Mutlu Olma Sanatı - Arthur Schopenhauer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Mutlu Olma Sanatı kimin eseri? Mutlu Olma Sanatı kitabının yazarı kimdir? Mutlu Olma Sanatı konusu ve anafikri nedir? Mutlu Olma Sanatı kitabı ne anlatıyor? Mutlu Olma Sanatı kitabının yazarı Arthur Schopenhauer kimdir? İşte Mutlu Olma Sanatı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Arthur Schopenhauer

Çevirmen: Şebnem Sunar

Orijinal Adı: Die Kunst, glücklich zu sein: Dargestellt in fünfzig Lebensregeln

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750741203

Sayfa Sayısı: 56

Mutlu Olma Sanatı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mutlu olmak, mutlu yaşamak mümkün müdür?

Schopenhauer’in radikal kötümserliği, onun felsefesini mutluluk düşüncesiyle bağdaştırma girişimlerini daha doğmadan boğar. Schopenhauer’e göre yaratıkların en mutsuzu insandır ve her türlü oluşun kaynağı olan irade, dünyadaki bütün kötülüklerin çıkış noktasıdır. Dünya kötü bir yerdir ve kötülüğünün en belirleyici yönü, acı ve mutsuzluğun her yerde hazır ve nazır oluşudur.

Mutlu Olma Sanatı, iyimser dünya görüşüne karşı çıkan ve yaşadığımız dünyayı olası dünyaların en kötüsü sayan Schopenhauer’den umulmadık bir kılavuz. Adını felsefe tarihine kötümser olarak yazdıran filozofun bu küçük kitabı, mutluluğa ulaşma çabası olarak hayata dair pratik bir felsefeyi de olanaklı kılıyor.

Mutlu Olma Sanatı Alıntıları - Sözleri

  • Diken batar diye Gül mü toplamayalım?
  • Mutluluk kolay değil: İçimizde bulmak çok zor, başka yerde bulmaksa imkansız.
  • Aklı başında kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir.
  • "Mutluluk bir rüyadır, acıysa gerçek."
  • "En büyük mutluluk kişiliktir."
  • Mutluluk kendine yetenlerindir.
  • "İnsan yapabileceklerini isteyerek yapmalı ve çekmesi gereken acıyı isteyerek çekmelidir."
  • Aklı başında kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir.
  • ''Başkasının mutlu olması seni rahatsız ediyorsa asla mutlu olamazsın.''
  • Aristoteles der ki " Bütün dahi insanlar melankoliktir. "
  • ''... dünyaya mutluluk ve zevk beklentisiyle dolu olarak adım atarız ve kader bizi hoyrat bir şekilde yakalayıp hiçbir şeyin bizim olmadığını, her şeyin ona ait olduğunu gösterene kadar bunu gerçekleştirmeye yönelik o aptalca umudu koruruz.''
  • ''Oysa insan neşeliyse genç, yaşlı, fakir, zengin olup olmadığının önemi yoktur:Mutludur. - Bu nedenle, ne zaman olursa olsun, neşeye kapı açmalıyız.''
  • ''Ölçüsüz sevinç de çok şiddetli acı da sadece aynı kişide bulunabilir.''
  • Başkasının mutlu olması seni rahatsız ediyorsa asla mutlu olamazsın..
  • ''Aklı başında kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir.''

