Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı - Alişan Kapaklıkaya Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı kimin eseri? Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı kitabının yazarı kimdir? Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı konusu ve anafikri nedir? Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı kitabı ne anlatıyor? Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı PDF indirme linki var mı? Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı kitabının yazarı Alişan Kapaklıkaya kimdir? İşte Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Alişan Kapaklıkaya
Yayın Evi: Yediveren Yayınları
İSBN: 9786055394790
Sayfa Sayısı: 248
Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Merhaba,
Şimdi beni eline alıp incelediğine göre içimde ne olduğunu merak ediyorsun. Sayfalarımın arasında sen varsın, yaşadıkların var, aklını kurcalayan bazı soruların cevapları var. Annesiyle babasına gıcıklık olsun diye ders çalışmayıp dokuz zayıf öğrencilerin zayıflarını nasıl kurtarıp teşekkür belgesi aldıkları var. Çocuğuna iyilik olsun diye onu başkalarıyla kıyaslayan, sonunda hayal kırıklığına uğrayan anne babaların çaresizliği, mutsuzluğu ve çözüm arayışları var. Sınıf denen dört duvar arasında kalmış, kendini hapishanede hissetmiş, bunalmış derslerden nefret etmiş öğrencilerin çığlıkları var.
İnanıyorum ki gözlerin sayfaların arasında ilerlerken kendinle yüzleşir, eğer varsa içindeki savaşı durdurur, çatışmaları bitirir özgüvenini artırır ve kendinle sımsıkı kucaklaşırsın. Sende benim yaptığım gibi sana atılan taşlardan kendine bir saray yapmaya başlarsın. İzin verirsen yüreğimi dizdiğim satırların arasında gözlerini misafir etmek istiyorum.
Ne dersin?
(Tanıtım Bülteninden)
Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı Alıntıları - Sözleri
- Problem sevgisizlik değil, problem iletişimsizlik.
- Ben de bir bahçıvanım... •Benim bahçem:Okulum. •Benim çiçeklerim:Öğrencilerim. •Benim kovam:Yüreğim. •Benim suyum:Sevgim. •Benim çapam:Tebeşirim. •Benim makasım:Silgim.
- .... Eline okey taşlarını aldığı kadar beni kucağına almadı ve oyunu kazanmak için düşündüğü kadar bizim geleceğimizi düşünmedi. Babamın elinden hiç bırakmadığı okey taşı olmayı ne kadar çok isterdim bilemezsiniz Öğretmenim!”
- Büyükleri onlara sevgisini göstermedi ki onlar size göstermeyi bilsinler. Senin babanın çocukluğunda babalar çocuklarıyla doğru dürüst konuşamazlardı bile.
- Benim bahçem: Okulum. Benim çiçeklerim: Öğrencilerim. Benim kovam: Yüreğim. Benim suyum: Sevgim. Benim çapam: Tebeşirim. Benim makasım: Silgim.
- kitap okumadıkça körelecek, köreldikçe de köreltecekti. Ve bunun farkına bile varamayacakti.
- Üniversitede bize Lidyaliların ekonomik yaşamını, Frigyalıların sosyal yapısını veya Urartuların mimarisini anlatan hocalarımız, günümüzdaki aile ilişkilerinde karşilaşılan sorunları nasıl çözeceğimizden pek de söz etmemişti.
- Yani ne sevgisiz bilgi, ne bilgisiz sevgi, ne de bu ikisi olmadan eğitim. Bunlar birbirini tamamlamalı, yan yana, iç içe olmalı. Önce sevgi, ille de sevgi...Biri olmadan diğerleri de işe yaramıyor.
- ... Ben notu hiçbir zaman silah olarak kullanmadım.Bence not tehdidiyle öğrenci çalıştırmak, gönül rızası olmadan birini zorla evlendirmeye çalışmak gibidir. Deyim yerindeyse öğrencinin beynine tecavüz etmektir. Düşünsene; seni sevmeyen, seni dinlemek, dersini öğrenmek istemeyen birine, zorla, canını sıkarak ve onu senden nefret ettirerek bir şeyler anlatmaya çalışıyorsun. Bu işkence değil de nedir şimdi?
- "Öğretmen; dolu sürahi, öğrenci ise boş bardak, öğrenci öğretmenin sürahisinde ne varsa ancak onu alabilir."
- Üstelik sevgi parasız, zahmeti de yok.
