Prag Mezarlığı - Umberto Eco Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Prag Mezarlığı kimin eseri? Prag Mezarlığı kitabının yazarı kimdir? Prag Mezarlığı konusu ve anafikri nedir? Prag Mezarlığı kitabı ne anlatıyor? Prag Mezarlığı kitabının yazarı Umberto Eco kimdir? İşte Prag Mezarlığı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Umberto Eco
Çevirmen: Eren Yücesan Cendey
Orijinal Adı: İl Cimitero Di Praga
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786050903676
Sayfa Sayısı: 496
Prag Mezarlığı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
19. yüzyılda Paris: Komün Günleri; hançer darbeleri; absent dumanları arasında hazırlanan cinayetler; kanalizasyonda yatan cesetler; patlamalar; isyanlar; takma sakallar; sahte noterler; düzmece vasiyetler; satanist örgütler; kara ayinler; cinsellikle pek fazla ilgilenmeyen, hastalarının rüyalarına burnunu sokmamaya kararlı bir Doktor Froïde Torino, Palermo, Paris şehirlerinde dolaşan histerik bir satanist; iki kez ölen bir rahip; masonlara karşı entrikalar kuran Cizvitler; rahipleri kendi bağırsaklarıyla boğan masonlar; çarpık bacaklı raşitik bir Garibaldi; bir sahte belgenin Siyon Bilgelerinin Protokollerine dönüşmesi...
Umberto Eco, 2010 yılında İtalya'da yayımlanır yayımlanmaz çoksatarlar arasına giren romanı Prag Mezarlığı'nda, çok renkli, çok katmanlı, çok kişilikli bir dünya sunuyor bize. Hitler'in Yahudi soykırımının gerekçesini oluşturduğu iddia edilen Siyon Bilgelerinin Protokolleri'nin ortaya çıkışını ele alıyor bu eserde. Dönemin popüler macera romanlarından gazete yazılarına kadar çok sayıda kaynağın bir araya gelmesiyle oluşan protokollerin tarihçesini, o dönemin tefrika romanlarına uygun bir tarzda ve tabii ki her zamanki gibi engin tarih, edebiyat ve popüler kültür bilgisini konuşturarak romanlaştırıyor. Üstelik dönemin kaynaklarından seçilmiş uygun resimlerle. Okurları tam bir karnaval bekliyor!
Prag Mezarlığı Alıntıları - Sözleri
- Aşık olduğunuz anda panik yapmayın.Bir yere oturun, derin nefes alın ve katilinizle tanışmanın tadını çıkartın.
- " Bizim gibi okumuş yazmış insanların kendilerini evrenin düzeninde gerekli bir unsur olarak görmesi, cahillerin batıl inançlarına eşit. Dünya düşüncelerle değiştirilemiyormuş. Az düşünce üreten kişiler daha az hataya maruz kalıyorlar, onlar herkesin yaptığını izliyorlar, kimseyi rahatsız etmiyorlar, başarıyorlar zenginleşiyorlar, iyi pozisyonlara ulaşıyorlar, milletvekilleri, şöhretli edipler, akademisyenler, gazeteciler oluyorlar, ödüllere, nişanlara boğuluyorlar. İşlerini böyle iyi yürütene aptal denir mi? Aptal benim, yel değirmenleriyle savaşmaya kalkan ben. "
- Komünistler, dinin halkların afyonu olduğu görüşünü yaymışlardır. Doğrudur, çünkü kulların heveslerini frenleyen odur...
- "Kütüphaneler büyüleyici yerlerdir: kimi zaman bir demiryolu peronunda gibisindir; egzotik ülkeler hakkında araştırma yaparken uzak kıyılara yolculuk ediyormuşsun duygusu yaşarsın."
- Önemsiz gibi görünen bir şey de, gün gelir işe yarar. Önemli olan, başkalarının senin bildiğini bilmediklerini bilmektir.
- Herkes ötekinin Kabil'i...
- "Örneğin; Maurice Musa'dan, İsidore İshak'tan, Eduard Harun'dan, Jacques Yakub'dan, Alphonse ise Âdem'den gelir."
- Ben yalnız başıma durmayı ve okumayı yeğliyordum.
