Son İnsan - Mary Shelley Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Son İnsan kimin eseri? Son İnsan kitabının yazarı kimdir? Son İnsan konusu ve anafikri nedir? Son İnsan kitabı ne anlatıyor? Son İnsan PDF indirme linki var mı? Son İnsan kitabının yazarı Mary Shelley kimdir? İşte Son İnsan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Mary Shelley

Çevirmen: Belkıs Korkmaz

Editör: Seçkin Selvi

Editör: Ayça Sezen

Tasarımcı: Utku Lomlu

Orijinal Adı: The Last Man

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750748950

Sayfa Sayısı: 616

Son İnsan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Gotik edebiyat alanı, kadın yazarların sivrildiği bir türdür. Bazı eleştirmenler bu olguyu kadın yazarların özel yaşamlarında babalarından, sevgililerinden ve kocalarından gördükleri baskı, taciz ve zulümden etkilenmelerine bağlarlar. Mary Shelley de 1826’da yayımlanan Son İnsan romanıyla gotik edebiyata özgü bilimkurgunun alt türü olan apokaliptik romanın ilk modern örneğini veren ve bu türün önde gelen yazarı oldu. Vahiy ya da gelecekle ilgili sırların aydınlığa kavuşturulması anlamındaki apokalips sözcüğünden türemiş olan apokaliptik kurgu, salgın hastalık, nükleer savaş, sibernetik ayaklanma, doğaüstü olaylar, ekolojik felaketler ya da başka afetler yüzünden uygarlığın sonunun gelmesini irdeler.

Son İnsan, bugün sıradan sayılacak kadar yaygınlaşmış bir konuyu, insanlığın yok oluşunu ele alan ilk büyük romandır. Shelley, bir salgının Batı dünyasındaki etkilerini Romantik dönemin akıcı üslubuyla dramatize eder ve gerçek kişilerin yansıması olan zıt karakterler eksenindeki bir kurguyla aktarır. Romandaki başlıca karakterler kısmen ya da tamamen Shelley’nin çevresindeki kişilerden esinlenmiştir. Örneğin doğal bir cennet arayışı içinde tanıdıklarını peşinden sürükleyen Adrian, yazarın eşi Percy Bysshe Shelley’nin kurgulanmış portresidir. Yunanlarla savaşmak için İngiltere’den yola çıkan ve İstanbul’da ölen Lord Raymond ise Lord Byron’ın yaşamından esinlenmiştir. Roman, yazarın “seçkinler” diye adlandırdığı çevresini kaybetmekten duyduğu acıyı ve dünyanın anlamsızlığını, bireyin tarihi yönlendirme gücünden yoksun oluşunu da dile getirir. Shelley günlüğünde “son insan”dan “alter egom, ikinci benliğim, yoldaşlarımın benden önce ölmesiyle sevgili bir gruptan geri kalan yadigâr” olarak söz eder.

Son İnsan Alıntıları - Sözleri

  • Ufak zorlukların devasa boyutlara ulaştığı zamanlar vardır.
  • Bir yıldız gökte bir başına ışıldarken, Nasıl güzelse, o da öylesine güzel.
  • Kalbi şefkate kapalı insan var mıdır?
  • Bizler, bu gezegenin sakinleri, sonsuz uzayın sakinleri arasında en küçük topluluk olan bizler kimiz?
  • Güneşin rüzgardan üstün olduğunu söyleyen masal haksızdır.
  • Her birimiz ve hepimiz suya düşen kar tanesinden daha kırılgandık, ama birkaç kişilik kısa ömürlü yaşantımıza renk ve anlam katmaya çalışıyor, zevk almadığımız bir tek ânın bile olmamasına gayret ediyorduk.
  • Ah, gönül tellerim, parçalanmış olabilirsiniz, ama acıyla döktüğüm kanlı gözyaşları ruhumu henüz tüketmedi!
  • Gözlerimi bir daha açmamak üzere kapatmaktan memnun olurum.
  • Tanrı azgın belalar yolluyor yukarından, Veba ve kıtlık; yığınlarla insan ölüyor. Büyük öfeksiyle gazabının yeniden saldırıyor
  • Ey insanoğlu, çiçeklerle bezenmiş yeryüzündeki tüm miras hakkından el çek, yeryüzünden sana kalabilecek tek şey, ölülerin gereksinim duyduğu küçük bir çukur.
  • Her şey gelişir, değişir ve ölür; yanan yüreğimdeki mutsuzluk hissinin dışındaki her şey.
  • Daha doğuşundan beri dev olarak adlandırdığım aşkım, umutsuzlukla mücadele ediyordu. Savaş alanı olan yüreğim birisinin demir ökçesiyle yaralanmış, ötekinin sel gibi akan gözyaşlarıyla ıslanmıştı.
  • Geceler geçiyordu; uğursuz karanlığında güneşin daha doğmadan yaşlandığı geceler.
  • Umutsuzlukla ve bezginlikle mücadele ediyordum, fakat onlar yoğun bir duman gibi beni boğuyordu.
  • Ey yürek, sen bana neden keder fısıldıyorsun?