- Nasıl ki, öğretmenler iyi bir eğitim için çok çaba harcıyorlar ve istedikleri verimi alamıyorlarsa, yine öğrenciler derslerine çok çalıştıkları halde bekledikleri başarıya ulaşamıyorlarsa, veliler de ellerinden geleni yaptıkları halde çocuklarının başarılarına olumlu bir katkıda bulunamıyorlardı.
- "Sev ama içinden sev.Sakın sevgini gösterme,belli etme; çünkü karşındaki sevginle şımarabilir, haddini aşabilir."telkinleriyle doldurulmamış mıydı beyinlerimiz?
- Biz çevremizdeki olayları çoğu zaman olduğu gibi algılayamayız, göremeyiz. Başka bir deyişle onları içinde bulunduğumuz duygu ve düşüncelere göre algılar ve öyle görürüz.
- Ben bir bahçıvanım. Benim bir bahçem var: Okulum. Benim çiçeklerim var: Öğrencilerim. Benim bir kovam var: Yüreğim. Benim suyum var: Sevgim. Benim bir çapam var: Tebeşirim. Benim bir makasım var: Silgim.
Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sevgi...ille de sevgi...: Öncelikle Alişan Kapaklıkaya hakkında hiçbir bilgim yoktu fakat sosyal medyaya düşen “Siyah Pantolon Hikayesi’ni” biliyordum ama açıp izlememiştim doğrusu. Bu kitabı okumadan önce hayatı hakkında bilgi sahibi olmak ya da videolarını izlemek istedim. Videolarını izledikten sonra daha çok okumak istedim kitaplarını. Özellikle samimiyetinden dolayı, kitaplarında da ele almış olduğu hikayelerini daha çok bilmek istedim. Ve ilk olarak seçtiğim bu kitabında öğretmenlik duygusunu tattırmak için canla başla anlatmış sevgili bahçıvanımız. Özellikle “ben de bir bahçıvanım” demek isteyen herkese anlatmış yüreğini sevgisini. Sevginin nelerin üstesinden gelebileceğini.Sadece öğretmen değil, mesleğimiz ne olursa olsun “problem iletişimsizlik” diyor bir bölümünde. Aslında hepimiz ailemizi, arkadaşlarımızı, çevremizdeki insanları çok seviyoruz ama ne sevgimizi söyleyebiliyoruz ne de sevgimizi anlatacak bir şeyler yapabiliyoruz. O olduğu için sevmiyoruz. Beklentimizi karşılayabildiği ölçüde seviyoruz. “Beni ben olarak sevin” diyenlere de bu kitap. Hepimiz kitapta anlatılan hikâyelerin bir parçasıyız. Bazılarımız Cem, bazılarımız Serkan, anne babalarımız da onun anne babası... Özellikle bütün öğretmen arkadaşlarımın okuması gereken, anne babaların ve öğrencilerin de okuyup anlayabileceği ve tam da kendini bulabilecekleri bir kitap. “Çocuklarımızın kalplerini doldurabiliyor muyuz?” Öfkede cömert, sevgi de oldukça cimriyiz maalesef. Kitabın bir bölümünde bilgiyi tuğlaya, tecrübeyi de çimentoya benzetiyor. Çimentoyu sevgiyle karmadığın sürece harçsız tuğlaları üst üste yığsan da onları ayakta tutamayacağını, en ufak bir sarsıntıda yıkılıvereceğini vurguluyor. Ne sevgisiz bilgi, ne bilgisiz sevgi, ne de bu ikisi olmadan eğitim. Önce sevgi, ille de sevgi...Evde de anne baba ve öğretmeniz. İlk öğretmenleri. Çiçeklerimizi sevgiyle tanıyalım...Onları sevgiyle sulayalım... (Muallime.)
