Seni Bana Yazmışlar - Nejla Arslan Kurt Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Seni Bana Yazmışlar kimin eseri? Seni Bana Yazmışlar kitabının yazarı kimdir? Seni Bana Yazmışlar konusu ve anafikri nedir? Seni Bana Yazmışlar kitabı ne anlatıyor? Seni Bana Yazmışlar PDF indirme linki var mı? Seni Bana Yazmışlar kitabının yazarı Nejla Arslan Kurt kimdir? İşte Seni Bana Yazmışlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Nejla Arslan Kurt

Yayın Evi: Hayat Yayınları

İSBN: 9786051511481

Sayfa Sayısı: 272

Seni Bana Yazmışlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir tarafta Umut... Daha çocuk yaşta annesiz ve babasız kalarak

teyzesinin yanında büyümüş, yetim ve öksüz kaldığı yetmezmiş gibi bir

de bu ailenin sorumluluğunu üzerine almış yağız bir delikanlı.

Diğer tarafta Sıla... Genç yaşta yetim kalarak, annesiyle hayata tutunmaya çalışan genç ve güzel bir kız.

Bu iki genç insanın yolu, çok erken yaşlarda hiç de istemedikleri şartlarda kesişir.

Her ne kadar geleneksel aile yapımız uygun görse de modern yaşamın çok da onaylamadığı özel bir durum geleceklerini belirleyecekti.

Seni Bana Yazmışlar Alıntıları - Sözleri

  • Genç bir öğrenci bir gece yarısı, mum işığı altında ders çalış maktaydı. İlmi araştırmalara daldığı bir sırada kapisi çalındı. O vakitte birinin gelmesinin meydana getirdiği hayret ve gelen mi safirin kimliği hakkındaki merakla kapıyı açtı. Karşısında genç ve güzel bir kızcağız durmaktaydı. Karşısındaki misafir, yolunu kaybettiğini ve etrafta başka bir ışık göremediği için onun kapısı mi çalmaya mecbur kaldığını söyledi. Genç öğrenci, misafirini geri çevirip onu gece karanlığına ve sokağın soğuğuna terk edemeyeceği için çaresizce içeri aldı. Ona oturup dinlenebileceği bir köşe gösterdikten sonra da sabaha ka dar dersine çalışmaya devam etti. Utangaç ve gizli saklı nazarlar la onu seyreden kızcağız, genç talebenin bir hâline oldukça şaşır mıştı. Genç, arada bir parmağını önünde yanan mumun alevine tutmakta ve bir müddet öylece bekledikten sonra geri çekmektey di. Bir defa ile de yetinmemekte, bunu ara ara tekrarlamaktaydı. Bu hâl üzere sabah olmuştu. Gün işıdıktan sonra genç kız oradan ayrılıp evine döndü. Halkın yardımıyla yolunu bularak ulaştığı ev, Osmanlı vezir lerinden birinin sarayıydı ve genç kız da vezirin kızıydı. Saray halki, ona geceyi nerede ve nasıl geçirdiğini merakla sordu; çünkü bütün gece onu aramış ama bir türlü bulamamışlardı. Genç kız başından geçenleri, gördüklerini ve özellikle de kendi sini misafir eden öğrencinin tuhaf hâlini bir bir anlattı soranlara. Bunun üzerine vezir, kızına yardım eden o genci sarayına da vet etti ve ona niçin sabaha kadar elini yanan mumun üzerinde tuttuğunu ve elini yaktığını sordu. Yusuf yüzlü genç şu güzel cevabı verdi vezire: - Yolunu kaybettiği için kapımı çalan bir misafiri dışarıda bırakamazdım. Bu sebeple onu kulübeme aldım. Nefsimin desise lerine karşı koyabilmek için de elimi, ara sıra mumun bana cehen nemi hatırlatan alevi üzerine koydum. Şeytan beni kandırmaya yeltendiğinde parmağımı ateşe tutarak, nefsime cehennem azabını hatırlattım ve böylece yanlış bir şey yapmaktan kurtuldum. Iffet ve ismet şuuruyla ve bir gün vereceği azim hesabın kor kusuyla parmağını yakan gencin bu hareketi vezirin çok hoşuna gitti. Vezir, ondan kızı ile evlenmesini teklif etti. Teklifi kabul eden genç bundan sonra "Damat Efendi" lakabıyla meşhur olan, Mec mau'l-Enhür isimli Hanefi fikih kitabının yazarı Muhammed bin Süleyman'dan başkası değildi.
  • "Kaderde ne ise odur, etme merak, Uyma kendi nefsine, Hakk'ın emrine bırak..." Mevlana
  • "Her insanda nefis vardır ve her nefsin akıl hocası şeytandır.
  • Bir tuhafım bu akşam. Bilmediğim bir duygunun keşfindeyim. Hem mutlu, hem hüzündeyim. Bir tuhafım bu akşam. Bilinmezin ötesinde, Gelgitlerdeyim...
  • "Bismillahirrahmanirrahim. Kul lil mu'minîne yaguddù mìn ebsarihim ve yahfezu furucehum, zalike ezka lehum, innellâhe habîrun bimâ yasneûn (yasneûne). Mü'min erkeklere söyle, bakışlarını indirsinler (haram dan sakınsınlar), irzlarını korusunlar. Bu, onlar için daha temizdir. Muhakkak ki Allah, yaptıkları şeylerden haberdardır
  • Seni bana yazmışlar . 1410
  • Ahh ölenler... Unutulmasalar da bir gün daha az hatırlanmaya mahkumlar.
  • Soru çoktu lakin insanoğlunun kendi kendine sorduğu soruya cevap vermesi pek zordu.
  • Kaderde ne ise odur, etme merak, Uyma kendi nefsine, Hakk’ın emrine bırak. Hz. Mevlana
  • Hayatım boyunca ilk görüşte aşk denen şeye gülmüşümdür. Çünkü ilk görüşte aşk diye bir şey yoktur. Olsa olsa ilk görüşte şehvet olur onun adı. Soruyorum sana ! Bu kadar yücelttiğimiz, kutsallaştırdığımız aşk hissi bir anda oluşabilir mi hiç ? Bir bakışla, bir dokunuşla, küçük bir gülümseme, bir konuşmayla oluşabilir mi hiç ? Aşk için uzun bir zaman lazım. Hem de bir ömrü adayacak kadar uzun ... Uğrunda çile çekmek, gözyaşı dökmek, önce hak etmek lazım ki kıymetini bilesin.

