Oğuz Kağan Destanı - Tufan Gündüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Oğuz Kağan Destanı kimin eseri? Oğuz Kağan Destanı kitabının yazarı kimdir? Oğuz Kağan Destanı konusu ve anafikri nedir? Oğuz Kağan Destanı kitabı ne anlatıyor? Oğuz Kağan Destanı PDF indirme linki var mı? Oğuz Kağan Destanı kitabının yazarı Tufan Gündüz kimdir? İşte Oğuz Kağan Destanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Tufan Gündüz

Yayın Evi: Yeditepe Yayınevi

İSBN: 9786059787567

Sayfa Sayısı: 170

Oğuz Kağan Destanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Oğuzların kurucu atası, sayısız kahramanlıkları olan cihangir ve fatih, tecrübeye güvenen, nasihat dinleyen mütevazı bir hükümdar...

Olağanüstü varlıklarla mücadele eden bir kahraman yerine devlet kuran, ülkeler fetheden, müşküle düştüğünde etrafına danışan, ülkenin birliği için kaygılanan, disiplinli, dürüst, ahlâklı, yiğit bir hakan… Bir destan kahramanı olmaktan çok, Türk tarihinin yükünü omuzlarına alan manevi bir şahsiyet...

Çin, Hindistan, İran, Mısır, Anadolu ve Deşt-i Kıpçak'ın fatih hükümdarları Oğuz Kağan'ın şahsında birleşirler. Bundan dolayı onun destansı hayatı, olağanüstü gösterilerden arındırılarak tarihî olay örgülerine ve sade bir hayata dönüşür.

(Tanıtım Bülteninden)

Oğuz Kağan Destanı Alıntıları - Sözleri

  • "Düşmanlık ve isyan yolunu seçecekseniz, savaşa hazır olmanız gerekir, çünkü biz hemen orada olacağız."
  • Oğuz'un ilk çatışması aile fertleriyledir. Güya o, anne-babası, yakınları ve kabilesinin aksine daha doğuştan tek Tanrı inancına sahiptir. Bununla kalmaz henüz bir kaç günlük iken annesinin rüyasına girer ve onu tek Tanrı inancına davet eder.
  • Nuh aleyhisselam yeryüzünü oğulları arasında bölüştürdüğü sırada oğlu Yafes'in payına doğu memleketleri, Türkistan ve çevresi düştü. Türklerin Olcay Han diye isimlendirdiği Yafes, göçebeydi. Yaylak ve kışlak sahaları Türkistan'daydı. Yazları İnanç Şehir yakınlarındaki Or Dağ ve Kür Dağ'da kışları ise Karakurum diye meşhur olan Karakurum yakınlarındaki Bursuk bölgesinde geçiyordu.
  • Yine demiş ki, "Padişahın gazaba gelip kızdığında acele etmemesi gerekir. Diriyi öldürebilir; ama ölüyü diriltemez. Nitekim bütünü kırmak kolay olur; ama kırığı bütün etmek olmaz."
  • Oğuz'un soyundan gelenlerin hükmü ve hükümdarlıkları İran mülkünede erişti. Bu memleketlerde hüküm süren büyük padişahlar ve beyler oldukça şöhretli, tanınmış ve saygın kişilerdir. Ne yazık ki, bunların Oğuz'un çocukları olduğunu herkes bilmez. Türkmenler her padişahın ve her beyin hangi boydan olduklarını çok iyi bilirler.
  • Öte yandan evlilik bahsinde Oğuz'un eşi aracılığıyla, kadının kocasının sözünü dinlemesi ve buyruğundan çıkmaması gerektiği vurgulanır, kız: "Senin küpen her nerede olursa benim kulağım orada; senin çemberin her nerede olursa benim başım orada olur." sözünü söyler.
  • ...Oğuz Kağan'ın doğumu, çocukluk evresi ve yaşlılığı çok hızlı geçer; yaşı da soyundan gelen hükümdarlara göre daha fazladır. Destanın Uygur varyantında ise Oğuz daha doğar doğmaz annesinden süt emmeyi bırakır; kırk gün içinde yürümeye, koşup oynamaya başlar.
  • Oğuz Kağan, Oğuz/Türkmenlerin atası olmakla bütün Türkmenlerin gönlünde tartışmasız bir yerde durmaktadır. Türkmenler yüzyıllar boyu bir kutsal kitap taşır gibi Oğuznâmeler taşımışlar, bazen hangisinin daha doğru bilgiler içerdiğini aralarında tartışmışlardır.
  • -Ey oğullarım ben çok yaşayıp, çok savaşlar gördüm. Çok mızrak savurup, çok ok attım, çok at sürdüm. Düşmanlarımı ağlattım, dostlarımı güldürdüm. Gök Tanrı'ya borcumu ödedim. Şimdi ülkemi size veriyorum. Bu yurtlar sizin olsun, dedi.
  • Büyük ve muazzam padişahlar olan Selçuklu sultanları ve onların ecdadı İran ve Turan diyarında yaklaşık olarak 400 yıl hüküm sürdüler. Mısır'dan Hıtay sınırına kadar olan yerler onların emri altındaydı. Bunlar Kınık boyundandı ve bunların tarihleri de bu kitabın ekinde Oğuz tarihinin bir devamı olarak anlatılacaktır.

