Şiirler - Annabel Lee - Edgar Allan Poe Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Şiirler - Annabel Lee kimin eseri? Şiirler - Annabel Lee kitabının yazarı kimdir? Şiirler - Annabel Lee konusu ve anafikri nedir? Şiirler - Annabel Lee kitabı ne anlatıyor? Şiirler - Annabel Lee kitabının yazarı Edgar Allan Poe kimdir? İşte Şiirler - Annabel Lee kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Edgar Allan Poe
Çevirmen: Erdoğan Alkan
Yayın Evi: Varlık Yayınları
İSBN: 9789754344233
Sayfa Sayısı: 128
Şiirler - Annabel Lee Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Edgar Allan Poe (1809-1849), Amerikan şair ve öykücüsü. Romantiklerden gerçek üstücülere, sembolistlerden post modernlere dek her akım ve şairin kendi yansımasını görmek istediği bir ayna. Lanetlenmiş şair, yazın ustası, halk yığınlarının erdemsiz putu, yalnız öncü diye de adlandırılan bu büyük şairin şiirlerini şair ve çevirmen Erdoğan Alkan İngilizce aslından, onun dil uzluğuyla, ölçülü uyaklı bir şekilde dilimize kazandırdı. Kitapta ayrıca şiirlere dair açıklamalar, Poe'nun yaşamöyküsü ve yaşadığı dönemdeki önemli edebiyat yapıtlarının listesi de yer alıyor. Amerikan edebiyatı meraklıları için mükemmel bir kaynak.
(Tanıtım Bülteninden)
Şiirler - Annabel Lee Alıntıları - Sözleri
- Bırak son bir kez öpeyim alnından! Seni terk etmek üzre olduğum şu an, Bir gerçeği söyleyeyim giderken – Haklıydın "günlerin bir rüya" derken. Ama kanatlanıp çekip gittiyse Umut bir gecede ya da bir günde Bir hayal uğruna, bir hiç uğruna; Büsbütün kayboldu denir mi buna? Gördüğümüz, göründüğümüz veya Her şey rüya içindeki bir rüya.
- Ölü gördüğünü sanar Beni gören bir insan
- Sevilmek mi istersin? – sakın sapma Şu anda gittiğin yoldan ayrılma! Şimdi neysen, olduğun gibi ol da Olmadığın hiçbir şeye kapılma. Davranışın, inceliğin böylece Güzellikten de güzel – dünyamızda Sonsuz bir övgü konusu olacak Ve sade bir görev olacak aşka.
- Sevdiğim her şeyi yalnız sevdim –
- O'NA Düşlerimdeki bahçe köşkleridir, Kuşlardır cıvıldayan Dudaklar – ve sözlerinin ezgisidir Dudaklarından doğan – Gözlerin kutsanır yürek Cennetinde Ve düşer hüzünle sonra Oy Tanrım, bu üzgün, yaşlı zihnime, Düşen yıldız ışığı gibi tabuta Yüreğin – oy, yüreğin! – Uyanır, iç çekerim Ve uyurum, doğuncaya dek Süslere, takılara gücü yeten altının Satın alamadığı gerçek.
- Kıyıdayım dalgaların vurduğu Ve suların uğuldayıp durduğu Yerdeyim maviliklerin ucunda. Altın kum taneleri avucumda. Fazla değillerse de yine onlar Kayıp derinliklere akıyorlar Bense ağlıyorum – hep ağlıyorum Tanrım! Tutabilir miyim, diyorum, Tanrım! Kurtaramaz mıyım, diyorum Dalgalardan, bir tanesini bile. Gördüğümüz, göründüğümüz veya Değil midir rüya içinde rüya?
- ŞARKI Seni gördüğüm o gün, düğün gününde – Parlıyordu al aldı yanakların, Dünya bütün bir sevdaydı önünde Mutlulukla sarmaş dolaştın. Alevli bir ışık vardı gözünde (Bilinmez, kim bilir neydi) Üzgün gözlerimin şu yeryüzünde Gördüğü tek albeniydi. Utançtansa yanağındaki allık Gelip geçer o zaman, Ne ki daha beter yanıp tutuşan Bir alev var adamın göğsünde, yazık. Seni gören adamın, düğün gününde; Parlıyordu, al aldı yanakların. Dünya bütün bir sevdaydı önünde, Mutlulukla sarmaş dolaştın.
