Sisli Geceler - Halide Nusret Zorlutuna Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Sisli Geceler kimin eseri? Sisli Geceler kitabının yazarı kimdir? Sisli Geceler konusu ve anafikri nedir? Sisli Geceler kitabı ne anlatıyor? Sisli Geceler PDF indirme linki var mı? Sisli Geceler kitabının yazarı Halide Nusret Zorlutuna kimdir? İşte Sisli Geceler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Halide Nusret Zorlutuna

Yayın Evi: Kültür ve Turizm Bakanlığı

İSBN: 9789751728852

Sayfa Sayısı: 224

Sisli Geceler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Duygularını, isteklerini, düşüncelerini daima gizleyen Mine, bir ruh durumundan sürekli karşıtına geçer. Neşesi gibi içe kapanışı da uç noktadadır. Sacide'nin annesi ölürken, yeğeni Mine'yle Nüzhet'in evlenmesini vasiyet eder. Mine, sevmediği Nüzhet'le evlenir. . .

“Bir yanda düşman zabitleriyle pervasızca dans eden, kadeh tokuşturan birkaç

soysuzun dillere destan olan lüksü, sefahati; bir yanda bu manzarayı görmemek için

kör olmak isteyen gerçek Türk ailesinin gerçek ıstırabı ve sefaleti…”

Sisli Geceler Alıntıları - Sözleri

  • Seven kadın belki affeder. Evet affedebilir. Fakat asla unutmaz.
  • Mademki seviyorsunuz Naim Bey, aşkın ne demek olduğunu biliyorsunuz demektir. Düşününüz ki ben de aynı derecede... Yok, yok, muhakkak daha fazla, çünkü kadınlarda sevmek kabiliyeti herhalde erkeklerden fazladır...
  • Gönül bu değil mi abla, bir kere kırıldıktan sonra tekrar düzelir mi?..
  • İnsan düşecek olduktan sonra en üst kattan düşmeli ki bir şeye benzesin!...
  • Fikret: "Güzel bir gece!" Diye söylendi. Zehra, canlı ve hararetli bir sesle: -Zaten, dedi, bu dünyada güzel olmayan ne var! -Güzel olmayan ne mi var, yavrum? Çok... En başta insanların kalbleri...
  • Seven, sevmiş olan kadın, affedebilir, fakat asla unutmaz!...
  • Sanki namütenahi büyük bir ayna, sonra üstünde pembe, samani, erguvani pırıltılar... Düşündüm ki hayatta, kalbi bu denize benzeyen insanlar da vardır..
  • Bu hassas kalpte acaba annesizlik hiç dinmeyen bir yara mı açmıştı?
  • Bahçede, yaşayan her şeyin üstüne aşk perisinin büyülü nefesleri sinmiş gibiydi. İnce, beyaz, hülyalı bir sükûn altında her şey, sanki seviyor, seviyor, seviyor ve ıstırap çekiyordu!
  • Tanrı'nın enbedbaht mahlûkları hangileridir diye bir soran olsa hiç tereddütsüz, sevmeden ölen insanlar diyeceğim...
  • "Sever hayatı beşer ta seri mezarında!"
  • Bizi bu esaretten, bu zilletten kurtaracak olan büyük zaferi, bilsen nasıl bekliyoruz!..
  • Sevilmek iyi şey değil mi abla? Dünyada sevmekten sonra en tatlı his "sevilmek"tir zannediyorum. İnsan sevildiği zaman kendini mesut hissediyor...
  • Ona, "Bak, işte bu sensin; bu gözler senin; bu gözlerin içinde parlayan bu güzel ruh senin, ebedi kadın, işte bu sensin!" demek ve ölmek...
  • Zehra'dan Fikret'in kalbi giderse güneşten ışık ve sıcaklık çekilir, bahardan renk ve koku çekilir, hülâsa hayattan her türlü mana bir anda çekilirdi.

