Şevk Sarayı - Necib Mahfuz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Şevk Sarayı kimin eseri? Şevk Sarayı kitabının yazarı kimdir? Şevk Sarayı konusu ve anafikri nedir? Şevk Sarayı kitabı ne anlatıyor? Şevk Sarayı PDF indirme linki var mı? Şevk Sarayı kitabının yazarı Necib Mahfuz kimdir? İşte Şevk Sarayı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Necib Mahfuz

Çevirmen: Işıl Alatlı

Orijinal Adı: Kasru'ş-Şevk (قصر الشوق)

Yayın Evi: Hitkitap Yayıncılık

İSBN: 9789944198226

Sayfa Sayısı: 448

Şevk Sarayı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kahire Üçlemesinin ikinci kitabı Şevk Sarayında Ahmet Abdülcevat ve ailesinin hikâyesi devam ederken artık ikinci kuşağın, yani çocukların -Yasin, Kemal, Hatice ve Ayşe-yaşamı ağırlık kazanıyor. Yasin'in evinin bulunduğu Şevk Sarayı Sokağı'ndan adını alan bu ikinci kitabın arka planında 1920'lerin sonundaki Mısır ve Kahire de yerini koruyor.

Kahire Üçlemesinin birinci kitabı Saray Gezisi üzerine yazılanlar:

Necip Mahfuz Saray Gezisi'nde, her bir aile ferdinden etkileyici tiplemeler çıkarmayı bilmiş. Batı dünyasında ne ölçüde kavrandığını bilemiyorum, ancak bu ailenin, özellikle Ahmet Bey'in bizim toplumumuzda hâlâ bir karşılığı var. Din ve gelenekle modernleşme arasındaki gerilimin sürdüğü bir ülkede, elli yıllık gecikmesine rağmen Saray Gezisi hâlâ güncel.

Şevk Sarayı Alıntıları - Sözleri

  • Mesele hakikatin zalim olması değil, cehaletten kurtulmanın doğum kadar acı verici olması.Nefessiz kalana dek koş hakikatin peşinde.Kendini yeniden yaratmanın acısını kabullen
  • Diyelim hayat bir tradeji; rolünü buna rağmen oynamak görevin senin.
  • Gözləri açık yaşayacağına ant içmişken, mutluluğu ışık pahasına satın alabilir miydi? Kaygılı, ama canlı bir yaşamı, uyuşuk ve rahat bir yaşama tercih ederdi.O uykuya değil, uykusuzluğu seçmişti.
  • "Gerçekliğe tahammül etmekten yorgun düşen insan, huzuru kendi içinde ararmış."
  • Yaşam mutluluğu dışlamayan tek bir faaliyete indirgenemeyecek kadar derin ve kapsamlı,dedi Kemal kendine.Eğlencinin keyfine varabilirim ama amacım hala sarp dağlara tırmanmak
  • Mutluluk peşinde olan sizler...bilin ki, ben mutlulukla sıradan bir söz, yabancı dilde söylenmiş bir tümce, sessizlik, hatta yokluk vasıtasıyla tanıştım!
  • Ölümün korku uyandıran en menfur şey olmadığı gibi, yaşamın arzulanacak en muhteşem şey olmadığını öğretti bana. Yaşamın, bazı yönleriyle ölümden çok daha kaba ve itici; bazı yönleriyle de ölümsüzlüğü istetecek kadar yumuşak ve kucaklayıcı olduğunu öğrendim.
  • Her ne ise Baba, aralıksız zorbalığındır beni baskıya boyun eğmeye kolayca razı eden.
  • Şartlar bedeni baskı altına alabilirdi belki ama hangi güç ruha egemen ola bilirdiki?
  • Varoluşun sonsuzluk orkestrasında duyuluyor muydu kendi zayıf iniltisi?
  • "Spinoza diyor ki, zaman gerçek dışı; geçmişte kalan veya gelecekteki bir olayla ilgili tutkular anlamsız; söz konusu olayla ilgili olarak net ve belirgin düşünce geliştirebilirsek üstesinden gelebiliriz.”
  • Yıllar önce sen de baban gibi olacağını, onunki gibi bir kasaya sahip olacağını düşünmüştün. Artık hayallerinin arasında servet sahibi olmak yok ama manevi yolculuğuna çıkarken maddi kaygılardan arınmış olmayı istemez miydin? Yaşamın, sadece para kazanmaya adanması acınası bir durum!
  • Hiçbir şey acınası bir yaşamın etkilerini insan vücudu kadar net kaydedemez.
  • "Geçmişini kaybeden insan yolunu bulamaz."

