Mit ve Anlam - Claude Levi-Strauss Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Mit ve Anlam kimin eseri? Mit ve Anlam kitabının yazarı kimdir? Mit ve Anlam konusu ve anafikri nedir? Mit ve Anlam kitabı ne anlatıyor? Mit ve Anlam PDF indirme linki var mı? Mit ve Anlam kitabının yazarı Claude Levi-Strauss kimdir? İşte Mit ve Anlam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Claude Levi-Strauss
Çevirmen: Gökhan Yavuz Demir
Orijinal Adı: Myth And Meaning
Yayın Evi: İthaki Yayınları
İSBN: 9786053752684
Sayfa Sayısı: 96
Mit ve Anlam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Genel okura hitaben yazılmış bu kitapta, yirminci yüzyılın önde gelen düşünürlerinden Claude Lévi-Strauss, insan varoluşuna dair can alıcı sorular üzerine harcanmış bir ömrün kazanımlarını paylaşıyor. "Kaosun bir anlamı olabilir mi?" "Modern bilim mitlerden neler öğrenebilir?" "Yapısalcılık nedir?" gibi sorulara verdiği cevaplarda, Lévi-Strauss, açık ve kesin bir dille, insan zihninin potansiyelleri hakkında daha fazla şey öğrenmek isteyen okurlara bir yol haritası sunuyor.
"Bazı düşünürler etkilidir, bazılarıysa bir ekol yaratır; fakat çok azı bir çağa damgasını vurur. Bugün bir Aquinas veya Goethe çağından bahsettiğimiz gibi, gelecek kuşakların da bizim dönemimizden Lévi-Strauss çağı diye söz etmeleri mümkündür. O, modern zihne kimliğini armağan edenlerden biridir."
-Profesör James Redfield-, Chicago Üniversitesi
"Eğer Lévi-Strauss'un adını ilk kez duymuş biri, kendisine onun hakkındaki her şeyi anlatmamı rica ederse, kütüphanemin rafından Mit ve Anlam'ı alarak yüksek sesle okumaya başlarım. Çünkü Lévi-Strauss'un bütün hayatını vakfettiği büyük fikirlerin en açık, samimi ve kişisel anlatımı sadece bu kitapta bulunabilir."
-Profesör Wendy Doniger-, Chicago Üniversitesi Claude
(Tanıtım Bülteninden)
Mit ve Anlam Alıntıları - Sözleri
- Anayolu terk edin! Sapın! Gerekirse kaçın! Ama daima aşılamaz nehirlere ve balta girmemiş ormanlara doğru koşun!
- Söylenecek her şeyi söylediği veya söylenecek başka bir şey kalmadığı için, mit kendini tekrarlayarak yaşamaya mahkumdur.
- "Hiç kusura bakmayın aziz dostum. Benim anladığım manada bilgelik, benim yaşıma geldiğinizde böyle sorulara cevap vermemektir."
- "Renk yok, nüanstan başka hiçbir şey yok."
- Artık modern paradigmanın yerinden yurdundan ettiği insanı yeniden yerine yerleştirmek gerekiyordur: Evrenin merkezine değil, hayat koşullarının içine.
- Anlamın olması için düzen ve kuralların olması zorunlu mudur? Kaosa anlam verebilir misiniz? Düzen, düzensizliğe tercih edilmelidir derken ne anlatmak istiyorsunuz?
- Batı uygarlığı entelektüel işlemleri kolaylaştırmak için soyut kategoriler ve matematik sembolleri geliştirirken; başka kültürler prosedürlerin benzer, fakat kategorilerin çok daha somut ve dolayısıyla da metaforik olduğu bir mantık kullanır.
- Kitaplarımın benim vasıtamla yazıldığını, bir kere benden çıktıktan sonra boşluğa düştüğümü ve geride hiçbir şey kalmadığını hissediyorum.
- Renk yok, nüanstan başka hiçbir şey yok.
- Müzik dinlediğimizde, neticede başlangıçtan sona doğru devam eden ve zamanla gelişen bir şeyi dinliyoruz.
