Sen "Alo" Demeden Önce - Italo Calvino Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sen "Alo" Demeden Önce kimin eseri? Sen "Alo" Demeden Önce kitabının yazarı kimdir? Sen "Alo" Demeden Önce konusu ve anafikri nedir? Sen "Alo" Demeden Önce kitabı ne anlatıyor? Sen "Alo" Demeden Önce PDF indirme linki var mı? Sen "Alo" Demeden Önce kitabının yazarı Italo Calvino kimdir? İşte Sen "Alo" Demeden Önce kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Italo Calvino
Çevirmen: Şemsa Gezgin
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750813436
Sayfa Sayısı: 214
Sen "Alo" Demeden Önce Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Sen "Alo" Demeden Önce, Italo Calvino'nun hiç yayımlanmamış ve dergilerde kalan öykülerini içeriyor. Yazarın ölümünden sonra yayımlanan ve Türkçeye ilk kez çevrilen bu kitaptaki öyküler doğa ve insan, merhamet ve zulüm üzerine odaklanıyor.
Seninle devrelerin sessizliğinde konuşuyorum. Seslerimiz, tel üzerinde karşılaşmayı sonunda başarırsa, hiçbir özelliği olmayan ve anlamca eksik sözler söyleyeceğimizi iyi biliyorum; ne söyleyecek bir şeyim olduğu için ne de senin bana söyleyecek bir şeyin olduğunu düşündüğüm için arıyorum seni. Birbirimize telefon ediyoruz, çünkü yalnızca bakır kablolar, karmakarışık röleler aracılığıyla birbirimizi uzaklarda el yordamıyla ararken, tıkanık seçicilerin bağlantı noktaları hızla dönerken, sessizliği yoklayıp bir yankı beklerken ayrılığın ilk çağrısı ölümsüzleşiyor, tıpkı bir erkekle bir kadının ayakları altında kıtaların ilk çatlağının açıldığı anda atılan çığlık gibi; okyanus uçurumları oluştuğunda, ansızın biri bir yana, öbürü öte yana savrulunca, bu çığlıkla, onları bir arada tutacak bir ses köprüsü kurmak istemişlerdi, ama sesler gittikçe zayıflamış, sonunda da dalgaların gümbürtüsü altında sönüp gitmişti.
(Arka Kapak)
Sen "Alo" Demeden Önce Alıntıları - Sözleri
- Bir ülke varmış, vatandaşların tümü hırsızmış. Gece olunca insanlar ellerinde maymuncuk ve idare lambası komşu evi soymaya giderlermiş. Ortalık ağarırken elleri kolları dolu geri döner ve evlerinin soyulduğunu görürlermiş. İşte böyle herkes uyum içinde ve zarara uğramadan yaşarmış, çünkü biri diğerinden, diğeri ötekinde çalarmış, en sona kalan da ilk vatandaşı soyarmış. ... Hükümet, vatandaşların zararına bir suç ortaklığıymış, öte yandan vatandaşların da aklı hükümet dolandırmaya çalışırmış. Böylece hayat dertsiz sürüp gidermiş, ne zengin ne yoksul varmış bu ülkede.
- Moda benim nefret ettiğim bir savurganlık biçimidir.
- Uzaklık, canlılar arasındaki her ilişkiyi, her aşk hikayesini ayakta tutan öğedir; …
- Ben de her şeyin anlamının kaybolmamasını isterdim.
- İktidar denen şey budur işte, o bekleyiştir. İnsanın tadını çıkardığı yetki, havada ıslık gibi öten bıçak ağzının habercisidir ve net bir biçimde iner, duyulan alkışlar sahnenin üzerindeki muşambada yuvarlanan başı karşılayan son alkışın başlangıcından başka bir şey değildir.
- Katliamlar çoğu kez sessizce gerçekleştirilir, resmi olarak bilmezden gelinir ya da sahte nedenlere dayandırılırdı. Artık kesin olan, sürekli ve sıralı yer değiştiren cellat ve kurban rolünün birleşmesinin, ruhlarda her nefret ya da acıma kalıntısının yok olmasına neden olduğudur. Yakın çekimde bir karış açık ağzın gerilmesi, şişmiş şahdamarın kolalı yakada atması, kasılmış bir elin kalkıp süslerle pırıl pırıl parlayan bir göğsü yırtması, milyonlarca seyirci tarafından rahatça, belirli aralıklarla yinelenen gök cisimlerine bakar gibi izleniyor; gösteri, bize ne kadar yabancıysa, o kadar güven verici.
