Öyle Geçer ki Zaman - Ş. Teoman Duralı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Öyle Geçer ki Zaman kimin eseri? Öyle Geçer ki Zaman kitabının yazarı kimdir? Öyle Geçer ki Zaman konusu ve anafikri nedir? Öyle Geçer ki Zaman kitabı ne anlatıyor? Öyle Geçer ki Zaman PDF indirme linki var mı? Öyle Geçer ki Zaman kitabının yazarı Ş. Teoman Duralı kimdir? İşte Öyle Geçer ki Zaman kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ş. Teoman Duralı
Derleyen: Ali Değermenci
Yayın Evi: Turkuvaz Yayınları
İSBN: 9786057717443
Sayfa Sayısı: 520
Öyle Geçer ki Zaman Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Öyle Geçer ki Zaman, Teoman Duralı’nın, bugüne dek gezip gördüğü yerler, okuyup araştırdığı konular üzerinden bir hakikat arayıcısının izlerini sürüyor. Anılarındaki capcanlı ayrıntılar, sarih ve berrak bir zihin örneği sergiliyor.
Zonguldak’ta geçen çocukluk yıllarından dayısı ile ettikleri muhabbetlere, hiçbir zaman sevemediği okul yıllarından dile olan merakına, Norveç’te kaptanlık hayalinden Kapalıçarşı’da geçen çalışma faslına kadar birçok hikâye ve olay... Duralı’nın kendine özgü üslubuyla Türk siyasetine damgasını vurmuş siyasetçilerle ilgili tespitler ve akademik ortama dair değiniler...
Teoman Duralı Kitabı okuyucusunu, bir filozofun yerel ve evrensel dünyanın kültür atlasındaki devriâlemine ortak ediyor.
Öyle Geçer ki Zaman Alıntıları - Sözleri
- İyi dostlar, iyi kitaplar ve bir de huzurlu bir vicdan; işte ideal hayat!" ... ~...
- İyi dostlar, iyi kitaplar ve bir de huzurlu bir vicdan; işte ideal hayat! -Mark Twain
- Bilgimin yüzde yetmişi tecrübe, yüzde otuzu okumağa dayanır.
- CHPye hiçbir zaman oy vermem.
- Evlenmek ve çoluk çocuk sahibi olmak sünnettir.
- bu arada, affınıza sığınarak söyleyeyim, maymundan gelmeyenlerdenim
- Kadının bozuğuna pek rastlamadım, her türlü pisliği erkekte görmüşümdür.
- Mark Twain: İyi dostlar, iyi kitaplar ve bir de huzurlu bir vicdan; işte ideal hayat!"
- bizde İslâm her türlü gelişmenin başdüşmanı, bütün kötülüklerin kaynağı görülüyordu ve Kemâlîler doğrudan İslâma yüklenmekten korkunca Arapları suçluyorlardı.
- Dini ideolojileştirerek siyasete indirgeyip alet etmek kadar korkunç cinayet düşünemiyorum.
- Ankara zâten çok robot benzeri bir yerdir. Memur şehri nihâyetinde. Ankaralılar İstanbula alışamazlar, İstanbullular da Ankaradan nefret ederler. Hayatta gördüğüm çirkin üç şehirden hangisi en çirkin diye karar veremedim: Kâbil, Amman, Ankara. Sonunda Ankarada karar kıldım. İstanbul gibi dünyanın birinci deredeceki şehrini bırak, Ankarayı başşehir ilân et, bu intikam değil de nedir?
- Annem şefkat kaynağımdı. Babamdan çok büyük yardım, destek gördüysem de, şefkat yoktu babamda. Serâpâ erkekti, sertlik üzerine kuruluydu hayatı. O zaman zihniyet öyleydi herhâlde. Erkeklik ayılık demekti.
- İyi dostlar, iyi kitaplar ve bir de huzurlu bir vicdan; işte ideal hayat!
- Yahudiler ele geçirmeye çalıştıkları ülkeleri soysuzlaştırmakta dehşet mâhirdirler.
- ...Yaşca benden biraz büyük genç nöbetci bir polis yanıma geldi, oturdu. Sohbete koyulduk. "Hep sağcılıkta karar kılıyorsunuz. Niye solculara bunca düşmansınız?" diye sordum. "Kardeşim, bu heriflerin dilini anlamıyorum bir kere. Komprador, imperyalist, sömürgeci, kapitalist, faşist... Nedir bunlar? Öbürü, anamın kulağıma fısıldadığı kelimeyişahadetle iş görüyor. Ben o dili biliyorum" dedi. Halkın anladığı, bildiği, takib ettiği gelenek, görenek dili sağcılık demek oldu bizde. Türkeş'in lâfıyla halka aykırı olan “kökü dışarıda olanlar" yânî solculardı.
