Şiir Tahlilleri 2 - Mehmet Kaplan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Şiir Tahlilleri 2 kimin eseri? Şiir Tahlilleri 2 kitabının yazarı kimdir? Şiir Tahlilleri 2 konusu ve anafikri nedir? Şiir Tahlilleri 2 kitabı ne anlatıyor? Şiir Tahlilleri 2 PDF indirme linki var mı? Şiir Tahlilleri 2 kitabının yazarı Mehmet Kaplan kimdir? İşte Şiir Tahlilleri 2 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Mehmet Kaplan
Yayın Evi: Dergah Yayınları
İSBN: 9789759951269
Sayfa Sayısı: 128
Şiir Tahlilleri 2 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bugün bütün ileri Batı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de lise ve üniversite edebiyat dersleri metin tahliline dayandığı halde, ilmi usullere göre, öğretmenlere ve öğrencilere metin tahlilinin nasıl yapılacağını örnekleri ile gösteren bir kitap yazılmamıştır. Bu sahada ilk ciddi araştırmayı 1952 yılında yayımladığı Şiir tahlilleri (1) adlı kitabıyla Prof. Dr. Mehmet Kaplan vermiştir. Tanzimattan Cumhuriyete kadar yazılmış çeşitli şiir örneklerini inceleyen bu eser yayınevimiz tarafından basılmıştır.Prof. Dr. Mehmet Kaplan bu tahlil metodunu Şiir Tahlilleri (2), Cumhuriyet Devri Türk Şiiri'ne de uygulamıştır. Bu eser büyük bir ilgi uyandırmış, Cumhuriyetin 50. yıldönümü dolayısıyla yapılan birinci baskısı bir ay içinde satılmıştır. Cumhuriyet devrinde yetişmiş şairlerin yüze yakın şiirinin şekil, muhteva ve üslubunu, psikolojik, sosyal ve estetik bakımından ayrıntılı bir şekilde inceleyen bu eser, edebiyat öğretmenlerine ve öğrencilere hem metin tahlili metodunu somut örneklerle gösteren, hem de onlara Cumhuriyet devri Türk şiirini tanıtan ve sevdiren kitaptır...
Şiir Tahlilleri 2 Alıntıları - Sözleri
- Bir gemi yelken açtı hayal iklimlerine.
- Madem ki o iklime erişmeye imkân yok, Neden böyle vakitsiz enginlere çıkışlar?
- Hapse atılma, hatta idam edilme, sanatçıları düşüncelerini söylemekten alıkoymaz. Onların elinde kendilerini mahkum edenleri mahkum eden ölmez bir silah vardır: Sanat.
- ...sürat ve konfor dış aleme ait idraklerin teferruatını siler ve intibaları yumuşatır.
- O(Ahmet Muhip Dranas), insanı Tanrılara karşı bile övecek kadar "insaniyetçi"dir.
- Gül yaprağına döndü tekmesi düşmanların, Sunulan zehir değil, saplanan bıçak değil.
- OKTAY'A MEKTUPLAR Ankara 8/12/37-saat 21 Kış kıyamet Macar lokantasında yazıyorum İlk mektubumu. Oktaycığım Bu gece sana bütün sahoşların Selamı var.
- Sen faydalı nisan yağmuru gibisin Bereket ve huzur getirirsin şiire Ebediyet çığrını açtıran kadere Bu baharın ve bu gönlün sahibisin.
- Gel bulutsuz masallara yaslan Elimi tut büyüsün Yüzüme bak çalsın İçimdeki çalar saat Dönüş yollarında sarmaş dolaş Vapurlar geçsin aramızdan.
- Kendi ıztırapları içine gömülmüş insan, dış dünyayı bir tablo gibi seyredemez.