- Aşk denen şey vardı içimizde, hani zorluklar içinde sürekli birbirini keşfetmeye çalışır ve ararsın ya, o buruk tat, biliyorsun işte, aşk denen o şey.
- Günler, haftalar geçer ve odama bir kız gelmeye başlar. Hep aynı kızdır gelen, çünkü başlangıçta her kız aynıdır, yabancıdır, belli bir yöntemle konuşmaya başlarız. Anlaşmak için birlikte uzun zaman geçirip birçok şey yapmak gerekir; sonra büyük keşifler zamanı gelir, yani aşkın gerçek, belki de tek mevsimi başlar. Kızla zaman geçirip birçok şey yaptığımda, onun da diğerleri gibi olduğunu, benim de diğerleriyle aynı olduğumu, herkesin aynı olduğunu anlarım.
- Şehrin ışıkları yanmaya başlıyordu,karşı kıyıda oturmuştuk,aşk denen şey vardı içimizde,hani zorluklar içinde sürekli birbirini keşfetmeye çalışır ve ararsın ya, o buruk tat,biliyorsun işte, aşk denen o şey....
Sen "Alo" Demeden Önce İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Italo Calvino'nun "Sen Alo Demeden Önce" adlı kitabı öykülerden oluşuyor. Size de oluyor mu bilmem, ama ben öykü kitaplarını okurken şöyle bir hisse kapılıyorum: Bazı öyküler harika, insanın bam teline dokunuyor, ama bazıları da kitabı doldurmak için eklenmiş gibi. Bugüne kadar yerli yabancı çok fazla öykü kitabı okudum ve nedense hemen hepsinde bu hissi yaşadım. Yakın zamanda okuduğum Buzzati öykülerinde de böyle olmuştu, Tatar Çölü'nü okuyunca fikrim değişti. Bu sebeple okuduğum ilk kitapla -hem de bu bir öykü kitabı- Calvino hakkında yorum yapmak istemiyorum. Zira bu kitapta Calvino'nun okuyucuyu saran, düşündüren hatta gülümseten "çok iyi" öyküleri de var. Bu sebeple Calvino'yu okumaya ve keşfetmeye devam edeceğim. (Hercaiokumalar /Ayşe)
Dikkat Spoiler içerir!: Kitap yazarın tarihsel olarak ikiye ayrılmış öykülerinden oluşuyor. Çocuk edebiyatına yönelik eserlerini daha çok beğendiğimi söylemeliyim. Bütün öyküleri aynı zevkle okumak mümkün olmasa da çok güzel öyküler var. Benim daha da dikkatimi çeken çok iyi fikirler barındırması. Örneğin bir neandertal adamıyla yapılan sohbet çok ilgi çekici ya da son aztek imparatoruyla yapılan konuşma gerçekten merak uyandırıcı konular Kütüphanede Bir General öyküsü kitapların incelenmesiyle ilgili bir öykü kitap okudukça ve inceledikçe daha çok merak uyandırdığı daha fazla okumaya ve bilgiye açlık duyulacağı düşüncesini içeriyor Kitaptaki öykülerin tamamı ilginizi çekmeyebilir ama ilginç fikirler ve öyküler içermesi adına okumaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum. (Çiğdem Özbek)
İtalo Calvinoyu keşfetmemi sağlayan, okuduğum ilk kitabı..Calvino'nun ince zekasını absürd hikayeleriyle tam anlamıyla çözümlüyorsunuz. Bu kitaptan sonra yazarın o an bulabildiğim bütün kitaplarını alıp okumuştum. (Haruni)
Sen "Alo" Demeden Önce PDF indirme linki var mı?
Italo Calvino - Sen "Alo" Demeden Önce kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sen "Alo" Demeden Önce PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Italo Calvino Kimdir?
