Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi - Ebubekir Sifil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi kimin eseri? Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi kitabının yazarı kimdir? Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi konusu ve anafikri nedir? Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi kitabı ne anlatıyor? Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi PDF indirme linki var mı? Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi kitabının yazarı Ebubekir Sifil kimdir? İşte Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Ebubekir Sifil

Yayın Evi: Rıhle Kitap

İSBN: 9786055634100

Sayfa Sayısı: 849

Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

    Geleneksel değerler ifadesi ile tanımlanan İslami kavramlara karşı mücadele, aslında Kur-an ve Sünnette ifadesini bulan temel düşünce ve akidevi belirleyicileri karşı bir başkaldırıdır. Zaman zaman popüler bir mahiyet arzeden bu başkaldırının dayanağı varsayılan ilmi ve metodolojik argümanlar hakkında şu ana kadar ne yazık ki ciddi bir sorgulama yapılmış değildir. Bu modern İslam düşüncesinin fikir babası Fazl'ur, Rahman'dır. Türkiye temsilcisi ise Yaşar Nuri Öztürk'tür. Serinin I. Kitabı Yaşar Nuri Öztürk'e cevap mahiyetindedir. Diğer kitabı ise Fazl'ur Rahman'ın eserlerinin eleştirisidir.

Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi Alıntıları - Sözleri

  • Bidat ve hurafelerle mücadelenin yolu, kitleleri şirkle yaftalamak değildir.
  • Abdullah ibn Mesud (r.a) şöyle dedi: "Kalpler, ilimle doldurulması gereken kaplardır. Onları Kur'an ile meşgul edin, başka şeyle meşgul etmeyin."
  • Ali bin Ebu Talib (r.a) dedi ki: "İnsanlara anlayacakları şeyler söyleyin, anlamadıklarını bırakın."
  • Ömer bin Hattab (r.a), "İlmi yazı ile sabitleyin" dedi.
  • Abdullah ibn Abbas (r.a) şöyle dedi: "Sizden öncekiler ancak kitaplar sebebiyle dalalete düştüler."
  • Fazlur Rahman'ın Hadisler hakkında dile getirdiği "İlk nesillerde hadislerin büyük bir kısmı Hz. Peygamber (s.a.v)'e ait olmayıp bu dönemlerde yaşayanlara aittir" söyleminin gerçeklik payı nedir? Kaynaklar bize Hz. Peygamber (s.a.v)'den hadis naklederken alabildiğine temkinli ve sıkı davranan, bu işi manevî sorumluluğu büyük bir iş olarak telakki eden ilk nesillerin bu konudaki hassasiyeti hakkında bol miktarda malzeme vermektedir. Keza Hz. Peygamber (s.a.v)'in hadislerini bir ilahî emanet olarak görüp, onu zayi olmaktan ve karıştırmalardan korumak için uzun mesafeler katederek onu en âlî isnadıyla öğrenmek için türlü meşakkatlere katlanarak o dönemlerin alabildiğine güç şartları altında uzun mesafelere yolculuklar yapan kimselerin bu meskûr gayretlerini de tarihten öğreniyoruz. Bu konuda alettenezzül söylenebilecek şey şu olabilir: Hz. Peygamber (s.a.v)'den hadis naklederken, bizzat O'nun ağzından çıkan kelimeleri nakledememe ve bu sebeple “Kim benim üzerimden bilerek yalan uydurursa...” tehdidinin muhatabı olma endişesiyle ancak çok iyi zabtettikleri hadisleri “Hz. Peygamber (s.a.v) buyurdu ki...” diyerek nakledenler mevcuttur. Bu tavırda olanlar bunun yanı sıra lafızlarını çok iyi belleyemedikleri, ama anlamını kavradıkları kimi hadisleri de “Hz. Peygamber (s.a.v) buyurdu ki...” demeden, ama fetvaolarak veya kendi sözleri arasında nakletmişlerdir (mevkuf, maktu hadis). Bunun en güzel örneğini hadisçi el-A’meş'in şu sözü teşkil etmektedir: “İbrahim en-Neha'î'nin söylediğini işittiğimiz hiçbir şey [verdiği hiçbir fetva] yoktur ki mervi [rivayet edilmiş bir hadis] olmasın.” Öte yandan birbirinden kilometrelerce uzakta olan farklı ülkelerdeki farklı ravilerin, aynı hadisi aynı senetle ve aynı mahrece (hadisin ilk ravisine) ulaştırarak aynı lafızlarla rivayet etmiş olması nasıl açıklanacaktır? Bu konuda Fazlur Rahman'ın söylediklerinin doğru olmadığını gösteren en açık kanıt, bizzat hadisçilerin, merfu/mevsul rivayetleri diğerlerinden ayırmaları ve mürsel, mevkuf vb. rivayetleri zayıf saymalarıdır. Hatta hadisçilerin, rivayetlerin vaslında ve irsalinde ihtilaf ettiklerini ve bu sebeple birbirlerini eleştirdiklerini hadis kitapları bol örneklerle zikretmektedir.
  • "De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın." (Âl-i İmran, 31) . Bir kimsenin Allah'ı sevdiği iddiası, ancak Hz. Peygamber(Sav) 'e uyduğu/ itaat ettiği takdirde ciddiye alınacaktır. Aksi halde onunki kuru bir iddia olarak kalmaya mahkûmdur.

Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Başucu Kitabı: En sonda söylenmesi gerekeni en başta söyleyeyim; gözardı edilemez bir başucu kitabı. Ehl-i Sünnet, kabir azabı, peygamber mucizeleri, tasavvuf, şeriat, fıkıh, mezhep, Buhari, Muslim, tefsir, usul, şefaat… yüzünüz buruştu mu? Yahut şöyle diyeyim, içinizde herhangi bir “güvensizlik” hissiyatı tomurcuklandı mı? Soru işaretleri yerine/yanına isteğe göre ünlem işareti de koyulabilir. Geçelim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; zamanımız, bilgi sahibi olunsun veya olunmasın(?) her konuda ahkam kesme zamanı. Malumatfuruşluk bunu gerektirir çünkü! Peki, Müslüman olan kişi bu şekilde davranır mı? Demek istediğim, her konuda –özellikle konu akaid-fıkıh-ibadet yani İslam olduğunda- okuduğu veya duyduğu iki-üç üstünkörü söz ile hareket eder mi? Müslüman dediğin takvalı olmalı, buna aklı başında bir kimsenin hiçbir itirazı olmaz. Peki ya okuduğu bir-iki ayet ile “şu şudur” diye hareket edenin, gördüğü hadisi hiçbir ilmi çalışma içine sokmadan “uydurma” diye yaftalayanın durumu nedir? Ama ilk emir “oku”, değil mi? Geçiştirin kendinizi çünkü benim babaannem de… Hikayeyi biliyorsunuz. Geçelim. Ebubekir Sifil Hoca bu kitabında “bizden” olup İslam hakkında konuşanların eserlerini ele alıyor. Bütünüyle ilmi zeminde ilmek ilmek işlenen bu nizami eserde kişiler değil görüşler tartışılıyor. İlk ciltte Yaşar Nuri Öztürk’ün metodolojik görüşlerinin tenkidi yer alıyor. Bu çerçevede, mezkur şahsın söylediği-söyleyeceği şeylerin hangi zemin üzere olduğu belirleniyor ve böylelikle okuyucu, yine mezkur şahsa ait herhangi bir fikir/yazı ile karşılaştığında bunu nasıl inceleyeceğini biliyor olacaktır. İkinci ciltte ise Fazlur Rahman’ın görüşleri etraflıca eleştiriliyor. Özellikle bu ciltte yer alan vahyin esas durumu, hadis ilminin incelikleri, Hz. Ömer (r.a.)’in uygulamalarının değerlendirilmesi ve akaid/kelam bahisleri konu edilirken –gerektiği için- bir çok İslam aliminin konu hakkındaki görüşlerini okuyor olmak büyük bir mutluluk. İki ciltte de ele alınan isimlerin önemli kitapları (Yaşar Nuri’nin Kur’andaki İslam, Kur’an’ın Temel Kavramları, 400 Soruda İslam vd. Fazlur Rahman’ın Allah’ın Elçisi ve Mesajı, İslam ve Çağdaşlık, İslam, Ana Konularıyla Kur’an vd.) etraflıca inceleniyor. Yukarıda da dediğim gibi, bu işlem bütünüyle ilmi zeminde işleniyor. Kısaca maddelemek gerekirse bu inceleme -özellikle ilk ciltte- şu şekilde işleniyor; 1) Konu edilecek durum mezkur şahısların eserlerinden alınan uzunca alıntılarla ortaya koyuluyor 2) Konu işlenirken kendi içerisinde yer alan yanlışları/çelişkileri ortaya çıkarılıyor 3) Fikri olarak mezkur şahısların hadise itimadı pek olmadığı için gerek ileri sürülen ayetler üzerinden, gerek diğer ayetler ile konu bertaraf ediliyor 4) Muhtemel itirazlar serdedilip bunlara cevaplar getiriliyor (bu en sevdiğim) İncelememi bitirmeden önce şunu da eklemek istiyorum; eserin dili normal okuyucular için biraz ağır gelebilir. Lakin okumayı sevdiğini söyleyen “kitap kurtları” için bu herhangi bir problem olmaz diye düşünüyorum. Aksine, kendilerini kimi zaman sözlüğe bakarken bulmaları hoşlarına gidecektir. Öte yandan Sifil Hoca Türkçeyi gereğince güzel ve etkin –ilmi bir çalışmanın gerektirdiği de budur- kullanmasıyla söz ettiğim duru ağırlığı bir nebze daha dinginleştiriyor. Hocanın dil hassasiyetine hayran kalacağınızı da bir ek bilgi olarak bildireyim. Son olarak, başta söylediğimi bir kez daha söyleyebilirim şimdi; gözardı edilemez bir başucu kitabı. (erhan)

