Oyun - Jack London Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Oyun kimin eseri? Oyun kitabının yazarı kimdir? Oyun konusu ve anafikri nedir? Oyun kitabı ne anlatıyor? Oyun kitabının yazarı Jack London kimdir? İşte Oyun kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Jack London

Çevirmen: Mete Ergin

Yayın Evi: Yordam Edebiyat

İSBN: 9786051723242

Sayfa Sayısı: 80

Oyun Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yirmi yaşındaki Joe Fleming hayatını işçilik yaparak kazanan, arada para ödüllü maçlara çıkan bir boksördür. Son maçından kazandığı parayla annesinin evinin taksitini ödemiştir. Bir oyun daha kazanabilirse nişanlısı Genevieve ile evlenebilecektir. Ömründe hiç boks ringi görmemiş olan genç kadından gelip bir kez olsun kendi maçını izlemesini ister.

Jack London, hem bir spor muhabiri hem de amatör bir dövüşçü olarak boksla yakından ilgilenmişti. Oyun, işin içine para girdiğinde boks sporunun nasıl acımasız bir hal alabileceğini işleyen kısa ve etkileyici bir roman.

Oyun Alıntıları - Sözleri

  • İkisi de bilmiyordu aşkın ne olduğunu; bildikleri tek şey birbirlerine bakmak için karşı konulmaz bir istek duyuyor oluşlarıydı. İkisi de uyarılmış, ikisi de heyecanlanmıştı ve karşı konulmaz bir gücün birleştirici etkisiyle birbirlerine doğru çekinmekteydiler.
  • ...içinde bulundukları çevrede hem insanlarla ilişki kurup hem de temiz kalabilmek mümkün olmadığından, insancıl ilişkiler kurma hevesleri hep içlerinde kalmıştı.
  • Kas gücünün değil, kafa gücünün para ettiği sonucuna varmıştır.
  • Pahalı alırsın vardır hikmeti, ucuza alırsın vardır illeti.
  • İnsan, canının yanmasından nasıl zevk duyabilirdi?
  • ...bir süredir kendisine bakmakta olduğu anlaşılan delikanlının gözlerinde okunan içtenlikli ilgi karşısında elinde olmaksızın gözlerini kaçırmıştı.
  • Oğlanın - qalib erkeyin cəsarəti onun bir qadın kimi təbiətini, qədimdən bəri qadının özünə etibarlı həyat yoldaşı seçmək, kişinin daş hasara bənzər qüvvəsinə arxalanmaq istəyini cuşa gətirməyə bilməzdi.
  • Şimdi belli belirsiz de olsa, bir erkeğin mesleğiyle sevdiği kadın arasında kalıp nasıl bocalayabileceğini yavaş yavaş anlıyordu.
  • Qız ancaq görmək istədiyini görürdü, o ancaq yaxşı şeyləri görmək istəyirdi, inamla, çox da səy göstərmədən, hər cür eybəcərlikdən , bayağılıqdan boyun qaçırırdı.
  • Kas gücünün değil, kafa gücünün para ettiği sonucuna varmıştır.
  • Bu dünyada temiz bir yaşam sürmenin de mümkün olabileceğini kavrayan, kendileri de böyle yaşamak isteyen, özsaygı sahibi insanlardı.
  • İnsan içine karışmaktan, insanlarla ilişki kurmaktan hoşlanmayan yaradılışta değillerdi; tam tersine, insanlarla ilişki kurmaya can atardı her ikisi de. Ne var ki, içinde bulundukları çevrede hem insanlarla ilişki kurup hem de temiz kalmak mümkün olmadığından, insancıl ilişkiler kurma hevesleri hep içlerinde kalmıştı.
  • Sevda dediğin zaten nedir ki? Delikanlılarla genç kızlar birlikte yürüyüşe çıkar, bunun adına da sevda derler.
  • Beni görmüyor musun! Böyle formda kalabilmek için ister istemez tertemiz bir yaşam sürüyorum.

