Moskof Cariye Hürrem - Demet Altınyeleklioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Moskof Cariye Hürrem kimin eseri? Moskof Cariye Hürrem kitabının yazarı kimdir? Moskof Cariye Hürrem konusu ve anafikri nedir? Moskof Cariye Hürrem kitabı ne anlatıyor? Moskof Cariye Hürrem kitabının yazarı Demet Altınyeleklioğlu kimdir? İşte Moskof Cariye Hürrem kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Demet Altınyeleklioğlu
Yayın Evi: Artemis Yayıncılık
İSBN: 9786054228201
Sayfa Sayısı: 813
Moskof Cariye Hürrem Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Haremden saltanata giden tehlikeli yolda yürüyen bir kadın.
Hürrem, tarihi gerçekler ve kimi gerçek karakterler kullanılarak kurgulanan bir roman ve yazarımız Demet Altınyeleklioğlu, kendi hayalgücünün ürettiği müthiş bir Hürrem hikayesi anlatırken, 16. Yüzyılın saray atmosferine, kokusuna, rengine, dokusuna ve duygusal haritasına da yeniden hayat veriyor 16. yüzyılın özellikle ilk yarısına hiç kuşkusuz
Osmanlı Hakanı Kanuni Sultan Süleyman, İngiltere Kralı Sekizinci Henry ve Kutsal Roma Germen İmparatoru Şarlken damgasını vurmuştu. Bu hükümdarların iktidar mücadesi ve savaşları kadar aşkları da tarihin seyrini değiştirdi. Sultan Süleyman ve güzel cariyesi Hürrem, Sekizinci Henry'nin başını kestirerek öldürdüğü iki kraliçesinden biri olan Anne Boleyn ve Şarlken'in Avrupa'yı din savaşlarına sürüklemesinde başrolü oynayan karısı Isabella...
Birbirini tanımayan bu üç güzel kadının, hemen hemen aynı yıllarda iktidar mücadelesi verdiği üç saray, romanlara, filmlere, TV dizilerine ilham veren büyük aşklara, inanılmaz entrikalara, komplolara, kanlı cinayetlere sahne oldu.
Fakat bu öykülerin hiçbiri; haremle, dünyanın en kudretli hükümdarı Sultan Süleyman arasındaki tehlikeli yolda yürüyen Hürrem'in macerası kadar masalsı değildi.
Moskof Cariye Hürrem Alıntıları - Sözleri
- Macar kralları iç içe geçmiş iki taç takarlarmış başlarına. Adına da Korona denirmiş...
- Herkes bahtının çizdiği yolda yürür...
- Dilin riyası vardır ama gözler yalan söylemez...
- Kaderin yolunu korkunun kestiği nerede görülmüş...
- Ağlamak insanın ruhunu yıkardı...
- “...Osmanlı’nın kaderi bir Moskof cariyeyle bir Hırvat devşirmenin elinde...”
- "Cehennemde sarayı kim bulmuş ki sen bulacaksın?"
- "Öyleyse bu içimde başlayan yangın ne?"
- "Çocuklar çabuk büyür Kutsal Efendimiz. İhtiraslar onlardan da çabuk büyür."
- Hadi kural,kaide bilmiyorsun, terbiyeden de mi nasibin yok?
- "Geliyorum Osmanoğlu" diye fısıldadı morlaşan bulutlara bakarak. "Bekle beni Süleyman. Tacını, tahtını paylaşmaya geliyorum."
- "İnsanlar unutulunca ölürmüş."
- "Madem öyle Hırvat çakalı, dedi içinden, mührü de kelleni de bırakır öyle gidersin. Aha bu da sana Hürrem sözü."
- "Herkes bahtının çizdiği yolda yürür. Tanrı alnımıza ne çizmişse o olur."
- "Ne güzellik baki, ne saltanat."
