Rougon'ların Yükselişi - Emile Zola Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Rougon'ların Yükselişi kimin eseri? Rougon'ların Yükselişi kitabının yazarı kimdir? Rougon'ların Yükselişi konusu ve anafikri nedir? Rougon'ların Yükselişi kitabı ne anlatıyor? Rougon'ların Yükselişi kitabının yazarı Emile Zola kimdir? İşte Rougon'ların Yükselişi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Emile Zola

Çevirmen: Hamdi Varoğlu

Tasarımcı: Savaş Çekiç

Orijinal Adı: La Fortune des Rougon

Yayın Evi: Yordam Edebiyyat

İSBN: 9786051723693

Sayfa Sayısı: 352

Rougon'ların Yükselişi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Emile Zola’nın Germinal, Meyhane, Nana gibi en ünlü romanlarını içeren Rougon-Macquart dizisine adını veren Rougon ve Macquart aileleriyle dizinin bu ilk kitabında tanışıyoruz.

Tam adı “Rougon ve Macquart Aileleri: İkinci İmparatorluk Döneminde Bir Ailenin Doğal ve Toplumsal Tarihi” olan 20 kitaplık dizi Fransa tarihinde bir dönüm noktasıyla açılıyor. Bir hükümet darbesi ve 1852’den 1870’e kadar sürecek olan İkinci İmparatorluk döneminin başlangıcı...

Rougon’ların Yükselişi bize dönemin Fransız toplumunu altüst eden siyasi olayların uzak ve düşsel bir taşra kentindeki yankılarını anlatıyor. Cumhuriyetçiler, kralcılar ve imparatorluk heveslileri... İkbal peşinde koşanlar, gözden düşenler, inançla kavgaya atılanlar...

Yordam Edebiyat, aşkın, ölümün, sınıf mücadelesinin ve bir büyük entrikanın iç içe geçtiği bu heyecan verici romanı, Attilâ İlhan’ın sözleriyle “en iyi Zola çevirmeni” Hamdi Varoğlu’nun dilinden okurlarına sunmaktan mutluluk duyuyor.