Oyun İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Oyun: Spoiler içerir*** Tipik tarzıyla Jack London, betimlemelerle zengin ve olay akışının elden düşürmediği klasik bir London tadı bırakıyor okura. Bu kısa roman birçok Jack London eseri gibi realist bir çerçevede geçiyor. Yazar, orta sınıf bir işçinin belli zaman aralıklarında çıktığı boks maçlarının ihtimalleri ve nihayeti üstüne gerçekçi bir fırçayla el atıyor. Henüz yirmi yaşında olan Joe Flemeing çalışkan ,evcimen ve sevdiği spor (boks) üzerine bir o kadar da tutucudur. Ürkek bir tanışma ile başlayan sevdaları sonrasında nişanlandığı Genevieve ise boks sporundan iğreti duymaktadır, hatta kibar ve çocuk ruhlu diye gördüğü nişanlısının nasıl bu sporu yapabildiğine akıl sır erdiremez haldedir.Joe ,oyun dediği ve yücelttiği bu sporu son bir kez yapacaktır ve bu da tam da evlilik arefesine denk gelmektedir. Bu yüzdendir ki ; Joe, nişanlısından kendisini ringte seyretmesi için ikna eder zorla da olsa.Genevieve erkek kıyafetleri giyerek nişanlısıyla beraber maç yerine gider. Joe,ringe çıktığı anda tüm seyircilerin favorisi olduğu anlaşılacağı şekilde alkışlar,tezahüratlar başlar. Genevieve ringte nişanlısından ayrı bir insanı görür, o dost canlısı bakan gözler yerine öfke hakim olur ve bu oldukça korkutucu gelir ona. Bu işte profesyonel olan Joe başta olmak üzere tüm seyirciler Joe'nin kazanacağına eminlerdir.Joe'nin yardımcıları ,rakibinin iyi hamlelerine rağmen hiçbir şekilde alkış almaması sonucunda daha da hırçınlaştığını fark ederler ve Joe'yi rehavete kapılmaması konusunda uyarırlar."Oyun" sonlara doğru daha da kızışmaktadır.Joe, Genevieve ve seyirciler için yaklaşmakta olan 'oyunun oynadığı oyun' gerçekleşir.Joe, art arda yaptığı vurucu hamleleri ve rakibini yorduğu nakavtları yaparken ani bir şansızlık yaşar, ayağı kayar, yere kapaklanır.Bu talihsizlik rakibi için geri çevrilemez bir fırsattır. Üstünlüğü hemen ele geçirerek Joe'ye yıkıcı vuruşlar yapar. On saniye geriye doğru sayılır ve Joe yenilmiş olur.Yani böylelikle, Joe emin olduğu ve ölesiye sevdiği oyundan ihanete uğramış olur ve oyunun oynadığı oyun karşısında çaresizdir.Genevieve, nişanlısının yenilgisine üzülse de artık sporu sevmeyeceğini ,Joe'nin bi tek kendisine kaldığını düşünerek rahatlar.Yenilgisi üzerine başına toplanan kalabalık arasında bir gerginlik ,huzursuzluk doğar. Genevieve nişanlısına vardığında hareketsiz yattığını görür. Telaş ve tedirginlik içerisinde hastaneye yetistirirler fakat Joe' nin ölüm komasına girdiği söylenir. Joe oyunun bedelini çok ağır öder ve bu bedeli öderken bilinci bile yerinde değildir...Hayatta, içine para karışmış tüm oyunların tehlikelerini, yol açtığı hayal kırıklıklarını,bedellerini bu kısa romanda da buluyoruz. (Roza)

