne Söyler? - Halil Cibran Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Mezarlar Ne Söyler? kimin eseri? Mezarlar Ne Söyler? kitabının yazarı kimdir? Mezarlar Ne Söyler? konusu ve anafikri nedir? Mezarlar Ne Söyler? kitabı ne anlatıyor? Mezarlar Ne Söyler? kitabının yazarı Halil Cibran kimdir? İşte Mezarlar Ne Söyler? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Halil Cibran
Çevirmen: A. Erkin Köylügil
Yayın Evi: Avrupa Yakası
İSBN: 9789944979924
Sayfa Sayısı: 192
Mezarlar Ne Söyler? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu dünyadan göç etmiş olan insanların, geri kalanlara öğütlerini öğrenmek ister misiniz? Nasıl mı? Geride bıraktıkları acılı yürekler aracılığıyla. Mezarlar Ne Söyler? kitabında okuyacağınız hikayelerde sizinle konuşanlara kulak verin. Öğreneceğiniz yeni şeyler olabilir.
Ağaçların arasından genç bir kız göründü. Yavaş yavaş cesetlere yaklaştı. Tedirgindi. Korkulu bakışlarla etrafa bakıyordu. Sonunda delikanlının kesilmiş başını gördü. Bir anda dünyası karardı. Yürek parçalayan çığlıklar kopardı. Delikanlının üzerine kapandı. Onu bağrına bastı. Titriyordu. Gözlerinden yaşlar boşanıyordu. Parmak uçlarıyla, onun kıvırcık saçlarını okşuyor, ta ciğerinden gelen yürek parçalayıcı feryatlar koparıyordu. Sonunda bitkin düştü. Gücü kesildi. Sonra parmaklarıyla toprağı eşelemeye başladı. Genişçe bir mezar açtı. Cesedi mezara taşıdı. Yavaşça yatırdı. Kanlı başını omuzlarının arasına koydu. Üzerini toprakla örttü. Başucuna, başını kesen kılıcı dikti. Tam dönmek üzereyken, ona doğru yürü düm. Ürktü. Korkuyla titredi. Sonra başını önüne eğdi. Yanaklarından yağmur gibi sıcak yaşlar boşanıyordu. İç çekerek şöyle dedi:
"İstersen beni krala şikâyet edebilirsin. Beni utanç pençesinden kurtaran bu genç haklı iken, onun cesedini yırtıcı kuşlara ve vahşi kurtlara terk etmektense, ölmek benim için daha iyidir." Şöyle dedim: "Benden korkma bahtsız kızım. Ben sevgilinin yasını senden önce tuttum. O seni utanç pençesinden nasıl kurtardı? Sen asıl bunu anlat bana."Hıçkırıklar sözcükleri boğazına düğümleyerek anlatmaya başladı:
"Kralın kumandanı vergileri toplayıp teslim alıyordu. Bizim tarlamıza geldi. Beni görünce hayran hayran fakat korkutucu bakışlarla süzdü. Sonra bizim tarlaya zenginlerin bile ödeyemeyeceği çok yüksek bir vergi koydu. Oysa babam çok fakir bir çiftçidir. Hemen ardından da krala para yerine beni götürmek üzere, yakaladı. Ağlayarak ona yalvardım fakat umursamadı. Babamın yaşlı olduğunu söyleyerek yalvarıp yakardım fakat hiç aldırmadı. Bunun üzerine ben de çığlık çığlığa köyün erkeklerinden yardım istedim. Nişanlım olan bu genç yetişti ve beni onun vahşi pençelerinden kurtardı. Kumandan çılgına döndü. Onu öldürmeye kalktı. Nişanlım ondan önce davrandı. Duvarda asılı bulunan eski bir kılıcı kaptı. Kendisini ve benim ırzını korumak için onu öldürdü. Onurlu olduğu için azılı caniler gibi kaçmadı. Aksine zorba kumandanın cesedinin başında bekledi. Bir süre sonra askerler geldi. Onu zincire vurdular ve zindana götürdüler."
Mezarlar Ne Söyler? Alıntıları - Sözleri
- 'Gevezeliği bilgi, susmayı cehalet ve yapmacıklığı sanat zannedenlerden uzağım.
- Bizler bu dünyaya aşağılık birer sürgün olarak gelmedik. Aksine hayatın güzelliklerini, gizemlerini öğrenmek, ölümsüz evrensel ruha ibadet etmek ve bedenlerimizin sırlarını araştırmak için cahil birer çocuk olarak geldik.
