Sanal Aşk - Kemal Sayar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sanal Aşk kimin eseri? Sanal Aşk kitabının yazarı kimdir? Sanal Aşk konusu ve anafikri nedir? Sanal Aşk kitabı ne anlatıyor? Sanal Aşk kitabının yazarı Kemal Sayar kimdir? İşte Sanal Aşk kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Kemal Sayar
Yazar: Berna Yalaz
Editör: Didem Ünal
Yayın Evi: Kapı Yayınları
İSBN: 9786055147655
Sayfa Sayısı: 359
Sanal Aşk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Artık insanlar birbirine değil telefonlarına bakıyorlar. İnternet bizleri uzaklardakilere yakın ederken, yanı başımızdakilerden de uzaklaştırmaya başladı. İlişkiler Facebook'ta kurulur, WhatsApp'ta sürdürülür, "arkadaşlık listesinden silerek" de bitirilir oldu. Oysa aşkın ve ayrılığın acısı her çağda can yakıyor. Teknoloji değişse de insan yüreği aynı kalıyor.
Bu kitap sanal aşkları ve gerçek duyguları her yönüyle ele alarak, bir "internet profili"nden fazlası olan bizlere anlatan ilk kapsamlı eser. Okurken kendinize dair ilk kez fark edeceğiniz çok şey olacak.
Kesin olan bir şey var ki o da sanal dünyanın ilişkilerimizi ve ilişki sürdürme biçimlerimizi derinden etkilediği. Her şeyin bir "tık"la değiştiği bir zamanda aşk da uçuculuktan nasipleniyor, bir "tık"la buharlaşıyor. Geride kalan duygular ne kadar gerçek ve uzun ömürlü peki?
Sanal Aşk Alıntıları - Sözleri
- İnsanı insan kılan bir varoluşsal özden bahsediyoruz. Her şeyin imgeye ayarlandığı bir çağda sahici insanlar olarak kalabilmek istiyorsak, gerçek olalım. Bırakalım gerçek incitsin, bir yalan avutacağına.
- "Bırakalım gerçek incitsin, bir yalan avutacağına."
- Yalnızlık, yalnız kalmanın sancısı iken; tek başınalık, yalnız olmayı secmenin zaferidir. Yalnızlık fiziksel ve duygusal olarak acı verir, onu en çok istediğimiz anda bizden uzak kalan bir yakınlığın yokluğunu belirtir. Tek başınalık ise bilinçli ve iradi bir biçimde yalnızlığı yeğlemektir. Tek başınalığın ruha verdiği tatmin hissini yaşayamayan kişi, yalnızlığın verdiği istirabi tadar. Tek başınalık, lazım geldiğinde o yalnızlıktan dışarı çıkabilmektir de.
- Kurtuluş tövbededir,itiraf ve teşhirde değil.
- İnsanın dünyadaki yaşamı da bir sürgün değil midir zaten ?
- Yenişehirli Avni'nin aşağıdaki beyti mutluluk arayışının menfur yenilgisine derman niyetine nefeslenmiştir: Sanman ki taleb-i devlet-i cah etmeğe geldik Biz âleme bir yar için ah etmeğe geldik.
- "Aşk bir görme bozukluğudur" şakasını ciddiye alacak olursak, imgeleri cilalayan bir "yalan aynası" olarak internet, bu görme bozukluğunu katmerlendirir.
- Sürekli bir özgürleşmeden bahsediliyor ama bağları koparmadan bunun nasıl yapılacağını kimse konuşmuyor. İkili ilişkilerde artık kimse fedakârlık yapan taraf olmak istemiyor. Küçük çatışmalar kolayca karşılıklı restleşmelere dönebiliyor. Günümüz aşkları çok buyurgan ve talepkâr. Talep etmek, sahip olmak, yönetmek ve elde tutmak istiyor.
- "Bu, Heidegger'in insanlık adına duyduğu en büyük korkulardandı. İnsanların geleceğin belli bir noktasında 'ben' olmaktan çıkıp, herhangi 'biri' haline geleceklerine dair korku."
- Günümüz insanı, internet öncesi zamanların ortalama insanının kuracağı ilişkilerin kat kat fazlasına sahip. Yine de bir türlü aradığını bulamıyor. İlişkiler hızlı başlayıp hızlı bitiyor. Sanal ilişkilerin çekiciliği belki en çok da buradan temelleniyor. Elde etme ve vazgeçme kolaylığından... İlişki kurmak ve bozmak artık çok kolay.
