Muhteşem Süleyman - Erhan Afyoncu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Muhteşem Süleyman kimin eseri? Muhteşem Süleyman kitabının yazarı kimdir? Muhteşem Süleyman konusu ve anafikri nedir? Muhteşem Süleyman kitabı ne anlatıyor? Muhteşem Süleyman PDF indirme linki var mı? Muhteşem Süleyman kitabının yazarı Erhan Afyoncu kimdir? İşte Muhteşem Süleyman kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Erhan Afyoncu
Yayın Evi: Yeditepe Yayınevi
İSBN: 6054052554
Sayfa Sayısı: 200
Muhteşem Süleyman Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kanuni Sultan Süleymanın iktidar yılları daha 17. yüzyıl yazarları tarafından Altın Çağ olarak tarif edilmişti. Aslında bu dönem hayatın siyahla beyaz arasındaki bütün renklerini içinde barındırıyordu. Tahta çıkarken tek evlat olmanın rahatlığını yaşayan Kanuni, saltanatı sırasında iki oğlu ile altı torununu öldürttü.
İmparatorluğun büyük fetihlerle bir dünya gücü haline gelmesi de, ilk defa Harem-i Hümayundan bir hasekinin, Hürrem Sultanın siyasette aktif rol oynaması da bu dönemde oldu.
Muhteşem Süleyman, aynı zamanda büyük bir aşıktı. Zafer mutluluğu kadar aşkın ve ayrılığın ıstırabını da bilen hükümdardı. Bu kitapta doğunun ve batının şahitliğinde muhteşem yüzyılın bir panoramasını bulacaksınız
Muhteşem Süleyman Alıntıları - Sözleri
- Rüstem Paşa'nın, yükselmesi çok ilginç olmuştu. Galata Sarayı'nı denetlemeye gelen padişahın elindeki bir şey düşmüş, oradakilerin bir kısmı düşen eşyayı yakalamak için merdivenlerden inmeyi tercih ederken, Rüstem Paşa pencereden atlamış ve bu hareketiyle padişahın gözüne girmişti.
- Rüstem Paşa, Kanunî Sultan Süleyman'ı ülkede bir tek din olmasını ve faydadan çok zarara sebep olduklarına inandığı Yahudiler'i ülkeden kovmaya ikna etmek isteyince, padişahın veziriazamına verdiği dersi Tübingenli bir ilahiyatçı olan ve 1573-1578 yılları arasında İstanbul’da Avusturya elçiliğinde din görevlisi olarak, Stephan Gerlach şöyle anlatır: "Sultan Süleyman, beyaz ve sarı yapraklı bir çiçek koparmış ve paşaya bu çiçeği beğenip beğenmediğini sormuş. Paşa da elbette beğendiğini, çünkü onu bu biçimiyle yaratanın Tanrı olduğunu söylemiş. Bu sefer Sultan Süleyman çiçeğin bütün sarı yapraklarını yolmuş ve paşaya çiçeği şimdi nasıl bulduğunu sormuş. Paşa da cevap olarak çiçeğin artık bütünlüğünden yoksun ve renksiz olduğunu söylemiş. Padişah bir başka çiçek koparmış ve onun da beyaz yapraklarını yolmuş, sonra da az önceki sorusunu yinelemiş. Paşa gene aynı cevabı vermiş. O zaman padişah demiş ki: 'Madem çiçeklerin renkli olmalarını bir mükemmeliyet olarak kabul edip bundan hoşlanıyorsun, neden Tanrı'nın yaratmış olduğu insanların da çeşitliliklerini kabul etmiyorsun? Bir çiçekte ne kadar çok renk olursa, o kadar güzel görünür. Tıpkı bunun gibi Türkler beyaz, Müslümanlar yeşil, Rumlar mavi, Ermeniler beyaz, kırmızı ve mavi veya siyah renklerin karışımı, Yahudiler de sarı renkte sarık kullanırlar. Bu renklilik nasıl hoşa gidiyorsa, Tanrı da dinlerin çeşitliliğinden hoşlanır!' "
- Yavuz'un veziriazamlarını en ufak hatalarında öldürtmesi üzerine halk arasında kızılan insan için "Sultan Selim'e vezir olasın" deyişi söylenmeye başlanmıştı.
