Pauline - Alexandre Dumas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Pauline kimin eseri? Pauline kitabının yazarı kimdir? Pauline konusu ve anafikri nedir? Pauline kitabı ne anlatıyor? Pauline kitabının yazarı Alexandre Dumas kimdir? İşte Pauline kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Alexandre Dumas

Çevirmen: Aslı Anar

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9786053143826

Sayfa Sayısı: 192

Pauline Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

1834 yılının sonlarına doğru bir Cumartesi akşamı Grisier’nin eskrim odasının bitişiğindeki küçük salonda toplanmıştık; kapı açılıp içeri Alfred de Nerval girdiğinde bir elimizde kılıç, ağzımızda puro, hocamızın ara ara destekleyici anekdotlarla bölünen bilge teorilerini dinliyorduk.

Pauline gizli çekmeceleri olan bir eserdir. Dumas onları açmak için 17. yüzyıldan beri rağbette olan “gömülü roman” tekniğinden faydalanır. Bu teknik, sırayla anlatıcı olan karakterler sayesinde birbirine bağlanan, art arda anlatılar sistemine dayanır. Romancı bu işleyişi seçerek gizemlerin ve anlatılan tecrübelerin çeşitliliğinin adım adım keşfini harekete geçirir, bunlar en sonunda bilgece bir yöntemle birleşir. Romanda giriş niteliğindeki “1834 yılının sonlarına doğru” sözleriyle bir âna yerleştirilmiş üç anlatı art arda sıralanır. Kendini yazar ve anlatıcı olarak tanıtan Alexandre Dumas çerçeve anlatıyı yürütür ve doğrudan okura hitap ederek onunla bir sohbet başlatır...

(Tanıtım Bülteninden)

Pauline Alıntıları - Sözleri

  • Birbirleriyle asla karşılaşamayacak olan ama bir defa karşılaştıktan sonra ayrı duramayan insanlar vardır.
  • Elveda Pauline ! Sizi tehdit etmiyorum, size yalvarıyorum; ben sizi seviyorum, siz beni seviyorsunuz .Bana ve kendinize acıyın.
  • "Kalbinizi açık bir kitap gibi okumama izin verecek misiniz?"
  • "Gözyaşları güven verir, tebessüm ise sinsidir; tebessüm, kalbin yalan söylemek için altına saklandığı perdedir."
  • Hayatımdan bir adam geçmişti hepsi bu...
  • Hiçbir şey yapamazdım...zayıftım...kadındım ve ona aşıktım..
  • Sizin bulunduğunuz ülke benim memleketim olur!
  • Birbirleriyle asla karşılaşamayacak olan, ama bir defa karşılaştıktan sonra ayrı duramayan insanlar vardır.
  • Sonbaharda ilkbahara ait bir şeyler vardır...
  • Gözyaşları güven verir, tebessüm ise sinsidir....
  • Çağımızın büyük talihsizliği, hayal gibi olanın peşinde koşmak ve basit olanı küçümsemektir.
  • Evet, haklısınız, ben kötü bir oyuncuyum. Gülümsememin gerisindeki gözyaşlarım belli oluyor, değil mi?
  • Çağımızın büyük talihsizliği, hayal gibi olanın peşinde koşmak ve basit olanı küçümsemektir. Toplum şiirsellikten uzaklaştıkça, faal hayal güçleri sıra dışı olanı, her gün yeryüzünden kaybolup tiyatroya ya da romanlara sığınan şeyi istiyor; oradan da çevrelerindeki her şeye etki eden istisnai özelliklerden bu büyüleyici yararı sağlamayı.
  • Gözyaşları güven verir, tebessüm ise sinsidir. Tebessüm, kalbin yalan söylemek için altına saklandığı perdedir.
  • Genel kural: kılıç, mert ve asil adamın silahıdır; kılıç tarihin memleketin büyük adamlarına tahsis ettiği kutsal emanetlerin içinde en kıymetlisidir.