- Biliyorum, çok hazin Bu denli güçsüz kalmak, Uzanmak boylu boyunca, Parmağını bile oynatamamak.. Ama boş ver diyorum; "Kendimi iyi hissediyorum.."
- O'NA Ne gam! Bu dünyada nasibim olan Pay dünyanın en küçük payıymış, Bir dakkalık nefretle unutulan O sevda yıllarıymış! Terkedilmişler bile benden mutlu Diye yakınmıyorum güzelim, Beni asıl üzen, senin üzülmen Yazgıma şu gelip geçici benim.
- O'NA Ne gam! Bu dünyada nasibim olan Pay dünyanın en küçük payıymış, Bir dakkalık nefretle unutulan O sevda yıllarıymış! Terkedilmişler bile benden mutlu Diye yakınmıyorum güzelim, Beni asıl üzen, senin üzülmen Yazgıma şu gelip geçici benim.
- "Bu boğuk tekdüzelikte Onur duyarlar İnsan yüreğinde taş yuvarlamaktan"
- Sevilmek mi istersin? – sakın sapma Şu anda gittiğin yoldan ayrılma! Şimdi neysen, olduğun gibi ol da Olmadığın hiçbir şeye kapılma.
- Biliyorum, çok hazin Bu denli güçsüz kalmak
Şiirler - Annabel Lee İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Müthiş bir şiir kitabı.. Şimdiyedek okuduklarım içerisinde en iyisiydi hatta. Kitap ilk olarak ismini aldığı "Annabel Lee" ile başlıyor, ki bu dünyanın en iyi şiiri seçilmiştir.. Fazla hislerle başladım incelemeye, o yüzden biraz geriye döneceğim. Neredeyse her kitapla bir tanışma hikayem oldu şimdiye kadar. "Yedi Güzel Adam" dizisinden kaç gündür üzerimde etkisi olan bir şiir söyleme sahnesinin linkini paylaştı arkadaşım benimle ve ondan önce Edgar Allan Poe hakkında bir konuşmamız olmuştu, bu zaman yazarı çok beğendiğini ve "Annabel Lee"nin de sevdiği şiirlerden olduğunu anlatmıştı. Dediğim gibi bu sahneden o kadar etkilendim ki diğer şiir kısımlarını kendim araştırarak dinliyordum artık ve ansızın Baran Akbulut'un canlandırdığı Cahit Zarifoğlu rolünün seslendirmesinden bir epizot ile karşılaştım. Şiir ve seslenmenin o anki etkisiyle arkadaşa bu şiiri neden sevdiğini anladığımı yazdım ve kitabını önerdi. Sağolsun sonra PDFni de yine o gönderdi. Teşekkür ederim, dilhunsillage .. Evet, böylece dün akşam kitabı okumaya başladım ve bu sabah bitti. İlk şiir yukarıda da söylediğim gibi "Annabel Lee" idi ve sonrasında yine birbirinden güzel, yazarın ruhunun yansıdığı şiirler.. Birçok alıntılar paylaştım, hepsine burada ayrı ayrı değinmek, hepsinden ayrı ayrı bahsetmek isterdim ama yapmayacağım, sadece aklıma kendiliğinden kazınan bir cümleyi bırakmakla yetiniyorum; "Bir gece bulutun rüzgarından üşüdü gitti Annabel Lee.." Dediğim gibi seslenmesini de dinlemiş olmam belki de normal zaman olsaydı sadece okuyup beğeneceğim bu mısralara meftun etti beni.. Şiiri sevenlere, şiiri hissedenlere okumalarını şiddetle tavsiye ediyorum.. (Rûhe)
