Öğretmenim Bir Bakar mısın? - Doğan Cüceloğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Öğretmenim Bir Bakar mısın? kimin eseri? Öğretmenim Bir Bakar mısın? kitabının yazarı kimdir? Öğretmenim Bir Bakar mısın? konusu ve anafikri nedir? Öğretmenim Bir Bakar mısın? kitabı ne anlatıyor? Öğretmenim Bir Bakar mısın? kitabının yazarı Doğan Cüceloğlu kimdir? İşte Öğretmenim Bir Bakar mısın? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Doğan Cüceloğlu
Yayın Evi: Final Kültür Sanat Yayınları
İSBN: 9786053748830
Sayfa Sayısı: 208
Öğretmenim Bir Bakar mısın? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Hangi eğitim sistemi içinde olursa olsun, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, öğretmenin öğrenciyle göz göze geldiği bir an vardır. Bu kitap, öğretmenin öğrenciyle göz göze geldiği o anın gücünü anlatmaktadır.
O anda öğretmen, öğrencinin gönül kapısından girerek zihnine ulaşır. Ve işte o an eğitim başlar. Öğretmenin gücü binlerce yaşam inşa eder…
Deneyimli bir eğitimci dostumun dediği gibi, “Sadece eğitimin değil, ülkenin lokomotifi öğretmendir. Gücünün sınırı tahminlerin çok ötesindedir.”
Öğretmenim Bir Bakar Mısın? öğretmenin kuşaklar boyu devam eden gücüne tanıklık yapmak için yazıldı.
“Öğrencilik hayatım boyunca onlarca öğretmenin ışığından faydalandım, ancak bahsettiğim öğretmenim bir başkaydı. Hani gökte de milyonlarca yıldız vardır, ama birinin ışığı diğerlerinden fazladır ve size kutup yıldızı olur. İşte bu mektubun konusu olan öğretmenim de benim için öyledir.”
“Şimdi ben de öğrencilerime bunu öğretiyorum. Öğretmenimle de iletişimimi sürdürüyor ve onun desteğini her zaman hissediyorum. Çünkü sevginin bulaşıcı bir yönü vardır ve sevgi sonsuzluğa sahip bir güçtür.”
“Hayatımda o önemli günü hiç unutamam. Öğretmenimin benim için verdiği mücadeleyi görmeseydim belki de okumanın benim için bu kadar önemli ve kutsal olduğunu anlamayacaktım. O benim hayata bakış açımı değiştirdi, bana mücadele için güç verdi, ondan aldığım güçle devam ettim
Öğretmenim Bir Bakar mısın? Alıntıları - Sözleri
- Bir insanın gelebileceği en yüksek mertebe güvenilir insan olmaktır.
- İçindeki "insanı" sevmeden, "öğrenciyi" geliştiremezsiniz.
- Hiç kimse ama hiç kimse tesadüfen öğretmen olmamalıdır.
- Türkiye'de kişinin iş hayatında veya yönetim sisteminde mevki makamı ne kadar yüksekse suratı da o derece asık oluyor.
- "İnsan onuruyla doğar."
- "Ne ilginç değil mi? Sizi asla unutmam hocam diyor, ama görünce tanımıyor. Sanırım, aklın hatırlamasıyla, gönlün hatırlaması aynı değil."
- Ne acı ! Eğitim insanın içini doldurmalı, boşaltmamalı !
- Öğretmen sadece kendi yaşamını inşa etmez; kendisiyle birlikte öğrencilerinin ve bir ülkenin de geleceğini inşa eder.
- Kitabın ilk hâlini değerlendirmesini istediğim Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürüten değerli bir eğitimci dostum bana şöyle yazmış: "Öğretmen, aslında her biri saklı, potansiyel bir rezerv olan öğrencilerini açığa çıkaran bir maden mühendisi olmalı. Sınıfın en akıllı ve en yaramaz çocukları bilinir, diğer rezervler hep saklı kalır. İşte öğretmen asıl bu öğrencileri ortaya çıkaran olmalıdır!" Çok güzel bir benzetme : Toprağın altında gömülü, saklı maden rezervini ortaya çıkaran bir mühendis olmak!
- Amerikalı şair Edward Estlin Cummings der ki : Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, hiç bitmez!...
- Çocukların onuru, gururu olmaz sanırlar. Oysa ne kadar da çok yanılırlar.
- “Sevgi ve anlayışla hareket eden hiç kimse kaybetmez; veren de kazanır, alan da!”