Jack London Kanlı Oyun: Jack London'ın bu kısa eserini okurken aslında hayatta bir şeyleri ne kadar planlasakta her zaman işlerin istediğimiz gibi gidemeyeceğini ve hayatın tamamen siyah ve beyaz üzerine kurulu değil arada grilerin olduğunu da hissediyorsunuz. Kitap Jack London'ın da aslında yaşadığı zorlukları ve çevreyi de anlatan bir atmosferde işleniyor. Yani insanın hayatta kalma mücadelesini anlatan bir kitap diyebilirim. Kitabın dili akıcı ve sürükleyici. Yazar size gerçekten boks maçına en önden bir bilet veriyor diyebilirim. Yazılanları iliklerinize kadar yaşıyor ve bir hayatta ve ayakta kalma mücadelesine tanıklık ediyorsunuz. KİTAP İNCELEMESİ (SPOİLER!) Kitabın başlangıcında işçi sınıfına mensup Joe ile Genevieve'yi görmekteyiz. İki aşık genç sevgili evlenmeye karar vermişlerdir. Evlenmelerine az kala Joe son bir boks maçına çıkacaktır. Boks onun için bir tutku ve aslında ömrü boyunca ailesine bakmasını sağlayan bir geçim kaynağı olmuştur. Boksu 'oyun' diye tanımlayan Joe maça çıkmaya istekli ve kazancağından emindir. Genevieve ise bunu istememekte olmasına rağmen Joe'yu engelleyemez. Ve kendisi de geleceğini söyleyerek aslında destek olur Joe'ya. Maç günü Joe rakibini her zaman yaptığı gibi kondisyonu ile yenmeye çalışır. Ama ringe dökülen su sebebiyle- uzun rauntlar sonra- tam rakibini yenecekken dengesi kayar ve bir şanslı yumruğa kurban olur. Baş üstüne düşen Joe'yu gören Genevieve'nin hayat damarlarından biri kopmuştur artık. Tüm müdahalelere rağmen Joe kurtarılamaz. Bu iki gencin planlarının ve mutluluklarının bir şanslı yumruğa kurban gitmiştir. Son Mesaj: Her zaman hayatta planlanamayan şeylerle karşılaşacağımızı gösteren bu kitap aslında bir noktada ölene kadar mücadele etmemizi de gösteriyor. Bu sayede gerçekten bir dolu bir hayat yaşarız. Bu hayatımızda bu kadar trajik olmasa da bir gün sona erecek. Bu yolda düşüp kalkacağız ama asla pes etmeyeceğiz! Saygılarla... (Yağız Orgun)

Jack London’un kısa romanlarından biri daha. Her bulunduğu ortamı oldukça güzel betimleyen yazar, bu kitabında da bir boksörün boks sevgisini ve maçını oldukça güzel betimlemeyi başarmış. Kitabın konusu gelirsek: Joe ve Genevieve birbirlerine aşık, işçi sınıfından insanlardır. Joe işten arta kalan zamanlarda tanınmış bir boksördür. Ancak Genevieve bu işi yapmama konusunda kendisinden söz alır. Joe ise son bir maça çıkıp, evlenmeleri için gerekli parayı kazanacağını söyler. Son maçını sevgilisinin de izlemesini isteyen Joe’yu ve Genevieve’yi hüzünlü son beklemektedir. Okuyun, Okutturun! (Uğur Tan)

Kitabın Yazarı Jack London Kimdir?

12 Ocak 1876’da San Francisco’da doğdu. Gerçek adı John Griffith Chaney’dir. Evlilik dışı bir çocuk olarak dünyaya gelen Jack London, soyadını, henüz sekiz aylıkken annesinin evlendiği John London adlı savaş gazisinden aldı. Maddi sıkıntılar nedeniyle küçük yaşta okulu bırakıp gazete satıcılığı, tayfalık, balıkçılık, istiridye korsanlığı, gazetecilik, sahil koruma devriyeliği gibi çeşitli işlerde çalıştı ve Amerikan işçi sınıfını tanıdı. 1894’te serserilik suçlamasıyla otuz gün hapis yattı. Hapisten çıktıktan sonra hayatını değiştirmek arzusuyla liseye kayıt yaptırdı. Lise öğrenimini bir senede tamamlayarak 1896 yılında Kaliforniya Üniversitesi’ne girdi. Bir dönem okuyabildiği üniversiteden maddi zorluklar sebebiyle ayrıldı. 1897’de Klondike bölgesinde altın arayanlara katıldı ama bir yıl sonra yine yoksul ve işsiz olarak geri döndü. Yoğun bir çalışma programı hazırlayarak şansını yazarlıkta denemeye karar verdi. Soneler, baladlar, nükteli fıkralar, anekdotlar, korku ve serüven öyküleri yazmaya başladı. 1909’da yazdığı Martin Eden bu dönemi yansıtması bakımından otobiyografik izler taşır. İlk kitabı Kurt Dölü (1900) büyük ilgiyle karşılandı. Aynı yıl Elisabeth Maddern ile evlendi ve bu evlilikten iki kızı oldu. Ancak bu beraberlik uzun ömürlü olmadı ve 1904’te sona erdi. Charmian Kittredge ile ikinci evliliğin ardından 1916’da Kaliforniaya’daki çiftliğinde hayatını kaybetti. London yazarlık kariyeri boyunca elliye yakın kitap yazdı ve döneminin en çok okunan yazarlarından biri oldu. Yazdıkları, yaşadıkları etrafında şekillenmiş, sosyalizmin de etkisiyle toplumcu bir dünya görüşüne ulaşmıştır. Başlıca eserleri arasında Beyaz Diş, Martin Eden, Uçurum İnsanları, Vahşetin Çağrısı yer alır.