- Yaşamlarımızı hep başkalarıyla ilişki içinde sürdürürüz ve yaşamlarımızdan eksik olan şey yalnızlıktır. Teknoloji özel yaşamımızı ve konsantrasyonumuzu elimizden aldığı gibi, yalnız kalma yeteneğimizi de elimizden almaktadır. Yalnızlık, insana eşlik edecek kimsenin olmayışı şeklinde tanımlanır, bu yokluğun doğurduğu kederdir.
- Kendimize ve çevremize yabancılaştığımız, kimliğimizi sürekli ve yeniden inşaa ettiğimiz, üzerinde yürüdüğümüz ya da sırtımızı dayadığımız tüm yapıların sıvılaştığı ve tekinsiz bir ortama dönüştüğü bu modern dünyada, Shakspeare'in Kral Lear'a sorduğu o meşhur soru geliyor aklımıza : ''Kim olduğumu bana kim söyleyebilir?''
- Çevrimiçi veya çevrimdışı, aşk acısı can yakmaktadır.
Sanal Aşk İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Herkese Merhaba Sanalda kurulan ilişkiler üzerinde uzun zamandır düşünüyorum. Bu kitap karşıma çıkınca okumadan duramadım. Sanal dünyada kurulan ilişkiler ne kadar gerçek? Sanal dünya da arkadaş edinmek ne kadar sağlıklı? Sanal dünyanın ilişkilerimize etkisi/katkısı nedir? Bu sorulara vereceğimiz cevap elbette farklılık gösterecektir. Kemal Sayar ve Berna Yalaz'ın birlikte hazırladığı bu kitapta fazlaca tekrarlanan sözcükler, cümleler vardı. Okurken bu fazla tekrar cümleleri benim tadımı kaçırdı. Öte yandan sanal dünya, kendimize ve çevremize yabancılaştığımız, kimliğimizi sürekli ve yeniden inşaa ettiğimiz, üzerinde yürüdüğümüz ya da sırtımızı dayadığımız tüm yapıların sıvılaştığı ve tekinsiz bir ortama dönüştüğü bir dünya haline geldi. Ne bu dünyaya kapılıp sürüklenmek ne de oradan uzak kalınması taraftarıyım. Doğan Cüceloğlu'nun da dediği gibi " Günümüzde bilişim teknolojisinin yeni becerilerini öğrenmek, geçmiş zamanın okuma yazmasını öğrenmek kadar önem kazanmış durumda. Akıllı insan sanal dünyadan soyutlanmak istemez. Ama bu dünyaya gömülüp kaybolup gitmemeye de özen gösterir." İnternet, ağırlıklı bir anlamda, sanal değildir. Çevrimici ilişkiler kanlı canlı, gerçek insanlar arasında kurulur. Bu ilişkinin çeşitli hayali yönleri olsa bile, ilişkinin kendisi hayali değildir. Sanal dünya da gerçekliğin bir parçasıdır ve bu bakımdan da onu gerçek dünyanın karşıtı olarak değerlendirmek doğru olmaz. Bu yaşınıza kadar siz de en az bir tane sanaldan arkadaş edinmişsinizdir. Her an ulaşabileceğiniz yanıbaşınızda biri olmasa da bazılarının sevgisini çok uzaktan hissedebiliyorsunuz. Benim de sanaldan başlattığı dostlarım var, iyi ki varlar diyorum. Tekrarlayan cümlelerin olmaması ve biraz daha yoğun olmasını beklerdim ama keyifle okunabilecek çıtır bir kitap (Sevilay)
Başta çok sarmıştı beni ama çok fazla tekrara düşülmüştü. Asla tahammül edemiyorum tekrara düşen kitaplara Ama Kemal hocam çok güzek noktalara değinmiş telefonlardan başımızı kaldırıp birbirimize bakmadığımız bi dönemde bi farkındalık açısından okunmalı yani en azından tekrarlar sizi çok rahatsız etmiyorsa okuyabilirsiniz (Rumeysa BEYAZPOLAT)
Okuması tam bir ayımı aldı. İşin aslı fazla teknikti ve çok fazla tekrarla düşüldüğü gibi Kemal Sayar ve Berna Yalaz'dan başka herkesin fikrini okuyormuşum gibi hissettirecek kadar fazla alıntı vardı. Ancak bu fikirlerin sanal aşk mevzusu ile de direkt ilgisi yoktu. Yazarlar bize malzemeyi vermiş de yemeği bizim pişirmemizi bekliyormuş gibi bir his uyandırdı okudukça. Sanal ortamla ilgili çok önemli tespitler içerse de kitabın sonunda yer alan "Bırakalım gerçek incitsin bir yalan avutacağına" cümlesi de aslında bana kendini terapistine inancını yitirmiş bir danışan gibi hissettirdi. Çünkü var olan sorun "yalan" olarak nitelenince mevcut durumun da yok sayılarak değersizleştirdiğini düşündürdü bana. Aradığımı bulamadım ne yazık ki. (S.E.)
