Seviyordum Sizi - Aleksandr Puşkin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Seviyordum Sizi kimin eseri? Seviyordum Sizi kitabının yazarı kimdir? Seviyordum Sizi konusu ve anafikri nedir? Seviyordum Sizi kitabı ne anlatıyor? Seviyordum Sizi kitabının yazarı Aleksandr Puşkin kimdir? İşte Seviyordum Sizi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Aleksandr Puşkin

Çevirmen: Ataol Behramoğlu

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9789754588279

Sayfa Sayısı: 126

Seviyordum Sizi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Aleksandr Puşkin (1799-1837); Topu topu 38 yıl süren ömrü komploya çok benzeyen bir düelloyla son bulduğunda Puşkin, çoktan ulusal Rus şiirinin dâhi kurucusu olmayı başarmıştı. 

Elinizdeki kitaptaysa, "Kuran'a Öykünmeler"den Yevgeni Onengin'e, günümüzü de etkilemeyi sürdüren bu büyük şairin şiirinin tüm cepheleri yetkinlikle temsil edilmektedir.

Ataol Behramoğlu (1942): Şiirimizin son 40 yılındaki en önemli toplumsalcı ozanlardan biri olmanın yanı sıra, Puşkin'den Çehov'a, Lermontov ve Turgenyev'den Çağdaş Rus Şiiri Antolojisi'ne çeviri edebiyatımızın da en yetkin adlarından biridir.

Seviyordum Sizi Alıntıları - Sözleri

  • İçimizde uzak gökyüzünün, uzak ülkelerin özlemi
  • “Kederle kaplı ruhum, Acı bir zevk buluyor onda.”
  • Neden böbürlenir ki insanoğlu? Dünyaya çıplak geldiğinden mi, Ömrünün kısalığından mı, Güçsüz doğduğu, güçsüz öleceği için mi?
  • Hüzünlüyüm, Nina: Yolum can sıkıcı...
  • geçen her saat alıp götürüyor yaşamdan bir parça daha ...
  • “Ey, can attığım sınırı benliğimin! Ne kadar çok senin kıyılarında Dolaştım, sessiz ve başım dumanlı, Gizli bir kararın hüznü ruhumda.”
  • ”Ne kadar hoşsunuz!” derken dudaklarım, “Seni nasıl seviyorum!” diyor kalbim…
  • Seviyordum sizi ve bu aşk belki İçimde ,ki sönmedi bütünüyle; Fakat üzmesin sizi artık bu sevgi; İstemem üzülmenizi hiçbir şeyle.
  • Bekleyin, yitirmeden gururlu sabrinizi Boşa gitmeyecek acılı çabanız Ve düşüncelerinizin yüce amacı
  • Ben , yorgun kiracısı yeryüzünün...
  • Umudun azabıyla beklemekteyiz
  • Ve yürek çarpıyor bir esrimeyle , Ve yeniden canlanıyorlar onda Tanrısallık da , esin de , Yaşam da , göz yaşı da , aşk da .
  • Dağıldı şölenleri gençliğin, Uyku gibi, sabah dumanı gibi;
  • O merhametlidir: ışıklı Kuran'ı Açtı peygamberi Muhammed'e, Akalım bizler de aydınlığa doğru, Ve kalksın gözlerden perde.
  • “Dünyada mutluluk yok, fakat dingin ve özgür olunabilir. İmrenilecek bir yazgı düşlüyorum nicedir”