Sisli Geceler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

“Ortada bir günah vardı, fakat günahkar yoktu..”: İnsan kendini ait hissettiği bir dünyada yaşadığında, kendine yakışanı ve kendine iyi geleni mutlaka bir şekilde buluyor. Yazarlar/ kitaplar dünyasında da öyle, yazarla tanışmak benim için güzel bir tevafuk. Edindiğim önbilgilerle hiç tereddüt etmeden üç kitabını aldım, Sisli Geceler ilk okuduğum ve iyi ki okuduğum dediğim romanı oldu. “Kadın yazarların annesi” olarak anılan, Edebiyat öğretmeni Zorlutuna, 83 yıllık hayatına nice yaşanmışlıklar ve kitaplar sığdırmış. Bana Reşat Nuri Güntekin’in yazımını hissettirdi, aynı dönemlerde yaşayan iki edebiyat insanı olarak çok da şaşırmamalı aslında.. Kitabın biçimce ilerleyişi çok akıcı, konu olarak da ilgiyle ilerlenildiğinden kısa ama anlamlı bir sürede keyifle okuyup bitirebileceğiniz bir eser, tabiri caizse su gibi aktı’ demek yeridir. 18 yaşındaki Mine’nin yaşadığı köşkte ailesi ve akrabalarıyla olan ilişkilieri, büyük aşkı işlenmiş. Olaylar örgüsüne daha detaylı baktığımızda aşklar/ ıstıraplar/ aile ilişkileri işlenmiş demeliyim. Okuyunca suçlu olanlar var diyorsunuz ama bi taraftan da kitapta alıntı olarak geçen bir cümlede olduğu gibi, “Ortada bir günah vardı fakat günahkar yoktu..” (S/ 167) fikrine kapılıp yaşanmış zorlukları haklılık paylarıyla kabulleniyorsunuz.. Yazarın değerli olduğuna inandığım ve kitaplarında çok okuma sayısı göremediğimden, akıcı/ sakin roman ve hikaye severler tarafından eserin okunmasını tavsiye etmek için yazdım bu incelemeyi biraz da, ayrıca 1900’lü yılların İstanbul’u da harika betimlemelerle okunmaya değer. Yüreğe damlayan gözyaşlarına rağmen.. Keyifli okumalar/la.. (Bahar T.)

Sisli Geceler, "Kadın Yazarların Annesi" ünvanı verilen Halide Nusret Zorlutuna'nın 1922'de yayımlanan ikinci romanı. Sisli Geceler, yazarın tanınmasını sağlayan en önemli eserlerinden biri olarak görülüyor. Romanda, kalabalık bir köşk halkı ve aralarındaki akraba ilişkileri anlatılsa da, kadının toplumsal konumu, vatan sevgisi, ahlak temaları incelikle işlenmiş ve imkânsız kılınan bir aşk hikâyesiyle harmanlanmış. Anne ve babasını küçük yaşta kaybeden Mine'nin ruh halleri, aşkı, hırçınlıkları, iç dünyasındaki değişkenlikleri öyle güzel anlatılmış ki, hayran oldum. Karşılıklı yazılan mektuplardaki dil, dönemin hitap şekilleri, yaşanan ıstıraplar naif bir dille kaleme alınmış, bu da eserin kolaylıkla sizi sarıp sarmalamasını sağliyor. Çağdaş Türk kadınının en büyük örneklerinden olan Halide Nusret Zorlutuna, ülkenin bir çok okullarında edebiyat ögretmenliği yapmış, bir çok derneğin de çalışmalarını başarılı bir şekilde yürütmüştür. Çağımızın en büyük düşmanı cehalet... Yaşamın her alanına sızmış durumda... Eğitime, ilime ve bilime yani kitaplara daha çok sarılmamız lâzım. Toplumun temel taşı aileyi meydana getiren kadınımızın daha fazla eğitime sarılması lazım. Eğitimli kadının yetistirdiği eğitimli bireylerle ancak bu iş çözülür. Olanaksızlıkların içinde bu kadınlar bunu başarmışlar, olanakların içinde biz neden yapamayalım?? Çocuklarımızı küçük yaşlarda kitaplarla tanıştırırsak kitapların ellerinden tutmasını sağlarsak, kitaplar onların elini hiç bırakmayacaktır. Bu güzel platformun hayatıma her yeni gün yeni bir eser, yeni bir yazar, yeni bir okur katması mutluluk verici. Bahar T sayesinde, Halide Nusret Zorlutuna ile tanıştım, kucaklaştım. Cağdaş Türk kadınınına örnek böylesi güzel kadınların olduğunu bilmek umut verici... Kitaplarla kalın... Sevgiyle ❤ (Leman Altıner)