Değerli sevgi bahçesinin bahçıvanı , öğrencilere çiçek , kendini bahçıvan olarak tanımlayan güzel insan bu kitabı okurken sade ,yalın , anlaşılır dili ile her kesimin rahatlıkla okuyup anlayabileceği bu eseri evimize ulaştırdığın için teşekkürler keşke her eğitimci göreve başlamadan eserlerinizi okusa öyle içten ki sanki bizden Biri gibi hatta öyle ... Derinlerde kalan o kötü eğitimci rastlaşmalarımıza , ülkemizin değişmez yarası eğitim sistemimiz öylesine güzel anlatılmış ki o anda içimden Alişan kapaklıkaya eğitim Bakanı olsa sırtımız yere gelmez diye geçirdim istemsiz ... Kitapta yer alan altını çizdiğim bir kesiti paylaşmak istiyorum : etkili olmak için onlarla aynı dili konuşmam çok önemliydi , hani siz ne kadar konuşursanız konuşun , konuştuklarınız karşınızdakinin anladığı kadardır ... (kitapkurdu)
Okumanızı tavsiye ederim.: Okulun bahçeye, öğrencilerin çiçeklere, öğretmenin de bahçıvana benzetildiği kitapta, anne baba çocuk ilişkileri, yaşanan sorunlar ele alınarak öğretmenin tıpkı bir arabulucu gibi devreye girmesi ve taraflarla konuşması sonucunda kılıçların kinina geri sokultugu, baltalarin saklandığı, ozurlerin dilendigi, barışın hüküm sürdüğü mutlu aile tablosunun geri geldiğini görüyoruz. Okulun bahçesindeki dutbagaci ve pulsuz dilekçe kitap bitince aklımda kalan diğer hususlar. (Murat Ateş)
Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı PDF indirme linki var mı?
Alişan Kapaklıkaya - Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Alişan Kapaklıkaya Kimdir?
Annesiyle babası kendisine danışmadan onu dünyaya getirdi. Çocukken oyuncaklarını kendisi yapardı. Bazen çamuru biçimlendirip kurutur, bazen babasının eski ceketinin cebini çıkarır, içini yünle doldurup ağzını dikerek top yapardı. İmkânsızlıklara takılmaz ve şartlar ne olursa olsun yeni bir şey ortaya koyardı. İlkokulda kuzu gütmeye başladı. Annesi ölen kuzuların içli melemelerini dinlerken insanların, özellikle de çocukların sahipsiz bırakılmamaları gerektiğini öğrendi. Bütün dünyası, görebildiği kadar gökyüzü, birkaç komşu köy ve ilkokul öğretmeniyle sınırlıydı. Teyzesinin oğlu ortaokula yazılmaya giderken peşine takıldı. Lise birinci sınıftayken bir kış akşamı kar yağarken öğretmenlerinin, tek odalı evine gelip “Alişan yavrum, seni merak ettik, kar yağıyor da yakacağın var mı, sormaya geldik?” demeleriyle kendine ve hayata bakışı değişti. Çok sevinmişti. Çünkü öğretmenleri tarafından ilk defa insan yerine konulduğunu hissetmişti.
Ve öğretmen oldu. 16 yıllık öğretmenliği boyunca eşiyle birlikte bin beş yüz evi ziyaret etti. Öğrencilerinden on iki bin mektup aldı ve hepsini de el yazısıyla cevaplandırdı.
Bir öğrencisinin “Hocam çalışıyorum, çalışıyorum ama bir türlü anlamıyorum” diye sorması üzerine beyinle ilgilenmeye başladı. Öğrenme stilleri, öğrenmeyi öğrenme, kolay ve kalıcı öğrenme konuları üzerine yoğunlaştı. Dersleri öğrenme stillerine göre dizayn edince öğrencilerin ÖSS’deki netleri Türkiye ortalamasının üç buçuk katına çıktı. 2000 yılında NLP ile tanıştı. Galatasaray’ın UEFA kupasındaki başarısını eğitime nasıl uygulayabilirim diye araştırmaya koyuldu. NLP’nin insan yaşamına getirdiği kaliteyi fark etti.
Araştırmalarında derinleştikçe bizim türkülerin yabancıların sazıyla söylenemeyeceğini anladı. Öğrendiklerini önce kendi hayatına uyguladı. Etkili olduğunu anlayınca eğitimlere başladı.
Alişan Kapaklıkaya Kitapları - Eserleri
- Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı
- İçindeki Uyuyan Güzeli Uyandır
- Bunları Kimseye Anlatamamıştım
- Öğretmenin Günlüğü
- Sen Hiç Kendini Yaşadın mı?
- Yüreğime Dokunan Eller
- Kalbime Girmeden Beynimde İşin Ne?
- Aramızda Kalsın
- Sevgili Öğretmenim
- Sen Yanımda Ol Yeter
- Asla Vazgeçmedim
- Kendimi Yaşamak İstiyorum
- Kendini Yeniden Başlat
- Siyah Pantolon
Alişan Kapaklıkaya Alıntıları - Sözleri
- Büyükleri onlara sevgisini göstermedi ki onlar size göstermeyi bilsinler. Senin babanın çocukluğunda babalar çocuklarıyla doğru dürüst konuşamazlardı bile. (Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı)
- “Bugüne kadar başkalarının beklediği gibi yaşamaktan,kendimi hiç yaşamadığımı anladım,içim acıdı.” (Sen Hiç Kendini Yaşadın mı?)
