Nisanın 2 Günü - Tufan Gündüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Nisanın 2 Günü kimin eseri? Nisanın 2 Günü kitabının yazarı kimdir? Nisanın 2 Günü konusu ve anafikri nedir? Nisanın 2 Günü kitabı ne anlatıyor? Nisanın 2 Günü PDF indirme linki var mı? Nisanın 2 Günü kitabının yazarı Tufan Gündüz kimdir? İşte Nisanın 2 Günü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Tufan Gündüz

Yayın Evi: Yeditepe Yayınevi

İSBN: 9786054052592

Sayfa Sayısı: 208

Nisanın 2 Günü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Birinci Dünya Savaşı yılları. Dehşetin sadece cepheleri değil, şehirleri,

kasabaları, köyleri de sardığı günler. İstanbul her an düşebilir. Bir yanda

savaşı Devlet-i Aliyye'den kurtulmak için fırsat sayanlar, diğer yanda son

savunma hattında tutunmaya çalışanlar.

24 Nisan 1915 sabahı İstanbul'da çalınan kapılar, tutuklamalar. 25 Nisan

1915 sabahı Gelibolu'ya yağan bombalar, kurşunlar.

Levent'in, Bahri'nin, Hasmik'in Karabet'in Avşar Onbaşı'nın onurlu

mücadelesi. Kazanmayı beklemeyen, kaybetmemeye çalışan cesur ve dirayetli

insanların hüzünlü romanı.

Nisanın 2 Günü Alıntıları - Sözleri

  • 1828'deki Doğu Bayezid isyanını az mı dinlemişti dedesinden. Rusların geleceğini duyunca bölgedeki bütün Ermeniler silahlanıp Doğu Bayezid'i basmışlar, önlerine kim çıktıysa öldürmüşler, şehri ele geçirmişlerdi.şu kadar yüzyıl beraber yaşadıkları Türklere karşı ilk kanı da dökmüşlerdi.
  • Çolak Rıza da sulu gözün tekiydi. Açlığa, sefalete yanmazdı, açlıksa herkes açtı; yokluk, fukaralık herkesin başındaydı Daha iyisini görmemişlerdi ki, ölçebilsinler. Bu yüzden varlıkmış yoklukmuş kimsenin aklına gelmezdi bile.
  • -Ecdadın başladığı yere geri döndük. Yüzbaşı anlamadı. Sorar gibi baktı: -Orhan Bey'i dedim. Onun başladığı yerdeyiz. -O buradan başlamıştı değil mi? Ne uzun bir yolculuk, ne kötü bir bitiş. -Belki değil, belki yeniden başlıyoruz.
  • Hissediyorum... Sanki bir şeyleri bütünüyle kaybettim. Neyse boş ver...
  • Sanki bin yıldır seviyorum seni. Sanki bin yıl daha sevicektim seni...

Nisanın 2 Günü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Öncelikle kitabın yazarı olan Sayın Tufan Gündüz hocama teşekkür ederim böyle bir kitap yazdığı ve bizlere sunduğu için. Kitap gerçekten çok güzel ve çok akıcı hiç sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap. Bu kitabı herkesin okumasını tavsiye ederim. Kitap Birinci Dünya Savaşı'nda bazı olaylardan bahsediyor o dönemde insanların ne zorluklarla savaştığını ve Çanakkale nasıl mücadele verdiklerinden bahsediyor... (Recep Doğan)

Tufan Hoca'nın kaleminden kaliteli, tadı damakta kalacak bir tarihi roman. Benim gibi tarihseverlerin okumasını tavsiye edeceğim bir kitap.Kitap Birinci Dünya Savaşı yıllarını, o yıllarda yaşananları anlatıyor. Kahramanlıklar,satkınlıklar, bir de bir aşk hikayesi... Bir yanda kanının son damlasına kadar vatanını koruyanlar, diğer yanda Osmanlının çöküşünü fırsat bilip kendilerine pay çıkarmaya çalışan e*meniler. Kazanmayı beklemeyen, kaybetmemeye çalışan cesur ve dirayetli insanların hüzünlü romanı. İyi Okumalar... (Məhəmməd Hüseynli)

Bazı kitaplar ince bir sızıyla gelir yanımıza.. 'Nisanın iki günü' tıpkı nisan yağmuru gibi ince ince yağdı gözlerimden gönlüme... Tufan Gündüz'ü Türk tarihini anlatırken dinlemenizide öneririm. (KırıkKafiye)

Nisanın 2 Günü PDF indirme linki var mı?

