Paris Dünyanın En Romantik Kenti - Mine G. Kırıkkanat Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Paris Dünyanın En Romantik Kenti kimin eseri? Paris Dünyanın En Romantik Kenti kitabının yazarı kimdir? Paris Dünyanın En Romantik Kenti konusu ve anafikri nedir? Paris Dünyanın En Romantik Kenti kitabı ne anlatıyor? Paris Dünyanın En Romantik Kenti PDF indirme linki var mı? Paris Dünyanın En Romantik Kenti kitabının yazarı Mine G. Kırıkkanat kimdir? İşte Paris Dünyanın En Romantik Kenti kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Mine G. Kırıkkanat
Yayın Evi: Kırmızı Kedi Yayınları
İSBN: 9786052981078
Sayfa Sayısı: 180
Paris Dünyanın En Romantik Kenti Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Büyük kentler insan gibidir. Mangal gibi yürek ister onları sevmek için. İğrençlik ve güzellikleri, cücelik ve yücelikleriyle kucaklamak gerekir. Sabahları Paris’te uyanmak heyecan vericidir. Gözünüzün kucaklamaya yetmediği koca kent, dev bir dizelin muhteşem temposuyla homurdanmaktadır. Gece düşen nabız, sabah beşe doğru güçlenir. Yattığınız yerde kıpırtısız, gözlerinizi sıkı sıkı yumup dışarıda olan biteni dinlersiniz: Binlerce metrosu, treni, arabası, otobüsü ve “Seine” üzerinde hizmete giren hızlı nehir otobüsleriyle, kentin kan dolaşımı çoktan başlamıştır.”
Mine G. Kırıkkanat dünyanın en romantik kentini, Paris’i anlatıyor. Kafelerinden kiliselerine, tarihinden siyasi geçmişine, şehre dair ne varsa paylaşıyor. Yaşadıklarını ve gördüklerini keyifli bir dille, Paris’in havasını taşıyan kalemiyle kâğıda döküyor.
Paris Dünyanın En Romantik Kenti Alıntıları - Sözleri
- Andre Gorz, “Aşk, toplumsal bir aykırılıktır. Çünkü bir insanı topluma yeğler ve totaliter rejimler için tehlike oluşturur. Nazizm ve Stalinizm’de, aşk bu yüzden topluma ihanet olarak kabul edilmiştir. Evlilik, toplumun aşkı zapturapta alabilmek için icat ettiği bir yöntemdir.” diye düşünmesine rağmen Dorine’in “pragmatik” savlarına boyun eğdi ve 1949’da evlendiler.
- Bilmem, dünyanın en güzel kenti midir Paris? …. Evet. İstanbul, İstanbul olmaktan çıkalı beri, evet.
- Bir millet silahlanıyor. İstanbul’un en daireli, en arabalı, en AVM’li semtlerinde geceleri takır takır silah sesleri duyuluyor. Kaşının altında gözün var diyen dövülüyor, gözünün üstünde kaşın var denen vuruluyor. İşsizlik, dağlar gibi. Ülkede işlenen tecavüz, cinayet, yaralama, hırsızlık, dolandırıcılık suç tutanaklarını üstüste koysanız, kutupları kaplar. Nasıl kaplamasın? En doğru sözdür: İmam geğirirse, cemaat kusar. Elbet suç kusuyor bu ülke, suç!
- Bu cinnet ülkede, gerçekler bedava, hayaller satılık.
- Hala ve giderek daha çok kafa kesilen ülkelerde ise beyin denilen organın bırakın ölüm sonrasını, yaşarken işlevini takan yok!
- Tanrı onu mutlaka kendisi için yaratmıştı. Sonra inatçılığı ve asiliğine kızıp insanların arasına atmıştı.
- Her şey dişidir Paris’te. Bu tanım Parisli erkekleri gücendirmez. Gökyüzünü hoyratça yaran Eiffel Kulesi bile, “Demir Hanım” diye anılır. “La Dame de Fer”
- “Genç bir sevgilim var,” diyor. Gülerek başımı sallıyorum. Onu hiç yaşlı biriyle düşünmedim ki.