- Mağlup hükümdarların ailesinden esir alınan kadınlar, Osmanlı tarihçilerinin en çok üzerinde durdukları konulardandı. Böyle bir durum karşısında düşman hükümdarın bırakın kendi ülkesini, kendi ailesini bile koruyamadığını gösterdiği için önemli bir zafer işareti olarak ele alınırdı. Nitekim Çaldıran Savaşı'nda Taçlu Hatun' un esir alınması savaşın en parlak neticelerinden biri gibi ele alınmış ve yıllar sonra bile dilden dile anlatılmıştı. Çaldıran Muharebesi'nden 54 yıl sonra 1568 Şubatı'nda Edirne'ye gelen Safevî Elçisi Şahkulu Han, kendini büyük bir törenle karşılayan Osmanlı askerlerini küçümsemek için "Vallah ki bu askerin süsleri ve gösterişi düğün halkına benzer" dediğinde hazır cevapçılığı ile meşhur Şemsi Ahmed Paşa, "Belli, Çaldıran'dan Taçlu Hanım'ı gelin getiren bu askerdi" demişti.
- "Bir mücahid kulumu böyle bin kaleye vermem."
- Barbaros: " Şu Fransızların askerliğine diyecek yok doğrusu! Gemilerine şarap fıçılarını doldurmayı unutmuyorlar da barut fıçılarını unutuyorlar!"
- 16 Temmuz 1562 de Şehzade Beyazıt ve Oğulları teslim olacak eltiler kaç güne vardılar 23 temmuz'dan Şehzade Beyazıt Şehzade Selim'in çavuşbaşı Aliağa'ya teslim edildi ve Hemen oracıkta boynuna Kement geçirilerek boğuldu Ölmeden son bir kez oğullarını görmek istemiş ancak buna izin verilmemiştir ardından 4 oğlu da aynı akıbete uğradı öldürülen şehzadenin cesetleri Sivas'a getirerek surların dışına defnedildi.
Muhteşem Süleyman İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tarihi bir kitap için beni etkileyen bir tarafı olmadı.Okunmasa da olur dediklerimden (Hatice Kpınar)
Dikkat spoiler içerir. Osmanlı devletinin en güçlü dönemlerini yaşatan Kanuni Sultan Süleyman dönemi hakkında bilinmeyen pek çok bilgiyi anlatan güzel bir tarihi araştırma eseri. Sultan Süleyman döneminde yapılan askeri seferler detayları ile anlatılırken olabildiğince objektif bir bakış açısı ile yaklaşılmış olaya. Özellikle Hadım Süleyman Paşa'nın Hint seferlerinde bu durum göze çarpıyor. Benzer şekilde genel kanının aksine Rüstem Paşa hakkında Şehzade Mustafa olayı hariç genel olarak iyi yorumlarda bulunuluyor. Özellikle zekası ve hayır işleri ile ilgili olarak. Padişahın şair kişiliğine oldukça yer veriliyor. Hem Şehzade Bayezid ile olan mektuplaşmaları hem de Hürrem Sultan ile olan mektuplaşmaları detaylıca anlatılıyor. Bir de diğer kitaplardan farklı olarak o dönemde sapkın fikirlerinden dolayı idam edilen din adamlarına da çok yer veriliyor. Askeri zaferler sonrasında Avrupa'da Osmanlı ile ilgili yazılan makale ve kitap sayılarından örnek verilen bu kitap 1520-1566 yıllarına farklı bir açıdan bakmak isteyenler için güzel bir seçenek. (Serdar Poirot)
Sultan Süleyman dönemi hakkında bilgisi olmayan bir insanı aydınlatabilecek bir tarih kitabı. Ancak bir tarihçi dili ağır kullanmamaya karar verdi diye bu kadar az referans göstererek tartışmalı yorumları kesinlikli bir şekilde aktarmamalı diye düşünüyorum. Zaten bir padişahın popüler kültür malzemesine dönüştüğü dönem içerisinde yüzeysel bilgiler içeren bu kitabın çıkmasının tek derdinin para kazanmak olduğunu düşünüyorum. Elbette bir yazarın amaçları arasında bu da yer almalı ama kitapta tarihe getirilen yorumlar arasında kendine has ve başka tarihçiden duyamayacağımız tek bir tane bile yok. (Mustafa Merthan Merdoğlu)
Muhteşem Süleyman PDF indirme linki var mı?