Son İnsan İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Apokaliptik eser nedir hiç duydunuz mu ? Dün hikayemde tanımını yapmıştım. Nükleer ya da biyolojik bir savaş ile dünyanın sonunun gelmesi ve dünyada kalan son insanların yaşamlarını ele alan eserlerdir. Şu an okuduğumuz bu kitap Gotik edebiyatın güzel örneklerinden ve aslında edebiyatta da ilk apokaliptik eser olarak kabul ediliyormuş. Yazarımızın 1826’da kaleme aldığı Son Insan’ı okurken yakın zamanda okuduğum Kızıl Veba’yı anımsadım . İlkler güzeldir ve önemsenmelidir . Son İnsan bu türün ilk örneği ise neden az kişi okumuş acaba diye düşünmedim değil. Hele ki bu veba ile bizler de mücadele ediyorsak muhakkak okuyunuz. Betimlemelerin ağır bastığı bölümlerde sıkıldım elbet ama konu Türk-Yunan anlaşmazlıklarına dayanınca şaşırarak da okudum elbet. Ee bir kısım da İstanbul’da var. Yazarımız ayrıca Shakespera ‘a Yunan mitolejisine zaman zaman yer vermiş. O da ayrı bir tat katmıştı. Sankiiii çok uzattım iyi okumalaaaarrrr (kumrukitap)

Mart ayının ilk kitabını bitirdim ve üzerine birkaç şey söylemek istediğim çok farklı ayrıca tartışmaya her yönden açık bir eser kesinlikle. Shelley’den okuduğum ikinci kitap bu arada. Frankenstein en sevdiğim ve unutulmaz bulduğum klasikler arasında. Kadın Klasikler serisinden okuduğum bu ilk kitap hem gotik edebiyat ürünü, hem de bir bilimkurgu. 21.yy’da geçen bu eser salgını ve dehşeti anlatan apokaliptik bir kurguya sahip. London’un okuduğum Kızıl Veba kitabıyla çok fazla benzerlikleri olduğunu söyleyebilirim, o kitap da bir postapokaliptik eserdi ayrıca. Apokaliptik kurguya sahip kitaplar bilimkurgunun alt bir ürünü olup insanlığın sonunun gelmesini ve dehşetli felaketleri konu edinir. Son İnsan’da bu kurguya sahip eserlerden biri ve ilk modern örneği temsil ediyor. Olaylar ve karakterlerin hayatındaki değişimler çok hızlı ilerlemesine rağmen çok derin bir kitap. Karakterlerin ruh hali, hedefleri ve istekleri içinize işliyor adeta. Üç bölümden oluşan kitap; birinci bölümde bizleri İngiltere’de karşılıyor ve siyasi değişimlere uğrayan bir yönetim biçimi anlatıyor. İkinci bölümde “Veba” ile tanışıyoruz ama ondan önce yazarın üzerinde durduğu bir konudan bahsetmek istiyorum; Türkler ve Yunanlılar. Müslümanların barbar olduğunu dile getiriyor kendisi. Bu iki millet arasında sürekli yaşanan gerilimden ve savaşlardan da sayfalar dolusu bahsetmiş. Bunun dışında harika bir kitaptı. Üçüncü bölüm ise insanlığın salgınla savaşını ve yaşanan acı dehşeti anlatıyor. Son İnsan, Yunan mitleriyle, Shakespeare’la ve Lord Byron şiirleriyle beslenmiş resmen. Bir drama havası vermiş bunlar kitaba. Okuması daha da zevkli oldu bu nedenle. Uzun zamandır böyle değişik ve ilginç bir kitap okumamıştım. Farklı duygulara tanık olmak istiyorsanız hazır Pandemi’nin içindeyken bu kitaba bir bakmalısınız bence. (Sultan)