Oğuz Kağan Destanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Oğuzların kurucu atası sayısız kahramanlıkları olan cihangir ve Fatih, tecrübeye güvenen nasihat dinleyen mütevazi bir hükümdar.... Kitap içerisindeki bilgilerin doğruluğu, yanlışlığı teyit edilmiş olup dipnot ve kaynakçalarla açıklanmıştır.. Destanlar mitoloji öğeleri olduğundan olağanüstü olaylar olur bu normaldir ama her döneminde kendini yükselten olağanüstü olaylarıda olmuştur. Önce bir giriş kısmı ardından destan ve daha sonrasında iki ayrı ek bölümü bulunmaktadır.. Mitolojik unsurları beğenen seven kişilere tavsiye edilir... (Şevval Aslan)

Oğuz Kağan, kimilerine göre Mete Han iken kimilerine göre ise tarihte yaşamış bir hükümdar. Ancak destana baktığımızda görürüz ki Oğuz Kağan, yaşamış bir hükümdar değil, Türk tarihinin bir kişi üzerinde birleştirilmiş ve kişileştirilmiş halidir. Oğuz Kağan karşımıza bazen Alparslan bazen Gazneli Mahmud olarak çıkar. Karahanlılardan Selçuklulara kadar birçok Türk liderini kendi şahsında toplar. Kitapta yazar Reşidüddin tarafından hazırlanan "Camiüt Tevarih"in tercümesini esas alıyor. Yazar kendisi tarihi olaylarla kıyaslayarak yer yer bilgilendiriyor ve destanın anlaşılmasını kolaylaştırıyor. Kitabın son kısmında da destanın Uygur varyantına yer veriyor. Yazarın üslubu gayet akıcı ve anlaşılır durumda. Okurken yormayacak şekilde hazırlanmış. Eski Türk tarihine merakı olanlar için okunabilir. (Yücel Ceyhan)

Oğuz Kağan Destanı(Davası)-Tufan Gündüz Oğuz Han'ın yeryüzüne hakim olması ve insanları yüce Tanrı'nın buyruğuna davet etmesi, kitap Reşideddin Oğuznamesi, Uygur Variant Oğuznamesi ve Yazıcıoğlu Oğuznamesinden oluşup bir hayli köklü ve sağlam derlenmiş kitaptır, Gündüz Beye teşekkürler. Oğuz doğmuş keramet göstermiş bin yıl hüküm sürmüş ve toprakları nasıl fetih edip yağma talan yaptığını anlatmıştır.Yüce Türk ırkının Allaha bağlılığı ve boylara ayrılıp devlet nizamı konusunda da derin bilgilere yer vermiştir, o gün yazana ve bu güne ulaştırana da Allah razı olsun, ilahi sesin çağrısına kulak verip Türk törenini tanımak isteyenlere güzel fırsatlar sunan bir kitap. (Bülent)

Oğuz Kağan Destanı PDF indirme linki var mı?

Tufan Gündüz - Oğuz Kağan Destanı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Oğuz Kağan Destanı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Tufan Gündüz Kimdir?

