Piano Piano Bacaksız - Kemal Demirel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Piano Piano Bacaksız kimin eseri? Piano Piano Bacaksız kitabının yazarı kimdir? Piano Piano Bacaksız konusu ve anafikri nedir? Piano Piano Bacaksız kitabı ne anlatıyor? Piano Piano Bacaksız PDF indirme linki var mı? Piano Piano Bacaksız kitabının yazarı Kemal Demirel kimdir? İşte Piano Piano Bacaksız kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Kemal Demirel
Yayın Evi: Pupa Yayınları
İSBN: 9786055765071
Sayfa Sayısı: 117
Piano Piano Bacaksız Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Hemen hepimizin düşü ve coşkuyu olanca bağımsızlığımızla yaşadığımız o çocukluk yaşlarımızdan bende iz bırakan insan ve olayları yazmaya çalıştım bu kitapta (...) Yarım yüzyıl önce beş ile on üç yaş arası birlikte yaşadığım o insanları anlatırken onlara hiç haksızlık etmemeye çalıştım. Ne anlattımsa iyi ve kötünün ötesinde, yani insanları yargılamadan anlatmaya çalıştım. Yüreğimizle yaşadıklarımızı ortaya koymak, düşünerek yaşadıklarımızı ortaya koymaktan ne kadar da zormuş."
İkinci Dünya Savaşı öncesinin karanlık günlerinde, İstanbul'da, eski zamanların harap konaklarının sakinleri, yoksulluk, korku ve güvensizlik içinde birbirlerine sarılırlar. Piano Piano Bacaksız'da, küçük bir çocuğun hayal gücüyle genişleyen dünyası, bu kuru ve renksiz, acı dolu dünyayı yutar, masumiyetiyle dipsiz kuyulardan yukarıya umut ışıkları çeker. Yazar Kemal Demirel'in gerçek yaşamöyküsünden esinlenerek yazdığı Piano Piano Bacaksız, gücünü işte bu umut ışıklarını, kendi çocukluğundan, günümüzün çocuklarına aktarabilmesinden alıyor.
Kuşaklar boyu renkli karakterlerinden, sürükleyici hikâyesinden ve samimiyetinden bir şey kaybetmeyen Piano Piano Bacaksız, bir Türk Edebiyatı klasiğidir. Bu klasik yapıttan sinemaya uyarlanan aynı adlı film de, Türk Sineması'nın klasikleri arasında yerini almış; Oscar ödüllerine aday adayı olan ikinci Türk filmi olmuştur.
(Arka Kapak)
Piano Piano Bacaksız Alıntıları - Sözleri
- Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormaliyiz: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz? Önemli olan bu.
- Sevdiğim insanların sevinçleri, neredeyse kanatlandırırdı beni.
- Onu ne zaman sevdim bilmiyorum
- Sevgi dünyamızın olgunlaşmasına yardım edebiliyor o zaman.
- Sevgi dünyamızın olgunlaşmasına yardım edebiliyor zaman.
- Oysa günümüz insanlarının bir sorunu var: zamanı geçirmek. Sanki yaşamaya mahkum olmuşlar da bu cezalarını nasıl çekeceklerini baş sorun etmişler.
- Ne çok sormak isterdim: “Feriha Abla, Senai Abi’de ne buldun, onda ne görüyor, ne yaşıyordun ki tüm bunlara katlanıyordun?“ diye. Bana kalırsa sende, çok az insanın ulaşabileceği güzelliklere erişmiş bir insan görüyor, onu seninle pay ediyor, yaşıyordu.
- Onu ne zaman sevdim, bilmiyorum.
- Bana öyle geliyor ki, ortam ne olursa olsun, kendine saygı duyarak, insanı ve insan onurunu koruyarak yaşamak olası.
- Öyle çok seviyordum ki korkmak aklıma bile gelmiyordu.
Piano Piano Bacaksız İncelemesi - Şahsi Yorumlar
İlk defa anı-roman tarzında bir kitap okudum. Buna rağmen sıkılmadan okudum ve yazarın yaşadıkları benim içime işledi sanki. Bir an gerçekten Kasımpaşa Fırın Sokak 'ta buldum kendimi. Yazarın üzücü ama bir o kadarda sevgi dolu anısı sade ve içten bir dille anlatılmış. (Ebru Hasret)
Dilinin sadeliği ve anıların güzelliği ile bizi içine çeken bir kitap. Aslında bize karşımızda birisi varmışta anılarını anlatıyor ve sohbet ediyormuş hissi veriyor. Küçük yaşta yaşadıklarımızdan ne kadar etkilendiğimizi, kalabalık ortamda yardımlaşmayı aynı zamanda kötü olan bazı şeyleri de çok güzel anlatmış Hikaye kalabalığı yapmamış yazar. Az ve öz anlatmış her şeyi. Aslında nda birazda özlem çektiği için yazmış hissi verdi bana. İnsan kaç yaşına gelirse gelsin bazı anılarını unutmuyor dedirten bir kitap. (Ceyda)
"Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormalıyız: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz? Önemli olan bu..." (Piano Piano Bacaksız) Kitabı çok sevdim hatta o güzel film uyarlamasından daha da çok sevdim. Dili çok samimiydi , zarif , güzel bir sadelikteydi. Hikayesinde ise çocukluk anılarının saf güzelliği vardı. En sevdiklerim listeme bir kitap daha eklendi bile;) (Kitap her yerde okunur)
Piano Piano Bacaksız PDF indirme linki var mı?