Tufan Gündüz - Nisanın 2 Günü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Nisanın 2 Günü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Tufan Gündüz Kimdir?

1987 yılında G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği bölümünü bitirdi.1996'da ''Bozulus Türkmenleri 1540-1640''adlı tezi ile doktarasını tamamladı.2006 yılında Doçent ünvanını aldı.2011 yılında Profesör oldu.Halen Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olup,XVI. ve XVII. Yüzyılda Türkmen aşiretleri,Safeviler ve Bosna-Hersek'ten Göçler üzerinde kitap ve makaleleri bulunmaktadır.

Tufan Gündüz Kitapları - Eserleri

  • Büyük Olayların Kısa Tarihi
  • Son Kızılbaş Şah İsmail
  • Oğuz Kağan Destanı
  • Büyük Olayların Kısa Tarihi 2
  • Kur'an ve Kılıç
  • Onun Yolunda Biz
  • Bedel
  • Dede Korkut Destanları
  • Nisanın 2 Günü
  • Anadolu'da Türkmen Aşiretleri
  • Kızılbaşlar Osmanlılar Safeviler
  • Bozkır'ın Efendileri
  • Kızılbaşlar Tarihi
  • Alahimanet Bosna
  • Danişmendli Türkmenleri
  • Osmanlı Tarihi
  • Danişmendli Türkmenleri