Mutlu Olma Sanatı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Yaratıkların en mutsuzu insandır." Böyle bir söz söyleyen Arthur Schopenhauer "Mutlu Olma Sanatı' kitabını nasıl yazmış olabilir? Kitabın kapağını açmadan incelediğimizde görüneceği üzere 45 hayat kuralından oluşan, insanı mutluluğa yönlendirecek bilgilerin yer aldığını düşünürüz. Ama kitabı açıp okumaya başladığımızda durumun tamamen bu şekilde olmadığını görürüz. Kitaba başlarken hayattan beklediğimiz mutluluk, kitabı okumaya devam ettiğimizde ise hayatın bizi ne gibi durumlara sokacağını hayal bile edemeyiz. Beklenti içinde olmak çoğu zaman hayal kırıklığına dönüşebilir. Tam da bu konuya değiniyor Schopenhauer. İnsanın elindekileri ile yetinmesi ve onu kaybederse ne olacağını düşünmemizi istiyor. Gerçekten de bu şekilde düşündüğümüzde önemsemediğimiz, yeni şeyler arayışındayken elimizden kayıp giden bir şeyi düşünelim. Durum ne olurdu? Zamanla istenilen şey de bir kayıba dönüşebilir. Geriye ne kalır peki? Mutsuzluk... Kitapta daha çok mutlu olmak yerine mutsuzluğa nasıl katlanırız ve daha az nasıl mutsuz oluruz üzerine yazılmış sanki. Kitaba devam ederken filozofun insanın asla mutlu olamayacağını ve zaten insanın temelinde acı ve mutsuzluğun yer aldığını söylediğini görebiliriz. Kitapta insanın kendi ile vakit geçirmesi ve neşeli olması öneriliyor. İnsan acı vermeyenin peşinden koşmalıdır. Kendine yetebilmeli ve ne kadar az mutsuz olabiliyorsa bu kötümser hayatı ona göre yaşamalıyız. Kitabı okurken tahmini 15 gün içinde bitirdim. Kısa bir klasik olsa bile felsefi ve düşünce konulu bir kitap olduğunu unutmamak gerek. Tam anlamıyla anlamak için kitabı uzun bir süre sonra tekrar okunması gerektiğini düşünüyorum. (Seda Nur Ünal)

Mutlu Olma Sanatı - Arthur Schopenhauer Kısa Klasikler serisinden “Mutlu Olma Sanatı”nı okudum bugün. Mutlu olmak ile ilgili numaralar halinde verilmiş 45 adet hayat kuralından oluşuyor kitap. Her kuralda -çoğunlukla- mutluluğa erişmek için gerekli olan farklı bir duruma atıfta bulunuluyor. Mutluluk arayışında insanın özüne dönmesinin ne denli önemli olduğu belirtiliyor. Yani aranılan şeyin aslında dışarıda değil de içeride olduğunun anlaşılması isteniliyor. Bu tür kitapların daha iyi anlaşılabilmeleri için belirli bir süre sonra tekrar okunmaları gerektiğini düşünüyorum. Mutluluk olgusuna farklı bir gözle bakabilmek için okunası kitaplardan diyebilirim. Keyifli okumalar dilerim. :) (Buğra Han)

