Şemail-i Şerif Şerhi - İmam Tirmizi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Şemail-i Şerif Şerhi kimin eseri? Şemail-i Şerif Şerhi kitabının yazarı kimdir? Şemail-i Şerif Şerhi konusu ve anafikri nedir? Şemail-i Şerif Şerhi kitabı ne anlatıyor? Şemail-i Şerif Şerhi PDF indirme linki var mı? Şemail-i Şerif Şerhi kitabının yazarı İmam Tirmizi kimdir? İşte Şemail-i Şerif Şerhi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: İmam Tirmizi

Çevirmen: Mehmet Yaşar Kandemir

Yayın Evi: Tahlil Yayınları

İSBN: 9786055271404

Sayfa Sayısı: 1550

Şemail-i Şerif Şerhi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ömrünü sevgililer sevgilisini anlatmaya adayan Mehmet Yaşar Kandemir hoca efendiden yeni bir şaheser daha.

Peygamber'imizi anlatan en kapsamlı çalışmalardan ve İslam tarihinde kaleme alınmış güzide eserlerden Şemâil-i Şerîf, titiz bir Türkçe ve yoğun bir emekle hazırlandı. Şimdi zarif bir baskıyla kütüphanelerde yerini alıyor.

Şemail-i Şerif Şerhi Alıntıları - Sözleri

  • "اَللَّهُمَّ بِكَ أَصْبَحْنَا، وَبِكَ أَمْسَيْنَا، وَبِكَ نَحْيَا، وَبِكَ نَمُوتُ وَ إِلَيْكَ النُّشُورُ.." "Allahumme, bike esbehnâ, ve bike emseynâ, ve bike nehyâ, ve bike nemûtu, ve ileyken-nuşûr" "Allah'ım, Senin yardımınla sabahlar ve yine senin yardımınla akşamlarız. Senin yardımınla yaşar ve yine Senin yarfımınla ölürüz. Ve dönüş Sanadır."
  • "Hüzünlenmeyen kalp, vîrâne ev gibidir."
  • Abdullah İbni Selam radıyallahu anh henüz Müslüman olmadığı günlerde Sultan-ı Enbiyâ'nin o güzelim yüzünde ne gördüğünü şöyle anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin Medine'yi şereflendirdiği gün, insanlar "Resûlullah geldi! Resûlullah geldi!" diye ona doğru koşarak gidiyordu. Onu gormek için ben de halkın arasına katıldım. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin yüzünü görür görmez, o yüzün sahibinin yalan söylemeyeceğini anladım."
  • Allah'ın elçisi saçının temizliğine çok dikkat eder, saçını her fırsatta zeytinyağı ile yağlamak suretiyle bakımını yapardı.
  • "Yolda karşılaştığı kimselere önce kendisi selâm verirdi." Çocuklara bile selam verirdi. Böylece onlara hem duâ etmiş olur hem de kendilerini selâm vermeye alıştırırdı.
  • Allah'ın sevgili Elçisi, acaba birseyi elde edemedigi veya bir sıkıntı geldiği zaman mı hüzünlenirdi? Hayır ; o Allah'ın azametini ve yüceliğini, ümmetinin dünyadaki işlerini, onların âhiretteki hallerini düşündüğü için hüzünlenirdi. Hüzünlü olmayı kulluğa daha uygun bulur ve şöyle derdi إِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ كُلَّ قَلْبٍ حَزِ ينٍ Cenâb-ı Hak hüzünlü kalpleri sever.
  • Abdullah ibni abbâs radiyallahu anhuma şöyle dedi: "Resulullah (sav)'in ön dişlerinin arası seyrekti. Konuşurken, inci gibi parıldayan ön dişlerinin arasından nûr akıyormuş gibi görünürdü."
  • Kulun, yiyip içtikten sonra hamdetmesinden Allah Teâlâ'nın hoşnut olacağını bildiriyor. Cenâb-ı Hakk'ın kulundan hoşnut olması demek, O'nun kuluna merhamet etmesi ve mükâfat vermesi demektir. Bir kul için Rabbini hoşnut etmekten daha büyük bir kazanç olamaz, çünkü Allah'ı hoşnut eden, ebedî saâdeti elde etmiş olur.
  • Hz. Ali'nin torunlarından olan İbrahim ibni Muhammed şöyle dedi: Hz. Ali, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemi anlatırken şöyle derdi: "Allah'ın Resûlü orta boyluydu; boyu ne aşını derecede uzun, ne de göze batacak kadar kısaydı. Mubarek sacları çok kıvırcık olmadığı gibi tamamen düz de değil, hafif dalgalıydı. Ne tombul yüzlü ne de yumru yanaknydi. Teninin rengi de beyaz olup hafifçe pembeye çalardı .Gözleri iri ve siyahtı. Kirpikleri sık ve uzundu. Kemiklerinin başlan ve iki küreğinin ortası inceydi. Mübarek vücudu çok fazla tüylü değildi, göbeğinden göğsüne doğru ince bir tüy şeridi uzanırdı. Mübarek el ve ayaklan etlice, parmaklan ise uzunca idi. Yürürken ayaklarını yerden kuvvetlice kaldırır, yere sert şekilde basmaz, adımlarını genişçe atar, meyilli bir yerden iniyormuş gibi yürürdü. Bir tarafa döneceği zaman sadece başını çevirmez, bütün vücuduyla dönerdi. İki küreğinin arasında peygamberlik mührü vardı. Peygamberlik onunla son bulmuştur. Insanların en geniş kalplisi, en doğru konuşanı, en yumuşak huylusu ve herkesle en güzel geçineni idi. Etkili görünümü dolayısıyla, onu ilk defa gören kimsenin içinde bir ürperti häsıl olurdu; fakat onunla bir süre kalıp kendisini tanıyinca, gön lünde ona karşı derin bir muhabbet uyanırdı. Resûl-i Ekrem'i vasfedenler söz lerini şöyle bitirirdi: Sözün kısası, ben daha önce de, daha sonra da onun bir benzerini görmedim. Allah ın salatu selamı ona olsun.

