Plevne - Mehmed Niyazi Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Plevne kimin eseri? Plevne kitabının yazarı kimdir? Plevne konusu ve anafikri nedir? Plevne kitabı ne anlatıyor? Plevne kitabının yazarı Mehmed Niyazi kimdir? İşte Plevne kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Mehmed Niyazi
Yayın Evi: Ötüken Neşriyat
İSBN: 9789754378573
Sayfa Sayısı: 390
Plevne Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Tuna'da akan su değil, kaderimizdi; ya cihangir olacak, ya da sıradanlaşacaktık. Orası artık bizim için ne bir belde, ne şehir, ne de kaledir; vatan sevgisinin, onurun, yiğitliğin abideleştiği mekândır. Hiçbir yaralı esir, galibine öyle yelesi kabarık aslan heybetiyle görünmedi; tarihte yenen, yendiğinin gölgesinde bir başka yerde kaybolmadı.
(Tanıtım Bülteninden)
Plevne Alıntıları - Sözleri
- "Silahı, mermisi, suyu ve ekmeğiyle siperine yerleşmiş bir Türk savaşçısı yenilmez bir kuvvettir. Ve yetenekli, güvenilir bir komutanın emri altında çarpışan Türk'ün cesaretinde sınır yoktur."
- Öyle yenilgiler vardır ki, orada gösterilen şecaat, gelecekteki zaferlerin ateşleyicisi olmuştur. Öyle zaferler de vardır ki yenilgilerin kapısını aralamıştır.
- Gücü ele geçiren canavarlaşıyor.
- Çünkü devlete baş olmak, kuzguna leş olmayı göze almakla mümkündür.
- “İnsanoğlu sadece mantıktan ibaret değildir. Çoğu zaman hisleriyle düşünür.”
- İnancın yenmediği hiçbir güçlük yoktur.
- Bu fakir, cahil insanlar ölümlerine bile sebep bulabiliyorken, bizim yaşamamıza bir anlam veremememiz felaketimizi çağır miyor mu ?
- "Sevgili John; ... İman ne ilginç, ne güzel şey; onlar için ölmek bir yerden bir yere gitmek gibi. Savaşta ölenlerin Allah katında en yüksek mertebe olan şehitliğe ulaştıklarına inanmalarına rağmen son anlarını yaşadıklarını hissedenler, "Geliyoruz, mahçup etme Yarabbi!" dedikten sonra imanlarının esası olan kelime-i şahadet getiriyorlar." ...
- İnsan ne muamma varlık.
- "Billahi Tuna, sende biliyorsun ki, böyle onurlu bir savaş dünyanın bir başka yeri için verilmedi.idrakler sınırlı, sevgiler sınırsız olduğundan Plevne'de yaşananları hiçbir milletin hayali almadı; çünkü hiçbir millet seni bizim kadar sevmedi, sana türküler yakmadı, çocuklarına adını vermedi, onları sana kurban etmedi..."
- Diğer milletlerin teslim oldukları noktada Türklerin savunması başlar. Helmuth Karl Bernhard von Moltke
- Billahi Tuna, sen de biliyorsun ki, böyle onurlu bir savaş dünyanın bir başka yeri için verilmedi.İdrakler sınırlı, sevgiler sınırsız olduğundan Plevne'de yaşananları hiçbir milletin hayali almadı çünkü hiçbir millet seni bizim kadar sevmedi, sana türküler yakmadı, çocuklarına adını vermedi, onları yoluna kurban etmedi.
- Türkler, karşısında hiçbir gücün direnemeyeceği sel gibiydi.
- İnsanın en kolay kendini kandırdığını, ihtirasına mantığında yer bulduğunu unutmayalım.
- Her meslekte risk vardır.
