Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın - Jeanette Winterson Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın kimin eseri? Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın kitabının yazarı kimdir? Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın konusu ve anafikri nedir? Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın kitabı ne anlatıyor? Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın PDF indirme linki var mı? Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın kitabının yazarı Jeanette Winterson kimdir? İşte Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Jeanette Winterson

Çevirmen: Püren Özgören

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789755707587

Sayfa Sayısı: 215

Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Jeanette Winterson'ın gücünü samimiyetten ve dürüstlükten alan otobiyografik eserlerinden bir yenisi daha Türkçede.

Doğar doğmaz evlatlık verildiği aşırı muhafazakar ailede, onda derin yaralar bırakmış sevgisiz bir annenin gölgesinde geçen çetin çocukluğundan bugüne uzanan, kendini yaratma hikâyesini anlatıyor Winterson. Deliliğin sınırlarında gezen, genç yaşta gizli gizli okuduğu kitaplardan kurduğu köprülerle dışarıdaki dünyayı keşfeden ve özgürleşen bir kadının itiraflarla dolu, cesur, bir o kadar da şiirsel bir iyileşme hikâyesi bu. Tek amacı sevgi ve mutluluğu keşfetmek olan bir hayatın sansürsüz bir biçimde anlatıldığı, mahrem öğelerle bezeli bu eserde Winterson, bir yandan büyümenin sancılarıyla mücadele ederken, diğer yandan kökleriyle hesaplaşıyor. Can yakıcı hayat hikâyesini, içinden taşan duyguların tüm çıplaklığıyla aktarırken mizahı elden bırakmayarak; gerektiğinde hayatın hainliklerine "nanik" yapmayı da ihmal etmiyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın Alıntıları - Sözleri

  • Sorun insanlardı. Bir başkasını nasıl seversin? Bir başkasının seni sevdiğine nasıl güvenirsin? Hiçbir fikrim yoktu.
  • birine duygulanma demek, haydi öl demektir.
  • Sevdiğimizi sandığımız şeyi seviyor muyuz?
  • Kendimizi sorularla delik deşik ediyoruz. Sonra vurulduğumuzu, yaralandığımızı hissediyoruz.
  • İşin aslı, insana ikiden de fazla şans verilir - çok daha fazlası.
  • Ruhsal konumdan ayrılmak fiziki konumdan ayrılmaktan çok daha uzun sürer.
  • istendiğimi hiç hissetmedim, ben yanlış beşiktim.
  • Her kitap bir kapıdır.
  • Yarı gerçek yarı kurgu; işte hayat bu.
  • "Yaşamımda pişmanlığını duyduğum şeyler, verdiğim yanlış kararlar değil, hissetmeyi başaramadığım duygular."
  • Dünya adaletsiz, haksız, bilinemez; denetim dışı bir yer.
  • çektiği acı, zırhıydı. giderek derisi oldu. onu bir daha da çıkaramadı.
  • “Dinleyin, bizler insanız. Dinleyin, biz sevmeye eğilimliyiz. Sevgi burada, ama nasıl seveceğimizin öğretilmesi gerekiyor. Dik durmak istiyoruz, yürümek istiyoruz, ama birinin bize azıcık yardım etmesi gerekiyor; elimizden tutmak, dengemizi sağlamak, yol göstermek, düşünce de kucaklayıp kaldırmak için.”
  • ancak yaşamdaki büyük olaylar asla planlanmaz.
  • hayat değiştiren şeyler için riske girmek zorundasın.

Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın İncelemesi - Şahsi Yorumlar

SÖZCÜKLERİ KULLANARAK SARSINTI YARATMAK SANATI: Tam da Bilim-Kurgu ağırlıklı yılımda, daha önceden keşfetmediğim duyguların kucağında bir o yana bir bu yana zevkle savruluyorken...neden soktum ki araya bu kitabı. Tam da, yazar/Isaac-Asimov 'un İmparatorluk serisini bitirmişken...tam da Vakıf'a başlarken...bu yürek sancısının ne lüzumu vardı... Belki de gerekliydi acıyı, sevgiyi, isyanı, başkaldırıyı, arayışı, bulamayışı...hatırlamak gerekliydi belki. Tam da başka gezegenleri düşünürken...ayakların yere basması gerekliydi demekki ki... Bu kitapta, yazar/jeanette-winterson ile birlikte, çok rahat şekilde görebileceğiniz yazarlar (karışık olarak) yazar/tezer-ozlu - yazar/susan-sontag - yazar/jean-paul-sartre ilk etapta göze çarpanlar. Sanki biraz da onların kalemi var. Ve her dengesiz, kaybolmuş, isyan bayrağını açmış ruh halinde gördüğüm -tabii ki- Kurt Cobain'in izleride yerli yerinde. Sevgi ile kafasını bozmuş görünen her bölüm -neredeyse hepsinde o iz var- sevgisizliği ifade etmeye çalışmış...yazarımızın en çok deneyimlediği şeyi yani. Bir de, yetim olması...bu dururumu, yani sevgisizliği bir de bu perspektiften...saf hali ile ona şahit olmanızı sağlıyor...Can sıkıcı ve aslında hepimiz için gerekli olan bir şahitlik. Onları anladığımızı düşündüğümüz noktadaki. anlayışsızlığımıza şahitlik. Velhasıl hayat devam ediyor, Vakıf serisi beni bekliyor ve ben bu kesin ruh hali geçişimi nasıl yapacağımı düşünmeye başlıyorum...yazım da burada bitti...ama neyin başladığı konusunda emin değilim. Kitap beni çarptı, deniz tuttu, sarsılmaya devam ediyorum. İçimdeki depremin artçılarını bekliyorum. Sözleşmeden, buluşmaya hazır olarak! Tekrar ediyorum; neyin başladığını bilmiyorum...belki de bu sarsıntının geçmesini beklemeden ayağa kalkmalıyım. Siz de okuyun, siz de sarsılın istiyorum şimdilik. Hepsi de bu. (Arda)

