Özgürlük Korkusu - Erich Fromm Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Özgürlük Korkusu kimin eseri? Özgürlük Korkusu kitabının yazarı kimdir? Özgürlük Korkusu konusu ve anafikri nedir? Özgürlük Korkusu kitabı ne anlatıyor? Özgürlük Korkusu PDF indirme linki var mı? Özgürlük Korkusu kitabının yazarı Erich Fromm kimdir? İşte Özgürlük Korkusu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Erich Fromm

Çevirmen: Selma Koçak

Orijinal Adı: Escape From Freedom

Yayın Evi: Doruk Yayınları

İSBN: 9789755533858

Sayfa Sayısı: 244

Özgürlük Korkusu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu yapıt, çağdaş insanın kişilik yapısına, psikolojik ve sosyolojik etkenler arasındaki iç-etkileşimin sorunlarına ilişkin bir çalışmadır. Özgürlüğün çağdaş insan için taşıdığı anlam üzerinde durmaktadır.

"Bu kitabın savı, ona aynı anda hem güvenlik veren hem de onu sınırlayan bireysellik öncesi toplumun bağlamından kurtulan çağdaş insanın, kendi bireysel özünün gerçekleşmesi gibi olumlu bir anlamda; yani kendi zihinsel, coşkusal ve duyusal potansiyellerinin dile gelmesi anlamında bir özgürlük kazanmış olmadığıdır. Ona bağımsızlık ve ussallık kazandırmış olmasına karşın özgürlük, onu yalıtmış ve böylece kaygılı ve güçsüz kılmıştır. Bu yalıtım kaçınılmaz bir şeydir ve bireyin bu durumda karşı karşıya kaldığı seçenek, ya kendi özgürlüğünün yükünden kaçıp yeni yeni bağımlılıklara ve boyun eğmelere sığınmak ya da insanın eşitsizliğine ve bireyselliğine dayanan olumlu özgürlüğün tam olarak gerçekleştirmesi doğrultusunda ilerlemektir."

Özgürlük Korkusu Alıntıları - Sözleri

  • "Hayatın yüksek amaçlara, öndere ya da ırksal bir topluluğa feda edilmesi faşizmin doruk noktasıdır"
  • “Gerçek, çağdaş insanın ne istediğini bildiği yanılgısı içinde yaşadığı, ama aslında yalnızca istemesi gerekeni istediğidir. “
  • Zenginlikler insanlar için vardır, insan zenginlikler için değil .
  • "İktidar hırsı, güçten değil zayıflıktan kaynaklanır. Bireysel benliğin tek başına ayakta durup hayatını devam ettirmekten aciz olduğunun anlatımıdır"
  • Cennet tümden yitirilmiştir, birey yalnız başına dünyaya karşı ayakta durmaktadır_ sınırsız ve ürkütücü bir dünyaya fırlatılmış bir yabancıdır. Bu yeni özgürlük yoğun bir güvensizlik, güçsüzlük, kuşku, yalnızlık ve kaygı duygusu yaratacaktır.
  • Balıklama daldığımız hayaller karmaşasında gerçek olarak sivrilen bir tek şey vardır, o da sevgi.
  • "Dünyaya bağlantının türü soylu da olabilir, saçma da, ama en alçakça kalıba bile bağlı olmak yalnız olmaktan kesinlikle iyidir."
  • Zenginlikler insanlar için var olur, insan zenginlikler için değil…
  • Kapalı bir dünyadaki belirlenmiş yerini kaybeden insan, yaşamın anlamına yönelik yanıtını da kaybeder.
  • Bir gün Emily'nin başına oldukça önemli bir olay geldi. Birden kim olduğunu fark etti Emily. Bu olayın beş yıl önce ya da beş yıl sonra olmaması için belirli bir neden yoktu, tam olarak o öğleden sonra olmasınınsa hiç mi hiç nedeni yoktu.
  • Özgürlük onlara iki şey getirmişti: güçlülük duygusunun artması ve aynı zamanda artan bir yalıtım, kuşku, kuşkuculuk ve bunların sonucunda kaygının artması.
  • İnsanın biyolojik zayıflığı , insanlık kültürünün koşuludur.
  • .. Luther de karşımıza çıkan zorunlu kesinlik arayışı gerçek inancın ifadesi değildir, dayanılmaz kuşkuyu yenme gereksiniminden kaynaklanır.
  • Kendim için değilsem,kim benim için olacak? Yalnız kendim içinsem,ben neyim? Şimdi değilse-ne zaman?
  • "Din, ulusçuluk, gelenekler, inançlar ne kadar saçma, aşağılayıcı olurlarsa olsunlar, bireyi başkalarına bağlıyorsa, insanı en çok korktuğu şeyden, yalnızlıktan kurtarırlar."