- Ben de öğrendim oyunun kurallarını. Boyunlarının vurulduğunu son sözü baştan söyleyenlerin. Ya da burulduğunu. Benim de boynumu burarak öğrettiler, dilimi tutmam gerektiğini. İntikamların sıcağı sıcağına değil, sabırla soğutulduktan sonra yendiğini. Isırmak istediğim zamanlar, önce gülümsemek gerektiğini ben de biliyorum artık. Haksızlığı yenmenin bir zaman sorunu olduğunu, suçluları cezalandırmak için yaşamak, dayanmak ve beklemek gerektiğini anladım.
- Neyseki burası Fransa ve hala demokrasi var, sanırım Melenchon’u Silivri’ye kapatamazlar!
Paris Dünyanın En Romantik Kenti İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ben bir Paris aşığı olduğum için bu kitaba heyecanla ve ilgiyle başladım. Kısa bir kitap, verdiği bilgiler çok güzel, anlattığı kişiler etkileyici. Ancak bazen çok gereksiz politik ve güncel hayat göndermeleri var. Bazen de fazla zorlama kelime oyunları.. Bir sayfa Paris’i okurken bir sayfa sonra konu tamamen bu göndermelere, yazarın kendi dünyasının sorunlarına gidebiliyor. Bunlar kitabı okurken aldığım zevki çok azalttı. Ama yine de kısa ve güzel bilgiler veren bir kitap olduğu için çerez kitap olarak okunabilir. (Gökcem Tonyalı)
Kısa kısa, kıssadan hisse... Paris hakkında ucundan, tamamen yazarın kendi kişisel izlenimleri doğrultusunda yazılmış, bölüm bölüm ilerleyen bir kitap. Mezarlık bölümü gerçekten çok enteresan geldi bana. Resmen kerh...'ye dönmüş. (Esteban)
Bazı yazılar gerçekten dikkat çekici farklı bilgiler içermiş olsa dahi birçoğunda sıkıldım. Zaman kaybı değil, ama umduğumu bulamadım. Fransız Devrimi ile ilgili kısımlar ilgi çekici (huseyın demir)
Paris Dünyanın En Romantik Kenti PDF indirme linki var mı?
Mine G. Kırıkkanat - Paris Dünyanın En Romantik Kenti kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Paris Dünyanın En Romantik Kenti PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mine G. Kırıkkanat Kimdir?
Mine Gökçe Kırıkkanat (d. 1951, Ankara) Türk gazeteci, yazar ve köşe yazarı.
Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünü bitirdi. Gazeteciliğe Cumhuriyet Gazetesi'nin İspanya muhabiri olarak başladı, Cumhuriyet Gazetesi Fransa temsilciliğine getirildi.
1992 yılında Milliyet Gazetesi'ne geçti. 1996 yılında Milliyet Fransa muhabirliğiyle birlikte, Radikal Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı. 2005-2010 yılları arasında köşe yazılarını Vatan Gazetesi'nde devam ettirdi. Daha sonra kendi deyimi ile 'yuvaya dönen' yazar, 2010 sonbaharından itibaren yazılarını Cumhuriyet Gazetesi'nde sürdürüyor. Fransızca TV5 Monde kanalının yabancı gazeteciler ekibinde yer alıyor. Yazarın edebi eserleri deneme, araştırma, öykü ve roman türünde olup yapıtlarını Sinek Sarayı, Bir Gün Gece ve Destina (Literatür Yayınları, 2008), Bir Nehir Roman oluşturmaktadır.
Mine Kırıkkanat Fransızca ve İngilizce bilir. Bir çocuk annesidir.