Sevmek varken neden nefret dolu olasın ?: Biliyorum ki, beni evlat edindi çünkü bir arkadaş istedi (hiç arkadaşı yoktu). Jeanette Winterson’nın hayatını kaleme aldığı, ‘Normal olmak varken neden mutlu olasın?’ post-modernitenin ve Winterson’nun kaleminin çarpıcı bir örneğidir. Kendisinin de Bomb dergisinde söylediği gibi, bir sayfayı okuduğunuzda, o sayfanın Winterson tarafında yazıldığını anlayabildiğiniz bir yapıt. Yalın dili, post-modern edebiyat teknikleri, cesur anlatımıyla kült denebilecek bir eser. Öncelikli temalar, Jeanette için ‘sevgi ‘ ve ‘aile’ kavramlarının hayatında büyük bir rol olmasıdır. Bebekliğinde evlatlık verilmiş ve misyoner bir ailede, Hıristiyan öğretileriyle büyümüştür. Annesinin söylemleri hayatında büyük yer tutmuş ve ‘wrong crib’ (yanlış beşik) düşüncesiyle hayatında psikolojik suistimallere uğramıştır. Hayatı boyunca psikolojisinde ve oluşan felsefesinde, kabul görme konusunda yalnızlığını görürüz. Tanrıyı, kitapları, şiirleri, cinselliği seven Winterson için, insanları sevme konusunda büyük problemler yaşamıştır. Kitabın bazı bölümlerinde, onun içsel sorgulamalarını okurken, çok özel duyguları okuduğunuzu düşünmemek elde değil. Aile kavramının onun içinde yaşattığı duyguların psikolojisindeki yerini görürüz. Burada ayrıca parantez açılması gereken önemli bir tema ise, toplumsal cinsiyet rollerinin Winterson’nun hayatındaki yeridir. Özellikle kitap başlığı olan annesinin söyleminde, normal olmayan ve lezbiyen olan Winterson, dini söylemler altında sürekli ezilir. Winterson’nın otobiyografisini okurken, önemli bir nokta ise annesinin psikoloji ve felsefesi anlamak olduğunu da düşünmekteyim. Çünkü dini kurallara bağlı bir insan olarak, dini yorumlama şekli kritik bir rol oynamaktadır. İlgi çekici olan ise Mrs. Winterson için din tamamıyla mutsuz ve acı dolu bir hayat sürmektir. Dini bir bayram olmasıyla sadece Noel’de mutlu olur. Teolojik dinler temel alındığında, acı çekme fikrinin ortaya çıkışını gösterir. Ne kadar acı da olsa, mutluluk aile için günahkarlıktır. Winterson annesinin İsa'yı kıyametin gelmesi için beklediğini ve hala gelmemesinden dolayı da mutlu olmadığını söylerek açıklar. Winterson için kendi benliğinin oturduğu ve kendini kabul ettiği zamanlar A’dan Z’ye okuduğu edebiyat kitaplarıdır. Buradaki kadın yazarlar (özellikle Woolf ve Bronte kardeşler), cinsiyetini kabul ettiği önemli kırılmalar olmuştur. Annesinin kitaplar bu denli nefret etmesi, dogmatik din anlayışının bir yansımasıdır. Fakat burada anne karakterinin mutsuz olmaktan ne kadar rahatsız olduğunu da görmek bence mümkündür. Çünkü bu kadar acıdan sonra, dinin bekli de gerçek olmaması ve İsa'nın kurtarıcı olarak gelmemesi, onun için de kabul edilebilir olmayabilir. Psikolojik incelemeler konusunda güçlü bir karakter olan Mrs. Winterson ile taban tabana zıt olan Jeanette Winterson, aile evinde kaçmasından sonraki sorgulamaları, eserin ana fikirlerinden denebilir. Winterson evden uzaklaşmasına rağmen mutlu olamaz. Bu aslında şiddetin insan hayatında açtığı yaralara çok iyi örneklerdir. 30‘lu yaşlarına kadar sevgi kavramını ve sevilebileceğine korkuyla bakar. Açıkçası, bu bölümleri okumanın zor ve duygu dolu olmasıyla birlikte, aile yapısının birey üzerindeki etkilerini resmeder. Kişisel olarak bana çocuk sahibi olmanın (ki burada eleştirdiğim, evlatlık olma durumu değil), insanlarda sorgulanmaya gerek duyulmadığı olduğudur. 12. Bölümde Winterson, ailesinin onu kendi olmasına izin verecek kadar sevmelerinin mümkün olmadığını düşündüğünü söyler. Ayrıca, aileyi sevebilmek hakkında bir fikrinin olmadığı ekler. Annesinin çocuk isteme sebebini arkadaşının olmamasıyla bağdaştırır. Bu sorgulanmayan ebeveynliklerin bencil bir yansımadır. Winterson bu travmaların sonuçlarından kurtulmak için geçmişini bağışlar. Hayatını yeniden yazarak, geçmişiyle yüzleşir. Sonuç olarak ana fikir sevginin önemidir. Ailesi ve toplum tarafından reddedilen bireylerin yaşadığı eksikliği resmeder.Jeanette aşkın yalnızca acıyla sonuçlanabileceğini varsayar, aşk ve acıyı birbirinden ayıramaz. Bu birleştirmeyi annesiyle bağdaştırmak mümkündür. Fakat Winterson’nun dediği gibi, gelecekte ne olur bilemeyiz. Kendini kabullenerek ve travmalarıyla yüzleşen Winterson sevgiyi, içindeki canavarı öldürerek ve severek aşmıştır. (Gizem Kahraman)

