Mutlukent'in Yöneticisi - Emin Özdemir Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Mutlukent'in Yöneticisi kimin eseri? Mutlukent'in Yöneticisi kitabının yazarı kimdir? Mutlukent'in Yöneticisi konusu ve anafikri nedir? Mutlukent'in Yöneticisi kitabı ne anlatıyor? Mutlukent'in Yöneticisi PDF indirme linki var mı? Mutlukent'in Yöneticisi kitabının yazarı Emin Özdemir kimdir? İşte Mutlukent'in Yöneticisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Emin Özdemir
Yayın Evi: Kök Yayıncılık
İSBN: 9789754992991
Sayfa Sayısı: 136
Mutlukent'in Yöneticisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
'Okuma tutkuların en soylusudur. Ekmek, nasıl bedeni beslerse oda öylece ruhumuzu besler, duygu ve düşünce dünyamızı zenginleştirir.'
Anadilini doğru, güzel, etkili kullanma insanın başarısını nasıl etkiliyor? Mutlukent'in Yöneticisi bu soruyu değişik yönleriyle yansıtan bir masal. Ama öyle sıradan, alışılmış, dümdüz bir masal değil. Masal içinde masal yöntemiyle yazılmış. Kitapta Emircan'ın bilge babası, bir kitap yazmış onun için. Bu kitabı okuyor; söylenenleri eksiksizce yerine getiriyor Emircan. Dilini, duygu ve düşünce dünyasını geliştiriyor. Dertli bir kente yönetici seçmek için düzenlenen büyük bir yarışmaya katılıyor. Nice soruların doğru yanıtını bularak yönetici oluyor kente. Kitabı okurken Emircan'la birlikte siz de bu soruları yanıtlayacak, yarışmanın heyecanını yaşayacaksınız. Yalnız çocukların değil, annelerin, babaların, öğretmenlerin de tat alarak okuyacakları bir kitap...
Mutlukent'in Yöneticisi Alıntıları - Sözleri
- İnsanoğlunun kurtuluşu, parada, malda,mülkte değil, bilgide, erdemde, doğruluktadır.
- "Okuma, tutkuların en soylusudur. Ekmek, nasıl bedeni beslerse o da öylece ruhumuzu besler, duygu ve düşünce dünyamızı zenginleştirir."
- Umut, en büyük güçtür.
- Eski bilginlerden birinin söylediği bir söz vardır. Diyor ki: "Bana güçlü bir kaldıraçla güçlü bir dayanma noktası verin, dünyayı yerinden oynatayım." Ben de onun sözünü biraz değiştirerek şöyle diyeceğim: Sözcükler de güçlü bir kaldıraç gibidir. Onları yerli yerinde, güzel ve etkili biçimde kullanın, her güçlüğü kolayca yenersiniz. Sen de bunu aklında tut, söz dağarcığını zenginleştirir, geliştir.
- Dinlemesini bilenler için Okunmamış bir kitaptır her insan. Kim olursa olsun konuşan, İster adlı sanlı biri, İster sıradan. Yine de bir şeyler öğrenirsin ondan. Sarmaşık nasıl sararsa ağacı, Toprak nasıl emerse suyu, Sen de öyle sarmalı, öyle emmelisin, Dinlediğin bir konuşmayı. Okunmamış bir kitaptır her insan, Eğer dinlemesini biliyorsan.
- Umut, en büyük güçtür...
- Düş kurmak da yaşamaktır.
- Anlattığını içinde duyamıyorsan yaratıcı olamazsın
- "Derler ya, paran oldu mu çevrendekilerin sayısı artar, seninle dost olmak, arkadaş olmak isteyenler çok olur. Çünkü paranın çekiciliği vardır."
- "Umut, en büyük güçtür."
- "Kitaplar insanı bilgiyle, beceriyle donatır."
- "Yüz, insanın aynasıdır."
- "Şunu hemen söyleyeyim, para gelip geçicidir. İnsana verdiği mutluluk da öyle...
- Kimi kişiler sanır ki hiçbir şey paranın yerini tutamaz. Her şeyin başı paradır. Yanılıyorlar. Şunu hemen söyleyeyim, para gelip geçicidir. İnsana vereceği mutluluk da öyle...