- Adam yaşama sevinci içinde masaya anahtarlarını koydu Bakır kaseye çiçekleri koydu Sütünü, yumurtasını koydu Pencereden gelen ışığı koydu Bisiklet sesini, çıkrık sesini Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu adam masaya Aklında olup bitenleri koydu Ne yapmak istiyordu hayatta işte onu koydu Kimi seviyordu, kimi sevmiyordu Adam masaya onları da koydu Üç kere üç dokuz ederdi Adam koydu masaya dokuzu Pencere yanındaydı, gökyüzü yanında Uzandı masaya sonsuzu koydu Bir bira içmek istiyordu kaç gündür Masaya biranın dökülüşünü koydu Uykusunu koydu, uyanıklığını koydu Tokluğunu, açlığını koydu Masa da masaymış ha Bana mısın demedi bu kadar yüke Bir iki sallandı durdu Adam ha babam koyuyordu
- Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor Seni aldım bu sunturlu yere getirdim Sayısız penceren vardı bir bir kapattım Bana dönesin diye bir bir kapattım Şimdi otobüs gelir biner gideriz Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat Durma kendini hatırlat Durma göğe bakalım
- ... bir deneydir aşk bütün sıkıntıların üzerine yemin ederim ki şarap aşkın soluğudur ... (Ercüment UÇARI)
- "Fısıldıyorum ışıklara Kaçırsınlar gözlerimi senden"
- Aşk, bir aldanış ve görünüştür.
Şiir Tahlilleri 2 İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tahlil Nasıl Yapılır: Şiir ile ilgilenen kimselerin Cumhuriyet dönemi Türk şiirine çok derin, geniş bir şekilde bakabilmesi için bu kitaptan yararlanması gerektiğini düşünüyorum. Çok yakından tanıdığınız şairlerin şiir dünyalarına inmenizin yanında çok fazla duyulmamış, bir şekilde arka planda kalmış olmasına rağmen çok başarılı şiirler yazan şairlerle de tanışmış oldum. Bununla birlikte şiire ciddi manada eğilmek isteyenlerin de mutkala incelemesi gerekir. Şiir hakkında, şairlerin dünyası hakkında, özellikle Cumhuriyet devri şiirin gelişim safhaları hakkında, önemli bir ismin kaleminde bilgi sahibi olabilirsiniz. Şairlerin çok bilindik şiirlerini daha yakından incelememizin yanı sıra şairlerin şiir anlayışları arasındaki benzerlik ve farklılıklarını da bir nebze keşfetmiş oldum. Şairlerin kendi içindeki gelişim ve değişimlerini öğrendim. Özellikle alanım olan psikolojinin de şiir tahlilleri yaparken nasıl kullanıldığını görmüş oldum. En önemlisi olarak; iyi şiir ve kötü şiirin bileşenlerini yani bir şiiri kötü ya da iyi yapan durumları daha iyi analiz etme fırsatı buldum. Şiirde dil ve üslup, muhteva(içerik), yapı, tema, gibi unsurların uyumlu olması noktasında az çok neler yapabileceğimi gördüm. Son olarak ben okurken her şairin tahlili bittikten sonra o şairi araştırıp, hayat hikayesini okumaya gayret ettim. Sizlere de şairlerin hayat hikayelerini okuyarak ilerlemenizi tavsiye ederim. Kitapta 71 şair ve şiiri incelenmiş, daha pek çok başarılı şairin olduğunu ama kitaba alamadığını belirtiyor yazar: "Kitabın hacmini büyütmemek için güzel veya dikkate şayan şiirler yazmış olan birçok şairin eserlerini malesef buraya alamadık" Ek olarak yazarın da belirtmiş olduğu üzere birçok başarılı şair de malesef kitap da yer alamamış; Cahit Zarifoğlu, Abdurrahim Karakoç, Can Yücel, Yavuz Bülent Bakiler, İsmet Özel, Cemal Safi, Gülten Akın, Sabahattin Ali gibi isimleri de görmek isterdim. Herkese okuduğunu içselleştirebildiği okumalar diliyorum (Samet KURT)
Şiir Tahlilleri 2 PDF indirme linki var mı?
Mehmet Kaplan - Şiir Tahlilleri 2 kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şiir Tahlilleri 2 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mehmet Kaplan Kimdir?
18 Mart 1915 tarihinde Eskişehir Sivrihisarda doğmuştur. Ortaöğrenimini Eskişehirde tamamladı. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeni Türk Edebiyatı asistanı, 1939′da lisans, 1942′de doktora, 1943de doçent, 1952de profesör oldu.
