Şimdi Sevişme Vakti - Sait Faik Abasıyanık Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Şimdi Sevişme Vakti kimin eseri? Şimdi Sevişme Vakti kitabının yazarı kimdir? Şimdi Sevişme Vakti konusu ve anafikri nedir? Şimdi Sevişme Vakti kitabı ne anlatıyor? Şimdi Sevişme Vakti kitabının yazarı Sait Faik Abasıyanık kimdir? İşte Şimdi Sevişme Vakti kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Sait Faik Abasıyanık

Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053320722

Sayfa Sayısı: 42

Şimdi Sevişme Vakti Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çıplak heykeller yapmalıyım,

Çırılçıplak heykeller

Nefis rüyalarınız için

Ey önümden geçen ak sakallı kasketli,

Yırtık mintanından adaleleri gözüken

Dilenci

Sana önce

Şiirlerin tadını

Aşkların tadını

Kitaplardan tattırmalıyım

Resimlerden duyurmalıyım, resimlerden...

(...)

(Tanıtım Bülteninden)

 

Şimdi Sevişme Vakti Alıntıları - Sözleri

  • Sana koşuyorum bir vapurun içinden Ölmemek, delirmemek için...
  • Sana koşuyorum bir vapurun içinden Ölmemek, delirmemek için...
  • Sana koşuyorum bir vapurun içinde Ölmemek, delirmemek için ...
  • Ama kim bunlar Niçin koşuyorlar şehre Bu yüzlerindeki rahatlık neden? Ben mesutken de rahat değilim.
  • Sana koşuyorum bir vapurun içinden Ölmemek, delirmemek için...
  • Bu şehirde ikimiz birden nefes alıyoruz Yoksa neye yarardı bu garip şehir?
  • Sana koşuyorum bir vapurun içinden Ölmemek, delirmemek için. Yaşamak; bütün adetlerden uzak Yaşamak... Hayır değil, değil sıcak; Dudaklarının hatırası; Değil saçlarının kokusu Hiçbiri değil. Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde Ben onsuz edemem. Eli elimin içinde olmalı. Gözlerine bakmalıyım Sesini işitmeliyim Beraber yemek yemeliyiz Ara sıra gülmeliyiz. Yapamam, onsuz edemem Bana su, bana ekmek, bana zehir Bana tad, bana uyku Gibi gelen çirkin kızım Sensiz edemem!
  • Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde Ben onsuz edemem. Eli elimin içinde olmalı, Gözlerine bakmalıyım, Sesini işitmeliyim. Beraber yemek yemeliyiz Ara sıra gülmeliyiz. Yapamam, onsuz edemem. Bana su, bana ekmek, bana zehir; Bana tat, bana uyku Gibi gelen çirkin kızım . Sensiz edemem!
  • Söylemeliyim, Yok Yok... meydanlarda bağırmalıyım. Bu küçük Güllerin buram buram tüttüğü Anadolu şehri kahvesinde Kiraz mevsiminin Sevişme vakti olduğunu.
  • Bu şehirde ikimiz birden nefes alıyoruz Yoksa neye yarardı bu garip şehir?
  • Bana su, bana ekmek, bana zehir; Bana tad, bana uyku Gibi gelen çirkin kızım. Sensiz edemem…
  • Yaşamak ; bütün âdetlerden uzak Yaşamak..
  • İlk urbamız: İNCİR. İlk günahımız: ELMA. Not: Ben günahsızım.

Şimdi Sevişme Vakti İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kıymetli mini bir eser okudum, öyküleriyle tanınmış Sait Faik'in biricik şiir kitabı, kütüphaneniz ve kalbinizde olması gerekenlerden birisi. Benim okuduğum baskının sonunda Leyla Erbil, Sait Faik'le güzel bir hayat hayalinin yarım kalmasından hüzünle bahsetmiş, kalbimi acıttı. (ilknur)