Kitabın Yazarı Kemal Sayar Kimdir?
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Kemal Sayar, uzmanlığını Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ana bilim dalında tamamlamıştır. Daha sonra sıra ile Vakıf Gureba Eğitim Hastanesi'nde ve Çorlu Asker Hastanesi'nde Psikiyatri Uzmanı olarak çalışmıştır. 28 Kasım 2000'de psikiyatri doçenti unvanı almıştır. 2000-2004 yılları arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Psikiyatri AD Öğretim Üyesi olmuştur. 2002 yılında McGill Üniversitesi'nde Tübitak araştırmacısı olarak ziyaretçi profesör unvanıyla bulunmuş ve transkültürel psikiyatri ve psikosomatik tıp alanında araştırmalar yapmıştır. Daha sonra Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde dört yıla yakın bir süre başhekim yardımcısı ve 13. Psikiyatri Kliniği Şefi , dört aylık bir süre de (vekil) başhekim olarak çalışmıştır. 2008 yılında profesör olarak Fatih Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine başlamış ve üç yıl sonra Marmara Universitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri anabilim dalına geçmiştir. Halen Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı başkanıdır. Çeşitli gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yapmış, Açık Radyo'da ve daha sonra Star televizyonunda "Ruhun Labirentleri" isimli bir programı hazırlamış ve sunmuştur.TRT'de İnsanlık Hali adlı programı bir yıl yapmıştır. Yirminin üzerinde kitabı olan Sayar, edebiyatla da yakından ilgilenmektedir.
Kemal Sayar Kitapları - Eserleri
- Sufi Psikolojisi
- Ruh Hali
- Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez
- Hayat Teselli Bulmaktır
- Her Şeyin Bir Anlamı Var
- Özgürlüğün Baş Dönmesi
- Yavaşla
- Ruhun Labirentleri
- Hüzün Hastalığı
- Kalbin Direnişi
- Terapi
- Olmak Cesareti
- Otoyol Uykusu
- Merhamet
- Kendine İyi Bak
- Kültür ve Ruh Sağlığı
- Bütün Şiirleri: Ricat - İki Güneş Arasında - Hızır ve Roza
- Koruyucu Psikoloji
- Şimdi Şehir İçin Kalp Zamanı
- Beni Sessiz de Sevebilir misin?
- Merhamet Devrimi
- Kayıp Arkadaş
- Psikolojiye Giriş
- Sanal Aşk
- Bütün Şiirleri
- Ölümden Önce Bir Hayat Vardır
- Ruh Hastalığını Anlamak
- Ricat
- Psikiyatri ve Kültür
- İki Güneş Arasında
- Hızır ve Roza
- Bir Bilim Olarak Psikiyatri
- Antipsikiyatri
- Karanlıkta Görmek
- İnsan Halleri
- Başı Sınuklar İçin Kılavuz
- Dünyaya Geldim Gitmeye
- Ağ
- Aile Olmak
- Aşk ile Anı Seyretmek
- Ruhun Derin Yaraları
- Dijital Çocuk
- Bir Kalbi Kırılmaktan Koruyabilsem
- Aleme Bir Yar İçin Âh Etmeye Geldik
- Hatıraların Evi– Günümüzde Aile
- Melekleri Ürkütmek
Kemal Sayar Alıntıları - Sözleri
- Belki de yeryüzünde hiçbir eş, sahip olduğu ilmi, Hz Peygamberin Hz Aişe ile paylaştığı kadar eşiyle paylaşmamıştır. Hiçbir eş de eşinden ilim almak için Hz Aişe kadar çaba göstetmemiştir. (Aile Olmak)
- Hayatın trajedisi ölmek değil, yaşarken içimizde ölmesine izin verdiklerimizdir. ... ~... (Ölümden Önce Bir Hayat Vardır)
- Eve geldiğinizde doğrudan odanıza gider, dertsizlik maskenizi takarsınız. (Koruyucu Psikoloji)
- Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl (Aşk ile Anı Seyretmek)