- Aslına bakarsanız farklılıklar son derece verimlidir. İlerleme sadece farklılık vasıtasıyla gerçekleştirilmiştir.”
- Söylenecek her şeyi söylediği veya söylenecek başka bir şey kalmadığı için, mit kendini tekrarlayarak yaşamaya mahkumdur.
- Mitoloji onlara anlam vermeye çalışmaz, aksine, kendine ait anlamı onlar vasıtasıyla dile getirir.
- "lnsanlan incelemek isterseniz yakınınıza bakmanız gerekir; ama insanı inceleyecekse niz gözlerinizi uzaklara çevirmeyi öğrenmeli siniz; bu özellikleri keşfetmek için önce fark lar gözlemlenmelidir." ]ean-Jacques Rousseau
- Aldoux Huxley Algı Kapıları'nda (The Doors of Perception), çoğumuzun zihin güçlerimizin yalnızca belirli bir miktarını kullandığını ve geri kalan kısmın tamamen bir kenara atıldığını söyler.
Mit ve Anlam İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Merhaba kitap kurtları . Nasılsınız? Ben iyiyim. Okumalarıma uzunca ara verdim. Ancak güzel güzel geri dönüyorum. Arka planda devam eden okumalarım olmakla birlikte yeni bitirdiğim bu güzelce kitaptan bahsetmek istiyorum. Mitoloji, mitler ve bunların bize anlatmaya çalıştığı hikayeler hep ilgimi çekerdi ama ilgilenmeye çok sonradan başladığımı itiraf etmeliyim. Neyse ki bu ilgi çabucak bitecek bir ilgi değil, aksine henüz yeni yeni büyümeye başlayan bir ilgi. Seviyorum kendisini. Mitoloji temalı romanlar okuyup çok sevmiştim. Fakat, mitleri anlatan bir kitap hiç okumamıştım. Uzunca çok uzunca bir süredir kütüphanemde duran bu kitabı elime aldım ve okudum. Kolay okudun. Çabuk biterdi ama ben bölerek okurum, içselleştirmek istedim. Genel olarak beğendim. Amma velakin kitabın önsözünü kitaptan daha çok sevdiğimi söylesem mi bilemiyorum didik didik okuduğum, notlar aldığım yer önsöz oldu. Elbette ki kitabın içeriği de çok güzel ki bana ‘başka türlü’ baktırdığı yerler oldu. Hasılı kelam güzel bir okumaydı. Mitlere ilgisi olan, nedir bu mitler diye merak eden, hikayeyi yüzeysel ya da kısmi olarak değil de bütünsel ve derinlemesine ele alma noktasında mitleri anlamak isteyenlere ve dahi konuya yepyeni başlayacak olanlara güzel bir tavsiye. İthaki kuramdan çıkan bu güzelce kitabı okumak hayatınıza güzel şeyler katabilir. Masal tadında bir yaşam, dolu dolu hikayeleriniz olsun. Günleriniz güzel geçsin sevgili kitap kurtları, esen kalın (Bediha Yılmaz)
Mit ve Anlam // Claude Lévi-Strauss: Mit ve Anlam // Claude Lévi-Strauss Mit uzun yıllardır dikkatimi çeken bir konu olmuştu. Ancak bu konuda yeterli sayıda kitap okuduğumu veya çeşitli kaynaklarca yeterli sayıda araştırma yaptığımı düşünmüyorum. Bundan dolayı bu yazıyı tam bir eleştiri olarak görmek yanlış olur. Kitap İthaki Yayınları’ndan çıkmış kuramsal bir kitap. Yani bu konuyla ilgilenmeyen biri için pek uygun olduğu söylenemez. Kapak tasarımı ve çeviri kalitesi muazzam. Kitap, Claude Lévi-Strauss’un bir televizyon programındaki konuşmalarından derlendiği için kolay okunabilen ve anlaşılabilen bir kitaptı. Konuya ilgim de olunca kitabı bir çırpıda bitiriverdim. Bana pek çok yeni bilgi kazandıran bir kitap oldu. Bana kalırsa yazar her şeyi açık ve netçe ortaya koymuştu. Tabii bunda derlemenin güzelliğinin de bir katkısı var elbette. Kitabın ön sözüne bile bayıldım. Not almak, üzerine düşünmek istediğim epey kısım oldu. Mit, mitoloji, felsefe gibi