1987 yılında G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Tarih Öğretmenliği bölümünü bitirdi.1996'da ''Bozulus Türkmenleri 1540-1640''adlı tezi ile doktarasını tamamladı.2006 yılında Doçent ünvanını aldı.2011 yılında Profesör oldu.Halen Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olup,XVI. ve XVII. Yüzyılda Türkmen aşiretleri,Safeviler ve Bosna-Hersek'ten Göçler üzerinde kitap ve makaleleri bulunmaktadır.

Tufan Gündüz Kitapları - Eserleri

  • Büyük Olayların Kısa Tarihi
  • Son Kızılbaş Şah İsmail
  • Oğuz Kağan Destanı
  • Büyük Olayların Kısa Tarihi 2
  • Kur'an ve Kılıç
  • Onun Yolunda Biz
  • Bedel
  • Dede Korkut Destanları
  • Nisanın 2 Günü
  • Anadolu'da Türkmen Aşiretleri
  • Kızılbaşlar Osmanlılar Safeviler
  • Bozkır'ın Efendileri
  • Kızılbaşlar Tarihi
  • Alahimanet Bosna
  • Danişmendli Türkmenleri
  • Osmanlı Tarihi
  • Danişmendli Türkmenleri

Tufan Gündüz Alıntıları - Sözleri

  • 17 Mayıs'ta İstanbul'u ziyaret eden ABD 6. Filosu'na ait gemiler ve burada görev yapan askerlere karşı gösteriler yapıldı. Bazı Amerikan askerlerini denize atma suçuyla çok sayıda kişi gözaltına alındı. (Büyük Olayların Kısa Tarihi 2)
  • Yörük adının “yürü-mek” mastarından türetildiği ve yürüyen, sefere koşan, çadır halkı, bir yerde durmayıp devamlı yer değiştiren göçebe manasına geldiği umumiyetle kabul edilmiştir. (Anadolu'da Türkmen Aşiretleri)
  • Halim Çelebi hafifçe tebessüm etti. -Biz de başka bir yol buluruz.Akmaya başladıktan sonra her su yatağını kendisi bulur,bilmez misin ? (Bedel)
  • Öte yandan evlilik bahsinde Oğuz'un eşi aracılığıyla, kadının kocasının sözünü dinlemesi ve buyruğundan çıkmaması gerektiği vurgulanır, kız: "Senin küpen her nerede olursa benim kulağım orada; senin çemberin her nerede olursa benim başım orada olur." sözünü söyler. (Oğuz Kağan Destanı)
  • 1828'deki Doğu Bayezid isyanını az mı dinlemişti dedesinden. Rusların geleceğini duyunca bölgedeki bütün Ermeniler silahlanıp Doğu Bayezid'i basmışlar, önlerine kim çıktıysa öldürmüşler, şehri ele geçirmişlerdi.şu kadar yüzyıl beraber yaşadıkları Türklere karşı ilk kanı da dökmüşlerdi. (Nisanın 2 Günü)
  • ''Oğuz ili göçünü çekip yürümediğin yol var mı? Evini tutup oturmadığın yurt var mı?'' (Bozkır'ın Efendileri)
  • Safeviye tarikatı Sünni/Şafi çizgideydi. Bu durum oğlu Şeyh Sadreddin ve halefleri zamanında devam etmişti. (Kızılbaşlar Tarihi)
  • Nuh aleyhisselam yeryüzünü oğulları arasında bölüştürdüğü sırada oğlu Yafes'in payına doğu memleketleri, Türkistan ve çevresi düştü. Türklerin Olcay Han diye isimlendirdiği Yafes, göçebeydi. Yaylak ve kışlak sahaları Türkistan'daydı. Yazları İnanç Şehir yakınlarındaki Or Dağ ve Kür Dağ'da kışları ise Karakurum diye meşhur olan Karakurum yakınlarındaki Bursuk bölgesinde geçiyordu. (Oğuz Kağan Destanı)
  • Amerika'nın Türkiye'ye vermeye başladığı silahların çoğu, 2. Dünya Savaşı'ndan kalmaydı.........Türkiye bu silahların bakım ve onarımı için yılda 400 milyon dolar harcar hâle geldi. (Büyük Olayların Kısa Tarihi 2)