Erhan Afyoncu - Muhteşem Süleyman kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Muhteşem Süleyman PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Erhan Afyoncu Kimdir?
İlk ve ortaöğrenimini doğum yeri de olan Tokat'ta gördü. Gazi Osman Paşa Lisesini tamamladıktan sonra 1984 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Eğitimi Bölümüne başladı.[1] 1988 yılında mezun olup bir yıl sonra aynı bölümde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. Yüksek lisansını Necati Efendi Tarih-i Kırım (Rusya Sefaratnamesi) tezi ile yapıp, 1997 yılında Osmanlı Devlet Teşkilatında Defterhâne-i Âmire (XVI-XVIII. Yüzyıllar) tezi ile doktorasını tamamladı. 2000 yılında yardımcı doçentliğe, 2008 yılında doçentliğe, 2014 yılında ise profesörlüğe yükseldi.[1] 2001 yılında Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümüne geçiş yaptı. 2010 yılında Marmara Üniversitesi-Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü başkan yardımcısı oldu. 2016 yılı itibarıyla Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi dekanıdır.
2007 yılında 24 televizyonunda Geçmiş Zaman Olur ki adlı haftalık bir tarih programına katılmaktaydı. Habertürk televizyonunda Murat Bardakçı ve Pelin Batu ile birlikte Tarihin Arka Odası adlı bir tarih programı yaptı. Ayrıca ilk sayısı 30 Mayıs 2010'da çıkan ancak 22 Mayıs 2011'de yayın hayatı son bulan Habertürk Tarih dergisinde de pazar günleri yazdı. Ayrıca derginin akademik koordinasyonu görevini üstlenmişti. 2011 yılında Show TV'de yayınlanan Muhteşem Yüzyıl adlı dizinin ilk sezonunda tarih danışmanlığını yapan Afyoncu, dizinin ikinci sezonunda tarih danışmanlığını bıraktı. 11 Nisan 2012 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu üyeliğine getirildi.
Bugün gazetesinde 2008 yılından Nisan 2014 tarihine kadar köşe yazıları yazdı. 17/25 Aralık olaylarından sonra bu gazetedeki görevinden ayrıldı. 2016 yılında Sabah gazetesinde köşe yazarlığına başladı.
4 Ekim 2016 tarihinde, 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 130. ve 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 5. maddeleri uyarınca, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın önerdiği ve Başbakan Binali Yıldırım'ın uygun gördüğü adaylar arasından Afyoncu'yu Millî Savunma Üniversitesi Rektörlüğü'ne atadı.
