Nereye Gidiyoruz Baba? - Jean-Louis Fournier Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Nereye Gidiyoruz Baba? kimin eseri? Nereye Gidiyoruz Baba? kitabının yazarı kimdir? Nereye Gidiyoruz Baba? konusu ve anafikri nedir? Nereye Gidiyoruz Baba? kitabı ne anlatıyor? Nereye Gidiyoruz Baba? PDF indirme linki var mı? Nereye Gidiyoruz Baba? kitabının yazarı Jean-Louis Fournier kimdir? İşte Nereye Gidiyoruz Baba? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Jean-Louis Fournier
Çevirmen: Aslı Genç
Orijinal Adı: Où on va, papa ?
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750816079
Sayfa Sayısı: 104
Nereye Gidiyoruz Baba? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Anormal bir çocuğun pek de eğlenceli bir hayatı yoktur. Her şey en başından kötü başlar. Gözlerini ilk açtığında, beşiğinin üzerine eğilmiş, ona bakan iki mahvolmuş yüz görür. Baba ve Anne. Şunu düşünmektedirler: 'Bunu biz mi yaptık?' Pek de gururlu değildirler. Bazen sorumluluğu birbirlerine atarak ağız dalaşına girerler. Soyağaçlarında bir yerlerde saklanmış alkolik bir büyük büyükbaba ya da yaşlı bir amca arar bulurlar. Bazen de ayrılırlar."
Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam'la (YKY, 2009) sıra dışı bir baba figürünün gölgesinde geçen çocukluğunu anlatan Jean-Louis Fournier, bu kez "sıra dışı çocuklar"a sahip bir baba olmanın deneyimini paylaşıyor. Fournier'ye 2008 Prix Femina ödülünü kazandıran Nereye Gidiyoruz Baba? hayatı olduğu gibi kabul etmenin bunaltıcı sınırlarında gezinen ironik bir anlatı.
Bu kitap Bir nefeste okunan kitaplar listesinde yer almaktadır.
Nereye Gidiyoruz Baba? Alıntıları - Sözleri
- artık gökyüzünü bile göremiyor.
- Beraber asla hiçbir şeye hayran olamayacağız.
- Ortalamaya dahil olanları pek sevmiyorum, ortalamanın dışında olanları, üzerinde olanları ve elbette, altında olanları tercih ediyorum, sonuçta herkes gibi değiller. "Diğerleri gibi değil" ifadesini tercih ediyorum. Çünkü diğerlerini her zaman sevmiyorum.
- Hiç mutlu olmamış,dünyaya sadece acı çekmek için ufak bir gezinti yapmaya gelmiş olan birinin ölümü korkunç bir şeydir.
- Alaska'ya gideceğiz. Ayıları seveceğiz. Kendimizi ayılara yedireceğiz. Mantar toplamaya gideceğiz. Zehirli mantarlar toplayacağız ve harika bir omlet yapacağız. Havuza gideceğiz, büyük tramplenden içinde su olmayan havuza atlayacağız. Denize gideceğiz. Mont-Saint-Michel'e gideceğiz. Bataklıklarda gezineceğiz. Batıp gömüleceğiz. Cehenneme gideceğiz.
- “Hiç mutlu olmamış, dünyaya sadece acı çekmek için ufak bir gezinti yapmaya gelmiş olan birinin ölümü korkunç bir şeydir. Bir gülümseyişinin anısını saklamak bile çok zor.”
- Kafan saman dolu olunca asla büyümezsin.
- “Çocuk yapmak, risk almaktır… Her seferinde kazanılmaz. Yinede insan çocuk yapmaya devam eder.”
- Belki de "genetik", şanssız kelimesinin bilimsel karşılığıdır.
- Bir bebeğin çirkin olmaya hakkı yoktur, zaten bunu söylemeye kimsenin hakkı yoktur.
- Ama diğerleri gibi olsaydınız, herkes gibi olurdunuz.
- Artık nereye gittiğimizi ben de pek bilmiyorum, benim zavallı Thomas'm. Sürükleniyoruz. Duvara toslayacağız.
- “Tamamen ölmek istemiyordum, ardımda iz bırakmak istedim, beni takip edebilmeleri için mi? Bazen iz bıraktığım hissine kapılıyorum, ama çamurlu ayakkabılarla cilalı bir parkenin üzerinde yürüyerek bırakılan ve küfrettiren izlerden.”
