Seçilmiş Hikayeler - Guy de Maupassant Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Seçilmiş Hikayeler kimin eseri? Seçilmiş Hikayeler kitabının yazarı kimdir? Seçilmiş Hikayeler konusu ve anafikri nedir? Seçilmiş Hikayeler kitabı ne anlatıyor? Seçilmiş Hikayeler PDF indirme linki var mı? Seçilmiş Hikayeler kitabının yazarı Guy de Maupassant kimdir? İşte Seçilmiş Hikayeler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Guy de Maupassant
Çevirmen: Ferid Namık Hansoy
Yayın Evi: İnkılap Kitabevi
İSBN: 9789751024985
Sayfa Sayısı: 336
Seçilmiş Hikayeler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Seçilmiş Hikayeler" yirmi altı Maupassant hikayesini bir araya getiriyor. Kitapta yeralan hikayeler şunlar;
Çocuk, Korku, Ev Sahibesi, Mücevherler, Dönüş, Küçük Fıçı, Drahoma, Pierrot, Topluiğneler, Karım, Dikkatsizlik, Jules Amca, Bilinmez ki!, Acaba Kuduz mu?, Joseph, Af, Hayalet, Mezar Taşları, O Zamanlar, Hautot Baba ve Oğlu, Rose, Bekleyiş, Münzevi, Gerdanlık, Zeytinlik, Bir Köylü Kızın Hikayesi
(Tanıtım Bülteninden)
Seçilmiş Hikayeler Alıntıları - Sözleri
- Onun yanında olunca sessizleşiyor, kulaklarında bir uğultu ve beyninde de bir korku İle hiçbir şey söyleyemediği gibi, bir şey düşünemiyordu. Acaba, aşk denilen şey bu muydu?
- Onun yaninda olunca, sessiz bir hal aliyor; kalbinde bir nevi galeyan,kulaklarinda bir ugultu ve beyninde de bir korku ile hicbirsey soyleyemedigi gibi, bir sey dusunemiyordu. Acaba,ask denilen sey bu muydu?
- Rose'un bir dostu vardı ve benim yoktu. Bizi buraya arkadaşımın dostu getiriyordu. Bu adam bir cumartesi, ertesi gün bir erkek arkadaş getireceğini gülerek bana bildirdi. Ben, onun ne demek istediğini anlamıştım; böyle bir hareketin lüzumsuz olduğunu cevaben bildirdim. Çünkü, ben uslu bir kızdım.
- Bu iki sözcüğün içinde tüm dünyaların tarihi var.
- "Çünkü öldürmek, galiba yaratmaya en çok benzeyen şey. Yapmak ve yıkmak! Bu iki sözcüğün içinde tüm dünyaların tarihi var. Her şey, her şey onların içinde."
- Hayat ne kadar tuhaf, ne kadar da değişikti! İnsanın mahvolması ya da kurtulması için ufak bir şey yetiyordu!
- İnsan sadece bir defa sevebilir.
Seçilmiş Hikayeler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Boyunbağı hekayəsi: Qurban verdiklərim kimi qəlbimi atəşin də atıb yandırdın. .. -Demək asandır.Sən elə bilirsən ki ,öz qayğısı ilə səni təngə gətirən ,lütfkarlığı ilə bezdirən,səni nəzakəti ilə yorub əldən salan,gecə - gündüz əlləşib yalnız sənin xoşuna gəlməyə çalışan və sənin istəmədiyin baxmayaraq bütün varlığını sənə təslim edən bir qadının əlindən yaxa qurtarmaq asandır? Mən səni nə qədər dərin məhəbbətlə sevdiyimi sübut etmək üçün böyük bir addım atacağam... (Həsənova Güləbəstə)
Benim için "eşekten inip ata binme etkisi" yaratan kitap oldu. Ne demek istediğimi açıklayayım hemen: Son zamanlarda Murathan Mungan gibi durum(kesit) öyküleri okuduğum için Maupassant'ın öykülerindeki olayları hızlıca anlatış tarzı kendimi ata binmiş de atı son sürat koşturuyormuş gibi hissetmeme sebep oldu. Lisedeyken öğretmenlerimiz öykücülüğü ikiye ayırarak inceleme yapardı. Hiç unutmamışım. Hala öyle midir bilemem tabi. Dediğim gibi, bizim zamanımızda Mauppassant tarzı ve Çehov tarzı olarak ikiye ayrılıyordu öykücülük. Maupassant tarzı, olayların egemen olduğu öykü tarzıydı ve edebiyatımızdan örnek olarak Ömer Seyfettin öyküleri gösteriliyordu. Çehov tarzı ise, durum olaylarının