Moskof Cariye Hürrem İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Enrikalarla Dolu Bir Serüven...: Herkese Merhabalar, Muhteşem Yüzyıl zamanı eş zamanlar çıkmaya başlayan Sultanlar Serisini her çıktığında almış ancak okuma listeme almamıştım. Diziyi de 75. Bölüm sonrası izlemediğim için geçen gün diziye devam etmeye karar verince, içimde bu kitapları okuma isteği geldi ve gidip Moskof Cariye Hürrem kitabını alarak başladım. 4 günde hızlıca okuyarak bitirdim. Kitabın hikayesinden bahsedecek değilim zira Hürrem Sultan'ı veya Muhteşem Yüzyıl dizisini bilmeyen yoktur. Yazarımız bilinen bilgiler ile Hürrem'in bilinmeyen geçmişini kendi kafasında canlandırdığı Hürrem portresi ile harmanlayarak bu kurguyu ortaya çıkarmış. Hürrem'in daha çocukluktan kaçırılıp, önce Kırım Hanedanın'da evlatlık olduğu günleri sonraya saraya cariye olarak gönderilmesi ve sonrasında ise Sultan Süleyman ile karşılaşıp o bildiğimiz süreçleri okuduğumuz dolu dizgin bir roman olmuş. Kitapta takıldığım bir kaç husus ise, Cihangir Sultan'dan bir kaç sayfa da bahsedilmiş olması, Mustafa'nın daha çok sahnesinin olmaması... Özellikle son zamanlarda yılların birden atlatılıp, kardeşler arasında ki taht kavgalarının olmamasına kızdım ama devam kitaplarında o karakterlerin kitapları olduğunu düşünüp orada daha detaylı okuyacağımı düşününce rahatladım. Hürrem'in o çocuk masumluğundan sayfalar geçtikte sıyrılıp, kendi yerini ve şehzadelerini korumak adına girdiği karanlık yolları okurken zaman su gibi aktı geçti... Ama bir çok kişinin günahına girdi... Mustafa'nın dizide ki idam sahnesi de güzeldi, kitapta da aynı yeri okurken gözlerim doldu... Yazık ettiniz gül gibi Şehzadeye... :( Sonunda şunu demeden edemiyor insan... Eeee Hürrem Hanım, o kadar, yalan, o kadar cinayet, hırs, entrika vs. yaptında ne oldu. Oğullarından birinin tahta çıktığını göremeden ebedi aleme göç ettin. Dünya kimseye kalmıyor. O kadar oyuna ne gerek vardı ? Bu kitap tabi ki tarihi bir roman değil, tarihsel gerçekler baz alınarak oluşturulmuş bir kurgu. Okurken tek sayfa da bile sıkılmadım. Harem, enrtika, aşk, ihanet vs. ne ararsak var :) Araya bir kitap alıp, sonra Sultanlar serisine devam edeceğim... Demet Hanım'ın kalemi ve tasvileri de çok iyiydi. Puanım : 9 :) (Berke Ünal)
Çöp kitap benim için bir guilty pleasure ama okuması zevkli döneme de ilgiliyim diye okudum, kurgusu falan kesinlikle rezalet ama işte dediğim gibi büyük ihtimalle devam kitaplarını da okuyacağım (İrem)
Tarihi bir romandan ziyade yazar şahsi fantazilerini hürrem sultan ve kanuni sultan süleyman üzerinden anlatmış zannımca. Muhteşem yüzyıl dizisini mumla aratıcak bir içeriğe sahip ne yazık ki. Keşke tarihi diye aldığımız bu kitaplar iftiralardan değilde gerçek kurgulardan yola çıkılarak hazırlanmış olsalar. (gng)
Moskof Cariye Hürrem PDF indirme linki var mı?
Demet Altınyeleklioğlu - Moskof Cariye Hürrem kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Moskof Cariye Hürrem PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Demet Altınyeleklioğlu Kimdir?
13 Şubat 1955 doğumlu Türk yazar ve TRT prodüktörü. Daha çok tarihi kurgu türünde eser vermiştir; TRT televizyonlarında yüzlerce programın yapımcılığını üstlenmiştir. Altınyeleklioğlu, kendisi de bir yazar olan Ceyhan Altınyeleklioğlu ile evlidir.