Mary Shelley’in sadece Frankenstein ile bilinmesi ne üzücü bir şey. Bu kitap, kült kitabına nazaran daha uzun betimlemeler içermekte. Lakin dili çok akıcı, okurken cümleler yağ gibi akıyor adeta. Kitap bir çok yazar ve şairden alıntılarla dolu. Shakespeare, Homeros, İncil, Tevrat, Lord Byron hatta eşi Percy Shelley’in şiirlerinden alıntılar yapar. Kitabın konusu günümüz Covid-19 misali veba! Salgın hastalıkların insanların başına bela olduğu bir dönemde geçiyor kitap 22 yüzyılda. Şunu belirtmek isterim; Mary Shelley’in entelektüel birikimine ve insan üzerinde yaptığı psikolojik tahlillere hayran kaldım. Biraz uzun soluklu bir kitap okumak isterseniz tavsiye ederim. (Ronin Himura)

Son İnsan PDF indirme linki var mı?

Mary Shelley - Son İnsan kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Son İnsan PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mary Shelley Kimdir?

1797 yılında Londra'da doğdu. Babası William Godwin, radikal siyasal görüşleriyle tanınan bir yazar, annesi Mary Wollstonecraft ise dönemin etkili bir kadın hakları savunucusuydu. Annesi doğumu sırasında ölünce, babası tarafından büyütüldü ve doğal olarak ondan ve arkadaş çevresinden oldukça etkilendi. Bu şartlar altında edebiyat ve felsefe'nin başlıca ilgi alanları olması kaçınılmazdı. Çocukluğunun büyük bölümünü kitap okuyarak, hikayeler yazarak geçiren Mary 1814'de, dönemin en gözde romantik şairlerinden Percy Bysshe Shelley'e aşık oldu. Percy Shelley'in evli olması nedeniyle İsviçre'ye kaçmak zorunda kaldıklarında Mary henüz 17 yaşındaydı. Babası William Godwin bu ilişkiye karşı çıktı. İki sevgili, Percy'nin eşinin 1816'da ölümünden sonra Londra'ya dönüp evlenebildiler. Ardından İtalya'ya yerleştiler.

Frankenstein'in düşüncesi; Mary'de, 1816 yazında yarı uyanık olarak gördüğü bir kabus sebebiyle oluştu ve hikayeyi geliştirmesi için eşi tarafından desteklendi. Frankenstein ya da Modern Prometheus 1818 başlarında yayımlandı. Romanın doğuşunda, İngiltere'deki sanayi devriminin, Locke ve Hobbes gibi düşünürlerin etkisini de görmek mümkündür. 1822 yılında eşini bir tekne kazasında kaybeden Mary, Londra'ya döndü ve 1851 yılında ölünceye kadar profesyonel yazarlık yaptı. Frankenstein; kuşaktan kuşağa bir korku klasiği olarak aktarılsa da, öyküde doğrudan korkuya yapılan bir gönderme yoktur aslında. Katil, canavar denilen yaratık ve yaratıcısı Dr. Frankenstein kurbandır aslında. Modern çağa ve rasyonel aklın egemenliğine karşı romantik başkaldırının metaforudur onlar. Yani toplum dışına itilen, kendi savaşını veren ve bu savaşta yenilen farklı insanların acıklı öyküsüdür.

Daha çok Frankenstein ile anılan Mary Shelley ayrıca, Lodore, Falkner (1837), Perkin Warbeck ve insanlığın yavaş yavaş yok oluşunu inceleyen ve 1826'da yayımlanan apokaliptik bir roman olan The Last Man'in de yazarıdır.