Rougon'ların Yükselişi Alıntıları - Sözleri

  • Serserilerle düşüp kalkmak insana bir şey kazandırmazdı.
  • Kötü ihtirasların uyandığı ve baskın çıktığı zamanlarda hamiyetli yurttaşlar hayatlarını tehlikeye atarak o ihtirasları boğmaya çalışmalıdır.
  • Gülüyordu, fakat gülüşünde biraz da acılık vardı.
  • Hiçbir sağlam temele dayanmayan, bölük pörçük bilgi kadar zihni karıştıran şey yoktur. Çoğu zaman bu bilgi kırıntıları yüksek hakikatlere dair tamamen yanlış fikirler verir ve zekası kıt olanları tahammül edilemez ukalalar haline getirir.
  • Hafızasını dikkatle topladı; sert bir yaylım ateş takırtısı işitiyor, direği kırılmış, bir kurşunla yere serilen bir kuşun kanadı gibi bezi gevşemiş bir bayrağın yanı başına düştüğünü görüyordu. Bu, kızıl bir bayrağın içinde Miette'le beraber ölüm uykusuna dalan cumhuriyetti. Ah, felaket! İkisi de ölmüştü!
  • “Hiçbir sağlam temele dayanmayan, bölük pörçük bilgi kadar zihni karıştıran şey yoktur. Çoğu zaman bu bilgi kırıntıları yüksek hakikatlere dair tamamen yanlış fikirler verir ve zekâsı kıt olanları tahammül edilemez ukalalar haline getirir.”
  • Paris'te dövüşülürken Plassans'da uyunur.
  • Silvere, Pascal'ı hala yolun tozu toprağıyla sıvanmış görünce, kendisini cumhuriyet davasına taraf t ar sanarak büyük bir sevinç gösterdi. Ona milletin haklarından, kutsal dava­ sından, muhakkak zafere ereceğinden toy bir taşkınlıkla bahsetti. Pascal gülümseyerek dinliyordu; onun el hareketlerini, çehresinin hararetli ifadelerini merakla seyrediyor, sanki bir vakayı inceliyor, bir heyecanı araştırıyor, bu ateşli mertliğin kökeninde ne olduğunu görmek istiyordu. "Bu ne coşkunluk! Bu ne coşkunluk! Ah! Büyükananın torunu olduğun nasıl da belli!" Sonra daha alçak bir sesle, not alan bir kimyager tavrıyla ekledi: "Ya isteri ya heyecan, ya bayağı delilik ya ulvi delilik. Hep o kör olasıca sinirler!" Arkasından fikrini özetleyerek yüksek sesle hükmünü verdi: "Aile şimdi tam oldu. Bir de kahramanı bulunacak."
  • "Genç­ lik kendini beğenmiştir," diyor, "Büyük adamlar susarlar, sessizlik içinde düşünürler, hakaretlere kulak asmazlar, mücadele günü kah­ ramanca dikilirler," diye ekliyordu. En çok beğendiği cümle buydu. Annesi makaleyi enfes buldu.
  • Yeni bir hanedanın temeli ancak arbede esnasında atılır. Kan, iyi bir gübredir..
  • "...Ayaklarımı ısıtmayı canım istese, şehri ateşe veririm ben. Ama siz de hak verin, yanlış yola sapmak istemiyorum!"
  • Halk yokmuş gibi hareket edilmektedir. Her iş kilise, asilzadeler ve burjuvalar arasında olup biterdi.
  • Rougon belediyeye dönünce tuzağı hazırladı. Granoux'nun ona çok fa ydası dokundu. Rougon surları koruyan çeşitli nöbet mevki­ lerine emirlerini onunla gönderdi. Ulusal muhafızlar küçük gruplar halinde, mümkün mertebe gizli olarak belediye dairesine gelecek­ lerdi. İnsaniyet teranesi tutturarak işi berbat etmesi ihtimali olan, yolu taşraya düşmüş Parisli burjuva Roudier'ye haber bile verilmedi. Saat on bir sularında belediye binasının avlusu ulusal muhafızlarla doluydu. Rougon onları korkuttu.