Plevne İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tarihi Mehmed Niyazi'nin satırlarından okumak eşsiz güzel. Kendisinin okuduğum üçüncü kitabı. Kitabı okuduktan sonra da belli bir süre etkisi devam ediyor. Mutlak tavsiye ederim. Herkes okumalı. (Sabire Karaağaç)
Plevne savaşını anlatan epik bir kitap. Bir nevi bir macera romanı, tamamen savaşın kendine odaklanmış. Kitapta çok derin anlamlar çıkarılacak fazla malzeme olmasa da, savaşı tamamen tek taraflı anlatmaması Rusları da işin içine katması gayet güzel. Savaş filmi izlemeyi seven, geçmişte savaşların nasıl olduğunu merak edenler zevkle okuyacaktır. Ayrıca bu kitabı okurken birçok kez Şu Çılgın Türkler'i okur gibi hissettim,ona çok benzer bir üslupta yazılmış bence. Kitabın sonunda da savaş hattının bir haritası var. Böylelikle sayısız isim arasında kaybolmuyorsunuz. (Derviş Orhan)
Türk Harb tarihinin son büyük siması Osman Paşadır. Askerlik sanatı bakımından son büyük eser Plevne savunmasıdır. Nihal Atsız- Ruh Adam (sf 35//36) Tarihin bir muhteşem anı,ilk bakışta bir kasabanın savunulması gibi gözüken aslında koca bir milletin haysiyetini kaybetmeme mücadelesinin verildiği savaş.Savaş kaybedildi ama haysiyet kazanıldı.Osman Paşa ve askerleri herkese Türklerin her şey olabileceğini ama haysiyetsiz olamayacağını gösterdiği savaş. Savaş insanı canavarlaştırabilir,ancak savaştan sonra Ruslar tarafından esirlere yapılanlar,sivil halka Bulgarların yaptığı kıyımlar insanlığa sığmayacak şeyler.Esir alınan 9000 Türk askerinin soğuktan donup ölmeleri savaşla anlatılacak bir şey değil,hastanedeki yaralıları bile öldüren Bulgarların yaptıklarınaysa söyleyecek kelime bulamıyorum ... Ruslar 3 kez Plevneye hücum ediyorlar üçünde de perişan olup geri çekilmek zorunda kalıyorlar.Savaşın seyri Çar'ın ordunun başına ünlü ve tecrübeli,yaşlı bir kurt olan Alman Generali getirmesiyle değişiyor.Her seyin bittiği yerde Türklerin savunması başlar.Hücum ederek Türkleri altedemeyeciğini biliyor ve kuşatma yapılmasını emrediyor.Yani Türkler çembere alınacak ve dışardan hiç bir yardım alamayacak.Rus askerlerinin yapamadığını,açlık ve devamında gelen hastalıklar yapacak.Ve öylede oluyor,asker açlıktan,soğuktan,hastalıklardan kırılıyor tek çare "beyaz bayrak" Teslim olmak.Bu normal insanların seçeceği bir yol,ancak Plevne müdafasını yapanlar normal değiller her biri birer aslan.Teslim olmak yerine hücum ederek çemberi yarma harekatı düzenliyorlar, insanın aklına sığmayan bir kapışma oluyor,güç dengesi diye bir şey yok.Yarma harekatını Türkler 35000 kişi ile yapıyor Ruslar ise 320000 kişi.Bu savaşın kazanılması olanaksız,olanaksız olması sebebiyle de beklenti büyük,böyle bir savaş ancak Türkler tarafından kazanılabilir. Savaşı kaybediyoruz ama çok şey kazanıyoruz,okumasını bilene tabi.Miralay Yunuslar,Bakkal Çavuşlar,Genç Osmanlar,Yüzbaşı İbrahimler ve Plevnenin tüm Aslanları bizlere haysiyet dersi veriyorlar.Haysiyeti olmayanın hiçbir şeyi olmaz. (Fırat Özbey)
Plevne PDF indirme linki var mı?
Mehmed Niyazi - Plevne kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Plevne PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mehmed Niyazi Kimdir?
İlk ve orta okulu Akyazı'da okudu. Liseyi İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde bitirdi. Sonra Hukuk Fakültesi'ne girdi; 1967de oradan mezun oldu. O zamanlar da hukuk fakültesinde takıntısız olarak üçüncü sınıfa geçenler, dekanlığa müracaat edip, izin alarak edebiyat fakültesinin herhangi bir bölümüne devam edebiliyorlardı. Bu imkândan faydalanarak Edebiyat Fakültesinin Felsefe bölümünden de sertifika aldı. Mezuniyetini takiben devlet felsefesi sahasında doktora yapmak için Almanya'ya gitti. Brilon'daki Goethe Enstitüsü'nde Almanca öğrendi. Marburg Üniversitesi'ne intisap ederek burada Prof. Dr. Ditrich Pirson'un yanında "Türk Devletlerinde Temel Hürriyetler"konulu doktorasına başladı. Uzun yıllar Almanyada oturdu. 1988 yılından beri Türkiyede ikamet etmektedir. Tercüman ve Zaman gazetelerinde yazdı. 1987'den beri de ilk başta haftada üç gün, sonraları haftada bir gün Zaman gazetesinde yazmaktadır. Ayrıca; Genç Akademi, Nizâm-ı Âlem, Türk Yurdu, Ufuk Çizgisi gibi dergilerde makalelerini de zaman zaman Batı dergilerinde yayınlatmaya çalışıyor. Mehmet Niyazi Özdemir, tezli romanlarıyla tanınan bir yazar ve düşünürdür. Eserlerinde millî konuları işlemeyi şiar edinmiştir. Fikrî eserlerinde ise Türkiye`nin sosyal yapısı üzerine görüşlerini açıklar.
Mehmed Niyazi Kitapları - Eserleri
- Çanakkale Mahşeri
- Yemen! Ah Yemen!