Seviyordum Sizi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Puşkin'in topu topu 38 yıl süren ömrü, komploya çok benzeyen bir düelloyla son bulmadan 21 yıl öncesinden başlayıp 1 yıl öncesinde biten; aşk, tutku, özgürlük, doğa, tarih dolu 126 sayfalık bir serüvene çıkmış olmaktan şeref duyarım. Rus ve Etiyopya aristokrasisine mensup aile bireyleri, Tsarskoye Selo'daki imrenilesi eğitim, Fransız yazarlar, bunların hepsi Puşkin'i bir "Kehanet Çocuğu" yapar zannedilse de masal anlatan bir dadının, Arina Rodionovna'nın, yanında halt yemişler. Puşkin; sahte, cafcaflı bir sosyete yerine dadısının doğal, büyülü gerçekçi halkçı-köylü ortamını benimsemiş; saraydan saraya süzülmek yerine tezek yakan köylülerin sesi olmaya karar vermiştir. Tabii başta hükümete kurbanlık dana misali 7 cengaver gücünde girmeye çalışan Puşkin; sürgün, gerici zihniyet, destekçi kaybı gibi nedenlerden ötürü iyice yalnızlaşıyor ve ölümünün önsezilerini yansıtan, ölümden kaçmaya çalışan şiirler yazmaya başlıyor. Puşkin'in şiirlerinde özgürlük teması çok hakimdir. Yaşadığı siyasi dönem Napolyon sonrasına denk geldiğinden ötürü çok otokratik ve despot bir yönetim mevcuttu. Bunun yanı sıra deniz motifi de neredeyse her şiirinde görülür. Deniz motifini ben "Özgürce akmak, sonsuz bir mezarlık (Deniz'e şiiri), yalnızca Puşkin'in gittiği yolda onun gittiği şekilde gidenlerin onu anlayabilmesi (Puşkin şiirlerinde yelken açıp deniz yolculuğu yapar) şeklinde yorumladım. Ayrıca minik bir ay motifi de var. Yalnız ve parlak, yalnız ve özgüveni olan Puşkin'i temsil ediyor. Bu incelemede kitabın ne kadar güzel, harika, mükemmel, hisli olduğundan vesaire bahsetmek yerine hoşuma giden ya da anlamlı olduğunu düşündüğüm şiirlerin kendimce çıkardığım anlamlarını paylaşmak istiyorum. Çaadaev'e: Çaadaev, Dekabrist bir yazardır. Dekabristler de Çarlık rejimine karşı olan bir topluluktur. Puşkin'in arkadaşına "Rusya uykusundan silkinip kalkacak/Ve yıkıntılarına mutlakiyetin/Yazacaklar adlarımızı!" dizeleriyle biten bir şiir ithaf etmesi, dahası bu Dekabristlerin bu şiirden 7 yıl sonra mutlakiyet rejimini bitirmek için silahlı ayaklanmaya kalkması çok enteresan. Yeniden Doğuş: Düpedüz bir hükümet eleştirisi. "Barbar sanatçı, dahinin tablosunu/Karalıyor özensiz bir elle." cümlelerinden çıkan anlam Çarlık rejimi  (barbar sanatçı), Puşkin'in (dahinin) tablosunu karalıyor (şiirlerine sansür getiriyor). Zaten Kafkasya sürgününden sonra Puşkin'in şiirleri Çarlık tarafından bizzat sansürlenmişti. Köy: Puşkin aslında son dönem şiirlerinde yalnızlık, minimalist yaşam temasını yansıtsa da erken dönemde bu şiiri yazması ilginç. Halkçı fikirleriyle bir tereddüt yaşıyor sanırım, samimiyeti devam ediyor ama "Eğitimsiz kalabalığın mırıltısına kulak asmamayı" öğrenmiş. Tutsak: Puşkin, bir kuş üzerinden kendini gösteriyor. "Beslediğim genç kartal, avluda/Altında parmaklıkların çırpıyor kanatlarını/Gagalarken kanlı bir yiyecek parçasını/Gagalıyor ve fırlatıyor, gözleri pencerede." Dizeleriyle bir kartalın gücünü parmaklıkların sunduğu yarı özgür hayatın dizginleyemeyeceğini, bir kartalın minik bir yemek parçasını hak ettiğini düşünmeyeceğini ve bununla yetinmeyeceğini söylüyor. Aslında kapitalizm karşıtlığının da bir timsali olabilir. Yaşam Arabası: Ahmet Haşim'in "Merdiven" şiirinde hayatı merdiven basamaklarına benzetmesi gibi Puşkin de hayatı bir günlük araba yolculuğuna benzetmiş. Doğduktan sonra hıphızlı büyüme isteği ("Sabahleyin bineriz arabaya/.../Bağırırız: Haydi sür!"), orta yaş döneminde yavaşlama, yaşlanmama isteği ("Fakat öğlenleyin biter o atılganlık/.../Bağırırız: Daha yavaş, salak!"), yaşlılık ve o sonsuz uykuya dalma ("İlerleriz uyuklayarak barınağımıza doğru") alegorik bir şekilde anlatılmış. Kuran'a Öykünmeler: İlk dörtlükte birçok şeye yemin edildiğine (tek ve çift, kılıç ve haklı savaş, sabah yeli, akşam duası vs.) vurgu yapmış. Beşinci şiir birinci dörtlükte Kuran'daki göğün havada kalması gibi fizik ve astronomiyle zıt düşer gibi görünen şeylere bir gönderme yapmış. Fizikle örtüşmediğini, ama çok şiirsel ve gözüpek yazılmış olduğunu söylüyor. Ayrıca Kuran meali okur gibi hissettim: Peygamber'e hitap, kadınların iffeti, İslam savaş hukuku gibi birçok konudan bahsedilmiş. Sonlara doğru bir gezgin hikayesi anlatılıyor. İsrafil'in sura üflemesi gibi bir yanıp yıkılma ve yeniden canlanma örnekleri var. Kitaptaki favorim kesinlike bu bölümdü. Bir Ortodoks'un İslam'ı Müslüman gibi anlatması beni hayran bıraktı. Gram düşmanlık yoktu. Öğüt: "Keneler ve sivrisinekler/Çevrende uçuştuğunda gazete kalabalığıyla/.../Kızmak da boş, fakat kaldır elini ansızın/Ve şimşek gibi bir yergiyle ez onları!" dizeleri bana üç çeşit anlam çıkarttırdı. Burada kene ve sivrisinekleri Rus halkına da benzetebilirsiniz, devlet onları elini kaldırıp komut vererek eziyordur. Ya da devlet erkanına benzetebilirsiniz, halkın kanını emen, sömüren bir hükümet. Halkı devlete karşı ayaklanmaya çağırıyor olabilir Puşkin. İyice detaya girmek isterseniz de "gazete kalabalığıyla" "sözüne yoğunlaşırsınız. Kene ve sivrisinekler haber manşetleridir, yazarlar da yergiyle onlara karşı çıkar. Stenka Razin Üstüne Türküler: 1670-1671 yılları arasında ayaklanan Don Kazaklarından Stenka Razin'i ve onun isyanını tarihi gerçekliğe yüzde yüze yakın bağlı kalarak anlatmış. Wikipedia'dan Stenka Razin'i araştırmak gerek ama. Epik bir anlatım var elbette, ama cengaverlik abartılmamış. Tam bir Puşkin şiiriydi. Bülbül ve Gül: Bir bülbülün bir güle sırnaşmasına rağmen gülün bülbülü umursamadığı gibi bir erkeğin bir kadına flört etme amacıyla gelmesine rağmen pas verilmemesini anlatıyor. Aslında bunu paylaşma sebebim şuydu: Bu dizeleri yazan Puşkin ise Natalya'nın peşinde köpek olan ve zorla evlenen adam kim? Ağır bir çelişki var. Seviyordum Sizi: Nahif, Ortaçağ'dan devralınmış Yeniçağ aşkını anlatıyor. Ancak aşkın toplumsal bir mesele haline gelmeye başladığını görüyorum. Shakespeare, Byron gibi yazarların eserlerinde aşk iki kişi arasında gerçekleşir, kalan herkes ya bu iki kişiyi ve yalnızca onların arasında geçebilecek hissi müdafaa eder ya da mani olmaya çalışır. Puşkin toplumun sesi olsa da destekçi istemiyor, olanı kabul ediyor, bir kadının yalnızca bir erkekle sonsuza dek olması gerektiği anlayışına karşı çıkıyor. İnsanlar diğerinin mutluluğuyla mutlu olabilir diyor ve aşk için ölüp bitilmez, hayat devam ediyor demeye getiriyor. Puşkin'in ölümden kaçma çabasını önceden belirtmiştim. Ve tabii ki sevdiği kadına "Siz" diyişi de ona yabancılaştığının bir belirtisi zaten. Ben İnsanüstü Bir Anıt Diktim Kendime: Özgüvenini yitirmemiş, ileri görüşlü ve ölümünden bir yıl önce bile Çarlık karşıtı. İnsan bunu okuduğunda düellonun bir komplo olduğuna ya da Puşkin'in görevini tamamladığını düşündüğüne, ölmeye gittiğine kanaat getirebiliyor. Çünkü insanların onun şanını devam ettireceğini düşünüyor ama bunu o canlıyken yapamıyorlar sansürler ve Çarlıktan ötürü. Puşkin bir anıt dikmedi aslında, dükkan açtı. Gogol, o dükkanda palto sattı; diğer tüm ünlü Rus yazarlar da o paltolardan satın alıp giydi. Tüm dünya da Puşkin dükkanının ne kadar kaliteli olduğundan bahsetti, sıcaklığını içinde hissetti. Благодарю! cerenerpek distopikokur (Enis)