1958-1959da Erzurum Atatürk Üniversitesinde dekanlık ve rektör vekilliği görevlerinde bulundu. Kaplanın ilk yazıları 1930ların sonunda Gençlik, İnkılapçı Gençlik dergilerinde göründü. 1943-1946 arasında İstanbul dergisinde yayınlanan inceleme ve eleştiri yazılarıyla tanındı. 1947den sonra Hareket, Şadırvan, İstanbul, çağrı, Hisar, Türk Edebiyatı gibi dergilerde yazdı.
Önceleri incelemelerini metnin anlatım biçimine dayandırırken; daha sonraki yıllarda sanatçının kişiliği, biyografisi, psikolojisi gibi öznel etkenlerle metin arasında bağlantılar kuran bir yaklaşımla edebiyat tarihine yöneldi. Dilin yenileşmesi karşısında tavır aldı. Kaplanın yabancı dilleri: Fransızca, İngilizce, Almancadır. 23-02-1986 tarihinde aramızdan ayrılmıştır.
Mehmet Kaplan Kitapları - Eserleri
- Kültür ve Dil
- Şiir Tahlilleri 1 Tanzimat’tan Cumhuriyete
- Tevfik Fikret
- Nesillerin Ruhu
- Şiir Tahlilleri 2
- Hikaye Tahlilleri
- Sevgi ve İlim
- Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1
- Büyük Türkiye Rüyası
- Tanpınar'ın Şiir Dünyası
- Kültür ve Dil
- Edebiyatımızın İçinden
- Dönmeyi Düşünmediler
- Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken
- Yunus Bir Haber Verir...
- Diksiyon
- Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 3
- Türk Milletinin Kültürel Değerleri
- Oğuz Kağan Destanı
- Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 2
- Âli'ye Mektuplar
- Yavaş Yavaş Aydınlanan Tanpınar
- Köroğlu Destanı
- Dön Gel Geri
- Kalburdan Dökülen Masallar
- Doğumunun 100. Yılında Atatürk'e Armağan
- Atatürk Devri Fikir Hayatı 1,2
- Tevfik Fikret
Mehmet Kaplan Alıntıları - Sözleri
- Siyah açar güller ve siyah öter Ömrun gecesinde öten bülbüller (Tanpınar'ın Şiir Dünyası)
- milliyetçiliği dışa kapalılık diye anlamak yanlış bir görüştür. (Kültür ve Dil)
- Abdülhak Hamid, bir mektubunda "fazla güzellik" in bir kusur olduğunu söyler. (Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken)
- Gerçeği bütün ayrıntıları ile düşünmeyen hayalperestten korkunuz. O, sizi yarı yolda bırakır. (Sevgi ve İlim)
- Antik çağda, aktörler, geniş halk kitlesine uzaktan oynadıkları rolü belirtmek için yüzlerine maske takarlardı ve buna "persona" denirdi. (Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken)
- "Biz insanlar, şu etrafımızdaki cansız şeyler için ne biliyoruz? Yatak odalarımızın bir tarafında yahut baş ucumuzda duran şu komedin, içinde yattığımız şu karyola, üzerinde yemek yediğimiz masalar, duvardaki bir çerçeve, hülasa evimizi teşkil eden bu şeyler hakkında bilgilerimizin derecesi nedir? Galiba koca bir sıfır!.." (Hikaye Tahlilleri)
- Bütün medeni milletler, çocuklarının dillerini kendi kültür eserlerini bizzat okuyarak anlayacak bir seviyeye getirmek için çalıştıkları, lügat hazinelerini zenginleştirdikleri halde, bizde tam tersi yapılıyor. (Kültür ve Dil)
- En iptidai cemiyetlerden en ileri toplumlara kadar güzel söz söylemesini bilenler, kalabalıklara dünyayı şöyle veya böyle göstermişlerdir. Para babaları ve koltuk sahipleri kendilerini güçlü sanırlar ama tarihte pek çok örnek gösteriyor ki, bir memlekette kuvvetli bir fikir veya edebiyat akımı esmeye başladı mı, sarayları ve kaleleri temelinden sarsar. Sadece "hürriyet" fikrinin Fransız ihtilalinden sonra dünyada vukua getirdiği değişiklikleri hatırlamak kâfidir. (Kültür ve Dil)
- Anadolu Türk medeniyeti "Alp" tipi ile "Veli" tipinin ortak çalışması ile kurulmuştur. (Yunus Bir Haber Verir...)