Hem okuyucular hem şairler hem de çevirenler için çok büyük tartışma konusu olan, münazaralara yakışır konulardan biri! ŞİİR ÇEVİRİLMELİ Mİ? ÇEVİRİLEBİLİR Mİ? ÇEVRİLİRSE NASIL ÇEVRİLMELİ? Kitaptan, Edgar Allan Poe'nun en bilindik, en güzel şiirlerinden biri olan Annabel Lee'den örnek vereyim; Şiirin şah dizesi: "We loved with a love that was more than love." Elimizdeki Erdoğan Alkan çevirisi olan kitaptaki Türkçesine bir bakalım: "Sevdik birbirimizi Aşktan büyük daha özge bir aşkla" En çok tutulan Melih Cevdet Anday çevirisi: "Sevdalı değil karasevdalıydık" Erdoğan Alkan çevirisinde İngilizce aslına sadık kalındı ve Türkçede şiirsellikten uzaklaştı. M. Cevdet Anday çevirisinde İngilizcedeki anlam derinliğinden uzaklaştı, Türkçede İngilizce aslında var olan ahenk sürdürülmeye çalışıldı. Ya da Kuzgun şiirinde sıkça tekrarlanan "Quoth the raven: Nevermore." dizesi: "Dedi Kuzgun: Bir daha asla." diye çevirmek doğru olsa da Ülkü Tamer kafiyeyi sağlamak adına Nevermore kelimesini "hiçbir zaman" diye çevirir. Düz yazılarda bile yayınevi,çevirmen farkını böylesine gözetirken şiir çevirilerini nasıl okuyacağız? Şiir çevirilerinde çevirmenler de okuyucular da aslına sadık kalmak ya da çevirilen dilde yeniden anlamlandırmak konusunda bir ayrıma düşüyorlar. Peki tekrar: ŞİİR ÇEVİRİLMELİ Mİ? ÇEVİRİLEBİLİR Mİ? ÇEVRİLİRSE NASIL ÇEVRİLMELİ? bu soruya bilinen ilk kadın şair Sappho'nun Şiirlerinin çevirisinde Azra Erhat ve Cengiz Bektaş'ın konuşmalarında Sabahattin Eyuboğlu'nun bir yazısından yaptığı alıntı ile bir yorum getirelim: "Paul Valéry, şiir bir dilden başka bir dile çevrilmeyen şeydir, der; ama kendisi Vergilius'u Fransızca'ya çevirmiş. Bizim Cahit Sıtkı, bir şiiri kepaze etmek istiyor musun? Bir başka dile çevir, derdi; ama kendisi Baudelaire'in, Verlaine'in en sevdiği şiirlerini bal gibi çevirdi Türkçe'ye. Baudelaire kendi şiirlerini İngilizce'ye çeviren bir delikanlıya kızmış, ama kendisi Edgar Allan Poe'nun şiir saydığı öykülerini çevirmek için akla karayı seçmiş; üstelik onunkilere benzer öyküler yazıp şiir diye yayınlamış. Şairlerin bu söz ve iş tutmazlığını hoş görelim: şiir çevrilmez, derken de haklı, şiir çevirirken de haklıdırlar." Bu söz de usta çevirmenin kaleminden bu konuya konulabilecek en güzel noktalardan biri olabilir :) Çevirisi yapılabilecek en zor edebi tür şiirdir şüphesiz. Peki aslını dümdüz çevirsin mi yoksa şiir şiirselliğini kaybetmesin mi? Bu kitap için konuşursak Erdoğan Alkan aslını direkt çevirenlerden. Eğer arzunuz buysa bu kitabı okuyabilirsiniz. Kendi adıma okurken sıkıldığımı inkar edemeyeceğim. Şiirleri çevirisi ne kalitede olursa olsun mümkün mertebe aslını da çevirerek aslından okumanızı tavsiye ederim. Herkese iyi okumalar :) (Freyja)
Edgar Allan Poe'nun şiirlerinde melankolik bir hava var. Mitolojik öykülerden esinlenilmiş, kasvetli, korku ve hüzün ve ölüm dolu şiirler.. Şiirlerde ruhun ne hissettiğini ve önemine de dikkat çekmiş. Şiirselliği sağlamak adına kafiye sağlamak zorunluluğu hissedildiğinde mi, yoksa dilden dile çeviride anlam kaymasından mı bilemedim ama bazı yerlerde, bu ne alaka falan dedim. Kitap şiirlerle başlıyor. Sonra tüm şiirler hakkında açıklamaların yer aldığı bölüm geliyor. Şairin hayatı da kısaca aktarılmış. Şairin hayatı ve eserlerinin isim listesinden sonra onun çağında yazılmış eserler listesiyle kitap final yapıyor. (red john)
Kitabın Yazarı Edgar Allan Poe Kimdir?