Şiirden anlamayan biri olarak Puşkin'in de kendi deyimiyle "Ben insanüstü bir anıt diktim kendime..." lafına sonuna kadar katılıyorum. Cesur bir şair, cesur bir aşık öyle ki bir düelloda can vermiş. Kuran'a öykünmeler kısmına ise bayıldım diyebilirim. Daha önce Kur-an'ı Kerim meali okumuşsanız hangi düşüncede olursanız olun Puşkin'in arapça olan Kuran'ı dönemin rusça şiiri biçimine nasıl başarıyla soktuğununun farkına varır ve takdir edersiniz. Çarlık rejimine olan eleştirilerini, Kazakların arasında mutlulukla geçirdiği sürgün yıllarını, Stenka Razin olarak bilinen ve 1600lü yıllarda yaşamış, çarlık rejimine başkaldırması sonucu idam edilmiş Kazak liderine olan hayranlığını dile getirmesini, bir aristokrat olarak sayılırken alt tabaka diye nitelendirilen köleleri, köle ırklarının hakkını savunmasını sade bir şiir dili kullanarak anlatmasını da sevdim. Alabileceğim maksimum verimi aldım. Ki bu kitaba başlamadan önce amacım sadece dönem, şair ve Rusya'nın siyasi tarihi hakkında belki bir kaç fikir oluşturmaktı kafamda. Aynı zamanda Kazıklı Voyvoda olarak bilinen, vampir dizi, filmlerine konu olan Dracula efsanesinin esin kaynağı, osmanlıda Fatih Sultan Mehmet'le öğrenim görmüş daha sonra aslında kazığa oturtmak gibi işkence yöntemlerini kullanarak osmanlı askerleri dahil yirmi binden fazla insan öldürmüş cani lideri de tanımış oldum daha ne olsun efendim. (şahsenem)