"Seven, sevmiş olan kadın, affedebilir, fakat asla unutmaz!.." Yarım günde biten, elimden düşüremediğim bir kitap oldu. Her bir karakterin ayrı bir aşkı, her aşkın ayrı bir ıstırabı vardı. Aşkın insana neler yaptırdığını, neler yaşattırıp, neler hissettirdiğini gözler önüne seren harika bir kitap. Okurken, her karakteri ayrı ayrı hissediyorsun. Belki kızıyorsun, belki yapmasaydı böyle diyorsun ama yine de ona da hak veriyorsun. Okuyun, kesinlikle okuyun. (Nefise)

Sisli Geceler PDF indirme linki var mı?

Halide Nusret Zorlutuna - Sisli Geceler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sisli Geceler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Halide Nusret Zorlutuna Kimdir?

"Kadın yazarların annesi" olarak anılır. Hece ölçüsünde hamasi şiirleri ve konuşulan Türkçe ile yazılmış romanları vardır. Romancı Emine Işınsu'nun annesi, Pınar Kür'ün teyzesidir.

Yazımının dönemi 1901 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Erzurumlu Zorluoğullarından gazeteci Mehmet Selim, daha sonraki adı ile Avnullah Kazımi Beydir. Ünlü gazeteci Süleyman Tevfik Özzorluoğlu ise amcasıdır. Halide Nusret'in babası Avnullah Kazimi Bey, 1908 yılında "Fedekeran-i Millet Cemiyeti" adlı bir siyasi parti kurup muhalefete başladığı için İttihat ve Terakki Partisi yönetimi tarafından yıllarca sürgün ve zindan hayatı yaşamak zorunda bırakılmıştı; bu nedenle Halide Nusret çocukluğunda babasını çok az görebildi. Avnullah Bey bir süre siyasetten çekilmeyi kabul edip Kerkük'te mutasarrıf olarak görevlendirildiğinde ailecek Kerkük'e gittiler. Halide Nusret, bu dönemde özel hocalardan ders alarak Arap ve İran dillerindeki bilgisini geliştirdi. Kerkük'teki çocukluk yıllarını Bir Devrin Romanı adlı anı kitabında aktardı.

Aile, I. Dünya Savaşı'nın başladığı sırada İstanbul'a dönünce Halide Hanım Erenköy Kız Lisesi'ne devam etti. Bu okulda orta tahsilini yapmakta iken babasını kaybetti. Babasının ölümü üzerine yazdığı "Ağlayan Kahkahalar" adlı yazısı 1917 yılında Talebe Defteri adlı derginin yarışmasında birinci olup yayımlanınca edebiyat dünyasına adım atmış oldu.

Lise öğrenimini tamamladıktan sonra bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim gördü. Ekonomik koşullar nedeniyle çalışmak zorunluluğu doğunca Darülmuallimat sınavlarına girdi ve öğretmen olma hakkını elde etti. Öğretmenlik mesleğini çok sevdi ve kendisinin öğretmen olmak için yaratıldığı inancını her zaman ifade etti. İstanbul'da öğretmenlik yaparken bir yandan İstanbul Darülfünun'da Tarih Bölümü'ne devam etti, özel olarak İngilizce öğrendi.