Şevk Sarayı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Necib Mahfuz, Kahire üçlemesi serisinin bu ikinci kitabında, Ahmet Abdülcevat ve ailesini anlatmaya devam ediyor. Aradan yıllar geçmiş, aileye yeni üyeler katılmış. Aileden ve çevresindeki insanlardan maalesef ki gerek ölümler ve gerekse başka sebeplerden dolayı ayrılanlar olmuştur. Artık 1910 lu yıllar gerilerde kalmış, 1920 li yıllar yaşanmaktadır. Serinin bu ikinci kitabı olan Şevk Sarayının ilk üçte birlik bölümünde yazar, ailenin yıllar sonraki bu yeni şeklini özetledikten sonra, son üçte ikilik kısmında esas olaylara giriyor. Saray Gezisinde Ahmet Abdülcevat ön planda olarak tüm aile fertleri , geniş bir şekilde anlatılırken, Şevk Sarayında ağırlıklı olarak olaylar, Ahmet Abdülcevat, Yasin ve Kemal üzerinden kurgulanmaktadır. Diğer aile fertleri ve kişiler sadece gerektiği ölçüde anlatılmaktadır. Dönemin gelişen siyasi olaylarına ise daha nadir ve satır aralıklarında yer verilmektedir. Sonuç olarak, Şevk Sarayı da beğenerek okuduğum kitaplar arasında yerini aldı. Okunmasını da tavsiye ederim. (mehmet temiz)

This is the first book and first review of the February .Before going into details of the content of the book, I would like to know and ask you whether you read any book/novel or a poem written by Egyptian authors or poets .There are very well-written books , poems along with very great authors with some masterpieces in Egyptian literature but most of us more likely are not aware of them due to the low reputation and popularity in our own countries .For instance , if we don't count nagiub mahfouz for the time being , there are poets like Suzy Kassem and author like yasmin mogahed in Egyptian literature I believe that they are masters of their fields and they can flutter your hearts with their words .. In each book of the author , author seems like he has a grudge to the Egyptian society and always comes with a way of criticism.Particularly for the men . Hypocrisy is the main characteristic feature of men in Egypt from the author perspective .... In previous book ,sugar street,the author particularly focus on two characteristics of family member , the father (ahmet), fehmi (elder son).In this book,the author would like readers to see how the men in society from these two people's perspective.Ahmet is a person who seems very religious and conservative to his family but in reality , he is a person has a different lives for the day and the night He is a person who deceives his wife with someone else , drinks alcohol but when it comes to his own house , he support wise versa and emphasize the concept of the honour..Fehmi , elder son, is a very a nationalist and a person who strongly devotes himself to his friends' case or ideology...First book is being about those two . The second book ,which i just read is. A book observing the statement of "the pear doesn't fall away from its tree. . it is commonly about two other Family members , yasin and kemal .Yasin is a person doesnt consider how a woman feel when he cheat up his wife with other women so he always finds himself into a brothel . Kemal is a person who seems conservative and a person loving the poems due to his love for ayda but somehow he find himself advocating the Darwin's theory and also drinking alcohol in the brothel and the bars at the end. The author doesnt like his own society and always criticise them by depicting like this . to the author , men in ryptain Egyptian society are some men who don't have the dignity (Batuuuu)

Ortadoğu'nun Balzac'ı olarak tanınan ve 1988 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan ilk Müslüman yazar olan Necip Mahfuz'un 1956 - 1957 yıllarında yazdığı Kahire Üçlemesi adlı eserinin 2. kitabıdır Şevk Sarayı. Yine Ahmet Abdülcevat ve ailesinin hikayesi kaldığı yerden devam ediyor ancak bu sefer ikinci kuşağın yani çocukların yaşamı öne çıkıyor. Tabii arka planda 1920'lerin sonuna gelmiş Mısır ve Kahire'nin de durumunu o masalsı ve eleştirel anlatımıyla gözler önüne seriyor Necib Mahfuz. Kitaplardan Alıntılar : Mutsuzluğunun, sık sık rüyalarını takip eden koyu gölgesinin farkına varıncaya dek ne kadar zaman geçtiğini bilemedi. (Şevk Sarayı) Kendi içinde güzellik, kalbin acıyla sarsılması ve ruhun coşup deliler gibi cennetin peşine düşmesidir. Eğer becerebilirseniz, bana bundan söz edin. (Şevk Sarayı) Siyah gözlerinin sakin, yumuşak bakışında muhteşem bir şafak söküyordu sanki. (Şevk Sarayı) Karanlık geceler boyunca göz pınarlarım kurudu. Bana bakıyor olman, beni nasıl da mutlu ediyor... ve ne kadar da perişan! Tıpkı güneş ışıklarıyla tomurcuklanan yaşam gibi, bakışlarınla hayat buluyor, diriliyorum. (Şevk Sarayı) (Nihal Yurtseven)