- ...Avrupa'nın en büyük iki uyuşturucusunu yani alkollü ve Hristiyanlık'ı aşırı kullandıklarını söyleyen kimdi ?
- "O anda öyle bir duyguya kapıldım ki sanki kendini dışarıdan seyreden biriydim."
Prag Mezarlığı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Umberto Eco bana göre kalemi güçlü yazarlardan birisidir. Eco'nun diğer eserlerinde olduğu gibi bu eseri de döneminin gerçeklerini iyi bir şekilde yansıtmıştır. Kendisi bir Ortaçağ uzmanı olduğu için tarihsel konuları da eğip bükmeden olduğu gibi anlatabilen, ve gerektiğinde bunu göndermelerle desteklediği için başarılı eserler yazmıştır. Herkesin kitaplığında mutlaka olması gerektiğini düşünüyorum. (Melis Yıldırım)
Umberto Eco, kesinlikle çok sıra dışı ve bilgi birikimi yüksek bir yazar. Kitabı okurken biraz zorlandığımı itiraf etmeliyim. Oldukça ağır bir kitap. Araştırma yapmadan okunması biraz zor. Hakkını tam olarak vermek ve anlamak için şart. Ben biraz araştırdım biraz da tembellik yaptım açıkçası:) Kitapta neler var diyecek olursanız, neler yok ki demek yanlış olmaz sanırım. Yahudiler, yahudi düşmanlığı, masonlar, cizvitler, katolikler, protestanlar, şeytana tapanlar, ayinler, gizli cemiyetler, devlet belgeleri, yahudilerin dünyayı yönetme planları, salgınlar, psikolojideki çift kişiliğe mükemmel örnekler, şeytan çıkarma ve yemek tarifleri bulunuyor. Ayrıca o dönemin kaynaklarından alınmış resimler de kitabın sayfalarını süslüyor. Eco'nun, yahudi düşmanlığının köklerine indiği bu kitapta yer alan "siyon liderlerinin protokolleri" antisemit literatürün en tartışılan metinlerinden biridir. Umberto Eco'nun kendi ağzından kitabın konusuna bakacak olursak; Romanda ortaya çıkışını anlattığı "Siyon Büyüklerinin Protokolleri"ndeki temel fikirlerin ilkin Fransa'da üretildiğini ama daha sonra Rusya'da işlendiğini belirten Umberto Eco, "Antisemitizm orada iki kat güçlüydü. Sadece zengin Yahudiler'e değil, gettodaki Yahudiler'e karşı da. Çünkü Yahudiler cahil bir köylü toplumunun içinde kültürlü bir azınlıktı. Antisemitizm o ortamda popüler bir duygu oldu" diye konuştu. "Prag Mezarlığı" romanında antisemittik bir zihnin hikayesini yazdığını kaydeden romancı Eco, "Fikirlerinin ciddiye alınmaması için de muhtemelen edebiyat tarihinin en iğrenç karakterini yaratmak zorunda kaldım. Romanda anlattığım bütün olaylar gerçek, sadece romanın kurgusal kahramanına aslında birbirinden farklı insanların gerçekleştirdiği işleri atfetmek zorundaydım, işleri biraz basitleştirmek için. Sonuçta bir tarih kitabı değil, roman yazdım. Ama anlattığım bütün olaylar maalesef gerçek" ifadelerini kullandı. Yazar Eco, "Protokollerin kaynağını çeşitli defalar bulmaya çalışmıştım. Bu, gerçekten de meşum bir metin ve Hitler'in elinde nelere malolduğu görüldü. Ben hep, normal antisemittik literatürde yer almayan ama popüler romanlarda yer bulan, protokollere de kaynaklık eden metinler bulabileceğimi düşünüyordum" diye konuştu. Avrupa kültüründe, özellikle de popüler romanlarda yer bulan genel "komplocu" düşünüşün bütün ögelerinin protokollerde de bulunduğunu anlatan Eco, "Evrensel komployla ilgili bütün efsaneler aslında genel paranoyanın, sadece Yahudilere karşı değil, çeşitli dönemlerde çeşitli toplum gruplarına veya kişilere karşı da kullanılmış parçaları. Bu hikayelerde bazı sahneleri değiştirmek ya da çıkartmak hemen başka bir gruba karşı kullanılabilir hale gelmelerine yetiyordu" ifadelerini kullandı. Biraz ağır ve anlaşılması zor bir kitap evet; fakat buna rağmen kütüphanenizde bulunması ve mutlaka okunması gereken bir yapıt olduğunu düşünüyorum. Keyifli Okumalar! (Özlem)
Prag Mezarlığı PDF indirme linki var mı?
