Sonsuz Aşk - Ian McEwan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sonsuz Aşk kimin eseri? Sonsuz Aşk kitabının yazarı kimdir? Sonsuz Aşk konusu ve anafikri nedir? Sonsuz Aşk kitabı ne anlatıyor? Sonsuz Aşk PDF indirme linki var mı? Sonsuz Aşk kitabının yazarı Ian McEwan kimdir? İşte Sonsuz Aşk kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Ian McEwan
Çevirmen: Ülkem Gürpınar Çorapçı
Orijinal Adı: Enduring Love
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750701399
Sayfa Sayısı: 256
Sonsuz Aşk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Joe Rose, altı haftalık bir ayrılıktan sonra Amerika'dan dönen sevgilisi Clarissa ile buluşmasını kutlamak üzere kent dışında bir piknik düzenlemiştir. İki sevgilinin baş başa geçirdikleri dakikaları, göklerde süzülen bir balon bozar. İçinde iki yolcu bulunan balon, kırlara inecek gibiyken ansızın yükselmeye başlar. Çevrede bulunan birkaç kişiyle birlikte Joe da yardımcı olmak üzere balona doğru koşar. Ancak hiçbiri, o anın ve onu izleyen trajik olayların, yaşamlarını ne kadar etkileyeceğini bilmemektedir. Balonu indirmek için halatlara asılanların biri yere düşerek ölür. Bu balon kazası, Joe ile Clarissa'nın yaşamlarına bir felaket gibi çöker. Yardıma koşan kişilerden biri olan Parry, tuhaf bir tutkuyla, hatta sapkınca bir aşkla bağlandığı Joe'nun hayatını cehenneme çevirir. Telefon ederek, mektuplar yazarak, peşine düşerek onu huzursuz eder, cinayetin, deliliğin sınırına getirir. Ian McEwan, çağdaş edebiyatın kara büyücüsü. Her romanında olduğu gibi Sonsuz Aşk'ta da okurunu şiddet, cinsel sapkınlık ve paranoya dolu dünyalarda gezdirmeyi başarıyor.
Sonsuz Aşk Alıntıları - Sözleri
- Aşkın nasıl bir armağan olduğunu ancak kaybedince anlarsın.
- Çalışmak bir kaçıştı, o sırada bundan en ufak bir kuşku bile duymuyordum.
- ..eğer işimize gelmiyorsa gözümüzün önündekini görmez olduk.İnanmak görmektir.
- İnsanın düzen ihtiyacının düzensizlik eğilimiyle karşı karşıya geldiği, uygarlığın hoşnutsuzluklarıyla çarpıştığı yerde bir sürtünme, büyük bir aşınma çıkar ortaya.
- Güzellik hakikattir, hakikat de güzellik.
- Kalplerini ve zihinlerini sevdiklerinden koparamayan insanlar yaşam mücadelesinde yenilmeye mahkûmdular, hiçbir kalıtsal iz bırakamazlardı.
- Sürekli olması gereken,hiçbir zaman üzerinden atamadığın bir sevgi nasıl her zaman merhametli olabilir ki?Bu bir ısı,bir sıcaklık,Joe ve seni yakabilir.Seni yakıp kül edebilir.
- Her zaman daha önce gelen nedenler vardır.Her başlangıç bir hiledir,birini ötekinden üstün kılan şey ise ardından geleceklere ilişkin ne kadar ipucu verdiğidir.
- "Dil olmadan düşüncenin de var olamayacağı inancı kesinlikle doğru değil. Bir düşünce, bir duygu, bir duyum vardı içimde ve bunu tanımlayan sözcüğü bulmaya çalışıyordum."
- Hepimizin öğrenmesi gereken bir şey de alçakgönüllülük..
- "İnanmak görmektir."
- "Kendimizi bilimsel yönden ne kadar donanımlı görsek de, ölüler karşısında duyduğumuz korku ve saygı bizi şaşırtır. Belki de gerçekte bizi şaşırtan şey yaşamdır..."