- İki Dünya Arasında
- Dahiler Ve Deliler
- Plevne
- Varolmak Kavgası
- Ölüm Daha Güzeldi
- Kanije
- Yazılamamış Destanlar
- Türk Devlet Felsefesi
- Doğunun Ölümsüz Çocuğu
- Medeniyetimizin Analizi ve Geleceği
- Millet ve Türk Milliyetçiliği
- Bayram Hediyesi
- İslam Devlet Felsefesi
- Türk Tarih Felsefesi
- Daha Dün Yaşadılar
- Türk Tarih Felsefesi
- Dahiler Ve Deliler
- Plevne
- Bayram Hediyesi
- İki Dünya Arasında
- Türkiye'nin Meseleleri
Mehmed Niyazi Alıntıları - Sözleri
- "Sevgililerin gömüldüğü, acı ve tatlı anıların yaşandığı, emeklerin döküldüğü toprak parçası ayaklar altında çiğnenen bir nesne olmaktan çıkıp, uğruna şehadet şerbetleri içilen "vatan" olmaya başlıyor ve onda doğup batan kanlı, hıçkırıklı günlerde toplum ortak bir bilince varıyordu." (Millet ve Türk Milliyetçiliği)
- Bir milletin medeniyeti sarsıldı mı, bu sarsıntının ilk görüleceği yer devletidir; çünkü medeniyetin sarsılması demek, medeniyetin taşıyıcısı olan insanın bazı değerlerini yitirmesi demektir. Bilindiği gibi devlet çarkını döndüren, devlete ruh veren insandır. O yara aldı mı, milletin bünyesinde en uygun sistemler işlemez olurlar, en adil kanunlar kağıt üzerinde kalırlar. (Türk Devlet Felsefesi)
- Hayat bir rüyadır, ölürsen uyanırsın. (Kanije)
- "Türk hakan çadırlarının kubbeli olması göğün yerdeki sembolü kabul edilmiştir. Eski Türklerde gök kubbesi devletin, çadır ise ailelerin örtüsü olarak düşünülmüştür. Birinin altında devlet diğerinin altında aile kurulmuştur.” (Türk Devlet Felsefesi)
- Yorgunluk dinlenince geçer. Fakat insanın canı sıkkın olunca, pişmanlık duyabileceği işler yapıyor. (Bayram Hediyesi)
- Servet yüktür; omuzlarımın onu taşıyacak kudreti yok. (Kanije)
- Deha çok şey kader her şey. Dünyaya, insanın sözü ve niyeti yön verir (Dahiler Ve Deliler)
- Süper güç olmayan diktatörlükler, dış güçlere dayanırlar. dolayısıyla onların menfaatini korumak durumunda kalırlar. kitlelere mal olmayan fikirler, iktidara gelseler bile,ancak diktatörlükle orada kalabilirler. (Dahiler Ve Deliler)
- Ne çare ki her zaman insanın beyni yüreğine hakim olamıyor. (Yazılamamış Destanlar)
- Diğer milletlerin teslim oldukları noktada Türklerin savunması başlar. Helmuth Karl Bernhard von Moltke (Plevne)
- İmansızlığı ilim sanan beyinsizler, ilme gözlerini kapamış hurafeciler silinip gidecektir. (Varolmak Kavgası)
- “ Kadınlara yalan söylemekten çekinme; yeterki onlar için söylediklerini bilsinler. “ (Doğunun Ölümsüz Çocuğu)
- Türkler'in yılmaması ise dikkat çekiciydi; darbeler onları saracağı yerde sanki sağlamlaştırıyordu. (Çanakkale Mahşeri)
- Ah para ve menfaat! İnsanları nasıl da değiştiriyor; onlarda ne din, ne millet, ne de vatan sevgisi bırakıyor.. (Kanije)
- Eğer insan yaşanabilir bir dünyada ömür sürmek istiyorsa, mutlaka ilahi denetime tabi olduğunun şuurunu taşımalıdır. (Medeniyetimizin Analizi ve Geleceği)
- Halbuki hayat ırmağı çok değişik kıvrımlarla akar; bir merceğe sığabilecek cinsten değildir. (Türk Tarih Felsefesi)
- Billahi Tuna, sen de biliyorsun ki, böyle onurlu bir savaş dünyanın bir başka yeri için verilmedi.İdrakler sınırlı, sevgiler sınırsız olduğundan Plevne'de yaşananları hiçbir milletin hayali almadı çünkü hiçbir millet seni bizim kadar sevmedi, sana türküler yakmadı, çocuklarına adını vermedi, onları yoluna kurban etmedi. (Plevne)
- Sanat ancak millî bir ruhla yoğrulur, insanlığa da millî ruhla açılır. (Medeniyetimizin Analizi ve Geleceği)
- "Zulüm her yerde saltanatını kurmuş; ama hiçbir yerde uzun ömürlü olmamıştır." (Ölüm Daha Güzeldi)
- Her şeye ad takıyoruz; fakat hiçbir şeyin aslını öğrenemiyoruz. (Yemen! Ah Yemen!)