Sana nasıl yapsam, nasıl etsem de hayatın sadece sevmekle güzel olduğunu anlatsam? Ben nasıl anlatabilirim ki? Sait Faik anlatamamışken bunu insanlara; aslında o çok güzel anlatmış ama, zalim dünya anlamak istememiş; işine gelmemiş insanların. Yaşadığımız her dakikanın, tüm vaktin sevişmeyle geçmesinin özelliğini ben nasıl anlatsam? Al işte... Daha ben "sevişme" der demez kötüye yordunuz. Türkçe'nin naifliğini, güzelliğini fesat kalplerimizle kirletir; sonra da birbirimizi terbiyesiz diye yaftalarız. Sevişmek, sevgiyi karşılıklı paylaşmaktır. Sevmek kökünün işteş çatılı hâle gelmesiyle sevişmek ismini almıştır. Yeri gelir doğayla sevişiriz... Ağaçlara bakarız, güzelliğine hayran olur, severiz onu, sevgimizi hisseder ağaç, yapraklarının hışırtısıyla bizi çağırır. Meyvesinden ikram eder bize, koparıp hediyesini kabul ederiz. Karşılıklı sevgimizi paylaşmış oluruz, sevişiriz doğayla... Yeri gelir hayvanlarla sevişiriz... Bir sokak kedisi yanaşır yürürken yanımıza... Sırnaşır, oynamak ister bizimle. Çoğu zaman yemek de istemez bizden. Hafifçe gıdısından kaşıyın, yeter ona, öyle hoşuna gider ki türlü türlü ahenkli çıkardığı seslerle mest eder sizi. İşte sevişme vaktidir ve sevişmiş oluruz, hayvan dediğimizde birbirimize hakaret saydığımız bizden çok daha masum hayvanla... En zoru nedir bilir misiniz? Bir insanın insanla sevişmesidir. İki insanın karşılıklı olarak birbirini sevmesi o kadar zordur ki. Bazen bir ana sever evladını. Her şeyini verir onun için, evlat onu yerden yere vurup perişan eder anasının hayatını. Bazen bir dostu olduğunu sanır garip, dost dediği sırtından bıçaklar onu. Ve en zoru ki, iki insan seviştiği zaman, karşılıklı olarak birbirini sevdiği zaman, bir mucize ismini alır bu sevişme: Aşk adını alır. Yani iki insanın sevişebilmesi imkansız bir isim altında birleşir. Aşk, imkansızlıkların anası....Dünyada en çok eziyeti çeken de aşk acısı çeken olur... Ve şimdi sevişme vakti derken Sait Faik, tüm bu engellerin kalkması için, aşkı sevgiyi sevdayı her daim yaşamamız için haykırır biz insanlara: Anlatsam şu kiraz mevsiminin para kazanmak değil, sevişme vakti olduğunu... İşten, güçten, hırstan, öfkeden sevişmek yerine kavga etmeye o kadar çok fırsat ve sebep buluyoruz ki. Aslında güzel olan, keyifli olan sevişmek değil de savaşmak mı yoksa? Biz mi yanılıyoruz Sayın Sait Faik??? (Kitap Misafiri)

_____ Şimdi Sevişme Vakti _____: . . Sait Faik Abasıyanık'ın 1953 yılında yayımladığı şiir kitabıdır. Yazarın kalemi öykülerinde olduğu gibi şiirlerinde de hayat ve sevgi duyguları işlemiştir satır satır. İnsan hayatı, yaşam, nesnelere ve olaylara bakış açısını şiir tadında anlatıyor. Sait Faik'in sevgisi evrenseldir. Severken ayrım yapmaz, içtendir ve insanlarla nesnelerin gerçek özünü görür, bir bütün olarak kelimeleri satırlara döker.. Kitabın son satırlarında Leyla Erbil penceresinden Sait Faik Abasıyanık; . Sait’le önceleri çok sıkı arkadaştık.Sonra Sait’in arkadaşlığı renk değiştirmeye başladı.Ben de o zamanlar uçarı bir genç kızdım. Hem Sait’in evlilik ilişkisi de; “evleniyoruz, Güneye yerleşiyoruz, orada bir kahve açıyoruz, ben ocakta çalışıyorum, o da kahve dağıtıyor.Geceleri ikimiz de kâğıda kaleme sarılıp o günün hikayelerini yazıyoruz demeye vakit kalmadı Mayıs ayında vefat etti. Ölümü aratcasına içer olmuştu. Vefatından sonra yakın bir arkadaşının 'yeditepe' dergisinde "onu siz öldürdünüz" diye yazması ağlatmıştı beni... . Ezginin Günlüğü Müzik olarak yorumluyor. Keyifli dinlemeler :) https://youtu.be/NlWjBT_JrKc . #okudumbitti # . kitap/simdi-sevisme-vakti--5430 yazar/Sait-Faik-Abasiyanik (ѕνgι∂мя)

Kitabın Yazarı Sait Faik Abasıyanık Kimdir?