Pauline İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Affetmek İntikam Keder Huzur Merak ve Sessizlik: Her şeyi geride bırakabilir misiniz? Canınız çok yanmış olsa da, hayatınız altüst olsa da ve hatta ölecek olsanız da… intikam almaktan vazgeçebilir misiniz? Uzun süre bir şeyler yazmayınca insan nasıl başlayacağına karar vermeyi bırak, başlamadan vazgeçmek istiyormuş. Sürekli yazanları tebrik ederim buradan. Peki, beni bu yeniden yazma duygusuna iten ne oldu? Bir kitabın bu kadar az okunmuş olmasının şoku ve boş vaktimin doğması (staj :) ) mı? Ya da yirmi dakikadan fazla elinde kitap tutamayan benim neredeyse tek soluşta okuyabilmiş olmam mı? Aşk ve Gurur’u o kadar zor bitirdim ki inanın abartmıyorum bu durumu. Ve bu durum tabii romanın sadece macera yani sürükleyiciliğinden kaynaklanmıyor, bunu bir belirteyim de. Öncelikle klasikokurr’a güzel önerileri için teşekkür etmek isterim. Takip ettiğim birkaç kişiden biridir kendirleri. Neyi fazla övse severek okurum. Bkz: İnsan Kaçan, Martın Eden, Gölge Adam, Kapıların Dışında, Yaşar Kemal ve uzar gider. Alexdar Dumas Tarafından yazılan Pauline; gömülü roman tekniğiyle yazılmıştır ve üç anlatıcıya sahiptir. Kısaca farklı anlatıcılardan yararlanarak yazılan bir teknik diyebiliriz. Başta karakterlerin çatıştığı ve düşüncelerin karıştığı biraz daha bilinç akışı tekniği gibi olacağını düşünmüştüm doğrusu, tutanamayanlar gibi. Eksantrik ve karmaşık deneysel çalışmalara bayılırım, bu kitabı almamın da sebebi buydu zaten. Ama karışıklıktan ziyade sırası gelene söz hakkı verilmiş gibiydi. Bazen kitap okurken yan karakterlerin hikâyesi anlatılırken keşke onun açısından okusaydık deriz ya işte yazar bunu yapıyor. Hikayeler ve hisler ilk ağızdan anlatılıyor ve bu sistem karışıklıktan ziyade düzen ve yoğunluk getiriyor. Tabii romanın macera kitabı olması, sürekli gizemin peşinde koşmamız ve bir kadının ilk duygularına şahit olmamızda kitabı elinden bırakmamanıza neden oluyor. Ve bunu cidden iyi bir dille yapıyor sadece olaylarla değil. Nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama… Stefan Zweig Kitaplarını çok sevsem de hep bir anlatım eksikliği hissederim, bunda bu yok. Kitabın konusunu daha anlatmaya gerek yok sanırım bu kadarı başlamadan önce bilinse yeterli. Ne zaman Fransız edebiyata başlamam lazım desem, ki bu benim için; Marcel Proust okumak demektir. Geçte olsa buna kısmetmiş ve çokta isabetli bir karar olmuş diyorum şu an. Sürekli bir şeyleri kaçırıyorum, yakalamak gibi de bir çabamın olduğu da söylenemez ya hadi neyse. Bu kadar az okunmayı hakketmeyenler kategorisindeki bu kitabı çevreme(2) zorla okutmaya başlama seanslarım başlamıştır. Umarım başkalarının görmesine de neden olur ve bu zorlu seansların devamını dilerim. (Cemre)

Yoğun bir Ocak ayı okumasının sonuna doğru ilaç gibi gelen bir kitap. Alexandre Dumas'ın incelikli ve macera dolu dili sürüklüyor sizi, bir çırpıda bitiyor. Olay örgüsünü çok beğendim. Tavsiye ediyorum.. (Begüm)