etkileyici bir yaşam..: jeanette winterson'ın 2011 yılında yayınlanan otobiyagrafik eseri. ayrıca kendisiyle de tanıştığım ilk kitap bu oldu. kitaba gelecek olursak: yazarın anlatım biçimi akıcıydı. samimi bir üslubu vardı. sanırım bu durum okurken beni en çok etkileyen şeylerden biriydi. winterson doğumundan altı hafta sonra evlatlık verilmiş, dindar bir anne ve işçi kesiminden bir baba. savaştan çıkmış, yavaş yavaş normale dönmeye başlayan ve sanayi devriminin öncüsü bir ingiltere. kitabı okurken işçi sınıfının yazar üzerinde bıraktığı etkiyi de okuyorsunuz aslında. bayan winterson, garipti ve aşırı dindardı. baba ise suskun, annenin kararlarına onaylayan biri. baskıcılardı, ceza başvurdukları ilk yöntemlerdendi. kızlarının misyoner olmasını istiyorlardı, fakat gelin görün ki winterson gibi birinin karakterine bu uymuyordu. winterson, sevgiye yuvaya ve aile kavramlarına yabancı kaldı bir bakıma, ama kitapta da sevgi eksikliğinin onu ne kadar yıprattığını göreceksiniz. o, evlat verilişinden dolayı istenmediğini düşündü. (bkz: #142896743 ) fakat tüm bunlara rağmen boyun eğmedi, hayatının peşinden koştu. güçlüydü. yazdı. okurken üzüldüm ama bir yandan da pes etmeyişine sevindim. winterson'ın örnek aldığım yönleri oldu, yaşamını o kadar güzel bir şekilde anlatmıştı ki hayran kaldım. kelime seçimleri çok güzeldi. ama acaba böyle bir ailede büyümeseydi, yine aynı kişi olur muydu? bunu okurken düşündüm, kitabın sonlarına doğru yaşadığı bir olaydan sonra bu düşünce beni daha da meraklandırdı. ama sanırım olmazdı, çünkü yaşadığı olaylar onda tesirler bıraktı, etkiledi onu. gerçekçi bir yaşam, belki birçok insanın başına gelen bir durum fakat yıkılmayan -daha doğrusu düşse de kalkmasını bilen- bir karakter. okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar.. (füsun)

Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın PDF indirme linki var mı?

Jeanette Winterson - Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jeanette Winterson Kimdir?

JEANETTE WINTERSON, 1959'da Manchester, İngiltere'de doğdu. Pentekostal Kilise'ye mensup ebeveynler tarafından 1960'ta evlat edinilip misyoner olmak üzere yetiştirildi. Kitapların gücünü erken keşfeden ve kendini bir lezbiyen olarak tanımlayan Winterson 16 yaşında evden ayrılıp küçük bir arabada yaşamaya başladı. Bu süre içinde eğitimini devam ettirdi ve Oxford Üniversitesi İngilizce bölümünde okurken ek işler yaparak geçimini sağladı. Mezun olduktan sonra bir süre tiyatro alanında çalıştı. 25 yaşındayken yayınlanan ilk romanı Tek Meyve Portakal Değildir, 1985'te En İyi İlk Roman dalında Whitbread Ödülü'ne layık görüldü.

Yetişkinler için on romanın yanı sıra çocuk kitapları, öyküler, denemeler, senaryolar ve bir anı kitabı yazdı. Ağırlıklı olarak fizikselliğin ve hayalgücünün sınırlarını, cinsiyet kutuplaşmalarını ve cinsel kimlikleri işleyen eserleriyle John Llewellyn Rhys Ödülü'ne, E.M. Forster Ödülü'ne ve Cannes Film Festivali'nde Gümüş Ödül'e layık görüldü. 2006 yılında ise edebiyata hizmetleri için kendisine Britanya Kraliyet Onur Nişanı verildi. Düzenli olarak The Guardian gazetesine yazan Winterson, Manchester Üniversitesi'nde Yaratıcı Yazarlık profesörü olarak görev yapmaktadır.