Özgürlük Korkusu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Oldukça değerli bilgiler barındıran bir kitap.Ortaçağ'da geleneklerine tutkun,psikolojik açıdan birincil ihtiyaçları karşılanan bireyin,Reform ve Rönesans dönemi ve sonrasında yaşadığı özgürlükle sudan çıkmış balığa dönüşü ve bu olumsuz özgürlükle baş etme yöntemlerini bulmaya çabalarken girdiği çıkmazlar,oluşturduğu kişilik bozuklukları çok çarpıcı şekillerde gözler önüne seriliyor.Sadomazoşist eğilimler,bağımlı kişisel ilişkiler,bireyin olumlu özgürlüğü nasıl elde edebileceği,politik,ekonomik koşulların,eğitim sisteminin kişilikte oluşturduğu değişimler derinden derine işlenerek anlatılıyor.Nazizm ideolojisi ve Hitler'in psikolojik çözümlemeleri de oldukça ilgi çekici. (Ayşegül'ce)

erich fromm kitabı okuyacaksanız, size ait olsun. cümlelerin altını çize çize okuyun, sindire sindire, düşüne düşüne,yıldızlar ünlemler koyun cümlelerin yanına, ara ara alın bakın... dopdolu harika yazar, ben şimdiden iki kitabını daha sipariş verdim... okuyanlara okumayanlara duyurulur... PS: final haftama denk geldiği için bu kadar uzun sürede okudum, zor bir üslubu yok.. (pınar)

Erich Fromm’un çok iyi kitaplarından biri. Ait olma, toplumda yer edinme güdülerinin rönesans ve reform süreçlerinden sonra gelen çağdaşlaşma hareketleri ile birlikte sarsıldığı, insanların temel ezberinin bozulduğu, özgürlüğün getirdiği bireysel çabanın artması sonucunda insanın özü ve gerçek kimliğinden uzaklaşmasını anlatıyor. Sindirilerek okunmalı. (Emre)

Özgürlük Korkusu PDF indirme linki var mı?

Erich Fromm - Özgürlük Korkusu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Özgürlük Korkusu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Erich Fromm Kimdir?

Erich Fromm (23 Mart 1900, Frankfurt - 18 Mart 1980), Musevi kökenli Almanya doğumlu Amerikalı ünlü bir psikanalist ve sosyologdur. Ruh bilimine Marksist - Sosyalist ve insancıl yaklaşımın en önemli temsilcilerindendir.

Hayatı

Heidelberg ve Münih Üniversiteleri'nde toplum bilim ve psikanaliz eğitimleri gördü. 1922 yılında Heidelberg Üniversitesi'nde doktora öğrenimini tamamladı. Münih'te ruh hekimliği ve ruh bilim üzerine ek incelemeler yaptıktan sonra, Berlin Psikanaliz Enstitüsü'nde eğitim gördü ve 1931 yılında mezun oldu.

30'lu yılların başlarında Almanya'da Nazi hareketinin güçlemesi nedeni ile İsviçre'nin Cenevre şehrine yerleşti. 1933 yılında Chicago Ruh çözümleme Enstitüsü'nden aldığı davet üzerine Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. 1934 yılında , 1938'e kadar kadrosunda bir uzman olarak görev aldığı Frankfurt Toplumsal Araştırma Enstitüsü ile birlikte New York'a taşındı. Özel çalışmalarını sürdürdü ve Columbia Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

1946 yılında William Alonson White Ruh Hekimliği , Ruh Çözümleme ve Ruh Bilim Enstitüsü'nün kurucuları arasında yer aldı. Yale Üniversitesi , New York Üniversitesi Bennington Koleji , Michigan Eyalet Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

1949 yılında Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi'nden gelen bir profesörlük önerisini kabul etti ve tıp fakültesi lisansüstü bölümünde ruh çözümleme şubesini kurdu , 1965 yılında emekli olana kadar orada çalıştı.

Emeklilik yıllarını geçirdiği 1980 yılında İsviçre'de öldü.

Marxist ve sosyalist , insancıl dünya görüşünü benimseyen Fromm , batı kapitalizmi ve SSCB komünizmini reddetmiştir.

Biyofili hipotezine olan katkıları, evrimsel psikoloji konusundaki araştırmalara temel sağlamıştır.