Erhan Afyoncu Kitapları - Eserleri
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu
- Osmanlı'nın Hayaleti
- Muhteşem Süleyman
- Herkes İçin Kısa Osmanlı Tarihi
- Truva'nın İntikamı
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 1
- Yavuz'un Küpesi
- Osmanlı Padişahları
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 2
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 3
- Bir Cihan Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed
- Sahte Mesih
- Son Dünya Düzeni
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 5
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 4
- Baltacı ve Katerina
- Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 6
- Kanuni ve Pargalı İbrahim Paşa
- Tanzimat Öncesi Osmanlı Tarihi Araştırma Rehberi
- Muhteşem Valide Kösem Sultan
- Geleceği Anlamak İçin Yakın Tarih Dersleri
- Osmanlı Devlet Teşkilatında Defterhane-i Amire
- Dünden Bugüne Kıbrıs Meselesi
- Fatih ve Fetih Albümü
- Süleyman Şah Türbesi
- Teravih-i Gazavat-ı Sultan Murad-ı Salis
Erhan Afyoncu Alıntıları - Sözleri
- Meşhur Olmak İçin Hakaret Et!!! Tarih boyunca Avrupa'da Türkler'e, İslamiyet'e ve Peygamberimiz'eﷺ saldırmak, meşhur bir yazar olmak için ilk adımdı. Fransız yazar Henri de Bornier (1825-1901), Fransız Bilimler Akademisi'ne üye olmak istiyordu. Daha önce yazdığı “Roland'ın Kızı" isimli oyunda İslam düşmanlığı yapmış ama fazla ses getirememişti. Bornier, 1888'de "Muhammed" isimli Peygamberimiz'e hakaret eden oyununu yazmayı bitirdi. Comedie Français'de sahnelenecek oyunun provaları yapılırken piyesin Peygamberimiz'e karşı hakaret içerdiği haberleri gazetelerde çıktı. Oyun Yasaklandı ________________ Sultan Abdülhamid, Avrupa basınından durumu öğrenince oyunun engellenmesi için diplomatlara emir verdi. Osmanlı Hariciye Nazırı, yani Dışişleri Bakanı Said Paşa, Paris Elçisi Esad Paşa'ya telgraf çekerek harekete geçmesini istedi. Osmanlı yönetimi, Fransa'nın İstanbul elçisini defalarca uyardı. Osmanlılar'ın Paris ve Fransızlar'ın İstanbul elçilerinin teşebbüsleriyle oyunun sahnelenmesi engellendi. Henri de Bornier, Fransa'da yasaklatılınca oyununu İngiltere, italya ve ABD'de sahneletmek için harekete geçti. Ancak Osmanlı yönetimi yaptığı diplomatik teşebbüslerle oyunun sahnelenmesini engelledi. Oyunun yasaklanması ise bütün dünya Müslümanları arasında sevinç gösterilerine sahne oldu. (Geleceği Anlamak İçin Yakın Tarih Dersleri)
- Osmanlı Beyliği'nin yayılma alanı uygun fırsatlar çıkmadığı takdirde Rumeli olmuştur.Osmanlı Beyliği'nin Rumeli'de kuvvetlendikten sonra Anadolu'yu içine aldığına dikkat etmek gerekir.Devletin ana siyasi organizasyonunu sağladığı bölge de Rumeli'dir. (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 2)
- “Halil İnalcık, Osmanlı tarihinin ilk devirlerindeki dönüm noktasını, 27 Temmuz 1302’de Bizans’la, Osman Gazi komutasındaki Türkmenler arasında meydana gelen Bapheus (Koyunhisar) Savaşı olarak kabul eder. Bu savaştan önce Osman Bey, Bursa ve Kocaeli bölgesindeki Türkmen beyleri arasında primus inter pares (benzerleri/eşitler arasında birinci) konumundaydı. Ancak Koyunhisar savaşında Bizans kuvvetlerine karşı kazandığı zafer, Osman Gazi’yi bölgede karizmatik bir bey durumuna getirip, ona hanedan kurucusu karizması kazandırdı. Bu yüzden 27 Temmuz 1302 tarihini Osmanlı hanedanının, dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun kesin kuruluş tarihi olarak kabul etmek, 1299’a göre çok daha doğru olacaktır.” (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 1)