Seni Bana Yazmışlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir tarafta umut.. daha çocuk yaşta annesiz ve babasız kalarak teyzesinin yanında büyümüş, yetim ve öksüz kaldığı yetmezmiş gibi, bir de bu ailenin sorumluluğunu üzerine almış yağız bir delikanlı.. Sıla... genç yaşta yetim kalarak, annesiyle hayata tutunmaya çalışan genç ve güzel bir kız.. Bu iki genç insanın yolu, çok erken yaşlarda kesişir. Her ne kadar geleneksel aile yapımız uygun görse de modern yaşamın çok da onaylamadığı özel bir durum geleceklerini belirleyecek.. Akıcı film tadında bir o kadar eğitici kitap.. (meçhulyolcu)

Birbirinden başka kimsesi olmayan Seval ve Nurten kardeşler en ufak tatilde bir araya gelmeye çalışan birbirini seven iki kardeş onlar. Sevalin 3 yaşında doğduğunda ablasının çocuğu olmadığı için adı umut olsun benim umudum olsun benimde bir yavrum olsun dediği bir oğlu vardır.Nurtenin duaları kabul olur ve onunda bir kızı olur seval de uzaklıktan ablasına duyduğu özlemden dolayı kızın adını sıla koyar. Senelik tatilde iznin bir haftasını ablasında geçirmek ister ailesi seval bunu duyan nurten hazırlıklar yapar kardeşine çok mutlu bir hafta geçirirler. Dönüş günü gelmiştir zorda olsa ayrılırlar ve yola çıkarlar.Nuttenin içinde bir sıkıntı vardır gece gelen telefon bu sıkıntının nedenini ortaya çıkarır. Kardeşi ve ilesi trafik kazası geçirmiştir hastaneye gittiklerinde kardeşinin ve eşinin öldüğünü öğrenir yıkılır nurten hayattaki kan bağı olduğu tek kardeşini kaybetmiştir.Hemen kardeşinin oğlu umut gelir aklına doktor onun iyi olduğunu söyler. Umutu alıp kendi çocukları gibi bakarlar.Eniştesi mahir bey kızı sıladan ayırmaz umutu. Umut sıla kardeş gibi beraber okula gidip gelmekte umut ona abilik yapmaktadır.Mahir bey umuta benden sonra evin erkeği sensin sıla ve teyzen sana emanet demiştir. Bir gün ikisi okuldan gelirken ambulansın mahalleye girdiğini görürler mahir bey kalp geçirmiş ölmüştür. Artık teyzesi ve sılayla yaşamaya başlayan onlara çıkmaya çalışmaktadır. Sılanın kıyafetine karışır kimseye laf söyletmez ne kadar anlaşamıyor görünselerde birbirlerini seviyorlardı. Umut büyür üniversiteye başlar sıla da üniversiteye hazırlanıyordur umut sılaya karşı farklı duygular hissettiğini fark eder ama o eniştesinin emaneti kardeşi gibi büyüdüğü sıladır bunu kendine yakıştıramaz sürekli kacar bu aşktan. Birgün sıla bu tavırlarından sıkılır önüne geçer nolduğunu sorar aralarında yakınlaşma olunca umut kaçar. Üniversitede saygı duyduğu yusuf abisine acar konuyu evliliğin önemini anlatan yusuf umutu cesaretlendirir. Bir gece umutun kapısını çalan sıla da umutu sevdiğini söyler yusuf nurten hanıma herşeyi anlatır başta kabullenmesi zor olsda nurten hanım ikna olur ve sıla ile umut evlenip mutlu olur. Bu kitapta umutun sabrına hayran kaldım. (Emine Karaca)