  • Venedikli bir tüccarın anlattığına göre Kızılbaşlar şahlarının yanında savaşmaktan ve ölmekten büyük haz duyuyorlardı. Öylesine büyük bir sevgi ile bağlanmışlardı ki, birinin başına bir bela gelse Allah yerine Şah'a dua ediyor, savaşta zırhsız ve belden yukarısı çıplak olarak savaşıyor ve "Şah! Şah!" diye bağırıyor, canlarını onun yolunda vermeyi kendileri için şans addediyorlardı. Hatta bazıları onu Tanrı gibi görüyor ve asla ölmeyeceğini düşünüyordu. Bu durum Şah'ın varlığında yücelen bir bağlılıktı ve Şah'ın emrinin dışına asla çıkılmıyordu. (Son Kızılbaş Şah İsmail)
  • "Akmaya başladıktan sonra her su kendi yatağını bulur, bilmez misin? " (Bedel)
  • Mührü "Z" şeklinde ve yarım ceviz büyüklüğünde olup, ortasında Şah İsmail'in, etrafına da On İki İmam'ın adları kazınmıştı. Gilanda iken Şii ortamda büyümüş, hükümdar olunca da Şiiliği resmi mezhep yapmış olmasına rağmen etrafı tamamen Kızılbaşlardan oluşmaktaydı. Hatai mahlasıyla Türkçe söylediği şiirlerinde Kızılbaşlığın derin tesirleri görülür. (Son Kızılbaş Şah İsmail)
  • Şehzâdeye sabır gerek.Ata, baba sağ iken şehzâde hizmette gerek. (Bedel)
  • Alem-Ara-yı Şah İsmail adlı eserde Taçlı Begüm'ün Şamlu Türkmenlerinden Abidin Han'ın kızı olduğunu, güzelliği, yiğitliği ve cesareti ile dikkat çektiğini, kardeşi Durmuş Han ile güreşip onu yendiğini; bu vasıflarından Şah İsmail'e bahsedilince onun evlenmek üzere talip olduğunu, fakat kızın ok ve yay ile kendisinden üstün gelecek, güreşte kendisini yenecek bir kişi ile evleneceğini söylediğini, savaşa gitmesine engel olunmadığı sürece Şah ile evlenebileceğini bildirdiğini; Şah İsmail'in de kızın şartlarını kabul ederek onunla evlendirdiğini kaydetmektedir. Burada nakledilenler Dede Korkut Hikâyeleri'nde "Kam Püre Bey Oğlu Bamsı Beyrek Boyu"nda geçen Banu Çiçek'in Beyrek ile evlenmeden önce öne sürdüğü şartlar ile benzeşmektedir. (Kızılbaşlar Osmanlılar Safeviler)
  • Taht-ı âliydi orası ve baht-ı Osmanî. Taht yüceydi yüce olmasına da o tahta oturacak şehzadenin de bahtı açık olmalıydı. (Bedel)
  • ..... hem bu Türkler nereyi alırlarsa imaret ederler. (Bozkır'ın Efendileri)
  • ....dünya kamuoyu, İran'a ve Türkiye'ye sığınan Kürt isyancıların durumuyla meşguldü. İsyancı Kürtleri, Saddam'ın gazabından korumak için Çekiç Güç oluşturan uluslararası güçler 36. paralelin kuzeyini güvenli bölge ilan ederken Türkmenlerin yürek yakan ağıtlarını kimse duymadı. (Büyük Olayların Kısa Tarihi 2)
  • Ali İsmail’em geldim seyran eyledim Zülfikar durmaz kınında günde yüz bin kan eyledim. Hatai (Son Kızılbaş Şah İsmail)
  • Yörük adının "yürü-mek" mastarından türetildiği ve yürüyen, sefere koşan, çadır halkı, bir yerde durmayıp devamlı yer değiştiren göçebe manasına geldiği umumiyetle kabul edilmiştir.* *H. İnalcık, Vahit Çabuk, F. Sümer, Selahattin Çetintürk (Anadolu'da Türkmen Aşiretleri)
  • 669 da Müslümanlar ilk defa İstanbul'u kuşattılar. İstanbul 674 de 2. defa kuşatıldı ve bu kuşatma 4 yıl sürdü. (Kur'an ve Kılıç)