- Bütün bebekleri güldüren gizli, ortak bir espri mi vardı? Ya da Tanrı eğilip onları gıdıklıyor olabilir miydi?
- İyi bir topluluk, iyi olmanın anlamını kavrayabilendir.
Sonsuz Aşk İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hayal edelim: Yolunda giden bir ilişkiniz, fena olmayan bir işiniz var. Bir gün, tamamen tesadüfen, yolunuz bir yabancı ile kesişiyor. Birbirinize ettiğiniz birkaç kelam ile tanık olunan tuhaf bir hadise dışında bir etkileşiminiz yok. Siz hayatınıza kaldığınız yerden devam ederken bu yabancı bir anda yeniden karşınıza çıkıp “onun da sizi sevdiğini” söylüyor. O sırada siz: HA? *** McEwan beyefendi yine bizi insan ilişkilerinin uçurum kenarına götürmüş. Tam uçtasınız. Aşağısı alabildiğine boşluk. İtişilecek yer değil. Ama itişmeden de işin içinden çıkılamıyor. Ne de olsa siz başlatmışsınız bu aşkı. Yabancı kişi öyle söylüyor. Önce başlatıp sonra hiçbir şey yokmuş gibi davranmak size yakışır mı? *** Beşinci kitabını devirdikten sonra artık eminim. Bu adamın kitaplarını kıymetli kılan şey, okura “ben olsam ne yapardım?” sorusunu sordurtması. Okuru bu anlamda hikâyenin aktif bir katılımcısı kılıyor ve kitap sayfasının üzerindeki mürekkep izleri, üç boyutlu bir dünyaya dönüşüyor. Hikayeler anlatmak isteyen biri olarak bu yaklaşımı kendime örnek alıyorum. Okuru kurguya entegre etmenin duyguları sömürerek yahut korkudan altına işeterek değil ve fakat karar mekanizmalarını tetikleyerek de gerçekleştirilebileceğini görmek beni memnun ediyor. *** McEwan ne yazdıysa gönderin gelsin. Not: “Beton Bahçe”, sen gelme canım, bir işim çıktı. *** Sevgiler! (Burcu Booker)
Psikoloji biliminin kurgu bir eseri şekillendirmede bu kadar mükemmel kullanıldığı bir başka örnek bilmiyorum. De Clerambault sendromu (ne olduğunu ben de bu roman sayesinde öğrendim) romanın belki de en önemli yapı taşı fakat romanı ayakta tutan, hatta göklere çıkaran sadece bu değil. Yazar, tutarlı ve zekice kurgulanmış ayrıntılar sayesinde okuru hem entelektüel olarak doyururken hem de sürükleyici ve temposu düşmeyen bir olay örgüsü ile edebiyatın zirvesine merdiven dayıyor. Üstelik bu merdivende çıktığımız hiçbir basamağın altı boş değil. Havada, boşlukta kalan hiçbir şey yok. Edebiyatın yanında Teoloji, biyoloji, fizik, astronomi ve daha bir çok bilimden faydalanılan bu zengin yapıtta terimler arasında boğmadan, bilgiçlik taslamadan sadece edebiyatın gücünü hissettirerek okuyucuyu, en azından beni, kendine hayran bıraktı yazar/ian-mcewan Spoiler vermek istemiyorum ama kitabın adının neden “sonsuz aşk” olduğunu kitabın son sayfasına kadar öğrenemiyoruz ve öğrenince de ister istemez acı tatlı bir gülümseme beliriyor yüzümüzde. Sonsuz aşkı arayan herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap… (Elif Osmanoğlu)