- İçindeki "insanı" sevmeden, "öğrenciyi" geliştiremezsiniz.
- İnsan ancak kendisiyle kıyaslamalıdır ; diğer tüm kıyaslamalar zehirleycidir.
Öğretmenim Bir Bakar mısın? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Öncelikle kitap ismi ve yazarın ismi bu kitabı okumama vesile oldu. Bizzat içinde yaşadığımız ve toplumla değerlerimizi bütünleştiren insan yetiştirme onurunu hissettiren bir eser olduğunu gördüm. Nasıl bir öğretmen modeli olmalıyız, öğretmen öğrenci ilişkisinde olması gereken idealler davranışlar her birine ayrı bir vurguyla yaklaşan yazar akıcı sade bir dille çok güzel anlatmış. Bence her öğretmenin okuması gereken bir eser. Tavsiye ederim. İyi okumalar. (Yusuf)
Hayatımın mimarı: Selamın aleyküm.. Bu kitabı okurken tüm eğitim hayatım acıyla başlayıp mutlu sona varmayı hedefleyen bir film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden.. Bir süre bu inceleme için düşünmem ve düşünmem gerekti.. Acıyla başlayan dedim çünkü bir öğrenci için feci derecede kötü bir ilkokul ve ortaokul dönemi geçirdim. Sizlerle de bu dönemi biraz paylaşmak istiyorum: Kura yönetimi ile sınıflar seçiliyordu, ben, akabinde 45 kişi ve sınıf öğretmenim aynı şubeyi seçtik! Daha ilk ders çizgi çalışmaları gergin bir ortamda başlamıştı. Çünkü sınıfımız kura ile de olsa tüm kenar mahalle öğrencilerinin toplandığı bir sınıf haline gelmişti(!). Çok geçmeden çatık kaşlar yerini bağırmalara, bağırmalar da tokatlara yerini bıraktı. Bundan çoğu gibi bende nasibimi pek tabi aldım. Bununla da kalmadı; kafası tahtaya vurulan öğrenci sayıları çoğalmaya başladı. Korkudan altına kaçırmaları sayamıyorum zaten. Bu öğretmen bize okumayı öğretti fakat her şeyi eksik bıraktı. Ayakkabılarım çamurlu diye temizlik notum ortaydı ve aileme şikayet edilmiştim. Çocuğunuz yalan söylüyor bile demişti. Solak olduğumu 3 sene sonra fark edebilmişti...! Ve bize de 3 sene dayanabildi ve emekli oldu, ondan sonra gelen öğretmen olmayanın üstüne koymaya çalışmadı, ve ortaokul da başarı düzeyine göre belirleniyordu ve tabiki ben tembel(!) sınıfındaydım. Ortaokul da Türkçe öğretmenimizi sevdiğim için ondan sonra Türkçem hep iyi oldu. Fakat başka tutunacak dalım yoktu. Bir şekilde ortaokul da bitti ve ben ortadüzey bir Anadolu lisesine yerleştim. Ve her şey lise ikinci sınıfta dil bölümüne yönelmem ve okula yeni gelen İngilizce öğretmenimizle başladı. Ben 17 senelik eğitim hayatımda ilk defa öğrenci olduğumu, kıymet gördüğümü, insan olduğumu, başarının bana da uğrayabileceğini, yapabileceğimi hissettim. Dediği şuydu: uzaya çıkmanı istemiyorum, hiç yapılmamış bir şey değil sende yapabilirsin! Vaovvv, nasıl yani? Ben mi? Başarı? Oysa çok özel bir şey de söylememişti. Ama o öğretmen (A. Ü.) beni insan olarak gördü. Çok da zor değildi ya, bi yerden başladım ve 9 senenin maddi-manevi açığını 3 sene yoğun bir ders çalışmayla kapatmaya çalıştım. Belki maddi başarılar geldi ama manevi olarak o boşluklar hiç dolmadı, o öğretmen benim hayatımın ders alınacak en kötü tecrübesi olarak kaldı. Lisede her dönem sonu ilk üçe girerek kürsüye çıktım, okulu da üçüncü olarak bitirdim. Ortaokulda sondan üçüncüydüm. Ve okulda, öğretmen lisesi ek puanlarına rağmen tüm herkesi şaşırtacak bir sıralamayla Marmara