Rougon'ların Yükselişi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

20 kitaplık serinin ilk kitabı olan Rougon'ların Yükselişi kitabında daha sonra yayınlanacak olan 19 kitabın içindeki aile bireylerinin nereden geldikleri anlatılıyor. Ailenin hangi dönemde, hangi şartlarda oluştuğu; aile bireylerinin birbirlerine olan sevgi(pek az) ve düşmanlıkları (pek çok) anlatılmaktadır. Zola'nın en çok bilinen birkaç kitabı da aslında bu serinin kitapları arasındadır. Bknz: kitap/germinal--19623 Zola okumayı sevenlere kesinlikle seri olarak okumalarını öneriyorum. Çünkü bir kitap önce adı geçen bir çocuk ve / veya yetişkin iki üç kitap sonra ana karakter oluyor. Dev bir hizmet yapıp aşağıya serinin kitaplarının listesini yazacağım. Hani olur da okumak isteyen olursa bir yardımımız dokunsun hem bu güzide yazara hem de kaliteli okuyucu kitlesine. kitap/rougonlarin-yukselisi--211030 kitap/tazi-payi--242221 kitap/parisin-karni--40444 kitap/plassans-papazi--294032 kitap/rahip-mouretnin-gunahi--44664 Ekselansları Euegene Rougon kitap/meyhane--4497 kitap/bir-ask-sayfasi--242218 kitap/nana--2777 kitap/apartman--19094 kitap/kadinlarin-mutluluguna--116780 kitap/yasama-sevinci--4504 kitap/germinal--19623 kitap/basyapit--104335 kitap/toprak-1--40958 kitap/toprak-2--88516 kitap/angeliquein-hulyasi--47841 kitap/hayvanlasan-insan--31839 kitap/para--72515 kitap/yikilis--135856 kitap/doktor-paskal--72514 Ayrıca https://shoshibookblog.wordpress.com/rougon-macquart/family-tree/ linki de bırakayım. Seriyi okurken bu soyağacına bakmak çok yardımcı oluyor. Yordam Kitap için de şunu söyleyeyim; Çeviri, basım, kitap kalitesi gayet güzel. Yıllardır basılmayan Zola kitaplarını tekrar basarak biz okuyuculara büyük bir sürpriz yaptılar. Ayrıca kitaplarının önsözlerinde seri ile ilgili baya bilgi vererek heyecanınızı ve merakınızı kamçılıyorlar. Her kitapta da o kitapta yer alan özel isimlerin okunuşu ile ilgili bilgi sayfası mevcut. Malum Fransızca okumak epey zor bir iş :)) Son olarak; Emile Zola okumaya çekinen kişiler olduğunu görüyor ve biliyorum. Zola'yı zor veya anlaşılmaz olarak görenler olabilir ama aksine çok akıcı hikaye anlatımı vardır. Sizi içine çok çabuk alır ve sanki film izliyormuşsunuz gibi yıllar sonra bile zihninizde kalıcı bir iz bırakır. O yüzden okumak isteyenlere en kısa zamanda yazarla tanışmasını şiddetle tavsiye ediyorum. (Son Ay)

