Sızı - Canan Tan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sızı kimin eseri? Sızı kitabının yazarı kimdir? Sızı konusu ve anafikri nedir? Sızı kitabı ne anlatıyor? Sızı kitabının yazarı Canan Tan kimdir? İşte Sızı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Canan Tan
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786050955217
Sayfa Sayısı: 168
Sızı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Başımı göğsüne dayayıp
Ağlamamı bekleme benden
O baş çoktan ayrıldı gövdesinden
Ruhun bedenden ayrılması gibi
Sessizce, ama onurlu
Gitme kal, diyemem
Git…
Bu baş bunu da atlatır
Ama…
Yürek için söz veremem!
Sızı Alıntıları - Sözleri
- Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında.. Franz Kafka
- "Mutlu insanlar çok iyi yazamaz!"
- "Mutlu insanlar çok iyi yazamaz!"
- Kendimi bildim bileli her fırsatta bir odaya kapanır; okur... okur... okurdum!
- "Aşk insanın başına gelebilecek en iyi şeydir." John Steinberg
- "İnsan hiç tanımadığı, yüzünü bile görmediği birini neden özlesin ki?"
- İnsan hiç tanımadığı, yüzünü bile görmediği birini neden özlesin ki?
- "Her ölüm, erken ölümdür."
- “İyi ki beklemişim seni”
- "İnsan hiç tanımadığı, yüzünü bile görmediği birini neden özlesin ki?"
- Yeniden yaşamak istiyorum seni Beni bırakıp hiç gitmemişsin gibi..
- “Hayat çok yorucu geliyor artık bana bitanem”
- Birdebire ıssızlaşıvermiş tek kişilik dünyamda yaşıyorum.
- O günkü notunda, “Hayatı güzel olduğu için değil, içinde sen olduğun için seviyorum!” diyordu Erkan.
- “Her aşkın zorlu bir sınav dönemi vardır” diyordu. “O sınavı aşabilirseniz zafer sizindir."
Sızı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sızı, Canan Tan'ın okuduğum sekizinci kitabı. Genel itibariyle dinlenmek istediğim dönemlerde akıcı olduğu için tercih ettiğim bir yazar belki. Ama bu kitapta eksik olan çok şey var. Mesela betimleme hiç yok, olay örgüsü 3-5 kişi arasında geçiyor. Ve kesinlikle bir sonraki cümleyi kolayca tahmin edebiliyorsunuz. Üstelik çok fazla devrik ya da yanlış tamamlanmış cümleye rastladım. Hatta tüm kitap boyunca ismi Erkan olan ana karakterlerden biri 147. sayfada Erhan oluyor. :) Yayınevi hatası büyük ihtimalle. Ama Tual'in seslendirdiği 'Yine Aylardan Kasım' adlı güzelim şarkının söz yazarı olarak Koray Avcı demesi (syf: 97) beni hem güldürdü hem de üzdü. Bir yazar yazmak istediği konuyu önce iyice araştırmalı ve doğru bilgiyle yazmalı kitabını. Sonuçta kitaplardan öğreniyoruz çoğu şeyi. Canan Tan ve yayınevi kaynaklı hataları bir yana bırakırsak Filiz Özkol'un önce annesi ile sonra da sevgili eşi Erkan'la yaşadığı bu hikaye çok üzdü beni. Güzel şeylerin çabuk bittiğine, kısa sürdüğüne dair inancım iyice arttı ve üzdü beni. Bazı yerlerde gözümden yaş da akmadı değil. Umarım Ahmet'le ve oğullarıyla güzel bir ömrü olur. Yine de tavsiye eder misin diye sorarsanız: Etmem. Bu hikaye daha güçlü bir şekilde anlatılabilirdi. Tabii abartıdan uzak kalınarak. :) Spoiler vermeyeceğim. Abartmaktan kastettiğimi okuyan arkadaşlarım mutlaka anlamıştır. Sevgiyle. Keyifle okumalar. (Cansu Atay)
Selamünaleyküm sevgili okurlar: yazar/canan-tan'ın okuduğum en basit kitabıydı diyebilirim. Çünkü şöyle; kitapta gerçekten çok basit bir olay örgüsü vardı. Ve bu kitabı hâliyle basitleştirmiş. Kitabın içinde çok az şahıs kadrosu var, betimleme maalesef zayıf. Gerçekten sanki bir paragraf okudum gibi geldi. Nasıl diyebilirim yazar/canan-tan beni epey şaşırttı. Kitabın olayı bir çocuğun yazabileceği bir olaydı. Yani misâl kitapta bir şey oldu, hemen kitabın devamı ne olacak tahminde ziyâde, ne olacağını biliyorsun gibi geldi. Bence çok saçma bir konu işlenmişti. Onun dışında pekte konuşulacak bir şey yok. "Kitabı maalesef önermem..." UMARIM FAYDALI OLMUŞTUR;)) (Derûn)
Kitabın Yazarı Canan Tan Kimdir?