Acıların filozofu Arthur Schopenhauer,: Öncelikle bana bu kitabı önerme hatasında bulunan muratcatalkaya‘ya bir sürü tane sevgilerimi iletiyorum, gelin ceremesini el birliği ile çekelim. • Schopenhauer abimizden– ve soyisminin telaffuzu konusunda sıkıntı çektiğim için delirip Şorolop dememe ramak kaldı, okuduğum ikinci kitap. İki kişilik konseyimiz tarafından alınan karar neticesinde Aşkın Metafiziği eserinden okunmaya başlanmasının epey sakıncalı olduğunu ilan ediyorum, akıllandım ve kronolojisini kovalayacağım bundan böyle. Şimdi Şorolop abimizin cahilleri için arka kapak yazısını alıntılayacağım: “Schopenhauer’in radikal kötümserliği, onun felsefesini mutluluk düşüncesiyle bağdaştırma girişimlerini daha doğmadan boğar. Schopenhauer’e göre yaratıkların en mutsuzu insandır ve her türlü oluşun kaynağı olan irade, dünyadaki bütün kötülüklerin çıkış noktasıdır. Dünya kötü bir yerdir ve kötülüğünün en belirleyici yönü, acı ve mutsuzluğun her yerde hazır ve nazır oluşudur.” Böyle karamsar bir filozoftan mutluluğun formülünü kovalamak ilginç olsa gerek. İnsanoğlu akıllanmıyor. • Bir arkadaşa baktık çıkacağız kişileri için sıkıcı bilgileri aradan çıkarayım ki sonrasında bendeniz Çisem ile baş başa kalalım: kitabımız hayata dair kırk beş çıkarımdan oluşan “Hayat Kuralı” başlıklarına ayrılarak oluşturulmuş. Elli üç sayfa oluşuna bakıp da yanılmayın, şıp diye okudum bitti yapılacak eserlerden değil, az soluklanın ve özümseyin biraz zira acelemiz ne ve dediğim gibi, eserlerin okunma sırası yok ama iyiliğiniz için var, onu gözetin ve dualarınızın adresi Sevgili muratcatalkaya • Hayat mutluluğu kovalamak için epey uzun; hayalleriniz soluğunuzu, kalan canlarınızı sizden koparıyor ve bir bakmışsınız gözyaşı selinde son nefesinizi vermektesiniz– Super Mario iseniz kafanızı vurmaktan sıyırmış da olabilirsiniz. Okuduğum ikinci kitabında anlıyorum ki hayatımız onun için aşırı melankolik bir senaryo. Anlamamak namümkün zaten, karamsarlığı gözüme gözüme girdi yani kitap boyu. Başta kitaba çok söylendim, Şeyma’nın pizzası mısın sen dedim , epey kötü muamele ettim, meğer sıkıntı iç karanlığını kawaii’leştiren bendeymiş, fakat kitabın başlarında aradan yemek tarifi veyahut özlü sözler çıkacak gibi oldu yemin olsun. Komple mutlu olma konseptine öfkeliyim galiba ben, haksızlık ettim. Bir puanımda asla tereddüt etmem, bana takla attır artık Arthur, bak kitabın yarısına gelmek üzereyim, dedim, hepsini dedim ve ben kafayı yemişim. • Hâlâ başucu kitabım değil, olmayacak da. Hatta bir daha yüzüne bakarsam ne olayım. Kitabın yarısı kadarı katılmadığım şeylerden oluşuyordu, alıntılarımda yeterince söylendim ve çok meraktaysanız buyurun stalk’a. Fakat boş bir eser değil asla, filozof olana dek boş olan hafiften benim , siz kusuruma bakmayın. Komple mutluluğu kovalama konseptine karşıyım ben, Oscar Wilde’ın dediği gibi “Kendime karşı görevim müthiş eğlendirmektir.” (Yalnız Sıkıcı İnsanlar Kahvaltıda Parıldar, sayfa 43, gonderi/138119770) ve kendimi tamamen hayal dünyama adayarak Wilde’ın izinden gidiyorum, varsın mutluluk beni kovalasın. Arthur Bey hayal kurma mevzusundan nefret ettiği gibi benden de nefret ediyor… • Kafamda kitabı okurken bir sürü düşünce vardı, hepsini unuttum. Yine de kitabın ana fikri şöyle bir şeydi: “Hayat mutluluğu kovalamak için çok uzun, mankafalar, mutsuz olmadığınız her anı mutlu sayın ve kesin daha fazla aksiyon aranmayı. Acıyı isteyin ve isteyerek çekin ki acınız mutluluğunuz olsun.” Evet evet sahiden böyle bir şeydi. “Çok şükür bin şükür seni (acı) bana verene…” • Koskoca filozofsundur, sonra Çisem’in biri gelip sana Şorolop diye hitap etmeye başlar. Olur öyle şeyler, siz de kafayı yememe ortak oldunuz bakın, bana bulandınız. Gününüz güzel geçsin, bunu okumak yerine gidin bir anime falan izleyin kendinize gelin, ne bu karamsarlık yahu! Sevgiler. (Panzer)

Kitabın Yazarı Arthur Schopenhauer Kimdir?

Arthur Schopenhauer (d. 22 Şubat 1788, Danzig - 21 Eylül 1860, Frankfurt), Alman filozof, yazar ve eğitmendir. Aynı zamanda Immanuel Kant'ın en çok değer verdiği öğrencisiydi. Schopenhauer, Alman felsefe dünyasındaki ilklerdendir ve dünyanın anlaşılmaz, akılsız prensipler üzerine kurulu nedenselliklerinin olduğunu söyleyerek dikkatleri çekmiştir.Ayrıca Schopenhauer, Nietzsche'nin ilk akıl hocasıdır.