MODERN İSLAM DÜŞÜNCESİNİN TENKİDİ 1,2: MODERN İSLAM DÜŞÜNCESİNİN TENKİDİ 1,2 Kitap 2 ciltten oluşuyor, bende bulunan epey eski bir baskı olduğu için şu an kitaba eklemeler yapıldı mı, hangi yayınevi tarafından basılıyor (muhtemelen Rıhle’dir) tam olarak bilmiyorum. Açıkçası kitabı okumadan önce biraz tereddüt ediyordum,sebebi ise hem bu görüşlerin daha fazla yayılmasına sebep olabileceği, kişilerin hedef alındığı algısı oluşturabileceği hem de kafa karışıklığı meydana getirebileceği düşüncesiydi. Bahsettiğim huzursuzluk daha ön sözü okuyunca geçti, çünkü yazar orada gayet açık bir şekilde maksadının şahıslar olmadığını ifade ediyor. İçeriğe gelecek olursak ilk ciltte Yaşar Nuri Öztürk’ün ikinci ciltte de Fazlurrahman’ın görüşleri eleştirilmiş. Öncelikle kitaplar çeşitli bölümlere ayrılmış,daha sonra konunun ne olduğu ayetler, hadisler ve gerek görüldüğünde ilave kaynaklara başvurularak açıklanmış, sonra da bahsi geçen yazarların görüşlerine yer verilerek bu görüşlerin yanlışlığı ve tutarsızlığı belirtilmiş. Kırıcı, hakaretvari bir üslup değil ilmî bir dil kullanılmış, bu da yazarın samimiyetini ortaya koyuyor. Kişilerin yanlış olan görüşleri ele alınırken hadislere sıcak bakmadıkları ve tartışılan konu zaten bu olduğu için bunların dışındaki delillere başvurulmuş, itiraz edebilecekleri noktalar tespit edilerek varsayımlarda bulunulmuş ve bunlara da detaylı bir şekilde cevaplar verilmiş. Sünnet-Kur’an ilişkisi,Reenkarnasyon, Recm, Ehlikitabın durumu gibi tartışmalı mevzularda soru işaretleriniz varsa kesinlikle okumanızı öneririm… (Büşranur)

Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi PDF indirme linki var mı?