- "Aklın gücü daima kılıçtan üstündür. " Sultan II. Murad Han (Bir Cihan Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed)
- " Osmanlı ordusu bazen yılda iki defa sefere çıkıyordu. Sadece yazları değil, çoğu zaman askeri harekãt için elverişsiz kış aylarında da seferler düzenlenmişti. Bu durum ise en başta yeniçerileri bıktırmıştı. Cepheden cepheye koşmaktan yorulan yeniçeriler Fatih Sultan Mehmed' den memnun değillerdi. Bu yüzden yeniçeriler, Fatih'in ölümünden sonra, babasına benzeyen Cem Sultan'ı değil, daha yumuşak huylu ve savaşla fazla arası olmayan II.Bãyezid'i desteklediler. " (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu)
- Emperyalist devletlerin kışkırtması sonucu Ermeniler, devlet kurmaya kalkıp, Anadolu'yu yakıp, yıktılar. Osmanlı ordusunun lojistik sistemini zaafa uğrattılar. Osmanlı yönetimi, fiili isyan karşısında başka çaresi kalmayınca 27 Mayıs 1915'te Talât Paşa'nın tutturduğu ve Murat Bardakçı tarafından yayınlanan kayıtlara göre 924.158 Ermeni'yi kademeli olarak Suriye'ye sevk ve iskâna tâbi tuttu. Sevk işlemi yaklaşık 10 ay sürdü. Osmanlı yönetimi, Ermeniler'in Suriye'ye güven içerisin de sevkedilmesi için bölgedeki idarecilere emirler göndermişti. Ancak Ermeniler'in sevki sırasında Erzurum ile Erzincan arasında bir kafileye bölgedeki aşiretler saldırdı. Durum haber alınınca Dahiliye Nezareti'nden, yani İçişleri Bakanlığı'ndan bölgedeki vilayetlere 14 Haziran 1915'te bir talimat gönderildi. Tehcire tâbi tutulan Ermeniler'in korunması, halkın kafilelerden uzak tutulması, mukateleye izin verilmemesi ve suçluların en ağır şekilde cezalandırılması emredildi. 12 Temmuz 1915'te tehcir sırasında kimsesiz kalmış Ermeni çocuklara sahip çıkılması istendi. Ancak istenmeyen hadiseler yaşanmaya devam ediyordu. 26 Haziran'da Elazığ'a, 28 Ağustos'ta Trabzon'a, 29 Ağustos'ta Ankara'ya tehcir esnasın da yaşanan problemlerin önlenmesine ve suçluların cezalandırılmasına dair emirler gönderilip, daha sert önlemler alındı. Tokat jandarma komutanına soruşturma açıldı. Pınarbaşı Kaymakamı Hamid Bey görevden alınıp Divan-ı Harb'e sevke dildi; Şarkışla kaymakamı görevden alındı; Urfa civarındaki kafileleri korumakla görevli jandarmalar ihmallerinden dolayı Divan-ı Harb'e sevk edildi. Saldırı olma ihtimali olan yerlerde Ermeni kafilelerinin yol güzergâhları değiştirildi. (Geleceği Anlamak İçin Yakın Tarih Dersleri)
- Kitaplara ve okumaya düşkün bir padişahtı Saray kütüphanesindeki bir çok kıymetli kitap onun dönemine aittir. (Osmanlı Padişahları)
- Osmanlı sultanı fetihlerine devam ederken bütün Avrupa korku içerisinde, çaresizce bekliyor, birçok ülkede "acaba bu yıl Türkler ülkemize gelirler mi?" diye düşünülüyordu. (Herkes İçin Kısa Osmanlı Tarihi)
- Venedik'in ticari çıkarları her şeyin üstündeydi. Venedik balyosları Levant ticaretinin korunması ve geliştirilmesi için çaba sarfetmişlerdir. (Kanuni ve Pargalı İbrahim Paşa)