Seviyordum Sizi: Merhaba... Şiir severler buraya. Puşkin öldüğünde 38 yaşında idi. O, içinde bulunduğu topluluğun değer yargılarına karşı gelmiş ve oyunun kuralını bozmuş biridir. Şairin genç yaştaki ölümü üzerine, bir başka düelloda ölecek olan, bir başka büyük şair Lermontov da bunu ifade etmiş ya: "O başkaldırdı yargısına sosyetenin ve öldürüldü! " Bu dizeler bana biraz da Renoir'ın "Oyunun Kuralı" filmini anımsatır. Başka bir zamanda, başka bir topluluk içerisinde, alışılagelmiş kurallara aykırı davrandığı için yine başka bir kahraman daha ölür. Film de olsa bu acı hakikat hiçbir yerde değişmez. Maalesef, düzenler hisli insanların içinde barınabileceği şekilde yaratılmamıştır. Aşk, onur, dürüstlük, tevazu ve ne kadar iyi duygu varsa , hangi düzen içerisinde olursa olsun, pul kadar değeri olmayan şeylerdir. Şair ise gerçek bir aşıktır. Tutkuludur, onurludur, icabında ölüme gider... Bu sebeple sosyetenin değer yargıları ona göre değildir. Sineye çekemez bazı şeyleri... Alaycı bakışlar altında yaşamaktansa, ölmeyi yeğler. Ve maalesef o hikayelerinde sürekli bahsini ettiği düello denilen, onur vuruşmasının kurbanı olur. Tutkuyla sever fakat bir taraftan da onuru elvermez aşağılık davranışlarda bulunmaya. "Seviyordum sizi" derken, asla ikinci defa kapısını çalmayı düşünmez. Son sözleridir bunlar, sevdiği kadına. Kötü sözler etmez arkasından, hislerine karşılık alamadığı için. Bir daha rahatsız da etmez. "Dilerim bir başkasınca da böyle sevilin." der ve yoluna devam eder, kırılmış kalbiyle... (Şiir Ceketli Adam)

Kitabın Yazarı Aleksandr Puşkin Kimdir?

