Sevgi Duvarı - Can Yücel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Sevgi Duvarı kimin eseri? Sevgi Duvarı kitabının yazarı kimdir? Sevgi Duvarı konusu ve anafikri nedir? Sevgi Duvarı kitabı ne anlatıyor? Sevgi Duvarı kitabının yazarı Can Yücel kimdir? İşte Sevgi Duvarı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Can Yücel

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9789944886574

Sayfa Sayısı: 132

Sevgi Duvarı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Baktım gökte bir kırmızı bir uçak

Bol çelik bol yıldız bol insan

Bir gece sevgi duvarını aştık

Düştüğüm yer öyle açık seçik ki

Başucumda bir sen varsın bir de evren

Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi

Yalnızlığım benim çoğul türkülerim

Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

Sevgi Duvarı Alıntıları - Sözleri

  • Sevince çocuk oluyor insan
  • "Bazen rüzgarın saçımı dağıtmasına, yağmurun yüzümü ıslatmasına, birilerinin kalbimi kırmasına izin veririm. Sonra : Saçımı toplarım. Şemsiyemi açarım. Kalbimi kapatırım. Hepsi bu."
  • "Yapma bana öyle seni seviyorum'lu şakalar. Kalp var bende. . . ."
  • Bir iş açacaksın sen başımıza, yangın mı olur artık bahar mı?
  • Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim, Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim. Dostluğuma değer biçmedim,sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim. Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim. Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım. Ama hata insana mahsustur dedim. Affettim, af diledim. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim. Onlar belki beni saflıkla yargıladılar. Belki de içten içe sinsice güldüler. Ama asıl unuttukları şuydu; Ben aldanmadım..! Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar. Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için, Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için. Oysa ben hiç insan kaybetmedim. Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar..
  • Sevince çocuk oluyor insan..
  • Bir sefer de ben gireyim düşüne
  • Bizim ki aşk hikayesi değildi. Aşktı bizimkisi, gerisi hikayeydi..
  • "Bir insana zorla sevdiremesin kendini, bana güven diyemezsin, tek bir söz söyleyebilirsin. SEN BİLİRSİN..."
  • Var olan bir şey varsa o da yokluğun senin
  • Var olan bir şey varsa o da yokluğun senin.
  • Bazen seni seviyorum diyemez insan, Onun yerine; Dikkat et kendine der, Fazla yorma kendini der, Hava soğuk sıkı giyin der, Hız yapma dikkatli git der, Gidince beni ara der, Geç yatma erken kalkacaksın der, Der, der durur..
  • Duam da saklı cennetim

Sevgi Duvarı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İçimizdeki çocuk...: Sevince çocuk oluyor insan.. Bu kitaptan aklıma kazınan dize bu oldu. Hiçbir zaman insanlardan nefret etmedim, ya da onlardan intikam almayı düşünmedim. Simone de Beauvoir'in de dediği gibi hiçbir zaman canımı yakanlardan intikam almayı düşünmedim, hayat gerçekten benden daha yaratıcı. Tek kırgınlığım, sitemim ya da göklere havale ettiğim husus, belki de Can Yücel tabiriyle küfür, içimdeki çocuğun büyümesine neden olanlara karşıdır. Bu kitapla ben de içimdeki çocuğu üzenlere bir küfür sallıyorum. Ama ne yaparlarsa yapsınlar çocukluğumun mavi göklerini benden çalamazlar! (Tek Umut Barış)

Kimseyi değiştiremezsin hayatta. Ve kimse için de değişmemelisin. Kimliğini kaybettiğin an yaşamını çöpe attın demektir. İstekler hiç bir zaman bitmez ya en güzel an o andir. (Begüm)

"Çalmadım öldürmedim ama Daha kötüsünü yaptım Na'aptım biliyor musunuz Reis Bey Tuttum insanları sevdim." Dediği kitap Ne güzel şairlerimiz varmış diyorum. Damağınızda tat bırakacak, okurken zevk alacağınız bir kitap tavsiye edilir... (M.Emin)

Kitabın Yazarı Can Yücel Kimdir?

Kullandığı kaba ama samimi dil ile Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır. Can Yücel, 1926'da İstanbul'da doğdu. Millî Eğitim Eski Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur.

Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris'te turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü.

1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu. Son yıllarında Eski Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüldü.

Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `Seçilmiş Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Şiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `İmece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, ‘Birikim`, `Sanat Emeği`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkûm oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı.

1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.

Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip kovuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır.

Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel'in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır.

Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır.

Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirmiştir. 1959'da ilk baskısı yayımlanan 'Her Boydan' adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir.

Can Yücel Kitapları - Eserleri

  • Bir Siyasinin Şiirleri
  • Mekanım Datça Olsun
  • Düzünden
  • Portreler
  • Her Boydan
  • Güle Güle - Seslerin Sessizliği

  • Canfeda
  • Çok Bi Çocuk
  • Rengahenk
  • Ölüm ve Oğlum
  • Gökyokuş
  • Yazma
  • Sevgi Duvarı

  • Ben ve Bizimkiler
  • Gece Vardiyası
  • Gezintiler
  • Seke Seke
  • Alavara
  • Maaile
  • Benim Öfkem Gecelerin Beyidir

  • Yazma - Sevgi Duvarı
  • Can'dan Yazılar 2
  • Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş
  • Şiir Alayı
  • Gökyokuş / Kuzgunun Yavrusu
  • Gece Vardiyası Albümü
  • Kısa Devre

  • Düzünden Düzyazılar 1
  • Portreler

Can Yücel Alıntıları - Sözleri

  • • Ne sen ne ben sevgilim Öldükse ölümden değil Sevişmenin acından (Rengahenk)
  • Keşke kendini bırakıp gitse insan; ama olmuyor... (Ben ve Bizimkiler)
  • Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı, belki de kalp göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer... (Portreler)
  • Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu… (Mekanım Datça Olsun)
  • Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum! (Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş)
  • ..... Bu ara kendimi toprağa çok yakın hissediyorum O kadar seviyorum ki toprağı İçine giresim geliyor. (Portreler)

  • Gitmek istiyorsa, bırakacaksın gitsin. Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olsun ister misin? (Düzünden)
  • Dünya gözlerimi kendi ellerimle örttüm Değdi yorgunluğuma Bi ölüm kaldıydı onu da gördüm Beni pişman etmedi doğduğuma (Portreler)
  • Son yıllarda daha da yaygınlaştı, eli-yüzü düzgün üç-dört dize düzen bazı arkadaşlar, kendilerini Almanca telaffuzuyla GOETHE sanıyorlar ki çok da haksız değiller... (Alavara)
  • Hatırım sordular karşı masadan Yuvarlanıp gidiyoruz dedi cesedim (Canfeda)
  • Bir derin uykudaydım ölümün içinden Açtım ki gözlerimi Bir suyun gölgesi gibi Kendisi adeta bir suyun Ayakucunda sen oturuyorsun Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum! (Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş)
  • Şu dar çerçeveden dünyaya bakmak bir âlem. Tam tamamına bir Devr-i Âlem. (Maaile)
  • Nereydi gittiğim o? Nereydi geldiğim o? Adlardan anılar Anılardan adalar Sonlardan sanrılar (Alavara)

  • “Bir insan görünce insan oluyorum Bir ağaç görünce ağaç Bir çocuk görünce çocuk Bir kadın görünce erkek Bir faşist görünce kahroluyar kahrediyorum insanlığın en amansız lüveri Şiirle” (Gezintiler)
  • “Sazımın tellerinde geziniyorum dünyayı Düzen tutmuyor” (Gezintiler)
  • Çok çektik onların çilesini Gördük kaplanı, gördük sırtlanı, Gördük domuzunu, hergelesini. Tıkınmak topunun dini imanı. Kiminin eh, az fenaymış huyu! Bakma hepsi aynı bokun soyu! Ne fark eder ne cins çizme, Bastıktan sonra ümüğüne! Anlatabildim mi derdim? Aramızda kalsın lakin; Efendi istemiyoruz gayrı, İstemiyoruz efendim! Bertolt Brecht (Her Boydan)
  • Bir sözsün sen işitilmedik bir söz Bir gözsün görülmedik bir göz. (Gece Vardiyası)
  • Biz bu dünyayı değiştireceğiz . (Maaile)
  • ... Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu... (Mekanım Datça Olsun)
  • Geceleri onun seyrettiği yıldızları seyrediyorum. (Mekanım Datça Olsun)