Şahane Gelin - Fatih Murat Arsal Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Şahane Gelin kimin eseri? Şahane Gelin kitabının yazarı kimdir? Şahane Gelin konusu ve anafikri nedir? Şahane Gelin kitabı ne anlatıyor? Şahane Gelin PDF indirme linki var mı? Şahane Gelin kitabının yazarı Fatih Murat Arsal kimdir? İşte Şahane Gelin kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Fatih Murat Arsal
Editör: Nilüfer Savaşer Nişli
Yayın Evi: Ephesus Yayınları
İSBN: 9786059232135
Sayfa Sayısı: 439
Şahane Gelin Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İkisi de zorla evlendirilmişti!
Özellikle zengin ve yakışıklı bir erkek için bu zoraki evlilik dehşet vericiydi.
Kısıldığı kapandan tüm kalbiyle nefret etti.
Ama sürprizlerle dolu olan karısından değil!
Tüm dizginlenemez öfkesine, tüm delicesine intikam isteğine,
tüm çaresiz kaçış çabalarına rağmen…
…bir türlü karısının şok eden güzelliğinden
ve dayanılmaz çekiciliğinden uzak kalamıyordu.
Aşk savaşında güç kaybeden bir adam için, bazen teslim olmak en iyisidir.
Ama bunu anlamak zaman alabilir!
Çaresiz bir kadının sessiz savaşı karşısında, zorba bir kocanın anbean yenilişini okuyacağınız, kadere müdahale edilemeyeceğini anladığınız
duygu dolu bir FMArsal romanı daha...
Şahane Gelin Alıntıları - Sözleri
- "Seni her zaman seveceğim..." diye fısıldadı Osman." Sen benim alınyazımsın. Sen benim şansımsın... Sen benim başıma gelen en güzel şeysin!" SON
- Ne puslu gri bakışlarını ne ateş saçan kızıl saçlarınız ne de yürekleri titreten çekiciliğiniz....... Öfkeden katılmış bir kalbe etki edebilir!
- “Tutulma falan yok yani!” diye tekrar etti. “Her şey para için yapılan bir düzmece, şantaj... Zoraki bir evlilik!” Yeniden, Gülay’ın kireç gibi olmuş yüzüne çevirdi intikamcı gözlerini. Üzerini vurgulayarak sözünü bitirdi. “Ne o bana âşık, ne de ben ona! Öyle değil mi, karıcığım?” Gülay önce cevap vermedi. Gri gözleri titriyordu. Utancından kıpırdayamıyordu. Gözleri kocasının acımasız gözlerine kilitlenmişti. Sonra yavaşça, iştahı ve keyfi gitmiş olan Selin’e kaydırdı bakışlarını... Genç kadın da ona bakıyordu. Bu kadını sevmişti. Cana yakın ve nazikti. Bu kısa zamanda bile kanı kaynamıştı Selin'e. Öyle ki, kendisi hakkında kötü düşünmesine dayanamazdı. Ancak bu durumda iyi düşünmesi de beklenemezdi. Yapabileceği fazla bir şey yoktu. Her şey aynen kocasının anlattığı gibiydi. Dürüst davranmak zorundaydı. Kalbi kan ağlıyordu ama belli etmemeliydi. Selin’e bakarken titrek sesiyle kocasını onayladı. “Evet!” dedi. Sesi fısıltı gibiydi...
- "Hayatta bazı şeyler kaçınılmazdır, kızılım! Bir oyuna giriştiniz ve hepiniz sonucuna katlanacaksınız. Ben de tabi..."
- "Nereye gitsek kar getiriyoruz!"
- “Acıtıyor…” diye onayladı genç kadın. Adamın saçlarını bebek gibi okşuyordu. Sonra yeniden başını kaldırıp o çok sevdiği koyu erkeksi gözlere baktı. “Ama sevginin güzel yanı da bu! Sen işe gittiğin zaman bile seni özlüyorum ve canım acıyor. Ben okuldayken bile aklıma hep sen geliyorsun ve yine canım acıyor. Uyandığımda yanımda olmadığını görünce de canım acıyor. Geç geleceğini öğrendiğimde de canım acıyor. Bir şeye üzgün olduğunda da… Ama yine de seni sevmekten vazgeçmiyorum. Bana evliliğimizin ilk günlerindeki gibi davransan bile, seni sevmekten yine de vazgeçmem…” “Gülay…” “Şişşt! Sevgi bu zaten! Canın acısa da seviyorsun. Sebebini anlamasan da seviyorsun. Bir erkeği kaba ve ilgisiz bulsan da seviyorsun. Seni terk edip gideceğini bilsen de seviyorsun.”