#1001kitap~~~: Ian McEwan ilk defa okuduğum, çok merak ettiğim 1 yazardı. Sanırm başlangıç için doğru kitap seçtim zira merak unsuru eksilmeden soluksuz okudum. Joe Rose, 1 ayrılıktan sonra sevgilisi Clarissa ile buluşmasını kutlamak üzere kent dışında bir piknik düzenlemiştir. 2 sevgilinin baş başa geçirdikleri dakikaları, göklerde süzülen 1 balonla degisir. İçinde yolcu bulunan balon, kırlara inecek gibiyken terslikler oluşur. Çevredekilerle 1likte Joe da yardıma gider. Hiç kimse, bu olayın, yaşamlarını ne kadar etkileyeceğini bilmemektedir. Bu balon kazası, Joe ile Clarissa'nın yaşamlarına 1 felaket olur. Yardıma koşan kişilerden 1i olan Parry, tuhaf 1tutkuyla, hatta sapkınca 1aşkla bağlandığı Joe'nun hayatını cehenneme çevirir. Telefon ederek, mektuplar yazarak, peşine düşerek onu huzursuz eder, deliliğin sınırına getirir. Ian McEwan, Sonsuz Aşk'ta okura şiddet, cinsel sapkınlık ve paranoya dolu dünyalarda gezdirmeyi başarıyor. İlginç 1 bağlantı kurarak Dr. Clérambault Sendromu ile olayları psikolojik tespitler üzerinden merak unsuru hiç eksilmeden çok akici 1 dille anlatmıştır. Kesinlikle tavsiyemdir. Diğer kitaplarını daha çok merak eder oldum... Sonsuz Aşk ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasındadır ... (Ayşe...)
Sonsuz Aşk PDF indirme linki var mı?
Ian McEwan - Sonsuz Aşk kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sonsuz Aşk PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ian McEwan Kimdir?
İngiltere’nin Aldershot kasabasında doğan McEwan çocukluğunun büyük bir kısmını subay olan İskoç babası David McEwan’ın atandığı Doğu Asya, Almanya ve Kuzey Afrika’da geçirdi. Woolverstone Hall School, University of Sussex ve University of East Anglia’da öğrenip gören yazar, Malcolm Bradbury’nin öncülük ettiği “Yaratıcı Yazarlık Kursu”nun ilk mezunlarından biri oldu.
İki kere evlenen McEwan’ın ikinci eşi olan Annalena McAfee The Guardian’ın eleştiri bölümünün eski editörlerindendir. 1999 yılında ilk eşi olan Penny Allen vesayeti tıpkı 15 yaşındaki abisi gibi babaları McEwan’a verilen 13 yaşındaki küçük oğulları ile birlikte kaçtı.[1]
2004’ün Mart ve Nisan aylarında - Britanya Devleti, yazarı Amerika’nın First Lady’si Laura Bush’la yemek yemeye davet ettikten hemen sonra - McEwan’ın Amerika Birleşik Devletleri’ne girişi uygun vizeye sahip olmadığı için reddedildi.[2] Britanya basınında yapılan yayınların arkasından McEwan Birleşik Devletler’e “Sizi hala kabul etmek istemiyoruz ama dışarıda olmanız pek çok uygunsuz yayına sebep oluyor” açıklaması ile kabul edildi.[3] Daha sonra Birleşik Devletler kendisine bir özür mektubu yolladı.[4]
Royal Society of Literature, Royal Society of Arts, American Academy of Arts and Science McEwan’ın üye olduğu bazı gruplardır. 1999 yılında Hamburg’da Alfred Toepher Vakfı tarafından Shakespeare Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca British Humanist Association’ın seçkin destekçilerinden olan McEwan 2000 senesinde İngiliz Şövalyelik Ödülü ile ödüllendirildi.
Ian McEwan, 2002 yılında II. Dünya Savaşı sırasında başka bir aileye evlat olarak verilen bir erkek kardeşe sahip olduğunu öğrendi ve bu hikâye 2007 yılında kamuoyu tarafından duyuldu.[5] McEwan’dan 6 yaş büyük olan ve aynı anne babaya sahip olan duvar ustası David Sharpe, McEwan’ın ebeveynlerinin evlenmeden önce yaşadıkları yasak aşkın meyvesi olarak dünyaya geldi. McEwan’ın annesi aşığıyla ilk kocası savaşta öldükten sonra evlenebildi. Ian ise bu nikahtan birkaç sene sonra dünyaya geldi.