Yazarın okuduğum üçüncü kitabı severek okudum . Görücü Usulü Aşk serisinin devamı olduğunu söyleniyor ama değil. Bambaşka bir konu ele vermiş yazar . Yazarın şu ana kadar tüm kitapları okudum ve hepsini beğendim. Galiba yazar ne yazsa okurum . Tavsiye ederim (Gurbets Bibliothek)

Seni Bana Yazmışlar PDF indirme linki var mı?

Nejla Arslan Kurt - Seni Bana Yazmışlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Seni Bana Yazmışlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nejla Arslan Kurt Kimdir?

1984 tarihinde Kahramanmaraş'ta doğdu. 18 yaşında kendi isteğiyle de görücü usulü ile evlendirildi. Şu an bu evlilikten olma iki kız bir erkek evladı olan yazar hala Kahramanmaraş'ta ikamet etmektedir. Yazarın şimdiye kadar yayınlanmış "Görücü Usulü Aşk ve Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti" adında seriden oluşan iki kitabı vardır.

Nejla Arslan Kurt Kitapları - Eserleri

  • Görücü Usulü Aşk
  • Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti
  • Görücü Usulü Aşk 3
  • Seni Bana Yazmışlar
  • Asiye
  • Asiye
  • Sirayet

Nejla Arslan Kurt Alıntıları - Sözleri

  • Kaderde ne ise odur, etme merak, Uyma kendi nefsine, Hakk’ın emrine bırak. Hz. Mevlana (Seni Bana Yazmışlar)
  • "Eğer bir erkek senin en çirkin halini gördüğünde bile yine senden vazgeçmiyorsa işte bu gerçek sevgidir" (Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti)
  • Adını bir türlü koyamadığı garip bir histi yüreğindeki. (Asiye)
  • Soru çoktu lakin insanoğlunun kendi kendine sorduğu soruya cevap vermesi pek zordu. (Seni Bana Yazmışlar)
  • "Bazı anlar bu yaşadıklarımı rüyadan ibaret sanıyor ve korkuyorum" (Görücü Usulü Aşk 3)
  • İnsan uyudu, hayvan uyudu ama evren uyumadı. Sular akmaya, rüzgar esmeye ve dünya dönmeye devam etti. (Asiye)
  • Her evin ocağı tüter. Tüter de nasıl tüter bilinmez. O ocakta pişen et midir yoksa dert midir? Bunu sadece evin sahipleri bilebilir. (Görücü Usulü Aşk 3)
  • "Her insanda nefis vardır ve her nefsin akıl hocası şeytandır. (Seni Bana Yazmışlar)
  • Oysa Aşktır Yakışan Kalbe Ve Kalptir Taşıyan Aşkı! (Görücü Usulü Aşk)
  • Oysa asktir yakisan kalbe ve kalptir tasiyan aski (Görücü Usulü Aşk)
  • Gelin olan kızın başına cennetten bir kuş konarmış ve bu kuş ona büyülü bir güzellik katarmış. (Asiye)
  • Duyulan tek ses yağmurun hışırtısıydı. Öyle güzel yağıyordu ki... Biraz hırslı, biraz hasret ve birazda ağlamaklı... Ama en çok da aşkla yağıyordu... Ve yağmur toprakla buluştu. Kavuştu sevdasına. (Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti)
  • "Aşk dediğin suret değil, siretten ibarettir.Zamanla suret değişir ama siret baki kalır.Sen, sen ol seni suretin için sevenlerin değil, siretin için tercih edenlerin yanında ol.Eğer bir erkek senin en çirkin hâlini gördüğünde bile yine senden vazgeçmiyorsa işte bu gerçek sevgidir." (Sirayet)
  • "Gideni getiremeyeceğimizi bilsek de kalanlara şükrettik. Olması gereken de buydu zaten. Yoksa bu hayat nasıl geçerdi?" (Sirayet)