Italo Calvino, 15 Ekim 1923'te Küba'nın Santiago de las Vegas kentinde doğdu. Genç yaşta Küba'dan İtalya'ya göç eden Calvino, kurmaca yazarlığının yanı sıra, Komünist Parti üyeliği, Einaudi Yayınevi'ndeki görevi, gazetelerle çeşitli dergilerdeki yazıları aracılığıyla, II. Dünya Savaşı sonrası İtalyan kültürünün en önemli adlarından biri oldu. İlk yapıtlarından başlayarak İtalya'nın en önemli yazarları arasına giren Calvino, İtalya'da birçok edebiyat ödülü kazanmış ve 1960 yılında yayınlanan I nostri antenati(Atalarımız) adlı kitabında yer alan fantastik öyküleriyle uluslararası bir ün kazanmıştır. 1950'lerde fantezi ve alegoriye yönelen Calvino, yazdığı üç anlatıyla dünya çapında adını duyurdu: İkiye Bölünen Vikont, Ağaca Tüneyen Baron ve Varolmayan Şövalye. Calvino'nun, bilinç akışı yöntemiyle yazdığı ve evrenle insanların yaratılışını konu alan Kozmokomik Öyküler'den Marco Polo-Kubilay Han ilişkisi çerçevesinde arzu, bellek, yaşam, ölüm gibi temaları büyük bir incelik ve şiirsellikle işlediği Görünmez Kentler'e; yazma ve okuma etkinliğini, okurun anlatı sanatıyla karmaşık ilişkisini ele aldığı Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu'dan, İtalyan masallarını derlediği ve kendisi açısından bir tür anlatıda ekonomiklik alıştırması olan Fiabe Italiane'ye (İtalyan Masalları) birçok yapıtı içeren yazarlık yaşamının son ürünü Amerika Dersleri'dir. Calvino, 19 Eylül 1985'te, geçirdiği beyin kanaması sonucu Siena'da ölmüştür.
Italo Calvino Kitapları - Eserleri
- Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu
- Görünmez Kentler
- Zor Sevdalar
- İkiye Bölünen Vikont
- Kesişen Yazgılar Şatosu
- Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler
- Örümceklerin Yuvalandığı Patika
- Ağaca Tüneyen Baron
- Palomar
- Klasikleri Niçin Okumalı?
- Varolmayan Şövalye
- Jaguar Güneş Altında
- Sandık Gözlemcisinin Uzun Günü
- Atalarımız
- Sen "Alo" Demeden Önce
- San Giovanni Yolu
- Dere Tepe Ters
- Kum Koleksiyonu
- Amerika Dersleri
- Bütün Kozmokomik Öyküler
- Öyküler
- Azıcık Acıklı Masallar
- Efsunlu Eşya Masalları
- Büyülü Kuş
- Afacan Resimler
- Kozmokomik Öyküler
- Atlı Masalları
- Üç Deneme
- Paris'te Münzevi
- Güldüren Masallar
- Kızlara Masallar
- Savaşa Giriş
- Gözlemci
- Ejderha ile Kelebekler ve Diğer Hikâyeler
- Kurnazların Kazandığı Masallar
- Azıcık Korkutan Masallar
- Yengeç Prens
- Yeni Bir Sayfa
- Amerika'da Bir İyimser
- Karga Sona Kaldı
- Küçüklere Masallar
- Sıfır Zaman
- Efsunlu Kız Masalları
- Deniz Masalları
- Seçme Mektuplar (1945-1985)
- Efsunlu Hayvan Masalları
- If On A Winter's Night A Traveller
- Adam, One Afternoon
Italo Calvino Alıntıları - Sözleri
- Yitirilmiş bir geçmişin anısı, kavuşmayı arzuladığımız bir geleceğin güvencesini oluşturur. (Klasikleri Niçin Okumalı?)