Ebubekir Sifil - Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ebubekir Sifil Kimdir?

25.12.1960 tarihinde Kars’ın Sarıkamış ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve Ortaokulu Sarıkamış’ta, Lise’yi Kars İmam-Hatip Lisesi’nde okudu. 1978 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Enstitüsü’ne (şimdiki adıyla Eğitim Fakültesi) girdi.

1980 yılında bu okuldan ayrıldı ve aynı yıl Ankara Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu’na (şimdiki adıyla İletişim Fakültesi) girdi. 1984-85 öğretim yılında bu okulun Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu.

1986 yılına kadar serbest çalıştı. Bu arada kısa bir süre bir özel şirkette Arapça mütercimlik yaptı.

Aralık-1986 – Nisan-1987 tarihlerini kapsayan askerlik dönüşü bir süre yine serbest çalıştıktan sonra 1989 yılından 1993 yılı sonuna kadar Türkiye Diyanet Vakfı’nda yayın editörlüğü yaptı.

1993-1996 arası Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde (Van) ve 1998-1999 arası Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde (Eskişehir) Araştırma Görevlisi olarak çalıştı; her iki görevinden de kendi isteğiyle ayrıldı.

Hadis Bilim Dalı’nda yaptığı Yüksek Lisansını (Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi) 1996, Doktorasını 2006 yılında bitirdi.

Halen Yalova Üniversitesi İslamî İlimler Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.

1999-2000 arası Yeni Mesaj gazetesinde, 2000-2013 yılları arasında Millî Gazete‘de günlük yazılar yazdı.

Evli ve 3 çocuk babasıdır. Arapça ve İngilizce bilmektedir.

Ebubekir Sifil Kitapları - Eserleri

  • Ehl-i Sünnet Akaidi
  • Böyle Seslendiler
  • Çağdaş Dünyada İslami Duruş
  • Sana Din’den Sorarlar - Cilt 1
  • Hikemiyat
  • Nüzul-i İsa
  • Müslümanca Bir Hayat İçin
  • İdrak ve Tasdik
  • Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi
  • Modern Fetvalar Çağdaş Hurafeler
  • Hz. Ömer Ve Nebevi Sünnet
  • İslam ve Modern Çağ - Cilt 1
  • Sözü Müstakim Kılmak 1
  • İhya ve İnşa
  • İslamî Bilincin İhyası
  • İstikamet Yazıları -II. Cilt
  • Sözü Müstakim Kılmak 2
  • İslam ve Modern Çağ - Cilt 2
  • İslam ve Modern Çağ (3 Cilt)
  • İslam ve Modern Çağ - Cilt 3
  • Sana Din'den Sorarlar - Cilt 2
  • İstanbul Celseleri 1
  • İstikamet Yazıları -I. Cilt
  • Muvatta Nüshaları Muhteva Analizi
  • Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi - 1. Cilt