Şemail-i Şerif Şerhi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'in nasıl bir hayat sürdüğünü, nasıl giyindiğini, nasıl göründüğünü ve nasıl bir şahsiyete sahib olduğunu idrak etmemize vesile olacak bir kitaptır. Okurken bir çok noktada olduğu gibi Aişe (radiyallahu anhüm) annemizin üç ay boyunca sıcak yemek pişirilmediğini beyanı ile hayatlarımızı sorgulayacağımız bir eser. (uğur can)

Kitap üzerine çok konuşmak istemiyorum. Alanında yazılmış en kapsamlı eser olması hasebiyle, bu konuda bir boşluk bırakmamış yazar. Okuduğum her sayfasında Resulullah’a biraz daha yakınlaştığımı hissediyorum. Rasulullah, gözümde canlanıyor ve bu muazzam bir his. İmkanım olsa herkesin bu eseri okuması için elimden geleni yapardım. Arapçası olan eseri kendi dilinden okumalı. Eseri Türkçeye çevirenlere ve hadisleri şerh edenlere de dua etmeyi unutmayalım. Lütfen okuyun bu eseri lütfen. (Yusuf A.)

Şemail-i Şerif Şerhi PDF indirme linki var mı?

İmam Tirmizi - Şemail-i Şerif Şerhi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şemail-i Şerif Şerhi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İmam Tirmizi Kimdir?

Tirmizî (Arapça: الترمذي) (d. 824, Tirmiz - ö. 9 Ekim 892, a.y.)[2], 9. yüzyılda yaşamış Fars hadis bilgini.

Kütüb-i Sitte denilen muteber altı hadis kitabından el-Câmiu's Sahîh'in yazarıdır.

Hayatı

Günümüzde Özbekistan'da bulunan Tirmiz şehrinin Buğ köyünde 824 yılında doğdu. Ailesi Merv'den gelerek Tirmiz'e yerleşmiştir.

Kör olarak doğan ya da sonradan gözlerini kaybeden Tirmizî, ilk öğreniminden ardından 849 yılından sonra çalışmalarını hadis ilmi üzerinde yoğunlaştırdı. Hadis derlemek amacıyla Horasan, Irak ve Hicaz'da geziler yaptı. Başta Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvud olmak üzere birçok bilginden hadis aldı. Kendisinden de Heysem bin Kulâb el-Sâsî, Mekhul bin el-Fald, Muhammed bin Mahbub el-Mahbubî el-Mervezi gibi bilginler hadis rivayet ettiler.