Arthur Schopenhauer Kitapları - Eserleri

  • Bilmek ve İstemek
  • Düşüncenin Çağrısı
  • Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
  • İnsan Doğası Üzerine
  • Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
  • Bilim ve Bilgelik

  • Felsefe Tarihinden Kesitler
  • Hayatın Anlamı
  • Aşkın Metafiziği
  • Fikirlerin Bilgisi Üzerine
  • Eristik Diyalektik
  • Akıl Sağlığı
  • Ölümün Anlamı

  • Din Üzerine
  • İdeal ve Gerçek
  • Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine
  • Güzelin Metafiziği
  • Okumaya ve Okumuşlara Dair
  • Ölüm ve İçsel Doğamızın Yok Edilemezliği ile Olan İlişkisi
  • İstencin Özgürlüğü Üzerine

  • Merhamet
  • Üniversiteler ve Felsefe
  • Hiçliğin Mutlu Sessizliği - Aforizmalar
  • Arthur Schopenhauer - Bir Filozofun Huzurunda
  • Hukuk, Ahlak ve Siyaset Üzerine
  • Hayatın Bilgeliği
  • İsteme ve Tasarım Olarak Dünya

  • Okumak Yazmak ve Düşünmek Üzerine
  • Akıl Zayıflığı
  • Varolmanın Acısı
  • Aşk ve Cinnet
  • Mantıksal Düşünce Doktrini
  • Edebiyat Dersleri
  • Parerga ile Paralipomena

  • Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 2
  • Arthur Schopenhauer - Toplu Eserler 1
  • Kişilik Oluşumu ve Sorunları
  • Yaşamın Bilgece Deneyimleri
  • Aforizmalar
  • Ruh Görme Üzerine
  • Dünyanın Istırabı Üzerine

  • İrade Felsefesi
  • Mutlu Olma Sanatı
  • Kötümserlik Üzerine
  • Fikir Mimarları Dizisi 19
  • On Women
  • Müxtəlif Predmetlər Haqqında Düşüncələr
  • The Horrors and Absurdities of Religion

  • Yeterli Temel İlkesinin Dörtlü Kökü Üzerine
  • Studies in Pessimism
  • Parerga ve Paralipomena 2
  • Seçme Yazılar
  • Mutluluk Kendi Kendine Yetenlerindir
  • Düşünceler
  • Kadınlar ve Diğer Konular

  • The Art of Literature
  • Aklın Yolu
  • Writings Of Schopenhauer On Various Themes, Vol. 1
  • Aşkın Metafiziği
  • Həyat Müdrikliyi Aforizmləri
  • Cinsel Aşkın Metafiziği
  • Metafizik İhtiyacı

  • Doğadaki İsteme Üzerine
  • Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
  • Kant Felsefesi Eleştirisi

Arthur Schopenhauer Alıntıları - Sözleri

  • les grandes pensées viennent du coeur* Büyük düşünceler kalpten gelir. (Dünyanın Istırabı Üzerine)
  • “Her şeyin niçin olduğunun bir temeli vardır.” (Yeterli Temel İlkesinin Dörtlü Kökü Üzerine)
  • Güzelin nadiren yararlı olanla birleştiğini görürüz. Uzun ve narin ağaçlar meyve vermez, meyve ağaçları ufak tefek, bodur ve çirkindir... En güzel binalar, kullanışlı, işe yarar binalar değildir; bir tapınak barınacak bir mesken değildir. (Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine)
  • Hafıza düşünülmüş bir şeyi düşünür. (Düşüncenin Çağrısı)
  • Okumaksızın geçen boş zaman bir tür ölüm, insanın canlı canlı gömülmesidir(Seneca, 82) (Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine)
  • Bir düşüncenin esas yaşamı sadece kelimelerin sınır noktasına varıncaya kadar sürer. Orada taşa dönüşür, donakalır ve hayatı sona erer, fakat hayvan ve bitki fosilleri gibi ölümsüzdürler. Geçirdikleri kısa yaşamları bir kristalin kesilme anına benzer. Çünkü düşüncemiz kelimeleri bulduğu andan itibaren içtenliğini kaybettiği gibi ciddi olmaktan da çıkar. Başkaları için varolmaya başladığı andan itibaren içimizde yaşamaya devam etmesi son bulur, tıpkı bir bebeğin annesinden kopup kendi benliğine adım atmaya başlaması gibi. Şairin de dediği gibi: "Beni itirazla şaşırtmayın! İnsan konuşmaya başladığı anda yanılmaya da başlar." (Edebiyat Dersleri)