1809’da Boston’da doğdu. Henüz bebekken yetim kaldığından onu yanlarına alan John ve Frances Allan çifti tarafından yetiştirildi. John Allan’la para konusunda sürekli anlaşmazlıklar yaşayan Poe, 1827’de orduya yazıldı. Aynı yıl ilk kitabı Tamerlane and Other Poems’u (Tamerlane ve Diğer Şiirler) isimsiz olarak yayımlandı. 1831’de ordudan atıldı. Bunu izleyen yıllarda düzyazıya yoğunlaştı ve yaşamını yalnızca yazarak kazanmaya çalıştı. Southern Literary Messenger, Burton’s Gentleman’s Magazine, Graham’s Magazine gibi dergilerde yardımcı editör olarak çalıştı, Broadway Journal’ın önce editörü, daha sonra sahibi oldu. Nantucket’lı Arthur Gordon Pym’in Öyküsü 1838’de ve Tales of the Grotesque and Arabesque (Grotesk ve Arabesk Öyküler) adlı iki ciltlik derleme ise ertesi yıl yayımlandı. Fakat Poe’nun adını asıl yaygınlaştıran, 1845’te yayımlanan “Kuzgun” şiiri oldu. 1835’te, o sırada on üç yaşında olan kuzeni Virginia Clemm’le gizlice evlendi. Virginia’nın 1847’de veremden ölmesinin ardından Poe kendini daha da fazla içkiye verdi. 1849’da, bilinmeyen bir sebepten öldü.
Edgar Allan Poe Kitapları - Eserleri
- Morgue Sokağı Cinayeti
- Kuyu ve Sarkaç
- Bütün Hikayeleri
- Bütün Şiirleri
- Kara Kedi
- Kızıl Ölümün Maskesi
- Şiirler - Annabel Lee
- Dedektif Auguste Dupin Öyküleri
- Kuzgun
- Karanlıktır İnsanın Ruhu
- Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Hikayesi
- Çalınan Mektup
- Altın Böcek
- Seçme Hikayeler
- Bir Haftada Üç Pazar
- Öyküler
- Sfenks
- Tuhaflık Meleği
- Yazının Felsefesi
- Gözlük
- Usher Konağı'nın Çöküşü
- Kısa Hikayeleri: Kuzgun, Morgue Sokağı Cinayetleri ve Diğerleri
- Bitmiş Adam
- Bir Kudüs Öyküsü
- Gizem ve Hayalgücü Öyküleri
- The Tell-Tale Heart
- Bütün Öyküleri 2
- Berenice
- Şehrazatın Bin İkinci Gece Masalı
- Oval Portre
- Morella
- Kelimelerin Gücü
- Ligeia
- Hipnoz Altında Gerçekler
- Bir Mumya ile Küçük Bir Hasbihal
- The Cask of Amontillado
- Ölümcül Öyküler
- Aldatma
- Edgar Allan Poe
- Şizofren
- Veba Kralı
- Eureka
- Bütün Öyküleri 3
- Gizemli Öyküler
- A Descent Into the Maelstrom
- Hayalgücü Öyküleri
- Şiirler ve Anılar
- Randevu
- The Oblong Box
- Olağandışı Öyküler
- The Fall of the House of Usher
- Hekayələr
- Kuzgun - Amontillado Fıçısı - Morella
- The Mystery Of Maire Roget
- Seven Stories of Mystery and Horror
- The Facts in the Case of M. Valdemar
- Olağanüstü Yaşantılar
- Bilim Kurgu Öyküleri
- Seçilmiş Əsərləri
- Doktor Tarr İle Profesör Fether'in Sistemi
- 20 Best Stories By Edgar Allan Poe
- American Horror
- Qelareşk û Bîst Helbestên Din
- El Aaraaf, Tamarlane and Minor Poems
- Complete Poems - Selected Essays
- Bütün Hikayeleri 4
- Bütün Hikayeleri 5
- Poetry for Young People: Edgar Allan Poe
- Complete Works of Edgar Allan Poe
- The Works Of Edgar Allan Poe, Volume 1
- The Works Of Edgar Allan Poe, Volume 2
- The Works Of Edgar Allan Poe, Volume 3