Aleksandr Puşkin (Rusça: Алекса́ндр Серге́евич Пу́шкин; 6 Haziran 1799 - 10 Şubat 1837), Rus şâir ve yazar. Rusya'nın "ulusal şâir"i ve modern Rus edebiyatının kurucusu olarak kabul edilir.

Yaşamı

Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, 6 Haziran 1799'da Moskova'da doğdu. Babası Sergey Lvoviç Puşkin, soylu bir ailenin ilk çocuğudur. Annesi Nadejda Osipovna Hannibal'in büyük dedesi Etiyopyalı Abraham Petroviç Hannibal, Rus Çarı I. Petro'nun vaftiz oğlu ve çarlık ordusunda seçkin bir subaydı. Puşkin, soylu bir ailenin üyesiydi. Annesi ve babası eğitimli insanlardı. Puşkin, ilk bilgilerini Fransız mürebbiyelerden edindi. Henüz sekiz yaşındayken Fransızca ve Rusça öğrenmişti. 11 yaşına geldiğinde özgürlükçü ve hicivci yazarlarını beğendiği Fransız edebiyatından etkilenerek Fransızca şiirler ve güldürüler yazmaya başlamıştı.

Döneminin tanınmış şair ve yazarları, Puşkin'in evine gelip gidenler arasındaydı. Ancak hiçbiri geleneksel Rus masalları anlatan, Rus türküleri söyleyen dadısı kadar Puşkin'i etkilememiştir. Yaşlı dadısı Arina'nın anlattıklarının, Puşkin'in çocuk rûhunda önemli izler bıraktığı düşünülmektedir. İleride Rus halk şiiriyle, masallarla, konuşma dilinin deyimleriyle ve anlatım özellikleriyle tanışıklığını dadısın ve anneannesi Mariya Hannibal'a borçludur.

Şiire başlaması

Puşkin, on iki yaşına geldiğinde, aristokrat aile çocuklarına yönetime hazırlamak için Rus Çarı I. Aleksandr'ın Tsarskoye Selo'da (Çarın yazlık köyü) açtırdığı okula yazdırıldı ve bu okuldaki altı öğrenim yılı boyunca, tıpkı okulun diğer öğrencileri gibi, Petersburg'a gitme izni verilmeden dış dünyadan kopuk bir şekilde eğitim gördü.

Şairlik yeteneğiyle arkadaşları arasında sivrildi. İlk şiiri "Şair Dost'a" (1814) Nikolay Karamzin'in Avrupa Habercisi dergisinde yayımlandı. Puşkin'in lise yıllarında yazdığı şiirlerinde gerçekçilik eğilimi açıkça göze çarpmaktadır. O dönem şiirinde kullanılmayan kaba ve gündelik sözcükleri kullandığı şiirleriyle Gavrila Derjavin'in dikkatini çekmeyi başardı.

Artık ünlü bir şair sayılmaya başlayan Puşkin, Çar Köyü Lisesi'ndeki eğitimini 1817'de tamamladıktan sonra Petersburg'a giderek Dışişleri Bakanlığında çalışmaya başladı. Bu arada birçoğu yasaklanan özgürlükçü şiirleri ve taşlamaları, bu sıralarda halk arasında yayılmıştır. Rus edebiyatında ilk kez, şiir halk tarafından hayranlıkla karşılanmıştı.

Puşkin, bu sırada Rus Çarı I. Aleksandr tarafından Kafkasya'ya tayin edildi ve burada ünlü Kafkas Esiri ve Bahçesaray adlı destanlarını yazdı. Gerçeği olduğu gibi aktarmayı tercih eden Puşkin'in eserlerinde ne klasik şiirin kuralcılığı, ne de Romantizm'in etkileri belirgin bir şekilde öne çıkıyordu.