anlatıldığı öykü tarzıydı ve edebiyatımızdan örnek olarak Peyami Safa öyküleri gösteriliyordu. Yine hiç unutmam Peyami Safa kitapları içerisinden de Matmazel Noralya'nın Koltuğu örneği veriliyordu. Kitaba gelirsek; Maupassant bu kitabında tam 26 adet öyküye yer vermiş ve hepsinde olay anlatımları ön planda. Öyle ki, 7 sayfalık bir öykü içerisinde bir adamın doğumundan ölümüne kadar geçen olayları anlatabilmiş yazar. Hayret ettim doğrusu... Bu kitabın bana katkısı ise, durum öykücülüğünü daha çok sevdiğimi ve bu alana yönelmem gerektiğini fark etmemi sağlaması oldu. Olay öykücülüğünü sevenlere tavsiye edebilirim. (Semih Doğan)
İnsanın gözlərini yaşarda biləcək, həcmcə kiçik amma mahiyyətcə böyük olan hekayələr. Bu vaxta kimi oxumadığıma görə çox heyfsiləndim. Əhvalatların əvvəlində sonluğu təyin etmək mümkünsüzdü. Həyatın bütün acınacaqlı və toxunulmayan nüanslarına aydınlıq gətirən, gözəl hekayələrdir. "Pyero", "Boyunbağı", "Simonun atası" adlı novella hekayələr daha çox diqqətimi cəlb etdi. Ədəbiyyatla maraqlanan, kitab oxumağı sevənlərə məsləhət görürəm. Xoş mütaliələr... (Mesme Necefzade Dadashova)
Seçilmiş Hikayeler PDF indirme linki var mı?
Guy de Maupassant - Seçilmiş Hikayeler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Seçilmiş Hikayeler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Guy de Maupassant Kimdir?
Doğalcılık akımına bağlı Fransız öykü ve roman yazarıdır. Öykü alanında Fransa'nın en büyüklerindendir. Parisli bir borsa oyuncusunun oğlu olarak 5 ağustos 1850'de Dieppe kenti yakınlarındaki Miromesnil şatosunda dünyaya geldi. Guy de Maupassant, burada Normandiya bölgesini ve köylülerinin yaşamını yakından tanımak fırsatını buldu. İlk eğitimini Kilise'den aldı. 13 yaşında gönderildiği İlahiyat okulundaki yaşama ısınamadığı için kurallara aykırı davrandı. Böylece kendisini okuldan kovdurdu. Öğrenimini Rouen lisesinde tamamladı.
1869'da Paris'te hukuk okumaya başladı. Fransa ile Almanya arasında savaş çıkması üzerine öğrenimine ara verdi. Gönüllü olarak savaşa katıldı. 1870'de seyyar jandarma birliğinde asker oldu. Maupassant, o dönemde tanığı olduğu olayları, yaşadıklarını, gözlemlediklerini daha sonra kaleme aldığı birçok öyküsünde anlattı. 1871'de terhis olduktan sonra Paris'te hukuk öğrenimini sürdürdü.Babasını yardımıyla Donanma Bakanlığı'nda bir iş buldu. Atlet yapılıydı, iyi yüzer ve kürek çekerdi; yalnız aklı denizcilikte değildi; yazar olmak istiyordu. 1879'da da Eğitim Bakanlığı'na geçti. Canlı ve taşkın bir kişiliği olan Maupassant, hayatın zevklerine ve çalışmaya aynı coşkuyla sarılmıştı. Şair Louis Bouilhet, onun ilk şiir denemelerini teşvik etti. Yaşamını kazanmak için çalışmaya başladığı Bakanlıklarda bürokrasi dünyasını tanıdı. Böylece bürokratların bulunduğu ortamı gözlemlemek fırsatını buldu.
Maupassant'ın yazarlık hayatı, 1871'den sonra başladı. Şiirler yazdı (Le Mur, Au Bord de l'Eau). 1871 ile 1880 arasında, özellikle, annesinin çocukluk arkadaşı romancı Gustave Flaubert'in etkisinde kaldı. Flaubert, Maupassant'ı iyi bir yazar olarak yetiştirmek için çok çalıştı. Ona gerçeği değişik bir bakışla gözlemlemeyi, yalnız gördüklerini ve duyduklarını yazmayı öğretti. İlk yazdıklarını okuyup düzeltti. Flaubert, onu Emile Zola, Ivan Turgenyev, Edmond de Goncurt ve Henry James gibi ünlü yazarlarla tanıştırdı. Flaubert'in 1880'de beklenmedik ölümü, Maupassant'ı çok derinden etkiledi.