Tufan Gündüz Alıntıları - Sözleri

  • 17 Mayıs'ta İstanbul'u ziyaret eden ABD 6. Filosu'na ait gemiler ve burada görev yapan askerlere karşı gösteriler yapıldı. Bazı Amerikan askerlerini denize atma suçuyla çok sayıda kişi gözaltına alındı. (Büyük Olayların Kısa Tarihi 2)
  • Yörük adının “yürü-mek” mastarından türetildiği ve yürüyen, sefere koşan, çadır halkı, bir yerde durmayıp devamlı yer değiştiren göçebe manasına geldiği umumiyetle kabul edilmiştir. (Anadolu'da Türkmen Aşiretleri)
  • Halim Çelebi hafifçe tebessüm etti. -Biz de başka bir yol buluruz.Akmaya başladıktan sonra her su yatağını kendisi bulur,bilmez misin ? (Bedel)
  • Öte yandan evlilik bahsinde Oğuz'un eşi aracılığıyla, kadının kocasının sözünü dinlemesi ve buyruğundan çıkmaması gerektiği vurgulanır, kız: "Senin küpen her nerede olursa benim kulağım orada; senin çemberin her nerede olursa benim başım orada olur." sözünü söyler. (Oğuz Kağan Destanı)
  • 1828'deki Doğu Bayezid isyanını az mı dinlemişti dedesinden. Rusların geleceğini duyunca bölgedeki bütün Ermeniler silahlanıp Doğu Bayezid'i basmışlar, önlerine kim çıktıysa öldürmüşler, şehri ele geçirmişlerdi.şu kadar yüzyıl beraber yaşadıkları Türklere karşı ilk kanı da dökmüşlerdi. (Nisanın 2 Günü)
  • ''Oğuz ili göçünü çekip yürümediğin yol var mı? Evini tutup oturmadığın yurt var mı?'' (Bozkır'ın Efendileri)
  • Safeviye tarikatı Sünni/Şafi çizgideydi. Bu durum oğlu Şeyh Sadreddin ve halefleri zamanında devam etmişti. (Kızılbaşlar Tarihi)
  • Nuh aleyhisselam yeryüzünü oğulları arasında bölüştürdüğü sırada oğlu Yafes'in payına doğu memleketleri, Türkistan ve çevresi düştü. Türklerin Olcay Han diye isimlendirdiği Yafes, göçebeydi. Yaylak ve kışlak sahaları Türkistan'daydı. Yazları İnanç Şehir yakınlarındaki Or Dağ ve Kür Dağ'da kışları ise Karakurum diye meşhur olan Karakurum yakınlarındaki Bursuk bölgesinde geçiyordu. (Oğuz Kağan Destanı)
  • Amerika'nın Türkiye'ye vermeye başladığı silahların çoğu, 2. Dünya Savaşı'ndan kalmaydı.........Türkiye bu silahların bakım ve onarımı için yılda 400 milyon dolar harcar hâle geldi. (Büyük Olayların Kısa Tarihi 2)
  • Venedikli bir tüccarın anlattığına göre Kızılbaşlar şahlarının yanında savaşmaktan ve ölmekten büyük haz duyuyorlardı. Öylesine büyük bir sevgi ile bağlanmışlardı ki, birinin başına bir bela gelse Allah yerine Şah'a dua ediyor, savaşta zırhsız ve belden yukarısı çıplak olarak savaşıyor ve "Şah! Şah!" diye bağırıyor, canlarını onun yolunda vermeyi kendileri için şans addediyorlardı. Hatta bazıları onu Tanrı gibi görüyor ve asla ölmeyeceğini düşünüyordu. Bu durum Şah'ın varlığında yücelen bir bağlılıktı ve Şah'ın emrinin dışına asla çıkılmıyordu. (Son Kızılbaş Şah İsmail)
  • "Akmaya başladıktan sonra her su kendi yatağını bulur, bilmez misin? " (Bedel)
  • Mührü "Z" şeklinde ve yarım ceviz büyüklüğünde olup, ortasında Şah İsmail'in, etrafına da On İki İmam'ın adları kazınmıştı. Gilanda iken Şii ortamda büyümüş, hükümdar olunca da Şiiliği resmi mezhep yapmış olmasına rağmen etrafı tamamen Kızılbaşlardan oluşmaktaydı. Hatai mahlasıyla Türkçe söylediği şiirlerinde Kızılbaşlığın derin tesirleri görülür. (Son Kızılbaş Şah İsmail)
  • Şehzâdeye sabır gerek.Ata, baba sağ iken şehzâde hizmette gerek. (Bedel)
  • Alem-Ara-yı Şah İsmail adlı eserde Taçlı Begüm'ün Şamlu Türkmenlerinden Abidin Han'ın kızı olduğunu, güzelliği, yiğitliği ve cesareti ile dikkat çektiğini, kardeşi Durmuş Han ile güreşip onu yendiğini; bu vasıflarından Şah İsmail'e bahsedilince onun evlenmek üzere talip olduğunu, fakat kızın ok ve yay ile kendisinden üstün gelecek, güreşte kendisini yenecek bir kişi ile evleneceğini söylediğini, savaşa gitmesine engel olunmadığı sürece Şah ile evlenebileceğini bildirdiğini; Şah İsmail'in de kızın şartlarını kabul ederek onunla evlendirdiğini kaydetmektedir. Burada nakledilenler Dede Korkut Hikâyeleri'nde "Kam Püre Bey Oğlu Bamsı Beyrek Boyu"nda geçen Banu Çiçek'in Beyrek ile evlenmeden önce öne sürdüğü şartlar ile benzeşmektedir. (Kızılbaşlar Osmanlılar Safeviler)
  • Taht-ı âliydi orası ve baht-ı Osmanî. Taht yüceydi yüce olmasına da o tahta oturacak şehzadenin de bahtı açık olmalıydı. (Bedel)
  • ..... hem bu Türkler nereyi alırlarsa imaret ederler. (Bozkır'ın Efendileri)
  • ....dünya kamuoyu, İran'a ve Türkiye'ye sığınan Kürt isyancıların durumuyla meşguldü. İsyancı Kürtleri, Saddam'ın gazabından korumak için Çekiç Güç oluşturan uluslararası güçler 36. paralelin kuzeyini güvenli bölge ilan ederken Türkmenlerin yürek yakan ağıtlarını kimse duymadı. (Büyük Olayların Kısa Tarihi 2)
  • Ali İsmail’em geldim seyran eyledim Zülfikar durmaz kınında günde yüz bin kan eyledim. Hatai (Son Kızılbaş Şah İsmail)
  • Yörük adının "yürü-mek" mastarından türetildiği ve yürüyen, sefere koşan, çadır halkı, bir yerde durmayıp devamlı yer değiştiren göçebe manasına geldiği umumiyetle kabul edilmiştir.* *H. İnalcık, Vahit Çabuk, F. Sümer, Selahattin Çetintürk (Anadolu'da Türkmen Aşiretleri)
  • 669 da Müslümanlar ilk defa İstanbul'u kuşattılar. İstanbul 674 de 2. defa kuşatıldı ve bu kuşatma 4 yıl sürdü. (Kur'an ve Kılıç)