Öyle Geçer ki Zaman İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Zonguldak’ta geçen çocukluk yıllarından dayısı ile ettikleri muhabbetlere, hiçbir zaman sevemediği okul yıllarından dile olan merakına, Norveç’te kaptanlık hayalinden Kapalıçarşı’da geçen çalışma faslına kadar birçok hikâye ve olay... Duralı’nın kendine özgü üslubuyla Türk siyasetine damgasını vurmuş siyasetçilerle ilgili tespitler ve akademik ortama dair değiniler... (Sümeyye)
Ş. Teoman Duralı okulu sevmeyen bir kişi olarak karşımıza çıkıyor ilk başlarda. Teoman Duralı'yı okumaya sevk eden durum ve olayları kendi bizlere anlatıyor. Genç yalında doğu ve batı ülkelerini kendi imkanları ve o günün şartlarında nasıl gezip, gördüğünü bizlere ince ayrıntılarıyla anlatıyor. Doğu ve batı ülkrlerinin dillerini öğrenmeye teşvik eden olayları bizlere aktarıyor. Teoman Duralı; Farsça, Arapca, Kürtçe ve Almanca, Yunanca, Fransızca, İngilizce gibi dilleri çeviri yapabilecek seviyededir. Bunların yanında lehçe ve ağızları da öğrenmiştir. Teoman Duralı kendinin nasıl felsefe bölümünü seçtiğini ve nasıl felsefe anabilimdalında profesör olduğu dile getirmektedir. Güzel, akıcı bir kitaptır ve kitap bazen bu da olmaz denilecek boyutta abartı gelebiliyor benim fikrimce. Sadece yayınalandığı yayınevi ve yayın editörü kitabın değerini kaybetmesini sağlıyor çünkü bir çok yazım ve imla hatası var ve olayları çok basit bir dille yazıya geçirmişler. Soruları soran kişi bazı yerlerde çok gereksiz soru sormuş ve hocayı yanlış yönlendirmiştir. (Sessiz Çığlıklar)
Bu kadar dolu bir kitap nasıl incelenir bilemiyorum açıkçası. Kitap bittiğinde her konuya değinmek isteniyor ama pek mümkün değil. Bittiği için üzüldüğüm bir kitap ki uzun zamandır okumanın da bunda etkisi var sanırım. Teoman Duralı ile sohbet eden aslında benmişim gibi hissettim. Değindiği konular yakın tarihi, siyaseti anlamamız konusunda gerçekten başarılı. Tarafsız yazılmış her kelime altın değerindedir kanımca. Bu yüzden kitap bence paha biçilemez. Kaleminize sağlık yazar/s-teoman-durali (Lale)
Öyle Geçer ki Zaman PDF indirme linki var mı?
Ş. Teoman Duralı - Öyle Geçer ki Zaman kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Öyle Geçer ki Zaman PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ş. Teoman Duralı Kimdir?
Türk felsefe profesörü, biyolog, akademisyen ve düşünür. Felsefe tarihi, biyoloji felsefesi, dilbilim, siyaset felsefesi, savaş felsefesi gibi alanlarda çok sayıda kitabı ve makalesi vardır.
Teoman Duralı, 7 Şubat 1947'de Kozlu, Zonguldak'ta doğdu. Babası Türk, Annesi ise Alman asıllıdır. İlköğrenimini Zonguldak ve Ankara'da yaptı. Orta öğrenimini TED Ankara Koleji'nde tamamladı. 1973 yılında İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nden mezun oldu.
İstanbul Üniversitesinde okurken Nermi Uygur'un kendisine asistanlık teklifi etmesiyle 1975 yılında mezun olduğu bölümde asistan olarak göreve başladı. 1977 yılında biyoloji felsefesine dair teziyle doktora çalışmasını bitirdi. 1978 yılında NATO bursu ile Paris'te biyoteknoloji seminerlerine katıldı. Mayıs 1982'de yardımcı doçent, Ekim 1982'de biyoloji felsefesi üzerine yazdığı tezle doçent ve 1985'te ABD Penn State University'de tamamladığı "Kant'ın A Priori Bilgi İstidâdı" adlı çalışmasının ardından 1988'de mezun olduğu bölümde profesör oldu. 1992-1993 yıllarında Malezya Uluslararası İslam Üniversitesinde, 1994 ve 2003 yıllarında Viyana Üniversitesi Bilim Felsefesi Bölümünde, 1995-1997 ve 1999 yıllarında ISTAT (Kuala Lumpur)’da misafir öğretim üyesi olarak bulundu. 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Araştırma Fonunun mâli desteğiyle Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde araştırma gezisinde bulundu.