Eserleri

Tirmizî Kitâb-u'l-İlel, Kitabu's-Semâil, Kitabu Esmâi's-Sahâbe, Kitâbu'l-Esmâ ve'l-Künâ gibi eserler bırakmışsa da büyük ününü es-Sünen de denilen el-Cami'u'l-Kebîr adlı eseriyle kazandı. Tirmizî, câmi' türündeki bu eserde yalnız hadisleri derlemekle kalmamış, her hadisten sonra "Ebû İsâ der ki" diyerek hadise ilişkin düşüncelerini açıklamış, değerlendirmeler yapmıştır. Hadisleri İslâm hukukunun konularına uygun bir düzen içinde sınıflaması ve tekrarlardan sakınması, eserine yararlanma kolaylığı kazandırır. Hadis bilginlerine göre es-Sünen'in diğer hadis derlemelerine üstünlük sağlayan başlıca özellikleri şunlardır: Hadislerin güvenirlik derecelerini belirtmesi, taşıdığı zaaflara dikkat çekmesi, râvîlere iliskin bilgi vermesi, hukukçuların hadislerden çıkardığı sonuçlara değinmesi ve mezheplerin görüşlerine yer vermesi.

Tirmizî, eseri hakkında söyle der: "Ben bu Câmi'u'l-Kebîr'i yazıp bitirince, onu ilkin Hicaz âlimlerine gösterdim. Hepsi de beğendiler. Daha sonra alıp Irak âlimlerine götürdüm. Onlar da ağız birliğiyle eseri övdüler. Nihâyet Horasan diyârı âlimlerine takdîm ettim. Onlar da memnun oldular, bilâhare eseri ilim âlemine sundum. Bu eser kimin evinde bulunursa orada konuşan bir Peygamber vardır."

Endülüs bilginlerinden birisi, Tirmizî'nin eserinin özelliklerini ve değerini yazdığı bir şiirle söyle anlatır:

"Tirmizî'nin kitabı bir ilim bahçesidir. Çiçekleri âdetâ gökteki yıldızların parlaklığını aksettiriyor. O eser sâyesinde hadisler vuzuha kavuşur. Güzel lafızlara meydana konulmuş, âdetâ resim gibi yerli yerince tanzim edilmiştir."

"Hadislerin en yüksek nevi sahihlerdir. Onlar nurlu yıldızlar hâlinde, her yanı aydınlatırlar. Hadislerin sahihini hasenleri takip eder. Sonra garîbler gelir. Hadislerin sahihi sakiminden ayrılmıştır. Tirmizî onları tek, tek işâretleriyle ilim erbabına açıklamıştır. Bu hadisleri, sahih eserler hâlinde sıraya dizmis, onları ciddî akıl sahipleri de beğenip seçmislerdir. Onu beğenenler; fakihlerin ve bilginlerin en önde gelenleri fazilet erbabının, doğru yola gidenlerin en üstünleridir."

"Tirmizî'nin kitabı böylece enfes bir eser; ilim erbabının takdir ettiği, okuyup konuştuğu bir çalışma olmuştur. Onlar, ruhlarına en yüksek faydayı bahşeden en kıymetli bilgileri, Tirmizî'nin kitabından iltibas etmişlerdir"

"Ondan, biz de hadisler yazdık; eseri biz de rivayet ettik. Bu işi, Cennet ırmağının suyundan kana kana içmek niyetiyle gerçekleştirdik."

"Düşünce, mânâ denizine daldı. Oradan en doğru mânâlara ulaştı. Rahman olan Allah, Ebû Isa et-Tirmizî'yi bu şerefli işinden dolayı hayır üstüne hayır vererek mükâfatlandırsın."