1880'de, Flaubert'in ölümünden bir ay önce, aralarında Emile Zola'nın da bulunduğu natüralist (doğalcı) bazı yazarların öykülerinin toplandığı "Les Soirées de Médan" (Médan Akşamları) adlı kitapta Maupassant'ın da bir öyküsü yer aldı (Boule de Suif - Kartopu - İs Yumağı). Bu öykü, Maupassant'a ilk büyük başarısını getirdi ve onun öykü yazarlığına olan eğilimini ortaya çıkardı.
Maupassant, 1880'den 1891'e kadar, 18 kitapta toplanan yaklaşık 300 öykü ile 6 roman yayımladı. Romanları şunlardır: Bir kadının yaşamı boyunca uğradığı hayal kırıklıklarını anlatan ve ilk romanı olan "Une Vie" (Bir Hayat - 1883), "Bel Ami" (Güzel Dost - 1885), "Mont Oriol" (Oriol Dağı - 1887), "Pierre et Jean" (Pierre ile Jean - 1888), "Fort Comme la Mort" (Ölüm Gibi Kuvvetli - 1889) ve "Notre Coeur" (Kalbimiz - 1890).
Maupassant, en güzel öykülerini, 1881 ile 1886 arasında yazdı. Elde ettiği başarılar, ona yüksek sosyetenin kapılarını açtı. Son romanlarında, yüksek sosyeteye ilişkin yaşantılarını anlattı. Bu romanlar, doğrudan doğruya, Maupassant'ın karşı cinsle olan ilişkilerinin verdiği sıkıntılardan esinlendi. Öykü kitaplarından elde ettiği gelirle "Bel Ami" adlı bir yata sahip oldu. Maupassant, bu yatla Akdeniz'de geziler yaptı ve yolculuk izlenimlerini 1884'te yayımlanan "Au Soleil" (Güneşte), "Sur l'Eau" (Denizde - 1888) ve "La Vie Errante" (Serseri Hayat - 1890) adlı öykülerinde anlattı.
Maupassant, genç yaşında baş ağrılarından şikayet etmeye başladı. Hastalığı, 1884'ten itibaren, zihin yorgunluğunun ve gördüğü hallüsinasyonların etkisiyle gittikçe artıyordu. Sağlık durumu günden güne bozuluyordu. Ne olduğunu bilmediği ve kendisine düşman bellediği bir varlığı hep yanı başında hissediyor ve ölüm düşüncesi sürekli olarak aklını kurcalayıp duruyordu.
Guy de Maupassant, 1887 yılında yayımlanan "Le Horla" adlı öyküsünde, delilik belirtilerinin nasıl başladığını ve insan üzerinde ne gibi değişiklikler meydana getirdiğini anlattı. Bu kitap yayımlandıktan sonra, iyileşmek ümidiyle, uzunca bir deniz yolculuğuna çıktı. Yolculuktan döndükten sonra "Pierre et Jean" adlı romanını tamamladı. Daha sonra "Notre Coeur" adlı romanı kaleme aldı. 1890'da yayımlanan "La Vie Errante" adındaki yapıtından sonra da pek bir şey yazamadı. Sağlık durumu da adamakıllı bozulmuştu. Fazla ilâç almak yüzünden o iriyarı bedeni ve zihni yıpranmıştı. 1892'nin Ocak ayında kendini öldürmeye kalkıştı. Ağır hasta olarak Paris'e getirildi ve bir sağlık yurduna yatırıldı. Maupassant, 1893 yılında iyileşemeden öldü. Paris'teki Montparnasse mezarlığına gömüldü.