alanlarla ilgileniyorsanız bu kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. İçerisinde pek çok terimsel ifade de olması bu konularla ilgilenmeyen birinin kitabı anlamasını zorlaştırır. Daha önce yazarın herhangi bir kitabını okumamıştım fakat bu kitabından başlayarak doğru bir tercih yaptığımı düşünüyorum. Eğer siz de daha önce Claude Lévi-Strauss’un herhangi bir kitabını okumadıysanız bana kalırsa bu kitabından başlamanız uygun olur. Zaten kitap, yazarın düşüncelerinin bir özeti olarak kabul edilebilir. Dediğim gibi eğer mit, mitoloji, felsefe gibi konulara ilgi duyuyorsanız bu kitabı kaçırmamalısınız. Keyifli okumalar... (Gözde Karalı)
Bir oturuşta bitecek ama etkisi kesinlikle daha uzun sürecek bir kitap. Claude Lévi-Strauss, yapısal antropoloji konusunda çok önemli bir isimdir. Kitabın sayfa sayısı az olsa da yazarın bilgi ve aktarımı tatmin edici düzeyde. Aslında kitap biraz genel bilgileri vermekle yetinip geri kalanını okuyucunun araştırmasına bırakıyor gibi. Bu da aslında yeterli oluyor. Çünkü bu kitap konferansların derlenmesi ile oluşturulmuştur ve yazar da zaten özellikle Yapısal Antropoloji kitabında bu konuları genişçe incelemiştir. Mit ve Anlam'da da mitlere bir antropoloğun bakış açısından bakarız. Mitlerin ortaya çıkmasında etkili olan eski zamanlarda yaşamış insanlara "ilkel" demenin ne kadar doğru olduğunu ve bununla birlikte kendimize "uygar" zihinli demenin sakıncalarını öncelikle kitapta okuruz. Ardından tavşan dudaklı kişilerin ve ikizlerin mitte ve eski zamanlardaki yerini öğreniriz ki bu bölüm bana en ilginç gelen kısımdır. Bunların yanında mit ile bilim, tarih, müzik arasındaki ilişkilere de değinilmektedir. İlgili olanların temel değil de bir yardımcı kaynak olarak okuması hâlinde gayet yeterli kalabileceğini düşündüğüm bir kitaptır. (Gökçen)
Mit ve Anlam PDF indirme linki var mı?
Claude Levi-Strauss - Mit ve Anlam kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mit ve Anlam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Claude Levi-Strauss Kimdir?
Claude Lévi-Strauss, (d. 28 Kasım 1908 - ö. 30 Ekim 2009), Fransız antropolog, etnolog ve yapısalcı antropolojinin en önemli ismi.
Yaşamı
Claude Lévi-Strauss, Yahudi asıllı Fransız bir ailenin çocuğu olarak, 28 Kasım 1908 tarihinde Brüksel'de dünyaya geldi. Sanat eğitimi almış olan babası Raymond Lévi-Strauss, portre ressamlığı ile uğraşıyordu, annesi Emma Lévi-Strauss ise eğitimli bir ailedendi. Lévi-Strauss'un çocukluğu, Paris'te elit bir çevrede geçti. Babasının 1914 yılında I. Dünya Savaşı nedeniyle askere gidişinin sonrasında annesi ile birlikte Versay Başhahamı olan dedesi Emile Lévy ile yaşamaya başladı. Her ne kadar istemese de, Paris Sorbonne Üniversitesi'nde hukukbilimi ve felsefe okudu. O dönem Lévi-Strauss, Marx ve Freud'u keşfetti. Leon'da bir lisede iki yıl kadar ders verdikten sonra, 1935 yılında Sâo Paulo Üniversitesi'nde profesör olarak çalışmaya başladı. 1935'ten 1939'a kadar, Amozonlar'da Etnografik Elcilige el attı. II. Dünya Savaşından kısa süre önce Fransa'ya geri döndü. Gönüllü askerlik hizmetini yaptıktan sonra, Nev York'ta bir okulda ders vermek için, tekrar Fransa'yı terk etme kararı verdi. Burada Roman Jakobson ile tanıştı ve özellikle onun dilsel düşüncesinin etkisinde kaldı.
