Muhteşem Tasarım - Taşkın Tuna Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Muhteşem Tasarım kimin eseri? Muhteşem Tasarım kitabının yazarı kimdir? Muhteşem Tasarım konusu ve anafikri nedir? Muhteşem Tasarım kitabı ne anlatıyor? Muhteşem Tasarım kitabının yazarı Taşkın Tuna kimdir? İşte Muhteşem Tasarım kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Taşkın Tuna
Yayın Evi: Şule Yayınları
İSBN: 9786054498383
Sayfa Sayısı: 430
Muhteşem Tasarım Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Zamansızlıktan zamanın doğduğu maddesizlikten maddenin ortaya çıktığı boyutsuzluktan boyutların varlığa geçtiği kuvvetsizlikten kuvvetlerin vücuda ulaştığı şekilsizlikten şekillerin oluştuğu renksizlikten renklerin sessizlikten seslerin meydana geldiği aklın alamayacağı zihnin kavrayamayacağı bir olay. Müthiş bir mucize var olmanın varlığa geçmenin uyanışın haykırışın çığlığın benliğin beraberliğin ve bütünlüğün göz kamaştıran ihtişamı. Küçücük bir tohuma gizlenmiş koskoca bir kainat olumların oluşumların olayların özetle her şeyin her nesnenin saklandığı minicik bir kutudaki hazine. Hazine kapağının açılmasıyla yüce Yaratıcının tüm “isim sıfat ve fiillerinin” zuhura çıktığı Evren sahnesinde karanlıklar içinde titreşen bükülen eğrilen varlıkların hayal perdesindeki buğulu görüntülerinin uzaya yansımış gölgeleri.. Ve gölgelerin zamana yaslanmış kaderlerinin şaşmaz doğruluğu. Biz neden buradayız Sahi niye buradayız?
Muhteşem Tasarım Alıntıları - Sözleri
- Küçücük bir tohuma gizlenmiş koskoca bir kainat!
- "İnsan aklı, insan aklını yansıtan bir evreni yansıtır." J. G. Pearce
- Hiç ! adı üstünde hiçlik ...
- Kozmoloji, evren bilimi demektir. Zaten "kozmos" ashnda duzen demektir, ahenk demektir, mUkemmellik, matematiksel bir estetik ve kapsayıcı bir bütünlük demektir. Kozmosun aksi ise "kaos"tur; yani kargaşa, karmaşa, tesadüf, şans, tombala.
- Kozmoloji, evren bilimi demektir. Zaten "kozmos" aslında düzen demektir, ahenk demektir, mükemmellik, matematiksel bir estetik ve kapsayıcı bir bütünlük demektir. Kozmosun aksi ise "kaos"tur; yani kargaşa, karmaşa, tesadüf, şans, tombala.
- Zaman geri dönülmezdir.
- Evren yok olacak, yokluğa gidecek! Siz isterseniz buna "kıyamet" de diyebilirsiniz
- İnsana sığabilene kâinat, kâinata sığamayana da insan derim (Muhammed İkbal)
- Fizikçi, aynı derginin 56. sayfasında sadece yerçekimi (kütle çekim) yasasını ele alarak bu konuyu evren boyutlarına taşıyor: "Eğer evrendeki çekim kuvveti şimdikinden farkli olsaydı neler olurdu? Eğer Newton'un çekim kuvveti, şimdiki değerinden daha az olsaydı, iki ihtimal ortaya çıkardı. Birincisinde, evrenin genişleme sürecinde çekim kuvveti şimdikinden daha az olacağından, genişleme daha hızlı gerçekleşecek, sonuçta yıldızlar ve galaksiler arasındaki çekimin az olmasıyla gök-cisimleri birbirlerinden çok uzaklara kaçmış ve dağılmış olacaklardı. ikincisinde, belki de daha da önemlisi, güneşler, gezegenler ve galaksilerin kendi iç çekim kuvvetleri şimdikinden daha az degerde olacağından, bu kez madde dağılacak ve kendi kendini çekmeyen tüm gök elemanları dağılıp uzayın derinliklerine savrulacaktı. Madalyonun öbür yanında, çekimin şimdikinden daha fazla olması durumu bulunur. Bu durumda da ilk evren maddesi daha genişlemeye fırsat bulamadan kendi içine kapanıp çökecekti." Sonuç şudur: çekim yasası öylesine hassas bir dengededir ki, bu yaşamın sabit değeri olan G 'de görülebilecek en ufak bir farklılık, şimdiki evrenin oluşmasını mümkün kılmayacak ve neticede canlı hayat asla vücut bulmayacaktı.