Canan Tan Ankara'da doğdu. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunudur. Kendisi değişik edebiyat türlerindeki yarışmalarda birçok derece ve ödül aldı.
Kariyeri
"Eczacı iken, nasıl edebiyatçı oldunuz ?" sorusuyla sıkça karşılaştığını vurgulayan Tan, asıl sorunun "Edebiyatçı iken nasıl eczacı oldunuz?" diye sorulması gerektiğini belirtiyor. Bunun nedeni ise edebiyata olan ilgisinin daha önce başlaması. Lise yıllarında, Hisar Dergisi'nin düzenlediği şiir yarışmasında aldığı birincilik bu dünyanın kapılarını ona aralamış. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Basın Yayın bölümünü Türkiye derecesi ile kazanarak, yakınlarının isteği doğrultusunda eczacılık fakültesini tercih etmiş, ancak daha sonra evlenerek Diyarbakır'a gelin olarak gitmiş ve orada yaşadığı süre içinde yazım hayatını sürdürse de bunları gün ışığına çıkartmamıştır. Ne Diyarbakır'a gitmesinin, ne de eczacılık mesleğini tercih etmesinin onun için bir eksik değil aksine Piraye, Eroinle Dans, En Son Yürekler Ölür adlı eserlerine birer ilham kaynağı olduğunu belirtmiştir.
Bu sıralarda yazdığı bir öykü, Hürriyet Gazetesi'nin düzenlemiş olduğu bir yarışmada birinci olmuş ve fotoroman olarak çekilmiştir. İzmir'e geldiği sıralarda da bir çok öyküsü ona ödüller getirmiştir. Bunun yanı sıra Hürriyet Ege ve Yeni Asır'da konuk köşe yazarı olarak güncel yazılar, Milliyet Pazar'da mizahi yorumlar yazmaya başlamış. İlk kitabı olan İster Mor, İster Mavi 1996'da Aziz Nesin'in birinci ölüm yıldönümünde İnkılap Kitabevi'nin düzenlediği mizah öyküleri yarışmasından başarı elde ederek basılmıştır ve aynı zamanda Canan Tan'a, Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanını kazandırmıştır. Devam eden mizahi öyküleri ve çocuklar için yazdığı eserleri ona bir çok ödüller getirmiştir. Asıl sağlam adımlarını yetişkinler için çıkardığı ilk roman olan Çikolata Kaplı Hüzünler ve devamında gelen Piraye adlı eserleriyle atmıştır. Hafta da üç gün ise Yeni Asır'da köşe yazıları yazmış ve 2004 yılında kazandığı köşe yazarı ödülüyle de bunu noktalamıştır. Daha sonra yarışmalara katılmaya son vermiş, okurlarının sevgisi için yazmayı sürdürmüştür.
Ödülleri
Türk Kütüphaneciler Derneği'nden, Türkiye'deki kütüphaneler bazında, "2009 yılının en çok okunan yazarı" ödülü/ 2010
İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü'nden 2004 Yılı Köşe Yazarı Ödülü
10.Orhon Murat Arıburnu Ödülleri'nde, uzun metrajlı film öyküsü dalında Birincilik Ödülü/ 1999
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Cumhuriyetin 75.Yılı Çocuk Öyküleri Ödülü /1998
İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Romanları Ödülü/ 1997
Rıfat Ilgaz Gülmece Öykü Yarışması'nda Birincilik Ödülü/ 1997
BU Yayınevi'nin Çocuk Öyküler Yarışması'nda 1. Mansiyon/ 1997
İnkılap Kitabevi'nin Aziz Nesin Gülmece Öykü Yarışması'nda basılmaya değer görülen İster Mor, İster Mavi adlı kitabıyla, Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanı/ 1996
1.Ulusal Nasrettin Hoca Gülmece Öykü Yarışması'nda 1. Mansiyon/ 1988
Kelebek (Hürriyet) Gazetesi'nin senaryo yarışmasında birincilik ödülü
Canan Tan Kitapları - Eserleri
- Yüreğim Seni Çok Sevdi
- Aşkın Sanal Halleri
- Yolum Düştü Amerika'ya
- Piraye
- Eroinle Dans
- En Son Yürekler Ölür
- İz
- Söylenmemiş Şarkılar
- Hasret
- Issız Erkekler Korosu
- Çikolata Kaplı Hüzünler
- Beyaz Evin Gizemi
- İster Mor İster Mavi
- Ah Şu Uzaylılar!