Jack London Kitapları - Eserleri

  • Beyaz Diş
  • John Barleycorn
  • Martin Eden
  • Demir Ökçe
  • Ay Vadisi
  • Demiryolu Serserileri

  • Vahşetin Çağrısı
  • Deniz Kurdu
  • Uçurum İnsanları
  • Alın Teri
  • Şampiyon
  • Dehşet Ülkesi
  • Güneşin Oğlu

  • Yanan Günışığı
  • Kız, Kar ve Kan
  • Düş Ülkelerine Yolculuk
  • Sevginin Katıksızı
  • Tanrılar ve Köpekler
  • Suikast Bürosu
  • Kurt Dölü

  • Denizin Çağrısı
  • Midas'ın Müritleri
  • Yıldız Gezgini
  • Ölüme Boyun Eğmeyen Adam
  • Ataların Tanrısı
  • Beyaz Sessizlik
  • Can Yoldaşı

  • Devrim
  • Dönek
  • Gece Doğan
  • Halk Avcısı
  • İnsanın Sadakati
  • Meksikalı
  • San Fransisco'nun Güneyi

  • Sınıf Farkı
  • Makaloa Hasırı Üzerinde
  • Bana Göre Hayatın Anlamı
  • Hawaii Öyküleri
  • Büyük Serüven
  • Kurt Kanı
  • Yakalanış

  • Öyküler
  • Uzak Diyarlarda
  • Bir Kuzey Macerası
  • Gece Geçen Serseriler
  • Gemide İsyan
  • Geleceğin Hikayeleri
  • Beyaz Cehennem

  • Büyük Evin Küçük Hanımefendisi
  • Beyaz Diş - Madam Bovary
  • Şafak Kızı
  • Beyaz Diş - Esrarlı Ada
  • Yumruk
  • Buzun Çocukları
  • Bin Düzine Yumurta

  • Adem'den Önce
  • Oyun
  • Ateş Yakmak
  • Acemi Gece
  • Vahşetin Çağrısı (Çizgi Roman)
  • Kumarbazlar Cenneti
  • Vahşetin Çağrısı - Beyaz Diş

  • Ateş Yakmak
  • Hayatın Kanunu
  • Demir Yolu Çocukları
  • Kızıl Veba
  • Büyük Sorgu
  • Mapuhi’nin Evi
  • Ölümcül Dalgalar

  • Kadın Denen Mucize
  • İlk Savaş, İlk Zafer
  • İnsanlığın Sürüklenişi
  • Kepaze
  • Çinago
  • Bütün Dünyanın Düşmanı
  • Alice Ruhunu Açınca

  • Kahekili’nin Kemikleri
  • Dağ Adamı
  • Bir Dilim Biftek
  • Kırmızı
  • Tek Özgürlüğüm
  • Güneşe Doğru
  • Lost Face And Other Stories

