Sahiden Hikâye - Kemal Varol Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sahiden Hikâye kimin eseri? Sahiden Hikâye kitabının yazarı kimdir? Sahiden Hikâye konusu ve anafikri nedir? Sahiden Hikâye kitabı ne anlatıyor? Sahiden Hikâye PDF indirme linki var mı? Sahiden Hikâye kitabının yazarı Kemal Varol kimdir? İşte Sahiden Hikâye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Kemal Varol
Yayın Evi: İletişim Yayıncılık
İSBN: 9789750521706
Sayfa Sayısı: 184
Sahiden Hikâye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Kendimizi avutalım, yarın öbür gün başımız önümüze düşmesin diye esmer diyorlardı bize. Külliyen yalandı. Ben karaydım. Gobi, benden karaydı. Ferdi karaydı. Domestos karaydı. Zülküf karaydı. Ramazan karaydı. Dilan karaydı. Zülfiye karaydı. Azat vardı bir de. Bize pek benzemiyordu. Çünkü Azat kapkaraydı. Ama en fenası Şener’di. Çünkü o beyazdı. Kimimizin gözleri siyah, kimimizin kahverengiydi. Ama Şener’inkiler yeşildi. Hacca gitmiş komşularımızın dış kapılarına sürdükleri boya gibi yeşil. Hatta türbe yeşiliydi gözleri. Benim beş kardeşim vardı. Gobi’nin dört. Ramazan’ın on iki. Zülfiye’nin dokuz kardeşi vardı. Dilan’ın altı. Azat’ın, bir kısmı üvey annesinden olmak üzere toplam on altı. Ama Allah’ın belası Şener tek çocuktu. Babası maliyede memurdu. Neden bir kardeşi olmadığını bir türlü anlayamıyorduk. Annesi sağdı. Babası sağlıklıydı. Neden dokuz kardeşi daha olmuyordu mesela.”
Kemal Varol okurlarının Jar’dan ve Haw’dan bildiği, Ucunda Ölüm Var’da da bir ara uğradıkları hayalî Arkanya’nın sokaklarında geziyoruz bu hikâyelerde. Çocukça heveslerin her yaştan yoksunluklara, naif bir kalenderliğin bileyli bir mücadele azmine, hüzün ve acıların inatçı bir yaşam sevincine dolanması gibi hikâyeler de birbirine dolanıyor. Mizah ölümle, aşk oyunla…
“Kemal Varol, büyük olayların küçük hayatlarda bıraktığı izleri ayrıntılarda yakalayabiliyor.”
Ömer Türkeş / Radikal Kitap
“Acılar coğrafyasının modern masalcısı.”
Eray Ak / K24
Sahiden Hikâye Alıntıları - Sözleri
- "Biliyor musun Gobi" dedim, "şu bizim on bir on iki yaşımız ömür boyu bizimle gelecekmiş." "Gelirse gelsin," dedi Gobi, "ne zararı var!" "Öyle değil oğlum," dedim başımı iki yana sallayarak. "Yani by yaşta ne yaşıyorsak illet gibi yakamıza yapışacakmış her şey. Kırk yaşımıza gelsek de aynı bokun soyu olacakmışız." Enseme bir şaplak vurup "Olur mu lan hiç öyle şey!" dedi. "Bal gibi de olur," dedim. "Günün birinde başımızı bir eve sokup böyle çoluk çocuğa karışmış, her şey güllük gülistanlıkken, bir gece kan ter içinde uykudan uyanıp pencereye atacakmışız kendimizi." "Sonra?" "Sonra pencerede sıkıntıyla sigara içerken bizim bu yaşımız böyle sokaktan yavaşça geçip el sallayacakmış bize. Eksik kaldım, gel beni tamamla diyecekmiş"
- Kadınlar erkeklere heder olmaktan başka ne verir ki?
- Çocukların babaları için kurmaya çalıştıkları bazı sözler hep kursakta kalırmış.
- Zamanını gezip tozmak yerine kitap okuyarak geçirenlerin dünyanın en güzel kızlarını hak ettiğini düşünüyordum.
- Yaşamakla anlatmak aynı şey değildi. Sahiden yaşayanların dili tutulur, anlatanlarsa olsa olsa uydururlardı.
- Kimin kimle olacağı önceden yazılmış kitaba. Dünyanın tüm silgilerini yan yana getirsen bile silemiyorsun.
- Deliler sonsuza kadar deli kalmazdı çünkü. Bazen akıllanacakları tutardı.