Kemal Demirel - Piano Piano Bacaksız kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Piano Piano Bacaksız PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Kemal Demirel Kimdir?
Kemal Demirel, 1926'da İstanbul'da doğdu. Taksim Lisesi'ni bitirdi. İ. Ü. Fen Fakültesi'nde dört sömestre matematik-astronomi okudu. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde dört yıl Prof. Dr. Takiyettin Mengüşoğlu'nun ders ve seminerlerine katıldı. 1966'da Yankı Yayınevi'ni kurdu. Eserleri: Antigone, (oyun) 1970'te Yunanca'ya çevrildi, Devlet Tiyatrosu'nda oynandı. Büyük Yargıç (oyun), İsa'nın yaşamını yansıtan bu eser 1980'de Peder Renata tarafından İtalyan Kültür Merkezi'nde sahnelendi. 1992'de Sylvia Meyer çevirisiyle Amerika'da yayınlandı. Farenin Ölümü (Amipler oyun) 1972, Simavna Kadısı Şeyh Bedreddin (oyun) 1997. Denemeler: İnsanlar Üzerine (1968), İnsan ve Dünyası (1980), Tanrı'nın Onuru İnsan (1997). Roman ve öyküler: Özel Cezaevi (1995), Evimizin İnsanları (1988), Gençlik Yılları (1994. Basılı Senaryoları: Anafartaların Kış Günü (1992), Süleyman Çelebi (Mevlidin Doğuşu) (1966), Piano Piano Bacaksız (1994), Itri'nin Hayatı (1994).
Kemal Demirel Kitapları - Eserleri
- Piano Piano Bacaksız
- Antigone
- 'Kadı Burhaneddin' 14. Yüzyılda Bir Türk Dehası
- Gençlik Yılları
- Tanrı'nın Soluğu 'Sevgi'
- İnsanın Yeryüzü Yolculuğu
- Bir Kitaptan Bin Kitaba
- Tanrı'nın Yedinci Günü
- Özel Cezaevi
- İkili Ölüm
- Hümanist Atatürk
- Kandiye Zaferi
- Şeyh Bedrettin'in Yargılanması
- Anafartalar'ın Beş Günü
- İnsanlar Üzerine
- Tanrının Onuru İnsan
- Büyük Yargıç
- Toplu Oyunlar
- Bütün Senaryoları
- Açıklamalı İnsani Terimler Sözlüğü
Kemal Demirel Alıntıları - Sözleri
- Uzun ya da kısa yaşamaktan daha önemlisi yaşadığı kadarını insan gibi yaşamaktır. (Tanrı'nın Yedinci Günü)
- Heyecan ve insan sevgisiyle dolu varlığına ben, olsa olsa, katkıda bulunmuş olabilirim. O kendi kendini yetiştirdi. Bizler ancak ışık tutar, yol gösterebiliriz böyle insanlara. (Şeyh Bedrettin'in Yargılanması)
- Gözüm görmeseydi güzelliğini bu güzellik neye yarar? Güzelliği görmeyen göz ki o neye yarar? ('Kadı Burhaneddin' 14. Yüzyılda Bir Türk Dehası)
- (…) ne mutlu size ki aydınlıktan, insanlığın güzelliklerinden etkilenebiliyor, haz alıyor, mutlu olabiliyorsunuz. (Şeyh Bedrettin'in Yargılanması)
- Tek ve önemli işimiz, bir insanla karşı karşıya olduğumuz zaman ondaki bir kaynağı yaşatmaya çalışmaktır. Kurutmaya değil. (İnsanın Yeryüzü Yolculuğu)
- "Susayanlar kendinden başka yerde arıyorsa suyu, ne yapabiliriz ki..." (Özel Cezaevi)
- "İnsan, konuşması gerektiği yerde, susmakla da suç işleyebilir." (Gençlik Yılları)
- Her ne ki elde edilir, ona kaybolmuş gözüyle bakılır. (Tanrı'nın Yedinci Günü)
- Biz yok iken sevgi Tanrı ile bir bütündü Madem ki varız öyleyse Tanrı'yı ararız ('Kadı Burhaneddin' 14. Yüzyılda Bir Türk Dehası)
- İnsanlar sırf rahat içinde, bolluk içinde yaşamak için var değillerdir bu dünyada; özgür ve bağımsız yaşamak için, karşılaştıkları koşullar ne olursa olsun, sonuna dek insanca yaşamak için vardırlar. (Antigone)
- Hangi yaşta olursak olalım kendimize sormaliyiz: Neyi yaşamamız gerek, biz neyi yaşıyoruz? Önemli olan bu. (Piano Piano Bacaksız)