- Kadının mutluluğu ne erkeğin onur ve otoritesi, ne de cömertlik ve yumuşaklığıdır. Aksine gerçek mutluluk, ruhları birleştiren, kadının sinesine erkeğin duygularını akıtan, hayat yolunda ikisini tek bir parça, Allah'ın iradesiyle tek bir varlık yapan sevgidir.
- Zayıf, günahkar ve düşkün birisinin kulağına söyleyeceğimiz teselli sözü, tapınaklarda tekrarladığımız uzun dualardan daha şereflidir.
- İnsanı hayatından yok eden bütün inanç ve öğretiler geçersizdir. İnsanı ümitsizlik, üzüntü ve azgınlığa götüren bütün duygular yalancıdır. Çünkü insanın görevi; yeryüzünde mutlu olmak, saadet yollarını bilmek ve nerede olursa olsun mutluluk adına nasihatte bulunmaktır.
- Cehaletin kulaklarına sıvadığı çamur, yumuşak parmakların dokunuşuyla sökülemeyecek kadar taşlaşmıştı.
- Güneş gözlerden kayboldu. Belli ki, insanların dertlerinden usanmış, haksızlıklarından tiksinmişti.
- " Rahmet ve zulüm, tıpkı bu karanlık gecenin boşluğunda kötü havanın yaşamla savaşması gibi insanın yüreğinde birbirleriyle boğuşuyorlar. Ama rahmet zülme galip gelecek, gecenin korkuları da gündüzün gelişiyle son bulacaktır"
- Güvenilir bir işçi kötü bir efendiye yardımcı olmak istemez.
- ...çünkü toprağa gömülmüş kalpler kırılmaz. Çünkü ölüler ağlamaz.
- Rahmet ve zulüm, tıpkı bu karanlık gecenin boşluğunda kötü havanın yaşamla savaşması gibi insanın yüreğinde birbirleriyle boğuşuyorlar. Ama rahmet zulme galip gelecek, gecenin korkuları da gündüzün gelişiyle son bulacaktır.
- Tahtlarını korumak için, kalplerinin mutluluğu için, Arap olana karşı Dürzi'yü silahlandırdılar. Sünni ile boğuşması için Şii' yi teşfik ettiler. Bedevi'yi öldürmesi için Kürt'ü desteklediler. Hristiyan ile tartişması için Müslüman'ı cesaretlendirdiler. Ne zamana kadar annesinin kucağında kardeş kardeşle kavga eder? Sevgilinin mezarı başında ne zamana kadar komşu komşuyu tehdit eder? TANRI'NIN GÖZÜ ÖNÜNDE HAÇ, HİLALDEN NEREYE KADAR UZAKLAŞIR?
- Fakat iyi bir lider yönettiği insanlardan güçlerinin yetmeyeceği şeyi istemez.
- Fırtınalar ve karlar çiçekleri öldürebilir fakat çiçek tohumlarını öldüremezler.
Mezarlar Ne Söyler? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hiç sıkılmadan okuyacağınız bir kitap. Benim için Halil Cibran bir başkadır. O nedenle tüm kitaplarını okuyorum. Bu kitab'da yazar her birinden ders alacağımız 4 olay anlatıyor. Özellikle ön yargı ila olaylara bakmamamız ve Mahiyetini bilmediğim bir olay üzerinde hüküm vermememiz gerektiğini bize aktarıyor. (Amine Demir Gülsever)
"Kurtların inleri, Uçan kuşların yuvaları vardır. Oysa insanoğlunun başını sokacak hiçbir yeri yoktur." Bir solukla okuduğum ve bitmesini hiç istemediğim harikulade eserlerden. Kesinlikle tavsiye ederim. (Yasemin)
mezarlar, haksızlıkları söylemiş. mezarlar, evlerin içindeki hüzünlü bedenlerin evleri nasıl mezara dönüştürdüğünü söylemiş. bu kadar kaosun, stresin ve samimiyetsizliğin içinde yaşarken insanın kendini nasıl mezarın içinde bulduğunu, nasıl kendi mezarını kazdığını söylemiş. iyi söylemiş... (Eda Özbek)
Kitabın Yazarı Halil Cibran Kimdir?