İmam Tirmizi Kitapları - Eserleri

  • Şemail-i Şerif Şerhi
  • Sünen-i Tirmizi
  • Kulluk Bilinci ve Namaz
  • Sünen-i Tirmizi Tercemesi Cilt 1
  • Sünen-i Tirmizi Tercemesi Cilt 4
  • Sünen-i Tirmizi Tercemesi Cilt 2
  • Sünen-i Tirmizi Tercemesi Cilt 6
  • Sünen-i Tirmizi Tercemesi Cilt 5
  • Sünen-i Tirmizi Tercemesi Cilt 3
  • Hz. Peygamber’in Şemaili
  • eş-Şemailü’n-Nebeviyye
  • Şemâil-i Şerif
  • Hadislerle Peygamberimiz (s.a.v.)'in Özel Hayatı ve Güzel Ahlakı
  • شمائل النبي \ Şemailün Nebi
  • Şemail-i Şerife
  • Eş-Şemailü'l-Muhammediyye - الشمائل المحمدية
  • Sünen'üt- Tirmizi
  • Sünen'üt-Tirmizî
  • Muhtasar Sünen-i Tirmizi

İmam Tirmizi Alıntıları - Sözleri

  • .“Benimle dünyanın hali ancak bir ağacın gölgesinde bir müddet dinlenip de bırakıp giden bir yolcu gibidir”. (Müsned-i Ahmed, Tirmizi, İbn-i Mace) (Sünen-i Tirmizi Tercemesi Cilt 1)
  • Enes b. Mâlik (R.A.) buyuruyor: Ben Resûli Ekrem (S.A.S.) e on sene hizmet ettim. Hiçbir gün bana öf bile demedi. Yaptığım bir şeyi niçin yaptın, yapmadığım bir şeyi de niçin yapmadın demediler. Resûli Ekrem bütün insanların en güzel ahlâklısıydı. O’nun elinden daha yumuşak kürk (tüy) ve ne de ipek gördüm. Onun terinin kokusundan da daha güzel ne misk ve ne de ıtır kokladım. (Şemail-i Şerife)
  • Ameller, Allah’ın belirlediği hazinelerdedir. Amellerdeki niyetler, istekler ve kastedilenler Allah’ın takdirindedir. Herkesin niyet ve isteğinin Allah indinde kabul görmesi kalbinin samimiyeti ölçüsündedir. (Kulluk Bilinci ve Namaz)
  • Mübarek ayakları toprağa basmasaydı toprak ile teyemmüm bizi temizleyici olmayacaktı buna rağmen Resulullah (sav) Yâ Rabbi! Yaratılışımı güzelleştirdiğin gibi ahlakımı da güzelleştir diye dua ederdi. (Hadislerle Peygamberimiz (s.a.v.)'in Özel Hayatı ve Güzel Ahlakı)
  • Hz. Ali'nin torunlarından olan İbrahim ibni Muhammed şöyle dedi: Hz. Ali, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemi anlatırken şöyle derdi: "Allah'ın Resûlü orta boyluydu; boyu ne aşını derecede uzun, ne de göze batacak kadar kısaydı. Mubarek sacları çok kıvırcık olmadığı gibi tamamen düz de değil, hafif dalgalıydı. Ne tombul yüzlü ne de yumru yanaknydi. Teninin rengi de beyaz olup hafifçe pembeye çalardı .Gözleri iri ve siyahtı. Kirpikleri sık ve uzundu. Kemiklerinin başlan ve iki küreğinin ortası inceydi. Mübarek vücudu çok fazla tüylü değildi, göbeğinden göğsüne doğru ince bir tüy şeridi uzanırdı. Mübarek el ve ayaklan etlice, parmaklan ise uzunca idi. Yürürken ayaklarını yerden kuvvetlice kaldırır, yere sert şekilde basmaz, adımlarını genişçe atar, meyilli bir yerden iniyormuş gibi yürürdü. Bir tarafa döneceği zaman sadece başını çevirmez, bütün vücuduyla dönerdi. İki küreğinin arasında peygamberlik mührü vardı. Peygamberlik onunla son bulmuştur. Insanların en geniş kalplisi, en doğru konuşanı, en yumuşak huylusu ve herkesle en güzel geçineni idi. Etkili görünümü dolayısıyla, onu ilk defa gören kimsenin içinde bir ürperti häsıl olurdu; fakat onunla bir süre kalıp kendisini tanıyinca, gön lünde ona karşı derin bir muhabbet uyanırdı. Resûl-i Ekrem'i vasfedenler söz lerini şöyle bitirirdi: Sözün kısası, ben daha önce de, daha sonra da onun bir benzerini görmedim. Allah ın salatu selamı ona olsun. (Şemail-i Şerif Şerhi)