Ü. İngilizce öğretmenliği bölümünü kazandım. Ve henüz atanamasam da öğretmen oldum. Allah her daim öğretmen olmayı nasip etsin, öğretmenlik yaptırmasın İnşaAllah.... Bu benim başarım değil öğretmenimin başarısı...! Ailesinin bile kurumuş bir dal olarak baktığı çocuktan bir ağaç olmasını sağladı. O öğretmen hayatımın her anında, duamda olan baş mimarım.. Tıpkı benim hayatım gibi gerçeklerle dolu bir kitap, çokça ağlamaklı olduğum, işte ben gibi onlar da dediğim onlarca hayat hikayesi dolu.. Çok sevgili Doğan hocayla daha önceden ve en önemlisi yaşarken bir yerlerde buluşmayı çok isterdim. Allah buluştursun inşaAllah.. Allah ondan ve bu kitapta bahsi geçen kıymetli, emektar öğretmenlerden ve benim mimarımdan RAZI OLSUN İNŞAALLAH. Benim hikayem çoğumuzun hikayesi olabilir, Allah vicdanıyla mesleğini yapan öğretmenler karşımıza çıkarması duasıyla, Mimarım ve nice kıymetli mimarlar gibi bir öğretmen olabilmek duasıyla.... Öğretmen, öğrenci, müdür, anne, baba vs. okumanız naçizane tavsiye olunur.... Teşekkürler.. En güzele emanetsiniz.... (B. E.)
Kitabın Yazarı Doğan Cüceloğlu Kimdir?
Cüceloğlu'nun dilinden...
On bir çocuklu bir ailenin on birinci çocuğu olarak Mersin'in Silifke kasabasında doğmuşum. On yaşındayken annemi kaybettim ve ölümün ne demek olduğunu anladım: artık onu bir daha hiç göremeyecek, dokunamayacak, naz edemeyecektim.
Silifke'de en yüksek dereceli okul olan ortaokulu bitirdikten sonra subay olan ağabeylerimin yanında Ankara ve Kırklareli'nde okudum ve Kırklareli Lisesi'nden mezun oldum. Kırklareli Lisesi'nde ilk aşk şiirimi yazdım.
Ankara Atatürk Lisesi'nde edebiyat ve kompozisyon öğretmenim olan Cahit Okurer bir gün ne olmak istediğim sordu; mühendis olmak istediğimi söyledim. Bilim adamı olmak istemez misin, dedi. Onun etkisi altında İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü'ne yazıldım ve oradan mezun olduktan sonra ABD'de Illinois Üniversitesi'nde doktoramı yaptım. Uzmanlık alanım iletişim psikolojisidir.
Amerika'da doktora öğrencisiyken, benim gibi doktora öğrencisi olan Kaliforniya'da doğmuş büyümüş Emily ile tanıştım ve evlendim. On bir yıl süren evliliğimizde üç çocuğumuz oldu: Ayşen, Elif ve Timur.
Evlendiğimde ne kendimi tanıyormuşum, ne de evliliğin ne olduğunu. Silifke'de büyürken çevremde gördüğüm evlilik, koca, baba modelleriyle Kaliforniya'da büyümüş feminist bir Amerikalı kıza kocalık yapmaya çalıştım. Sonuç: hem ben çok ıstırap çektim hem de Emily'ye acı çektirdim. Benim şimdi yüreğimi en çok yakan çocuklarıma verdiğim acılar. Onlardan dört yıl ayrı yaşadım.
Yaşadığım acılar her şeyi bilmediğimi, öğrenmem gereken çok şey olduğunu gösterdi ve yalnız bilgi yönünden değil, insan olarak gelişmem gerektiğine ikna oldum.
Kendimi geliştirme süreci içinde kitap yazmaya başladım; ilk kitabım İnsan İnsana bu sürecin ilk ürünüdür. Gelişim süreci içinde kazandıklarımı kitaplar yoluyla paylaşmaya devam ediyorum.
Amerika'daki görevimden emekli olup ayrıldıktan sonra Türkiye'de kitap yazmayı sürdürdüm. Kitap yazmanın yanı sıra konferanslar ve seminerler verdim, televizyon programlarına başladım.
Şu devrede önceliğim kitap yazmak.
Ünlü psikolog 16 Şubat 2021 tarihinde İstanbul Beşiktaş 'taki evinde hayatını kaybetmiştir.