- Dert denen her şey bir çocuk oyununda kaybolup gidiyordu.
- "Kimin kimle olacağı önceden yazılmış kitaba. Dünyanın tüm silgilerini yan yana getirsen bile silemiyorsun!"
- Deliler sonsuza kadar deli kalmazdı çünkü. Bazen akıllanacakları tutardı.
- Zamirler Zehra' nın yerini tutabilir mi hiç?
- Dert denen her şey bir çocuk oyununda kaybolup gidiyordu.
- "Biliyor musun Gobi," dedim, "şu bizim on bir on iki yaşımız ömür boyu bizimle gelecekmiş."
- hangi kapıyı açtıysa bir ayna ona zamanın geçiciliğini hatırlattı.
- Yeryüzündeki bütün çırak ve kalfalar hep geride durmaya yazgılıydı zaten.
Sahiden Hikâye İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kemal Varol okumaktan çok keyif aldığım, sıcacık, nahif,özgün bir yazar.Haw ve Jar romanlarını çok severek okumuştum.Sahiden Hikaye öykü kitabı,2018 Sait Faik Hikaye Armağanı sahibi.Haw ve Jar gibi hayali Arkanya'da geçiyor.Hayali bir kasabada geçse de çok gerçek bir kitap.Doğu'nun kadim,hüzünlü sokaklarında dolaştığımı hissettim.Aktardığı dönemin ruhunu,gerçeklerini çok güzel yansıtıyor.Karakterler çok canlı, dili güzel,masalsı. Çocukların gözüyle anlattığı öykülerin masumluğu, içtenliği çok etkileyici.Bazen öykü,bazen masal bazen roman okuyormuşum gibi hissettim.Öyküler iç içe girmiş,roman tadında.Çok severek okudum,yazarın tüm kitaplarını edinmiştim,hepsini okuyacagim. (Devrim Özgür)
Sahiden Hikâye, Kemal Varol’dan okuduğum ilk kitap oldu. Yazar bir süredir okuma listemdeydi, ama sevdiğim bir abinin katkılarıyla yazara başlamayı öne aldım. Bu kitabı diğer kitaplarına göre kısa olması ve hikâye kitabı olması nedeniyle seçtim. Yazarın üslubu fazla süslü ve sanatlı değildi, ama okuru kendisine çekmeyi başarıyor. Yazarın bence ayırt edici yönü hikâyelerinin sonunda ortaya çıkıyor. Sıradan başlayan ve devam eden hikâyeler hep vurucu sonlarla noktalanıyordu. Bunda sanırım yazarın sözlü edebiyat geleneğinin hâlâ güçlü olduğu bir coğrafyadan gelmesi etkili olmuş. Kitaptaki tüm hikâyeler ülkemizin doğusunda yer alan hayali kasaba Arkanya’da geçiyor. Olaylar da ya Lamek adlı karakterimizin başından geçiyor ya da onun da başkasından duyup bize anlattığı olaylardan oluşuyor. Hikâye kitabı olduğu için rastgele sırayla okunmaması gerekiyor, hikâyeler birbirinden bağımsız değil. Bir hikâyedeki bir olay veya karaktere az veya çok başka bir hikâyede de rastlıyoruz. Bu yönü okurken çok hoşuma gitti. Yazarı çok beğendim, diğer kitaplarını da peyderpey okuyacağım. (Kadir Kılıç)
Sahiden hikaye mi okuduk biz bilemedim. Sayın Varol harfleri işlemiş yan yana ama sanki bu hikaye olmamış, bir mahalleye farklı öykülerden yaklaşılan bir roman olmuş. Bu hikayelere hep Lamek gözünden anlatılmış. Lamek nüktedan yazarımızın isminin tersi. Belli ki kendi yaşadıklarını, yaşayamadıklarını, yaşamak istediklerini yansıtmış bizlere. Kendini sessiz sedasız yerleştirmiş öykülere.. Meğer ne çok derdi varmış yazarımızın. Meğer ne çok dert etmiş ülke durumunu, ne çok sevmiş Zehra’yı, ne kadar sıkı arkadaşlıklar kumuş, ne kadar özenmiş amcasına.. ya da öyle olmak istemiş. Yazarımız küçük harfler kullanmış çoğunlukla. Biz küçük harf olayını öğretmenler olarak sınıfta