Lévi-Strauss'un durgunluğu bende bir çekingenlik hissi uyandırıyordu, ama bunu ustaca kullanırdı o; bir ölü yüzü ve hiç ifadesiz bir sesle izleyicelirimize tutkuların çılgınlığını anlattığında onu çok komik bulmuştum.
—Simone de Beauvoir, Memoires d'une jeune fille
1944'te Fransız Dışişleri tarafından Fransa'ya çağrıldı ve ardından Fransız Konsolosluğunun Kültür Danışmanı olarak, yeni araştırmalarını tamamlayabilmesi icin New York'a gönderildi. 1949'da Paris'te Musée de l'Homme'un müdürlüğünü yaptı, 1959'dan 1982'deki emekliliğine kadar, Collège de France'da Sosyal antropoloji profesörü olarak görevde kaldı.
Düşünceleri
Dünya, hayatına insansız başladı, hayatını insansız sona erdirecek.
—Claude Lévi-Strauss, 1955
Descartes ve Sartre'a şiddetle karşı çıkan yapısalcılığın kurucusu ünlü Fransız antropologudur. Levi-Strauss'a göre, biz öncelikle bilinç değil de, dilin, kültürün ve eğitimin ürünü olan toplumsal yaratıklarız. Felsefeyi çokça meşgul eden özne-nesne ayrımı üzerinde hiç durmayan Levi-Strauss, yapısalcılığın bir bilim olduğunu söyler. Buna göre, yapısalcılık işe, insan etkinliğinin temel öğelerini, eylemleri ve sözleri sınıflayarak başlar ve daha sonra bu öğelerin nasıl birleştiğini inceler; yapısalcılık, bundan dolayı her tür insan etkinliğiyle ilgili nesnel yasalara ulaşmayı amaçlayan bilimsel bir araştırmadır.
Yapısalcılıkla ilgili fikirlerinin temelini Ferdinand de Saussure’un modelinden alan Levi Strauss, aynı zamanda kendisinden sonra gelen kuramcılara da önderlik etmiştir. Saussure yapısal analizi, "ezeli evrensel insan gerçeklerinin" keşfedilmesinde bir yöntem olarak sunmaktadır. Saussure Dil'i bir yapı olarak ele almakla, yani dili kendi içögelerinin işleyişi bakımdan değerlendirmekle bu yöntemi geliştirmiştir.
Levi-Strauss içinse, özellikle, evresensel insan gerçeklikleri, insan olma niteliği sayesinde bütün insanlar tarafından paylaşılır ve yapının her düzeyinde gözlemlenebilir hale gelmektedir. Levi-Strauss, kültürel alanı Saussure'ün yöntemiyle değerlendirmeye girişir. Tıpkı, bir göstergeler sistemi gibi ele alır Kültür olgusunu.