Jeanette Winterson Kitapları - Eserleri

  • Vişnenin Cinsiyeti
  • Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın
  • Tek Meyve Portakal Değildir
  • Atlas'ın Yükü
  • Tutku
  • Bedende Yazılı
  • Sanat Başkaldırır: Coşku ve Cüretkarlık Üzerine
  • Günışığı Kapısı
  • Fener Bekçisi
  • Zaman Boşluğu
  • Frankissstein
  • Dizüstü
  • Boating for Beginners
  • The Stone Gods
  • Christmas Days
  • Noel Günleri

Jeanette Winterson Alıntıları - Sözleri

  • Özgür insan kaçmayı hiç aklına getirmez. (Atlas'ın Yükü)
  • İkinci Dünya Savaşı. Tüm savaşları bitirmek için bir savaş daha. Özgürlük. Sonra... evlere ve işyerlere izin belgesi olmadan girebilmenin hakkı (The Stone Gods)
  • hayat değiştiren şeyler için riske girmek zorundasın. (Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın)
  • "Tanrı insanın kalbine bakar, yoksul bir kadının entarisi­ne değil" (Vişnenin Cinsiyeti)
  • Ona neden papaz olduğunu sorduğumda, insan çalışmak zorundaysa, işyerine uğramayan bir patrona sahip olmak en iyi sidir demişti. (Tutku)
  • Aşk kendine aittir, yalvarışlara kulak asmaz ve şiddeti umursamaz. Aşkın pazarlığını edemezsin. Aşk arzudan daha güçlü olan tek şey ve baştan çıkarılmaya direnmenin tek yerinde nedenidir. (Bedende Yazılı)
  • Sevdiğimizi sandığımız şeyi seviyor muyuz? (Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın)
  • ... önemli bir seçim yaptığınız her seferde geride bıraktığınız parçanız yaşayabileceğiniz öteki hayatı devam ettirir. (Tek Meyve Portakal Değildir)
  • Tezgâhtara, "Bu kitabı alacak param yok ama bırakamam da çünkü çok seviyorum," dedim. Hiç duygulanmamıştı. Bir şeyi satın almamız ya da bırakmamız gereken bir dünyada yaşıyoruz. Sevgi bir şey ifade etmiyor. (Fener Bekçisi)
  • Annem bir matematik denklemi gibi: hep var ve olmadığını kanıtlamak imkansız.  (Vişnenin Cinsiyeti)
  • Hayatla ilgili beni delirten şey onun mantıksızlığıdır. Planlar yapıyoruz. Kontrol etmeye çalışıyoruz, ama herşey rastgele gidiyor. Bu bir kuantum evrenidir, ne rastgele bir şey ne de kesindir. Her saniyenin bir potansiyeli vardır. Yapabileceğin tek şey araya girmektir. (The Stone Gods)
  • Bir gece dışarı çıktı ve hayatını düşündü , neyin mümkün olacağını düşündü. Yapamayacağı şeyleri düşündü. (Tek Meyve Portakal Değildir)
  • Was there no justice in the world? No. She thought about an article she had once seen on mind control. Apparently if there was a person fiendish enough to set about interfering with your life, the only thing you could do was to concentrate hard on someone they were unlikely ever to have heard of called Martin Amis. (Boating for Beginners)
  • "Yaşamımda pişmanlığını duyduğum şeyler, verdiğim yanlış kararlar değil, hissetmeyi başaramadığım duygular." (Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın)
  • “Sanıyorum, bizler insan biçimi alacak şekilde küçültülmüş dünyalarız.” (Günışığı Kapısı)
  • Hayatlarımıza ne oldu böyle? (Sanat Başkaldırır: Coşku ve Cüretkarlık Üzerine)
  • O zamandan beri temas edebileyim diye gerçeğin ne olduğunu bulmaya çabalıyorum. (Fener Bekçisi)
  • O konuşurken senin elini tutuyordum.Yaşam çok kısa,küçük ve şansa bağlı.Karşılaşırız,karşılaşmayız,yanlış dönemeçten döneriz ama gene de birbirimize toslarız.Özenle”doğru yolu”seçeriz ve o yol hiçbir yere çıkmaz. (Fener Bekçisi)
  • Televizyonu kapatın ve tüyün.. (Sanat Başkaldırır: Coşku ve Cüretkarlık Üzerine)
  • İnsanlar unutur,sıkılır,yaşlanır,başını alıp gider. (Tek Meyve Portakal Değildir)