  • "Sabır taşım da demlenen çaresizliği yudumladım damla damla..." (Görücü Usulü Aşk)
  • Genç bir öğrenci bir gece yarısı, mum işığı altında ders çalış maktaydı. İlmi araştırmalara daldığı bir sırada kapisi çalındı. O vakitte birinin gelmesinin meydana getirdiği hayret ve gelen mi safirin kimliği hakkındaki merakla kapıyı açtı. Karşısında genç ve güzel bir kızcağız durmaktaydı. Karşısındaki misafir, yolunu kaybettiğini ve etrafta başka bir ışık göremediği için onun kapısı mi çalmaya mecbur kaldığını söyledi. Genç öğrenci, misafirini geri çevirip onu gece karanlığına ve sokağın soğuğuna terk edemeyeceği için çaresizce içeri aldı. Ona oturup dinlenebileceği bir köşe gösterdikten sonra da sabaha ka dar dersine çalışmaya devam etti. Utangaç ve gizli saklı nazarlar la onu seyreden kızcağız, genç talebenin bir hâline oldukça şaşır mıştı. Genç, arada bir parmağını önünde yanan mumun alevine tutmakta ve bir müddet öylece bekledikten sonra geri çekmektey di. Bir defa ile de yetinmemekte, bunu ara ara tekrarlamaktaydı. Bu hâl üzere sabah olmuştu. Gün işıdıktan sonra genç kız oradan ayrılıp evine döndü. Halkın yardımıyla yolunu bularak ulaştığı ev, Osmanlı vezir lerinden birinin sarayıydı ve genç kız da vezirin kızıydı. Saray halki, ona geceyi nerede ve nasıl geçirdiğini merakla sordu; çünkü bütün gece onu aramış ama bir türlü bulamamışlardı. Genç kız başından geçenleri, gördüklerini ve özellikle de kendi sini misafir eden öğrencinin tuhaf hâlini bir bir anlattı soranlara. Bunun üzerine vezir, kızına yardım eden o genci sarayına da vet etti ve ona niçin sabaha kadar elini yanan mumun üzerinde tuttuğunu ve elini yaktığını sordu. Yusuf yüzlü genç şu güzel cevabı verdi vezire: - Yolunu kaybettiği için kapımı çalan bir misafiri dışarıda bırakamazdım. Bu sebeple onu kulübeme aldım. Nefsimin desise lerine karşı koyabilmek için de elimi, ara sıra mumun bana cehen nemi hatırlatan alevi üzerine koydum. Şeytan beni kandırmaya yeltendiğinde parmağımı ateşe tutarak, nefsime cehennem azabını hatırlattım ve böylece yanlış bir şey yapmaktan kurtuldum. Iffet ve ismet şuuruyla ve bir gün vereceği azim hesabın kor kusuyla parmağını yakan gencin bu hareketi vezirin çok hoşuna gitti. Vezir, ondan kızı ile evlenmesini teklif etti. Teklifi kabul eden genç bundan sonra "Damat Efendi" lakabıyla meşhur olan, Mec mau'l-Enhür isimli Hanefi fikih kitabının yazarı Muhammed bin Süleyman'dan başkası değildi. (Seni Bana Yazmışlar)
  • "Arada gök gürültüsü duyuluyordu. Sanki yağmur ve toprağın vuslatını kutluyordu gökyüzü. Onlar için bir düğün kurulmuştu da bu neşeyle arada tebrik naraları atıyordu, onları kendi lisanında tebrik ediyordu sanki." (Görücü Usulü Aşk Vuslat Vakti)
  • İnsan yarın öleceğini de bilse iki şeyden vazgeçemiyordu; sevmekten ve umut etmekten… (Sirayet)
  • Sanki burada bekleyen evladı değildi. Asiye tam da böyle düşünmüştü, henüz sekiz yaşında küçücük bir kızken. O gün beklemekten Vazgeçti. Ve sevmekten... (Asiye)
  • Sabır taşım da demlenen çaresizliği yudumladım damla damla... (Görücü Usulü Aşk)