Mutlukent'in Yöneticisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Çok güzel bir kitap bin tane altın bile olsa kitap daha değerlidir. Çok güzel bir kitap bin tane altın bile olsa kitap daha değerlidir. Çok güzel bir kitap bin tane altın bile olsa kitap daha değerlidir. (Zeynep72001)
5. Sınıfa giderken okuduğum, bana okuma sevgisi kazandıran ilk kitaptı. Çok basit bir şekilde iyi-kötü çatışması anlatılsa bile o zamanlar benim gözümde bu kitap bir şaheserdi. Emircan ve Demircan isimli birbirinden apayrı kişiliklere sahip iki kardeşin hikâyesini okuyoruz. Demircan çok dik kafalı, inatçı ve acımasız bir çocuktur. Yuva yapan kuşların yuvalarını bozar, yavrularını öldürür, kedi ve köpek yavrularının taşla, sopayla canlarını yakarmış. Babasının öğütlerine kulak asmazmış. Okumayı da kitapları da sevmezmiş. Emircan abisinin aksine sevgi dolu bir çocukmuş. Ağaçları, kuşları, çiçekleri çok sever, babasından çok etkilenirmiş. Onun gibi olmayı, insanlara yardım etmeyi düşlermiş. Öğütlere, okumaya, dil bilgisine fazlaca yer veren bir kitaptı. Sanırım o zamanlar bu kulağıma küpe olmuştu ve okumayı asla bırakmamıştım. Herkese, her yaştan okura tavsiye ediyorum, keyifli okumalar! (Rumeysa)
Çocukların bu kitap ile buluşması umuduyla...: "Okuma tutkuların en soylusudur. Ekmek, nasıl bedeni beslerse o da öylece ruhumuzu besler, duygu ve düşünce dünyamızı zenginleştirir." Spoiler Bilge bir adamın iki oğlu vardır: Demircan ve Emircan. Demircan huysuz, tembel, kötü davranışları olan sığ biridir . Emircan ise abisinin aksine kibar, duyarlı, olgun, iyi niyetli bir çocuktur. Babası öleceğini sezince oğullarını yanına çağırır. Onlara miras olarak bırakacağı iki çanta olduğunu ve bu çantaların birinde sadece kendi yazdığı bir kitap diğerinde ise altınların yer aldığını belirtir. Kendi aranızda uzlaşın ve karar verin. Altınlar birinin, kitap diğerinin olacak der. Demircan kardeşine sorma gereği bile duymadan altınlara konar. Emircan bu duruma içerlese de kitaba razı olur. Kitabı okuyunca babasının öğütlerinin, deneyimlerinin altından daha değerli olduğunu anlar. Kendi kendinin öğretmeni olur. Onurlu bir yaşam sürmek, zorlukların üstesinden örselenmeden gelmek için bilgisini, becerisini geliştirmeye adar yaşamını. Kitap okumayı alışkanlık haline getirir. Yaşamı kitaplar sayesinde tanır, deneyimlerini varsıllaştırır. Okuma becerisine önem verdiği gibi dinleme, yazma, konuşma becerisine de önem verir. Ayrıca sözcük dağarcığını da varsıllaştırır. Dili etkin ve yerinde kullanarak bir söz ustası olur. Emircan kendi kendini yetiştiredursun. Biz dönelim dertlikente... Dertlikent insanların işsiz, mutsuz, aç oldukları bir şehirdir. Orada yaşayan insanlar asla biz neden açız diye sorgulamazlar. Derken kentte yaşayan Çiçekçe adındaki duyarlı bir kadın bu soruna bir çözüm aramaya karar verir. Kentin yöneticisini kendi hazırladıkları sınavla seçmek için bir kurul hazırlar. Emircan kendine güvenerek bu sınava katılır. Bütün aşamaları geçer ve ülkenin yöneticisi olmaya hak kazanır. Ancak hırsla hemen göreve geçmez. Önce halkın arasına karışır, onların sorunlarını dinler. Çözüm yollarını onlarla arar. Daha sonra Çiçekçe onun yeni yönetici olduğunu ilan eder. Emircan da Dertlikenti Mutlukente dönüştürür. Kitabın sonun da ise Demircan'ın dilenciliğe dek düştüğünü okuruz. Yorumum Kitapta hem mekan hem de karakterler bir değişim geçirmiştir. Bu değişimin temelleri gerçekçi bir bağlam içerisinde ortaya konulmuştur. Bunun yanı sıra dil gelişiminin okuma, dinleme, yazma, konuşma becerileri ile ilişkisi etkili tümcelerle ifade edilmiştir. Ayrıca dil gelişiminin insan yaşamına katkısı da somut yaşantılarla okuyana sunulmuştur. Kitap çocukları yaşama hazırlamada rehber niteliğinde diye düşünüyorum. Bütün çocukların bu kitap ile buluşması umuduyla... (Gülbahar Aygün (İnsan))
Mutlukent'in Yöneticisi PDF indirme linki var mı?