- “ O da birçokları gibi, deneyim sahibi olmanın biraz da karamsarlık demek olduğuna inanıyordu.” (Sandık Gözlemcisinin Uzun Günü)
- Yediğimden fazla çalışmam gerekmiyor, çünkü kimseyle paylaşacak hiçbir şeyim yok. (Karga Sona Kaldı)
- Delia’yı sevmek hep böyle olmuştu, mağaranın aynasındaki gibi: Sözcüklerin ötesindeki bir dünyaya girmek demekti. (Zor Sevdalar)
- İnsan zaman içinde yaşayabilir, ama donmuş, dural ve devinimsiz bir geçmişte var olacaktır. (Sıfır Zaman)
- "Bu acımasız karar, ikimizde üzüntü ve acı doğurmuştu.." (İkiye Bölünen Vikont)
- Ama bölük pörçüklük yalnızca geçmişle ilgili değildir; için de bulunulan anda da, belli belirsiz gördüklerimizin ve irademiz dışında olanların, üzerimizde daha güçlü bir etkisi olabilir. (Klasikleri Niçin Okumalı?)
- Günler, haftalar geçer ve odama bir kız gelmeye başlar. Hep aynı kızdır gelen, çünkü başlangıçta her kız aynıdır, yabancıdır, belli bir yöntemle konuşmaya başlarız. Anlaşmak için birlikte uzun zaman geçirip birçok şey yapmak gerekir; sonra büyük keşifler zamanı gelir, yani aşkın gerçek, belki de tek mevsimi başlar. Kızla zaman geçirip birçok şey yaptığımda, onun da diğerleri gibi olduğunu, benim de diğerleriyle aynı olduğumu, herkesin aynı olduğunu anlarım. (Sen "Alo" Demeden Önce)
- Yüreğinde ne özlem, ne kuşku ne de kaygı vardı. Onun için henüz her şey bütün halindeydi ve tartışılmazdı; kendisi de öyleydi. (Atalarımız)
- Fiziksel hızın yanı sora zihinsel hızın simgesi olarak at, edebiyat tarihinde önemli bir yer tutar ve çağımıza özgü teknolojik bakış açısının içerdiği bütün sorunsalların ilk habercisi niteliği taşır. (Amerika Dersleri)
- “... zira yazar, insan kardeşlerini kurtarmak için kendini paralayan kimsedir.” (Seçme Mektuplar (1945-1985))
- Okuyabildiği kadar okumak istiyordu. Korkusu romanı bitirememekti: Bir deniz kıyısı serüveninin başlaması, dingin yalnızlık saatlerinin sona ermesi, tatil günlerine bambaşka bir hızın el koyması demekti; oysa bir kitapla özdeşleşmiş biri, okumaya ara vermek zorunda kalır da bir süre sonra yeniden başlarsa, alacağı keyfin büyük bir bölümü yiterdi, bir sürü ayrıntı unutulurdu, eskisi gibi içine girilemezdi kitabın. (Öyküler)
- Her işin başı, anlaşılması zaten pek o kadar zor olmayan şeyi anlamış olmaktır. (Sandık Gözlemcisinin Uzun Günü)
- Edebiyat, bilinen kitapların değerini değiştiren gizli, uzak kitabı arayıştır... (Yeni Bir Sayfa)
- Amerika kafasız bir beden olma tehlikesiyle karşı karşıya. (Amerika'da Bir İyimser)
- Bu büyüteç altına alınmış ayrıntı üzerinde bu kadar duruyorsam, belleğimde ne çok boşluk olduğunu fark etmemek içindir. (San Giovanni Yolu)
- Yaşam, diye düşündü çıplak adam, kadim ve mutlu cennetlerin ender olarak anımsanabildiği bir cehennemdir. (Öyküler)
- “Hiçbir dil yoktur ki aldatmasın. “ (Görünmez Kentler)
- İçinde gelişigüzel duyguların yüzdüğü bulaşık suyu denli sönük romanlar. (Yeni Bir Sayfa)
- Ve karanlıkta, karanlık bir pencerenin pervazında, görmediğin bir kadının sesi şarkı söylemeye başladığında, yaşama ilişkin düşünceler birden geri dömüyor, arzuların bir nesneye kavuşuyor: Hangi nesne? Belki de gereğinden çok dinlediğin o ezgi değil, hiç görmediğin o kadın degil : Seni ses olarak, o ezgide kendini sunduğu biçimiyle o ses çekiyor. (Jaguar Güneş Altında)