Mine G. Kırıkkanat Kitapları - Eserleri
- Sinek Sarayı
- Destina
- Bir Hıristiyan Masalı
- Gülün Öteki Adı
- Hiç Kimse
- Bir Gün, Gece
- Paris Dünyanın En Romantik Kenti
- Carissima Sevgilim
- Aşk Hikayeleri
- Yalnız Kalem Unutmaz
- Kaf Dağının Ardı Belki
- Adnan'ın Tek Taşı
- Madrid
- Umudun Kırık Kanatlarında
- New York Amerikan Rüyasının Başkenti
- Adı Öküzden Sonra Gelen
- Aşk Varmış, Aşk Yokmuş
- Her Şeye Rağmen
- Bir Gün Gece
- Örtülü Özgürlük
- Pandispanya
- Büyümek İstemiyorum
- İyi Kötü Kadın
- Bir New Varmış York Olmuş
- Ben, Siz ve Köpekbalıkları
- Topuk Tıkırtıları
- Yalnız Kalem
Mine G. Kırıkkanat Alıntıları - Sözleri
- Gerçek aşk yırtık olmaz. (Bir Gün, Gece)
- evlilik, toplumun aşkı zaptı rapta alabilmek için icat ettiği bir yöntemdir. (Adı Öküzden Sonra Gelen)
- Doğru ya da yanlış, her şeyin bir anlamı olmalıydı (Hiç Kimse)
- Hangi dinden olursa olsun toplumu kutsal hükümlerle yönetmeye kalkan tüm dinci iktidarlar, işte bu yüzden felsefe ve mantık biliminin yayılmasını engellemeye çalışırlar. Çünkü istisnasız tüm din dogmaları, ya doğa yasaları ya da kendi içlerinde celişir. Dolayısıyla bu çelişkileri ortaya koyacak olan felsefe ekolleri ve mantık yöntemleri, her dinden softaların nefret odağıdır. (Bir Hıristiyan Masalı)
- Hiçbir olgu, bir oluşumun omurgasına eklemlenmeden gerçekleşemez. (Gülün Öteki Adı)
- Yağmuru ıslanmadan seyretmek hoştur. (Kaf Dağının Ardı Belki)
- Eğlenmek için ömür boyu, dinlenmek için ölüm boyu zamanımız vardır. (Adı Öküzden Sonra Gelen)
- "..dün gece sen uyurken yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana..." (Destina)
- ".. zamanla felaketler için ve felaketler içinde de yaşamaya alışıyor insan... " (Bir Gün, Gece)
- Önce ormanları yok ettiler, sonra denizleri kirlettiler, havayı solunmaz hale getirdiler, suları tükettiler, hayvanat bahçesindeki hayvanları kesip yediler, kitapları yaktılar, sirkteki hayvanları yaktılar, okumayı öldürdüler, yazıyı öldürdüler, gazeteleri öldürdüler. (Sinek Sarayı)
- Bu ülke insanlarının ne kadar cömert olduklarını bilirim. Ama cömert duyguların yaraladığı insanlar vardır. İyi niyet, aşağılayıcıdır kimi zaman. Nefrete dayananların, merhametle öldürüldüklerini gördüm. (Sinek Sarayı)
- Engizisyon'un temelini oluşturan inanca göre, kişi suçsuz ise ateş onu yakamazdı.” Tutuşturulan odunlardan kimse canlı çıkmadığına göre... Demek hepsi suçluydu. (Gülün Öteki Adı)
- “Trenler bazen kavuşmak içindir. Bazen de ayırmak.” (Aşk Hikayeleri)
- Neyseki burası Fransa ve hala demokrasi var, sanırım Melenchon’u Silivri’ye kapatamazlar! (Paris Dünyanın En Romantik Kenti)
- “Bir gürültü duydum, meğer yalnızlığın ayak sesleriymiş” (Sinek Sarayı)
- Asıl zor olan, taviz vermek. Çünkü tavizin sonu yok. Bugün bir ucu, yarın öbür ucu, öteki gün ortası derken, belkemiksiz kalan insanı bekleyen evrim bir tür entelektüel sürüngenlik (Yalnız Kalem Unutmaz)
- Hırsızlık yaparak aşık olunmaz. Aşk taklidi yapılmaz. Sahtesi yoktur. Oysa arzunun taklidi yapılır. Ama erkekler değil, kadınlar tarafından. (Aşk Hikayeleri)
- Latin ve Ortodoks kavgasında, gerekçenin de silahın da Latince ile Yunanca arasındaki rekabet olduğunu düşünürseniz, din savaşlarının inanç farklılığından çok dil farklılığından ciktığı; dolayısıyla cemaatlerde bile asıl ortak kültürü, imanın değil, etnik aidiyetin biçimlediği çok açıktır... (Bir Hıristiyan Masalı)
- "Kocaman kalabalığın ortasında yalnızlık duymak da bir beceriydi." (Sinek Sarayı)
- Yalancılıktan mı suçludur kadın, yoksa erkeğinin eksikliğinden mi sorumlu tutulmaktadır? Bilinen tek gerçek, kadın ile erkek arasında cinayete varan düşmanlığın temelinde bir aşk ve cinsel doyumsuzluğun bulunduğu. Sorun bireysel özgürlük anlayışında. Türk erkekleri, tatmin edemediği kadının özgür olduğunu kaç yüzyıl sonra anlayacak acaba? Ya kadının özgürlük hakkını kavraması? (Aşk Hikayeleri)