Nereye Gidiyoruz Baba? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ahh Fournier. Tek Yalnız Ben Değilim' de beni anlattığın yalnızlığınla vurmuştun, bu kez de engelli iki çocuk sahibi bir babanın hayatı ile vurdun. Üzdün, içimi acıttın, gözlerimi yaşarttın alacağın olsun. Mathieu ve Thomas'ın senin çocukların olduğunu öğrendiğimde ise senin için bir kez daha üzüldüm. Kolay bir hayat olmamış hayatın mesleği komedyenlik olan biri için. Eğer ebeveynseniz bilirsiniz ki bu hayatta insana verilen en büyük ödül sağlıklı bir çocuğa sahip olmaktır. Ama bazen hayat bazılarımız için bir sınav oluyor adeta bir sınanma yeri. Bu sınavların, sınanmanın belki de en büyüğü bir anne baba için engelli bir çocuğa sahip olmak. Nereye Gidiyoruz Baba? bir değil peşpeşe doğan iki engelli çocuğa sahip bir ailenin babasının gözünden yazılmış bir anlatı. Her iki çocukları Mathieu ve Thomas hem fiziksel hem de zihinsel engelli olarak dünyaya gelince Fournier ailesi ardı ardına iki büyük yıkım yaşar. Henüz ilk bebeğin zorlukları ile baş etmeye çalışırken gelen yeni bebek haberi önce sevince ardından onunda ağabeyi gibi engelli olacağı anlaşılınca büyük bir trajediye neden olur. Bu gerçekle yaşamak hiç kolay değildir ve tüm hayat artık bu iki özel çocuk etrafında şekillenmek zorundadır. Onları iyi etmeye çalışırken ailenin yaşadıkları ve duygu durumları ise hiç kolay değildir. Jean-Louis Fournier Nereye Gidiyoruz Baba? ile 2008 yılında Prix Femina ödülünü kazanır. Yazarın komedyen olmasının üslubuna kattığı kara mizah kullanımı böylesine zor bir konuda yazılan bir kitabı okurkerken bile zaman zaman dudaklarınızın bükülmesine neden olabiliyor. " size yine de bir kitap hediye edeceğim. Sizin için yazdığım kitabı. Unutulmamanız için, engelli kartı üzerinde sadece bir fotoğraf olarak kalmamanız için." Yazar kitapta, hiçbir zaman dile getiremediklerini, çektiği acıları anlatırken kendi ile de bir hesaplaşmaya giriyor. "Çok iyi bir baba olmadım. Çoğu kez size katlanamıyorum, sizi sevmek zordu. Size peygamber sabrı göstermek gerekiyordu, ben de peygamber değilim." Sen iyi babasın Fournier. Sıradışı ve özel iki çocuğun babası. Paylaştığın deneyimlerin her ne kadar üzücü, can yakıcı olsa da her bir cümlen adeta bir mesaj niteliğinde. Bu ironik anlatıyla buluşmanızı ve Fournier'le mutlaka tanışmanızı tavsiye ederim. Ben sıradaki kitapları ile Fournier okumalarını devam edeceğim. Keyifli okumalar herkese... (Filiz)
'Diğerleri gibi olmayan' insanları ve onların ebeveynlerini anlama şansı buluyoruz; 2 engelli çocuğu olan bir babanın anlatımından. Anlayabildiğimiz kadarıyla elbette. Bu kitabı okurken meslek hayatımda karşılacağım engelli çocukları ve ailelerini düşündüm. Onlarla nasıl bir iletişim kurabileceğimi, nelerle karşılaştıklarını ve en önemlisi hayatlarını daha iyi yapabilmek için neler yapabileceğimi düşündüm. Onları farklılıklarıyla sevmenin mümkün olduğunu biliyorum, farklılıklarıyla daha da güzel ve özel olduklarının farkındayım. (Kübra K.)