Intikam duygusu sanırım çoğu romanında ön planda Dumas beyin :) Bu kitapta biraz da gotik tarzda yazıldığı söylenen ama bana kalırsa bir macera romanı. Sonuna kadar acaba noldu nolacak diye okuyosunuz. Merak duygunuzu asla yitirmiyosunuz. Pauline baş karakterimiz bir Balo sonucu tanışıp evlendiği bir adamın başka işlere karıştığını tesasüf sonucu öğreniyor. Pauline aşık olan Alfred ise Pauline i hiç ummadığı bi yerde buluyor. Ve tabi bunu izleyen bir dizi olay. Dumas sevenlere tavsiyemdir. (Merve)

Kitabın Yazarı Alexandre Dumas Kimdir?

Alexandre Dumas Pére... Fransız yazar. Monte Kristo Kontu, Üç Silahşörler, Siyah Lale ve Demir Maske gibi tarihi romanlarıyla tanınır. Üçyüze yakın macera romanı yazmıştır. 19. yüzyılın en verimli ve en sevilen Fransız yazarlarındandır. Önce oyunları daha sonra da tarihsel romanlarıyla büyük ün kazanmıştır. Özellikle, Kardinal Richeliey dönemindeki gözüpek kahramanı anlattığı romantik tarzda yazdığı Üç Silahşörler (1844) ve Monte Kristo Kontu (1845) en tanınmış yapıtlarındandır. Dumas'nın renki, açık yürekli, kimi zaman pek inandırıcı olmayan bir üslupla kendi olağanüstü yaşamındaki olayları aktardığı Anılar (1852-54) adlı yapıtı romantik dönem Fransız edebiyat yaşamına ışık tutar. Dumas, geçimini sağlamak amacıyla genç yaşta Paris'e gitmiştir. Avukat olmayı planlamış ama geleceğin Fransa Kralı Orléans dükü Louis-Phlippe'nin hizmetine girmiştir. Sonra da şansını tiyatroda denemeye karar vermiştir. Yazdığı oyunlar döneminde olduça ilgi görmüştür. III. Henry ve Sarayı (1829) adlı oyununda Dumas, Fransız Rönesansının gösterişli bir tablosunu çizmiştir. Napoléon Bonaparte (1831) yeni ölen imparatorun efsaneleşmesini sağlamıştır. Dumas, oyun yazarken tarihsel romanla da ilgilenmeye başlamış ve renkli bir tarihsel fonla, genellikle 16. ve 17. yüzyılda geçen heyecanlı öyküler yazmayı hedeflemiştir. Kalıcılığını da oyunlarıyla değil, bu tarihsel romanlarıyla sağlamıştır. Romanlarındaki kahramanlarında iyi-kötü ayrımı oldukça belirgindir. Victor Hugo gibi romantik akımın başlıca yazarlarındandır. Dumas başarı kazandıkça kendini pahalı zevklere vermiş ve borçlarını ödeyebilmek için daha fazla yazmaya başlamıştır. Aynı zamanda gazeteciliğe de başlamış, gezi kitapları yazarak para kazanmaya çalışmış ama başarılı olamamıştır. Alexandre Dumas'nın eserlerini, özellikle de "Üç Silahşörler"'i yazarken tarihi oldukça saptırdığı, olaylara fazlasıyla hayâl gücünü kattığı söylenir. Bu söylentiler kulağına kadar gelince Dumas, "Tarihe tecavüz ettiğimi söylediler ama çok güzel çocuklar doğdu" demişti. Alexandre Dumas 1870'te, Dieppe yakınlarında ölmüştür.