Mary Shelley Kitapları - Eserleri

  • Frankenstein ya da Modern Prometheus
  • Frankenstein
  • Ölümlü Ölümsüz
  • Frankenstein Cilt 1
  • Maurice, ya da Balıkçının Kulübesi
  • Frankenstein Cilt 2
  • Mathilda
  • Karanlık Yazılar
  • Son İnsan
  • Transformation

Mary Shelley Alıntıları - Sözleri

  • Ah beklenti, sen ne korkunç şeysin, hele bir de ümitten ziyade korkuyla beslendiğinde! (Karanlık Yazılar)
  • Ey insanoğlu, çiçeklerle bezenmiş yeryüzündeki tüm miras hakkından el çek, yeryüzünden sana kalabilecek tek şey, ölülerin gereksinim duyduğu küçük bir çukur. (Son İnsan)
  • "Kederim seninkinden büyük çünkü pişmanlığın acı iğnesi, ölüm beni alana kadar yaralarıma batmayı bırakmayacak." (Frankenstein)
  • Bir kötülük başka bir kötülüğü yaratır. (Maurice, ya da Balıkçının Kulübesi)
  • Ayrım gözetmeksizin her şeyi öğrenmek de istemiyordum. İtiraf edeyim, ne dillerin yapısı, ne hükümetlerin işleyişi, ne de çeşitli devletlerin siyaseti çekici geliyordu bana. Öğrenmek istediğim, yerin ve göğün sırlarıydı: Beni ister eşyanın dış görünüşü, ister doğanın iç düzeni, isterse insanın gizemli ruhu zapt etmiş olsun, araştırmalarım hep metafiziğe, ya da bu kelimenin en yüksek anlamıyla dünyanın fiziki sırlarına yönelikti. (Frankenstein ya da Modern Prometheus)
  • İnsanın iyiliğine nasıl inanırım artık? (Frankenstein Cilt 1)
  • Ben okumayı Bayan Barnet'in İncil'inden öğrenen çocuklardan biriyim. O 'iyi komşuluk karşılığı' diyerek bunun için para almazdı ama her Pazar ona bir sepet sebze ve meyve götürür, her güz bizim en iyi elma şarabımızdan bir düzine verirdik. (Maurice, ya da Balıkçının Kulübesi)
  • ... dünya bir lahit, gökyüzü bir yeraltı mezarı, biz ise yürüyen ölüleriz. (Karanlık Yazılar)
  • Tanrı'nın yarattığı Adem'in bile Havva'sı vardı. Benim kimim var? Herkesin tek başına bıraktığı yapayalnız bir kişiyim ben. (Frankenstein)
  • Beni sadece kararlılığımın verdiği güç ayakta tutuyordu. (Frankenstein Cilt 1)
  • Ah o sonu gelmez zamanın ağırlığı! O bir türlü geçmek bilmeyen saatlerin bezdiriciliği! (Ölümlü Ölümsüz)
  • Tek tesellim yalnızlıktı; derin, kapkaranlık, ölüm gibi bir yalnızlık. (Frankenstein ya da Modern Prometheus)
  • İhtiras kusur değildir. Deli, genellikle öngörülü olduğunu sanan kişidir.Ve bazen, habercilerimizin örneğinde olduğu gibi, hayal kurmaya devam etmek gerekir... Gerçeğe dokunabilmek için... (Frankenstein Cilt 1)
  • Ancak yapmamaları gereken şeyi yapan insanlar, işledikleri suçun hayır getirdiğini nadiren görürler. (Maurice, ya da Balıkçının Kulübesi)
  • Bak Mathilda, insanlar için gözlerini feda etsen, zaten kördü derler. (Mathilda)
  • “Bir şeyin sana ait olduğunu anlamak için onu özgür bırak Mathilda" (Mathilda)
  • "Nedir bu ölüm? Seni bir daha görememek mi? Kendi parçamdan ayrılmak mı?" (Mathilda)
  • Ölüm her zaman, yüzüstü bıraktıklarını, birbirinde ayıracağı vakitten önce acı çektirerek yakınlaştırır. (Frankenstein Cilt 1)
  • Daha doğuşundan beri dev olarak adlandırdığım aşkım, umutsuzlukla mücadele ediyordu. Savaş alanı olan yüreğim birisinin demir ökçesiyle yaralanmış, ötekinin sel gibi akan gözyaşlarıyla ıslanmıştı. (Son İnsan)
  • ”güvenmek sevmekten daha değerli, zamanla anlarsın.” (Mathilda)