- Müsaade ederseniz hayatımın bu bölümünde ağlayacağım. (Otoyol Uykusu)
- Kendimizi özel hissettiğimizde, kendimize dair farkındalığımız azalıyor. Çok da uzağa gitmemize gerek yok. Yiyip içtiklerini sosyal medyada paylaşanlar, başka insanları kızdırabileceklerini çoğu zaman fark etmiyorlar bile. Sosyal paylaşım siteleri kıskançlık ve özenme için elverişli bir platform oluşturuyor. 2013’te Amerika’da yapılan bir çalışmaya göre, kişinin son zamanlarda kıskançlık hissettiği durumların yüzde 20’sinin Facebook yüzünden olduğu ortaya çıkmış. Bu kıskançlıkların çoğu diğer kişinin görüntüsü, yaptığı tatiller ve sahip olduğu sosyal hayattan kaynaklanıyor… Nihayetinde kıskançlık. hayattan alınan keyif ve tatmin duygusunu azaltıyor (Ağ)
- Kişiler ahlaki tutarlılığı önceleyen bireyler olmaktan çıkarak başkaları tarafından beğenilmeyi önceleyen bireylere dönüşür ahlaki olarak doğru olanı yapmak yerine başkalarını cezb ederek onların beğenisini kazanmak hayatın temel amacı olur (Kültür ve Ruh Sağlığı)
- Senden geriye, senin güzelliğine, doğruluk ve iyiliğine tanıklık eden sözler kaldı. Zaten bir söz, iyiliğe tanıklık etmiyorsa neye yarar ki? Senden sonra üstümüze çok yağmurlar yağdı, olmadık zamanlarda bir üşüme tuttu bizi ve dedik ki “Biraz yağmur kimseyi incitmez”. (Bütün Şiirleri: Ricat - İki Güneş Arasında - Hızır ve Roza)
- Senden sonra ruhum hep aksayarak yürüdü. Bu gurbetin bir gün biteceği hakikati içime ağır bir taş gibi çöreklenip kaldı. Hayatın daimi bir daüssıla, sevmenin özlemek olduğu bilinci ruhuma otağ kurdu. (İki Güneş Arasında)
- Diğer insanlara yakın olmanın zarar görmek anlamına geldiği bir ortamda benmerkezci anlayış gittikçe yükselir. (Terapi)
- Soru sormaktan kaçınmak verilebilecek cevapların en kötüsüdür (Bir Bilim Olarak Psikiyatri)
- Saygının sadece kelimelerle değil, aynı zamanda vücut diliyle de ilgili olduğunu gösterin. (Koruyucu Psikoloji)
- Gözlerimin önce ışığa alışması gerek. Riyakarlığa, tepemizde dolaşıp da yağmayan bulutlara. (Ricat)
- Tek sırrı şu ki hayatın İnsan Tanrı'yı özler (Ricat)
- Öz anne babasını huzurevine gönderip, evde kedi köpek besleyen insanların olduğu bir dünyada yaşıyoruz NFK (Aile Olmak)
- Bir yarayı, bir incinmeyi veya gönül kırıklığını geride bırakmak ve hızla oradan uzaklaşmak isteriz. (Karanlıkta Görmek)
- Günümüz insanı, internet öncesi zamanların ortalama insanının kuracağı ilişkilerin kat kat fazlasına sahip. Yine de bir türlü aradığını bulamıyor. İlişkiler hızlı başlayıp hızlı bitiyor. Sanal ilişkilerin çekiciliği belki en çok da buradan temelleniyor. Elde etme ve vazgeçme kolaylığından... İlişki kurmak ve bozmak artık çok kolay. (Sanal Aşk)
- "Allah'ın halifesi olan insan, Allah'ın zât, sıfat ve fiillerinin en mükemmel şekliyle tecelli ettiği varlıktır. O, Allah ile âlem arasında, zâhir ile bâtın arasındadır (berzah). O bütün ilahi kemal manaları kendisinde gerçekleştiren kişidir. Âlem bir ayna gibidir; insan-ı kâmil bu aynanın cilasıdır." (Sufi Psikolojisi)
- Derin bir yasın tetiklediği öfkeden korkmak gerekir. (Merhamet)
- “Ancak beni işitecek bir insanın varlığıyla sohbet mümkün olur.” (Hayat Teselli Bulmaktır)