- Eğer izin verirsen önce gözlerine dokunmak, sonra da yüreğine misafir olmak istiyorum. (Sen Yanımda Ol Yeter)
- Yanlış üslup ,doğru sözün celladıdır... (Kendini Yeniden Başlat)
- Bence mutluluk , birisinin mutluluğunun sebebi olmaktır ! (Sen Yanımda Ol Yeter)
- Nasıl bir anne babaya sahip olduğumuz o kadar da önemli değil . Çünkü onları seçmek bizim elimizde değildi . Ama bizim nasıl bir anne_baba olacağımız çok önemli . Çünkü bu seçim bizim elimizde. (Sevgili Öğretmenim)
- "Ben geçmişimle uğraşmaktan geleceğimi görememişim." (Kendimi Yaşamak İstiyorum)
- Başkalarının kendisini kurtarmasını bekleyenler, kölelerdir (Bunları Kimseye Anlatamamıştım)
- Eğitim öğrenciye saygıyla başlar. (Kalbime Girmeden Beynimde İşin Ne?)
- İki yıl önce Savaş Öğretmen tarafından bu tahtanın önünde öldürülen merakım, öğrenme hevesim, kendime güvenim, Melek Öğretmenin yüreğinden gelen sözleriyle, şefkatiyle ve sevgisiyle yeniden diriliyordu. İçinde hapsolduğum korku mezarının kapağı yeniden açılıyordu sanki. (Yüreğime Dokunan Eller)
- Suç gelin olmuş, koluna takacak damat bulamamış... (Kalbime Girmeden Beynimde İşin Ne?)
- Hedefinde belirli bir limanı olmayan gemiye, hiçbir rüzgâr yardım edemez. (Asla Vazgeçmedim)
- Kitaplar bizim en iyi dostlarimizdir . Her kitap bize , duygularımıza, düşüncelerimize, kısaca kişiliğimize bir başka yönden ayna tutar. Biz sadece karşımızda duran aynaya baksak ancak yüzümüzü ve vücudumuzun ön tarafını görebiliriz . Dört yanımıza ayna koysak, o zaman vücudumuzun tamamını görebiliriz. Kitaplar da böyledir ... Farklı alanlarla ilgili okuduğumuz her kitap bize kişiliğimizin bir yönünü gösterir . Güzel kitaplar bize bizi anlatır. (Sevgili Öğretmenim)
- - "Sen geceleri gökyüzüne bakıyor musun?" + "Evet, öğretmenim, gece babamla koyunlara yem vermeye giderken bakıyorum." - "Ne görüyorsun?" + "Yıldızları." - "Bugün bir daha bak tamam mı?" + "Tamam öğretmenim." - "Göreceğin en parlak yıldız var ya işte sen aynen onun gibisin." (Yüreğime Dokunan Eller)
- . Kalp tenceremizde nefret pişerken dil kaşığımızda sevgi servisi yapılabilir mi? . (Kendimi Yaşamak İstiyorum)
- Çiçekleri tanımayan bir bahçıvanın çok güzel çiçekler yetiştirip onlardan oluşan harika bir bahçe meydana getirmesi zordur . Öğrencilerini tanımayan bir öğretmenin de çok iyi öğrenciler yetiştirip onlardan oluşan harika bir okul meydana getirmesi zor hatta imkansızdır. (Sevgili Öğretmenim)
- Bazı öğretmenler girdikleri gönüllerde kolay kolay unutulmayacak kara bir "is"bırakır bazılarıysa ömür boyu sevgi ile hatırlanacak güzel bir "iz" (Aramızda Kalsın)
- Zaman geçtikçe elimizdeki sızı da geçiyordu ama yüreğimizdeki sızı ne zaman geçecek de bilmiyordum. (Yüreğime Dokunan Eller)
- Anladığım kadarıyla senin bugünün, yani şimdiki zamanın yok. Geçmişin ve geleceğin var. (Aramızda Kalsın)
- Herkesin gözüne tek tek bakıyorum ve her insanın gözünde farklı dünyalar görüyorum. (Kendimi Yaşamak İstiyorum)