Ebubekir Sifil Alıntıları - Sözleri

  • Şîa Ehl-i Sünnet’ten “Kerbela’nın intikamı”nı almak için asırlardır kendilerini zincirlerle döverek içlerinde biriktirdikleri kin ve nefreti bugün mazlum Müslümanların üstüne boşaltıyor. (İstanbul Celseleri 1)
  • Geçmişte ulemanın, muhtelif zaman, biçim ve seviyelerde yaşanan travmaları teşhis ve tedavide benimsediği anlayış şuydu: Dini/toplumsal hayatta yozlaşmaya yol açan her oluşum, düşüncede, zihniyette, inanç ve icraatta bir "bid'at"ın revaç bulmasındandır. Hz. Peygamber (s.a.v.)'den ve Selef'ten tevarüs edilenlerle çelişen her anlayış "bid'at"tır ve Din'den bir unsuru devre dışı bırakarak onun yerini almıştır. (İslamî Bilincin İhyası)
  • Allah û Teâlâ'ya itaatin yolu, O'nun Resulüne itaatten geçmektedir ve Resule itaat olmadan Allah'a itaat olmaz. (Hz. Ömer Ve Nebevi Sünnet)
  • Ne olmuştur da şahitlik ve diğer meseleler,hayatı Allah'ın rızasına kavuşma hedefiyle ve "ahirete dönük" olarak yaşayan "geleneksel" kadın için değil de, "cebri bir ihtiyar"la niçin ve nasıl sekülerleştiğini fark edemeyen "modern" kadın için bir "problem" olmuştur? (İslam ve Modern Çağ - Cilt 2)
  • Evet, Ehl-i Beyti savunduğunu kabul etmiyoruz. Evet, Ehl-i Beyt adına hareket ettiklerini söylüyorlar, ama biz, Şîa’nın Ehl-i Beyt’i “savunduğuna” değil, “istismar ettiğini” söylüyoruz. (İstanbul Celseleri 1)
  • Varisi bulunduğumuz medeniyetin özellikleri, insanlığa neler kazandırdığı ve ortadan kalkmasıyla insanlığın neler kaybettiği, bırakalım yabancıları, bizim insanımız tarafından dahi yeterince idrak edilebilmiş değildir. Dolayısıyla elimizdeki her türlü imkânı seferber ederek öncelikle kendi insanımıza ve toplumumuza, ardından da insanlığa İslâm’ın diriltici soluğunu ulaştırmak için eğitimli insan yetiştirmenin üzerimize farz olduğunu unutmamalı. (Hikemiyat)
  • İlahî vahyi ideal biçimde anlamanın garanti edilebilir tek yolu, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ontik varlığı ile doğrudan ilişki içinde bulunmaktan geçmektedir. Şu hâlde klasik İslamî anlama yöntemleri ve daha genelde temel İslam bilimleri, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in "tarihsel kişiliği" ile değil, "ontik hakikati" ile irtibat hâlinde bulundukları için geçerliliğin ve doğruluğun/meşruluğun biricik adresidir. Bu temel gerçeğin gözden kaçırılması sebebiyle yeni anlama yöntemi arayışları, Kur'an'ın "tarihsel bir metin"e, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in de "tarihsel bir kişilik"e indirgeyerek seküler/profan bilim anlayışının "nesne"leri hâline dönüştürme eğiliminde olmakla maluldür. (İslamî Bilincin İhyası)
  • Talha Hakan Alp: ... Demek ki nüzûl-i İsâ'yı inkâr edenlerin veya bu konuda kuşkuya düşenlerin o zaman İslam tarihiyle Hristiyanlık ve Yahudilik tarihini birbirine karıştırma gibi bir net olamama durumları var. Yani Yahudilik ve Hristiyanlıktaki bazı aksaklıkları sonradan dine eklemlemeleri bizde de olabileceğine ihtimal veriyorlar ki böyle bir sapma içine düşebiliyorlar. (Sözü Müstakim Kılmak 1)
  • Yoksulun elinden tutulması İslam'ın emridir. (Sözü Müstakim Kılmak 2)
  • Hasılı günümüzde âlim olmak demek, eski alimlerin yazdıklarını öğrenmek demektir. Yani günümüzün alimleri, geçmiş ulemanın talebesi seviyesinde bile değil. Niyetimiz kimseyi karalamak ya da küçümsemek değil, ama vakıa bu. (Sözü Müstakim Kılmak 1)