Hayatı
13 Şubat 1955 yılında Ankara' da doğmuştur. TED Ankara Koleji'nin 1971 mezunlarındandır. 1975 yılında Ankara Üniversitesi / Siyasal Bilgiler Fakültesi, Basın Yayın Yüksek Okulu'nu bitirdi. 1978 yılında Hacettepe Üniversitesi'nde Eğitim İletişimleri konusunda yüksek lisans yaptı. 1980 yılından itibaren TRT Televizyonu'da çalışmaya başladı. Bu tarihten itibaren sayısız programın yapımcılığını üstlendi. Çeşitli kademelerde yöneticilik yaptı. Yazarlığı ve prodüktörlüğünün yanı sıra çevirmenlik de yapmakta olan Altınyeleklioğlu'nun çevirileri arasında Philippa Gregory gibi tanınmış yazarların eserleri bulunmaktadır.
İlk romanı Moskof Cariye Hürrem 2009 yılında yayınlandı. Bu romanıyla büyük bir okur kitlesi edindi. Popüler edebiyatta ve TV dizilerinde Osmanlı Sultanları akımının başlamasını tetikleyen Moskof Cariye Hürrem, aylarca çoksatanlar listesinde yer aldı. Ardından Alkışlarla Lamia (2010), Cariyenin Kızı Mihrimah (2010), Cariyenin Gelini Nurbanu (2011), Altın Cariye Safiye (2011), Pargalı ve Hatice (2011), Kara Kraliçe Kösem (2012) romanları geldi. Bu romanlar da büyük ilgi gördü ve uzun süre çoksatanlar listesinde kaldı. Moskof Cariye Hürrem Bulgaristan’da yayınlandı. Yunanca, Rusça ve Arapça çeviri çalışmaları devam ediyor.
Alkışlarla Lamia adlı eserinde ilk romanından farklı olarak 20. yy. kadın yaşantısını işlemiştir. Türk sinemasının ilk kadın yıldızı olan Cahide Sonku'nun hayatını kendi kurgusuymuş gibi gösterdiği yönünde eleştiriler almıştır. Ancak konu kısa sürede gündem dışı kalmıştır.
Evli ve bir çocuk annesi olan Demet Altınyeleklioğlu İstanbul ve Miami’de yaşamaktadır.
Demet Altınyeleklioğlu Kitapları - Eserleri
- Moskof Cariye Hürrem
- Cariyenin Kızı Mihrimah
- Cariyenin Gelini Nurbanu
- Altın Cariye Safiye
- Kara Kraliçe Kösem
- Pargalı ve Hatice
- Ah Bre Sevda Ah Bre Vatan
- Cem Sultan
- Gülüm
- Alkışlarla Lamia
- Sustum Anne
- Nakşidil Güneşin Kızı
- Kösem Sultan
- Roma Kulübü
- Kara Zeybek
- Nihavent Hıçkırık
Demet Altınyeleklioğlu Alıntıları - Sözleri
- "Sevda denilen şey, katlanmasını bilmektir." (Cariyenin Kızı Mihrimah)
- ''Cem Kabe'ye gidip hacı olunca pusulası şaştı anlaşılan. Bambaşka bir insan olduğunu yazmış son mektubunda. Gözünde ne taht varmış ne taç? Ordu, savaş filan kalmamış fikrinde. Allah'a ibadete adayacakmış kendini. Birde kurt diye bir laf ediyor ikidebir. Kızılkurt. Kurdunu öldürmüş. Ne demekse ?'' (Cem Sultan)
- Her ayrılık acıdır, öyle değil mi? (Gülüm)
- Ben kapattım kendimi dünyaya. (Sustum Anne)
- "Ya bir garip çalı bülbülünün günahı ne olabilir ki, cellat kılıcı reva görülsün?" (Pargalı ve Hatice)
- Tanrının insanlara bahşettiği en büyük zenginlikmiş akıl. (Kara Kraliçe Kösem)