yazar/jean-louis-fournier kalbimin sarı tellerine dokundu.. Yazar, kendi hayatının çocuklarıyla alâkalı kısmını anlatıyor. Bundan önce kitap/asla-kimseyi-oldurmedi-benim-babam--45048 kitabında kendi çocukluğundan bahsetmiş, daha okumadım fakat bu kitaptan sonra okumayı düşünüyorum. O kadar güzel şekilde hislerini anlatmış ki.. Peki bu kitabın özelliği ne? Sadece bir baba kendi çocuklarını mı anlatıyor? Hayır. Kitapta (aslında yaşanmışlık) 2 engelli çocuğu olan babanın hisleri söz konusu. Daha başlangıçta yazdıklarını okuduğumda "aa ne biçim baba bu, insan da kendi çocuğu için böyle konuşur mu?" diye düşünmedim değil. Ama ilerleyen bölümlerde tam anlamıyla ona hak kazandırdım. Mesela, engelli çocuklara gülünmeli fikrini ilk kez okuduğumda ani bir sinir geçirdim, ama sonra bunu aynen şöyle açıklıyor: "Çocuklarımdan bahsettim, yaptıkları saçma sapan şeylerle beni sık sık güldürdüklerini söyledim ve engelli çocukların bizleri güldürme imkanından yoksun bırakılmamaları gerektiğinin üzerinde durdum. Bir çocuk çikolatalı krema yerken üzerini batırdığında her kes güler; ama bu engelli bir çocuksa, gülünmez. Engelli bir çocuk kimseyi güldüremeyecek, asla ona gülerek bakan yüzler göremeyecek ya da birkaç aptalın alaylı gülüşlerine muhatap kalacak." Ve aynı şekilde, onun engelli çocuk babası olduğundan şikayetlendiğini sandım ilk başlarda, biraz önyargılı yaklaştım desem yeridir. Engelli çocukları Tanrı'nın armağanı adlandırışı ve bu armağana denmesi gereken sözün "aa ne gerek vardı.." olmasıyla alâkalı yazısı beni bu düşünceye getirmişti. Fakat biraz daha derinlere indiğimizde, onun aslında doğruyu anlattığı belli oluyor. Soruyor okuyucuya: Engelli bir çocuk ebeveyni olmak ister miydin? Cevap hepimiz için herhalde hayır. Bu sevecenlik gösterisi değil, gerçek cevap. Eğer böyle bir çocuğa ebeveynsen, kötü bir şey olmuş demek değil ama tabii ki herkes evladının her konuda sağlam olmasını yeğler. Yazar babanın konuşması beni öylesine etkiledi ki.. O bir kısımda hatta böyle çocuklara sahip olduğu için gurur duyduğunu anlatıyor, olaya pozitif bakış açısına geniş geniş yer veriyor.. Hatta şu anlamda bir şeyler de anlatıyor; "anormal" sözünü beğenmediğini ve bunun çocuğa yakıştırılmasının doğru olmadığını söylüyor. "Diğerleri gibi değil"i daha güzel ve hatta hoş buluyor. Çünkü diğerleri gibi değil işte, farklı bir yıldız onun evlatları.. Bu iki bahsedilen erkek çocuk üzerine bir de kız çocuğu oluyor ama o, ağabeyleri gibi değil, insanımızın kalıpladığı "normal" bir çocuk. Ondan pek bahsedilmemiş çünkü söz konusu diğer iki çocuk. Omurgası giderek eğildiği, yalnız ayakkabılarını seyredebilen, sonra ameliyat olunarak gökyüzünü bir kez daha gördükten üç gün sonra dünyayı terkeden Mathieu ve hiç büyümeyecek olan, en sevimli sorusu ve babasını tanıdığının işareti olan "Nereye gidiyoruz baba?" sorusuyla Thomas.. Bir de karısı terkettikten sonra da üç çocukla yalnız kalan Jean-Louis Fournier.. Bu kitabı bir ayrı sevdim. Anlatılan tam başka bir şey. Önerene teşekkür ederim. İyi ki okudum. Okuyun, okutturun.. (Rûhe)
Nereye Gidiyoruz Baba? PDF indirme linki var mı?
Jean-Louis Fournier - Nereye Gidiyoruz Baba? kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Nereye Gidiyoruz Baba? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Jean-Louis Fournier Kimdir?
Jean-Louis Fournier 1938 yılında Arras’ta doğdu. Yazarlığının yanı sıra televizyon programları da hazırladı. Fransız yazar ve komedyen; doktor olan babası Paul Leander Emile Fournier'nin 2009 yılında vefat edişinin ardından yazdığı "Asla Öldürmedi Kimseyi Benim Babam" isimli otobiyografik kitabıyla 2008 Prix Femina ödülü kazanmıştır.
Jean-Louis Fournier Kitapları - Eserleri
- Nereye Gidiyoruz Baba?