Emin Özdemir - Mutlukent'in Yöneticisi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mutlukent'in Yöneticisi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Emin Özdemir Kimdir?
Dilci, sözlükçü, Türk dili araştırmacısı, deneme yazarı (1931, Kemaliye / Erzincan – Ö. 1 Eylül 2017, Ankara).
Pamukpınar Köy Enstitüsünden sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü (Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü)’nü (1953) bitirdi. Bitirdiği bölüme asistan ve öğretim görevlisi (1957) oldu. Milli Eğitim Bakanlığınca açılan bir sınavı kazanarak Amerika’ya (1960) gönderildi. Columbia ve Indiana üniversitelerinde “değişik düzeylere göre metin hazırlama ve anlatım teknikleri” konusunda (1960-1963) eğitim gördü. Hacettepe Üniversitesi Temel Bilimler Fakültesi Temel Türkçe Bölümünde bölüm başkanı ve öğretim görevlisi olarak (1968-1972) çalıştı. 1974’te Ankara Üniversitesi Basın ve Yayın Yüksek Okulu (İletişim Fakültesi) öğretim görevliliğine geçti. Bu görevinden emekliye (1996) ayrıldı.
TÜBİTAK’nin Bilim ve Teknik, Bilim Çocuk dergilerinde yayın danışmanı olarak (1997) görev aldı. Bu görevlerini sürdürürken Türk Dil Kurumunun çalışmalarına etkin biçimde katıldı. TDK’nin Yönetim ve Yürütme Kurulu üyeliklerinde bulundu ve Terim Kolu Başkanlığını (1966-1983) yaptı. Yaklaşık 1 yıl kanser tedavisi gören Emin Özdemir, 1 Eylül 2017 gece saatlerinde, 86 yaşında iken hayatını kaybetti.
Emin Özdemir’in dil yazıları, deneme, eleştiri ve makaleleri 1949 yılından itibaren Varlık, Kaynak, Pazar Postası, sürekli olarak Türk Dili, Sanat Olayı, Çağdaş Eleştiri, Türkiye Yazıları, Çağdaş Türk Dili dergilerinde yer aldı. Türkçenin özleştirilmesi, geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi savaşımını sürdürdü. Bu bağlamda edebiyat yapıtının dille ilişkisi, dilin işlevi ve kullanım düzeyleri, toplumsal yapıyla bağları gibi sorunları ele aldı. Dil ve edebiyatla ilgili pek çok seminer ve sempozyuma
katılarak bildiriler sundu. Edebiyatçılar Derneği ile Dil Derneği üyesidir.
“Kırk sekiz yıllık öğretmenliğini bilimsel çalışmaları, yazınsal yapıtlarıyla yücelten Emin Özdemir, ustalıkla kullandığı öz Türkçeden hiç ödün vermemiştir.
Emin Özdemir Kitapları - Eserleri
- Eleştirel Okuma
- Mutlukent'in Yöneticisi
- O İyi Kitaplar Olmasaydı
- Kurmaca Kişiler Kenti
- Konuşma Sanatı
- Yazmak Sanatı
- Okuma Sanatı
- İnsan Yüreğine Yolculuk
- Sözcüklerin Vicdanı
- Ölümsüzlük Gezegeni
- Yazınsal Türler
- Türk ve Dünya Edebiyatında Dönemler Yönelimler
- Anlatım Sanatı
- Yarışmalar Kenti
- Yalnızlığı Seven Kırlangıç
- Düzyazının Sorgulayan Gücü
- Düşüncenin Canı
- Yazma Öğretimi-Yazma Sanatı
- Yüzler ve Sözcükler
- Erdemin Başı Dil
- Eleştirel Okuma
- Düşüncenin Toprağı
- Dilin Öte Yakası
- Bizler Büyüyünce
- Edebiyat Sözlüğü
- Güzel ve Etkili Konuşma Sanatı
- Eğlenceli Dilbilgisi
- Sözcük Sözcük İçinde
- Erdemin Başı Dil
- Mustafa Nihat Özön
- Türk ve Dünya Edebiyatı Üzerine Notlar
- Öz Türkçe Üzerine
- Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü
- Deyimler Sözlüğü
Emin Özdemir Alıntıları - Sözleri
- Kimi kişiler sanır ki hiçbir şey paranın yerini tutamaz. Her şeyin başı paradır. Yanılıyorlar. Şunu hemen söyleyeyim, para gelip geçicidir. İnsana vereceği mutluluk da öyle... (Mutlukent'in Yöneticisi)
- Okumanın tükenmez kaynağından, herkes kendi kafasının çapı oranında pay alır. (Yazmak Sanatı)