Şevk Sarayı PDF indirme linki var mı?

Necib Mahfuz - Şevk Sarayı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şevk Sarayı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Necib Mahfuz Kimdir?

Necib Mahfuz, (Arapça: نجيب محفوظ) 1988 Nobel Edebiyat Öülü sahibi Mısırlı yazardır (11 Aralık 1911 - 30 Ağustos 2006). Nobel ödülü kazanan ilk müslüman ve tek Arap yazardır. "Ortadoğu'nun Balzac'ı" olarak tanınır. Hayatı Mahfuz, Kahire'nin Cemaliye bölgesinde 6 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Bir tüccarın oğlu olan Mahfuz, adını kendisini doğurtan Profesör Necib Paşa Mahfuz'dan aldı. 70 yıllık kariyeri boyunca 34 roman, 350 küsur kısa hikaye yayımladı. Kitaplarının çoğunda, hayatının tamamını geçirdiği ve Nobel ödülünü almak için bile ayrılmadığı Kahire'nin tarihi mahallelerindeki yaşamı; modern ve geleneksel yaşam arasında denge kurmaya çalışan sıradan insanları anlattı; pek çok kitabı Arap filmlerine konu oldu.

Edebiyata olan ilgisi, 1920'lerde Mustafa Lutfi el-Manfuluti'nin makale ve şiirlerini okumasıyla başlanıştı. Abbas Mahmud el-Akkad, Taha Hüseyin, İbrahim el-Mazini, M. Hüseyin Heykel, ilk dönemde kendilerinden en çok etkilendiği yazarlar arasındadır.

Yazı hayatına, 1928'de Selame Musa'nın çıkardığı el-Mecelle el-Cedide dergisinde yayımladığı değini yazıları ve öykülerle başladı. Kahire Üniversitesi'nde felsefe öğrenimi gören Mahfuz'un ilk romanı Abes el-Akdar 1939'da yayımlandı. 1957'de yazdığı Kahire Üçlemesi ile Arap edebiyatının tanınmış bir ismi oldu. Bu üçlemede Kahire'de yaşayan bir ailenin üç kuşağının 1. Dünya Savaşı ve 1952'deki Nasır darbesine kadar olan dönemde yaşadıklarını ve Mısır toplumunun değişimini anlattı.

Değişik kurumlarda çalışan Mahfuz, en son Kültür Bakanlığında müsteşar olarak görev yaptı. 1971'de söz konusu görevinden emekli olmasından sonra, el-Ahram gazetesinde yazar olarak çalışmıştır.

Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'a İsrail ile yaptığı barış antlaşmasında verdiği açık destekten ötürü birçok Arap ülkesinde kitapları yasaklandı. 1988 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldıktan sonra bu yasaklar kalktı.

1989 yılında Mısırlı köktendinci Ömer Abdülrahman tarafından hakkında ölüm fetvası çıkartılan Mahfuz, 1994 yılında Kahire'deki evinin önünde bıçaklı saldırıya uğradı. Saldırıdan yaralı kurtulan Mahfuz, sağ kolundaki sinirler zedelendiği için yazmakta büyük güçlük çekmeye başladıysa da ilerleyen yaşına rağmen edebiyattan kopmadı ve kısa hikayeler yazmaya devam etti.

2006 Temmuz'unda düşerek kafasından yaralandı. 30 Ağustos 2006 günü Kahire'de 95 yaşında vefat etti. Mahfuz, ülser, böbrek ve kalp rahatsızlıklarından mustaripti. 31 Ağustos 2006 günü Kahire'de devlet töreniyle uğurlandı.