Alexandre Dumas Kitapları - Eserleri

  • Monte Cristo Kontu
  • Üç Silahşor
  • Siyah Lale
  • Demir Maske
  • Binbir Hayalet
  • Üç Silahşörler 2 - Yirmi Yıl Sonra

  • Üç Silahşörler (Çizgi Roman)
  • Kafkaslar
  • Sainte - Hermine Şövalyesi
  • Üç Silahşörler - Kraliçenin Hizmetinde
  • Monte Kristo Kontu - Çalınan Taç
  • Pauline
  • Mısır ve Sina'da On Beş Gün

  • La Reine Margot
  • Mutfak Sözlüğüm
  • Tepedelenli Ali Paşa
  • Üç Silahşörler - Kralın Hizmetinde
  • Metres / Milady
  • Kraliçenin Elmasları
  • Robin Hood

  • The Nutcracker
  • Üç Silahşörler 3
  • Kaçış ve Yaşanmış Hikayeler
  • Üç Silahşörler 4
  • Üç Silahşörler 5
  • Kamelyalı Kadın

Alexandre Dumas Alıntıları - Sözleri

  • “Bekleme bir tür çılgınlık, çılgınlık da çok fazla umut değilse nedir?..” (Üç Silahşörler 3)
  • "Sana,hatıranda benim için hiçbir yer kalmayacak kadar sakin,mesut ve huzurlu bir hayat dilerim. “ (Monte Kristo Kontu - Çalınan Taç)
  • "Geçmişi bilmek, gelecekten haber vermekten kötüdür." (Üç Silahşörler 2 - Yirmi Yıl Sonra)
  • "Ben insanlardan çok fikirleri merak ediyorum." (Üç Silahşörler 3)
  • Ayrılık da ölüm kadar etkilidir… (Monte Cristo Kontu)
  • “Eskisi gibi değilim artık..” (Üç Silahşörler 3)

  • Sizi her gördüğümde, yüreğimdeki mücevher kutusuna bir elmas daha koyuyorum. (Üç Silahşörler (Çizgi Roman))
  • Güvendiğiniz kim var? Hiç kimse. (Demir Maske)
  • "Talihin büyük dönemeçleri umutsuz durumlarda birdenbire ortaya çıkmıştır." (Üç Silahşörler 3)
  • ... Ben basit bir kurala inanıyorum: Tanrı iyinin ne olduğunu eğitimle öğrenmemiş bir kadını hep iki yoldan oraya götürür: Bunlar aşk ve acıdır; zorlu yollardır. Bu yollara düşenlerin ayakları yara bere içinde kalır, elleri dilim dilim yarılır ama aynı zamanda yolun iki yanındaki böğürtlen dikenlerinin üzerinde kötülüğün yakut damlalarını bırakırlar. Tanrı huzurunda utanmayacak ve çıplaklıkla gayelerine ulaşırlar... (Kamelyalı Kadın)
  • ... Çünkü ölüm yanımda duruyor. Sense benden o kadar çok uzaktasın ki... (Kamelyalı Kadın)
  • Bu kadar çabuk ayrılacaktık madem, karşılaşmamıza hiç değmezdi. (Binbir Hayalet)
  • İnsanlar bilhassa kötü davrandıklarında sözcüklerin değeri hususunda yanılırlar ve tam da yüceltilmeyi hak edenleri alçaltmak için onlara hakaret ederler. (Sainte - Hermine Şövalyesi)

  • Ama içgüdülerden gelen nefret acımasızdır, hiçbir biçimde sönmez; kimi zaman küllenir gibi olur, ama bu küllerin altında daha fazla şiddetlenir. (Üç Silahşörler 4)
  • “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” (Üç Silahşörler 5)
  • Hırslı bir insan erişemeyeceği şeyleri arzular. (Demir Maske)
  • "Ölümden çekinenin sevgisi az olur!" (Sainte - Hermine Şövalyesi)
  • -Kedilerden ve farelerden daha tehlikeli bir hayvan var! -Hangisi? -İnsan! (Siyah Lale)
  • Bildiğiniz gibi en tehlikeli mermiler düşmandan gelmiyor. (Üç Silahşörler (Çizgi Roman))
  • "...bir başkası için ömrü boyunca yas tutacak birini tanımıyorum..." (Üç Silahşor)