- Gözü sadece bir an için yanında oturan kadına kaydı. Masum bir gelin gibi beyazlar içindeydi. Yüzü duvağın altından görünmüyordu. Dar zamanda bulunan gelinlik ise ona göre biraz büyük ve biçimsiz sayılırdı. Üstelik kış mevsiminin neredeyse dokuz ay hüküm sürdüğü bir bölge için kalın ve kaba tasarlanmıştı. Vücudunun biçimi hakkında hiçbir fikir vermiyordu. Kahretsin! Şu anda bir erkekle bile evlenmiş olabilirdi.
- "Sen benim alınyazımsın. Sen benim şansımın.. Sen benim başıma gelen en güzel şeysin!"
- Bana bir an çok yakınsın, bir an çok uzak! Bir an harika bir sevgilisin, bir anda en büyük düşman!
- “Sen benim alın yazımsın. Sen benim şansımsın… Sen benim başıma gelen en güzel şeysin!”
- Demek külkedisi aslında bir prensesmiş ha!
- ”Seni sevmemi isterdin, değil mi?” diye acıyla sordu. “Seni sevseydim, intikamını tam almış olurdun. Bana çektireceğin başka acı kalmıştı. Ayrıldığımızda için rahat ederdi.” Osman dik dik Gülay’a bakıyordu. “Sana acı mı çektiriyorum?” “Bana bir an çok yakınsın, bir an çok uzak! Bir an harika bir sevgilisin, bir anda en büyük düşman! Bir an müşfik bir koca, bir anda ayrılmak için çırpınan bir evlilik mahkumu...Ve...En kötüsü..senin böyle mutsuz olmanın sebebi benim...Kendime her bakışımda, senin gözlerinden kendimi görüyorum ve kendimden nefret ediyorum.”
- "Ben bunu asalaklık olarak tanımlamazdım. Belki sana mahkum kalan bir melek diyebiliriz... Şeytana boyun eğen bir melek!"
- “Erkekler biraz kördür. Görmektense duymayı yeğlerler. Onu sevdiğini söylemelisin diyorum. Sen söylemedikçe, o da bunu bilemeyecek.”
Şahane Gelin İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Evlenmeye mecbur bırakılan zengin ve son derece yakışıklı bir adam olan Osman, güzelliği ve duruşu dillere destan olan Gülay'ın hikayesi. . Bir kaza ve sonrasında değişen iki hayatın hikayesi Şahane Gelin. Osman yaptığı bir kaza sonrasında Gülay ile evlenmek zorunda kalmış bir iş adamıdır. Onun bu evliliğe mecburiyeti içindeki nefreti ve intikam ateşini ne yazık ki körükler. Ta ki karısına doğru güçlü bir kuvvetle çekilene kadar. Osman her ne kadar Gülay'ın sırf para için kendisiyle evlendigini düşünse de gerçek olan aslında onun sandığı gibi değildir. Içinde büyüttüğü intikam ve nefrete karşı karısının güzelliği karşısında yenilen bir adamı okumak, onun teslim oluşuna şahit olmak çok güzeldi. Kitapta +18 sahneler olduğu için her yaşa hitap edeceğini düşünmüyorum. Ancak bu duygu dolu romanın okunması gerektiğini düşünüyorum. Kitap anlatım ve kalite itibariyle harikaydı. Açık anlatımı ve yerinde olan betimlemeleriyle güzel bir bütünlük içerisindeydi. Okurken bir sonraki sayfayı okumadan duramıyorsunuz. Adeta bağımlılık etkisi oluyor. Konusu klasik gibi dursa da okurken o his ortadam kalkıyor. Serinin diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum. (Edanur Özkaya)
@okudumbitti Sevgili yazarımızın Zoraki Koca serisinin ilk kitabı 'Şahane Gelin' az önce bitti. Bende sıcağı sıcağına yorum yapmak istedim. Kitap bir kere çok akıcıydı,su gibi akıp gitti. Hikâyemize gelirsek; Erzurum'un karlı bir gününde Osman arabayla Gülay'a çarptı. Ve kızı yaraladı. Ve ikisi evlenmek zorunda kaldı. Bu yüzden hem kendinden hemde Gülay öfkeliydi. Ayrıca kızın neye benzediğini bilmiyordu çünkü onu sadece kanlar içinde hastane de gördü. Ve nikahtan sonra hemen yola çıktı. Osman, Gülay'a laf sokmaktan ve onu kırmaktan hoşlanıyordu. Ta ki Gülay'ın gözlerini görünceye kadar. İkilimiz ilk önce Malatyaya gideceklerdi ama kardan yollar kapalı olduğu için bir gece otelde kalmak zorunda kaldı. *Acaba otel odasında neler oldu? *Malatya da neler yaşadılar? *Ankara da neler oldu? *İkili neler yaşadı? *Acaba ikisi birbirini sevdiğini itiraf edebilecek mi? *Mutlu olabilecekler mi? Daha fazlasını merak ediyorsanız mutlaka yazarımızın kitabını okumalısınız.. (Burcu Şahin)