Sürgün yılları

Kafkasya'dan dönen Puşkin'in Rusya'daki askeri yönetime karşı oluşundan dolayı dört yıl süreyle başkente girmesi yasaklandı ve ailenin sahip olduğu Mihaylovskoye köyünde yaşamak zorunda bırakıldı. Hükûmet tarafından oğlunu gözetim altında tutmakla görevlendirilen babası da görevini yerine getirmişti.

Yirmi dört yaşındaki Puşkin, bu sürgün döneminde, yedi yıl sonra tamamlayacağı Yevgeni Onegin adlı romanını yazmaya başladı. Çingeneler, Peygamber ve Boris Godunov adlı önemli eserlerini de yine bu sürgün yıllarında yazdı. Bu yıllarda ülkesinde süregelen özgürlük mücadalesi dışında Yunan İsyanı ve İspanya ile İtalya'daki mutlakıyet karşıtı hareketleri yakından takip etti.

1820-1824 yılları arasındaki sürgün döneminden sonra Rus Çarı I. Nikolay tarafından Moskova'ya çağrılan genç şairin kaleminden çıkan her şey, artık çarın sansüründen geçecektir. Polis baskınları ve aşk serüvenleri ise Puşkin'in yaşamının ayrılmaz parçaları olmuştu.

Evliliği

Puşkin, bir baloda yüksek rütbeli ve emekli bir memurun kızı olan Natalya Gonçarova ile karşılaştı ve bu genç kıza aşık oldu. Puşkin, Natalya'ya evlenme teklif etti; Natalya ise şairin evlenme teklifini belirsiz bir tarihte cevaplamak üzere cevapsız bıraktı. Puşkin, bu durum karşısında umutsuzluğa kapılmış ve Moskova'dan uzaklaşmak istemişti. Bu nedenle, 1829'da, bir gözlemci olarak Rus ordusuna katıldı ve Osmanlı topraklarına geldi. Sonradan yazdığı "Erzurum Yolculuğu" adlı eserinde seyâhat izlenimlerini anlatan Puşkin'in, daha başka birçok eserinde de Erzurum'dan aldığı esinlerin izlerini bulmak mümkündür.

Moskova'ya dönen Puşkin, Natalya'ya evlenme teklifini yineledi. Uzun çekişmelerden sonra Natalya'nın ailesini de ikna etmeyi başardı ve sonunda nişanlandılar. Bu evliliği istemeyen Natalya ise bu duruma kayıtsız kaldı. Natalya'nın bu olumsuz tutumu, ilişkilerinin sonuna kadar da bu şekilde devam etti.

Puşkin'in eşi Natalya Gonçarova

Bitmek bilmeyen soruşturmalar ve yasaklamalar yüzünden rahatsız olsa da, Puşkin yazmaya devam etti. Yevgeni Onegin, Don Juan, Veba Sırasında Ziyafet gibi manzum trajedyalarını ve Dubrovski, Maça Kızı gibi önemli eserlerini bu dönemde kaleme aldı. Gogol ile olan arkadaşlığı da bu döneme rastlamaktadır. Öyle ki, Gogol'a ünlü Ölü Canlar romanını yazma fikrini Puşkin'in verdiği söylenmektedir.

Ölümü

Bu dönemde hayatına George Charles d'Anthès adında biri girdi. Puşkin, kendisine yazılan birkaç imzasız mektup aracılığıyla, d'Anthès adındaki bu Fransız'ın karısı Natalya Puşkin'e kur yaptığını öğrendi. 1837'de d'Anthès'i düelloya çağırdı. 27 Ocak 1837'de St.Petersburg yakınında Kara Dere'nin bir köşesinde düellonun yapılmasına karar verildi. Puşkin'in şâhidi arkadaşı Danzas'tı. Düelloda kullanacağı silahı almak için gümüşlerini sattığı iddia edilmektedir.

Düelloda Puşkin tarafından omzundan yaralanan d'Anthès, Puşkin'i karnından yaralamayı başardı. Büyük bir soğukkanlılıkla iki gün boyunca can çekişen Puşkin, şubat ayında bir öğleden sonra hayata gözlerini yumdu.