- Açgözlülük iyi bir şey değildir. Az bir yiyecekle bile açlığımızı giderebiliriz. Yoksulluk için de böyledir bu. Küçük bir şey kimileyin en büyük eksiğimizi karşılar. (Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü)
- Yazmak eylemi, birbirine dayalı, birbirini tümleyen kimi aşamalardan oluşur, İlk aşama, "yazma gereksinimi" dir. Bizi yazmaya yönlendiren etken nedir? Bu sorudan çıkarız yola. İkinci aşamada yazıyı oluşturan öğeleri belirler, söyleyeceklerimizi saptarız; saptadıklarımızı belirli bir düzene kor, yazının çatısını kurgularız. Üçüncüsü, kurguladığımız çatıyı, oluşturduğumuz düzeni, yazılaştırma, anlatma aşamasıdır. Dördüncü aşamaysa, anlatımımızı güzel ve etkili kılmak için onu düzeltme, bir tür yeniden yazma aşamasıdır. (Yazmak Sanatı)
- Düşlemsel oyunu, incelikleriyle oynayan derinlikli bir yazar Ahmet Büke. Okurunu, öykülerinin bir parçası kılan, onlar için bıraktığı boş alanları doldurmaya zorlayan bir yazar. (Düşüncenin Canı)
- (Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü)
- "Hayvan, hayvan olarak doğar; ama insan, insan olarak doğmaz, insan olunur." (O İyi Kitaplar Olmasaydı)
- Tarih, bir bakıma doğruya sahip çıkan doğrucularla eğrilerin ve eğricilerin savaşından başka bir şey değildir. (Konuşma Sanatı)
- İçimizdeki cehennemdir yalnızlık. (Kurmaca Kişiler Kenti)
- - Bu gürül gürül akan sular kimin? - Bu ağaçlık çimenlik yerler kimin? - Bu üzümler, bu incirler, bu fındıklar, bu fıstıklar kimin? - Kimin? Kimin? (Yalnızlığı Seven Kırlangıç)
- Doğa sessiz ama büyük bir öğretmendir. (Sözcüklerin Vicdanı)
- Küçük bir topluluğu coşturmak büyük bir topluluğun koşturmaktan daha zordur (Konuşma Sanatı)
- Kişinin mutlaka kendine uyanması gerek önce; en derin karanlıklarda bile boş bulunmaması gerek; tetikte durabilmesi gerek. Hem delice susayabilmeli kişi, acıkabilmeli; açlığın, susuzluğun güzelliğini bilmeli... (Düzyazının Sorgulayan Gücü)
- İnsanı insan yapan,sevgisidir,tutkularıdır,sıra dışı davranışlarıdır,alışılmışı yenme duygusudur,kendi olma bilincidir,çaresizlik içinde bile yaşama tutunmaktır,işlediği suçun altında ezilmektir yA da üstesinden gelmektir,kafasına koyduğunu gerçekleştirme direncidir,intikam duygusudur,vicdan hesaplaşmasıdır.... (Kurmaca Kişiler Kenti)
- Her kitap bir araçtır. Kitabın tasarlanmış amacına ulaşması kuşkusuz onu kullananların tutumuna bağlıdır. (Yazmak Sanatı)
- "Görülüyor ki bütün ulusların edebiyatında öncelikle iki ana türün varlığından söz edilebilir: Şiir ve düzyazı." (Türk ve Dünya Edebiyatında Dönemler Yönelimler)
- "Şunu hemen söyleyeyim, para gelip geçicidir. İnsana verdiği mutluluk da öyle... (Mutlukent'in Yöneticisi)
- Konuyu sınırlama, yazmada başarıyı sağlayan temel öğedir. Konu sınırlandırılmazsa, ortaya koymayı amaçladığımız düşünceler görünürlük kazanmaz, söyleyeceklerimiz genellemeler olmaktan öteye gitmez. Ayrıca yazımızda örgensel bütünlük sağlanmaz, bölük pörçük olur. (Yazmak Sanatı)
- Yardım ederek korumaya çalıştığınız bir kimsenin durumunu başkalarına anlatarak ona acındırmaya kalkmayın. Böyle biri bunun ayırdına vardı mı arsızlaşarak başkalarını da sömürmeye kalkışır. krş. "Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin." (Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü)
- Dokunduğu her sözcüğe şiirsellik yükleyen, şiirimizin yediveren gülüdür Ahmet Telli... (Düşüncenin Canı)