- Beşiktaş'ım Sen Çok Yaşa!
- Fanatik Galatasaraylı
- Oğlum Nasıl Fenerbahçeli Oldu?
- Sevgi Dolu Bir Yürek
- Sevgi Yolu
- Arkadaşım Pasta Panda
- Sol Ayağımın Başparmağı
- Sokakların Prensesi Şima
- Türkiye Benimle Gurur Duyuyor!!!
- Aliş Sünnet Oluyor Maviş de Gelin
- Aliş'e Kardeş Geliyor
- Sokaklardan Bir Ali
- Hayvanat Bahçesinde
- Aliş Okula Başlıyor
- Aliş Anaokulunda
- Uzay Kampı Maceraları
- Pembe ve Yusuf
- Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!
- Kelepçe
- Başıbozuk Sevdalar
- Şiirce
- Sızı
- Issız Kadınlar Sokağı
- Anneannem İnternette
- Uzaylılar Aramızda
- Önce Sen Vardın
- Sokaklardan Bir Ali
- Piraye
- Hasret
Canan Tan Alıntıları - Sözleri
- Nefretin olduğu yerde soluk alamazdım ben. (Söylenmemiş Şarkılar)
- Biliyorsun, ne yaşanmış olursa olsun… önce sen vardın! (Önce Sen Vardın)
- Gerçekler ortada. "İnsanı ağlatan, imkânsızlıklardır. Ve çaresizlik! senin asla bana ait olmayacağını düşünmek.. kabullenmek zorunda olmak..vazgeçememek, sınır tanımaz sevginin büyüklüğü karşısında âciz kalmak.." Bunlara ağladım işte ben. (Aşkın Sanal Halleri)
- Rahat kıçına mı battı? (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Evet, ne kadar gayret gösterirsem göstereyim “Çabalama kaptan ben gidemem!” diyordu evliliğimiz. (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Ben de seni sevdikten sonra kendime hiç rastlamadım. (Piraye)
- Hasret taneleri biriktirdim senin için. Hiçbir zaman veremeyeceğimi bilsem de. (Issız Erkekler Korosu)
- Beni öyle yalana inandır ki, Ömrümce sürsün doğruluğu... Özdemir Asaf (Issız Erkekler Korosu)
- “Koca var Baş tacı edilir. Koca var Kilim niyetine yere serilir. Hatta yetmezmiş gibi Üstünde tepinilir.” (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- En acısı da ne biliyor musun..? "Aslında sana hiç sahip olamadığımı, seni kaybettiğimde anlamış olmam." (Yüreğim Seni Çok Sevdi)
- Sırtlan: ''İnsanlar birbirini Çok severler sanmayın ! Parçalarlar , kırarlar, Kıstırırlar , boğarlar; Bir küçük çıkar için Gözlerini oyarlar...'' (İster Mor İster Mavi)
- "Yeni fikirler, gereksinimlerden doğarmış..." (İster Mor İster Mavi)
- Gel artık bebeğim.... Gel artık! Daha fazla bekleyecek gücüm kalmadı. Bak, baban da, ben de sabırsızlıkla yolunu gözlüyoruz Gel artık Haşim Artukoğlu! Babanın adını yaşatmak için gel artık... (Piraye)
- "Boş ver!" dedi kaygılarına. Çarpıkistan'da, az sayıda olsa bile, "çarpık" lar kadar, "Davut" lar da bulunmalıydı... (Anneannem İnternette)
- Ölmüş! Öyle diyorlar, inanamıyorum. (İz)
- "Yalanla,dolanla, Hileyle,talanla Dört ayak üstüne düşmeyi Marifet sayanlar... İşte onlar, İnsanlar! Aslında bazıları İki değil, Dört değil, Kırk tane ayaklılar... Her biri çevremizde Yaşayan Kırkayaklar!..." (İster Mor İster Mavi)
- "Şampiyon Galatasaray" (Fanatik Galatasaraylı)
- Sen demez miydin, özleme dayanmak için onu parçalara bölmek gerek, diye? (Eroinle Dans)
- “Kadın var Pırıl pırıl Tektaş pırlanta misali. Kadın var Çakıl taşı Ondan daha değerli.” (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Ses çıkarmıyorum. Haklı evden kaçan çocukların sokaklarda yattığını bilmiyor muydum sanki?... Adı üstünde: Sokak çocuğu. Evi: Sokaklar... (Sokaklardan Bir Ali)