- Bu memlekette kadın kısmının kendini hasrete alıştırmaktan başka çaresi yok. Ha bir de, kadınlar burada sevdiği adamı, aşkıyla vatan sevdası arasında tercih yapmaya zorlamaz. Kaybedeceklerini bilirler çünkü. (Roma Kulübü)
- Nereden çıktı şimdi bu yürek çarpıntısı? Herkes sana bakıyor. Neden sen sadece onun gözlerini gördün? (Cariyenin Kızı Mihrimah)
- Alexander gibi yürekli, korkusuz, pervasız ol. Fakat, Alexander gibi aklını hırsına köle etme. Koşmasını da, durmasını da bil.. (Pargalı ve Hatice)
- Birinin ayağındaki pantolondan dizi fırlamıştı dışarı. Ötekinin pantolonunun bir bacağının dizden aşağısı tamamen yırtıktı. (Ah Bre Sevda Ah Bre Vatan)
- Keşke neyin doğru olduğunu da yanlışı fark ettiğim kadar kolay bulabilsem. (Roma Kulübü)
- "Ölmüş bir ruhu taşımak zordu. Çünkü o yük her gün biraz daha ağırlaşıyordu." (Ah Bre Sevda Ah Bre Vatan)
- Ol güzelin sevdasıyla kor ateşteyim, Sanma ki koynunda vuslatına eriştim, Etrafında dönen bahtsız pervaneyim, Yarsız cennet dahi olur cehennemim. (Nakşidil Güneşin Kızı)
- Nasıl bir dünyasa yaşıyor bu insanlar? Birbiriyle acımasızca, ölesiye, öldüresiye mücadele eden insanlarla doluydu dünyaları. (Kara Kraliçe Kösem)
- "Yakanı anılara kaptırmaya başladın mı bil ki kocuyorsun." (Kara Zeybek)
- Bedenin esir fakat ruhunu köleleştirmelerine izin verme. Ruhun, Sava nehri kadar özgür, başın karşı dağlar gibi dik olsun.. (Pargalı ve Hatice)
- Olması gerekenler olmuyor, olmaması gerekenler oluyordu. (Cariyenin Gelini Nurbanu)
- Belki de anlıyordu çocuklar yalanı. Gidenin bir daha dönmeyeceğini seziyorlardı. Kim bilir. Fakat ses etmiyor, yüze vurmuyor, ama gece sessiz gözyaşlarıyla ıslatıyorlardı yastıklarını. (Sustum Anne)
- Büyük Millet Meclisi ordu kuruyordu kurmasına da, imkânlar yetmiyordu işte koca orduyu giydirmeye, kuşatmaya, silahlandırmaya, karnını doyurmaya. Millet neyi varsa yarısını orduya bağışlıyordu. 2 yumurtanın biri askerindi. Bir somunun yarısı. İki çift çorabı olan bir çiftini koşup şubeye getiriyordu. Kadınlar, gelin kızlar makineyle, elle askere bir şeyler dikiyordu yorulmadan. Akşehir'den bu tarafa at sürerken gözleriyle görmüşlerdi. Sultandağı'nın eteklerinde, çay yolunda, Şuhut Ovası'nda, İhsaniye'de. Kağnılar yürüyordu dağlarda gacır gucur. "Adamlar askere koşmuş, bu işleri yapacak kimse kalmamışsa, avrat kısmı ne güne durur?" demişti besbelli kadınlar. Genci, ihtiyarı kağnılarla ileri hatlara cephane, yiyecek, giyecek taşıyordu. Kiminin bebesi kucağındaydı, kiminin sırtında. Kimi cephane sandığını beşik yapmıştı bebesine. Kağnı yetmemişse, kalan top mermilerini omuzlamıştı gelin kızlar. (Kara Zeybek)
- "Ah demek doğru. Tanrı onların cezasını versin. Majestelerine başkaldırmak ihanettir. Hem Tanrı'ya hem Fransa'ya... Kral, Tanrı'nın seçimidir. Tanrı'nın tercihine isyan etmek günahtır. Nankör ayak takımı. Bir yığın köylü, serseri, fahişe." (Nakşidil Güneşin Kızı)