McEwan’ın yayınlanan ilk eseri 1976 yılında Somerset Maugham Ödülü’nü kazandığı kısa hikâyelerinden oluşan İlk Aşk, Son Törenler (First Love, Last Rites, 1975) isimli kitabıdır. Bu kitabı iki ilk roman sayılabilecek The Cement Garden (1978) ve Yabancı Kucak (The Comfort of Strangers, 1981) isimli eserler takip etti. Bu iki roman McEwan’ın edebiyat dünyasında “Ian Macabre” olarak anılmasına sebep oldu.
1997’den yayınlanan ve erotomani hastalığına yakalanmış bir insanı konu alan Sonsuz Aşk (Enduring Love) isimli romanı Man Booker Ödülü aday listesinde yer alamamasına rağmen pekçokları tarafından bir başyapıt olarak nitelendirildi. McEwan Booker Ödülü’nü 1998 yılında Amsterdam’da Düello (Amsterdam) isimli romanı ile aldı. Bir sonraki romanı Kefaret (Atonoment, 2002) de çok büyük beğeni kazandı. Time Dergisi eseri 2002 yılının en iyi romanı ilan etti ve roman Booker Ödülü aday listesine girdi.
2005 yılında yayınlanan romanı Cumartesi’de (Saturday, 2005) başarılı bir beyin cerrahının bir cumartesi günü yaşadıklarını işledi. Romanın ana karakteri olan Cerrah Henry Perowne’un evi Londra’nın merkezinde ünlü bir meydandadır. McEwan da Oxford’dan Londra’ya geri taşındıktan sonra aynı meydanda bulunan evinde yaşamaktadır. “Cumartesi” James Tait Black Memorial Prize ile ödüllendirildi. An itibarı ile son kitabı olan On Chesil Beach, 2007 senesinde çıktı ve aynı sene Booker Ödülü adaylarından biri oldu.
McEwan ayrıca pek çok film senaryosuna, bir adet sahnelenmiş oyuna ve bir oratoryaya imzasını atmıştır. 2007 Ağustos’unda “For You” isimli operanın metinlerini yazmaya başlayan McEwan’ın bu eseri Michael Berkeley tarafından bestelenecek ve 2008 yılı içinde icra edilecektir.2006 yılı sonunda, McEwan’ın büyük beğeni kazanan romanı Kefaret’i Lucilla Andrews’ın otobiyografisi “No Time for Romance”’den yaptığı intihalle yazdığı iddia edildi. Yazar masumiyetini The Guardian’da savundu, Andrews’un çalışmasından Kefaret’i yazdıktan sonra haberi olduğunu söyledi. McEwan, Amerikalı büyük yazar Thomas Pynchon’ın da içinde bulunduğu pek çok önemli yazar tarafından da savunuldu.
İlk romanı The Cement Garden’ın orijinalliği hakkında da yorumlar yapılan McEwan’ı son olarak Claire Henderson-Davis “On Chesil Beach”’de annesinin ismini kullanıp ebeveynlerinin hayat öykülerini anlatmakla suçladı. McEwan bütün bu suçlamaları da reddetmektedir.