- işte bu heyecan yaşayan uzman Hubble da herhalde boyle Düşünmüş olmalı ki, hukuk fakUltesinden mezun olduktan sonra akli fikri gokyuzundeki parlak yıldızlara takılmıştı avukatlığı yar- yarim birakti ve Universitede astronomi bolumune girerek kısa surede mezun oldu. profesörluk unvanini da alınca gokyuzundeki o esrar parlak yildizlari anlayabilmek için teleskop başina geçti. Artık geceleri semanın bir ucundan obur ucuna kadar uzanan titrek ve bulanik bir kuşak olan Samanyolu 'ndaki yildizlari inceli- yor, onlann fotograflanm yekiyor, bu esrarh alemin nas!I ortaya Çıktığını , ne gibi ozelliklere sahip oldugunu düşüne düşüne sabahı buluyordu.
- "Âlemin sırlarını ne sen bilebilirsin ne de ben Bu muamma harfini ne sen çözebilirsin ne de ben Perdenin bu yanında senin benim dedikodularım var Perde ortadan kalkarsa ne sen ortaya çıkabilirsin ne de ben!" Ömer Hayyam
- Biz neden buradayız? Sahi, niye buradayız?
- Yaşam aldığımız nefes sayısıyla değil, nefesimizi kesen anların sayısı ile ölçülür. (George Carlin)
- Santimetrenin yüz milyonda biri kadar incelikli bu hesabı KİM YAPTI?
- Hiçbir şey kendiliğinden yok olmaz, böyle olsaydı, var olmazdı.
Muhteşem Tasarım İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Zamansızlıktan zamanın doğduğu maddesizlikten maddenin ortaya çıktığı boyutsuzluktan boyutların varlığa geçtiği kuvvetsizlikten kuvvetlerin vücuda ulaştığı şekilsizlikten şekillerin oluştuğu renksizlikten renklerin sessizlikten seslerin meydana geldiği aklın alamayacağı zihnin kavrayamayacağı bir olay. Müthiş bir mucize var olmanın varlığa geçmenin uyanışın haykırışın çığlığın benliğin beraberliğin ve bütünlüğün göz kamaştıran ihtişamı. Küçücük bir tohuma gizlenmiş koskoca bir kainat olumların oluşumların olayların özetle her şeyin her nesnenin saklandığı minicik bir kutudaki hazine. Hazine kapağının açılmasıyla yüce Yaratıcının tüm “isim sıfat ve fiillerinin” zuhura çıktığı Evren sahnesinde karanlıklar içinde titreşen bükülen eğrilen varlıkların hayal perdesindeki buğulu görüntülerinin uzaya yansımış gölgeleri.. Ve gölgelerin zamana yaslanmış kaderlerinin şaşmaz doğruluğu. Biz neden buradayız Sahi niye buradayız? alıntı yoktan var ve yine yok oluşun artık bilinmesi ... (عشق üç harf beş nokta)
Uzun bir kitap. Yarı yarıya kısaltılabilirmis zira ziyadesiyle tekrar mevcut. Konu bütünlüğünün de dört başı mamur sağlanamadığını söylemeliyim. Savruk, kopuk ve engebeli bir anlatım hakim. Hikmetli konulara temas etmesi, Allah'ın varlığını ve mükemmelliğini bilimsel bakış açısıyla anlatması çok güzel. Yazarın yanlış kitabıyla başladığım düşüncesi oluştu. Okunabilir mi, evet. (Mustafa ak)
Kitabın Yazarı Taşkın Tuna Kimdir?