Cibran, 1883 yılında Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı'nda Maruni bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ailesi ve kardeşleriyle 1895'de ABD'ye göç etti. Annesi terzi olarak çalışırken Boston şehrinde bir okula başladı. Cibran'ın yaratıcılığını fark eden öğretmeni Cibran'ı fotoğrafçı ve yayıncı F. Holland Day'le tanıştırdı. Gibran, Beyrut'taki Collège de la Sagesse'e kaydolmak için on beş yaşında ailesi tarafından memleketine geri gönderildi.
1904'te, Cibran'ın çizimleri ilk kez Boston'daki Day's stüdyosunda sergilendi ve Arapça ilk kitabı 1905'te New York'ta yayımlandı. Cibran, yeni tanıştığı hayırsever Mary Haskell'in mali yardımıyla 1908'den 1910'a kadar Paris'te sanat okudu. Oradayken, Jön Türk Devrimi'nden sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda isyanı destekleyen Suriyeli siyasi düşünürlerle tanıştı; Gibran'ın aynı fikirleri ve aynı zamanda antiklerikalizmi dile getiren bazı yazıları, sonunda Osmanlı yetkilileri tarafından yasaklanacaktı.
Eserleri ve düşünceleri dünya üzerinde geniş yankı uyandırdı. Şiirleri yirmiden fazla dile çevrilmiş olan Cibran aynı zamanda başarılı bir ressam idi. Resimlerinin bazıları günümüzde dünyanın birçok şehrinde sergilenmektedir.
Yaşamının yaklaşık son yirmi yılını ABD'de geçiren yazar, ölümüne kadar kaldığı bu ülkede eserlerini İngilizce yazmıştır.
Halil Cibran'ın en ünlü eserlerinden biri olan ve ilk kez 1923 yılında basılan Nebi adlı eseri, toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemeleri kitabıdır. El Mustafa adındaki bir kahinin 12 sene kaldığı Orphalese şehrinden ayrılıp evine gitmek üzereyken bir grup halk tarafından durdurulması ve ana kahraman ile halk arasında insanlık ve hayatın genel durumu hakkında geçen konuşmalar kitabın kendisini oluşturmaktadır. Cibran'ın bu kitapta El Mustafa isimli şahsa verdiği bu isimle peygamber Hz. Muhammed'i işaret ettiğini iddia edenler vardır. Fakat kitaptaki metinler çoğunlukla Matta'ya göre İncil'in 5. bölümünde yer alan İsa'nın Dağdaki Vaaz'ıyla içerik ve üslup açısından benzerlik ve paralellik gösterir. Yazarın İnsanoğlu İsa adlı kitabındaki çalışmalar da dikkate alınırsa El Mustafa'nın Meryemoğlu İsa Mesih olabileceği iddiaları daha da güç kazanmaktadır. Ermişin Bahçesi Halil Cibran'ın Ermiş kitabının devamı niteliğindedir. Türkçeye çevirisi R.Tanju Sirmen tarafından yapılmıştır. Yayın yılı 1999.
Halil Cibran Kitapları - Eserleri
- Ermiş
- Fırtınalar
- Ermişin Bahçesi
- Asi Ruhlar
- Kum ve Köpük
- Aforizmalar
- Vadinin Perileri
- Rüzgar Gülü
- Gönlün Sırları
- Bilgelik Kitabı
- Bütün Eserleri - 2
- Bütün Eserleri - 1
- İnsanlık Yalnızlığında Oturur
- Umutsuz Aşık
- Bilgelik ve Erdem
- Bir Gözyaşı ve Bir Tebessüm
- Mezarlar Ne Söyler?
- Haberci
- Aşk Mektupları
- Meczup
- Bir Ozanın Ölümü Onun Yaşamıdır
- Gezgin
- Kendimle Konuşmalar
- İnsanoğlu İsa
- Lazarus ve Sevgilisi
- Dost Mektupları
- Sevgili Ermiş
- Kabuklar ve Özler
- Yeryüzü Tanrıları
- Cibran Neden Evine Gidemedi?