Necib Mahfuz Kitapları - Eserleri

  • Midak Sokağı
  • Cebelavi Sokağı'nın Çocukları
  • Miramar
  • Hırsız ve Köpekler
  • Aşk Zamanı
  • Kahire Modern
  • Dilenci
  • Başkanın Öldürüldüğü Gün
  • Karnak Kafe
  • Düğün Evi
  • Kuştimur Kahvehanesi
  • Zamanın Hükmü
  • Saray Gezisi
  • Ezilenler
  • Yağmurda Aşk
  • Şeker Sokağı
  • Şevk Sarayı
  • Zaman ve Mekan
  • Muhterem Efendim
  • İbn Fattume'nin Seyahati
  • Aynalar
  • Nil Üstünde Gevezelik
  • Güz Yılgınlığı
  • Arayış
  • Başlangıç ve Son
  • Han El Halili
  • Nil'in Üç Çocuğu
  • Serap
  • Binbirinci Geceden Sonra
  • Esir Üniforması
  • Bıldırcın ve Sonbahar
  • Ara Sokak
  • The Dreams
  • Akhenaten: Dweller in Truth

Necib Mahfuz Alıntıları - Sözleri

  • Neydi yaşam? İnsanın kendini ölümle karşı karşıya buluncaya kadar istemeyerek oynadığı gelip geçici bir oyun! (Muhterem Efendim)
  • - Sence hayat nedir? - Ruhun maddiyata karşı verdiği savaş. - Peki ölümün bu savaştaki rolü nedir? - Ruhun son zaferidir. (Düğün Evi)
  • Mutluluklar felaketlerin çatlaklarında elmas gibi saklıdır (Midak Sokağı)
  • Hayat çorak bir çöl, o bir vahaydı. (Serap)
  • "Ölümün çok güzel ama habis bir şey olduğunu ; onsuz, hayatın hiçbir değeri olmadığını söyledi." (Aynalar)
  • Düşünmek, hareket etmek, hatta duymak istemiyorum. (Dilenci)
  • "Erkekseniz çıkarsınız!" (Cebelavi Sokağı'nın Çocukları)
  • Ah, ne zehirlidir şüphenin iğnesi! (Ezilenler)
  • "İslamiyet sizin dediğiniz gibiyse, neden yollar yoksullarla ve cahillerle dolup taşıyor?" Üzüntüyle cevapladı: "İslamiyet, bugün camilerde inzivaya çekilmiş, oralardan dışarı çıkamaz olmuştur. " (İbn Fattume'nin Seyahati)
  • Hepimiz ölüme sözde boyun eğiyorduk ama kalbimizde onu belirsiz bir zamana öteliyorduk. (Kuştimur Kahvehanesi)
  • Bizler gizemli yaratıklardık, sırlarını Yaradan'dan başka kimsenin bilmediği ve bilemeyeceği. (Muhterem Efendim)
  • "... kaderimde yaşamam yazılı olan cennetin bütün hazları ve cehennemin ıstırapları onda gizliydi..." (Hırsız ve Köpekler)
  • Düşünmek, anlamak onu ilgilendirmiyordu. Asıl amacı dünkü okuduklarıyla yarın konuşabilmekti.. (Han El Halili)
  • "Sadece acı, aşktan güçlüdür." (Başkanın Öldürüldüğü Gün)
  • Kontrolden çıkmış olan bu çılgınlık hali bir başkaldırıydı, Kahire'nin kendine başkaldırışı! Bu bir intihardı; Kahire'nin düşmanlarına yapmak istediği şeyi kendine yapmasıydı. (Güz Yılgınlığı)
  • "Kadın hayattır; onun varlığında Hakikat, tüm vakarıyla Ölüm ile taçlandırılır." (Muhterem Efendim)
  • "Allah'ım beni haksızlıktan ve ahmaklıktan uzak tut!" (İbn Fattume'nin Seyahati)
  • “Ne kadar çaresiz ve sefil yaratıklarız. Ülkemiz de acınası bir durumda, insanlarımız da.” (Midak Sokağı)
  • Bu hayattaki asıl mücadele gerçeklerle masallar arasında . (Yağmurda Aşk)
  • Beni daha da üzen, hayatımı değiştirmek için bir çıkış yolu bulamamaktı; kurtuluş ihtimali bile yoktu ufukta. (Serap)