  • "İnsanların, dünya işlerini yoluna koymak amacıyla dinlerinden terk ettikleri her nokta için Allah onların başına düzeltmek istedikleri o işten daha zararlısını getirir." Hz. Ali (Çağdaş Dünyada İslami Duruş)
  • "Mu'aviye, kapının halkası mesabesindedir.Onu yerinden oynatanı,ondan yukarıdakilere kasdetmekle itham ederiz." (Sana Din’den Sorarlar - Cilt 1)
  • Televizyonlardan ABD patentli aksiyon filmi gösterir gibi bütün dünyaya seyrettirilen bu "naklen vahşet" karşısında, yabancılaşma duygusu yaşamadan kaçımızın ağlayarak secdeye kapandığı ve dua ettiği meraka değer doğrusu... (İslam ve Modern Çağ (3 Cilt))
  • Modern dönem Müslümanlarının belki de en temel problemi şu: İçinde bulunduğumuz duruma nasıl geldiğimiz, niçin bu şartlarda yaşamak zorunda olduğumuz, dünyanın gidişatını tayin etme, ya da en azından etkileme konumuna gelebilmek için global ölçekte neler yapmamız gerektiği... gibi meselelere kafa yormak yerine, hasbelkader yaşamakta olduğumuz durumu Din’e onaylatarak rahatlamanın yollarını arıyoruz. Sanki Din bizi, ne halde bulunuyorsak o halde rahatlatmak ve her hal-u kârda tercihlerimizi onaylamak için gönderilmiş gibi, hayatımızı Din'e göre değil, Din'i hayatımıza göre ayarlamanın peşindeyiz sürekli. (İstikamet Yazıları -I. Cilt)
  • İslam dünyasının son ikiyüz yıldır "değerler" bağlamında yaşadığı aşınma ve çürüme, İslam'la ilişkimizi "hissederek yaşama" seviyesinden, "öğrenmeye çalışma" seviyesine indirgedi. Bu, meyvenin tadını posasından almaya çalışmak gibi bir şey. (İslam ve Modern Çağ (3 Cilt))
  • Acaba Modernizm'i üzerimizde bu denli etkili ve söz sahibi kılan, bizzat onun doğasında var olan kuvve/ler miydi, yoksa onunla muhatap olduğunda birden cin çarpmışa dönen ve "şu işi bir anlayalım" diyerek Modernizm'i sorgulamak yerine, bir "sevk-i tabii" ile dönüp kendi dinlerini ve tarihsel tecrübelerini "sorgulama" kolaycılığını seçen Müslümanlar'ın yaşadıkları özgüven bunalımı mıydı? (İslamî Bilincin İhyası)
  • Kur'an'ın vahiy olduğuna iman eden bir kimse, onun 'tarihsel' olduğunu düşünebilir mi? Tarihsellik tartışmalarının, köken itibariyle Batılı olduğunu ve İslam ile herhangi bir irtibatı bulunmadığını bilenler için bu sorunun cevabı açıktır. (İslam ve Modern Çağ - Cilt 2)
  • Allah Teala'nın hidayete erdirmesi, hidayeti elde etmek gibi bir problemi bulunanlar için söz konusudur. (İslamî Bilincin İhyası)
  • Ali bin Ebu Talib (r.a) dedi ki: "İnsanlara anlayacakları şeyler söyleyin, anlamadıklarını bırakın." (Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi)
  • Hz. Ömer önceleri parmakların diyetinin miktarı konusunda şöyle bir karar vermişti: Başparmak için 15, işaret parmağı için 10, orta parmak için 10, yüzük parmağı için 9 ve serçe parmağı için 6 deve. Ancak Hz. Peygamber sav.'in diyet miktarında parmaklar arasında herhangi bir farklılık gözetmediği ve bütün parmakların diyetini 10'ar deve olarak belirlediği rivayet edilmiştir. Kaynaklar, konuyla ilgili rivayetlerden haberdar olduktan sonra Hz. Ömer'in kendi içtihadını terk edip, hadisin bildirdiği hükmü aldığını bildirmektedir. (Hz. Ömer Ve Nebevi Sünnet)