Ian McEwan Kitapları - Eserleri
- Çocuk Yasası
- Fındık Kabuğu
- Kefaret
- Sahilde
- Yabancı Kucak
- Sonsuz Aşk
- Amsterdam'da Düello
- Benim Gibi Makineler
- Hamamböceği
- Beton Bahçe
- Cumartesi
- Kayıp
- Masumiyet ya da Özel İlişki
- Beton Bahçe - İlk Aşk, Son Ayin
- Siyah Köpekler
- Bir Parmak Bal
- Düş Yolcusu
- Solar
- İlk Aşk, Son Törenler
- İlişkiler
Ian McEwan Alıntıları - Sözleri
- “Babamı ben öldürmedim, ama işini kolaylaştırdığımı hissettim zaman zaman.” (Beton Bahçe)
- Can sıkıntısıyla, mutluluk arasında fazla bir mesafe yoktur; insan, sevincin sahillerinden bakar can sıkıntısına.. (Fındık Kabuğu)
- Oğlan olsun kız olsun, bir insan için en alçaltıcı şey, iyi bir eğitimden ve düzgün bir işte çalışma onurundan mahkum edilmekti... (Çocuk Yasası)
- "Hayal görmek hakkında hayal kuruyordun." (Düş Yolcusu)
- Bazen bir haksızlık üzerine fazla kafa yoran insanlarda öç hırsı bir tür yükümlülük duygusuyla karışır. (Amsterdam'da Düello)
- Dünyanın böyle ayrıntılarla, böylesine minik insani zaaflarla dolu olması onu boğuyordu.. (Çocuk Yasası)
- Önemsenmeyen şimdiki zaman döne döne uzaklaşıyor bizden .. (Fındık Kabuğu)
- Beden yalan söyleyemez , ama zihin başka bir ülkedir . (Fındık Kabuğu)
- "Herşeyi derinden hissediyorum. Söyleyebileceklerimden daha fazla." (Benim Gibi Makineler)
- Sürekli olması gereken,hiçbir zaman üzerinden atamadığın bir sevgi nasıl her zaman merhametli olabilir ki?Bu bir ısı,bir sıcaklık,Joe ve seni yakabilir.Seni yakıp kül edebilir. (Sonsuz Aşk)
- ... Kendimizi şimdiki zamanı yaşamak için özgür kılamazken, başkalarını özgürleştirmek üzerine düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzlukları hakkında düşünmek istiyorduk. Kendi sefilliğimizi örtbas etmek için, onlarınkini kullanıyorduk. Bizim sefilliğimiz de, hayatın bize sunduğu basit güzellikleri kabul edemeyişimiz ve onlardan mutlu olamayışımızdı... (Siyah Köpekler)
- “Kendini eylemle uyuşturuyordu.” (Kayıp)
- Biz ışıktan kaçan varlıklarız. Biz karanlığı anlar ve severiz. Hamamböceği (Hamamböceği)
- Latince ‘hamamböceği’. (Hamamböceği)
- “Kabul edilemeyen şey ırkçı olmaktır.” (Amsterdam'da Düello)
- Hayat, hayat kurtarmaktan öte bir şey olmalı. (Cumartesi)
- Ağlamaları arasında Julie’yle Sue anlaşılmaz şeyler söylüyordu, belki kendi kendilerine, belki birbirlerine. Ben de onlar gibi kendimi bırakabilmeyi istedim, ama biri beni seyrediyor gibi hissettim. Gidip aynada kendime bakmak istedim. (Beton Bahçe)
- Kendimizi içinde bulunduğumuz ana bırakamıyorduk. Onun yerine başka insanları özgür bırakmayı düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzluğunu düşünmek istiyorduk. Kendimizinkini gizlemek için onların sefilliğini kullandık. Ve bizim sefilliğimiz,yaşamın bize sunuğu basit, güzel şeyleri kabul edip onlara sahip olmaktan mutluluk duymayı beceremediğimizdendi. (Siyah Köpekler)
- Karşılıklı anlayışlarının derinliğini ve birbirlerini bu kadar iyi tanımalarına karşın hâlâ böylesine olağanüstü bir tutku yaşayabilmelerini kutladılar. (Yabancı Kucak)
- Can sıkıntısıyla mutluluk arasında fazla bir mesafe yoktur; insan, sevincin sahillerinden bakar can sıkıntısına. (Fındık Kabuğu)