Yapının farklı düzeylerinde ele alınma biçimlerinden biri ise Levi-Strauss'un bu yapı taşları arasındaki ilişkilerin benzerlik ya da farklılık prensibi dahilinde "çift kutuplar" (binary pairs/binary oppositions) etrafında gerçekleşmesidir. Bu çiftler, farklı olmalarıyla Saussure'ün paradigmalar fikriyle ya da aynı olmalarıyla sentagmalar ile "değiştirilebilir" duruma gelmektedir. Levi Strauss'a göre üniteler ya da ögeler arasındaki ilişkiler çiftler aracılığıyla anlaşılabilir. Elmanın elma olduğunu armut ya da kavun ya da karpuz ya da çilek olmadığını bildiğiniz için söyleyebilirsiniz. Ama elmanın "ne" olduğunu elmayı bir başka ögeyle karşılaştırarak belirleyebilirsiniz. Levi Strauss için A’nın ya da B’nin ne olduğu değil, A ile B arasındaki ilişkiler önemlidir. Çünkü, yapısalcılık, bir şeyin başka bir şeyle ilişkisini temellendiren Sistemin ya da Yapı'nın kendisiyle ilgildir esas olarak.
Claude Levi-Strauss Kitapları - Eserleri
- Mit ve Anlam
- Modern Dünyanın Sorunları Karşısında Antropoloji
- Irk, Tarih ve Kültür
- Hepimiz Yamyamız
- Hüzünlü Dönenceler
- Yaban Düşünce
- Bakmak Dinlemek Okumak
- Yapısal Antropoloji
- Din ve Büyü
- Günümüzde Totemizm
- Ayın Öteki Yüzü
- Montaigne'den Montaigne'e
- Uzaktan Yakından
- Yapısal Antropoloji Sıfır
Claude Levi-Strauss Alıntıları - Sözleri
- Fa minör tonunda yazılmıştır ama hepsi kromatik inen prelüd ve orkestranın interlüdleri sanki tonalitenin fikrini ve algısını bile yok etmeye dört elle sarılmışlardır. Zira bu yıkıcı kromatizmden sonra, modülasyon küçük bir tonal kalede (Yanıt'ın yazarı "temeldeki basa aittir" diye vurgular) kurulur: Onu oluşturan üç nota toniklerdir, ilki tamamladığı parçanın, ikincisi (la bemol) onun ilgilisi, üçüncüsü de, hem izleyecek parçanın (mi bemol) toniği hem de öbür iki tonun ilgilileridir. (Bakmak Dinlemek Okumak)
- İnsanların biyolojik evriminin ritmini ve yönelimini büyük ölçüde belirleyen şey, dünyanın çeşitli yerlerinde insanların benimsediği kültür biçimleri ile geçmiş ve halihazırdaki hayat tarzlarıdır. Kültürün, ırka bağlı olup olmadığını sorma ihtiyacı şöyle dursun, artık fark ediyoruz ki ırk -ya da bu uygunsuz terimden genel olarak ne anlıyorsak o- kültüre de bağlıdır. (Modern Dünyanın Sorunları Karşısında Antropoloji)
- Bundan on üç yüzyıl önce İslam, Batı dünyasının ancak çok kısa bir süre önce Marksist düşüncenin bazı yanlarıyla ve çağdaş etnolojinin doğmasıyla bulduğu, insan yaşamının tüm yapılarının (teknik, ekonomik, toplumsal, ruhsal) dayanışmasını içeren bir kuram oluşturdu. (Irk, Tarih ve Kültür)
- (...) çünkü yalnızca hasta olan bir kimse iyileştirilebilir, topluma uyum sağlayamayan bir kimseyse, olsa olsa ikna edilebilir. (Din ve Büyü)
- Tek genom için geçerli olan durum, topluluk için de geçerlidir; topluluk (birden çok genetik mirasın bu topluluk içinde meydana getirdiği kombinasyonla) her zaman öyle bir olmalı ki optimal bir denge kurulabilmeli ve bu denge topluluğun hayatta kalma şansını artırabilmelidir. Bu bakımdan denebilir ki genetik rekombinasyonlar toplumların tarihinde ne tür bir rol oynuyorsa, kültürel rekombinasyonlar da hayat tarzlarının, tekniklerin, bilgilerin, adetlerin ve inançların evriminde o tür bir rol oynar. (Modern Dünyanın Sorunları Karşısında Antropoloji)