Erich Fromm'un çalışmaları birçok dile çevrilmiştir.

Erich Fromm Kitapları - Eserleri

  • Kendini Savunan İnsan
  • Sahip Olmak ya da Olmak
  • Sevme Sanatı
  • Özgürlükten Kaçış
  • Barışın Tekniği ve Stratejisi
  • İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri
  • İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri (İkinci Kitap)
  • Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları
  • Hayatı Sevmek
  • Sağlıklı Toplum
  • İtaatsizlik Üzerine
  • Özgürlük Korkusu
  • Sevginin ve Şiddetin Kaynağı
  • Umut Devrimi
  • Psikanaliz ve Din
  • Psikanalizin Bunalımı
  • Psikanaliz ve Zen Budizm
  • Rüyalar, Masallar, Mitler
  • Çağımızın Özgürlük Sorunu
  • Marx'ın İnsan Anlayışı
  • Yaşama Sanatı
  • Yanılsama Zinciri
  • Yeni Bir İnsan Yeni Bir Toplum
  • Erdem ve Mutluluk
  • Cinsellik ve Cinsel Sapmalar
  • Tanrılar Gibi Olacaksınız
  • Olma Sanatı
  • Sigmund Freud’un Misyonu
  • İsa Dogması
  • İnsan Bilgisi ve Hümanist Planlama
  • Çağdaş Toplumların Geleceği
  • Psikanalize Yeni Bir Bakış
  • Toplumsal Bilinçaltının Araştırılması
  • Dinleme Sanatı
  • Anaerkil Toplum ve Kadın Hakları
  • İnsan Olmak Üzerine
  • Çağımızda Kişilik Sorunu
  • İnsanlık Başarabilecek mi?
  • Die Kunst des Liebens
  • Kendini Savunan İnsan - Ahlak Felsefesinin Psikolojisine İlişkin Bir Araştırma
  • Psixoanaliz ve Din
  • Liebe, Sexualität und Matriarchat