Öğretmenlik Hayatı

Halide Hanım, 1924'te Edirne Muallim Mektebi'nde başladığı öğretmenlik görevini sırasıyla Kırklareli, Kars, Ardahan, Urfa, Karaman, İstanbul ve Ankara gibi yurdun çeşitli yerlerindeki liselerde yıllarca sürdürdü. 1926 yılında süvari yarbayı Aziz Vecihi Zorlutuna ile evlendi. Evlilik hayatı, eşinin 45 yıl sonraki vefatına kadar sürdü. 1930'da oğlu Ergün, 1938'de kızı Emine dünyaya geldi. Çok severek yaptığı öğretmenlik görevinden 1957'de Ankara Kız Teknik Öğretmen Okulu'nda çalışmaktayken kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Öğretmenlikle ilgili anılarını "Benim Küçük Dostlarım" adlı kitabında topladı.

Edebi Hayatı ve Faaliyeti

Halide Nusret, Küller adlı ilk romanını 19 yaşında iken kaleme almıştı. Milli Mecmua, Türk Kadını, Kadınlar Dünyası, Aydabir, Salon Mecmuası, Çınaraltı, Çağrı, Hilal, Defne, Hisar, Ayşe, Töre, Türk Edebiyatı dergilerinde ve Vakit, Zafer, Kudret, Haber, Yeni İstanbul, Sabah, Hürriyet gazetelerinde yazılar yayımladı. 1923'te yayımladığı Hanım Mektupları adlı eseri ile edebiyat dünyasında ilgi uyandırdı.

Şiir yazmaya mütareke yıllarında başladı. Kurtuluş Savaşı'nın etkisi ve heyacanıyla milli edebiyat akımına katıldı. Milli duygularla kaleme aldığı 'Git Bahar" adlı şiiri tanınmasını sağladı. Milli edebiyat akımı içinde değerlendirilen şiirlerinde hececi anlayışa bağlı kaldı. Ünlü şair Yahya Kemal'in şiirlerini ezberlediği ender şairlerden birisi olarak bilinir.

Halide Nusret'in sahnelenmemiş ancak basılmış piyesleri de vardır. Bazılarının adları şunlardır: Hatırsaymaz Kaymakam, Peçe ve Kafes, Rüzgardaki Yaprak, Suçlu Kim?, Asıl Aşk, Ali Usta'nın Torunları, Gecekondu Gülleri.

Sosyal Hayatı ve Faaliyeti

Halide Nusret, genç yaşlarından itibaren sosyal kuruluşlarda ve hayır cemiyetlerinde çalıştı. Türk Kadınlar Birliği, Türk Ocakları, Halkevleri, Muallimler Birliği, Yardım Sevenler Derneği, , Söroptomistler, Çocuk Haklarını Müdafaa Cemiyeti ve Çocuk Esirgeme Kurumu(Himaye-i Etfal Cemiyeti) yönetim kurullarında uzun yıllar hizmet verdi. 1959'da Türk Anneler Derneği'ni kuruluşuna öncülük etti. Türk Dil Kurumu'nun da kurucu üyelerindendi.

1975 yılı Birleşmiş Milletler tarafından 'kadın yılı' olarak ilan edildiğinde 'Kadının Sosyal Hayatını İnceleme ve Araştırma Derneği' tarafından düzenlenen sergi ve toplantıda Halide Nusret'e 'Ümmü'l-Muharrirat' (kadın yazarların annesi) unvanı verildi. 1983 yılında ise Basın Yayın Genel Müdürlüğü ile Türk Basın Birliği tarafından 'Basın Mesleği'nde 50 Yıl Şerefli Hizmet' belgesiyle plaket verildi.

Halide Nusret Zorlutuna, 10 Haziran 1984 günü İstanbul'da hayatını kaybetti.