Bir dönem Kırklareli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi'nde dekanlık yaptı. Fakültenin felsefe bölümünü kurdu. Bülent Ecevit Üniversitesi Senatosunun 2016 yılında aldığı karar uyarınca Teoman Duralı'ya Fahri Doktora Payesi verildi.
İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Medeniyet Üniversitesinde felsefe bölümlerinde dersler vermiştir. Ayrıca Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisinin yayın yönetmenliğini yapmıştır. İngilizce, Fransızca, Almanca, Latince, Yunanca, İtalyanca, Felemenkçe, İspanyolca, Rusça, Malayca dillerini biliyordu.
Futbolu çok sevdiğini ve hayatta militanca duygularla bağlandığı tek şey Galatasaray olduğunu söylerdi. Babasının anne tarafı Çerkes, baba tarafı Türkmen. Annesi Alman, eşi Fransız asıllıdır. Evli ve iki çocuk babasıydı.
Kanser tedavisi nedeniyle 2021 yılının Kasım ayında 2 kez ameliyat geçiren Prof. Dr. Teoman Duralı, İstanbul'daki evinde 6 Aralık 2021'de yaşamını yitirdi ve Aşiyan Mezarlığı'ndaki aile kabristanına defnedildi.
Ş. Teoman Duralı Kitapları - Eserleri
- Omurgasızlaştırılmış Türklük
- Öyle Geçer ki Zaman
- Çağdaş Küresel Medeniyet
- Gılgamış Destanı
- Felsefe-Bilim Nedir?
- Çağdaş İngiliz-Yahudi Medeniyeti
- Sorun Nedir?
- Felsefe Bilimin Odağında Metafizik
- Felsefe-Bilimin Doğuşu
- Aklın Anatomisi
- Sorun Çağının Anatomisi
- Kutadgubilig Türkcenin Felsefe-Bilim Sözlüğü
- Biyoloji Felsefesi
- Canlılar Sorununa Giriş
- Hayatın Anatomisi
- Deniz ve Kaşiflik
- Felsefe-Bilime Ramak Kalmışken
Ş. Teoman Duralı Alıntıları - Sözleri
- Fen/teknoloji kitlelerin afyonudur. Günümüzde geliştirilen fen araçları gereçleri, beyinleri uyuşturmağa matufdur. İçmeğe, esrar çekmeğe hacet yok. Cep telefonları, bilgisayar oyunları, televizyon programları alışılagelmiş uyuşturucuları aratmaz hale gelmişlerdir. Süreklice dikkatler dağıtılıyor. (Sorun Çağının Anatomisi)
- Demekki her insan, bireyinin esas ‘ödev’i, hayırlı işler görmek, ibâdet etmek; ‘hakk’ı ise, ‘ümit’tir. ‘Ümit’, ‘hayat’tır. ‘Ümit’, devâm ettiği sürece ‘yaşanır’. ‘Ümid’in kesildiği yerde ‘tragedya’, giderek ‘saçmalık’, sonundaysa, ‘intihâr’ başgösterir. (Çağdaş Küresel Medeniyet)
- Bilgi'ye saygılıysak, 'geçmiş'e hürmet göstermeliyiz. (Sorun Nedir?)