Erich Fromm Alıntıları - Sözleri

  • Ama eğer yaşamıyorsam nasıl erdemli olabilirim? Ve eğer hiçbir şeyin bilincinde değilsem nasıl iyi bir törelbilincim olabiillir? (Yeni Bir İnsan Yeni Bir Toplum)
  • Peygamber hakikati vahiy eder, Lao-tse ve Buda da böyle yapmıştı. Ancak peygamber aynı zamanda siyasal bir liderdir, siyasal eylem ve sosyal adaletle çok yakından ilgilenmektedir. (Tanrılar Gibi Olacaksınız)
  • "... anaerkil ilke; hayat, birlik ve huzurdur... anaerkilliğin ilkesi evrenselliktir." (Anaerkil Toplum ve Kadın Hakları)
  • Cinsel sevgi iki kişilik yalnızlıktır. Oysa sevdiği kişide insan tüm insanlığı, yaşayan ne varsa hepsini sever. (Sevme Sanatı)
  • Verilen şey yitirilmez, tam tersine sıkı sıkıya tutulan şeylerdir biten ve yok olanlar. (Sahip Olmak ya da Olmak)
  • İnsanlar yeni tanıştıkları kişiler hakkında ilk anda çoğunlukla doğru olan görüşler elde ederler ve o esnada oluşan karmaşık bireysel işleyişlerin de hiç farkına varmazlar. (Rüyalar, Masallar, Mitler)
  • Bugüne değin herhangi bir sıradan insandan bile daha az sevme yeteneğine sahipmiş gibi görünüyordun. Bu aşk nasıl olabiliyor? Madem bu kadar aşıksın, kadının fikirleriyle çelişen ilkelerinden neden vazgeçmiyor, fedakarlık yapmıyorsun? Neden daima kendinden ve kendi kaderinden söz ediyor, ama sevdiğin kadının duygularına pek aldırmıyorsun? (Yanılsama Zinciri)
  • "Bütün dünyayı yargılayan adil olmalı." (Tanrılar Gibi Olacaksınız)
  • Yoksa zihinsel olarak 20.yüzyılda ama duygusal olarak taş devrinde mi yaşıyoruz? (İnsan Olmak Üzerine)
  • Erkek kibri neler yapabileceğini, hiçbir zaman başarısız olmayacağını gösterir. Buna karşı kadınlara özgü kibir esas olarak cezp etme ve kendi kendine cazip olduğunu kanıtlama ihtiyacından kaynaklanmaktadır. (İsa Dogması)
  • Biz neden her ay yeniden âşık olmuyoruz ? Çünkü her ayrılıkta , yüreğimizden bir parça da birlikte ayrılıp gidiyor . Biz neden herkesle arkadaş olmuyoruz ? Çünkü onun kaybı ve mutsuzluğu da bizi derinden etkileyecektir . (Sigmund Freud’un Misyonu)
  • “karakter insanın kaderidir”. (Çağımızın Özgürlük Sorunu)
  • Özgür insan ölümü, her şeyden az düşünür; onun bilgeliği, ölüme değil yaşama yoğunlaşmasından doğar (Sevginin ve Şiddetin Kaynağı)
  • Insan bir nesneye dönüştürülüp nesne gibi yönetildiğinde onun yöneticileri de nesne haline gelir; nesnelerin iradesi yoktur, vizyonu yoktur, planı yoktur. (İnsanlık Başarabilecek mi?)
  • ... canlı bir varlığı acıya tahammül etmeye zorlamaktan daha büyük bir güç gösterisi yoktur. (Cinsellik ve Cinsel Sapmalar)
  • İnsan nesnelliğini ne ölçüde geliştirirse, gerçeklikle ne ölçüde ilişki kurabilirse, ne denli olgunlaşırsa, içinde rahat edebileceği insancıl bir dünya yaratmaya o denli yaklaşmış olur. (Sağlıklı Toplum)
  • “Geçmişe yönelik tutum minnettarlık, âna yönelik tutum hizmet, geleceğe yönelik tutum sorumluluk olmalıdır. Zen’de yaşamak … yolunuza çıkan her şeyi ekonomik ve ahlaki açıdan eksiksiz kullanmak demektir. Zen’in amacı … eksiksiz bir emniyet ve korkusuzluğa erişmek, esaretten özgürlüğe ilerlemektir. Zen … akıl değil karakter meselesidir, bu da Zen’in yaşamın ilk prensibi olarak iradeden doğması demektir.” (Psikanaliz ve Zen Budizm)
  • Artık yabancılaşma yalnızca el emeği ile çalışan insanlarda görülmüyor; yabancılaşma memurlar, pazarlamacılar ya da profesyonel yöneticiler arasında bile hızla yayılıyor. Hatta bunlar belki de basit bir ustabaşından daha çok yabancılaşmış insanlardır. Çünkü bir ustabaşının emeği, yine de beceri, güvenilirlik ve benzeri kişisel özelliklere bağlıdır. Yetenekli bir ustabaşı; kişiliğini, gülümseyişini ve kendi fikirlerini, demin saydığımız insanların aksine, iş sözleşmeleri nedeniyle satmak durumunda değildir. Öte yandan, insanları ve toplumsal değerleri (simgeleri) etkileyip bunları yönlendirmekle görevli kişiler, kendilerini işverenlerine yalnızca becerileri için satmaz. Ayrıca onlardan uyumlu ve "istenilen kişilik tipi"ni taşımaları, rahat yönlendirilip etkilenebilir olmaları da beklenir. İşte bunlara, "örgütlenmiş (organize edilmiş) insanlar" diyoruz. Bu insanların kendilerine özgü belirli bir idealleri yoktur; idealleri, çalıştıkları şirketlerin çıkarları ve idealleri ile aynı olmuştur. Günümüzde bir el emekçisi ile bir masa başı emekçisinin (çalışanının) tüketim kalıp ve davranışlarında bir benzerlik görülmektedir. Çünkü bu insanların hepsi tek bir arzuyla yanıp tutuşmaktadır. O da, daha yeni eşyalara ya da piyasaya çıkan en son şeylere sahip olmak ve bunları kullanıp tüketmek arzusudur. Bu insanlar; edilgen, kabul edici ve tüketicidir. Onlar, yapay olarak yaratılan ihtiyaçlarını tatmin eden eşyaların buyundurukları altına girmiş olan güçsüz insanlardır. (Marx'ın İnsan Anlayışı)
  • Ve ilerleyen yaşımızla beraber, hayret etme yeteneğimiz de giderek azalır. Genelde önem verdiğimiz husus, her zaman en doğru cevabı vermektir. Ama doğru soruları sormayı bilmek, sanki daha az önemsizmiş gibi gelir bize. (Rüyalar, Masallar, Mitler)
  • " Çoğa sahip olabilen değil de, çok şey olabilen insan, bütünüyle gelişmiş ve gerçekten beşeri olan insandır." (Çağımızda Kişilik Sorunu)