Sait Faik Abasıyanık ya da Sait Faik (18 Kasım, 22 Kasım ya da 23 Kasım 1906 -11 Mayıs 1954), Türk öykü, roman ve şiir yazarıdır. Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından sayılan Abasıyanık, çağdaş hikâyeciliğe yaptığı katkılarla Türk edebiyatında bir dönüm noktası sayılır. Modern Türk hikâyeciliğinin öncülerinden olan Sait Faik, getirdiği yeniliklerle "kökü kendisinde olan" bir yazar olarak kabul edilir.

Klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit, samimi, hem iyi hem kötü taraflarıyla oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlatmıştır. Bunu yaparken diğer çoğu Cumhuriyet sonrası sanatçısı gibi Batı'daki gelişmelere bağlı kalmamış, hiçbir edebî anlayışın etkisinde hareket etmemiş ve belli bir tarzın takipçisi olmamıştır. Toplumun problemlerine değil bireyin toplum içindeki sorunlarına yönelen yazar, öykülerinde çoğunlukla kendisinden yola çıkıp bireyler hakkında yazarak insan gerçeğini anlamaya çalışır. Çoğunlukla şehirli alt sınıfın hayatını yazan Abasıyanık, balıkçı, işsiz, kıraathane sahibi gibi karakterleri anlatır. İnsanların yaşama biçimlerini, isteklerini, tasalarını, korkularını ve sevinçlerini irdeleyerek, toplum meselelerinden çok "insanı ele alan sanatçılar" sınıfında yer alır.

1930'larda başladığı yazı hayatı boyunca "sorumlu avare", "gözlemci balıkçı", "çakırkeyf sirozlu", "küfürbaz şair", "müflis tacir", "züğürt yazar", "hamdolsun diyemeyen rantiye", "anadan doğma çevreci" gibi sıfatlarla anılan Abasıyanık'ın tüm yazdıkları bir şair duyarlılığı içermektedir. Hikâye, roman, şiir yazan, çeviriler ve röportajlar yapan sanatçı bütün bu türleri kendine özgü tarzı ile kaynaştırmıştır. Yazarın, anlık heyecanlarını yansıtan izlenimci ve fovist ressamların üslubunu anımsatan bir tarzı olduğu söylenmiştir. Kendi özgün dilini oluştururken André Gide, Comte de Lautréamont, Jean Genet gibi isimlerden etkilenen Abasıyanık, kendisinden sonra gelen Ferit Edgü, Adalet Ağaoğlu, Demir Özlü gibi pek çok yazara da öncülük etmiştir. Ölümünün ardından Burgaz Adası'ndaki evi müzeye dönüştürülen yazar adına her sene öykü ödülü de verilmektedir.

Sait Faik Abasıyanık Kitapları - Eserleri

  • Mahalle Kahvesi
  • Semaver
  • Şahmerdan
  • Havuz Başı
  • Lüzumsuz Adam
  • Seçme Hikayeler

  • Havada Bulut
  • Sarnıç
  • Kayıp Aranıyor
  • Alemdağ'da Var Bir Yılan
  • Son Kuşlar
  • Büyüyen Eller
  • Hikâyecinin Kaderi

  • Mahkeme Kapısı
  • Karganı Bağışla
  • Şimdi Sevişme Vakti
  • Kumpanya
  • Sevgiliye Mektup
  • Medarı Maişet Motoru
  • Bir Sonbahar Akşamı

  • Semaver Sarnıç
  • Yaşamak Hırsı
  • Balıkçının Ölümü / Yaşasın Edebiyat
  • İstanbul Öyküleri Antolojisi
  • Tüneldeki Çocuk
  • Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler
  • Havuz Başı - Son Kuşlar