- Ermiş - Gezgin
- Gece ile Sabah Arasında
- Usta'nın Sesi
- Derin Akıl ve Derin Yürek
- Bütün Eserleri
- Öz
- Kırık Kanatlar
- Musiki
- Sus Kalbim
- Ben Bir Sisim
- Kum ve Köpük - Avare
- Şeytan
- Seçme Eserleri
- Medcezir
- Cibran'ca 3: Şeytan - Deli
- Kafir Halil
- Reenkarnasyon Öyküleri
- Gavur Halil - Deli
- Felsefi Öyküler
- Halil Cibran Seti
- Bütün Şiirler ve Şiirsel Yazılar
- Şairin Ölümü Hayatıdır
- من به خوشبختی شما اهمیت می دهم
- Vadinin Perileri
Halil Cibran Alıntıları - Sözleri
- Binlerce ifadeye ev sahipliği yapan bir yüz de gördüm, kalıptan çıkmış gibi tek bir ifade barındıran yüz de. (Meczup)
- Biz çok ekeriz, biçtiğimiz ise hiçtir . (Vadinin Perileri)
- "Yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var içimde ve orada oturan için benim tek başınalığım kalabalık bir pazar yeridir ve sessizliğim seslerin bir karmaşasıdır." (İnsanlık Yalnızlığında Oturur)
- Bunlar kelimelere dökülenlerdi. Fakat kalbindeki pek çok şey, söylenmemiş olarak kaldı. Çünkü en derin gizemini açıklayamazdı… (Ermiş - Gezgin)
- Fırtınalar ve karlar çiçekleri öldürebilir fakat çiçek tohumlarını öldüremezler. (Mezarlar Ne Söyler?)
- - Nereye ilkbaharım, nereye? (İnsanoğlu İsa)
- Dün, hayat dairesinde kararsızca dalgalanan bir zerreymişim gibi gelirdi bana. Oysa bugün, çok iyi biliyorum ki o dairenin kendisiyim. Ve düzenli zerreleriyle hayat, bütünüyle bende devinmektedir. (Ben Bir Sisim)
- Ve zaman da, tıpkı sevgi gibi bölünemez ve ölçülemez değil midir? (Derin Akıl ve Derin Yürek)
- “Bir kadını anlayabilecek veya bir dahiyi açıklayabilecek veya bilimin sırrını çözümleyebilecek biri işte o kişidir, güzel bir düşten uyanıp, bir kahvaltı sofrasına oturan.” (Kum ve Köpük)
- "Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir." (Bilgelik Kitabı)
- Delillerimi dinleyin. Acımayın, fakat adaletli olun. Çünkü şefkat zayıf günahkarlar içindir. Adaletse masum insanların isteğidir. (Gavur Halil - Deli)
- Bu, ölümün pençeleri arasındayken hayata döndüğünü hisseden bir insanın, ümitsizliğe düştükten sonra ümitlenen kişinin bakışıydı. (Kafir Halil)
- Bizler bu dünyaya aşağılık birer sürgün olarak gelmedik. Aksine hayatın güzelliklerini, gizemlerini öğrenmek, ölümsüz evrensel ruha ibadet etmek ve bedenlerimizin sırlarını araştırmak için cahil birer çocuk olarak geldik. (Mezarlar Ne Söyler?)
- "Her birimizin bir yerlerde mutlaka dinlenecek bir yerleri olmalı, sevgili Mary. Benim ruhumun dinlenme yeri, içinde senin üzerine edindiğim bilginin yaşadığı güzel bir koruluk." (Sevgili Ermiş)
- Cehalet ise bir zencinin teninden daha siyahtır. Sizler,zulüm ve zorbalığa tamamen teslim olmuşsunuz. (Asi Ruhlar)
- Kimimiz mürekkep gibidir, kimimiz kâğıt. Bazımızın siyahlığı olmasa, beyazlık sağırlaşırdı. Ve bazımızın beyazlığı olmasa, siyahlık kör olurdu.. (Halil Cibran Seti)
- "Hatırlamada mesafeler yoktur; sadece farkında olmadan ne sesinin ne de gözlerinin daraltacağı bir uçurum vardır." (Bütün Eserleri - 1)
- Bilmez misin ki ruhun, hayalinde aşamayacağı hiçbir uzaklık yoktur? Ve bu uzaklığı aştığın zaman ruh bir uyuma kavuşur. (Ermişin Bahçesi)
- *İnsanın hayal gücü ile hedefledikleri arasında bir uçurum vardır. Ve bu uçurum ancak tutkuyla aşılabilir. (Bütün Eserleri - 1)
- " Ne kadar yaşam eder bu para! " (Rüzgar Gülü)