- bizde İslâm her türlü gelişmenin başdüşmanı, bütün kötülüklerin kaynağı görülüyordu ve Kemâlîler doğrudan İslâma yüklenmekten korkunca Arapları suçluyorlardı. (Öyle Geçer ki Zaman)
- bu arada, affınıza sığınarak söyleyeyim, maymundan gelmeyenlerdenim (Öyle Geçer ki Zaman)
- Başta gelen özelliği,hep tekrarlanamayan ,deneylenemeyen bu olayları konu alan canlılar bilimi , genellikle öteki deneysel doğa bilimlerinden ayrılır.Bu sebepten canlılar biliminin, öbür doğa bilimlerinden az çok değişik bir aksiyom sistemi ile araştırma-inceleme yöntemine sahip bulunması açıkça ortaya çıkmaktadır. (Biyoloji Felsefesi)
- Türklerin, imparatorluk devletini kurmak uğruna savaşma iradesi, Müslümanlaşmalarıyla manâsını kazanmıştır. (Omurgasızlaştırılmış Türklük)
- hayvanlar, izlenimler ile anılara dayanarak yaşarlar. oysa insan türü yapabilirlik ile akla yaslanarak varlığını sürdürür. (Canlılar Sorununa Giriş)
- Akıl bâliğ kişi, kimliği olan kişidir; oysa bizim kimliğimiz yok. En büyük sorunumuz da budur. Kimliğimiz olmadığından, yapıcı biçimde bir değerlendirmeden de yoksunuz. Sempatik sistemiyle davranan bir yaratık gibi, hâdiselere sadece tepki gösteriyoruz. İnsana has olan, insandan beklenen yapıcı olandır. Kimliğine sahip olmayan kapkara bir kitle durumundayız. Türkiye ‘de bugünkü durumumuzda eylediğimizi sanıyoruz ama esasında eylemiyoruz. Çünkü aklımız başımızda değil, dışarılarda bir yerlerde. Başkaları kafamız, bizse sadece gövdeyiz. (Felsefe Bilimin Odağında Metafizik)
- Sorarlarsa sana günlerden bir gün Varmı tarifi aşkın Işığa duyduğu iştiyâktır kelebeğin Atması kendini bağrına alevin (Deniz ve Kaşiflik)
- İnançlardan hareketle ve onlara dayanarak insanın, ilk elde kendisiyle, sonra da başkaları ile kurduğu tek tek bağlantılara ve onların meydana getirdiği geçici, keyfi olmayan ilişki ağlarının heyet-i mecmuasına ahlâk diyoruz. (Felsefe-Bilim Nedir?)
- “Şüphe” ile “korku” aynı şey değil. Kuşku bir ruh halidir. Şüphe ise akli bir olaydır,kuşkunun hastalıklı hale gelmesi ise evhamdır.. (Felsefe Bilimin Odağında Metafizik)
- Kadının bozuğuna pek rastlamadım, her türlü pisliği erkekte görmüşümdür. (Öyle Geçer ki Zaman)
- "İnsanların tümü de aldatıcıdır." (Gılgamış Destanı)
- “bahis konusu özellikleri tasvirli yoldan ele aldıkça yönteme ilişkin özel bir sorun belirmez. ama bir kere biyolojik örgütlenmişlik ile yönelimin yahut daha doğrusu örgütlenmişlik ile yönelim sergileyen tek tek biyolojik fenomenlerin açıklanışına yahut bireyoluş (ontogeny) sırasında beliren geçmiş -tarihî- vakalara dayanma tarzına ilişkin sorular ileri sürülmeğe başlandığında ortaya yöntemle ilgili sorunlar çıkar. bu, söz konusu özelliklerin önünde sonunda cansızlar dünyasında rastlanamayacağı yahut bir ölçüde cansızlarda görülen özelliklere ‘indirgenemeyecek’leri anlamına gelmez. biyolojiye has yöntemle ilgili sorunlarla bütüncül özellikli canlı olaylarında karşılaşılır. bahsi geçen olaylara ulaşmanın yolu yordamı, fizik-kimya vakıalarının soyutlanmasından yahut dikkate alınmamasından geçer.” (Biyoloji Felsefesi)
- Yazıklar olsun, kulu kula kul kılan toplum düzenine! (Omurgasızlaştırılmış Türklük)
- Hayat, nasıl dirimsel yaşamayı aşmaktaysa, din de hayatın ötesine işâret etmektedir. (Sorun Nedir?)
- “Her dil, bir yaşam tarzını, insan kavrayışını, dünyagörüşünü taşıyıp aktardığına göre, onun ölümü, özgün, kendine has bir anlayışın, bir zihniyetin de ortadan kalkması, dolayısıyla insanlığın fakirleşmesi demektir.” (Kutadgubilig Türkcenin Felsefe-Bilim Sözlüğü)
- Sümerliler, tarihi başlatan kavim olma ünvan ile şerefine sahiptir. (Gılgamış Destanı)
- "Süreklilik yoktur. Sonsuzca ayakta kalacak bir ev yapıyormuyuz? Sonsuzca geçerli bir sözleşme akdedebiliyormuyuz? Kardeşler, mirası, sonsuzca alıkoymak üzere mi paylaşırlar; ırmakların taşma zamanları sınırlı değil mi?" (Gılgamış Destanı)