Doğan Cüceloğlu Kitapları - Eserleri
- İletişim Donanımları
- Mış Gibi Yaşamlar
- Bir Kadın Bir Ses
- İçimizdeki Çocuk
- İnsan İnsana
- Savaşçı
- Öğretmen Olmak
- Onlar Benim Kahramanım
- İçimizdeki Biz
- Başarıya Götüren Aile
- Damdan Düşen Psikolog
- Korku Kültürü
- Mış Gibi Yetişkinler
- Gerçek Özgürlük
- İnsan İnsana Sohbetler 1
- Derviş'in Aklı
- Geliştiren Anne-Baba
- Evlenmeden Önce
- Öğretmenim Bir Bakar mısın?
- İletişim ve Etkili Yaşam Semineri
- İnsan ve Davranışı
- Var mısın?
Doğan Cüceloğlu Alıntıları - Sözleri
- Olgun insan şu özelliklere sahiptir: (1) iyi belirlenmiş benlik sınırları vardır; (2) kendini değerli bulur; (3) yaşamın değişik yönleri arasında denge kurar; (4) duygularını tanır ve ifade eder. (İçimizdeki Çocuk)
- Yarın dağların yerini değiştireceğini hayal ediyorsan, bugünden küçük taşları kaldırmaya başlamalısın. (Onlar Benim Kahramanım)
- "Ama ben hiç akıllanmadım... Yok sayılmışlığın farkında bir deliyim hâlâ..." (Bir Kadın Bir Ses)
- Kitabın ilk hâlini değerlendirmesini istediğim Milli Eğitim Müdürlüğü görevini yürüten değerli bir eğitimci dostum bana şöyle yazmış: "Öğretmen, aslında her biri saklı, potansiyel bir rezerv olan öğrencilerini açığa çıkaran bir maden mühendisi olmalı. Sınıfın en akıllı ve en yaramaz çocukları bilinir, diğer rezervler hep saklı kalır. İşte öğretmen asıl bu öğrencileri ortaya çıkaran olmalıdır!" Çok güzel bir benzetme : Toprağın altında gömülü, saklı maden rezervini ortaya çıkaran bir mühendis olmak! (Öğretmenim Bir Bakar mısın?)
- “Kim olduğun o kadar bağırıyor ki ne dediğini duyamıyorum.” (Var mısın?)
- "Özgürlüğünün sorumluluğunu alan ve bu sorumluluğun gereğini yapan insan benim gözümde bir kahramandır." (Onlar Benim Kahramanım)
- Hüznünüzü kaybetmeyin. Acınızı ucuza satmayın. (Gerçek Özgürlük)
- Hayallerimiz kendimiz için beslediğimiz umutlardır; hayaller kaybolduğunda umutlar kaybolur. (Geliştiren Anne-Baba)
- Öyle yorgunum ki.. . . (Bir Kadın Bir Ses)
- İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın çok yaklaşma yanarsın SADİ ŞİRAZİ (İletişim Donanımları)
- Genetik yapının çalışma şekli evrenseldir. (İnsan ve Davranışı)
- Bir nazlı kuşa benzer Çocuk dediğin. Ev ister, ekmek ister Öpülmek okşanmak ister. Cahit Külebi (Başarıya Götüren Aile)
- Bence bir ülkenin bir numaralı sorunu , her öğrencinin yetenekleri doğrultusunda tırmanabileceği yere kadar tırmanmasına imkan sağlamaktır. (Derviş'in Aklı)
- "Bence dünyada öğretmenlik gibi hiçbir meslek yok ki sadece bir saatlik bir dersle bile bir insanın kaderini etkileyebirsin". (Öğretmen Olmak)
- “Sevgi ve anlayışla hareket eden hiç kimse kaybetmez; veren de kazanır, alan da!” (Öğretmenim Bir Bakar mısın?)
- Korku ortamına alışmış bu insanlar, korku ortadan kalkınca, iyi muamele eden kişiyi zayıf olarak görürler. (İletişim Donanımları)
- "Ruhen çöken insanın şevki kaybolur. Bir insana yapılabilecek en büyük kötülük budur." (İçimizdeki Biz)
- Hepimizin içinde güzel söz ve gülümseme bekleyen bir çocuk var... (Geliştiren Anne-Baba)
- Kendini bil ve çıkabildiğin yere kadar çık. (Derviş'in Aklı)
- Her din, kendi tarihi içinde belirli devrelerde yozlaştırılmış ve yobazların hakimiyeti altında kalmıştır. (İnsan İnsana)