- Daha çok boş zamanları vardır ve bu da hayal dünyasına daha çok zaman ayırmalarını, kendileri ile dış dünya arasına inançları, düşleri, ayinleri, kısaca "dinsel" ve "sanatsal" diyebileceğimiz bütün faaliyet biçimlerini -adeta koruyucu bir yastık gibi- koymalarını mümkün kılar. (Modern Dünyanın Sorunları Karşısında Antropoloji)
- Zamanın yıkımlarından arta kalan sayısız çatlak, bir zamanlar bazı yitik uyumların yankılandığı yerlerde hiç bir zaman başlangıçtaki izlenimi vermeyecektir. (Yapısal Antropoloji)
- ... Japon kültürü uç konumlar arasında salınmada şaşırtıcı bir yeteneğe sahiptir. (Ayın Öteki Yüzü)
- O ressamlar hiç bir heykeli renklendirdiler mi, bilmiyorum; ama onlardan birini tablolarına koyarlarken onun hacmini yok ederler, onu yassı olarak temsil ederler, gölgeleri bastırırlar ya da tonlara dönüştürürler. (Bakmak Dinlemek Okumak)
- Erkek kardeşle kız kardeş arasındaki bağ, “bütün toplumsal bağlar arasında en güçlü” olanıdır. (Yapısal Antropoloji)
- Yapıtın güzelliğinden çok onun özgünlüğünü göz önünde tutuyorum. (Bakmak Dinlemek Okumak)
- şarap rengi kara yaralar açılıyor güzelim tenlerde. (Bakmak Dinlemek Okumak)
- "ortak özellikleri keşfetmek için, önce farklılıkları incelemek gerekir". (Modern Dünyanın Sorunları Karşısında Antropoloji)
- Duvarlar arasına sıkışmış bir uygarlığın güçsüz tanrıçası, artık sana yakarmayacağız! (Hüzünlü Dönenceler)
- Kuzey Amerika'nın kuzey-batı dillerinden Chinook'ça, varlıkların ve nesnelerin pek çok özellik ya da niteliklerini belirtmek için soyut sözcükler kullanır. Boas, "bu dilde bildiğim bütün öteki dillerden daha çok başvurulur bu yola", der. Örneğin "kötü adam zavallı çocuğu öldürdü" önermesi, Chinook'çada "adamın kötülüğü çocuğun zavallılığını öldürdü" biçiminde verilir; bir kadının fazla küçük bir sepet taşıdığını anlatmak için de "bir istiridye sepetinin küçüklüğüne beşparmak otu kökleri koyuyor", denilir. (Yaban Düşünce)
- Mitlerin anlamı iki anlatıdan birinde bulunmaz. Anlam ancak bu anlatılar arasında ilişki kurulduğunda ortaya çıkar. (Modern Dünyanın Sorunları Karşısında Antropoloji)
- Büyüye maruz kaldığını bilen bir birey, bağlı olduğu grubun törelerine göre ölüme mahkum olduğuna içtenlikle inanır; bu inancı yakınları ve arkadaşları da paylaşır. O andan itibaren, topluluk ondan uzak durur ve onu çoktan ölmüş biri ve etrafı için bir tehlike kaynağı olarak görmeye başlar; topluluk, her fırsatta ve bütün davranışlarıyla, bu “kaçınılmaz” yazgısını kabullenen zavallı kurbana ölümü telkin eder. (Yapısal Antropoloji)
- Gerçekten de, tanımladığımız biçimiyle akrabalık öğesinin ilkel ve ortadan kaldırılamaz özelliği, doğrudan doğruya ensest ilişki yasağının evrensel varlığından kaynaklanmaktadır. Bu, şunu demeye geliyor: İnsan toplumunda bir erkek yalnızca başka bir erkekten -bu onun kızı ya da kız kardeşi olabilir- kadın alabilir. (Yapısal Antropoloji)
- Gençlik özerk bir bünye oluşturur. (Hepimiz Yamyamız)
- "Herkes kendi alışık olmadığı şeye barbarlık der" (Hepimiz Yamyamız)