Taşkın Tuna, bürokrasinin üst kademelerinden gelen bir yazardır. 1962 yılında Ankara Fen Fakültesinden Fizik Yük. Müh. olarak mezun oldu. Daha sonra DMİ Genel Müdürlüğüne geçen Tuna, Almanyada staj ve eğitim aldı. 1969 yılında İngilterede Reading Üniversitesinde yüksek lisans eğitimi gören Tuna, burada Master düzeyinde ihtisas yaptı. Yurda dönüşünde ODTÜde öğretim görevlisi olarak çalıştı. ABDde çevre sorunları konusunda da eğitim gören Tuna, 1987-1991 yılları arasında İngilterede Avrupa Meteorolojik Tahmin ve Araştırma Merkezinde uzman olarak hizmet verdi. Daha sonra Yurda dönen Taşkın Tuna Çevre Bakanlığına Genel Müdür olarak atandı ve burada da 3 yıla yakın bir süre çalıştıktan sonra emekli oldu.rnrnTuna’nın ses getiren kitapları arasında, ‘OKU AMA NEYİ’ Şule Yayınları tarafından kısa sürede sekizinci baskısı yapılmış ve geniş bir okuyucu kütlesi tarafından beğeni ile karşılanmıştır.rnrnTaşkın Tunanın, 1945-1960 yıllarındaki siyasi çalkantıları kapsayan ‘ADNAN MENDERES’İN ANILARI’ adlı bir kitabı da Şule yayınevi tarafından Ekim 2002 tarihinde basılmış ve çok satan kitaplar listesine girmiştir.rnrnYazarın SON BASAMAK adlı çalışması, 2003 Nisan ayı ortalarında piyasaya çıkmış ve basında geniş yer almıştır. SON BASAMAK, daha çok bilimsel gerçekleri; bu arada uzay, zaman, yaratılış ve atom altı parçacıkların davranışlarını ele alan bir popüler bilim kitabı olarak değerlendirilebilir.rnrnTuna’nın 2003 yılı sonlarında çıkan bir diğer kitabı da ‘BİR ELMA İKİ AYNA’ ismini taşıyor. Bu eserde Tuna, asırlara imzasını alan bazı öncü sufîlerin hayat hikâyeleri ile günümüze kadar ulaşan fikir ve düşünce tomurcuklarını sergiliyor.rnrnTaşkın Tuna, ‘BİR ÇARPI BİR’ adındaki eserinden sonra, bu kez Big Bang konusuna el attı. Evrenin yaratılışı, zamanımızdan yaklaşık 14 milyar yıl önce çok sıcak, çok yoğun bir madde ve enerji yumağının, birdenbire uzay boyutlarına taşması ile oluşan kozmik fırtınanın, akıllara idraklere ve zihinlere sığmayacak kadar muhteşem bir mucizenin, imanlı yürekleri titreten esintisidir! OL DEDİ OLDU isimli bu çalışmasından sonra ‘Büyük Patlama’nın ikinci kitabı da okuyucularla buluştu. ‘OL DEDİ OLDU’ ‘ama nasıl oldu?’ İşte bu soruyu ikinci kitapta bulacaksınız. Kara delikler, UFO’lar, uzayda hayat arama girişimleri, paralel evrenler, zaman ve zamanda yolculuk kavramı ve nihayet canlılık. Ve sonra ölüm! Yani kıyamet!rnrnTuna, 2007 yılında uzun yılların araştırmalarına dayanarak hazırladığı ‘Muhammedi Bilinç’ adlı kitabıyla, maddenin esasını bilinç boyutunun penceresinden bakarak anlatıyor. Madde, enerji, evren, uzay ve zaman konularında alışılmadık bir bilincin varlığı fizikî gerçeklerin nefes kesen yorumlarıyla şekil ve vücud buluyor. Önce ‘hayret’, daha sonra da ‘hayranlık’ vadisinde dolaşmak isteyenlere harika bir yapıt.rnrnGele gele geldik, 2008 yılına! Muhamedi Bilinç’in ikinci kitabı yerine, “ÖLÜ KÖPEĞİN GÜZEL DİŞLERİ” adlı yeni bir çalışma ile Tuna karşımıza çıkıyor. Sabır, sevgi, hoşgörü, güven, yardımlaşma, dayanışma; özetle İslamî Ahlak anlayışı çerçevesi içinde “sıratı mustakim” istikametinde bulunmak! Biraz zor, ama temiz vicdanlara çok kolay gelen bir çizgi!rnrnBu çizgide bulunanlar, hep güzel dişleri görürler de ondan!rn
Taşkın Tuna Kitapları - Eserleri
- Ol Dedi Oldu 1
- Oku Ama Neyi?