- Türk gençlerine heyecan verici bir dava uğruna: "Gel öl!" deseniz ölürler. Fakat ciddi, sürekli ve metotlu çalışmaya gelemezler. (Büyük Türkiye Rüyası)
- Unutmayalım!: Motivasyon bulaşıcıdır. (Diksiyon)
- Tekerlemelerde mantık aramayınız. Tekerlemeler dilimizi ve beynimizi motorize ve sağlıklı düşünmeye zorlayan ses oyunlarıdır bunu unutmayınız. (Diksiyon)
- Büyük aksiyonlar ince duyguları yok eder. Ne Ahmed Cemil, ne Adnan bey hareket adamları değillerdir. (Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1)
- Artık şairin dört duvarı bizi alakadar etmiyor. Artık biz şairi odasına çekilmiş, saçlarını parmaklarına dolamış ve her akşam gölgeleri ve lambasıyla ağlaşan bir münzevi, çile dolduran bir derviş görmek istemiyoruz. Artık şair 'dört duvarın içinde kendisi için bir mahluk değil ' cemiyet içinde cemiyet için bir halık olmayı öğrenmelidir. (Tanpınar'ın Şiir Dünyası)
- Milletler de fertler gibi, ancak kendi kabiliyetlerine, inançlarına göre yaşamak ve gelişmek suretiyle şahsiyet haline gelirler. Biz ne kadar kendimize zorlarsak zorlayalım, coğrafyamızın, tarihimizin, kültürümüzün, dilimizin dışına tamamıyla çıkamayız. Eski bir fıkra, öküz olmaya özenen kurbağanın kendini şişirirken çat diye çatladığını anlatır. İlminde, hikmetinde ilk şartı, ❝kendini bilmek❞tir. Kendi varlığını unutarak başkası olduğunu zannetmek bir ruh hastalığıdır. (Büyük Türkiye Rüyası)
- Türkler yeniden doğma sırrına sahip olan nâdir milletlerdendir. (Yunus Bir Haber Verir...)
- mecnun çöl gecelerinde yıldızlara baka baka dünyayı, kendisini ve hatta leylâ'yı unutur da karanlığın içinde kaybolup gitmeyi arzular. (Edebiyatımızın İçinden)
- Bir milletin dilini bozdunuz mu, onun bütün kültür faaliyetlerini aksatmış, mazi ile olan alakalarını kesmiş, halihazırda cereyan eden fikir hareketlerini tam bir karışıklık içine düşürmüş olursunuz. Dili alt üst edilmiş bir millet, kendisini yaşatan an’anevî kıymetlerden mahrum kaldığı gibi, istikbâlini yaratacak olan içtimai bir fikir nizamı da kuramaz. Böyle bir cemiyette vâzıh, derin ve ince bir ilim ve tefekkür hayatı doğamaz. (Nesillerin Ruhu)
- Bugünkü Türk hikâyecilerinin birçoğu hayat görüşlerini idare eden fikirler yüzünden sanatı unutmuşlardır. Onların eserleriyle, okuyucuda, ihtilale götüreceğini umdukları bir nefret ve isyan hissi uyandırmak gayesini güttükleri çok bellidir. Dünyaya geldiğinden beri masal, destan, mabet, saray, heykel, resim ve musiki yaratan mahluku, onlara göre idare eden bir tek şey vardır: Mide! O bir tek gaye güder: Karnınını doyurmak! İnsan hakkındaki bu dar görüş, onları kötü şeyler yazmaya mahkûm etmiştir. Sait Faik, insanın her şeyden önce şair mizaçlı olduğuna inanır, ilk hikâye kitabının ilk hikayesinde bu görüş açıkça ortaya konulmuştur: (Edebiyatımızın İçinden)
- yıllardan sonra birdenbire eski sefalet ve cehaleti ile karşımıza çıkınca ondan nefret ettik. ona gerici, yobaz, mürteci dedik. (...) bu merhametsizce tepeden bakışın bir ahlaksızlık olduğunu hissetmedik. (Nesillerin Ruhu)