Şâirin ölüm haberi duyulunca evinin önünde toplanan halk, Yevgeni Onegin'in son baskısını tüketti. Şairin ölümü üzerine başlayan huzursuzluk, neredeyse hükümete karşı bir ayaklanma noktasına geldi. Olayların kontrolden çıkmasından çekinen polis, bir gece yarısı şairin tabutunu gizlice kiliseden aldı ve Mihaylovskaya köyüne götürerek toprağa verdi.

Hakkında Gogol'un “Puşkin, olağanüstü bir olaydır.” ve Dostoyevski'nin de daha mistik bir tavırla “Puşkin, bize gelecekten haber veren bir ermiştir.” dediği Puşkin, modern Rus edebiyatının oluşmasına en büyük katkıda bulunan edebiyatçı olarak kabul edilir. Puşkin, klasik Batı edebiyatını ve Rus halk ruhunu sentezleyerek, Rus edebiyatında “gerçekçilik akımı”nı başlatan öncü bir isim olmuştur.

Aleksandr Puşkin'in düello günü uğradığı son yer, Peterburg Nevski Prospekt'de Wolf's şekercisidir (şimdiki Cafe Litteraturnia). Bu cafede Puşkin'in balmumundan bir heykeli bulunmaktadır.

Eserleri

Ruslan i Lyudmila – Ruslan ve Ludmila (1820) (şiir)

Kavkazskiy Plennik – Kafkas Esiri (1822) (şiir)

Bakhchisarayskiy Fontan – Bahçesaray Selsebili (1824) (şiir)

Tsygany, – Çingeneler (öyküsel şiir) (1827)

Arap Petra Velikogo – Büyük Petro'nun Arabı (tarihsel roman, bitirilmemiş) (1828)

Poltava (1829)

Küçük Trajediler (1830)

Boris Godunov (1825) (dram)

Papaz ve uşağı Balda'nın hikâyesi (1830) (şiir)

Povesti Pokoynogo Ivana Petrovicha Belkina – İvan Petroviç Belkin'in hikâyesi (5 kısa hikâyeden oluşur: Atış, Kar Fırtınası, Cenazeci, Menzil Müdürü ve Bey'in Kızı) (1831) (düzyazı)

Çar Saltan Masalı (1831) (şiir)

Dubrovsky (1832-1833, yayınlandı1841, roman)

Prenses ve 7 Kahraman (1833, şiir)

Pikovaya Dama – Maça Kızı (hikâye) (1833) daha sonra operaya uyarlanmıştır.

Altın Horoz (1834, şiir)

Balıkçı ve Altın Balığın Hikayesi (1835, şiir)

Yevgeni Onegin (1825-1832) (şiirsel roman)

Mednyy Vsadnik – Bronz Süvari (1833, şiir)

Yemelyan Pugachev isyanının Tarihi (1834, düz yazı)

Kapitanskaya Dochka - Yüzbaşının Kızı (1836, düz yazı)

Kirdzhali – Kırcali (kısa hikâye)

Gavriiliada

Istoriya Sela Goryukhina – Goryukhino Köyü'nün Hikayesi (bitirilmemiştir)

Stseny iz Rytsarskikh Vremen – Şövalye Hikayeleri

Yegipetskiye Nochi – Mısır Geceleri (kısa şiirsel hikâye, bitirilmemiştir)

K A.P. Kern – AP. Kern'ne (şiir)

Bratya Razboyniki – Haydut Kardeşler (oyun)

Graf Nulin – Kont Nulin

Zimniy vecher – Kış akşamı

Puşkin'in birçok eserini filolog Metehan Mollamehmetoğlu Türkçeye çevirmiştir.

Aleksandr Puşkin Kitapları - Eserleri

  • Yüzbaşının Kızı
  • Seviyordum Sizi
  • Bakır Atlı
  • Aşk Şiirleri
  • Maça Kızı
  • Dubrovski

  • Gizli Günce
  • Boris Godunov
  • Poemalar
  • Erzurum Yolculuğu
  • İstasyondaki Görevli
  • Çingeneler
  • Byelkin'in Öyküleri

  • Öyküler
  • Ruslan ve Ludmila
  • Büyük Petro'nun Arabı
  • Pugaçev İsyanının Tarihi
  • Seçme Yazılar
  • Bütün Öyküler, Bütün Romanlar
  • Küçük Tragedyalar