- The Works Of Edgar Allan Poe, Volume 4
- The Works Of Edgar Allan Poe, Volume 5
- Steampunk: Poe
Edgar Allan Poe Alıntıları - Sözleri
- Ağla, ağla gözlerim ve kendini gözyaşlarıyla yok et! Hayatım bir yarısı diğerini mezara gönderdi. (Bitmiş Adam)
- Çılgın hayalleri olan bir yürekle, Ki kumandan benim, Yanan bir mızrak ve kanatlı bir atla, Yaban ellerde dolanıyorum. (Gözlük)
- “Beni asla sevemedin, ama yaşamda tiksindiğin kişiye ölünce tapacaksın.” (Morella)
- Her şey göreceli olarak ya iyidir ya da kötü. Yeterli bir analiz her durumda zevkin acının tam tersi olduğunu gösterecektir. Pozitif zevk sadece bir düşüncedir. Herhangi bir noktada mutlu olmak için aynı zamanda acı da çekmeliyiz. Acı çekmeyen kişi asla mutlu olamaz. (Usher Konağı'nın Çöküşü)
- Gerçekten de tek lüksü kitaplarıydı. (Şizofren)
- Çok kaygılı olduğumdan kitap okuyamıyordum. (Nantucketlı Arthur Gordon Pym’in Hikayesi)
- Bizim için artık düş diye birşey yok. (Bir Mumya ile Küçük Bir Hasbihal)
- İnsanlar güzellikten konuştuklarında, bir nitelikten değil, akıl ve kalpten de değil, daha ziyade, bir etkiden bahseder; kısacası, ruhun o ani yükselişinden... (Yazının Felsefesi)
- " Şüpheler içeren ve tehlikeli bir istek olsa da cesur bir yürek için başarılmayacak hiçbir şey yoktur. " (Gözlük)
- Yaşarken belan oldum Ölürken ölümün olacağım Martin Luther (Bitmiş Adam)
- Orada beni bekle! O yankılı vadide. Mutlaka buluşacağım seninle. (Randevu)
- Korku ve ölüm ezelden beri etrafta dolanıyor... (Kelimelerin Gücü)
- "Bırak içini döksün; rahatlasın biraz. Bana, onu kendi kalesinde yenmiş olmak yeter..." (Dedektif Auguste Dupin Öyküleri)
- İnsanlar çırpınan gölgeler gibi yanımdan geçip gitti ve tüm bunların arasında seçebildiğim tekti : Morella. (Ölümcül Öyküler)
- Ruhuma, umutsuzluğun keskin ağırlığı çöktü... (Kuyu ve Sarkaç)
- Bizi böyle etkileyebilecek basit ve doğal nesne kombinasyonları hiç şüphesiz var olsa da derinliğimizin ötesinde olan bu gücü analiz edemeyiz (Usher Konağı'nın Çöküşü)
- keder ki, izlenimlerin en kalıcı olanıdır, nasıl ki servi en dayanıklı ağaçsa... (Morella)
- Bu-yolla düşüncelerimi onlara benimsetmekte (çünkü cahil insanlardı) pek zorlanmadım. (Bir Mumya ile Küçük Bir Hasbihal)
- Hayatımın hiçbir anında, yanlış anlaşılma tehlikesiyle karşılaşmadan serbestçe konuşabileceğim bir dost ihtiyacını o andaki kadar yakıcı bir şekilde hissetmemiştim. ...aynı duyguları paylaşan birinin arkadaşlığı olmada bu manzaraların ve esinlendiği düşlerin tam olarak tadına varılamazdı. Thornton, alay edilme korkusuna kapılmadan içimi dökebileceğim, yüreğimi alt-üst eden duyguları rahatca açıklayabileceğim biriydi. ... Pierre'le de iyi dosttuk, lakin aramızda paylaşılan fikirlerin yarattığı bağlar - insanlar arasındaki bağların en güçlüsü - yoktu. (Bütün Öyküleri 2)
- Kendisi, yalnızca kendisi, tek başına sonsuz ve tek. Ploton, Şölen. (Bitmiş Adam)