Halide Nusret Zorlutuna Kitapları - Eserleri

  • Benim Küçük Dostlarım
  • Bir Devrin Romanı
  • Aşk ve Zafer
  • Küller
  • Aydınlık Kapı
  • Beyaz Selvi
  • Sisli Geceler
  • Bütün Şiirleri
  • Gül'ün Babası Kim?
  • Büyükanne

Halide Nusret Zorlutuna Alıntıları - Sözleri

  • Yoksa siz sade Türkçe taraflısı değil misiniz? (Büyükanne)
  • Fakat zaman; hangi ateşi küllemez ki?... (Bir Devrin Romanı)
  • Bir yanda bu sefahat, öbür yanda alabildiğine sefalet: Sessiz sedasız aç biilâç ölen, bu memlekete hizmet etmiş ihtiyarlar… Bu memlekette belki en büyük hizmeti edecek çocuklar… Dayanamıyorum, kafam ve kalbim parçalanıyor. (Aydınlık Kapı)
  • ../“ilk ders”ten çıkarken birdenbire Tanrı’nın beni “öğretmen olsun” diye yarattığını anlamış, bir anda bu mesleğe şifasız bir tutku ile tutulmuştum.. (Bir Devrin Romanı)
  • "Bana ta'neylenen gafil, Seni görgeç utanmaz mı?" (Aşk ve Zafer)
  • Sanki namütenahi büyük bir ayna, sonra üstünde pembe, samani, erguvani pırıltılar... Düşündüm ki hayatta, kalbi bu denize benzeyen insanlar da vardır.. (Sisli Geceler)
  • “Bilmez, anlamaz, yapamaz!” hükümlerini kaç defa, kaç yüz defa, bir idam hükmü dinler gibi, içimde bir şeyler yırtılarak, koparak dinlemişimdir! (Aydınlık Kapı)
  • "Dün gece pür sitare göklerde İki yıldız ilişti gözlerime. Eğilip derhal eyledim secde, Benziyorlardı çünkü gözlerine!..." (Aşk ve Zafer)
  • "İslâm'ın beş temelinden biri olan 'zekat'a gereken önemi verirsek elbette anayurt sınırları içinde aç, çıplak, sefil bir tek insan kalmaz Nur Kardeş." (Büyükanne)
  • "Kızları da içimize alalım. Onlar da Türk çocuğu değil mi? Şerefimizi kurtarma işine onlar da katılsınlar." ...Atamız ne demiş: 'Yalnız erkekleri çalışan bir millet, tek kanatla uçmak isteyen bir kuşa benzer, yükselemez.' (Büyükanne)
  • Ya Rabbi! Çilem daha dolmayacak mı? (Gül'ün Babası Kim?)
  • "Seni Suzan"dedim. "Bu sene geçen seneden, bugün dünden ve şu dakikada da bir dakika evvelinden daha çok seviyorum." (Küller)
  • İhtiyaca yabancı geçebilse bir günü Böyle paçavra gibi sürünmezdi ömrünü Hayat değil onunki, zaten, uzun bir sızı, İhtiyaç! Yılan yüzlü, ölüm yüzlü ihtiyaç! Bir tek gün çalışmazsa yavruları kalır aç! (…) Her ne olursa olsun mevkiiniz, yaşınız Karşısında hicapla iğilmez mi başınız? (Bütün Şiirleri)
  • "Sever hayatı beşer ta seri mezarında!" (Sisli Geceler)
  • Otomobilinden bile biraz in Gözlerini yuman gururunu yen Eğer bir parça et değilse kalbin Parça parça olur merhametinden Burada öyle feci manzaralar var! (Bütün Şiirleri)
  • "Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer!" (Küller)
  • "Dünyada vatan aşkından daha büyük bir aşk tasavvur edebilir misiniz...?" (Aşk ve Zafer)
  • Dünya bedbahtlarla, yaralılarla dolu, yarasız insan yok… Kimsenin derdi kimseninkine benzemiyor. (Aydınlık Kapı)
  • Niçin yalan söylüyorlar? Niçin?.. - Nasıl da masum masum yalan söyleyebiliyorlar? (Benim Küçük Dostlarım)
  • İçime damla damla "ölüm" çöküyor. Bu soluk mavi gökte, bu gümüş afaklarda²⁰⁷, bu ıslak toprakta hep ölüm... Hep ölümün sonbahara ve sonbaharın ölüme benzeyen o gizli, o acı yeisi var!... 207 Afak: Ufuklar. (Küller)