çok kullanırız. Çocuklara sessiz olmasını söylemek yerine “küçük harflerle konuşalım deriz.” Sayın Varol çığlıklarını sessiz sedasız işlemiş satırlarına. İlk okuduğumuz öykü ”Arkanya’nın Sesi” . Bu öykü beni çok heyecanlandırdı. Çünkü fantastik ögelerin varlığı çocuk edebiyatına ilgi duyan benim gibi insanların algısını hemen harekete geçirirJ kaybolan harfler, z harfi, z harfinin çalınışı. Ama kitap ilerledikçe kaybolan harflerin aslında ne kadar derin hüzünler barındırdığı ortaya çıkıyor. Z harfinin sahibi açıkça görülüyor ki “Zehra” isimli aykırı kızımız. Zehra’yı azıcık açmak isterim izninizle. Zehradan kitap boyunca bahsediliyor. Fakat kendisinin dış görüntüsünden öte tanıyamıyoruz. Diğer kızlara nazaran pantolon giyen, hoş, alımlı bir kız.Zaten dış görüntüsü aykırı olması için yeterli. Kişiliği hakkında hiçbir bilgi yok. Fakat kitap sonunda görüyoruz ki sadece dış görüntüsü öl(dürül)mesi için yeterli bir neden.. Zehra içinde birçok karakteri barındırıyor; Özgecan Aslan, Pınar Gültekin, Emine Bulut, Münevver Karabulut, Zekiye Of, Sema Aslan, Zeynep Şenpınar, Seher A., Münevver Albaç, Ceren Kultaş, Fatma Günay, M.Ç., Rukiye Çerman, Hülya Özmen, Canan Nergiz, Selma Tetik, Gülnur Kocabaş, Sevilay Alkaç, Fatemeh Alidadishamsabadi, Fatma Kökoğlu, Selda Geredeli, Selda Başaran, Gül Karadağ, Bahriye Dalyan, Nurcan Polat… Arkanya sizlere de tanıdık geldi mi? Bir Elazığlı olarak peynirciler çarşısı hiç yabancı gelmedi. Belli ki hikaye Bingöl, Elazığ, Diyarbakır bölgelerinde geçiyor. Zaten İzmir- Arkanya karşılaştırmaları bize bölge hakkında epey bilgi veriyor. Siyasi olayların kökleri bu ülkede doğudadır, meyveleri ise batıda. Arkanya’da okulda çatılı ev çizip aslında hiç çatı görmemiş, damlı evlerde yaşayan çocuklar vardır. Ve sırf damlı ev çizmek istediği için öğretmenleri tarafından sınıfta bırakılan çocuklar vardır. Öykümüzün bu kısmı yazarımızın “Ucunda Ölüm Var.” Adlı kitabında da geçtiğine göre Kemal Bey’in bu konuda epey sıkıntısı var. Karşılaştırma yapmak doğru mu bilmiyorum ama ben en çok “Zamir” adlı öyküyü sevdim. Eminim hepimizin hayatında hiçbir zamirin yerini tutamayacağı bir Zehrası vardır. Ya da olacaktır.. Yazarımız kitap içinde diğer kitaplarından da bahsetmiştir. Sayfa 161’de “Ucunda Ölüm Var” romanına gönderme yapılıyor gibi.. (DİDEM ÇETİNKAYA)
Sahiden Hikâye PDF indirme linki var mı?
Kemal Varol - Sahiden Hikâye kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sahiden Hikâye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Kemal Varol Kimdir?
1977 yılında doğdu. Edebiyata şiirle başladı. Yas Yüzükleri (2001), Kin Divanı (2005), Temmuzun On Sekizi (2007) adlı şiir kitapları Bakiye adıyla toplu şiirler olarak kitaplaştı. Jar (2011), Haw (2014), Ucunda Ölüm Var (2016), Âşıklar Bayramı (2019) adlı dört romanı ve Sahiden Hikâye (2017) adlı bir hikâye kitabı yayımlandı. ABD ve Fransa’da da yayımlanan Haw romanıyla Cevdet Kudret 2014 Roman Ödülü ile Pen Amerika 2017 Çeviri Ödülü’ne, Sahiden Hikâye adlı ilk hikâye kitabıyla 2018 Sait Faik Hikâye Armağanı’na değer görüldü. Âşıklar Bayramı romanı, Dünya Kitap tarafından 2019 Yılın Telif Kitabı seçildi.