Emile Zola 'nın yirmi yılı aşkın bir sürede yazdığı , içlerinde ''Nana, Germinal, Bir Aşk Sayfası, Meyhane '' gibi ülkemizde çok tanınan eserlerin de bulunduğu, yirmi kitaplık ROUGON-MACQUART serisinin ilk kitabı. Kitapta yazar, serinin ilk kitabı olması nedeniyle, öncelikle her iki ailenin de nasıl oluştuğunu, yani nasıl ortaya çıktıklarını bize anlatıyor. Bunu yaparken de esas itibariyle, Fransa'daki 1848 ve 1851 yıllarındaki devrim ve karşı devrim olayları sırasında yaşananları ön plana çıkarıyor. Bu sırada güzel ama dramatik bir aşk hikayesini de bize aktararak kitabın duygusal yönden de ağırlık kazanmasını sağlıyor. Babaları farklı, anneleri bir olan Pierre Rougan ve Antonie Macquart , kişilik ve yaşam tarzı olarak ayrı yapılara sahip olsalar da, alçaklık, menfaatçilik, zenginlik hırsı ve bencillik yönünden aynı karaktere sahip iki üvey kardeştir. Kitapta birbirine düşman bu iki kardeşin hayatı ve çekişmeleri dönemin siyasi ve sosyal olaylarıyla birlikte özdeşleştirilerek bize aktarılmaktadır. Kitap süper bir akıcılıkla yazılmış olup, Zola'nın mükemmel insan iç ve dış dünyası ve doğa tasvirleriyle süslenmiştir. Baştan sona kadar sürükleyiciliğini kaybetmeden okunmaktadır. Ben, seriyi okumak isteyenlerin , öncelikle bu kitaptan başlamalarını tavsiye ederim. Çünkü bundan sonraki 19 kitap, bu kitabın bir devamı özelliği taşımaktadır. Ama yazarın ustalığı sayesinde her kitabın kendi başına bağımsız olarak okunma özelliği taşıdığını da bildirmek isterim. Serinin tamamı henüz Türkçe'ye çevrilmemiş durumda. Halen iki kitabın( 6 ve 19 nolu kitaplar) Türkçe çevirisi bulunmamakta. Türkçe'ye çevrilenlerin bir kısmını ise çok önceleri yapılan baskılarının tükenmiş olması nedeniyle piyasada bulmak çok zor. Hele bunlardan bazılarını sahaflardan bile temin etmek çok güç.Temin edilse bile 1940 ların ,1960 ların Türkçe'siyle basıldığından dolayı, okunma sorunu yaşanabileceği aşikar bir durumdur. Ayrı bir sorun da, kitapların her yayınevi tarafından farklı isimlerle basılmış olmasıdır. Okuduğum bu kitabı yayınlayan yayınevi, serinin tamamını yayınlayacaklarını iddia ediyor. Bugüne kadar serinin sekiz kitabını piyasaya çıkaran bu yayınevinin bir yetkilisi ile geçen hafta yaptığım telefon görüşmesinde, serinin tamamını yayınlayacaklarını tekrarlayıp, şu anda serinin üç kitabının daha çevirmenlerde olduğunu, çeviri işlemi biter bitmez baskıya vereceklerini bana söyledi. Ama bu kitapların kaç nolu kitaplar olduğunu bildirmedi. Ben de ticari sır durumuna saygı duyarak üstelemedim. Bugüne kadar okuduğum, bir ailenin yıllara yayılmış yaşamını anlatan kitaplardan , Thomas Mann'ın ''Buddenbroklar'' adlı kitabı hatırladığım kadarıyla 800 sayfa civarındaydı, Necip Mahfuz'un ''Kahire Üçlemesi'' adlı serisi toplamda 1300 sayfa civarındaydı. Oysa Rougan- Macquart serisi yaklaşık 8 bin-9 bin sayfa tutan büyüklüğüyle, Dünya Edebiyat Tarihinde , yazılmış olan en kapsamlı seri olsa gerek diye düşünüyorum. Bu büyüklükte başka bir seri var mı bilmiyorum. Ben şu ana kadar serinin 17 kitabını temin edebildim. Bunların bir kısmını Türkiye'nin çeşitli illerindeki sahaflarda bulabildim. Bazıları 1960'lı, 1970'li yıllara ait baskılar. Bunları temin ederken gerek isim farklılıkları ve gerek diğer bilgiler yönünden her zaman bana destek veren ve serinin çok büyük bir kısmını okumuş olan Necmettin Zafer Bey kardeşime (neco_z/Duvar/ ) yürekten teşekkürlerimi iletiyorum. Dünya Edebiyat Tarihinde büyük yeri olan fakat ülkemizde çok fazla bilinmeyen bu seriyi okumaya başlama heyecanı içerisinde, biraz sözü uzatarak ,seri hakkında bazı bilgileri de sizinle paylaşmak istedim. Umarım bu yüzden beni bağışlarsınız. Ayrıca konuyla ilgili daha kapsamlı bilgi için incelememin sonunda üç adet link paylaşmak istiyorum. Daha ayrıntılı bilgiler bu linklerde mevcuttur. Yararlı olacağını umuyorum. Ben seriyi okumaya ikinci kitapla devam edeceğim. Büyük beğeniyle okuduğum bu kitabın okunmasını da herkese tavsiye ederim. Rougan-Macquart serisiyle ilgili ayrııntılı bilgi içeren link : http://kisiseldegerlendirmeler.blogspot.com.tr/2013/04/rougon-macquart.html Emile Zola'nın tüm kitaplarının Türkçe'ye çevrilenlerinin farklı baskı isimlerini içeren link :http://www.okulbiltv.com/emile-zolanin-turkce-yayinlanmis-kitaplari.htm Rougon-Macquart ailesi soy ağacını gösteren link: https://shoshibookblog.wordpress.com/rougon-macquart/family-tree/ (mehmet temiz)

Bir serinin ilk romanı hele de 20 kitaplık bir serinin ilk romanı olmak için hayli kapsamlı bir edebiyat şöleni. İnsan bunu okuduktan sonra kimbilir Nana, Meyhane ya da Germinal gibi serinin en popüler romanları nasıldır diye hayal kuruyor. Müthiş çarpıcı bir son pasajla paralel anlatım içeren finali edebiyat tarihinin belki de en masum ve en anlamlı aşklarından birinin burjuva ahlaksızlığının karşısındaki kaçınılmaz şansını sorgulatıyor. Hele bir ilk iki romanı alıp oku, beğenirsen seriyi baştan sona okursun derken kendime, 150 sayfanın sonunda diğer romanları da sipariş vermeye başladım bile. (Muhammed Tiryaki)

Kitabın Yazarı Emile Zola Kimdir?