  • Yevgeni Onegin
  • Bahçesaray Çeşmesi
  • Mısır Geceleri
  • Bütün Eserleri 2
  • Çar Sultan
  • Balıkçı ve Altın Balık
  • Qızıl Xoruz

  • Düello
  • Qafqaz əsi­ri

Aleksandr Puşkin Alıntıları - Sözleri

  • "Umudun sadece gölgesi bile kalsa, Tanrı aşkına, vazgeçmeyin." (Dubrovski)
  • …huzur arıyordu, Uyuşukluk ve keder bitirmişti onu (Ruslan ve Ludmila)
  • Şiirlerle ne anlatıyoruz ona? Gerçek en değerli şey bana. Düşünmeden derim : şirinsin herkesten Hep aynı şeyi söylerim ben. (Aşk Şiirleri)
  • "Bir şairle karşılaşmak her zaman hayırlıdır. Şair, dervişin kardeşidir. Onun ne vatanı vardır ne de dünya nimetlerinde gözü." (Erzurum Yolculuğu)
  • "İntikamdan, delilikten vazgeçer gibi vazgeçtim." (Dubrovski)
  • Bir tek aşktır soğuk ömrün neşesi, Bir tek aşktır acısı kalplerin: Bir anlık mutluluktur hediyesi, Oysa acısı dinmez çilelerin, Yüz kez daha mutludur gençliğinde O ânı havada yakalayabilen. Giz dolu bir mutluluğun önünde Çekingen güzelliğiyle boyun eğen. (Aşk Şiirleri)

  • Kitaplarımı kıskanırım ve okunması için herhangi birine vermekten hoşlanmam. Kütüphanem benim haremimdir. (Gizli Günce)
  • Hüzünlüyüm, Nina: Yolum can sıkıcı... (Seviyordum Sizi)
  • Ve tanıdım aşkı tüm benliğimle, Göksel sevinciyle Ve acı veren kederiyle…. (Ruslan ve Ludmila)
  • Ama n'eylersin ki, bende Böyle bir güç yok, biliyorum; Karar alındı: ferman sizde, Kadere teslim oluyorum. (Aşk Şiirleri)
  • Derin saygının yerini üstünkörü nezaket almıştı. (İstasyondaki Görevli)
  • "Gençlerin bağışlayacakları en son şey cesaretsizliktir. Gençler cesareti bütün insan erdemlerinin en başta geleni ve her kusurun mazereti olarak görürler." (Öyküler)
  • Ahlâk, eşyanın doğasındadır. (Yevgeni Onegin)

  • Nice aceleci olursan ol, Bir aşk randevusuna bile, Ve nice hayale dalarsan dal, Saklanıp gizleyerek kalbinde, Onunla buluştun mu, çekingen Durursun, elinde değil işte... (Aşk Şiirleri)
  • ...Ölümü dilemek mi delilik, Dona Anna? Deli olsaydım, yaşama tutunmayı dilerdim, Aşkın merhemini sürmek için yüreğinize; Deli olsaydım, pencerenizin altında beklerdim Gecelerce, serenaddan, uyku girmezdi gözünüze; Deli olsaydım, önünüze atardım kendimi Gizlenip sesizce acı çekmezdim... (Küçük Tragedyalar)
  • "Büyük bir kişinin düşüncelerini izlemek, çalışmaların en öğreticisidir." (Büyük Petro'nun Arabı)
  • Kitaplarımı kıskanırım ve okunması için herhangi birine vermekten hoşlanmam. Kütüphanem benim haremimdir. (Gizli Günce)
  • Daha iyisini bulursan unutursun beni, Daha kötüsüne düşersen ararsın beni (Yüzbaşının Kızı)
  • “Bırak bana prangalarımı, Kimsesiz, ıssız anılarımı, Hayalleri, hüznü, gözyaşlarını: Benimle paylaşamazsın onları.” (Poemalar)
  • Ne sıkıcı ezgilerine, ne ziyafetlerine, Ne de ihtiyacım var gölgeliklerine- Ne yemek yerim, ne de dinlerim, Bahçelerinin ortasında öleceğim! (Ruslan ve Ludmila)