Guy de Maupassant Kitapları - Eserleri
- Mutluluk
- Aşk Başkadır
- Güzel Dost
- Hasırcı Kız
- Gezgin Satıcı
- Seçilmiş Hikayeler
- Ölümden Acı
- Ay Işığı
- Gündüz ve Gece Hikayeleri
- Bir Hayat
- Serseri Aşklar
- Küçük Asker
- Sol El
- Le Horla
- Yağ Tulumu
- Madam Tellier'nin Evi
- Pierre ve Jean
- Tombalak
- Öyküler
- Aşklarımız
- Horla ve Karanlık Öyküler
- Otel
- Gönül Öyküleri
- Jules Amcam
- Seçme Öyküler
- Bir Mucizedir Yaşamak
- La Parure
- Dönüş
- Gerdanlık ve Diğer Öyküler
- Lanetli El
- Seçme Hikayeler
- Parisli Bir Burjuvanın Pazar Gezintileri
- Seçilmiş Hikayeler Cilt 1
- İnci Hanım
- Takı
- Mücevherler
- The Diamond Necklace
- İşte Geldim
- At Üstünde
- Yasak Aşk
- Horla / Miras
- A Dead Womans Secret The Vendetta- Alexandre-A Duel
- Matmazel Fifi
- Kazazede
- Toparlak
- Sicim
- Seçilmiş Hikayeler 2. Cilt
- Femme Fatale
- Sevgi Dalanları
Guy de Maupassant Alıntıları - Sözleri
- “Neredesin mantık, ahlak ve sağduyu” (Küçük Asker)
- "Sevgili özgürlük tutsana elimizi, sahip çıksana kendi davana!" (Yağ Tulumu)
- "İnsan gerçekten kendisi için yaratıldığını sandığı bir varlığa rastladığı için mi sever, yoksa yalnızca sevme yeteneğiyle doğduğu için mi?" (Aşklarımız)
- Yoksul insanların birbirlerine yardım etmeleri gerek... Savaşı kodamanlar yapıyor. (Toparlak)
- Gerçekten de ister Prusyalı, ister İngiliz, ister Polonyalı, ister Fransız olsunlar, insanları öldürmek iğrenç değil mi? Size kötülük etmiş birinden öç almanız kötü bir şey adamı hapse tıkmaları da bunu gösterir; ama yavrularımızı tüfeklerle av hayvanları gibi öldürmeleri iyi bir şey mi ki en çok öldürenlere nişanlar veriyorlar? Hayır, bunu hiçbir zaman anlamayacağım! (Ay Işığı)
- Savaş başka, barış başka. (Toparlak)
- Sadece, gerçekte anlamlandıramadıklarımızdan korkarız. (Horla ve Karanlık Öyküler)
- Janna fikirləşməyə başladı; qəlbinin dərin ümidsizliyində nəşənin, eşqbazlığın nəticə etibarilə aldadıcı olduğunu düşündü. (Bir Hayat)
- (…) şu neşe saçan günün doğuşuna bakarken, böyle şafakların söktüğü şu yeryüzünde ne sevincin, ne de mutluluğun bulunmayışının nedenini düşünüyordu. (Bir Hayat)
- Çocuklar bilmezler ki...Yaşanacak günler ne kadar az! (Jules Amcam)
- Hasta düşünceler, bedeni humma ateşinden yada veremden daha çok yer bitirir (Le Horla)
- Yasallık kazanmış aşk, vurdumduymaz aşk üzerinde her zaman üstünlük havaları takınır.. (Le Horla)
- Karanlıkta korkunç dramlar olur. (İşte Geldim)
- Ben yaşamımı onlardan almıştım. Fakat yaşam, verilen bir armağan mıdır? Herhalde benimki bir ezinç yükünden başka bir şey değildi. (Seçme Öyküler)
- Kimseyle görüşmemek,dirsek dirseğe gelmemek ,çarpışmamaktan dolayı derisi, manevi derisi pek duyarlı ve nazik bir duruma gelmişti. (Bir Mucizedir Yaşamak)
- "Yavrum, sevgili yavrum! Zavallı yaratıklara karşı daha yumuşak ol. Yaşam yeterince hoyrat ve yırtıcı..." (Gezgin Satıcı)
- Ölümün karşısında ne yapabilir ki insan ? (Güzel Dost)
- "What would you have? It is only Nature!" "Yes, but I say that Nature is our enemy, that we must always fight against Nature, for she is continually bringing us back to an animal state.” (The Diamond Necklace)
- “Anılar beni böyle yapıyor. Zamanı geçen şeyleri sevsen de yok et! İnsan tamamen unuttuğu insanlarla beklemediği anlarda tekrar karşılaşıyor yoksa! Onları bir kez daha gördüğünü, seslerini işittiğini sanıyorsun, bu da korkunç bir etki bırakıyor. (Bir Hayat)
- Ömrümüzün büyük azabı ebediyen yalnız olmamızdan doğuyor. Bütün gayretlerimiz, bütün hareketlerimiz sadece bu yalnızlıktan kaçmak içindir. Şunlar, şu çatısız sıra aşıkları da bizim gibi, bütün mahluklar gibi bir dakikacık olsun yalnızlıklarını dindirmeye çalışıyorlar. Fakat daima yalnızdırlar, daima yalnız kalacaklardır. Biz de öyle. (Seçme Hikayeler)