Émile François Zola (2 Nisan 1840 – 29 Eylül 1902), Fransada natüralizm akımının öncüsü olan ünlü bir yazardır. Zolanın edebiyat dışındaki şöhreti ise, Dreyfus Davasında takındığı aydın tavrından kaynaklanmaktadır. 1897 yılında Fransız ordusunda Yahudi olması nedeniyle askeri yargının duyarsızlığına kurban giden yüzbaşı Dreyfus’u hükümetin bütün baskılarına rağmen savunan ve Fransa devlet başkanına hitaben “İtham Ediyorum” makalesini yayınlayan Zola, baskılardan dolayı Fransayı terkedip bir süre Londrada yaşamak zorunda kaldı. Çabaları sonucunda Dreyfus Davasının yeniden görülüp adaletin yerini bulması sonucu yurduna döndü. Émile Zola, 1902 sonbaharında,kaldığı otelin yatak odasında duman zehirlenmesinden öldü. “Nana”, “Germinal” ve “Meyhane” en tanınmış romanlarıdır.Tüm romanlarında,doğal ve gerçekçi bir tarzla,hayatın zorluklarından bahsedilir.Örneğin Nana adlı romanda yokluktan dolayı batağa sürüklenen bir genç kızın dramı,büyük bir gerçekçilik ve dramla anlatılır.

Emile Zola Kitapları - Eserleri

  • Paris Yıldızı
  • Nana
  • Meyhane
  • Yaşama Sevinci
  • Therese Raquin
  • Hulya

  • Suçluyorum
  • Bir Aşk Sayfası
  • Gerçek
  • Emek (1 Cilt)
  • Döl Bereketi - 1
  • Döl Bereketi - 2
  • Apartman

  • Germinal
  • İtiraf
  • Hayvanlaşan İnsan
  • Paris'in Karnı
  • Toprak 1
  • Rahip Mouret'nin Günahı
  • Sel

  • Bir Gecelik Aşk Uğruna
  • Doktor Paskal
  • Para
  • Plassans Papazı
  • Marsilya'nın Gizemleri
  • Medan Geceleri
  • Aşk Bitmesin

  • Toprak 2
  • Emek 2. Cilt
  • Deneysel Roman
  • Değirmene Hücum
  • Canlı Ölü
  • Başyapıt
  • Germinal

  • Nana
  • Captain Burle
  • Yıkılış
  • Döl Bereketi 3
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Nasıl Ölünür
  • Meyhane (II. Cilt)

  • Rougon'ların Yükselişi
  • Rougon'ların Yükselişi 2.Cilt
  • Bir Aşk Sayfası 2
  • Aşkların En Güzeli
  • Bir Aşk Gecesi
  • Beşerdeki İfrit