- Ol Dedi Oldu 2
- İnsan Yağmurları
- Uzayın Sırları
- Bir Elma İki Ayna
- Adnan Menderes'in Günlüğü
- Muhteşem Tasarım
- Ölü Köpeğin Dişleri
- 1x1
- Uzayın Ötesi
- Muhammedi Bilinç
- Son Basamak
- Noktanın Seyri
- Hayalin Hakikati
- Sonsuz Uzaylar
- Alem ve Adem
- Şeytani Bilinç Muhammedi Bilince Karşı
- Uzay ve Dünya
- Yeryüzü Dengesi
- Hayat Kaynağımız Güneş
Taşkın Tuna Alıntıları - Sözleri
- Geçmişe doğru ne kadar gidilirse gidilsin, Allah'ın var olmadığı bir zaman dilimi bulunamaz. (Bir Elma İki Ayna)
- Tekrarlayalım, onlar temizdirler. Çünkü Allah, Ehl-i Beyt'e tertemizliği lütfetmiştir de ondan! (İnsan Yağmurları)
- Eğer durmakta olan trenin arka vagonuna bir lokomotif usulca bağlanır ve lokomotif treni harekete geçirirse, vagonlar son vagonun yol almasıyla beraber peş peşe harekete geçerler. Bir süre sonra lokomotif en arkadaki vagonla bağını ayırsa bile, vagonlar uzun bir süre yol almaya devam edeceklerdir. Lokomotifi görmeyen bir gözlemci, hayretler içinde bu tren nasıl oluyor da hareket ediyor diye merak edecektir. Oysa treni harekete zorlayan lokomotiftir. Onun görünmez oluşu, bazı kişilerin aklını karıştırsa da, görebilenler için hayret verici değildir. (Muhammedi Bilinç)
- Kur'an'ı özne olarak değil de nesne olarak kabul edişimizin hüznünü yaşıyoruz. (İnsan Yağmurları)
- Evren yok olacak, yokluğa gidecek! Siz isterseniz buna "kıyamet" de diyebilirsiniz (Muhteşem Tasarım)
- Bütün minicik proton, nötron ve temel parçacık olan kuarkları doğa alfabesinin "harfleri" gibi düşünebiliriz. Bu harflerin çeşitli şekillerde birleşmesinden atom dediğimiz "sözcükler" ortaya çıkar. Atomların birbiriyle kaynaşmasından molekül diye isimlendirdiğimiz "sahifeler" oluşur. Çevremizde moleküllerden meydana gelen milyonlarca türdeki madde de işte bu "Evren Kitabı"nı inşa eder! (Noktanın Seyri)
- " ... maşrapan küçükse deryâyı suçlamaya hakkın yok ! " (Bir Elma İki Ayna)
- "Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben Perde ardında sen ben dedikodusu var amma. Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben." // Ömer Hayyam (Ölü Köpeğin Dişleri)
- "Ne kadar okursan oku;bilgine yakışır şekilde davranmıyorsan, CAHİLSİN demektir..!" (Noktanın Seyri)
- Ay'ın bir yıl boyunca yansıttığı aydınlanma, Güneş'in yalnızca 20 saniyedeki aydınlatma gücüne eşittir. (Uzayın Sırları)
- "İnsan aklı, insan aklını yansıtan bir evreni yansıtır." J. G. Pearce (Muhteşem Tasarım)