- Tanrı soluğu ile oluşmuştur din kitapları. Bu kitaplar, Tanrı'nın düşüncesi ile değil din kitaplarında bulunan yönlendirici düşünceler ile yazılmıştır. İçindekiler, şu ya da bu nedenle binlerce yıldır toplumlara yön vermek, onlara bir arada yaşamanın kurallarını koymak için üretilmiş düşüncelerdir, adı üzerinde düşüncelerdir; duygular değil. Tanrı soluğunun duygu olduğunu, onun bir ruh olduğunu, o ruhun doğrudan kendisi tarafından insana verildiğini, emanet olarak verildiğini bilmeliyiz. ancak biz o ruhu yaşamaya başlarsak neşelenir, sevinç duyar, hüzünlenir, sevgi duyar, derin derin titreyerek tüm bunlara saygı duyarız. (İnsanın Yeryüzü Yolculuğu)
- Stefan Zweig: Lotte, biz bu dünyaya hep içimizi karartan bu insanlarla yaşamak için mi geldik? (İkili Ölüm)
- Sen sanma ki ben dünyada sadece sevgilimi severim Sevgiyi taşıyan ve onu yaşayan herkesi de severim. ('Kadı Burhaneddin' 14. Yüzyılda Bir Türk Dehası)
- Coşkulu ama şiirsel bir ifadeyle ve yüksek sesle nutkun, Gençliğe Veda Bölümü'ne "Ey Türk Gençliği Birinci Vazifen" diye başlaması ile gözlerinin dolması ve yaşların damla damla süzülmesi bir oldu o vakur sesiyle. Bir yandan okuyor, bir yandan da ağlıyordu. Tabii oradakilerin hepsi de, hepimiz de ağlamaya başladık. Öyle bir sahne olmuştu ki hatırladıkça tüylerim diken diken olur ve gözlerim dolar. Nutuk hakkında yazdıklarımı gençlerin bilmesini, bilmeyenlerin bilmesini istediğim için yazdım. İlk ve son defa gördüm onun böyle ağladığını. (Hümanist Atatürk)
- Hangi dinden, hangi mezhepten olursa olsun tüm insanlar o soluğu taşıyor. Tanrı'ya ibadet o soluğu duymak ve yaşamak demektir. İbadet anları Tanrı'nın soluğu ile aydınlandığımız anlardır, sonsuzluktan yaşanmış anlardır, sevginin var edildiği anlardır. Sevginin var olduğu yerde savaş olmaz, sevgi Tanrı'ya uzanan yolun çiçekleridir. Herkesin birbirlerinin iyilik ve güzelliği için yaşadığı bir dünya mutlaka bir gün gerçekleşecektir. (Şeyh Bedrettin'in Yargılanması)
- Görenler susarsa, ayıplar ömür boyu sürer. (Tanrı'nın Yedinci Günü)
- Yankı Yayınları ile sizlere elden geldiği kadar insani, ilmi ve sanat alanında yenilikler getiren eserleri ulaştırmaya çalışacağız. Bunalım içinde yaşayan sorumsuz ve hafif yaşantı sonucu daha da hafifleyen kişilerin dünyasına rağmen kalbi insan sevgisi ile çarpan pek az okur için bile olsa yayın yapmaya çalışacağız. İnsanlıkları ile dolu dolu kahramanlıklar veren yazarları ulaştıracağız sizlere. Bu eserler ilgi görürmüş, görmezmiş önemsemeyeceğiz pek. Dayanabildiğimiz yere dek. Kim demiş ki, 'Dünyamızda daima gerçeklik ve değerler hükümran olur'. Moda ve kütle hafiflikleri uğruna işleyip durmakta bütün çarklar, tekniğinde olduğu kadar sanatında da. Eserlerinde, özlemini duyduğumuz ve ender de olsa hayatta rastlayabileceğimiz kahramanları bizlere ulaştıran yazarları basacağımız içim şimdiden sevinçliyiz. 4.12.1966/İstanbul Editör Kemal Demirel (Bir Kitaptan Bin Kitaba)
- "Birbirinizi sevmekten başka hiç kimseye bir konuda borçlu olmayın." (Tanrı'nın Soluğu 'Sevgi')
- O,istiyordu ki kitaplar hayatta da yaşansın;sevgiler, kahramanlıklar kitaplarda kalmasın;her gerektiği yerde görülsünler.Böylece çok sevip hayran olacağı insanlarla dolu bir dünya istiyordu. (Gençlik Yılları)