Umberto Eco - Prag Mezarlığı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Prag Mezarlığı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Umberto Eco Kimdir?
Umberto Eco (d. 5 Ocak 1932, Alessandria), İtalyan bilim adamı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür. Takma ismi Dedalus'tur.
Dünya kamuoyunun gündemine Gülün Adı ve Foucault Sarkacı gibi romanlarıyla giren İtalyan yazar, aynı zamanda Orta Çağ estetiği ve göstergebilim dalının ustalarındandır. Eco, 1971'den bu yana Bologna Üniversitesi'nde profesör olarak çalışmaktadır ve yapısalcılık sonrası göstergebilim gelişmelerine önemli katkılarıyla tanınmaktadır. Eco, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Thomasçılık akımı ve bu akımın estetik anlayışı üzerine yaptı. Tarihçi, filozof, Orta Çağ uzmanı, James Joyce üzerine derin araştırmalar yapmış bir yazar. Yazarın ilk romanı Gülün Adı 1980'de yayımlandı. 1962'de Torino Üniversitesi'nde doçent, 1969'da ise Floransa Üniversitesi'nde görsel iletişim dalında profesör oldu. 1971'de Bologna Üniversitesi'ne geçti ve 1975 yılında bu üniversitenin Gösteri ve İletişim Bilimleri Enstitüsü'nün başına getirildi.
Eco'nun çalışmaları 1960'ların ortasından itibaren avantgarde yapıtlara, kitle kültürüne yönelmiştir. Son dönemlerde ise, güncel olay ve olguları da ele alan çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar arasında edebiyat eleştirileri, tarih ve iletişim yazıları önemli bir yer tutmaktadır. Eco özellikle tarih bilgisiyle süslediği eserlerinde tam bir ustalık gösterir. Özellikle Baudolino adlı eserinde Bizans ve IV. Haçlı Seferi hakkındaki anlatılar sürükleyicidir.
Roland Barthes'tan sonra, "ayrıntıların anlamı" ya da "ayrıntıların sosyolojisi" adı verilen bir anlayışın önemli köşe taşlarından birisi olan Umberto Eco'nun pek çok eseri Türkiye'de yayınlandı.
Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 2., 2008 yılında 14. sırada yer almıştır.
Umberto Eco Kitapları - Eserleri
- Gülün Adı
- Foucault Sarkacı
- Sıfır Sayı
- Prag Mezarlığı
- Baudolino
- Beş Ahlak Yazısı
- Tez Nasıl Yazılır?