- Hubble'nin ortaya attığı genişleyen evren modeli, hayali ve soyut bir tez değil; aksine fizikteki Doppler olayına dayanan, matematik değerlere bağımlı, şaşırtıcı fakat kesin ve çarpıcı bir gerçektir.Doppler olayı bir dalganın, örneğin bir ses dalgasının bizden uzaklaşması halinde, dalga uzunluğunun artacağı esasına dayanır ve yüzlerce kez test edilmiş, doğrulanmış ve kesinleşmiş bir fizik kaidesidir...Genişleyen evren modeli, bize Evren'in her geçen gün büyüdüğünü anlatır.Bu gerçeğe göre Evren geçen yıl, bu yıla göre daha küçüktü.Bu yargıdan hareketle, evrenin bin yıl önce, bir milyon yıl önce, bir milyar yıl önce, bir önceki döneme göre daha ufak olduğu sonucuna ulaşılır.Bu kesin sonuç, bizi 14 milyar yıl geriye götürür ve evrenimizin yaratılış anı ile baş başa bırakır. (Ol Dedi Oldu 2)
- "Dünyayı isteyen ilme sarılsın; âhireti isteyen ilme sarılsın." Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) (Oku Ama Neyi?)
- Neyin peşindeyiz? Bizler kimiz? Bizi biz yapan nüfus idaresinin verdiği kimlik numarası mı? "Ben" dediğim zaman kimi anlayacağım? Atom yığınından ibaret olan anatomik bedenimi mi? İçimde korkunç girdapların, şiddetli fırtınaların hüküm sürdüğü ruhsal varlığımın bilinç yapısını mı? Kimi? (Muhammedi Bilinç)
- "Bilimde kesinlik yoktur, ancak doğruya yakın bir yaklaşım vardır. " (Son Basamak)
- "Kimin aşka meyli yoksa, o kanatsız bir kuş gibidir, vah ona!" (Ölü Köpeğin Dişleri)
- Andromedea Galaksisi, bize en yakın olanıymış! Onun gibi sistemlerden evrenimizde 300 milyar galaksi daha varmış.Uzaklıklar, zaman, mekân, uzay ve sonsuzluk! Belki şaşırmak, hayret etmek, belki en iyisi hayranlık duymak! Peki sonra? Sonra sadece iki kelime yeter! Allahu ekber! (Alem ve Adem)
- Hakikatte, Mutlak Vücûd yönünden her damla bir okyanus, her bir zerre güneş kadar büyük ve parlaktır. (Şeytani Bilinç Muhammedi Bilince Karşı)
- "Güneş de yörüngesinde belli bir vakit için hareket halindedir... Bu üstün hüküm ve hikmet sahibi Allah'ın (c.c) takdiridir. " - Yasin,38 (Uzayın Sırları)
- "İnci de denizin dibinde iken acaba deniz nerede diye sorup durur.Sedef gibi olan hayâl, ona bir perdedir." (Not : İnci tanesi, kendisini tamamen kapatan sedef kabuğu içinde kaldığından, denizi göremiyor ve deniz nerede diye soruyor. Bunun gibi , İlâhî Nûr içinde bulunduğumuz hâlde, sırf dünya hevesleri ve aşırı maddi ilişkilerimiz yüzünden bizi örten bir kabuk gibi hicap denilen perde arkasında kaldık.) (Hayalin Hakikati)