FMA kalemi okumalara doymadığım bir kalem. Bir kitap kaç kez okunur? sorusuna verdiğim cevabı değiştiren bir yazar oldu kendisi. Akıcı dili, sade ve yormayan anlatımı, hissettirdiği duygular ve gözünüzde her detayı canlandırabilmenizi sağlayan betimlemeleriyle akıcı, keyifli, bir solukta biten kitapların mimarı kendisi. Gelelim kitabımıza. Şahane Gelin " Zoraki Koca" serisinin ilk kitabı. Erzurum da karlı bir kış gecesi zoraki kocamız (başta tabi) Osman şahane gelinimiz Gülay'a dikkatsizce çarpar. Kız ölümlerden döner ve olaylar nasıl geliştiyse Osman kendisini nikah masasında Gülay ile evliliğe "Evet" derken bulur. Osman karısının neye benzediğini dahi bilmez başta. Nikâhta giydiği kıyafet gözleri hariç her yerini gizlemek için tasarlanmıştır sanki. Her geçen gün parçaları birleştirerek tanır karısını. Ve her bir parçaya ayrı ayrı meftun olur. Tabi yenildiği duyguları kabullenmesi de hayli sancılı olur. Çok öfkelidir. Bu öfke ona kitap boyunca çok kızacağımız hatalar yaptırır. Şartlar gereği hayatında göremeyeceği özelliklere sahip olan bir adamla evlenmek zorunda kalan masum, uysal, büyüleyici bir kadın... Hayatta gördüğü en güzel, en mükemmel kadın ile zoraki evlilik yapan inatçı bir adam... Bu hikaye nereye gider dersiniz? Osman buğulu gri gözlerin büyüsüne ne kadar dayanabilir? Peki ya aşk böyle zorken nasıl bu kadar güzel olabilir? Osman' a kızıp Gülay'ı bağrınıza basacağınız, sonunda dayanamayıp Osman'ı benim gibi affedeceğiniz, "çok çabuk bitti bu" deyip üzüntü duyacağınız, kısaca FMA kalemine (eğer değilseniz) bağımlı olacağınız harika bir kitap. Yetişkin içerikli, aşk temalı kitaplar okumayı sevenler bence okumalısınız... (Hatun Akbulut)
Şahane Gelin PDF indirme linki var mı?
Fatih Murat Arsal - Şahane Gelin kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şahane Gelin PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Fatih Murat Arsal Kimdir?
1968 Üsküdar doğumludur. Asıl mesleği teknik öğretmenliktir. Evli ve bir erkek çocuk babasıdır. Son yedi yıldır yazmış olduğu kitaplarla, aşkın gücünü, aile bağlarının önemini ve dostluğun sıcaklığını işlemeye çalıştı. Kitaplarında işlediği konularla, imkânsız görünen aşkları mutlu sonlarla taçlandıran yazar olarak tanındı. Bir erkeğin kaleminden kadın ruhunu apaçık anlatabilmesi her zaman merak konusu oldu. Erkek doğasının sırlarını satırların arasına gizleyerek hemcinslerinin daha anlaşılır olmasını sağladı. Kalplere dokunan hikâyelerinin bağımlılık yaptığı söylentisi çıktı. Aşk’ı yazan adam olarak akıllara kazındı.
Fatih Murat Arsal Kitapları - Eserleri
- Şahane Gelin
- Seni Sevmek İstemedim
- Anlaşma
- Nefretten Sonra
- Yalnız Gözlerin İçin
- Yemin
- Beni Bırakma
- Zor Kadın
- İki Renk Aşk
- Ismarlama Bebek
- Kusursuz Plan
- Buz Sıcağı
- İki Mükemmel Hata
- Aşk Başka Bir Şey
- Ödünç Aşk
- Kalbim Seni Unutmuşken
Fatih Murat Arsal Alıntıları - Sözleri
- Zafer öylece duruyordu. Sonra kaşlarını kaldırdı. "ciddi ol çocuk! Çay hazır mı?" diye sordu normal olmasına çalıştığı bir sesle. Halbuki bu neşesi soğuk yüreğine iyi geliyordu. "Narin midemde de açım diye sinyal veriyor. " (Buz Sıcağı)
- Saat ona kadar bir randevusu yoktu. Gazetesini okurken çayını yudumladı. Hiç değilse aklı biraz meşgulken hayatındaki iki kadını da düşünmek zorunda kalmıyordu. İşler biraz karışmaya başlamıştı. (Anlaşma)