- İstanbul’un hâlâ en parlak, dünyanında da ilk kapalı büyük alışveriş merkezi olan Kapalıçarşı’da bize Fatih’in hediyesidir. (Truva'nın İntikamı)
- Fatih'ten sonra da Osmanlı tarihinde cihangir hükümdarlar çıkmıştır.Ancak Fatih kadar bilime,düşünceye önem veren bir padişah daha gelmemiştir.Fatih,bir Rönesans hükümdarıydı.Devrin ileri gelen alimlerini sık sık huzurunda tartıştırırdı.Fatih'in huzurundaki tartışmalarda başarılı olan mükâfatlandırılır,kaybeden ise bulunduğu görevi bırakmak zorunda kalırdı.Bu tartışmaların günlerce sürdüğü de olurdu. (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 4)
- Şeyh uçmaz, müridi uçurur. (Sahte Mesih)
- Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş yılları 1768-1774 Osmanlı-Rus savaşından sonra başlar.Osmanlılar, ilk defa bu savaşta tek bir ülkeye karşı ağır bir mağlubiyete uğramış ve bundan sonra bir daha belini doğrultamamıştır. Bunda da en önemli sebeplerden birisi 1739'daki başarıdan sonra tehlike geçti diye yapılmakta olan askeri yeniliklerin terk edilmesi ve rehavet ortamına girilmesidir. XVIII.yüzyılın sonlarından itibaren sanayi inkılabının meydana getirdiği gelişmeler sebebiyle Avrupalı devletlerle ara gittikçe açılmış ve olaylar tamamıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun aleyhine gelişmiştir. (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu 2)
- Sevi de 31 Mayıs 1665'ten itibaren artık kendisinin "Yakub'un Tanrısı'nın kutsal yağla yağladığı Mesih" olduğunu halka resmen ilan etti. (Sahte Mesih)
- Türk ismi Avrupalılar için şeytan, dinsiz ve barbar manasına gelmekteydi. Avrupalılar bu düşüncelerini kitaptan resme herşeye yansıttılar. Türk askerlerinin şeytana benzetildiği veya şeyhülislâm şeytanın kafasını okşarken gösterilen resimlere rastlanılır. Türkler Avrupa’da “Korkunç Türk”, “Müthiş Türk”, “dinsiz Türk”, “hain Türk”, “çağımızda Avrupa’nın karabasanı” gibi sıfatlarla da nitelendirildiler. (Osmanlı'nın Hayaleti)
- Aklın gücü daima kılıçtan üstündür. Ben nice yiğitlerin akıllarını kullanamadıkları, sırf kılıçlarına güvendikleri için yok olduklarını gördüm. Güçlü kuvvetli olmak iyidir. Ancak kuvvet aklın emrine verilmelidir. (Bir Cihan Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed)
- II.Mustafa, Veziriazamı Sürmeli Ali Paşa'ya şöyle demişti:" Bana ağırlık ve hazine lazım değil ,yeri geldiğinde kuru ekmek yerim, kendimi din uğruna feda ederim. Her ne denli zorluk olur ise sabr ve tahammül edebilirim. Halka hizmet görevim tamamlanıncaya kadar bu işten dönmem ."şeklinde cevap verdi. (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu)
- "Tanzimat sürecini, kendisinden önceki yenilik fikir ve uygulamalarından ayıran ve onlara nispetle daha başarılı kılan en önemli faktör, bu dönemde yenilik fikrinin kişilerin iyi niyetine bağlı bir faaliyet olmaktan çıkartıp, sistemleştirip, kurumsallaştırmasıydı." (Sorularla Osmanlı İmparatorluğu)
- Altı asır süren Osmanlı İmparatorluğu, son dünya düzeniydi ve yenisi kurulamadı. (Osmanlı'nın Hayaleti)
- Fatih'in Papanın kendisini Hristiyanlığa davet mektubuna cevabı, Müslümanlığı kabül edip, sünnet ol seni şeyhülislam yapayım olmuştu. (Son Dünya Düzeni)