  • حدثنا قتيبة بن سعيد، حدثنا حفص بن غياث، عن إسماعيل بن أبي خالد، عن حكيم بن جابر، عن أبيه قال : دخلت على النبي ﷺ فرأيت عنده دباء يقطع فقلت : ما هذا ؟ قال : «نکثر به طعامنا» . (شمائل النبي \ Şemailün Nebi)
  • Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur : “... Cemaat (İslam topluluğun)' dan ayrılmayın! Tefrikadan önemle sakının! Çünkü şeytan, yalnız kalanla beraberdir ve (birlik olan) iki kişiden daha uzaktır. Her kim, cennetin mu'tena yerini istiyorsa cemaatten ayrılmasın! Her kimi, iyiliği sevindiriyor ve kötülüğü üzüyorsa işte o kimse mü'mindir.” (Sünen-i Tirmizi Tercemesi Cilt 4)
  • Allahım! Bana sevgini, senin katında sevgisi bana fayda verecek kimsenin sevgisini ihsan eyle. Deavât,73 (Sünen'üt-Tirmizî)
  • Resûli Ekrem şöyle buyurdular: Ben bir şeye dayanmış olduğum haldeyken yemek yemem. (Şemail-i Şerife)
  • Yürürken yokuş aşağı iner gibi hızlı yürürdü. (Hz. Peygamber’in Şemaili)
  • Kim ki dünyalık arzulara galip gelirse şeytan onun gölgesi olmaktan ayrılır.. (Kulluk Bilinci ve Namaz)
  • Ben hayatımda ondan daha güzel bir varlık görmedim (ﷺ) Berâ ibn Azib (ra) (Hadislerle Peygamberimiz (s.a.v.)'in Özel Hayatı ve Güzel Ahlakı)
  • عن أبي هريرة -رضي الله عنه- مرفوعاً،قال رسولﷺ: «ليس شيءٌ أكرمَ على الله من الدعاء». Ebû Hureyre -(r.a) merfû olarak rivâyet edildiğine göre: Rasûlullahﷺ - şöyle buyurmuştur: «Allah katında, duâdan daha üstün (kıymetli) bir şey yoktur.» diye buyurmuştur. (Sünen-i Tirmizi)
  • Ümmü Seleme (R.A.) Hz. leri buyuruyor: Resûli Ekrem (S.A.S.) in en sevdiği elbise gömlek idi. Gömlek vücudu rida denilen elbiseden daha iyi örttüğü için sevmişlerdir. (Şemail-i Şerife)
  • Enes (b. Mâlik)’ten (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Arsızlık nerede ve kimde olursa olsun çirkinleştirir; hayâ ise nerede ve kimde olursa olsun zarifleştirir” (Tirmizî, Birr, 47) (Sünen'üt-Tirmizî)
  • Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle demiştir: “Siz, Allah’a gerçek biçimde tevekkül edip güvenip dayansaydınız kuşların rızıklandıkları gibi siz de rızıklandırılırdınız. Çünkü o kuşlar sabahleyin aç olarak çıkarlar akşam kursakları dolu olarak dönerler.” (Sünen-i Tirmizi)
  • "اَللَّهُمَّ بِكَ أَصْبَحْنَا، وَبِكَ أَمْسَيْنَا، وَبِكَ نَحْيَا، وَبِكَ نَمُوتُ وَ إِلَيْكَ النُّشُورُ.." "Allahumme, bike esbehnâ, ve bike emseynâ, ve bike nehyâ, ve bike nemûtu, ve ileyken-nuşûr" "Allah'ım, Senin yardımınla sabahlar ve yine senin yardımınla akşamlarız. Senin yardımınla yaşar ve yine Senin yarfımınla ölürüz. Ve dönüş Sanadır." (Şemail-i Şerif Şerhi)
  • اِتَّقُوا اللَّهَ رَبَّـكُمْ وَصَلُّوا خَمْسَـكُمْ وَصُومُوا شَهْرَكُمْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِكُمْ وَأطِيعُوا ذَاأمْرِكُمْ تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّـكُمْ Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz. Tirmizî, Cum’a, 80 (Sünen-i Tirmizi Tercemesi Cilt 1)
  • Mü'minlerin imanca en mükemmel olanları ahlaken en güzel olanlarıdır. (Sünen-i Tirmizi)
  • “Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez. Kalbinde zerre kadar iman olan da cehenneme girmez." (Tirmizi, "Birr", 361) (Sünen-i Tirmizi)