Emile Zola Alıntıları - Sözleri

  • Bu adamlar sevmiyorlar, sevmekten âciz insanlar, bunlar! Para, iktidar, ihtiras, zevk, evet, bunlar ellerinden gelir, fakat aşk onların kârı değil! (Döl Bereketi - 1)
  • Sonra, tek bir sözcükle sürükledi Pauline'i içeri: "Gel, pis çocuk." (Paris'in Karnı)
  • Elindeki minik demeti, büyük bir hazla kokladı. Evet! İşte kardeşlik bağının getirdiği iyilik, bir başına mutluluk yaratan sevgi, evreni kurtararak, yeni baştan kuracak olan aşk! (Emek (1 Cilt))
  • ''Bu acının tesellisi yok. Yardım istemiyorum.'' (Sel)
  • "Evlendirin; eğer onlar aileleriyle böyle çekişmeye, bütün engelleri aşmaya yönelten büyük bir aşkla birbirlerini seviyorlarsa evlendirin. Mutluluğu ancak sevgi sağlar." (Emek (1 Cilt))
  • Bütün ihtilaller burjuvalar için yapılıyor. (Paris'in Karnı)

  • Gene hasta sandı kendini, sağlığının tama­men yerine gelmesi için son bir şeye gereksinimi vardı: Nerede arayacağını, nerede bulabileceğini bilmediği bir bütünlük gereksinimi, eksiksiz bir doyum gereksinimiy­di bu. (Rahip Mouret'nin Günahı)
  • Therese'nin odasındaydı ve bu içini mutlulukla doldurdu. Sonra bir anda, bir adamın cesedinin de orada olduğu, nişin oyuğundaki perdelerin tenine dediği aklına geldi. Tüyleri ürperdi, bayılacak gibiydi. Therese bu ufak tefek adamı sevmişti, Aman Tanrım! Bu mümkün müydü? Adamı öldürdüğü için kızı affedebilirdi; asıl kanını kaynatan şey , Colombel'in çıplak ayaklarının dantelli yatak örtülerinin ortasında uzanıyor oluşuydu. (Bir Gecelik Aşk Uğruna)
  • ... sonunda sahidende pis bir hal alıyor bu iş. Ben peşleri sıra bir sürü çocuk sürükleyen insanlar gördüğüm zaman sarhoş bir aile görmüş gibi tiksiniyorum. Ondan hiç farkı yok, hatta daha pis. (Döl Bereketi - 1)
  • -İstemiyorum! Kimse gelmesin! (Apartman)
  • Boşa harcanan paradan söz edildiğini ne zaman duysa acı çekiyor, bu konuda yapılan şakaları bile anlamıyordu. (Medan Geceleri)
  • Savunma artık savaşı,savaştan kirli bir şey yok bu dünyada ! (Yıkılış)
  • insan güçlü olmadığı zaman akıllı olmak zorundadır. (Germinal)

  • İnsan tehlikenin gözüne bakarsa ona meydan okur. Kahramanlık denen şey de budur, bundan daha gizemli ya da daha fazla bir şey değil. (Yıkılış)
  • Fakat insanlar gerçekleri bildikleri halde, bunu itiraf etmek istemezler. Bu nedenle suçu daima talihe yüklüyorlar, Tanrı 'nın gazabına uğradıklarını ileri sürüyorlardı. (Meyhane)
  • Kentleri ateşe verin, insanları kırıp geçirin, her şeyi kökünden kazıyın, bu çürümüş dünyadan hiçbir şey kalmadığı zaman yerine daha iyisi biter belki. (Germinal)
  • İşte böyle… Tutku denen şey kaçınılmazdı… (Bir Aşk Sayfası)
  • Ben sözcükleri sevmem... İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir. (Apartman)
  • "Beni olduğum gibi kabul etmelisin." (Nana)
  • Evet, modern konuyu ele alıyorlar. Aydınlık renklerle boyuyorlar, fakat bayağı ve düzgün resim tarzını, herkesin yaptığı göze hoş görünür tertibi, hasılı, beri tarafta burjuvalar beğensin diye öğrenilen formülü muhafaza ediyorlar... Sonra işin kolayına bakıyorlar, tahtadan oyuncak boyar gibi çırpıştırma iş görüyorlar. Bu el çabukluğu, bu rahat iş görme tarzı başarı kazandırıyor. Halbu ki kürek cezasına layık görülmeli... Anlıyor musunuz? (Başyapıt)