- "Anılarımız olmazsa, acılara nasıl dayanırız?" (Kalbim Seni Unutmuşken)
- ''Nefret de neydi?Sevgi her şeyin üstesinden kolayca geliyordu.''! #edebiyat (Nefretten Sonra)
- Aralarında birbirlerine dokunmalarını engelleyen ama seslerini duymalarını sağlayan telden bir engel vardı. (Beni Bırakma)
- Görünüş ne kadar da yanıltıcıydı! (Beni Bırakma)
- Sen benim nefes aldığım havamsın, içtiğim suyumsun. Hayatımın anlamısın. (Seni Sevmek İstemedim)
- Ecrin neşe ile kıkırdadı. ”Sen de ne garip bir kadınsın abla ya… Kendime zengin bir sevgili bulmam mantıklı geldi de, adamın yaşına mı takıldın?” (Zor Kadın)
- Genç adam düşünceli bir şekilde onu süzdü.Sonra iç çekti."Sana aşık olduğumu anladığımda...sen beni gerçekten de işsiz bir serseri sanıyordun.Ilk sevişmemizde de sonrasında da bu düşüncen değişmedi.Benim gibi birisiyle ilişkini devam ettirmeyi veya evlenmeyi istemiyordun." "Öyle sanıyordum...Senden ayrılıncaya kadar!Ayrıldığımızda öyle acı çektim ki!" (Kusursuz Plan)
- “Değil... Bak, teklifimin seni şaşırttığını ve... biraz çılgınca olduğunu biliyorum. Fakat yapabiliriz. Seninle bu hafta numaradan evleneceğiz ve bir süre sonra da ayrılacağız. Anneme evliliğin bana göre olmadığını ispatladıktan sonra sorun kalmaz. Eminim beni uzun süre rahat bırakacaktır. Sonra ikimiz de yine kendi yolumuza gideceğiz. Sen yine eski hayatını yaşayacaksın. Arkadaşlarınla yine aynı evi paylaşırsın. İstersen kimse evlenip ayrıldığını bile bilmez. Paran da olduğu için mutlu bir öğrencilik yaşarsın. Ben de annemin çenesinden kurtulmuş olarak huzur bulurum.” (Anlaşma)
- - “Seni sevmediğim gibi bir düşünceye nasıl kapıldın?..” - ”Artık bana baktığında... o güzel gözlerin... gülmüyor!.. Bu beni çok yaralıyor.” (Ismarlama Bebek)
- Genç kız duruşunu dikleştirdi. Burnunu gururlu bir şekilde havaya kaldırmıştı. “Aramızda…” diye başladı yavaşça. “Aramızda size kırılacağım ve de sizi affetmemi gerektirecek kadar önemli bir samimiyet yok, Salih Bey! O yüzden rahat olun.” Yine özellikle sizli bizli konuşmuştu. Salih bunu hemen fark etmişti tabii. “Kızdın ama yine de!” dedi gülümseyerek. “Aniden bozan havaya, kırılan tırnağıma, sabah erkenden okula gidiyor oluşuma ve arabamın mazotuna sürekli gelen zamma da kızıyorum ama inan bana, bunlarla rahatça baş edebiliyorum.” (Ödünç Aşk)
- “Kızım... Sana garip gelmezse eğer?” Durakladı. Kendisini merakla süzen gelininin güzel yüzünü süzdü. Elini uzatıp düz, gür saçlarını yüzünden kıyıya çekti. “Eğer sen de uygun görürsen?.. Bana ‘Anne!’ diyebilirsin. İnan bana çok hoşuma gider!” Merve donup kaldı. Bu alımlı kadının sözlerinde ciddi olduğu belliydi. Dudakları sevinçle kıvrıldı. Güzel yeşil gözleri doldu. “Gerçekten mi?” diye sordu yavaşça. (Anlaşma)
- "Kalp... Sevdiğini asla unutmuyor!" (Kalbim Seni Unutmuşken)
- En mutlu olan insanlar, en çabuk affedip unutanlardır. (Zor Kadın)
- "O geçmiş sizi siz yapan bir sey." (İki Renk Aşk)
- Hayat ne garipti! Bir yandan alırken bir yandan veriyordu. (Kalbim Seni Unutmuşken)
- Ve.... genç adam hayatında ilk defa korkuyordu.. (Zor Kadın)
- Güney'in dudakları gibi,boğazı da kurumuştu şimdi.Kalbi deli gibi atıyordu.O kadar hızlı atıyordu ki,nasıl olup da adamın bunu duymadığına hayret etti.Bacakları üzerinde zorlukla duruyordu.Bu adil değildi!Hem de hiç adil değildi...Tahir ona öylesine usul usul yaklaşmıştı ki,aklına hiçbir savunma mekanizması gelmiyordu.Büyülenmişti adeta. (Yalnız Gözlerin İçin)
- Ah prensim! Keşke böyle gülümsemeseniz! Ömrünü doldurmuş buzdolabı gibi tekliyor kalbim. Gürültüsünden narin kulaklarınızın etkilenmesini hiç istemem. (Buz Sıcağı)