  • Alemdağda Var Bir Yılan / Az Şekerli
  • Az Şekerli
  • Açık Hava Oteli
  • Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası
  • Tüneldeki Çocuk - Mahkeme Kapısı
  • Müthiş Bir Tren
  • Mahalle Kahvesi - Havada Bulut

  • Kumpanya - Kayıp Aranıyor
  • Bütün Eserleri
  • Toplu Öyküler 1
  • Öyle Bir Hikâye
  • Stelyanos Hrisopulos Gemisi

Sait Faik Abasıyanık Alıntıları - Sözleri

  • Gelmeyeceğini çok iyi biliyorum. Onu beklemek , bilhassa güzel… (Az Şekerli)
  • “Kafa dediğin eskir, ihtiyarlar, ölür bile insan ölmeden, dedi. Sonra kalbini gösterdi: — Eskimeyen, eksilmeyen şey buradadır.” Alıntı: Sait Faik Abasıyanık. “Alemdağ'da Var Bir Yılan”. Apple Books. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
  • Dünyada her şeyle alay edilir , şaka yapılır ama şiirle asla ! (Az Şekerli)
  • Sevgilim sen, sen de mi şu havayı kokluyorsun? (Mahalle Kahvesi - Havada Bulut)
  • Gülmek, dünyanın en güzel şeyidir. (Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası)
  • Zaten dünya kan ağlıyor, birde biz ağlatmayalım. (Kumpanya)

  • Atatürk'ü Niçin Severiz? Atatürk'ü, 'niçin severiz' diye düşünmeden sevmeliyiz... (Açık Hava Oteli)
  • Ben bir acayip oldum. Gözüm kimseyi görmüyor, kimsenin kapımı çalmasını istemiyorum... (Lüzumsuz Adam)
  • O sevilmek için yaratılmışların en mükemmeliydi. (Kumpanya)
  • Yalnızlık dünyayı doldurmuş.Sevmek,bir insanı sevmekle başlar her şey.Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
  • Keyfim kaçmış, üzgün, ağlamaklı gibiydim. Canım bir taraftan acı bir türkü söylemek çekiyordu. (Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler)
  • ' Mühim ' diyoruz ama, bu kendi kendimize verdiğimiz bir peşin hükümden başka bir şey değildir. (Medarı Maişet Motoru)
  • "Bırakın beni ey hakikatler! Yürümek istiyorum." Cennetlerin olduğu yere doğru." (Bütün Eserleri)

  • "Uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibisin..." (Bir Sonbahar Akşamı)
  • "İnsanın içinden bir başka insanın kalkıp yürüdüğü görülür." (Mahalle Kahvesi)
  • Aklıma sanki bir yerde bir şey unutmuşum, birisine bir söz vermişim, hani bir ismi unuturuz da ararız bulmadan rahat edemeyiz. Öyle bir hal oldum. Evet bu unutulmuş bir isim değildi, ama bunun ne olduğu hakkında da kafamda hiçbir fikir yoktu. (Müthiş Bir Tren)
  • Anası: -Ali be, günah be yavrum, dedi. Günah yavrucuğum, yapma! Ali: -Allah affeder ana, dedi. Sonra saf, masum sordu: -Allah hiç gülmez mi? (Öyle Bir Hikâye)
  • Kimse kimsenin aslını, kafatası içinin meselesini anlamak için uğraşmıyordu. (Kayıp Aranıyor)
  • - Nasıl bir dünya arzuluyorsunuz? - Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya... İnsanlarının hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya... Sokaklarda sefillerin bulunmadığı bir dünya... Kafanın, kolun çalışabildiği zaman insanın muhakkak doyabildiği, eğlenebildiği bir dünya... İçinde iyi şeyler söylemeye, doğru şeyler söylemeye salahiyetle kıvranan bir adamın, korkmadan ve yanlış tefsir edilmeden bu bir şeyleri söyleyebildiği bir dünya... (Havada Bulut)
  • Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmem. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalı. (Kayıp Aranıyor)