  • Theft
  • Tom Pomplun
  • Kaval Kemikleri

Jack London Alıntıları - Sözleri

  • “Sanki kendimin dışında durmuş da kuşkuyla kendime bakıyor gibiydim.” (Deniz Kurdu)
  • Henüz çıldırmadım ama çıldırmaya başladığım zaman beni görün;))) (Büyük Evin Küçük Hanımefendisi)
  • Yaşlılık zamanlarımızda dine ihtiyaç duyarız Alice. Din bizi yumuşatır, diğer insanların zayıflıklarına, özellikle de nerede sabah orada akşam hovardalık ettikleri ve ne yaptıklarını bilmedikleri gençlik zamanlarında gösterdikleri zayıflıklara karşı daha hoşgörülü ve affedici olmamızı sağlar. (Alice Ruhunu Açınca)
  • Ömrüm boyunca gövdemle hayvan gibi çalıştım ve ne kadar çok çalıştıysam çukurun dibine o kadar fazla yaklaştım. (Tom Pomplun)
  • °• İnsan her zaman hayattan talep ettiğinin daha azını alır . (Uçurum İnsanları)
  • Dünyaya egemen olan kanunu iyi biliyordu: zayıflar ezilir, güçlülere itaat edilirdi. (Beyaz Diş)

  • “Bana o gözleriyle bir dakika içinde, bin yılda kitaplarda okuyabileceğimden daha çok şey söylüyordu.” (Büyük Sorgu)
  • Bundan şu çıkıyordu ki bir kişi dostluğun d'sini bile bilmez ama soylu biri olabilir! (Uzak Diyarlarda)
  • İnsanlar neden şarap içer, at biner, aktristleri tutar, papaz ya da kitap kurdu olur? Öyle isterler de ondan. İşte sana cevap. Hepimiz, elimizdeyse, hoşlandığımız şeyleri yapmak isteriz, elde edelim etmeyelim, istediğimiz şeylerin peşinden koşarız. (Sevginin Katıksızı)
  • Güneş her sabah doğar. (Makaloa Hasırı Üzerinde)
  • Korkak olduğu için, zorbalığı da korkaklığıyla uyumluydu. (Can Yoldaşı)
  • Derler ki, bu aşk hayattan bile daha kıymetliymiş, aşık olanlar böyle söyler. Bir kadın ya da erkek, birini dünyadaki herkesten daha fazla severse, o zaman aşık olduğunu anlar. Böyle denir ama kelimelerle açıklamak fazlasıyla zor. Sadece bilirsin işte, o kadar. (Kadın Denen Mucize)
  • “Kalbimde sana duyduğum hisler yıldızlar kadar parlak ve çok, bunu ifade edebilecek bir dil yok. Sana nasıl anlatabilirim ki? Oradalar... Görüyor musun?" (Kadın Denen Mucize)

  • Tekdüzelikten uzak olması belki de serseri yaşantısının en güzel yanıdır. Topluluklar hâlinde yaşayan serserilerin ülkesinde, yaşamın yüzü sık sık biçim değistirir. (Demir Yolu Çocukları)
  • Yaşamaktan mutluyum, kendi akıl ve gücümden mutluyum, işleri yapmaktan mutluyum, kendim için yapmaktan. Bundan başka yaşamak için bir neden olabilir mi? Kendimden ve yaptığım işlerden keyif almayacaksam, neden yaşayayım? (Buzun Çocukları)
  • “Aramızda küçük bir tartışma yaşadık ve yapabileceğimiz en iyi şey, bunun bu kadarla kalmasını sağlamak.” (Vahşetin Çağrısı (Çizgi Roman))
  • Kötü olan iyi olanı bozar, her şey birlikte iltihaplanır. (Uçurum İnsanları)
  • Bugün n'oluyor, ilkokuldan sonra ortaokul, lise, sonra üniversite, sonra ya memur oluyoruz ya doktor moktor, bildiğimiz serüvenleri de sadece kitaplardan öğreniyoruz. (İlk Savaş, İlk Zafer)
  • Hayat hayal kırıklıklarıyla dolu ve öyle olmalı zaten. En tatlı et kıtlıktan sonra gelen ve en yumuşak yatak da zor bir avdan sonra yatılandır. (İnsanın Sadakati)
  • Kazanılacak bir oyun gibi gördükleri şeyi yıllarca oynayan insanları izledim. Sonunda kaybettiler... (Dönek)