- Yanlış Okumalar
- Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın
- Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti
- Önceki Günün Adası
- Yorum ve Aşırı Yorum
- Somon Balığıyla Yolculuk
- Ortaçağ'ı Düşlemek
- Cecü'nün Yer Cüceleri
- Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi
- Günlük Yaşamdan Sanata
- Düşman Yaratmak
- Genç Bir Romancının İtirafları
- Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik
- Çirkinliğin Tarihi
- Ortaçağ 1
- Güzelliğin Tarihi
- Felsefe Tarihi-1
- Budalalıktan Deliliğe
- Antik Yunan
- Açık Yapıt
- Edebiyata Dair
- Ortaçağ 2
- Antik Yakındoğu
- Efsanevi Yerlerin Tarihi
- Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı
- Popüler Roman Kahramanları
- Ortaçağ 4
- İnanç ya da İnançsızlık
- Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri
- Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm
- Nişanlılar
- Ortaçağ 3
- Mimarlık Göstergebilimi
- Esperanto ve Çokdilli Bir Gelecek
- 16. Yüzyıl Rönesans Çağı
- Antik Roma
- Ertelenmiş Kıyamet
- Alımlama Göstergebilimi
- Felsefe Tarihi 3
- Bitkisel Hafıza ve Bibliyofili Üzerine Diğer Yazılar
- Esselər
- Experiences in Translation
- Turning Back the Clock
- Zamanların Sonu Üstüne Söyleşiler
Umberto Eco Alıntıları - Sözleri
- Kendisi gibi zorbalara yardım ediyor, her türlü suçu işliyordu ve bütün bu kötülükleri de kendi zevki için yapıyordu. Size hangi kötülükleri, ne şekilde ve kaç kez yaptığını tam olarak söylemem olanaksız, ama onun nasıl biri olduğunu bugünkü koşullarda soyleyecek olursak, yasadışı örgütlerle uyuşturucu ticareti yapan ve gizli baskınlar düzenleyerek soygunlara karışanı biri olduğunu varsayabiliriz. Ve ayrıca, hakimleri ve devlet çalışanlarını satın aldığından (ki o zamanlar yolsuzluklar almış başını gidiyordu) hiç kimse onu hapse atmayı başaramıyordu. Onu tanımanız için yeterince açıklayıcı oldu mu? (Nişanlılar)
- “Nesnenin güzelliğini belirleyen şey, bilen öznedir.” (Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik)
- "İlk romanımı yazdığım sırada birkaç şey öğrendim. İlki şu: "İlham", sanatsal açıdan saygın görünebilmek için hilebaz yazarların başvurduğu kötü bir kelimedir.Eski bir söz vardır,dehanın yüzde onu ilham,yüzde doksanı terdir,der.Fransız şair Lamartine'in en iyi şiirlerinden birini nasıl yazdığından sıkça söz ettiği söylenir: Bir gece ormanda gezinirken şiirin ani bir ilhamla, aklına eksiksiz geldiğini öne sürermiş.Ölümünden sonra çalışma odasında o şiirin pek çok versiyonunu bulmuşlar,yıllar boyu yazıp yazıp düzeltmiş şiirini. (Genç Bir Romancının İtirafları)
- Hakiki bir şeylerin varlığına olan inanç, insanoğlunun hayatta kalması açısından elzemdir. Eğer birileri bizimle konuşurken doğru veya yanlış konuştuklarından emin olmasak, ortak hayat mümkün olmazdı. Bir kutunun üzerinde "Aspirin" yazıyorsa, striknin içermeyeceğinden de emin olamazdık. (Düşman Yaratmak)
- Bir yapıt, yapıt olarak kaldığı sürece açık bir yapıttır, bunun ötesinde açıklık yalnızca gürültü olur. (Açık Yapıt)
- Sıradan insan, öğrenmeyi reddeder fakat oğlunu okutmaya kararlıdır. (Yanlış Okumalar)
- Ancak modern dünyanın kastettiği anlamda Avrupa’dan söz edebilmek için, Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasını ve Romalı barbar krallıkların doğuşunu beklemek gerekecektir. (Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı)
- Kitle insanının başlıca özelliği bilme aşkıdır,bilgiye düşkünlüğüdür. (Yanlış Okumalar)
- Derin bir üzüntü yaşadığınız bir sırada, bir komedi filmi gördüyseniz, kişinin böyle bir durumda eğlenmesinin çok güç olduğunu bilirsiniz; bununla da kalmaz, aynı filmi yıllar sonra yeniden görüp, gene gülmeyebilirsiniz, çünkü her görüntü size ilk deneyiminizdeki üzüntüyü anımsatacaktır. (Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti)