- Dul
- Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam
- Tek Yalnız Ben Değilim
- Otopsim
- Kuzeyli Annem
- Son Siyah Saçım ve İhtiyar Delikanlılara Bazı Öğütler
- Muzip Tanrı
Jean-Louis Fournier Alıntıları - Sözleri
- Her şeyi yerli yerine koyardın ve ben hiçbir şeyi bulamazdım. Bugün artık kaybedecek hiçbir şeyim yok. (Dul)
- ADALETSİZLİGİ YARATACAGIM" DEDİ TANRI çok hain bir ifadeyle. "İnsanlararası eşitsizliği yaratacağım." "Daha önce yapıldı" diye cevap verdi Aziz Pierre. "Daha önce tesadüf eseriydi. Şimdiyse kasten yapacağım. Göreceksiniz. Aynı anda biri Cenevre'de diğeri Etiyopya'da birer çocuk doğurtacağım. Biri beyaz diğeri siyah olacak." "Satranç oyunundaki gibi ." "Evet ama burada her zaman siyahlar kaybedecek. Birinin babasının büyük bir villası, diğerininkinin AIDS'i olacak." "Biri için hayat kötü başlayacak demek." (Muzip Tanrı)
- Ortalamaya dahil olanları pek sevmiyorum, ortalamanın dışında olanları, üzerinde olanları ve elbette, altında olanları tercih ediyorum, sonuçta herkes gibi değiller. "Diğerleri gibi değil" ifadesini tercih ediyorum. Çünkü diğerlerini her zaman sevmiyorum. (Nereye Gidiyoruz Baba?)
- Cennette bir yer için insanlar her şeyi yapmaya hazır. (Muzip Tanrı)
- “Şimdi yalnızlık kelimesinin ne anlama geldiğini biliyorum. Her geçen gün kedime daha çok ihtiyaç duyuyorum.” (Kuzeyli Annem)
- Bir mezar kadar sessizim. (Otopsim)
- İyi bir hatıra iyi bir şarap gibidir, yalnız içmemek gerekir. (Dul)
- Kasırganın adı Paul'muş. Doktormuş, güven vericiymiş, çekiciymiş, neşeliymiş, espriliymiş. Annem onun çekiciliğine kapılmış. Adam annemi altüst etmiş. (Kuzeyli Annem)
- "Kasvetli Pazar... kollarım çiçeklerle dolu Odamıza girdim yorgun düşmüş kalbimle Gelmeyeceğini biliyordum çünkü Sevgi ve acıyla dolu şarkılar mırıldandım. Tek başımaydım ve ağladım sessizce Fırtınanın uğultuları kulaklarımda çınlarken... Kasvetli Pazar Biliyorum çok acı çektiğim bir pazar günü öleceğim İşte sen o zaman geleceksin, bense çoktan gitmiş olacağım..." (Tek Yalnız Ben Değilim)
- Malraux, ölümün hayatı bir kadere çevirdiğini yazar. Ardından rötuş yapılamaz, ölüm kesindir. (Kuzeyli Annem)
- Tanrı tekrar parayı havaya kaldırdı. "Bununla iktidar sahibi olacaklar." (Muzip Tanrı)
- "Bazı insanlarla beraberken kendimle baş başa olduğum zamanlardan daha fazla sıkıldığım doğru." (Tek Yalnız Ben Değilim)
- ... alkolik babaların çocuklarının zayıf, cılız, tam gelişmemiş ve her türlü hastalığa karşı dirençsiz oldukları yazılıydı. Bazen de deli ve aptal oldukları. Bunu hiç kimseye söylemedim. (Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam)
- Aile albümünde sevdiğim bir fotoğraf var, o da babamla benim fotoğrafım. Babam bir divanın üstünde uzanmış kitap okuyor, ben de yanına yatmışım. Bir yaşında olmalıyım, mutlu bir halim var, başıma kötü bir şey gelmez, babamla birlikteyim. (Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam)
- Bir mezar kadar sessizim. (Otopsim)
- "Sana kendimden bahsetmeyi özlüyorum. Kendi kendime konuşmayı öğrenmeliyim." (Dul)
- Hayatı romanlardan öğrenen annem endişeliydi, onun hasta olmasından korkuyordu. Kimse ona gerçeği söylemeye cesaret edemiyordu. Bir gün endişelerini açtığı bir kadın ahbabı ona gerçeği söyledi: Kocası alkolikti. (Kuzeyli Annem)
- Şimdi büyüdüm, yaşamın zor olduğunu biliyorum ve hayatı daha dayanılır kılmak için "kötü" yollara başvuran kimi daha hassas insanlara kızmamak gerektiğini de. Kasım 1998 (Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam)
- “Ölümden sonra süpermarket var mıdır?” (Otopsim)
- “Şimdi büyüdüm. Yaşamın zor olduğunu biliyorum ve hayatı daha dayanılır kılmak için “kötü” yollara başvuran kimi daha hassas insanlara kızmamak gerektiğini de.” (Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam)