Şarkılar Kitabı - Heinrich Heine Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şarkılar Kitabı kimin eseri? Şarkılar Kitabı kitabının yazarı kimdir? Şarkılar Kitabı konusu ve anafikri nedir? Şarkılar Kitabı kitabı ne anlatıyor? Şarkılar Kitabı PDF indirme linki var mı? Şarkılar Kitabı kitabının yazarı Heinrich Heine kimdir? İşte Şarkılar Kitabı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Heinrich Heine

Çevirmen: Behçet Necatigil

Orijinal Adı: Buch der Lieder

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750811395

Sayfa Sayısı: 286

Şarkılar Kitabı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şarkılar Kitabı, Heinrich Heine 30 yaşındayken (1827) yayımlanmış olmasına rağmen, şairliğinin zirvesi kabul edilir. 16-20 yaşları arasında yazdığı şiirleri de içerenkitap Heine'nin en tanınan eseri olmuştur. Şair gençlik yıllarının tutkusunu, heyecanını, umutsuzluklarını ve bunalımlarını bu kitaptaki şiirleriyle dile getirir. Çıktığı çağda âşıkların elinden düşürmediği kitap Alman Romantizminin olduğu kadar Realizm akımının da öne çıkan eserlerindendir. Çevirmeni Necatigil'in nitelemesiyle, bu şiirler "kalbin koşmaları, ağıtlarıdır; esnek, yumuşak, saydam şarkılardır."

Şarkılar Kitabı Alıntıları - Sözleri

  • "Ben bir terzi kalfası, Elimde iğne, makas; Hamarat, çalışkan, Elimde iğne, makas; Geldi ustamın kızı, Elinde iğne, makas; İğneyi, makası Yüreğime sapladı.”
  • Sakin gece, tatlı düşte Bir büyü gücüyle çıka geldi, Bir büyü gücüyle sevgilim Küçük odama geldi. Baktım yüzüne, tatlı, şirin! Baktım yüzüne, güldü; Kalbim sığmaz oldu göğsüme, sözler Ağzımdan bir sel gibi döküldü: “Hepsi senin, sevgilim , Al hepsini, neyim var Yeter ki yavuklun olayım, Gece yarısından, horoz ötene kadar.”
  • Bay soytarı, mosmor oldun bağırmaktan, Ne yapayım gocuğunu, Araf'ta? Yanan odun değil, dilenci ve prens kemikleri Isınmak her zaman, orda bedava.
  • Bir tuhaf baktı yüzüme Sevimli, üzgün, candan Konuştu güzel kız: “ Kalbindeki İlâhî mutluluğu ver!” "Tatlı canımla genç kanımı Vereyim seve seve sana, Melekler gibi güzel, fakat O en yüce mutluluğa dokunma!”
  • Sen ey dertli adamcağız, nedir arzun? Benim ölü ustam, çeken ne seni buraya? Bakarak yüzüme üzgün, suskun Sallıyor başını, gidiyor yavaşça. Neden sallar kuyruğunu, inler bu tüylü ahpap? Kara kedinin gözleri neden parlar? Sütananın ninnileri ne böyle; niçin Saçları uçuşarak, höykürür bu kadınlar?
  • Çınladı, yankılandı afsunum, İşittiniz hepiniz! Buradayız yıllar yılı, Miskin sessiz tabutlarda; Şenlenelim, eğlenelim İzin verin de bugün. Bir bakın yalnız mıyız? Ne aptallık, yaşarken Kendimizi körükörüne Çılgınlığına aşkların, bırakmışız' Tam eğlenmek bugün bizim hakkımız, Anlatsın açıkça herkes Neden öldü, niçin geldi buraya, Nasıl düştü tongaya, Yakalandı, parçalandı nasıl Çılgın aşk avlarında. Hopladı topluluktan tüy gibi ince biri, Başladı anlatmaya, bir kemik bir deri:
  • Bir güzel kadın! Beyaz bakışlarında İstekleri çılgın; Sessizdi uysal gülümseyişleri Özlemli, kabarık dudaklarının. Dayanamadım Bülbül öyle tatlı şakıyordu; Öptüm o güzel yüzü, Felâketim oldu bu.
  • Çıka dursun hemen sözüm ağzımdan Daha da güzelleşti genç kız, Hep aynı şeyi söylüyordu: “ Kalbindeki İlâhî mutluluğu ver!” Beynimde boğuk boğuk uğuldayan söz Boşalttı bir alev denizi Ruhumun en uzak köşelerine, Sanki soluğum kesildi.
  • Sürüp sefasını aşk hayallerinin Eğirdim orda yünümü, Derken geldi Rinaldo’nun gölgesi Aldı canımı götürdü." Gülüştü hayaletler neşeli koroyla, Düzgünlü pudralı üçüncü çıktı ortaya: "Sahneler şâhıydım ben, İhtisasım âşık rolleri; Kükrerdim bazan: Tanrılar! İnlerdim bazan içli.
  • Çiçekçi kızlar çarpık, kambur Dolanırlar odayı, taklalar atarak. Kesin artık bu kaburga takırtısını, Hey, sizler, baykuş yüz, çekirge bacak! Doluşmuş cehennem toptan buraya, Bir patırtı, büyür de büyür; Cehennemde vals müziği hattâ Susun, susun! Nerdeyse sevgilim gelir.

Şarkılar Kitabı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Öncelikle herkese merhabalar, uzun bir aradan sonra beni etkileyen bir şiir kitabının incelemesini yapmaya karar verdim. Öncelikle kitapla ilgili duygu ve düşüncelerimi paylaşmadan önce şiir kitabı ve yazarla ilgili birkaç bilgi vermekle başlamak istiyorum. Dünyaca tanınmış Alman şairi Heinrich Heine, 13 Aralık 1797'de Düsseldorf'ta doğdu. On dokuz yaşında amcasının Hamburg'daki bankasında çalışmaya başladı. Bankada çalıştığı bu süre içinde delikanlı, amcasının kızı Amalie'ye tutuldu. Karşılıksız, mutsuz bir aşktı bu; ve genç Heine'ye içli şiirler yazdırmakla kaldı. Şair, gene amcasının yardımıyla hukuk öğrenime başlar ve 1825 yılında hukuk imtihanları verir. Hukuk doktorasını verdikten bir süre sonra Lüneberg ve Hamburg'da yaşar. İkinci mutsuz aşkı bu tarihlerde ve bir başka kuzeni Therese Heine iledir. Heine daha sonra Paris gider ve orada gazete muhabirliği yapar. Gazete muhabirliği yaptığı bu süre içinde Fransız şair ve yazarlarıyla (Hugo, Dumas, Börne, George Sand ve Balzac) tanışır. Paris şehir atmosferinden etkilenerek şen şakrak şiirler yazar. 1848 yılında onu ağır ağır ölüme getiren omurilik veremine yakalanır ve 1856 yılında Paris'te ölür. Şarkılar Kitabı, Heine’nin bir kısmını yirmi, hatta on altı yaşlarındayken yazdığı şiirleri kapsar. Şairin gençlik heyecan ve tutkuları, ümit ve ümitsizlikleri, kafa ve gönül bunalımları, artistik çabaları bu şiirlerde dile geliyor. Bunlar gönüle seslenen şiirler olup, okuyucuda yaşantı birlikleri yaratır; yalnız bir millete özgü karakter ve kültürü değil, evrensel bir ruh yapısını vurgular. Çağlar süresince aşık gönüllerin, yanan yüreklerin hicranlarını, korkularını; sonra da romantik çağın inançlarını, yalnızlık, terk edilmişlik ve ruh gerilimlerini veren şiirlerdir. ''Bu kitabı okurken, her satırında farklı anlam çıkarıp, farklı duygular yaşamıştım. Hem sade dili hem de akıcı dili nedeniyle her yaştan insanın okumasını düşündüğüm bir kitabı olup, özellikle 16-20 yaş arasındaki arkadaşlarıma okumasını öneriyorum. '' (İsmet Sarıcı)

Heinrich Heine, yazar/i1568 'un hayatı için çalışırken karşıma çıkan bir isim oldu. Kendisi hakkında araştırma yapmaya başladığımda, hikayesinin tanıdık geldiğini fark ettim. yazar/i3982 , Heine'ın Yarası isimli kitabında yer alan ifadeyle, "Heinrich Heine’nin şiirlerinde tekrarlanan ümitsiz aşk temasını evsizlik ve yurtsuzluk alegorisi olarak yorumlar. Kendi de Heine gibi Yahudi olduğu için Hitler devrinde Almanya’dan sürgüne giden Adorno, Heine’nin kaderinin çağımızda, yerinden yurdundan, dilinden mahrum olan herkes için gerçekleştiğini ve Heine’nin yarasının hâlâ kapanmadığını söyler. Heine’nin kaderini yüzyıl sonra yirminci yüzyılın en büyük Türk şairi Nâzım Hikmet yaşar. Memleketlerinin süregelen buhranlarına, devrimlerin gürlemelerine ve kitlelerin göçlerine tanıklık eden bu iki ünlü vatan şairi, zaman ve mekân ötesinden birbirlerini yankılarlar." diyerek, hayranı olduğum büyük şair yazar/i523 'le karşıma çıktı. Bu sebeple kendisine hızlıca sempati duyup karşıma çıkan ilk kitabını da okumuş bulundum. kitap/kitap--29114 , Heine'ın ilk gençlik çağı şiirlerini bir araya getirdiği küçük bir şiir kitabı olmuş. 1797 doğumlu şairimiz, 1828 yılında bir araya getirdiği şiirleri, amcasının iki kızına (Amalie, Therese) duyduğu karşılıksız aşkın meyvesi olarak değerlendirilebilir. Aşk, hem karşılıksız hem de hemen yanında olduğunda; kavuşma ihtimalinin verdiği "heyecan", elbet bir gün buluşacağız düşüncesinin inancının yarattığı "umut", bu süreçte yaşadığı "düş kırıklıkları" ve onun sonucunda oluşan "acı" ve "gözyaşı", şiirlere hakim oluyor. Kendisine hem Sigmund Freud'dan hem de Nazım Hikmet'ten hem de birtakım ideolojik yakınlık hissinden ötürü sempati duyduğum için, şiirlerini gereğinden fazla beğenmiş olabilirim. Umarım duygularım, estetik zevkime baskın çıkmamıştır ve şiirleri gerçekten güzeldir. :)) (yy)

Nietzsche onun hakkında şunları yazmıştı: “Şairliğe dair en yüce fikri bana Heinrich Heine verdi. Binyılların bütün diyarlarında boş yere arıyorum onunki kadar tatlı ve tutkulu bir müziği. Heine’nin Tanrısal bir alaycılığı vardı, ki mükemmeliyeti bu alaycılık olmadan düşünemem –ve Almancaya nasıl da hâkim! Günün birinde, Heine ile benim Almancanın açık ara ilk sanatkârları olduğumuzu söyleyecekler.” (Abdurrahman Korkmaz)

Şarkılar Kitabı PDF indirme linki var mı?

Heinrich Heine - Şarkılar Kitabı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şarkılar Kitabı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Heinrich Heine Kimdir?

19. yüzyılın en ünlü Alman şairlerinden biridir.

Almanya'nın Düsseldorf kentinde Yahudi kökenli bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Babası, işleri çok kez başarızıslık ile sonuçlanan bir tüccardır. Yine babasının bir iflasından sonra Heine, Hamburg'a gönderilmiştir. Yanına gönderildiği amcası çok ünlü ve başarılı bir bankerdi. Heine de zamanla amcasının işini öğrendi. Daha sonra Göttingen, Bonn ve Humboldt üniversitelerinde hukuk okumaya başladı fakat edebiyata hukuktan daha fazla ilgiliydi.

1825'de Hukuk Diploması'nı aldı ve aynı zamanda dinini değiştirek, Protestanlığı seçti. Bu Alman devletinde hür bir birey olabilmek için gerekliydi. Aksi takdirde birçok Yahudi gibi hakları kısıtlanacaktı. Sadece Hıristiyan'lar herhangi bir iş yapma ve devlet dairelerinde çalışma iznine sahipti. Ayrıca Yahudi'lerin üniversitedeprofesör de olması yasaktı. Bu Heine'ın en büyük tutkularından biriydi. Dinini değiştirmesini kendisi " Avrupa kültürüne giriş bileti" olarak adlandırır. Heine'nın birçok şiiri besteciler tarafından alınmış ve şarkı hâline getirilmiştir.

Şair olarak Heine sanat yaşamına "Gedichte" (Şiirler) adlı eseriyle 1821'de başlamıştır. Heine'ın kuzenleri olan Amelie ve Therese'e olan tek taraflı aşkı daha sonra onu aşk temalı ve ileride şarkı sözü olarak kullanılacak şiirler yazmaya sevk edecektir. "Buch der Lieder" (Şarkıların Kitabı) adlı eseri onun en kapsamlı şiirderlemesidir.

Heine, 1831 yılında Almanya'dan ayrılmış ve Paris'e gitmiştir. Orada ütopist sosyalistler ile arkadaşlıklar kurmuş ve sınıf ayrımsız, eşit toplum telkinleri veren Count Saint-Simon'un yolundan giden insanlar ile tanışmıştır.

Heine yaşamının geri kalan kısmını Paris'de geçirdi ve Almanya'ya sadece bir kez 1843'te bir ziyaret için gitti. Eserleri Alman otoriteleri tarafından men edildi.

Heine hep Alman politika ve toplumunu eleştirmeye uzaktan devam etti. "Deutschland. Ein Wintermärchen" (Almanya. Bir Kış Masalı) adlı eserini yazdı. 1844'te arkadaşı Karl Marx bu eserini sahibi olduğu gazatede makaleler hâlinde yayımladı.

Kitaplarından biri Naziler tarafından yakıldı. Bu konu ile alakalı bir sözü: "Eğer bir yerde kitapları yakıyorlarsa, orada eninde sonunda insanları da yakacaklardır." (1821)

Heinrich Heine Kitapları - Eserleri

  • Şarkılar Kitabı
  • Almanya'da Din ve Felsefenin Tarihi Üzerine
  • Romantizm Okulu
  • Heine'nin Mektupları
  • Seyahat Tabloları I-II
  • Deutschland Ein Wintermärchen
  • Floransa Geceleri
  • Seyahat Tabloları III
  • Romansero Bimini

Heinrich Heine Alıntıları - Sözleri

  • Sevgilim! Bugün (perşembe ) gelme. Korkunç bir migren çekiyorum. Yarın (cuma) gel. [Paris, 14 Şubat 1856] (Heine'nin Mektupları)
  • Hukuk kitaplarına ayrılmış salonun bir köşesine oturmuş, eski doktora tezlerini karıştırıyordum. (Seyahat Tabloları I-II)
  • ”Milletlerin gelenekleri başka başkadır, fakat iyilik her yerde birdir.” (Almanya'da Din ve Felsefenin Tarihi Üzerine)
  • Yarar getirmeyen tehlikelere, anck deliler atılır. (Heine'nin Mektupları)
  • Büyük bir dehanın bir başka büyük deha aracılığıyla gelişmesi esnasında, benzeşmeden ziyade sürtüşme etkili olur. (Almanya'da Din ve Felsefenin Tarihi Üzerine)
  • Onu sadece okul değil, yaşam da yetiştirdi. (Almanya'da Din ve Felsefenin Tarihi Üzerine)
  • Kendime, çoğu zaman kötü bir ışık tutuyorum. Çok kişi­leri alaya alıyorum, onları aldatıyorum. (Heine'nin Mektupları)
  • Yüreğinin sevgi dolu eğilimlerine kulak verebilir ve güzel bir kıza sarılabilirsin ama bunun alçak bir günah olduğunu kabul etmeli ve bu günahın kefaretini ödemek zorundasın. Zamanında bu kefaretin parayla ödenebiliyor olması insanlık için hayırlı olduğu kadar kilise için de yararlıydı. Kilise her bedensel haz için, tabiri caizse kan parası ödetiyordu. (Almanya'da Din ve Felsefenin Tarihi Üzerine)
  • Arkamdan dolaplar çevirip yaşamı bana zehir etmeye çalışan aşağılıklara ses çıkarmıyorum, zira onlara uymayacak kadar üstün hissedi­yorum kendimi. (Heine'nin Mektupları)
  • Geleceği düşünüp acıya kendinizi kaptırmayın; bu, saç­larınızı ağartır. Gördüğüm saçların en güzeli olan saçlarınızı... (Heine'nin Mektupları)
  • Çıka dursun hemen sözüm ağzımdan Daha da güzelleşti genç kız, Hep aynı şeyi söylüyordu: “ Kalbindeki İlâhî mutluluğu ver!” Beynimde boğuk boğuk uğuldayan söz Boşalttı bir alev denizi Ruhumun en uzak köşelerine, Sanki soluğum kesildi. (Şarkılar Kitabı)
  • Bir tuhaf baktı yüzüme Sevimli, üzgün, candan Konuştu güzel kız: “ Kalbindeki İlâhî mutluluğu ver!” "Tatlı canımla genç kanımı Vereyim seve seve sana, Melekler gibi güzel, fakat O en yüce mutluluğa dokunma!” (Şarkılar Kitabı)
  • Ya da belki şiirin kendisi insanın bir hastalığıdır, tıpkı incilerin zavallı hasta istiridyenin salgıladığı hastalıklı ifrazat olması gibi? (Romantizm Okulu)
  • Despot gülümseyerek can veriyor Çünkü o biliyor, Ki ölümden sonra keyfiyet yalnızca, El değiştirecek ve kölelik bitmeyecek asla. Zavallı halk tıpkı atı ve boğası gibi kağnının Boyunduruğuna bağlı olacak Ve buna boyun eğmeyenin Boynu kırılacak. (Romansero Bimini)
  • Yaşamak insanı delirtecek kadar tatlı bir şey; dünyanın bu karmakarışık hali öyle hoş ki, bu dünya, tanrıların içki aleminden izin almadan, a la francaise sıvışmış, ıssız bir yıldıza gidip yatmış ve düşlediği şeyleri yarattığının farkında olmayan, şaraptan mest olmuş bir tanrının rüyası gibi bir şey -rüyalar bazen rengarenk bir çılgınlık halinde bazen de ahenkli bir düzen içinde belirir- İlyada, Platon, Marathon Savaşı, Musa, Medicilerin Venüs’ü, Strasbourg Katedrali, Fransız Devrimi, Hegel, buharlı gemiler vs. bu yaratıcı tanrı rüyasının ayrı ayrı güzel buluşlarıdır. Ama, bu uyku uzun sürmez, tanrı uyanır, uykulu gözlerini ovuşturur ve gülümser ve dünyamız hiçliğin içine gömülür, zaten hiç var olmamıştır. (Seyahat Tabloları I-II)
  • Auf der Chaussee wehte frische Morgenluft, und die Vögel sangen gar freudig, und auch mir wurde allmählich wieder frisch und freudig zumute. Eine solche Erquickung tat not. (Seyahat Tabloları I-II)
  • Ben vicdanı temiz bir insan gibi davrandım, başka türlü yapamazdım. Vicdanımın böyle lekesiz kalmasını istiyorum. (Heine'nin Mektupları)
  • Sizi, kendini beğen­mişlikle, övünme ile suçlayan kişiler, sizdeki büyük yeteneğe, değer biçecek çapta olmayanlardır . (Heine'nin Mektupları)
  • Onu, hala daha, derin bir aşkla seviyorum; ya­şamam için onu gereksiyorum, tüm varlığım onu istiyor ama, insanların tüm duyguları gibi zamanla, bu duygular­ da değişecek ve işte, bu zamanın gelmesinden korkuyo­rum. (Heine'nin Mektupları)
  • Göğüslerinde kalpleri, kalplerinin içinde de sevgi, sıcak bir sevgi olsaydı... onların yalancı aşk acılarından bahseden dilleri beni kahrediyor (Almanya'da Din ve Felsefenin Tarihi Üzerine)