- Aristoteles'e göre hem bireyin hem de şehrin en üstün iyiliği mutluluktur (eudaimonia), mutluluk da insanın kendine özgü yetenekleri mümkün olabilecek en iyi şekilde icra etmesi, yani erdem (aretē) veya mükemmelliktir. İnsan sadece zihne (dianoia) değil, en iyi şekilde uygulanmaya alışılınca karakteri (ēthos) oluşturan yeteneklere de sahip olduğundan, erdemleri zihinsel (zihnin mükemmelliği) ve ahlakidir (karakterin mükemmelliği). (Felsefe Tarihi-1)
- Bu profesyonel çevre kısa süre içinde yeni bir klasisizm akımını teşvik eden elit kültüre dönüşür. XIII ile XIV. yüzyıllar arasında İtalya'nın tamamında rastlanan bu türden sayısız örnek arasında Friedrich döneminde Sicilya'da Pier delle Vigne (1190-1249), Napoli'de Paolo da Perugia (?-1348), Roma'da Landolfo (1250-1331) ve Giovanni Colonna (1298-1343), Toscana'da da Geri d'Arezzo (1270-1339) yer alır. Ancak klasik yazarların yeniden rağbet gördüğünün en önemli göstergeleri, özellikle Alp Dağ larının kuzeyindeki kültürle doğrudan temasla, saygın üniversiteler(Bologna ve Padova) ve zengin kitap koleksiyonlarının (Verona Din Meclis Kütüphanesi ile Pomposa Manastır Kütüphanesi) katkısıyla giderek canlanan Lombardiya-Veneto bölgelerindeki şehir devletlerinde görülür. Özellikle Padova, hakim Lovato Lovati (1241 -1309) ile çevresinin antikçağ ve filoloji alanlarında yürüttüğü araştırmaları temel alan ve hümanizm belirtileri göstermeye başlayan bir estetiğin yayıldığı bir merkez haline gelir. Kısaca antikçağ tutkusu olarak tanımlanabilecek rotayı Lovato belirler; bu sürece unutulmuş metinlerin yeniden keşfe dilip uyarlanması da (Catullus, Lucretius, Martialis, Propertius, Tibullus, Valerius Flaccus'un eserleri, Livius'un IV. kitabı, Horatius'un Carmina'si [Şiirler), Ovidius'un Ibis'i, Seneca'nın trajedileri, Statius'un Silvae eseri), Titus Livius'un kitabesinin ve Padova'nın efsanevi kurucusu Antenor'un mezarının günışığına çıkarılıp gerçekliğinin ka nıtlanması da dahildir. Böylece klasik yazarların taklidi yoluyla, Latin şiirinin yerel dillerdeki şiire üstünlük sağlaması amaçlanır. (Ortaçağ 3)
- ... fiziksel anlamda anı, bir kayıttır, düzeni korunan, deyim yerindeyse dondurulmuş bir organizasyondur. (Açık Yapıt)
- ''...herkesin ödün vermeksizin bize asla bakmamaya ve yokmuşuz gibi davranmaya karar verdikleri bir cemaatte yaşasak ya ölür ya da çıldırırdık.'' (Beş Ahlak Yazısı)
- Vanitas vanitatum .. dixit Eccelesiastes . Vanitas vanitatum et omnia vanitas (Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm)
- Hayvanlar kurtarılmaya değsin diye onları insansılaştırıyor, oyuncaklaştırıyoruz. Kural olarak yabanıl ve etobur olsalar bile, hayatta kalmaları gerektiğini kimse söylemiyor. Hayır, onları sarılabilinir, gülünç, iyi huylu, uysal, bilge ve terbiyeli yaparak saygınlık kazandırıyoruz. (Somon Balığıyla Yolculuk)
- Sık sık, kitaplarımın olduğu bir odaya girer ve onlara sadece bakarım, tekine bile dokunmadan. Ne olduğunu ifade edemeyeceğim bir şey geçer bana. Hem kafa karıştırıcı hem de iç rahatlatıcı bir durumdur. (Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın)
- Günün birinde herkes bir gezegenden ötekine yolculuk yapabilsin diye yıldızları fethetmek istiyorlarmış; çünkü Dünya artık çok sıkışık bir yer haline gelmiş ve kalabalık gitgide artıyormuş. (Cecü'nün Yer Cüceleri)
- "Savaş patlamak üzereydi ,bu durumda pencereyi karartıp radyoya yapışmak mı gerekiyordu ??? ... "Radyonun sesini kıs lütfen yüreğimin atışını duymak istersen " (Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi)
- çünkü her gerçek her kulağa göre değildir (Gülün Adı)
- Gerçekten de, unutmanın iyi olacağı bir şeyin üstünde gereğinden çok düşünüp durmaktansa, elinden gelirse unutmak en iyisi. (Gülün Adı)