  • Dünya cehennemin ta kendisidir ve insanlar da bir yandan zulüm gören ruhlar, öte yandan cehennemdeki şeytanlardır (Dünyanın Istırabı Üzerine)
  • Dar kafalılık ve ahmaklık her zaman ve her yerde, bütün durum ve koşullarda, anlayıştan, zekâdan ve yetenekten nefret ettiği kadar şu dünyada başka hiçbir şeyden böylesine içten ve yürekten nefret etmez. (Üniversiteler ve Felsefe)
  • Kendisinin görgül karakterine dair edindiği kesin bilgi kişiye edinilmiş karakter denilen şeyi sağlar. O kişi iyi ya da kötü kendi özelliklerini ve bu yüzden kendisine ne için inanıp inanamayacağı ya da kendisinden ne beklenip beklenemeyeceğini kesinlikle bilir. Görgül karakteri sayesinde önceden sadece doğallıkla oynadığı rolünü artık artistik ve yöntemli bir şekilde ciddiyet ve kayrayla, söylendiği gibi karakterine hiç vefasızlık etmeden oynar. Kişi ne zaman karakterine sadık kalmazsa kendisi hakkında yanılır. (İstencin Özgürlüğü Üzerine)
  • Doyum dilenciye atılan sadaka gibidir, sadaka onu bugün canlı tutar, böylece onun sefaleti yarına uzatılabilir. (İsteme ve Tasarım Olarak Dünya)
  • “Yaptığımız her eylemde ilk önce “İnsanlar ne der?” diye düşünmekteyiz. Hayat sıkıntılarının neredeyse yarısı sırf bu yüzden oluşmaktadır.” (Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar)
  • Keder içerisinde neşe, neşe içerisinde keder. (Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine)
  • Hayat. hayat ismiyle anılır, ama gerçekte ölümdür o. (Hayatın Anlamı)

  • Voltaire “Saadet sadece bir rüyadan ibarettir.” der ve ekler:Sinekler örümcekler tarafından,insanlarsa acılar tarafından yenilmek üzere vardırlar. (Merhamet)
  • Kavrayışı bir suç, doğumu bir ceza, yaşamı bir iş ve ölümü de bir gereklilik olan bir insan, kendi­siyle nasıl gurur duyabilir ki? (İnsan Doğası Üzerine)
  • Çünkü her nesne gölge verir; her cisim kesinlikle özgül ağırlığına karşılık gelen bir ağırlıkla düşer... (Ruh Görme Üzerine)
  • Hayal gücü mahsulü olan her eser işkenceler içerisindeki insan yüreğinin kasılmalarını ve çırpınmalarını seyrettiğimiz bir gösteri kutusudur. (Hayatın Anlamı)
  • Zihinsel bir uğraşı içermeyen boş zaman ölümdür ve diri diri gömülmektir." (Aforizmalar)
  • Felsefe, sığınılacak bir limandan çok çıkılan bir yolculuğa benzer. (Yeterli Temel İlkesinin Dörtlü Kökü Üzerine)
  • Bu sıkılma hali varoluşun kendi içinde değersiz olduğunun dolaysız bir kanıtıdır, çünkü sıkılma hali varoluşun boşluğunu algılamaktan başka bir şey değildir. (Dünyanın Istırabı Üzerine)