Kemal Varol Kitapları - Eserleri
- Haw
- Yas Yüzükleri
- Bakiye
- Jar
- Memleket Garları
- Demiryolu Öyküleri
- Kin Divanı
- Ucunda Ölüm Var
- Temmuzun On Sekizi
- Sahiden Hikâye
- Aşıklar Bayramı
- Kin Divanı
- Kara Sis
Kemal Varol Alıntıları - Sözleri
- benzemem diye düşünürken müsvedde oldum ona (Bakiye)
- Zaman çok garip bir şeydir. Geriye doğru sayıldığında başka, ileriye doğru sayıldığında başka geçer. (Haw)
- bir zaman senden ağlar kaldım gazâla sesim o uzak dağlarda dağdâr şimdi sanki unutmak için var anılar kinimde ve sanki hep küs tadıyla söylenmiş bir şarkı duyduğum: herkes bir gün bir aşkta imkânsız hâlâ ne ırmaklarda haz, ne perçemlerde şefkat var artık kuşkuyla dönülen aynalar ve kapılar şimdi yalnızlığa kötü gelen yağmurlar acıtan tesadüflerin sesi; mutluymuş ah gazala, her şey eskisinden fenâ: kül büyüt canım ve mümkünse acını unutma (Yas Yüzükleri)
- "Biliyor musun Gobi" dedim, "şu bizim on bir on iki yaşımız ömür boyu bizimle gelecekmiş." "Gelirse gelsin," dedi Gobi, "ne zararı var!" "Öyle değil oğlum," dedim başımı iki yana sallayarak. "Yani by yaşta ne yaşıyorsak illet gibi yakamıza yapışacakmış her şey. Kırk yaşımıza gelsek de aynı bokun soyu olacakmışız." Enseme bir şaplak vurup "Olur mu lan hiç öyle şey!" dedi. "Bal gibi de olur," dedim. "Günün birinde başımızı bir eve sokup böyle çoluk çocuğa karışmış, her şey güllük gülistanlıkken, bir gece kan ter içinde uykudan uyanıp pencereye atacakmışız kendimizi." "Sonra?" "Sonra pencerede sıkıntıyla sigara içerken bizim bu yaşımız böyle sokaktan yavaşça geçip el sallayacakmış bize. Eksik kaldım, gel beni tamamla diyecekmiş" (Sahiden Hikâye)
- bir yerde beni hâlâ affetmeyen bir kadın nasılsa vardı (Yas Yüzükleri)
- Kim bilir kimin kursağında kalmış eksik bir heceyim hâlâ. (Ucunda Ölüm Var)
- Arzulanan; günümüzün acil ihtiyaçlarının geleceğe ipotek koymamasıdır. Bir başka değişle, tren düdüklerinin yerin altında değil, kentin kalbinde duyulmaya devam etmesidir. (Memleket Garları)
- Bakışmak, hiçbir kelime söylemeden karşımızdakine kendimizi anlatmamızdır. (Jar)
- Belki bu kadar incitmeyecekti beni Yalnızlığın herkese düğme olduğunu bilmesem Daha ikiydi tavafım, Belki gitmesem... (Kin Divanı)
- Ne zaman yolum bir şehre düşse o şehrin garını görmeyi, bekleme salonunda zaman geçirmeyi, gardaki görevlilerle vakit geçirmeyi, rayların yanına yöresine serpilen çakıl taşlarından avuçkamayı âdet haline getirdim... (Memleket Garları)
- Gitmek düşüncesi öylesine yakın ki artık ; ezberimde... (Memleket Garları)
- Çünkü bazı insanların yarasını ancak bir yalan iyileştirirdi. (Jar)
- "Üstelik hiç kimse hikayesini birilerine anlatmadan ölmemeliydi dünyada." (Kara Sis)
- Bazı insanlar bir hatıra olarak kalır göğsümüzde. (Kara Sis)
- Dünyaya sığdım da bir yatağa sığmadım bazen. (Temmuzun On Sekizi)
- Sordum suya karışan arzuma: Bir kötülük vaadidir insan Ey gizli çürüyen sima Yol dönsem şimdi kime (Kin Divanı)
- gıyabında yargılandı kalbim anladım, buymuş bana kısmet.. (Bakiye)
- Kim sakınarak geçebiliyor suyun lekesini Ben değil, yabanı olduğum akşam söyletiyor (Kin Divanı)
- Harflerin kağıda düşenine değil yüreğe inenine inandım hep. (Ucunda Ölüm Var)
- Elimi dostça omzuna koydum, meğer yarası tam da oradaymış... (Haw)